/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +67 -11
    HiKAYE BiTTi TEŞEKKÜRLER.
    Olay 3 amcaoğlu olan Sabri, Kenan, Recep METE şahıslarının başından geçmiştir. Para hırsları yüzünden başlarına gelmeyen kalmayan 3 kuzenin hikayesi.
    Sabri METE tarafından birincil dil kullanılarak anlatılacaktır.
    Sabri METE anlatıyor: Sanırsam 2012 yılının yaz ayları; düğünler, altınlar, gelir- gider derken paraların çok hızlı şekilde tükendiği zamanlar. Normalde her yıl köşede kıyıda birikmiş paramız olurdu fakat son 2 yılda hiçbir şekilde düzenli paramız olmamıştı. Hatta durumumuz o kadar kötüydü ki hırsızlık yapmayı bile düşünmedim değil. Artık buna bir dur demek gerekiyordu ve tahmin edildiği gibi can dostlarım ve amcaoğullarım olan Recep ve Kenanla konuşmayı kafama koydum. Aklımda define arayıp para bulmak ve hüddamlarla iş birliği yapmak vardı fakat amcaoğullarım ne düşünüyordu onlara da sormam gerekliydi. “Neyse zaman gelsin kuzenlerle konuşup doğru yolu seçeriz” dedim ve karıma veda edip köy kahvehanesine gittim. Recep ve Kenan her öğle namazı sonrası kahveye gelip çay içerler ve evlerine öyle giderlerdi. Kahveye gidip onlarla konuşacaktım. Ayağım kopsaydı da o kahveye o gün gidemeseydim, can verseydim bu define konusunu aklıma sokmasaydım.
    ···
  2. 2.
    +32 -3
    Öğle vakti oldu ezan okundu, namazlar kılındı. Bende kahvehanede oturdum ve amcaoğullarımı beklemeye başladım. Yaklaşık 5 dakika sonra kahveye doğru Kenan ve Recebin geldiğini gördüm hemen ayaklandım ve masama onları davet ettim. Recep ve Kenan yanıma geldi selam verdiler ve oturdular. Şimdi sıra bu konuyu onlarla konuşmamdaydı. Kenan Recepten büyük olduğu için ilk ona danıştım:
    -Kenan bak ailemizin durumunu biliyorsun artık paramız yok hiçbir şeyimiz yok sersefil kaldık ne yapacağız
    -Recep abi valla bizde de durumlar aynı borç isteyeceksen bizim durumlarda çok kötü
    - Ulan ne borcu benim bir fikrim var gelin hele yaklaşın anlatayım.
    Bunu dediğim an Kenan ve Recep kafasını yaklaştırdı ve dinlemeye başladılar.
    “Bakın beyler, köyde bir hüddam var. Biz bu hüddama gideceğiz ve anlaşma yapacağız.” Dediğim anda Kenan hemen atladı “ne anlaşması abi”, “oğlum bir kesme” dedim ve devam ettim. “Biz bu hüddama gideceğiz ve bize bir define yeri söyleyecek biz altın çıkartacağız hem hüddama pay vereceğiz, hemde kendimize alacağız. Bedavadan yolumuzu bulacağız anlaştık mı lan” dedim. Recep bir besmele çekti ve “aman abim bu işte ben yokum çok korkarım öyle şeylerden” dedi. Kenan Recebin omzuna vurdu ve “ulan abin var sen yoksun öyle şey olmaz” dedi. Kenan bana baktı “Sabri abi ben ikna ederim sıkıntı yok bu işi nasıl halledeceğiz” dedi. Bende “Şimdi” dedim ve hüddamın yanına gideceğimizi söyledim korkarak ta olsa kabul ettiler. Paragöz insanlardık ve para bizi cezbetmişti. Kabul edeceklerini biliyordum.
    ···
    1. 1.
      +21
      Bu nasıl hikaye ismi amk ibretlik samanyolu filmleri gibi
      ···
      1. 1.
        0
        Hahahahahaha
        ···
    2. 2.
      0
      rezzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzzz
      ···
  3. 3.
