0
Durdurulmuştum.
"Bana ver." Gırtlaktan bir ses ile konuşmuştu. Kekeleyerek cevap vermeye çalıştım.
"Ne- neyi?" Tekrar gülümsedi.
"Gözünü." Gözümü demişti... O gözümü demişti!
"Gözüm mü?!" Tekrar koşmaya çalıştım, o yaratık gözümü alamazdı! izin veremezdim. Yürek yemiş gibi,
"Hayır!" dedim. Sanki, ondan korkmuyordum. Bende, onu kendisine çeken bir şey vardı.
"Zorundasın, geleceğin için." Sanki bir tavsiye gibiydi bu. Her ne kadar gözümü almak uğruna olsa bile. Gözlerimi yumdum ve çömeldim. Sessizce, ağlamayı yeni akıl edebilmiştim. Ve oldu.
•
**
Bu halle bürünmek zordu. Tamamen aratığa dönüşmüştüm. Ağzımın yarısı kaybolmuş ve gözüm sarkar haldeydi. Konuşmam hayvancaydı, ancak düşünebiliyordum. Tek umudum, kendimdi. Geçmişe gidebiliyor ve zamanı durdurabiliyordum. Kendimi, kendim için kullanmak zorundaydım. Ve gittim; geçmişe.
Bunu yapmak adiceydi biliyordum. Küçük bir çocuğun hayatını karartmak. Bunları düşünmedim.O gözü alcaktım...
•
**