/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +9
    Erken uyanıcam demiştim kardeşlerım. Okuyan hikayenin sonunu bekleyen herkese selam olsun. Bugün ögleden sonra başlayıp, akşama bitirmiş olucam inşallah.
    ···
    1. 1.
      0
      Beklemedeyiz pampa
      ···
  2. 27.
    +9
    Telefonu kapatır kapatmaz Onur sordu.

    Onur: Nerde sero.
    Ayaz: Bir saat sonra bizim eski okulun çıkışında.
    Onur: Hass.. Hala torbamı tutuyo lan orda vay anasının amı.
    Ayaz: Yazık oğlum bitirdi kendini.

    Yarım saat boş muhabbetten sonra okula gitmeye başladık. Okulun önünde gözlerimizle Sero'yu aramaya başladık. Çok geçmeden o bizi buldu. Zayıflamış, büyümemiş küçülmüş, zütü başı kaymış, saç sakal karışmış. Tanıma gibi bir imkanımız yoktu. iyi o bizi tanıdı.

    Ayaz: Vaay adam naber.
    Onur: Sero çok değişmissin lan.
    Sero: Hayvan gibi olmuşsunuz bu ne kardeşim.
    Ayaz: Biz öyle kardeşim.
    Onur: Ne var? Ne yok Sero.
    Sero: Kardeşim burası sıkıntı şöyle aşağı köşeye geçelim.

    Bir kaç sokak aşağıda bir köşeye geçtik.

    Sero: Sıkıntı ne kardeşim. Çözebileceğimiz birşey varsa çözelim.

    Ufak ufak olayları anlattıktan sonra Onur girdi konuya.

    Onur: Kardeşim bize ufak emanetler lazım nerden bulabilir misin?
    Sero: Kolay o iş, akşam yedide bizim semtte Karadeniz Kahvehanesini bulun. Orda hallederiz.
    Ayaz: Eyvallah kardeşim. Haydi Allah'a emanet.
    Sero: Eyvallah.
    ···
  3. 28.
    +8
    Gül'ün evine doğru yola yeni çıkmıştım ki, aklıma birden ev kiralamak gelmişti. Üniversitede çok arkadaşımdan duydum bir kaç saatliğine ev kiraladıklarını, ev kiralamak zorundaydık. Çünkü kendi evimize getiricektik onları ve adamlar daha sonra evimizi basabilirlerdi. Daha önce neden düşünemedim diye alnıma vurdum elimi. Geç kalmıştık bunun için, halletmek lazımdı saat fazla geç olmadan. O saatlerde zaten zordu kiralıcak ev bulmak, otelde hiç birşey yapamazdık. Onur'u aradım hemen.

    Ayaz: Alo. Oğlum bize hemen kiralık ev lazım. Adamlar evimizi görmemeli lan.
    Onur: Hay dıbına koyim be, kafamı gibiyim ya.
    Ayaz: Tamam oğlum tamam. Hallederiz inşallah, yarına kalmaz bu iş.
    Onur: Oğlum kapat bakalım internetten.
    Ayaz: Tamam yavaş sür.

    Yarına bırakamazdık bu işi. Onur'un ailesinin, Gül'ün şüphelenmemesi lazımdı. Yoksa asla yalnız bırakmazlardı bizi, Saliha teyze bize Muzafferin adresini vermişti ama ne olduğunu öğrenip polise gitmemiz için, belimize silah takıp pekekent kovalamamız için değil. internetten evlere bakarken, bir kaç tane beğendim. Bizim semtimizin komşu semtinde buldum bir tane ev. Evin adresi Onur'la bildiğimiz bir yerin yanıydı. Onur bulurdu kolaylıkla tabi ki bende, sonuçta Onur'dan önce gidip o evi tutmam. Anahtarı Onur'a bir şekilde vermem lazımdı. Arabayı durdurup, aradım internetteki numarayı hemen.

