anlatıyorum beyler dinleyin

oğlum saçmalama önemsiz şeyler bunlar ben seni her şekilde severim ki evladımsın sen benim. serserinin teki olsan hayırsız adamın teki olsan da severim cok sukur öyle bir evlat değilsin hakkım yüzlerce kez helal olsun sana dedi. böyle anlarda insan annenin ne demek olduğunu çok çok daha iyi anlıyor binler gözlerim doldu yemin ediyorum.

esra'nın evine gittiğimi orada olanları anlattım. karnımdaki kırmızılık yerini bir morluğa bırakmıştı ama anacığımı daha fazla korkutmamak adına bahsetmedim. Kafasını eğdi sağ dizinde yatıyordum. Elleriyle saçlarımı okşamaya devam ederken bana Allah kimseye üstesinden gelmeyeceği kadar büyük dert vermez. Her şer de bir hayır her hayırın içinde bir şer vardır. Bu şer'in içinde de esra var oğlum. Sevmiyor musun bu kızı dedi.

seviyorum anne ancak ya bu (tırsan arkadaslar ıcın adını yazmıyorum) üç harfli beni çarparsa ya da ömür boyu bana musallat olursa ne yaparım dedim

az önce söylediğimi anlamadın galiba hep kötü şeyler düşünüyorsun bundan vazgeç sabah ola hayrola hadi gel yatalım dedi. antreden geçtik beraber çocukluğumdaki gibi annem sıkıca tutuyordu elimi ve bırakmaya hiç niyeti yoktu. ışığı açtı odama girdik beraber. gel bakıyım buraya dedi yine küçüklüğümdeki gibi belimi toplayıp popoma yavaşça vurdu geç bakalım şimdi yatağına dedi.

annen var senin burda hiç korkma güzelce uyu bakalım. hiç bir şey söylemeden yatağıma geçtim. annem bir güzel üzerimi örttü. odadan çıkacağını düşünüyordum ama bilgisayar koltuğunu çekip oturdu yanıma. içim gerçekten huzur doluydu. annem sende gel yanıma dedim. eşşek sen uyurken cok tekmelıyosun cok delı yatıyorsun ben burada iyiyim dedi.

sen şimdi kızla beraber misin lan?

eğer birlikteysen, şimdiye kadar yannanı yemediğine dua et.

gel ya olmaz oyle sey dedım kırmadı benı zaten pek ıyı sayılmazdım. sarıldık bırbırımıze uyuduk. o gecede kabus göreceğime emindim zaten. belki bu üç harflıyle alakası yoktu ama bilinç altım sıra dışı ve korkunç şeylerle dolmuştu.

ya birader zaten gotunden sallıyon bari kısa tutta bitsin bu iskence Az sonra Az sorna gibi maganize cevirdin isi Dabbe terk adam amq

@150 panpa, adam bu hikayeyi sallıyorsa bile; gerçek hayatta var buna benzer hikayeler. musallat olup, insanların hayatına girebilen varlıklar cinler.

sonunu ve şimdiki hayatını en de merak ediyorum ama bekliycez görücez panpalar.

ama diğer gecelere oranla içim kat kat daha rahattı. esrayı almaya gittim. orhan abi kapının onunde beklıyordu. gece yasananların sokunu atmıstık ıkımızde uzerımızden konusa konusa gelmıstık esranın evının onune o da hemen cıktı tabı kapının onune. ev yolun ssağ tarafında kalıyordu. biz ise sol taraftaydık ve esranın karsıdan karsıya gecmesını beklıyorduk. gözlerimiz birbirimize mühürlenmişti sanki bir an olsun gözlerini gözlerimden ayırmadan yürüyordu. gürültülü bir korna ve ardından fren sesi duydum. kontrolden cıkmıs bır arac yan bır sekılde esraya çarptı ve sürüklenmeye başladı. avazım cıktıgı kadar bağırıyordum hemen ındım aractan. yirmi yirmi beş metre kadar sürüklenmişti araç ve hemen yanında kanlar içinde esra yatıyordu. avazım çıktığı kadar bağırıyor olanlara ınanamıyordum. sıçrayarak kalktım yerimden annemde uyanmıştı oglum ne oldu ıyı mısın dıye sormasına aldırıs etmeden

açıp ellerimi dua etmeye başladım Allah'a gördüklerim sadece kötü bşir kabus olduğu için şükrediyordum

kalkıp bir sigara içmek istedim ama açıkçası zütüm yemedi anneminde beni bırakacağı yoktu kan ter içinde kalmıştım yine sarıldım anneme ve uyumaya çalıştım. sabah ezanının okunması benı biraz rahatlatmıştı

sabah 8 gibi evden çıktım. annem benimle gelmek için ısrar etti ama dün aksam gördüğüm kabusun etkisinde kalmıştım verdiğin adreste buluşuruz dedim. kadıncağız ses çıkarmadı ve peki demekle yetindi.

amk gittim uyudum uyandım duştan çıktım daha bi tak anlatmamışsın

@153 gerçek sandım bin rüyaymış vay amk film gibi anlatıyon lan

orhan abiyi aradım hızlıca esra'nın evine gittik. ikimizde tedirgindik esra sıkıca elımı tutuyordu ve içinde bulunduğumuz çaresizlik en beteriydi. onca hoca bir çözüm bulamamıştı ve aynı şeyleri tekrar yaşayabılırdık işin en kötüsü hiç çözülmeme ihtimali bile vardı

annemin verdiği adrese gittik. varoş bir mahalleydi. kaçak konutlarla doluydu her yer. dar sokaklarda erkek çocuklar top kızlar ise ciksek oynuyordu. kapının önüne toplanmış üç beş teyze kendi aralarında sohbet ediyorlardı. her şey olması gerektiği gibi sıradandı.

orhan abi burası çocuklar diyip durdu. kafamı çevirip baktığımda büyük mavi bir bahçe kapısı olan bir ev vardı karşımda. Esrayla arabadan indik. Esranın baş örtüsünü bağlamasını bekledikten sonra kapıyı çaldım.

yaşlı bir kadın açtı kapıyı selamün aleyküm dedim. sağ elini sol göğsünün üzerine koyup aleyküm selam diyerek karşıladı bizi yaşlı kadın. on beş yirmi metre karelik ufak bir bahçesi vardı evin. güller, zambaklar ekiliydi bahçede. bahçenin bitiminde iki katlı bir ev vardı. okyanus mavisini andırıyordu rengi. ayakkabılarımızı çıkarıp içeri geçtik