-
176.
+12Derin Mert'e bakıp kolunu hızla çekti. Sonra bana döndü ve gülümseyerek Teşekkürler.dedi. Gülümsemesine karşılık verdim. Telefonda o kadar ne vardı da önünü görmedin?diye sordum.
Deniz Atay sensin değil mi? Arkadaşlık isteğini kabul ediyordum.dedi saf saf. Bir an ona sarılmak istedim ve bu isteğimin önüne geçmem beni inanılmaz derecede zorladı.
Pardon.dedim. Gülerek omuz silkti ve yanımdan ayrıldı. Gözlerim Mert'le tekrar buluştu. Öfke saçan gözlerle bana bakıyordu. Aynı bakışla cevap verip arkamı döndüm ve binaya doğru yürümeye başladım.
Dersin ne olduğunu bilmiyordum. Önceki gün ders progrdıbını yazmaya üşenmiştim ve fotoğrafını çekmek eve gidince aklıma gelmişti. Önümde oturan kıza sormayı düşündüm ama adını hatırlamıyordum. -
-
1.
0Rez panpa devam
-
2.
0Devam et panpa
-
1.
-
177.
+12''Kız arkadaşım değil dedim! Sen söyleyene kadar haberim bile yoktu. Vay be, Derin'le çıkıyormuşum da haberim yokmuş.diyerek güldü. Bir yumruk daha attım ama bu seferki sevinçtendi! Derin onu kabul etmemişti! Onca şeyden sonra gidip de onun kız arkadaşı olmamıştı.
Sonra kafama dank etti. Derin niye öyle söylemişti o zaman? Ne oluyordu?
Kalk,''dedim Mert'e. iyi günümdeyim. Seni hastaneye zütüreceğim.
Mert'i önce bir güzel dövüp, ardından hastaneye bırakarak ne muhteşem bir insan olduğumu kendime bir kez daha kanıtladım. Ardından Bora'yı aradım.
Konuştun mu? dedi direk.
''Konuştum. Ama Derin'le de konuşmam lazım. Bu kısımda sana ihtiyacım var kardeşim. Derin'i ara. Deniz'e tır çarptı, ölüyor de. Ne bileyim, uydur bir şeyler getir işte.'' -
178.
+12Sınıftaki kişilere göz gezdirmeye başladım. Kızları iyi hoştu ama çok uzunlardı yahu. Bir kızda o kadar boy olur mu? Ben 1.78'im. Benimle boyut olmayın. Rica ediyorum. Kısa boylu olmak türünüze daha çok yakışıyor.
Önümde oturan kız arkasına dönüp Merhaba!dedi. Ben Işıl. Mavi gözleri ve kahverengi, uzun saçları vardı. Güzeldi. Ama uzundu. Şirin değildi. Çok kadınsı duruyordu aslında. Dokuzuncu sınıf biri nasıl böyle görünebilir aklım almıyordu.
Merhaba. Deniz.dedim. Kız Bora'ya dönüp sorarcasına baktı. O da Bora,dedi.
Kız bana elini uzattı. Birkaç saniye eline baktıktan sonra sıktım. Aynı işlemi Bora'ya da uyguladı, sonra önüne döndü. -
-
1.
0Şaka mısn amk kız bana tırmanıcak mı manyak mısn
-
1.
-
179.
+12Güvenebilirsin.
Derin bir nefes aldım. Aldığım nefeste bile Derin var. Of, gibtir ya! Bu salakça esprime bir tekme attım ve saçlarından tutarak beynimin gerilerine fırlattım.
''Derin'i kendime aşık edeceğim.dedim. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü ardından bir kahkaha attı.
Ne?
O kadar da imkansız olamazdı değil mi? Hiçbir şey imkansız değildi. Bana göre en azından.
Geri zekalı mısın yoksa sağır mı?dedi gülmeye devam ederken.Derin'in en yakın arkadaşlarından biriydim dedim, sence onu tanımıyor muyum?Bekleyip eline su şişesini aldı ve biraz içtikten sonra tekrar bana döndü.Ufak tefek göründüğüne bakma. Ona çıkma teklifi edersen bu senin sonun olur, onun değil.''