    Ayaz: Alo kardeşim. Ev kiralıyorsun galiba sen doğru mudur?
    Eleman: Evet kardeşim. Ne zamana lazım sana?
    Ayaz: Kardeşim şimdi lazım şimdi. Çok sağlam kız düşürdüm . Gözünü seviyim bir yardımcı ol.
    Eleman: Kardeşim ben şuan evdeyim. Normalde evi kiraladığım zaman arkadaşımda kalırım. Ayarlarım önceden kendimi o yüzden böyle aniden olmaz. Hem işkillendim ben böyle rahatsız oldum.
    Ayaz: Kardeşim yemin ederim sıkıntı yok. Normalde kaça kiralıyorsun bir geceyi?
    Eleman: Normalde yüz lira ama olmaz yani kardeşim bu şekilde.
    Ayaz: Kardeşim bak ben üç sene peşinde koştuğum kızı tavladım. Gözünü seviyim ben sana iki yüzelli lira vericem. Bu kız benim için çok önemli rezil olurum. Hayatımın fırsatı be kardeşim anla beni.
    Eleman: Tamam kardeşim tamam gel al anahtarı, adres internette var.
    Ayaz: Adamsın sen be, adamın ham maddesisin. Kralsın ulan kral. Ben arkadaşımı yolluyorum sorun olmazsa şimdi kardeşim o versin paranı sana, benim yanımda fazla kalmadı bana anca yeter. Ben şimdi kızla Beşiktaş'tayım. Gelmem bir saati bulur. Gelince alırım senden anahtarı olur mu kardeşim? Eleman: Ben iki yüz ellimi alıyımda nasıl istersen öyle olsun.
    Ayaz: Eyvallah.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 29.
    +8
    Bir ay önce Ahmet abi dükkanda yokken, iki adam dükkana gelmiş. Çok tekin tipler değillermiş. Muzaffer'de elimdeki işi bırakıp adamların ne istediğini sormuş. Adamlar masaj salonu kartvizitleri bastırmak istediklerini söylemiş. Muzaffer'de numuneye baktığında bildiğin hayat kadını numaraları dağıtmak içim olduğunu görmüş.
    Tabi Ahmet abinin kabul etmeyeceğini bildiği için adamlara hayır demiş. Adamlar yirmi farklı kadın numarasının olduğu beş yüzer kartvizitin tanesi için, bir lira vericeklerini söylemişler. Normalde on kartvizit bir lira olduğu için, bu şerefsiz kabul etmiş. Ahmet abiye o yokken on bin kartvizit bastığını normal fiyattan bin lira aldığını söyleyip, dokuz bin lirayı cebine atmış. Üç ay sonra bu adamlar Ahmet abi dükkandayken gelmiş, yine bastırtmak istediklerini söylemişler. Ahmet abi olayları anlayınca hem Muzaffer'i hemde bu yavşakları hırpalayıp dışarı atmış. Muzaffer bütün kız numaralarını almış.

    Onur kızların numaralarını aldıktan sonra, Muzaffer'i darma dağın etti. Annesi, babası görse tanımazdı her halde. işimiz bittikten sonra Muzaffer'i evine zütürüp içeri attık, tekrar bize geçtik. Çok yorulmuştuk biraz dinlenmemiz gerekti.
    ···
  5. 30.
    +7
    Mesaj sesiyle bıraktık birbirimizi, gizli okumak istedim ama tabi ki tam bir pirana olan sevgilim izin vermedi buna. El mecbur açtım mesajı. Mesaj Onur'dan gelmişti.

    Onur: Hesaba param yetişmedi. Hemen gelmen lazım.

    Gül: Bu ne aşkım?
    Ayaz: Onur'un pgibolojisi bozuldu. içmek istedi gidelim dedim. Yalnız kalmak istedi bende üstelemedim. Parası yetmedi her halde salağın.
    Gül: Yalan söyleme Onur senden ayrılmaz. Benden çok onunlasın. Çıkar kokusu birşeyler var ama hadi bakalım.
    Ayaz: Hayatım. Çocuğun babasının durumunu biliyosun. Her zaman ki gibi birşeyler değil. Farklı şu an onu sen, ben anlayamayız.
    Gül: Haklısın sevgilim.
    Ayaz: Neyse hayatım gidip kurtarıyım Onur'u, sende uyu artık geç oldu. Sizinkilerde merak eder.
    Gül: Tamam sevgilim dikkatli ol. Yavaş sür.

    Gül eve girene kadar izledim. Girdiği an Onur'u aradım.

    Ayaz: Söyle kardeşim.
    Onur: Hiç kardeşim ya ne yapayım aynı bıraktığın gibiyiz, iş güç işte. Ben seni sonra arasam olur mu? Misafirim var birazdan gidicek ayıp olmasın şimdi.
    Ayaz: Parasını vermediğini ne zaman söyleyeceksin?
    Onur: Kardeşim bilmiyorum ki Barcelona maçı kaçta 23.30 falandır her halde.
    Ayaz: Tamam kardeşim. Vermiyorum de at evden, gerisi artık beklemek gelmelerini.
    Onur: Allah'a emanet ol kardeşim sende kendine iyi bak.

