yalanına sokayım

her neyse beyler devam ediyorum. havuzda bayağı yüzdükten sonra kahvaltıyı yapmaya gittim. yemeklerimi seçtim ve otururken bir şey oldu. kızın biri bozuk bir makineden bardağına meyve suyu koymaya çalışıyordu. kız 1.73-1.74 boylarında, yeşil gözlü, açık kahverengi saçlı bir kızdı. makine bozuk olsa da bir türk erkeği olarak makineyi biraz kurcaladım ve hemen düzeldi. kız "thanks a lot" dedi. "you're welcome" dedim. ardından bizim binler çoktan masada yer bulmuş beni izliyorlarmış oysa. gittim bunların yanına oturdum ve bunlar benimle taşak geçercesine bakmaya başladılar.

Saat 7 gibi otelin odasına girdim. kitap okurken en beklenmedik yerde telefonum çaldı. arayan bizim mahallenin bilgisayarcısı uğur abiydi. acaba ne oldu da arıyordu beni? heralde özledi bizi hal hatır soracak. Her neyse açtım telefonu. uğur abi "ooo deathburn ulan seni bin. tatile gittin ne işler başardın be." dedi. ben şaşırarak "ne işi uğur abi dedim. uğur abi "deathburn bırak bu ayakları. seni çapkın. yabancı kıza, meyve suyu koysun diye yardımcı olmuşsun çapkın bin. Sen ileride burak'ı geçeceksin." dedi. uğur abinin bile olaydan haberi olmuş amk. ulan kesin batuhan muallaksi anlatmıştır amk işsizi. ardından "abi batuhan söyledi değil mi?" dedim. uğur abi gülerek "sorman bile hata deathburn." dedi. biraz konuştuk ardından uğur abinin babası emekli berber faruk amcaya da selam söyledikten sonra telefonu kapattım. Saat 8 olmuştu. kızlara artistlik yapmaya çalışan muallakler ile maç yapmamıza bir saat kalmıştı...

bunlar gülmeye başladılar. burak "lan deathburn gördün güzel ecnebi kızı hemen yardım ettin değil mi seni çakal. çapkınlık konusunda bana yaklaşıyorsun bin" dedi. mert "lan oğlum uyurken bile derin ve ada'yı sayıklardın hep hayırdır." dedi. batuhan "deathburn sen ne kadar değişmişsin be kardeşim. Sen hep kızlara sadık kalırdın amk. tatil açtı seni." dedi. iyi ki bir centilmenlik yaptık. bu binler hemen taşak geçecek bir şey buldu amk. batu zaten altın günündeki kadınlar gibi dedikodu yapıyor kesin bizim lise ortamındakilere hemen yetiştirir. zaten o kıza karşı bir şeyler hissetsem burak'a söylerdim amk. çapkın bin ufacık boyuna rağmen girdiği her ortamdan mutlaka 2-3 düşürüyordu. heralde birbirinden ayrı idare ettiği 7 sevgilinin üstüne bir 3 sevgili daha eklemeye kararlıydı pekekent. mert desen sevgilisine sadıktı zaten. ama yine de arada ecnebi karılar kesti tabi. gözümden kaçar mı amk. her neyse bu yabancı kız bir yandan arkadaşlarıyla otururken bir yandan da arkadaşlarıyla bizi kesiyorlardı amk. tabi bizimkilerin elini ayağı heyecandan birbirine dolandı aq.

rezerve

Rez panpa

Reserved

beyler okuyanlar ses versin en güzel sahneler geliyor

devam et bin

Rezerved

her neyse otele gittik. olivia'nın odasına girdik. iyice birbirimizle yiyişmeye başladık bunu yatağa attım ardından soyundum ve o da soyundu. yatağa girdik. zinaya derinle yaptıklarımdan sonra tövbeliydim. ama bu harika ötesiydi. yorganın altına girdik ve saatlerce sevişmeye başladık.

her neyse uyandığımda demirlere bağlıydım. olivia ingilizce olarak "ne oldu şaşırdın mı tatlı şey?" dedi. ben cevap vermek istedim ama ağzım kapalıydı ve kaçamazdım. bağırmayayım diye iyi bantlamış huur. olivia "aslında sende bayağı etkilenmiştim. niyetim kötü olmasa seninle ciddi bir ilişki kurmak isterdim ama işte... iş farklı aşk farklı çapkın çocuk." dedi. "Amacım seni şimdi elimdeki şırınga ile öldürüp vücudundaki organları almak ve satmak. bu işi daha önce en az 10 kere yaptım ve polislere hiç yakalanmadım. sana anlattıklarımın hepsi yalan. ingiltere'de ve pek çok ülkede aranıyorum şimdi de bu ülkeye kaçtım. senin organlarını aldıktan sonra amerikadaki organ mafyasına satacağım" dedi. ben korkudan tir tir titremeye başladım.

rez amk okursam gibsinler

Rezerved

Rez panpa

devam ediyorum panpalar birazdan. biraz işim var hemen geliyorum.

reserved

Seri yaz bin, hikaye güzel midir yalan mıdır bilemem ama samimi geldin dinliyorum.

beyler okuldaydım şimdi geldim kusura bakmayın uzun ve seri yazacağım birazdan

Yalanına sokayım