Omuz silktim. Derin bu yüzü gördükten sonra zarar vermek düşündüğü son şey bile olmayacaktı. Dalıp gidecek, eriyecek, eriyecek ve eriyecekti. Ben de bir kez daha ego tatmin etmiş olacaktım. -
-
1.
0Rezzers pampa
-
1.
-
180.
+12Cidden o soruları yaptın mı?
Evet? Neden? Tek kaşım istemsiz olarak kalkmıştı.
Derin omuz silkti. Güneşin kütlesini sormuşlar gibi hissettim. Otuz dakikalık bakışma çok baş ağrısı yaptı.
ikinci sınava seni çalıştıracağım,dedim düşünceli düşünceli. Durumunun ne kadar kötü olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.
Temelin mi kötü?diye sordum. Ortaokulda dinlemedin mi yoksa derslerini? Ruhumu birden kırk yaşında hissetmiştim. Aman Allah'ım! Adeta bir baba!
O sıralarda başka şeylerle uğraşıyordum,dedi. Unutmak istediği bir şey aklına gelmiş gibi başını iki yana salladı. Boş ver. Sonuç olarak kötü.
Ne olduğunu anlatmak ister misin? Neler olduğunu deli gibi merak ediyordum. Genelde yaşıtlarımın dersi dinlememelerinin sebepleri ya sevgili işleriyle meşgul olmalarındandı ya da dersi sevmediklerindendi. Derin'in sevgilisi olmamıştı. O yüzden bu şıkkı rahatlıkla elemiştim. Ama dersi sevmese o yıllar aklına gelince suratı bu hali almazdı. Bir şeyler olmuştu ve ben ne olduğunu öğrenmek için ölüyordum. Kendi kuruntum da olabilirdi elbette. Ama ısrar edersem belki bir şeyler anlatırdı. -
181.
+12Teneffüsün bittiğini bildiren zil çaldı ve kız bana hoşça kal dedikten sonra kendi sınıfına gitti. Okulun bitmesine son iki ders saati kalmıştı ve ikisi de biyolojiydi. Biyolojiden nefret ederdim. Başımı sıraya koydum.
Bora yanıma gelip oturdu. Uyuyacak mısın?dedi.
Kafamı sıradan kaldırmadan Sanırım.dedim.
Uyu. Hocaya hasta olduğunu söylerim.
Bora iyi bir arkadaştı. Bazen sinir ediyordu ama yine de samimiydi. iki saat biyoloji dersinde uyuduktan sonra Bora'nın beni dürtmesiyle uyandım.
Deniz uyan. Zil çaldı. Saçlarımı çekip kendime gelmeye çalıştım. Sonra yana atıp çantamı elime aldım.
Geçmiş olsun.dedi Işıl. Hastaymışsın.
Sağ ol.dedikten sonra okuldan çıktım. Ben Işıl'la konuşurken Derin çoktan çıkmıştı sınıftan. Dönüp baksa ölürdü sanki. inatçı keçi. Bacaksız velet. Yerden bitme. -
182.
+11Nefes nefese Hayvan ya, dedikten sonra yattığını duydum. Sonra örtüyü hızla üzerimden çekti. Kolumu geriye atıp örtüyü çekmeye çalıştım. Anında tepki verdi ve örtüyü delicesine çekiştirmeye başladık.
Örtümü rahat bırak!
Ona işkence eden sensin Derin. Serbest bırak şunu.
Sen bırak! diye bağırdıktan sonra bütün gücüyle çekti. Örtünün tamamı birden elinde kalınca arkaya savruldu. Tam sert zemine yapışacaktı ki kolundan tutup kendime çektim. Derin'le mutluluğun seviyeleri vardı. O dakikada nirvanadaydım sanırım. Dip dibe duruyorduk. Aramızda çok romantik bir bakışma geçebilirdi belki. Ama Derin yine dişi öküzlüğünü konuşturdu.
Geri zekalı.