    Onbeş dakikada kapıda yerimi almıştım. Ben yerimi aldıktan sonra beş dakika yukardan gürültü sesleri gelmeye başladı.
    ···
  6. 31.
    +7
    Erhan abinin pastaneye yaklaşırken önünde Onur'un siyah Leon'u görünmüştü bile. Yanına park ettikten sonra içeriden deniz tarafındaki balkonda olan standart masamıza doğru geçmek için hareketlenmiştim ki tam o sırada Erhan abinin sesini duydum.

    Erhan: Ayaz hoş geldin.
    Ayaz: Hoşbulduk abi. Bana ordan bir porsiyon küt böreği yanında büyük bardakta çay yollar mısın..
    Erhan: Tamam kardeşim. Sıkıntı mı var?
    Ayaz: Bilmiyorum var mı abi?
    Erhan: Onur saat sabah yedide gelmiş. Elemanlar birlikte açtık pastaneyi dedi. Birşey yememiş hala sadece üç, dört bardak çay içti. Konuşmadı pek benimle bugün. Bir derdi var belli.
    Ayaz: Anladım abi. Öğreniriz şimdi eyvallah.

    Balkona ilerlediğimde Onur'u masaya olması gerekenden iki, üç adım geride, dirseklerini dizlerine koymuş, ellerini ileride birleştirmiş, duruşundan dolayı hafif eğilmiş, denizi izlerken gördüm. Derdi olduğunu anlamak için sabah yedide geldiğini bilmeye gerek yoktu. O oturuşu gören bir yabancı bile anlayabilirdi.
    ···
  7. 32.
    +7
    Birkaç saat sonra Gül'ü eve bıraktım. Geri dönüp Onur'la birlikte, Onurların dükkanına doğru yola çıktık. O kendi arabasında, ben kendi arabamda. En sevdiğim şeylerden birisi buydu. Onur'la birlikte araba sürmek. Birbirimizi 14 senede ezberlemiştik artık. Hiç doğmamış kardeşim gibiydi Onur benim için. Futbol oynarken birbirimizin neler yapıcağını, araba kullanırken nerelerde şerit değiştiriceğimizi, üçüncü bir şahısla konuşurken neler söyleyeceğimizi birbirimizden önce bilirdik. Bu adamı bugün yalnız bırakamazdım. Herşeyi öğrenmeliydik. Yarım saat ilerledikten sonra Matbaacılar sitesine varmıştık. Dükkan kapalıydı. Çırak açmamıştı. Açtık dükkanı, içerisi biraz incintı ama bu çalışma incinlığıydı. Akşam kimse dükkanı toplamadan çıkmış haliydi. Kavgadan eser yoktu dükkanda.

    Ayaz: Kardeşim burda birşey olmamış.
    Onur: Aynen öyle kardeşim gel etraftakilere yine soralım olayı anlatsınlar.

    Cevap vermedim çıktık dükkandan. Etraftaki dükkan sahipleri dün Onur'a anlattıklarından daha fazlasını anlatmadı.
    ···
  8. 33.
    +7
    Evin içine sessizce girdim. Onur'un yalvarma sesi, geliyordu. Gözüm döndü birden aklıma gelmedi oyaladığı, koşarak girdim odaya Onur arkasını duvara vermiş ayaktaydı. pekekentlerden birisi, kollarını bağdaştırmış, Onur'a bıçak sallayarak korkuttuğunu sanıp eğlenen diğer pekekenti izliyor. Odaya girdiğim anda Onur pekekentin elindeki bıçağa atladı. Bende o sırada ayaktaki pekekente saldırdım. Bu sefer bayağı darbe yedim. Karnımda ve kaşımda sızı hissediyordum. En son şerefsizi kafa kola alıp yüzünü yumruklamaya başladım. Şerefsiz kendinden geçmişti. Sinirime hakim olamadım. Yumruklamaya devam ettim. Dokuz, on yumruktan sonra bıraktım. Bıraktığım gibi yere yığıldı. Oturup soluklanmaya başladım. Kafamı kaldırdığımda Onur adamı bayıltmıştı. Karnına oturmuş yüzüne yumruklar sallayıp, hırsını alamayıp yumrukların arasına kafalar yerleştiriyordu. Adamın yüzünün anasını gibti. Ben durdurdum. Yeter ölmesin dıbına koydun dedim ve Onur'u ayağa kaldırdım. Adamları arabalarına bindirip. Evi temizledikten sonra kapıyı kapadık anahtarı daire ikinin posta kutusuna koyup Fırat'ı aradım.