    +38 -1
    Şimdiki yolumuz köyün hüdddıbının yoluydu ve kahveden 3 kişi kalktık ve çıkışa doğru gittik. Köy meydanına kadar yürüdük oradan bir minibüse atlayıp hüddamın yaşadığı köye doğru gitmeye başladık. Yol boyu herkes düşünceliydi Recep geri dönelim diyerek ikna etmeye çalışsa da ben ve Kenan kararlıydık fakat içime sinmemişti hatta bir ara Kenana “dönelim mi?” diyecektim fakat bu yola adım attık geri dönmek olmazdı. 15 dakikalık bir minibüs yolu sonrası köye vardık ben daha önceden buralara geldiğim için hüddamın hangi mahallede oturduğu biliyordum fakat tam olarak evini bilmiyordum. Nitekim hüddamın yaşadığı mahalleye kadar Kenan ve Recebi getirdim fakat burdan sonrasını bilmiyordum “Kenan ben hüddamın evini bilmiyorum soralım birine” dedim ve dediğim anda karşımıza küçük bir çocuk çıktı. Kenan eliyle işaret ederek “çocuk gel bakayım buraya” dedi ve çocuk geldi “ne var abi” dedi. Kenan: “buralarda bir hüddam varmış yaşlı bir amca tanırmısın” dedi. Çocuk biraz düşünüp “büyücü rauf amcamı” dedi ve Kenan “heh heh işte o” dedi. Çocuk eliyle bir evi işaret etti ve yanımızdan uzaklaştı.
    ···
  4. 4.
    +33 -1
    Kenan bana baktı “burasıdır herhalde abi” dedi ve hüddamın evine doğru yürümeye başladık. Bir bahçeli eve geldik ve kapıyı çaldık kapı çalınmasının ardına 4-5 saniye sonra içeriden yaşlı bir adam çıktı “buyur oğul” dedi. Ben hemen araya atladım “hocam bizim sizle konuşmamız gerek müsaitmisiniz” dedim. Hüddam bana baktı, gözlerimi derince bir süzdü sanki beni tehdit edercesine kafasını sallayarak “müsaitim gelin” dedi. Ben, Kenan ve Recep evin içerisine girmiştik sıradan bir evdi evde koltuk, çekyat yoktu sadece duvarların köşe taraflarında kırlentler vardı ve o kırlentlere oturduk. Hüddam yanımıza oturdu ve” anlatın” dedi. En büyükleri olarak ben konuşmaya başladım “hocam biz define çıkarmak istiyoruz ve sizden yardım istiyoruz.” Dedim ve dediğim anda hoca bir hasbinallah çekti “be oğlum ağrımayan başınızı ağrıtacaksınız ne işiniz var böyle şeylerle” dedi. Recep hemen konuşmaya girdi “hocam bende söyledim ama dinletemedim gözünüzü seveyim sizde bir şeyler söyleyin” dedi fakat hoca bana baktı “bak oğlum bu iş tehlikelidir, tılsımlar insanın canını alır sonucunda paraya sahip olursunuz fakat büyük anlaşmalar yapmanız gerek” dedi. Bunu bana söyleyince bende hemen cevapladım “ne gerekiyorsa yaparız hocam”. Hoca bana baktı “bak oğul eminmisin” dedi.
    ···
  5. 5.
    +35
    Artık para ne kadar gözümü bürüdüyse hoca ne derse kabul ediyordum. Öncelikle hoca bana şunları dedi. “Bir anlaşmayı bozarsan kurban verirsin kabul ediyormusun?” “Ediyorum hocam” dedim. “Tılsımlara dayanamazsan can verirsin” dedi. “Kabul ediyormusun?” “Ediyorum hocam” dedim. Ben her şeyi hipnoz olmuş gibi kabul ediyordum Kenan ile Recep sürekli yüzüme bakıyordu hoca bir takım sorular, sunular önüme sunduktan sonra bir karar alınmıştı. Rauf hoca bana define yeri söyleyecekti fakat öbür alemlerle bir anlaşma yapılacaktı. Kenan kabul etti. Recep kabul etti ve bende kabul ettim. Rauf hoca bizi akşam ezanına kadar misafir edecek ve akşam vaktinden sonra bir anlaşma yapılacaktı. Anlaşma sadece ben hoca ve öbür alemle yapılacaktı. Ben hazırdım. Rauf hoca bizi misafir edebileceğini söyleyip akşam vaktine kadar onun evinde kalmamızın bir mahsuru olmadığını söyledi ve kuzenlerimle beraber akşam vaktini Rauf hocanın evinde bekleyecektik.