Bulaşıcı, dedikten sonra iyice kendime çekip sarıldım. Debelenmeye başladı. -
-
1.
+1Panpa ben daha duz sarilamadim bunlar yatara sariliyo vay amk. Buna 1 tane yakilir.
-
1.
-
183.
+11Doktor Hilal Aktuğ, acilden bekleniyorsunuz.
Şu kadın gitsin artık acile ya, diye sızlandı Derin. Yedi sekiz kez çağrı yapılmıştı. Burukça gülümsedim. Derin'in endişesi uzuvlarının her köşesinde belli oluyordu. Gözlerinin altı hafifçe kızarmıştı ve elleriyle oynayıp duruyordu. Asık yüzlü bir hemşire ameliyat giysilerini getirmişti ve Derin'in üzerinde açık mavi, elbiseye benzer bir giysi vardı. Kalbim göğüs kafesimin içinde sıkışıp kalmıştı ve nefes almakta zorluk çekiyordum. Hissettiğim korku dayanılmazdı. Ayaklarımın bağı her an çözülebilecek gibi hissediyordum.
Derin'in annesi her zamanki gibi duvara yaslanmış duruyordu. Babası ise koltuğunda endişeli gözlerle Derin'e bakıyordu. Anlayamıyordum. Derin'e bariz belli şekilde değer veriyordu. Peki neden onu bu şekilde yalnız bırakıyordu? -
184.
+11''Hayatınızda neden bir ilki gerçekleştirip Derin'in yanında olmuyorsunuz?dedim sertçe. Babam elini omzuma koyupDeniz. Yapma.dedi otoriter bir sesle. Onu dinlemedim.
Sizden ilgi görmediği için dışarıdaki herkese güveniyor ve siz endişe duymuyor musunuz? Başına bir şey gelebilirdi! Ona bir iyilik yapın!
Deniz!diye uyardı babam.Haddini aşma.
Aşmıyorum,dedim başımı iki yana sallayarak.Sadece doğruları söylüyorum.dedikten sonra tekrar çifte negatife döndüm.
Ona bir iyilik yapıp yanında olun. Olur mu? Size ihtiyacı var. Bana değil.'' -
185.
+11Eh, gerçek olmasından kaynaklanıyor herhalde, dedi omuz silkerek. ''Normalde arkadaş dediğin çoğu insan seni tek bir hatanda yalnız bırakır. O sadece susuyor ama zor anında da dönüp gitmez arkasını. Mesela geçen sene Betül diye bir kızla kavga etmişlerdi. Tartışma gibi. Derin susup inzivaya çekildi yine. Sonra Betül'ü dört kız sıkıştırmış tuvalette. Bana niye öyle bakıyorsun?
Bilmem,dedim hayretten açılmış gözlerimle.Kızlar senden daha az şey biliyor Bora?
Sırıttı.Okuldaki haberci kuş bendim, ne var yani? Bilmek istemiyorsan susarım olur biter.
Fena yerden vurmuştu. Öğrenmezsem bana bu gece, yarın gece, ondan sonraki ve ondan sonraki gece uyku yoktu.
Anlat,dedim umursamaz görünmeye çalışarak. Ne kadar başarabildiğim tam bir muammaydı.
Bora sırıttı ve heyecanla anlatmaya devam etti.Dediğim gibi, Betül'ü kızlar tuvalette sıkıştırmış. Alp'den uzak duracakmış, yoksa sonu kötü olurmuş, bir yığın salak işi... Bekleyip tepkimi ölçtü. Put gibi durduğumu görünce devam etti.Betül de tabi Çalıkuşu'nun arkadaşı. O da az inatçı değil. Kızlara itiraz, bir de küfür edince bunlar Betül'ü dövmeye başlamışlar. Derin tabii bunu duyunca kendini kavganın ortasına attı.'' -
186.
+11Kendi servisimi bulup içeriye girdim ve kendime haftalarca küfretmeme sebep olacak bir şeyi fark ettim. Derin'le aynı servisteydik. Bir hafta boyunca okula onunla gidip gelme şansına sahiptim ama geri zekalı gibi yürümeyi tercih etmiştim.