    Ayaz: Kardeşim ben evden çıkıyorum. Eyvallah çok sağol. Anahtarı posta kutusuna bıraktım. Sıkıntı olur mu?
    Fırat: Olmaz kardeşim. Erken çıkıyorsun. Hayırdır?
    Ayaz: işler umduğum gibi gitmedi kardeşim.
    Fırat: Üzüldüm kardeşim kısmet.
    Ayaz: Aynen öyle kardeşim. Hadi eyvallah.

    Adamlar arabalarında ölü gibi bayılmış bir halde yatarken, Onur Esra'yı aradı.

    Onur: Gel adamlarını evimin kapısının önünden al.

    Dedi ve kapattı. Onur'un arabayı sakladık. intikam almamış gereken iki kişi daha vardı. Esra Onur'un arabasını tanırsa takip edemezdik. Hatta saldırırlardı bile, leşlerimizi almaya gelenler. Benim arabaya geçip diğer pekekentlerin gelmesini bekledik.
    ···
  9. 34.
    +6
    Huur2: Alo. Ben Esra.
    Onur: Trans mısın?!
    Esra: Hayır ama bir arkada..

    Onur araya girdi hemen, az kalsın yine kahkaha atıcaktım.

    Onur: Yok yok. Arkadaş falan istemiyorum. Esra ben masaj için aramıştım.
    Esra: Evet.
    Onur: işte masaj yaptırmak istiyorum.
    Esra: Saati 160. Evime misafir almam. Otel veya evin varsa olur. Yol para mı ver yada al beni.
    Onur: Nerdesin.
    Esra: Avcılar.
    Onur: Yaklaştığımda ararım tam yeri söylersin.
    Esra: Anlaştık.

    Telefon kapandı ne yapıcağımızı tekrar konuştuk.

    Ayaz: Kardeşim. Kızı eve çıkar. Ben kapıda beklicem.
    Onur: Beğenirsem yapıyorum parasını vermiyorum. Beğenmezsem korkuturum arattırım şerefsizleri.
    Ayaz: Kardeşim korkmasın. Korktuğu için arasa sağlam gelirler. Sen parasını verme kızı dışarı at. Bir yerden viski, miski bişey alalım. Kıza önce ikram et hemen dalma ki kız para önce demesin. Güvensin sana hoşlansın senden, parayı hemen istemesin. Hayvansı olma bak.
    Onur: Tamam birader bende.
    Ayaz: Ben bir Gül'ün yanına gidiyim sende kızı al gel kardeşim. Yaklaşınca haber ver yerimi alıyım. Tamam birader.

    Ben Gül'ün evine, Onur'da Avcılara doğru ayrılmıştık.
    ···
  10. 35.
    +6
    Bir saat sonra beyaz bir araba durdu, dayak yiyen pekekentlerin olduğu yerde, Esra'da arabadaydı. iki pekekent indi arabadan, biri dükkana gelip kartvizit bastırmak isteyenlerin diğeri, ötekisi Ahmet abiyi zorla arabaya bindiren diğer şerefsiz. içlerinden birisi haşat ettiklerimizin olduğu arabanın direksiyona, diğeri kendi geldikleri arabanın direksiyona geçti. Yola çıktılar, bizde takibe başladık. Onur'da, bende hiç konuşmuyorduk. Sadece saldırmak istiyorduk. Nerdeyse ülkeden çıkıcaktı şerefsizler. Bir buçuk saat takip ettik. Sonunda ufak bir bahçesi olan bir eve girdiler. Bizde kapıya uzak ama bahçenin kapısını görebileceğimiz bir yerde durduk.

    Onur: Kaç kişiler sence?
    Ayaz: Bilmiyorum kardeşim. Şu ikisini alalım, gerisi mühim değil.
    Onur: Bunaldım lan. On dakika sonra eve yaklaşıcam. Evin içini kontrol edicem bakalım kaç pekekent var.
    Ayaz: inşallah görürsün kardeşim. Kerhane mi lan acaba?
    Onur: Bilmiyorum ama hızlı olmamız lazım. Sıkıntı çıkmadan halledip kaçmak zorundayız.
    Ayaz: Kanka kerhaneyse kaç karı vardır içerde?
    Onur: Bilmiyorum ki çok vardır.
    Ayaz: Güzeller midir?
    Onur: Güzellerdir.
    Ayaz: Vay anasını satıyım yazık lan.
    Onur: Yazık tabi oğlum.
    Ayaz: Kardeşim adamlara bu kızları bırakıcaksınız lan çekelim. Bizi kızları kurtarmak isteyen müşterileri sansınlar. Ahmet abi yüzünden yaptığımızı anlamasınlar, karşımıza bir daha çıkmasınlar.
    Onur: Aynen birader adamlar anlarlarsa bizimkilere zarar verir.