    ···
  6. 6.
    +25
    Saat 17:00'a kadar yeterli ilgi ve istek gelirse yazmaya devam edeceğim. Fakat gelmez ise devam etmeyeceğim. Korku hikayelerini akşam vaktinden sonra maalesef yazmıyorum.
    ···
    1. 1.
      0
      amk primci pekekenti devam etmeyecekmiş. sana prim veren ve bu saçmalıklara inanan salaklar olduğu sürece senin gibi şarlatanlar her zaman prim yapmıştır.
      ···
  7. 7.
    +22 -1
    Bakın ilgi yok bariz belli ve devam etmiyorum. Teşekkürler.
    ···
  8. 8.
    +16 -5
    YARIN...
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa benim icin yaz bee
      ···
    2. 2.
      0
      ilgi gösterir misiniz
      ···
    3. 3.
      0
      Yazsana oç
      ···
    4. 4.
      0
      Panpa gececi tayfayi kırma
      ···
    5. diğerleri 2
  9. 9.
    +12
    Kahvaltı edip geliyorum. Hikayeyi bitireceğiz
    ···
    1. 1.
      0
      Tmm pnp beklemedeyiz
      ···
  10. 10.
    +32
    Akşam vaktini bekledik, heyecanlıydık. Recep sürekli ısrar peşindeydi fakat Kenanla ben kararlıydık. Nihayetinde akşam vakti geldi. ilk olarak ezan okundu her şey normaldi. Akşam ezanından sonra ben dahil herkesin içinede birer ürperti oluşmuştu. Kenan titriyordu, Recep kızgın şekilde sadece oturuyordu. Biraz içeride bekledikten sonra Rauf hoca yanımıza geldi elini Kenanın başına koydu bir dua okudu, daha sonra aynısını Recebe ve bana yaptı dua okudu. "içinizi ferah tutun ben bir namaz kılıp geleceğim" dedi ve namaz kılmaya gitti. Rauf hoca dua okuduktan sonra bir rahatlama bir ferahlık geldi ve Rauf hocayı beklemeye başladık. O sırada kapı çaldı fakat Rauf hoca giderken "kapı çalarsa açmayın" demişti. Kenan "neden" diye sormuştu ve Rauf hoca "bu ufak bir tılsımdır sizi deniyecekler" dedi. Dediği gibide oldu kapı çalıyordu kapıda biri bağırıyordu, kapıda bağıran kişi eşimdi, Recep bir anda konuştu "kapıda annem bağırıyor" ve Kenan ekledi: "ulan kağıda babam bağırıyor." Bu tılsım öyle bir şeydi ki herkes en cok sevdiği insanın sesini duyuyordu fakat acılı çığlıklar duyuyorduk açmamamız gerekliydi. Herkes el ele tutuştu ve birbirimizin elini sıkıca tuttuk Rauf hocayı bekledik. 10 dakika sonra Rauf hoca geldi ve Rauf hoca içeriye adım attığında duyduğumuz sesler kesildi.
    ···
  11. 11.
