-
1.
+6 -1Güzel geçen lise 1\\\'in ardından 2. sınıfın ilk günüydü, yazın bile ayrılmadığımız hüso ben berkay 3\\\'lüsü serdar abinin mekanında her zaman ki gibi kahvaltımızı yapıp ilk dersin tenefüsü olmasını bekliyorduk. okuduğum okul özel bir okuldu ama zengin huur bebesi değildik hiç birimiz orta gelirli ailelerin çocuklarıydık. ilk dersin bitmesiyle toplanıp okula doğru geçtik. Bahçeden adamımı atar atmaz resmen bir melekle karşılaşmıştım, beline kadar uzanan sap sarı saçları ve ela gözleriyle göz göze gelmiştik. O anı hala unutamam şu an bile aklıma gelınce gülümseyesim geliyor. Hani olur ya beyler yaşayanlar bilir için bi anda bir hoş olur, her şey daha anlamlı bir hal alır, heh aynen öyleydi işte. berkayın hadi aq hoca görecek demesiyle kendime gelebildi. sınıfa çıkıp hüseyinin benı sarsana kadar ki o ara hala hatırlamıyorum. sağlık liselerini bilen bilir, kız sayısı fazladır, benim sınıfımda 20 kız 3 erkektik bazı sınıflarda tek erkek bile olabiliyordu o bakımdan kızlarla iletişimim iyidir, sınıfa çıkınca samimi olduğum delikanlı kızlara mevzuyu açtım ve hemen araştırmalarını söyledim. 2 teneffüs sonra gelen haber maalesef kötüydü, çünkü sevgilisi vardı. Ulan binler o an ki üzüntümü sizlere anlatamam, ama Allah var duyduktan sonra en kısa bir bakış bile atmadım. sadece arkasından güzel saçlarını izledim. 1 ay böyle uzaktan izlemeyle, sosyal medyadan kapalı hesabına bakarak geçti, sesini bile duymadığın birini nasıl özlersiniz hala aklım ermiyor be.. bir kez yan yana geçtiğimizde kokusunu almıştım hala burnum sızlar aklıma geldikçe.. 1 ay sonra sevgılısınden ayrıldığı haberi bir şekilde kulağıma geldi. Nasıl anlatayım nasıl tarif edeyim size bir yanım yaprak döker bir yanım bahar bahçe derler ya aynen öyleydim işte beyler asıl olaylar bundan sonra başlıyor tabi, aynı günün akşamı sosyal medyadan istek atarak niyeti belli ettim. Twitter, facebook Allah ne verdiyse giriştim şu an düşününce komik geliyor tabi ki ama o an liseli aklı işte. daha sonra ki gün sınıfının önünde bir kalorifer vardı kapı açılınca içerisi HD olarak gözüküyor, günlerimiz orada geçmeye başladı bizim elamanlarda geliyordu mecbur. 1-2 hafta sonra kaçamak bakışmalar başlamıştı bile hani sevdiğin bir şeye bakarken doyamazsın ama bakmaya da kıyamazsın ya öyleydi işte içim eriyordu adeta 2 hafta da böyle geçtikten sonra utana sıkıla koridordan geçerken bir şeyler söyleyebilmiştimTümünü Göster
Kız : K
Ben: Bakar mısınız?
Kız: evet?
Ben: Acaba tanışabilir miyiz ? biliyorum aptalca oldu ama aklıma başka bir şey gelmedi.
Kız: bunu söylemek için 1 ay mı bekledin? (haklı aq)
Ben: ... (salak gibi berkay ve hüseyine bakıyorum)
Kız : Seren ben
Ben: Cangiben1450 bende memnun oldum.
Kız: Ben de.. Gitmem gerek.
Beyler o arkasına döndü sınıfına girdi ben bayılcak gibiydi. salak gibi gülüp berkaya vuruyodum.. O an ki duygunun tarifi mümkün değil ama nabzımın o ara 150-160 attığına garanti verebilirdim. o gün önüme kim geldiyse çikolata ısmarlamıştım aq kantininde çay kahve yoktu.. Yarın buralardan devam ederim herkese hayırlı geceler umarım okuyan olur.. -
2.