    10 dakika geçmeden, Onur daha gözetlemek için bahçeye gitmeden önce adamlardan birisi dışarıya çıktı.
    ···
  11. 36.
    +6
    Kız küfür ediyor sesi mahalleyi inletiyordu. Birilerinin polisi arayıp şikayette bulunmasından korkmaya başlamıştım ki ses kesildi. Bir, iki dakika sonra apartmanın ışığı yandı. Dışarıya, kızıl saçlı bomba gibi bir hatun çıktı. Ufak bir tebessüm oluştu yüzümde. Kız benim arabanın arkasına yaslanıp, biriyle konuşmaya başladı.

    Esra: huur çocuğu paramı vermedi.

    Esra: Evet bir saat kadar.

    Esra: Adresi bilmiyorum konum atarım.

    Esra: Nerdesiniz Dönder, ne zaman buraya gelirsiniz? Siz gelene kadar ben ne yapıcam?

    Esra: Tamam Dönder tamam. Bekliyorum burda bağırma bana.

    içimi bir heyecan kaplamıştı. Korkuyordum. Ben Yury Boyka yada Rambo değildim ki, tabi ki korkuyordum ama asla bana bir saniye engel olucak bir korku değildi. Sevdiklerim için herşeyi yaparım bu hayatta, herşeyim bedelinide düşünmeden öderim. Bu arada Dönder dediği pekekentin kamerada gördüğümüz pekekent olması için dua ederken, Onur'a mesaj attım. Kız hemen arka cama yaslanmış sigara içiyordu. Sesimi rahat duyardı. Telefonun ışığını kısıp, her ihtimale karşı mesajı kesinlikle kimsenin göremeyeceği şekilde yazdım.

    Ayaz: Kız oltaya düştü. Gelen pekekentin adı Dönder, adamlar eve girdikten sonra ismiyle hitap et şaşırsın biraz zaman kazan ne olur ne olmaz. Gerekirse yalvar. Ne yap, ne et ama o zamanı kazan ben gelene kadar sana zarar vermesinler.

    Onur: Tamam kardeşim sabırsızlanıyorum. KOOOMANDO KOMANDO, KOOOMANDO KOMANDO.

    Onur'dan gelen mesajı okuyunca gülmemek için kendimi zor tuttum. Gaza gelmişti şerefsiz. Komando adam gerçi, normaldi. Arka mı dönüp kıza bir kez daha baktığımda gaza gelmemek pek mümkün değildi tabi bekar bir adam için. Kız bir ara arabadan içeri bakıcak gibi oldu. Allah'a şükrettim o anda, iyi ki taktırmışım bu camlara filmleri diye. Camlar filmliydi görmesi zordu.
    ···
  12. 37.
    +6
    Onur'u aradım hemen.

    Ayaz: Kardeşim ben ayarladım.
    Onur: Oh be kardeşim. Ev nerde uzak mı?
    Ayaz: Senin ağzından konuştum adamla, ben şimdi arkadaşın olarak parayı vermeye gidiyorum. Gidince konum atarım sana, sen direk kızı al oraya geç ben ayarlıcam. Adam senin ev arkadaşınmış gibi yapıcak. Sende kıza öyle söyle. Anahtarı evde unutmuşum, ev arkadaşım biz girince çıkıcak falan dersin.
    Onur: Oğlum sen otur işte evde, ne uğraşıyorsun. Al anahtarı ben gelince çıkarsın yine kapıda beklersin.
    Ayaz: Kardeşim benim Gül'ü görmem lazım. Kafam hiç rahat değil.
    Onur: Anladım birader anladım. Tamamdır. Ayarladığında tamamdır yazarsın.
    Ayaz: Yazarım kardeşim.

    Son dakika çıkan bu problem kafamı bozmuştu. Halletmiştik neyse ki. Ev bildiğimiz bir sinemanın arka sokağındaydı. Adresi GPS'e yazınca sinemayı haritada görmüştüm. Bulmak zor olmamıştı. internette yazan dairenin ziline bastım apartman kapısı açıldı. ikinci kata çıkıp eve girdim. Sesimi biraz değiştirerek, abartı olmadan boğuk bir sesle selam verdim.
    ···
  13. 38.
    +6
    Gül'ün sokağına gitmem yirmi dakika sürmüştü. Gül'ü aradım.

    Ayaz: Sizin sokağın başındayım. in hadi biraz oturalım.
    Gül: Oha tamam sevgilim geliyorum.

    Telefonu kapadıktan sonra Onur'a mesaj attım.

    Ayaz: Kardeşim Gül'ün yanındayım. Bana aksiyon başlamadan yarım saat önce haber ver. Yerimi alıyım.