Derin'in oturduğu sıraya doğru ilerlerken önümde yürüyen çocuk Derin'in yanına oturmaya yeltenince onu hızla itip Derin'in yanına kuruldum.
Selam genç! Konuya giriş şeklim o dakika için gayet uygun gelmişti. Ne kadar berbat olduğunu sonra fark ettim.
Kulaklığının tekini çıkarıp Ha?dedi.
Havalar diyorum. Soğumaya başladı değil mi?
Evet. Üşüyorum ben.dedi safça. Kafasını tutup cama geçirmek ve sonra sıkıca sarılmak istedim. Sürekli gülümsemek istememe sebep oluyordu ve bu hoşuma gitmiyordu.
Ne dinliyorsun?dedim. Sırıttı.
OneRepublic. Biliyor musun? -
-
1.
0Ne saçma hikaye amk zlatan mjsin sen
-
2.
0Ne saçma hikaye amk zlatan mjsin sen
-
1.
-
187.
+11Eğer ki bayılmak gibi kızsal bir şey yaparsan seni gebertirim Deniz. Yürü. diye emir verdikten sonra montu elime verdi. Yavaş adımlarla binadan çıktık. Bahçede ilerlerken hocanın biri nereye gittiğimizi sorunca Bora beni gösterip hastaneye gittiğimizi söyledi. Hoca sesini çıkarmayınca nasıl gözüktüğümü merak ettim.
''Derin'i arıyorum,deyip telefonu çıkardı Bora. Sessizce onu izledim. Sanki burada değil gibiydim. Olayları bir sinema perdesinden izliyordum sanki. Hissettiğim tek şey korkuydu. Koca bir korku.
Derin? Evet benim Bora. Deniz'in seni görmesi gerek.dedi Bora hızlıca. Bir süre telefonu dinledikten sonra konuşmaya devam etti.
Biliyorum. Deniz salağın teki. Şu anda da salaklık yapıyor zaten. Seni görmezse Mert'i arayıp kendini dövdürtecekmiş. Sonra da kötü yola başvuracakmış.Yüzüne şaşkınlıkla bakarken Bora bir süre daha dinledi ve cevap verdi.
Evet. Mazoşist. Hayır o kötü yol. Kötü yol. Of Derin. Ama yapacağını söylüyor. Hatta gitmeye başladı. Deniz!diye bağırdı yanımda.Bekle! Salakça bir şey yapma sakın!'' Şaşkınlığım diz boyuydu. Derin'i her görmek istediğimde aptalca yalanlar söyleyerek ikna ediyordu onu Bora. Tamam aptalca falan değildi. Fazla zekiceydi. Bora'dan bu performansı canlı izlediğim için şaşkınlıktan ölmek üzereydim. -
188.
+12 -1Deniz? Bu kız kim?diye sordu annem ben saçlarımı düzeltirken.
Hangi kız?diye sordum kafamı aynadan çevirmeden.
Bilgisayarda çıktı direk.
Utanma anında siz neler yaşarsınız bilmiyorum. Ama ben sanki biri enseme kızgın demir sokmuş gibi hissediyorum. Daha sonra da terleme başlıyor tabii. Durumu bozuntuya vermemek en iyisiydi. Salaksın oğlum işte. Hem Derin'in profilini kapatmadan yatıyorsun hem de durumu kurtarmak için çaba harcıyorsun. Bu zeka fazla sana. Buralarda harcanıyorsun Deniz sen. Evet.
Boğazımı temizleyip cevap verdim. Okuldan bir arkadaşım. Dün kendisini bulmamı istemişti de oradan. Derin istemiş. Daha fazla yaratıcı olamaz mıydım acaba?
Hım,dedi annem. Güzelmiş. -
189.
+11Alnımda hissettiğim bir el yüzünden tatlı uykum bölündü. Gözlerimi aralayıp baktığımda üzerime eğilmiş ateşimi ölçen annemi gördüm.