    +22
    Rauf hoca içeriye geldi ve bir arapça kelime söyledi. (Hikayeyi anlatırken Sabri Bey ile aramda geçen konuşma şu şekilde oldu. "Niyazi istersen arapça kelimeleri söyleyeyim fakat tehlikesi olabilir" dedi. Bende basit dilde redettim. Beyler arapça kelimeleri ve ritüelleri merak edenler olursa özelden yazarım fakat hikayede söylemeyeceğim.) Rauf hoca arapça kelimeyi söyleyince bir anda odanın içersinde enerji ve elektriklenme oldu fakat bir nebzede olsun hepimiz korkmuştuk. Rauf Hoca "korkmayın bu bir anlaşmadır" dedi. O sırada gözlerim ağırlaşmaya başladı artık uykusu gelmişte uyuyamayan bir beden gibydim hoca her kelime tekrar edişinden sonra gözlerim ağırlaşıyordu ve sanki üzerime yük biniyordu hoca sürekli tekrar ederken Recep bayıldı hoca eliyle "bırakın" tarzında bir hareket yaptı ve 2 dakika sonra Recep gözlerini açtı, "benden ne istiyorsun Rauf hoca" dedi. Rauf hoca Recebe bakıp selam verdi. Recep seldıbını aldı ve tekrar etti "Benden ne istiyorsun Rauf hoca", Rauf hoca Recebin yüzüne baktı ve dua okumaya devam etti, Meğerse dua okumuyormuş farklı bir dille isteklerimizi anlatıyormuş. Recep bir anda aniden suratıma baktı. "Kabul ediyorum" dedi. Rauf hoca sesli şekilde arapça bir kelime söyledi ve bir anda odanın içi aydınlandı Recep tekrardan bayıldı ve hepimize bir rahatlama geldi.
    ···
  12. 12.
    +20
    Rauf hoca biraz bekledikten sonra Recepte kendine geldi ve hoca hepimize birer su içirdi "şifa olsun" dedi o suyun soğukluğu hala damağımda. Ben hocaya bakıp "ne oldu hocam" dedim. "Sabri tamamdır anlaştık define yerini söyledim fakat tılsımı bozmak sizin için çok zor olacak" dedi. "Olsun hocam biz hallederiz" dedim ve anlaşmayı anlatmasını istedim. Rauf hoca başladı anlatmaya "siz defineyi çıkartacaksınız fakat bu definein içinde eski bir kolye var onu Mardinde bir aileye vereceksiniz" dedi Kenana ve Recebe baktım ikiside kabul edercesine başını salladı. Bende kabul etmiştim "sadece bu mu hocam" dedim ve "evet" cevabını alınca bende biraz mutlu oldum. Neyse hocam "biz şimdi ne yapacağız" dedim Hocam bana baktı "şimdi sabahı burada edin evlerine gidin herkesle vedalaşın elinize bir kazma alın doğruca dağlık alana gideceğiz dedi" hoca gideceğiz deyince anlayamadım, "hocam sizdemi geliyorsunuz" dedim, "evet" dedi. Sonuçta hoca güvenilir bir insan kabul ettik ve "haydi siz uyuyun" dedi odadan çıktı. Kenan ve Recebe baktım, ikiside artık işe girmişti ve suçluluk duygusuna kapılmamışlardı. "Haydi uyuyalım o vakit" dediler ve oldugumuz yere yatmaya başladık. Gece herhangi bir olay yaşamadık çünkü o ev mubarek bir evdi fakat her şey yeni başlıyordu.
    ···
  13. 13.
    +19
    Ertesi sabah uyandığımızda karnımız garip şekilde toktu sanki biri bizi gece boyunca beslemişti ve şişmiş gibi karnımız doyuktu. Hoca bizden erken uyanmış fakat bizi uyandırmamıştı içeride çökmüş Kuran okuyordu. Sabah uyandık ve hocaya selam verip "biz köye gidelim vedalaşıp geri gelelim" dedik hoca bize döndü "karnınız tok dime" dedi herkes aynı anda "evet diye yanıtladı "tamamdır o vakit siz olmuşsunuz" dedi ve gitmemize müsade etti. Sanki büyük bir oyun vardı bizde oyunun bir parçasıydık öyle hissediyordum. Neyse bindik minibüse köylerimize gittik, aslında bu olayı kimseye söylemememiz gerekiyordu fakat ben eşime söyledim evime gittiğim zaman "hanım biz böyle böyle olayları yaşadık haberin olsun, gidiyoruz" dedim hanımım ne kadar ısrar etse de gidecektik yapacak bir şey yoktu. Herkes ailesiyle, sevdiğiyle vedalaştı ve köy meydanında 3 kuzen buluştuk atladık minibüse hocanın köyüne gitmek için buluştuk. Elimizde battaniye ile sarılı kazma ve kürekler vardı fakat köye gidiyoruz kimsenin gözüne garip gelmezdi. Nihayetinde yol bitti ve hocanın köyüne vardık, hocanın mahallesine girdiğimizde hocanın evinin önünde cübbeli biri bizi bekliyordu mesafe uzak olduğu için gözlerimizle seçemiyorduk fakat yaklaşınca anladık hoca bizi kapıda bekliyordu. Hocanın yanına gidik selam verdik ve "hocam biz hazırız" dedik.