    Onur: Eve şimdi girdik, sıkıntı çıkmadı. Kıza içki koyuyorum şuanda kız fena lan.

    Telefonu tamamen temizledim.

    Gül geldi o sırada yanıma.

    Gül: Aşkım şöyle biraz aşağı tarafa geçelim görmesin bizimkiler.
    Ayaz: Görsünler artık yeter be, SEViYORUM LAN.

    Bağırınca ağzımı kapadı hemen çekti, çekiştirdi. Bir yan sokağa sokana kadar açmadı ağzımı.

    Gül: Ne oldu aşkım bu saatte hayrola?
    Ayaz: Özledim seni hayatım. Ne olucak sadece özledim.
    Gül: Yok yok sen özlediğin için gelmezsin.
    Ayaz: Hayatım gerçekten özledim. Görmek istedim seni, sarılmak. Hayatta ne olacağı belli değil. Seninle ne kadar vakit geçirsem kâr bana..
    Gül: Bak bak bende özledim aşkımı

    Sarıldı bana, uzun uzun sarıldı. Kokladım saçlarını, nerin nerin çektim içime, cennet koyuyordu sanki annemin kokusu geçmiş bu kıza. Gerçekten ne olucağı belli değil bu hayatta, bende o yüzden gelmiştim Gül'e. Sebep ne olursa olsun, belimde bir silah vardı ve belkide saatler sonra ateşlenicekti. Belki benim silahımdan çıkan bir kuşun ayırıcaktı bizi, belkide gelicek olan adamların silahından çıkan bir kurşun. Hiç fark etmezdi yastığa kafamı koyduğumda, huzurla uykuya dalmıyorsam. Hayat güzel olamazdı benim için. Ben bugün kardeşimle o intikamı alamazsam, asla huzurla uyuyamazdım bir daha.
    ···
  14. 39.
    +6
    Eve dönmemiz bir saati biraz geçmişti. Eve kendimizi attık resmen, oturduk. Sarıldık. Güldük. Kurduk Razı masamızı, açık türkümüzü, keyfimize diyecek yoktu. Kırdık hatları, bir şekilde açıklardık neden hat değiştirdiğimizi Gül'e, Saliha teyzece çok büyük problem değildi umursamadık. O gece en güzel geceydi. Daha önce hiç bu kadar huzur dolu olduğumu hatırlamıyordum. Bütün gece içip, türkü söyledik. Neler yaptığımızı konuşup güldük. intikam almanın hazzı mükemmeldi. Bir iki kızın hayatımı kurtarma ihtimalide cabası, yanyana geldiğimizde yapamayacağımız hiç birşey yoktu. Aklım telefondaki o "Abi" diye kayıtlı adamda kalmıştı. Ama keyfime engel değildi.
    Bizi yada ailemizi bulmaları imkansızdı. Sabahın ilk ışıklarıyla uyumaya geçtik. Yarın ilk iş Gül'ün yanına geçicektim. Yarın gözlerimi araladığımda, yüzümün yarısı yatağa basık, yastık yine yere düşmüş, yorgansa avını boğan bir anakonda gibi karma karışık bacaklarımı kilitlemiş uyanıcaktım. Hayatıma geri dönmüştüm. Bunun huzuruyla uyumuşum.

    https://m.youtube.com/watch?v=JvgThaKmkk8

    • ** *** *** *** *** *** *** *** *** *** *** ***

    Hikaye bitti kardeşlerim. Okuyan herkese eyvallah adamsınız.
    ···
  15. 40.
    +5
    Ayaz: Selamünaleyküm
    Eleman: Aleykümselam. Ben Fırat kardeşim.
    Ayaz: Ben Furkan abi parayı verip kaçıcam ama birşey rica edicem.
    Fırat: Et kardeşim yardımcı olabiliceğimiz bir şeyse.
    Ayaz: Abi gelicek arkadaş bu kıza aşık liseden beri, senden ricam ev arkadaşıymış gibi yaparsan. Utanıyor biraz çocuk.
    Fırat: Nasıl yani?
    Ayaz: Abi işte hoş geldiniz desen, beni arkadaşlar bekliyor çıkmam lazım falan.
    Fırat: Olur kardeşim sıkıntı yok.
    Ayaz: Abi buyur bu senin paran, birde arkadaşın adı Kerim lazım olursa falan diye.
    Fırat: Tamam kardeşim eyvallah.
    Ayaz: Eyvallah abi.

    Çıktım evden, hemen Onur'a mesaj attım.

