-
1.
0belki kimse dinlemeyecek ama yine de yazmaya karar verdim. derdimi alatabileceğim bi siz varsınız binler. anlatıp rahatlamak istiyorum.. kimse dinlemeyecek olsa da başlıyorum:
-
2.
0Ben bir zütoğlanıyım, evet. Bunun pek çok sebebi ve sonucu olduğu gibi, bir o kadar da sebep-sonucu var. Ama bu sebep-sonuç’ların en serti de, tartışmasız, benim bir zütoğlanı oluşumdur. Bu ise sanırım ebedi bir kaybediş anldıbına geliyor benim için.
-
3.
0Lisedeyken, sevdiğim kızla ara sıra baş başa buluşma fırsatım olurdu. Ona âşıktım, demekle yetinerek duygusal teferruatı bir kenara bırakayım şimdi. ilişkimiz bir ‘sevgililik’ ilişkisi değildi. Ama tam anlamıyla bir reddedilme de değildi. Ona âşık olduğumu biliyordu bilmesine ya yine de bunu ona her fırsatta hatırlatarak zütoğlanlığımı perçinliyordum.
-
4.
0Ersan diye bir oğlandan hoşlanıyordu o sıralarda, yani Ersan’a hayrandı desem yeridir. Ersan’dan söz ederdik bol bol. Ersan’ın eski sevgililerinden, popülaritesinden falan. Ersan’ın karizması baş başa geçirdiğimiz vakitlere damgasını vurmaktaydı. Israrla söz konusu ediyorduk Ersan’ı. Bazen ben bile derin derin Ersan’ı düşünürken yakalardım kendimi. Ne diyebilirdim ki? Sevdiğim kız Ersan’a hayran olurken ve biz var gücümüzle bunun detayları hakkında görüşmelerimizi sürdürürken Ersan’dan nefret ederdim.
-
5.
0seviyosan git konuş panpa
-
6.
0Arsağn (Ersan’ı böyle söylüyordu) şu C’lerdeki kızı terk etmiş. Zaten o sıskada ne bulduysa…” :(
-
7.
0@5 saol panpa sen dinlesen bile yeter
-
8.
0Onunla Ersan hakkında konuşurken ve daha çok onun Ersan ile alakalı söylemlerini dinlerken tuhaf bir şeyler hissederdim. Sevdiğim kızla, bir kafede, ortamı hoşuma giden bir kafede baş başa oturuyorken ‘hissetmem gereken’ asıl şeyleri hissetmiyor olduğumu hissederdim. Böylece bu işte bir terslik olduğunu hemen anlayıverirdim.
-
9.
0Şu tuhaf hisler salt kıskançlık, nefret, tiksinme, acı çekme, aşk, saplantı gibi şeyler değildi. Çünkü bunlar gayet normal hislerdir. Galiba bunların hepsinden belli oranlarda edinilmiş bir düzlemde, sevdiğim kızın Ersan’dan ‘hayranlıkla’ söz etmesini izlerken acı çekmenin yanı sıra bir şey daha oluyordu bende. Bir şey ‘oluşuyordu’ desem daha doğru olur belki.
-
10.
0panpa okucam bu entryi girme amacım da yalnız olmadığını bil neyse
edit: oğlum fena lan -
11.
0Tiksiniyorum ama onun köpeğiyim, aşığım ama bunun düpedüz bir saplantı olduğunu biliyorum, kıskanıyorum ama bu konuda (özellikle bu konuda) elimden hiçbir şey gelmeyişi kıskançlığımı tümüyle olumsuzluyor, yadsıyor, haksız çıkarıyor, Ersan’ı öldürsem dünyadaki 6 milyar insandan sadece birini öldürmüş olacağımı bilmeme karşın bir cinayetten altıma sıçacak kadar korkuyorum. Tüm bunlar neredeyse mucizevî bir sentez yoluyla birleşiyorlar ve ortaya ‘zütoğlanı’ kavrdıbının bazı özellikleri çıkıyor ve bunlar ben’de birleştiği için de sanırım o ‘zütoğlanı’ ben’den başkası değil.
-
12.