    ···
    1. 1.
      0
      rez aldim
      ···
  14. 14.
    +20
    Hoca bize döndü "size bir muska yaptım yol hali bir şey olmasın" dedi "Allah razı olsun hocam" deyip muskaları taktık fakat muskayı taktığımız anda sanki bir ağırlık geldi üzerimize oturdu gibi hissedik. Kenan ve Recepte aynı şeyi söylüyordu. Hocaya dedim "hocam bu ağırlık yaptı" hoca yüzüme baktı "olur öyle şeyler sıkıntısı yok faydası var" dedi hocaya güveniyorduk ve "tamam hocam" deyip yolumuza baktık. Hocanın evinin arka tarafından bir patika yola girecektik ve hocanın bir arkadaşı bizi alıp dağlık alana bırakacaktı hoca bize öyle söylemişti. Hocanın evinin arka tarfına dar bir yoldan girdik ve patika yola çıktık, patika yolun başında bekliyorduk ve yeşil bir araç bize doğru yaklaşamaya başladı. Araç yanımıza gelince arabanın içinden kambur bir adam çıktı ve hocaya, bize selam verip elimizde ki kazmaları arabanın arkasına koydu arabaya bizi buyur etti. Hepimiz arabaya bindik. Kambur adam hocaya baktı ve "nereye hocam" dedi. Hoca yüzüne baktı ve gülümsedi. Kambur adam "tamam hocam" dedi. Snaki gözleriyle konuşmuşlar gibiydiler ve bir o kadar ilginçti aslında korkuyorduk fakat hocaya güveniyorduk. Neyse 1 saatlik yol sonrası dağlık bir alana geldik hoca kambur adama baktı ve dedi "sen şimdi arabadan ineceksin tılsımı bozup burdan gideceksin" kambur adam "tamam hocam" dedi ve arabadan indi. Dağlık yola doğru hızlıca yürümeye başladı.
    ···
  15. 15.
    +29
    Yahu gençler bazılarınızı anlamıyorum. Okul bitmiş tatil yapıyorsunuz işsizsiniz bütün gün evde yatıp sırtınızı ailenize dayıyorsunuz. Burada yaz lan bekliyoz, bunun zütü kalktı diyosunuz. Beyler fatura yatırmaya gidiyorum yağmur yağıyor ben burda ıslak ekranla size yazmaya çalışıyorum siz evde dal taşak yatmış bana küfür ediyosunuz. Şu dıbına kodumun hikayesini bitirecem merak etmeyin
    ···
    1. 1.
      +1
      tamam canım
      ···
    2. 2.
      -1
      amk sarıyo çünküüüüüüüüüüüüüüüüüü
      ···
  16. 16.
    +17
    Kambur adam uzunca bir yürüyüş sonrası gözden kayboldu. Recep bir anda hocaya dönüp "hocam bu insan değil dime" dedi hocada Recebe dönüp susmasını ve yanındakileri korkutmak istemediğini söyledi. Fakat Recep olan her şeyi anlıyor ve bizi korkutuyordu. Yani hocayla biz çekinerek konuşuyorduk fakat Recep hocayla sanki alim gibi bir şeyler biliyormuş gibi konuşuyordu şaşkındık. Yaklaşık yarım saat sonra hoca bize döndü ve "tılsım bozuldu çıkabiliriz" dedi. Hepimiz kazma kürekleri alıp arabadan aşşağıya doğru indik. Hoca adımlarını sayarak 1,2,3,4,5 diyerek dümdüz yürüyor bizde hocanın peşinden gidiyorduk. Recep hocanın yanından gidiyor ben ve Kenan onların arkasından gidiyorduk hoca yaklaşık olarak 1250 ye kadar saydı ve durdu "Kenan, Sabri burası" dedi. Biz ne yapacağımızı sorduk "önce ben bir dua okuyayım" dedi. Dua okumaya başlarken bir kedi geldi ve bizim etrafımızda dolanmaya başladı hoca dua okuyor kedi etrafımızda daireler çizerek yürüyordu. Hoca şiddetli şekilde "git" diye bağırdı ve kedi yavaşça olduğumuz yerden uzaklaştı. Hoca duasını bitirdi "Kenan ilk darbeyi vur oglum" dedi ve Kenan sert şekilde ilk kazma darbesini toprağa vurdu.