Ateşin düşmüş bayağı.deyip gülümsedi. Yorgun bir gülümsemeyle karşılık verdikten sonra kalkıp banyoya gittim. Akşam olmuş olmalıydı çünkü odamın ışığı yanıyordu.
Kendimi duşa attım. Daha iyi hissettiğimden emin olana kadar da çıkmadım.
Duştan çıkıp giyindikten sonra telefona sarıldım hemen. Boralar telefonuma geçmiş olsun mesajları atmıştı. Derin de Facebook'dan mesaj atmış olsa ne güzel olurdu!
Heyecanla hesaba giriş yaptım. Dört mesaj vardı. Hemen açıp isimlere bakmaya başladım. Işıl, Miray, Gizem, Pelin. Işıl'ı tanıyorum da, diğerleri kim lan?!
Derin'den mesaj gelmemiş olmasının verdiği moral bozukluğuyla yatağa tekrar girmiştim ki annem seslendi.
Yemek hazır! -
190.
+11Yani, öyle değil. Hani ufak tefeksin ya. Kedileri falan sıkarak seversin. Öyle dövesim geliyor.
Ne çeşit bir fantezi?diye söylendi Derin. Çok anormalsin.
Biliyorum. Ve yakışıklı.dedim egomu arşa değdirerek. Ne tepki vereceğini merak ederek bakmaya başladım. Ama o sadece omzunu silkti. Bana? Bu yüze? Omuz silkmek? Yok artık! Kendi kendime homurdandım.
Sence değil mi?diye sordum. Başını kaldırıp yüzüme baktı.
Öylesin, dedi. Tekrar sırıtacağım sırada keşke söylemeseydi dediğim kelimeleri de söyledi. Allah sahibine bağışlasın.
Ağzımın içinde bir şeyler geveledim. Umarım sana bağışlar o zaman, Derin.
Binaya doğru ilerlerken Ne zaman geçiyorsun bizim sınıfa?dedim.
Haftaya sanırım.dedi. Yine elini gözüme sokarcasına salladıktan sonra kendi sınıfına doğru gitmeye başladı. -
191.
+11işte benim adamım!
Ok atışa bakar mısınız?diye fısıldadı heyecanla. Ve... Yine gözlerimi devirdim.
Bu filmi dün de izlememiş miydin?dedim sağa doğru hafifçe eğilerek. Perdeden gözlerini ayırmadan cevap verdi. izledim. Dün de muhteşemdi zaten.
Ciddi olamazsın Derin,diye sinirle fısıldadım. Abartıyorsun!
Hişşt! Sessiz ol! Legolas sahnede.
Sinirle önüme döndüm. Ne vardı Legolas'da bu kadar?! Sorun onun ok atmasıysa eğer çıkışta hemen ok atma derslerine başlayacağım.
Oha,dedi Derin yanımda. Allah aşkına Derin! Dün izledin ya! Hala neye şaşırıyorsun?! Yüzüne baktığımda bana bakıyordu.
Ne?dedim.
Koltuğun kolunu parçalamışsın Deniz. Ayı mısın?diye fısıldadı. Koltuğun koluna baktım. Şey, biraz derisi parçalanmıştı ve altından pamuklar çıkmıştı ama büyük değildi. Asıl soru şu; Bunu hangi ara yaptım lan ben?! -
192.
+11Ne yapıyorsun?dedi nefesi kesilirken.
Bir haftadır bunu yapmak için hayal kurmuş ve sonunda yapmış olmanın verdiği rahatlıkla geri çekildim.
Hiç,dedim gülerek. Yanaklarını sıktım.
Gözlerini kaçırıp arkasını döndü. Ellerini yanaklarına bastırdı. Şu anda kıpkırmızı kesildiğine bahse bile girebilirdim.
Bana döndüğünde yüzü tahmin ettiğim gibi kırmızıydı. Ama sinirliydi de. içimden Eyvah! diye geçirdim.
Yanaklarımı sıkma bir daha.dedi. Yüzünün aksine sesi sinirli değildi. içimi bir rahatlama kapladı. Sinirli gözükmek istiyordu! Sinirli değildi ama öyle görünmek istiyordu! inanılmaz!