0iki haftadır ne aramış ne sormuş beni ama ben tutup arıyorum onu: “işin var mı canım? Buluşalım mı bugün? “Ayy işim var bugün. Ablamla alışverişe çıkcaz.” Bu konuşmanın beş dakika sonrasında kafedeyim, hem de hep takıldığımız yerde. O da orada, ablası yok elbette, arkadaşlarıyla okey oynuyor. Beni tanıyanlarla selamlaşıyorum ve onunla da. Çekinmeden savurduğu alışveriş yalanının açıklamasını yapacak kadar bile değer vermiyor bana ve üstelik bundan sıkılmıyor.
-
13.
0@10 saol panpa ben anlatmaya devam edeyim
-
14.
0ulan senelerdr kulagımı kım çınlatıyodu dıyordum bende pekekent
-
15.
0Ersan da oralarda bir yerde, geziniyor, sigara içiyor, kızları umursamaz tavırlarıyla etkiliyor; elbette en başta benim huuryu. Ersan’ın gözünden kendime bakıyorum ve bu bakış sayesinde ne açıdan bakılırsa bakılsın tam bir zütoğlanı olduğumu anlıyorum: “Ah, bir zütoğlanı bu! Tülay tüm kızlar gibi peşimden koşuyor, bu da Tülay’ın peşinden, bir fino gibi… Tipine de bir bakın hele! Tam bir zütoğlanı! Ha ha ha…” bunları duyar gibiyim
-
16.
0Burnum içine kaçıyor önce. Az sonra da gözlerim kayboluyor. Ağzımı da yutuyor burnumu yutan karadelik. Ala köse sakallarım suratımın ortasına düşey bir şekilde yığılıyor, kıvrılıyor kıllar. işte bir züt surat, bir zütoğlanın suratı bu.
-
17.
0Bir seferinde Tülay’la baş başa otururken Ersan konusunu değiştirmeyi başarmış ve hiç utanmadan, benzersiz bir cüretle konuyu kendime getirmiştim üstelik.
“Ya aslında, şey…” diye kem küm etmişti önce. “Seninle mesajlaşırken heyecanlanıyorum ama… yani böyle yüz yüze konuşurken bir şey olmuyor, yani… çok rahatım…”
“Eee? Yani?”
Pek kısa süren suskunluğun ardından Ersan konusuna döndük hemen. -
18.
0Şimdi düşününce, benimle mesajlaşırken heyecanlanmasını anlıyorum. Güzel ve duygu yüklü sözler yazmam değildi sebep elbette. Cep telefonunu ilk kullanan gençliktik biz ve Tülay’da bunun heyecanı vardı sanırım ve onu heyecanlandıranın ben olduğum sanısına kapılmış olmalıydı. Ah, telefon! Benim için elinden geleni yapmışsın ama… Bir zütoğlanı oluşumu hesaplayacak kadar da teknolojik değilmişsin meğer.
-
19.
0Genelde bu tarz ‘yarım ilişkiler’ yaşamıştım ve bunlarla tatmin olmayı denedim mecburen.
Bazı arkadaşlarım yeni kız arkadaşlarıyla ilk buluşmalarına giderlerken beni takarlardı peşlerine. Belki kendilerini daha rahat hissedeceklerini zannederlerdi. Otururduk bir parka, arkadaşım, yeni sevgilisi ve ben. Çabucak yalaşmaya başlarlardı elbette. Bense ne yapacağımı bilemez halde beklerdim öylece; doğru mesafede, ne çok yakınlarında ne de çok uzaklarında. Onlar birbirlerini emerken kalkıp gitsem bir zütoğlanı uzaklaşıyor ve uzaklaşırken züt oluyor olurdu. Oturmakta ısrar edince de tam bir zütoğlanı konumuna geçiyordum. -
20.
+1Yanımızdan geçenler şöyle düşünüyordu:
“Hey, şu ikisi ne hoş öpüşmekteler falan da ötekine ne oluyor? züt züt oturuyor yanlarında… Ne düşüncesiz bir zütoğlanı bu böyle, çıkıp gitse ya! Ama hayır, sanki onun görevi gibi, evet bu bir zütoğlanlığı…”