    ···
    1. 1.
      0
      Vay amk cinler artik arabada surer olmus
      ···
    2. 2.
      0
      ulan ne çocuksun sabahtır entrylerine bakıp gülüyorum
      ···
    3. 3.
      0
      cin dediğin şey bilinçli bi yaşam formu niye araba süremesin dalyarak
      ···
    4. diğerleri 1
  17. 17.
    +15
    Aman yarabbi toprak o kadar yumuşaktı ki Kenan kazmayla vuruyor sanki inşaat kumuna vuruyor gibi kazma içeriye kadar giriyordu. Recep hemen söz aldı ve "hocam tılsımı kırmış" dedi. Ben ve Kenan, Recebe baktık bir şey demeden devam ettik. Bir Kenan vuruyor, bir ben vuruyorum. 15 dakika boyunca vurduk, kazdık ve nitekim sert bir şeye vurmaya başladık. Sert kayaya vurduğumuz anda Recep eline kazmayı aldı ve hızlıca o vurmaya başladı. Kenan sinirlendi "ulan iki saattir elini atmıyorsun şimdi bir şeye vuruncamı aldın eline" dedi. Recep gırtlaktan bir ses çıkartarak "kes lan sesini huur çocugu" dedi abisine. Kenan şaşırmıştı fakat bu lafı duyunca Recebin üzerine yürüdü, kenan ve recebin büyük bir şekilde para hırsı başlamıştı, ikiside altınların kokusunu aldıgı anda birbirine düşmüştü. Hocaya baktım hoca bana yaklaşarak "o recep değil" dedi. Hocaya şaşkın şekilde gene baktım "ne diyorsunuz hocam" dedim. Az önce "arabadaki kambur adam şuan Recep" dedi "Ulan nasıl bir şeyin içine düşmüştük" şaşırdım ve sadece Receple, Kenanın birbirine bağırmasını ve Recebin garip sesler çıkamasını izliyordum. "Hocam bir şeyler yapın" dedim. Hoca bir anda sesli şekilde bir şey söyledi Recep yerine oturdu ve beklemeye başladı. Kenanla ben tekrardan kazmaya devam ettik ve bir sandık çıkarttık, sandıkların içini açtığımız anda Recep ayaklandı ve sandığı kucakladı "durun" dedi. Herkes şaşkın şekilde durdu Recep sandığı kucakladı etrafına baktı ve bir anda koşmaya başladı.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerve
      ···
    2. 2.
      0
      Devam panpa
      ···
    3. 3.
      0
      ee sonra noldu dur ben söyliyim recep koşarken ayağı takıldı düştü sandık açıldı içinden 3 tane damarlı zenci 35liği çıktı kenan recep ve sabri onları yalamaya başladı
      ···
    4. 4.
      0
      Rezerve 2
      ···
    5. diğerleri 2
  18. 18.