+4 -1Aklıma geldi yine uykum kaçtı devam ediyorumTümünü Göster
Tanışmadan sonra tüm cesareti tekrardan toplayıp öğle arasında beraber yemek yiyelim mi diye soracaktım. Biraz kendimden bahsedeyim, 180 boylarında sarıyla kumral arasında bir saç rengi beyaz tenli, düzenli spor yapan biriyim ben beğenmesemde etrafımdakiler yakışıklı olduğumu söylerler. Her neyse beyler ben tüm cesareti toplayıp öğle arasından önce gidip teklifi yaptım. olur yanıtını alınca arkamı dönüp gitmişim hatırlamıyorum sonrasında özür diledim tabi, yemekhaneden yemeklerimizi aldık ve boş bir masaya geçtik. Afiyet olsun gibi muhabbetlerden sonra ben onu izliyorum o çorbasına tuz atıyor, o kadar güzel ezberledim ki serçe parmağının duruşu bile hala aklımda. sonra bir anda
S:kız
B:Ben
S: Lütfen yemeğine bakar mısın?(gülümseyerek)
B: pardon dalmışım, ama şikayetçi değilim.
S: Sen bakarken yiyemem önce yemeğini ye(olum bana bak diyor lan resmen)
B: Tab.. Tabii bilmiyodum özür dilerim(neden özür dilediğimi bilmiyorum)
S: çok salaksın gülüşü gibi bir gülüş attı sadece..
Yemeklerimizi yedikten sonra bizim güvenlik abi vardı şerif deriz kendisine okuyasan burdan sana selam lan şerif adamın dibiydin.. Dışarı çıkarken ona 2 tane tatlı almasını rica etmiştim, kırmamış beni profiterol almış. yemekten sonra onlarıda yedikten sonra bahçeye çıkıyoruz o an dünyada ki bütün ışıkları kapansa, güneş bile sönse, binlerce kişinin arasından o kokuyu bulurdum.. ben o ara konuşmayı unuttuğum ıcın kız bana sorular soruyor, nerelisin nerde oturuyosun vs. vs. kızdan bahsedecek olursam annesi ve babasının ayrı olduğunu öğrendim, okul günleri yakın diyue babasında haricinde annesinde kalıyor. bunu duyunca üzülmüştüm, okulun bahçesinde biraz turlayıp oturuduktan sonra sevdiğim bir hocanın çok kafadır kendileri, ooooo can, nasılsın maşallahınız var demesiyle kısa süreli bir yüz kızarması yaşıyordum ki o an onunda öyle olduğunu farkettikten sonra gülmeye başladım sonra gülmeye başladık, ulan binler o anı unutmam için hafızamın silinmesi bile yetmez. sevdiğiniz insanla aynı anda gülmek, karşılıklı gülmek o kadar güzel ki tarifi olmayan bir durumdur. 1 saatlik öğle arası benim için 10 dakikadan kısa sürmüştü, zil çalıp onu sınıfına bıraktıktan sonra öyle kötü olmuştum ki, san ki son uçağa bindirip dünyanın diğer ucuna göndermiştim, ama mutluluktan havalara uçuyordum, yürümüyordum zıplıyordum.. o gün yine sürekli kaloriferin önünde geçmişti arada bir yanıma geliyordu kısa sohbetlerden sonra tekrar sınıfına dönüyordu, numarasını bile almıştım.. onun evi yakındı okuldan çıktıktan sonra servisle 10 dk içinde evde oluyordu 30 dk sonra ise yemeğini yemiş, üzerini değişmiş bir şekilde uzanıyordu bense o ara hala otobüste oluyordum ve ona her zaman aynı saatte hiç bir gün bir kez sektirmeden mesaj atıyordum, sürekli konusacak şeylerimiz vardı daha iyi nasıl tanırız diye birbirimizi her şeyi soruyorduk, en ufak detay bile çok önemliydi, mesela sinirlenince kafasında sol ön tarafta ki saçlarının bir kısmı kabarırdı, o saçı görünce ben gülerdim ve konu her zaman tatlıya bağlanırdı..
Neyse beyler okuyandan fikir belirtenden Allah razı olsun, yarın görüşmek dileğiyle hayırlı sabahlar.. -
3.