    Ayaz: Adam ev arkadaşın, adı Fırat. Senin adın Kerim. Hemen çıkıcak evden, sıkıntı yapma. Konumu atıyorum şimdi, bizim sinemanın arka sokağı, beyaz bina, ikinci kat.

    Onur: Tamam kardeşim ben kızı aldım. En geç yarım saate girerim eve.

    Esra'ya ev kiraladığımızı belli etsek, bir sıkıntı olmazdı belki ama ben o adamların bizim o evde yaşadığımızı düşünmelerini istemiştim. Hedef şaşırtmak. isimlerimizin farklı, Furkan ve Kerim olduğunu düşünmelerini, farklı bir semtte Furkan ve Kerim'in peşine düşmelerini hayali insanların izini sürmelerini istemiştim. En fazla para göz ev sahibini döverlerdi, o da gibimde değildi. Ordan Gül'ün evine doğru yola koyuldum tekrar.
    ···
  16. 41.
    +5
    Adamlar kız aradıktan yarım saat sonra gelmişlerdi. Arabadan ilk inen adam, yabancıydı. Yüz kilo civarı 1.80 boylarında bir adamdı. Kameralarda yoktu bu pekekent. ikinci gördüğüm adam, kartvizit için gelenlerden birisiydi. Üçüncü ise Ahmet amcayı zorla başka bir arabaya bindirenlerden birisiydi. Kendimi zor tuttum saldırmamak için, nerdeyse yanlışlıkla kornaya basıcaktım. Adamlar kıza Onur'un nerde olduğunu göstermesini istedi. Ardından pekekentler ses yapmadan apartmana girme yolunu tartışırken. Apartmandan içeri girmeleri için Onur kapıyı açtı büyük ihtimalle. Çünkü adamlar rahat girdi içeri, izliyordu yada diyafondan dinliyordu Onur yavşakları. Kalbim nerdeyse ağzımda atıyordu. Kız uzaklaşmaya başladı evine yada işe yollamışlardı her halde. Şişko adam dış kapıyı beklemek için kalmıştı. Cebimdeki muştayı sağ elime takıp montumun kolunu muştayı saklıcak şekilde sıyırdım. Sol elime bir sigara alıp, arabadan yavaşça indim. Adam gibicek gibi bana bakıyordu. Adama doğru yürüyerek.

    Ayaz: Selamünaleyküm abi rica etsem ateşin varsa kullanabilir miyim.

    Adam hiç konuşmadan ceplerini yoklamaya başladı. Adama iyice yaklaştım. Çakmağını çıkartıp sigara mı yakarken bütün gücümle çenesine patlattım yumruğu. Vurduğum gibi yığıldı yere pekekent. Elim kırılıcaktı nerdeyse, muşta benimde elime zarar vermişti. Heyecandan çokta umursamadan adamın yüzünü çevirdim bir kaç kırık olduğu belliydi. Biraz da kanlıydı. Adamın ayakkabılarını çıkardım. Adamı yüzü görülmeyecek şekilde duvara çevirip, ayakkabıları kafasının altına koydum ki, birileri görürse uyuyan bir şarapçı zannedip umursamadan geçsin.

    Dış kapı açıktı zaten pekekent tutuyordu. Büyük bir ihtimalle yukarda sıkıntı çıkarsa hızlı müdahale edebilmek için kapatmamıştı kapıyı. Koşarak çıktım ikinci kata. Kapı aralıktı sessizce daldım içeriye.
    ···
  17. 42.
    +5
    19.00'a 20 kala bulduk kahveyi. Geçtik oturduk içeri, beş dakika geçmedi Sero göründü kapıda.
    Masamıza geçti oturdu. Yanında ufak bir halı saha çantası vardı.

    Sero: Emanetleriniz burda kardeşim. işiniz bitince yarın buraya getirirsiniz aynı saatte.
    Ayaz: Eyvallah kardeşim.
    Onur: Adamsın.
    Sero: Zamanında az mevzuya girmediniz benim için, birini bile unutmadım. Sizden başkasına yapmam. Haydi ben kaçtım. Dikkat edin.
    Ayaz: Sende kardeşim.
    Onur: Allah izin verirse yarın sende çantan birader.

    Çıktık kahveden, benim eve geçtik. Salonda masanın üstüne koyup, yavaşça açtık çantayı. Çantanın içinden, üç tane büyük güzel parlak bıçak, iki orta boy dikiş tutmaz, üç farklı boy klagib kelebek, bir otuzbeşlik dönder bıcağı, iki muşta, ve iki silah. Silahları görünce şardım.