    +12
    Hoca koşan Recebe doğru bakıp sert bir şekilde arapça bir şeyler söyledi ve Recep yavaşlamaya başladı. Recep gittikçe yavaşladıktan sonra geriye doğru döndü ve yanımıza doğru yavaşça gelmeye başladı. Sanki bir mıknatıs onu çekiyordu öyle bir gelişi vardı. Yanımıza geldi ve Kenan abiye bakıp "abim özür dilerim kusura bakma ben değildim o" dedi bunu duyan Kenan biraz şaşkın şekilde "tamam tamam" dedi artık sebepsiz bir yere kabulleniş vardı. Recep hocaya döndü ve "hocam özür dilerim, bağışlayın" dedi hoca "durumunu biliyorum oglum sıkıntı yok" dedi. Recep aldıgı sandığı geri yerine koydu ve "hadi açalım" dedi. Fakat hoca "durun" diye bağırdı ve dua okumaya başladı. Dua okuyordu benim gözlerim kapanır gibi oluyordu, yan tarafıma baktım Kenan ve Recepte sanki bayılmak üzere gibiydi. Bir anda çığlık attım ve "hocam durrrr" dedim fakat hoca durmuyordu resmen bizi uyutmaya ve altınların üzerine konmaya çalışıyordu. Ben "hocam durun" dediğimde hoca durdu. "ne oldu evladım" dedi. "Bana bak hoca bizi uyutup mallara konacaksın dime yemezler" dedim. Ve dediğim anda hoca bana alınıp elini sandıgın üzerinden çekti "geç o zaman sandıgın tılsımını sen boz" dedi. Bunu duyunca hocaya tekrar güvenim artmıştı. "ne tılsımı hocam resmen uyuyoruz" dedim. Hoca yüzüme baktı "oğul tılsımı bozuyorum ve siz güçsüz oldugunuz için size ağırlık yapıyor, siz bir anlaşma yaptınız bu anlaşmayı ben değil, yalnızca siz bozabilirsiniz" dedi. Neyse dedim "tamam hocam" dedim O sıra hoca okurken uyudugumu hatırlıyorum. Uyandığımda sandık açılmıştı, şaşkın şekilde etrafıma baktım uzakta 3 kişi gördüm hoca, kenan ve recep sanki bir mal paylaşımı yapıyordu. Onlara doğru yürümeye başladım. Yanlarına gittiğimde hoca bana bakıp "heh şükür sonunda açtın gözünü" dedi. "Noldu hocam" dedim "bir şey yok geç otur senin payınıda ayırıyoruz" dedi. Mallar 5 e bölünmüştü. Kenan, Ben, Recep, Hoca ve söylenildiği gibi bir aileye verilecekti. Herkesin mal paylaşımı yapıldı. Hoca ormanlık alanda namaz kılmak için bizden müsade istedi. "Bakın ogul sakın gözünüzü para bürümesin" dedi ve gitti. O sırada kafamda bin bir düşünce vardı ve Kenana dedim ki "kenan bütün malları alalım 3 kuzen olarak buradan kaçalım çok zengin oluruz, hacı hocaya bir de malmı yedireceğiz" dedim. ilk başta Kenan ve Recep çok korktu fakat kabul ettiler. Hoca namazını kılarken gözle görülmezken tüm altınları bir çuvala koyduk ve kaçmaya başladık.
    Tümünü Göster
    ···
  19. 19.
    +12
    Biz bir şekilde koşarak, kaçarak,sığınarak, dağ tepe giderek bu olayı atlattık. Bu olaydan 2 ay geçti fakat hiç bir şekilde ne kapımız çaldı, ne rüyalarımızda rahatsız edildik. Köye döndüğümüzde giysilerimiz çamurlu toz toprak bir vaziyette bizim eve gittik. O günden sonra köyde tarlalar, evler,traktörler sürekli bir şeyler aldık. Artık köyün sayılı zenginlerinden biriydik. Herkesin dilinde altılı ganyan tutturmuşlar diye biliniyorduk. Fakat her şey güzelken köye bir adam geldi ve kahveciye Sabriyi arayorum demiş ona yüklü bir ödemem var tarzında bir şeyler söyleyip benim adresimi almış. Bir gece 3 kuzen bizde toplandık aileler, eşler, yeğenler hep beraber güzel bir sofra kuruldu ve herkesin keyfi yerindeydi. Tam o sırada kapı çaldı, kapıyı açmak için yeğenlerimden biri ayağa kalktı ve gidip kapıyı açtı. Yegenim gitti ve geri geldi "Sabri