Tamam.deyip sırıttım ama yalandı. Tekrar yapacaktım. Ne zaman olur bilmiyordum ama yapacaktım.
Gülme.dedi. Gülmeye devam edince de dudağını kemirmeye başladı.. Sinirlenince yaptığı bir hareketti.. -
193.
+11Bora.dedim fısıldayarak. Öndeki kızın adı neydi?
Işıl.dedi sesli sesli. Işıl dönüp baktı.
Efendim?
Şey,dedim zekice. Ders programı var mı sende?
Gülümseyip çantasından bir kağıt çıkardı. Dün fotokopisini çektirmiştim. Al birini.deyip uzattı.
Sırıtarak Teşekkür ederim.dedim. Işıl daldı gitti. Sonra boğazını temizleyip önüne döndü. Deniz etkisi, evet. Derin'de olması gereken ve bir türlü olmayan şey. Ondan başka herkeste oluyordu.
ilk ders yine ingilizce'ydi. idil hoca favorim olmuştu çünkü diğer hocaların aksine o, kontrol bağımlısı biri değildi. idil hoca sonunda sınıfa girdi. Dün konuştuğunun aksine bugün her dediği ingilizce'ydi. Sınıftan homurtular yükselmeye başlamıştı. -
194.
+11Her neyse, sonuç olarak, Derin ne kadar huysuz olursa olsun iyi bir arkadaş. Eminim sevgili de olur.deyip gevşekçe gülerek omzuma vurdu.
gibtir lan,dedim. O düşünceleri duyduktan sonra bütün kararlılığım gitmişti ama içeride bir yerlerde hala ufak bir umut parçası hissediyordum. Denemeye devam et!diye çığlıklar atıyordu. Deli gibi istiyordum devam etmeyi ama, bilirsiniz, cesaretiniz kırılınca onu tekrar toplamak biraz zaman alıyordu.
Sana aşık olacak,dedi. Yarın güneşin doğacağına emin olduğum kadar eminim.
Zayıf bir ihtimal gibi görünüyor,deyip Bora'nın bir gol atmasına izin verdim.
Ben artık kaçayım,deyip ayaklandı Bora. Yarın görüşürüz.
Görüşürüz.dedikten sonra Bora'yı uğurladım. Annem kal diye yığınla dil dökmüştü ama Bora okul için hazırlığının olmadığını söyleyerek onu vazgeçirmişti.
Yukarı çıkıp kendimi yatağa fırlattım. Anında telefonum titredi. Çıkarıp baktım. Bora'dan mesaj gelmişti. Evden çıkalı daha iki dakika olmadığı için kaşlarımı çatarak mesajı açtım. Bir numara, altında da Bora'nın mesajı yazıyordu. -
195.
+11idil Hoca yine ingilizce olarak Dediğimi anlayan bir kişi yok mu?dedi. Elimi kaldırıp çarpık gülümsememi yerleştirdim yüzüme.
Deniz?dedi. %10'luk kısımda olacağımı söylemiştim.
Bir on dakika kadar ingilizce konuştuk. Nasıl böyle iyi konuştuğumu sordu. Geçen yaz iki aylığına Londra'ya tatile gittiğimizi söyleyince sırıttı.
Londra muhteşemdir.dedi. Bunu biliyordum, çünkü teyzem orada çalışıyordu ve her tatilde istisnasız bizi yanına çağırıyordu.
Arkadaş hoca edinme yolunda emin adımlarla ilerlediğimi söylemem gerekirdi. idilciğim derse devam etti ama zilin çalmasına çok az kalmıştı. Çalar çalmaz hocayla aynı anda sınıftan çıktım ve kantine gittim. Derin'i görmek istiyordum. Kantinde olmadığını görünce lavaboya gidip ellerimi yıkadım ve tekrar kantine döndüm. Gördüğüm manzarayla birlikte bedenim kasıldı ve kan beynime sıçradı.
başlık yok! burası bom boş!