    Ayaz: Manyak mı lan bu?
    Onur: Anasının amı bu ne oğlum.
    Ayaz: Biz emanet istedik, adam cephanelik getirmiş.
    Onur: Silahlar fazla değil mi birader.
    Ayaz: Aynen öyle.

    Derken, çantada ufak bir not bulduk. Notta şu yazıyordu.

    pekekentler mutlaka birde olsa silahla gezerler. Dikkatli olun. Makinaları yanınıza alın ne olur ne olmaz.

    Onur: Adam haklı kardeşim. Sokaktaki serseri değil bunlar.
    Ayaz: Sero zütümüzü kurtarıcak desen gibtir çekerdim.

    Onur silahı eline aldı. Adam komando beğenmedi silahı, bense karadenizliyim. Elime makinayı 8 yaşında verdiler. Ben makinayı, makina beni sever.
    Attık bellere silahları, mustaları bölüştükten sonra birer ufak emanet alıp, aradık numaralardan birini, açan olmadı. Başka numara seçip aradık, kart bir ses geldi.
    ···
  18. 43.
    +5
    pekekent telefonla konuşmaya başladı. Dükkana gelen adamların diğeriydi. Bir, iki dakika sonra bahçeden de çıktı. Beş, altı dakika sokakta dolaşarak konuştuktan sonra, Onur muştasını takıp arabadan çıktı. Adam umrunda değilmiş gibi yürümeye başladı. Adamı bir iki adım geçtikten sonra aniden dönüp adamı yumruklamaya başladı. Adamı yeterince dövdükten sonra, park etmiş iki arabanın arasına sürükledi. Bende peşinden gidip telefona baktım. Abi diye birini aramış. Bu abi dedikleri adam bize problem çıkartıcaktı belliydi. Vaktimiz azdı, adamın üstünde anahtar bulduk. Adamın belindeki silahıda alıp eve doğru sinsice yürümeye başladık.

    Onur: Evde 3 kız, dövdüklerimiz ve bir de diğer pekekent varmış.
    Ayaz: Güzel, ne ara konuşturdun.
    Onur: Döverken.

    Bahçeyi hızlıca geçip, ev kapısının yanına sessizce yerleştik. Silahları çıkarıp, eve yavaşça girdik. ilk odadan küfür sesleri geliyordu. Odanın kapasını aniden açıp, silahları doğrulttuk. Odada kızlar elamanların yüzlerini temizlerken, yavşaklar bize hunharca küfür ediyordu. Dayak yiyenler bizi görünce nerdeyse sıçıcaklardı. Sağlam olan ayağa kalktı.
    ···
  19. 44.
    +5
    pekekent: Kimsiniz lan siz?
    Onur: Bu kızları serbest bırakıcaksınız oğlum. Bizi boşver.
    pekekent: Sanane lan kızlardan huur çocuğu.

    Küfür eder etmez Onur silahı adamın üstünden bir saniye ayırmadan üstüne yürüdü. Belindeki silahı alıp kendi beline koydu. Kendi silahınıda indirip, adamı dövmeye başladı. Kızlar deli gibi ağlıyordu. Susun işareti yaptım. Bir nebze dahi olsa sesleri azaldı kızların. Onur'un dövdüğü hareketsiz kalmıştı. Diğer herkese saldırdı. Hırsını alamıyordu. Tekrar bütün elamanları dövdükten sonra seslendim.

    Ayaz: Dışardakinide içeri al.

    Onur dışarı çıktıktan sonra kızlara seslendim.

    Ayaz: Size zarar vermicem korkmayın. Herşey sizin için, kurtulun bu hayattan.
    Kız: Kimsin sen?
    Ayaz: Ablasını bu yolda kaybetmiş bir adam. Bu yolun sonu iyi değil. Alın adamlardaki paraları ve kaçın, bulamazlar istanbul dışında korkmayın.

    Onur adamı salonun ortasına attı. Bildiğin savurdu adamı.

    Ayaz: Çıkıyoruz birader. Kızlara kurtulma şansını verdik. işimiz bitti.
    Onur: Aklınız var çıkın gidin bu hayattan, dışardaki en kötü hayat, bu hayattan daha iyidir.

    Ve çıktık. Koşarak bindik arabaya tamam sokaktan çıkarken bir iki kızın evden ellerinde paralarla koşarak uzaklaştığını gördük. Bu çok iyi olmuştu. Adamlar tamamen kızlar için olduğuna inanıncak. Akıllarına Ahmet abi olayı hiç gelmeyecekti. Kalmayı seçen kızlarda söylediklerimizi uyanan pekekentlere anlattığı zaman bu iş tamamdı.
    ···
  20. 45.
    +4
    Son iki part beyler
    ···