dayı biri seni çağırıyor" dedi. Bende hayırdır inşallah deyip kapıya doğru gittim. Kapıda gördüğüm kişi beni ürkütmüştü kazı sırasında tılsım bozan kambur adam kapımdaydı. "iyi akşamlar sabri aga" dedi. "iyi akşamlar emmi buyur gel bir soluklan" dedim. Adam beni kırmadı ve içeri girdi bende korktuğum için davet etmiştim. Kambur adam içeriye girdi ve Recep kambur adamı gördüğü anda bir anda arapça konuşmaya başladı. Adam Recebe bakıp bir kelime söyledi ve Recep bayıldı. Ailem çok şaşırmıştı fakat biz işin ne olacağını biliyorduk. Bir anda kambur adamla göz göze gelen herkes bayılmaya başladı. Kambur adam tek tek herkese baktı Ben, Kenan harici herkesi bayılttı. Ben sadece donup kalmıştım Kenanla beraber onu seyrediyordum. Bir anda Recep gözlerini açtı selam verdi ve tüm aile üyelerim gözlerini açtı ve selam verdiler. Hepsinin seldıbını tek tek aldım. Recep bir adım öne çıktı "Ben *** kabilesinden ***, hakkımıza düşen altınları vermediniz ve anlaşmayı bozdunuz bugün tüm kabile üyeleri sizi bir ziyaret etmek istedik. Niyetimiz size zarar vermek değil fakat anlaşma gereği bir kan alacağız" dediler. Kenan ve Ben şok olmuş vaziyette sadece seyrediyorduk karşımızdakiler o kadar anlayışlı gibiydiler ki sadece seyrediyorduk. Bir anda bizim sessizliğimizde evin içine büyük bir ışık yayıldı ve Kenan yere düştü. Tüm aile üyelerim bir anda hepsi cansız şekilde yere düştü ve içerdeki tüm enerji kendini büyük bir soğukluğa bıraktı. Etrafıma baktığımda sadece karanlık görüyordum başka hiç bir şey görmüyordum ve gözlerimi kapattım. Uyandığımda etrafımda ağlayan insanlar vardı, babam, annem, yeğenlerim hep ağlıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +11
    "Noluyo lan" dedim ve etrafıma baktım. Bir anda yegenlerim bağırmaya başladı "abim açtı gözlerini, abim açtı" diye. Fakat hala ağlıyorlardı sevinç gözyaşımıydı, üzünç gözyaşlarımıydı bilmiyorum. Her neyse ben etrafıma baktığımda babam bana sarıldı ve "oglum bak Kenanı kaybettik sabah uyandıgımızda kalbi durmuştu, ne oldu oglum" dedi. "Baba ben birşey bilmiyorum ne oldu siz söyleyin" dedim. Kısacası açıklamak gerekirse o gece ne yaşandı, neler gördük kimse bilmiyor bir ben biliyorum, bende kimseye söylemedim. O gece tüm aile için büyük bir sır olarak kaldı. Bu olaydan sonra daha hiç rahatsız edilmedik ve hiç bir şekilde paranormal olay yaşamadık. Fakat define parasıyla aldığımız tüm evler, tarlalar, traktörler hepsi bir şekilde yandı, bozuldu, hiç birinin hayrını görmedik. Rauf hoca arada sırada rüyalarıma girip beni dövüyordu fakat onlarda bitti. Şuan hayata hiç bir şekilde sap olamayan boş bir insanım. Annemi kaybettim , babamı kaybettim, eşimi ve karnındaki çocuğumu kaybettim. Şuan 1 odalı evde yalnız başıma yaşıyorum. Recep bizimle iletişimi kesti artık yüzümüze bakmıyor ve istanbula taşındı. Kenanın annesi, babası evlat acısına dayanamayıp can verdi. Diyeceğim o ki para hırsı gözlerimizi kör etti ve hayatımız boyu unutamayacağımız bir salaklık yaptık. Bunun sonucunu ağır ödedik ve hala ödemeye devam ediyoruz.
    Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
    ···
    1. 1.
      +1
      iyi olmuş amk evlatlarına. allahtan insaflı bir cin kabilesine denk gelmişsiniz. yoksa daha o gece hepinizi giberlerdi. sadece birinizi almışlar. geri kalanınızda zamanla ölmüş işleri bozulmuş.
      ···