+1Hayırlı akşamlar beyler geldim, okuyanlara teşekkür ederimTümünü Göster
Her şey gayet güzel gidiyor, gün geçtikçe birbimizi daha yakından tanımaya başlıyorduk. Doğum günlerimiz bile ard ardaydı. O benden tam 362 gün sonra dünyaya gelmişti ve kader bizleri karşı karşıya getirmişti.. Bir hafta sonu sözleşip kadıköyde buluşacaktık, bu okul haricinde ilk bulışmamız olacaktı, sonra ki hafta ise okulun edirneye düzenlediği gezi vardı. Buluşma günü gelip çatmıştı hafta içinde paramı biriktirmiştim 1 akşam garsonluk yapmama karşılık 80 tl para almıştım. Para konusunda sıkıntıl yoktu asıl soru kıyafetti, gömlek mi yoksa tişör mü giyeyim derken havanında hafif serin olmasına ithafen kazak ve deri ceket giymiştim, güzelliğimde aynı şeyleri giymişti, o gün ikiz gibiydik, siyah botlar siyah kazak siyah deri ceket tek fark yanımda parlıyordu, güneş yanında sönük kalıyordu. Nereye gitsek napsak derken happy moons teklifi gelmişti ve bende doğal olarak hayır diyememiştim, beyler menünün gelmesiyle bakıp çay istemem bir olmuştu, lakin güneşim beni bekletmemek için kahvaltı etmemiş ortaya bir patetes tabağı söyledi kendide hamburger tarzı bir şeyler söyledi. Hesap kabarmaya başlamıştı tatlı için başka bir yer bulmam gerekti yoksa dönüş param bile kalmayabilirdi. O yemeğini yerken ben yine ona bakarak onu ezberlemeye çalışıyordum ki yine dalmıştım sonra onunda bana baktığını farkettim hiç bozmadım bi elinde çatal bi elinde bıçak vardı, nefis alıp vermeleri bile yavaşlamıştı elimde ki sigaram bile o an kendi kendine yanmayı bırakmıştı filimlerde olur ya her şeyin sesi, görüntüsü bulanıklaşır sadece karşında ki kalır öyleydi. Ne yanımız da ki masanın kahkaları, arka masada tartışan sevgililer hiç bir şeyin o anı bozmaya gücü yetemiyordu, yetmemeliydi zaten, sonra sessizliği o bozdu,
+yemeğimi yiyebilir miyim?( tatlı bir gülümseme)
-dalmışım yine pardon dedim
Halbu ki hep ondaydım, sigaramdan içerken bi an düşündüm, bu kadar mutluluk fazlamıydı, sonu nereye gidiyordu dedim kendi kendime ama açıkcası sonu umurumda değildi.. aynı takımı tutan, aynı burç olan, aynı şeyleri sevip aynı şeylerden nefret eden tek kişiydik ve bu ikimizinde çok hoşuna gidiyordu.. yemek yedikten sonra havanın soğuk oluşunu aldırış etmeden sahile gitmeye karar verdik, moda sahilini bilen bilir kayalıkların arasında san ki rüzgar almasın diye yapılmış bir yer bulup oraya oturduk bir kaç çerez vardı seyyar çaycıdan iki çay aldık, ortam elini tutup ona sarılmak için çok müsaitti yapamadım sadece yan yana( dip dibe ) oturarak sohbet ediyorduk, konu kitaplardan açılmıştı ve çok fazla kitap okuduğunu öğrendim, bende kitapları seven biriyimdir.. her şey o kadar kusursuzdu ki rahatsız ediciydi, ya bir rüyaydı yada ben ölecektim ve haberim yoktu.. o gün bineceği dolmuşa onu bırakırken tokasını bana vermişti, ceketinle yakışır iyi bak demişti.. beyler o toka hala durur ve koklarım ve kokusu gelir . cidden kokusumudur yoksa bana mı öyle gelir bilemiyorum. ilk kez de dolmuşa bırakırken tokalaşmıştık dolmuş hareket edene kadar beklemiştim neden bilmiyorum öylece izledim arada bir gülümsedim san ki daha sonra bakamayacakmışımda hakkımı dolduruyormuş gibiydim..
başlık yok! burası bom boş!