-
51.
+4zaman gelmişti artık akşam otobüse gidip 3 aylığına o şehirden uzaklaşacaktım. En son otogara yine onun için gelmiştim. O ve buluştuğu çocuğu görebilmek için. Topu topu 3-4 kere görüşmüş olmamıza rağmen hayatımda onla ilgili anılar yer etmeye başlamıştı bu beni ona daha çok bağlıyordu. Belki gelir umuduyla gideceğim saati mesaj attım. Akşam 11 de gidiyorum hakkını helal et dedim. Amacım hakkını helal etmesi falan değildi, amacım saat 11'de onun da oraya gelip beni yolcu etmesi. Sanırım sadece o iki dakika için bile okulu 2 yıl uzatmayı göze alabilirdim.Tümünü Göster
Saat 10 'da evden tek başıma çıktım beyler, ilk ben gidiyordum evdeki binler büte kalmıştı. Sağolsunlar gelip yolcu etmek için çok ısrar ettiler ama ben kız belki onlar yanımda olunrsa gelmeye çekinir diye binleri ekip tek başıma geldim. Saat 10 çeyrek gibi otogardaydım.
Otogarlar, ait olduklari sehirlerin en cirkin, en pis, en olmak istemeyeceginiz yerleri gibi gelir hep bana.
Belki saydigim ilk iki ozellik sehirden sehire ve otogardan otogara gore degisebilir ve dolayisiyla tartsilirdir ama ucuncu ozellik, olunmak istenmeyen yer, oylesine kuvvetli ki otogrlari cirkin ve pis gibi algilamaniza tek basina yol acabilir.
Cidden, dusunuyorum da otogarlar, gunun her anina bir yigin insan barindirmasina ragmen, o yiginla insanin arasindan tek kisinin bile aslinda orada olmak istemedigi nadir mekanlardandir heralde.
Mutsuzluğun yıkılmaz kalesi. Hep bir ayrılış, bir terkediş. Birbirini seven iki insanı ayrılmadan önce sarılırken görüyorsam, istisnasız her seferinde canım yanıyor. Otogarda sarılıp ayrılmışlığım da yoktur üstelik.
Harem, port authority, asti ya da victoria... hic farketmiyor. Hepsinin dıbına koyayım…
O gün orda geçirdiğim 5 dakika da, tarihin ilk otogarına, şuan kalkan son otobüse, biraz sonra ölüme yoluculuk yapacak olan insanın en son konuşmalarına; evrenin boşlukları içersinde hepsini duyuyordum… Hepsi kulağımda…
Eğer sizle aynı kaderi paylaşan bir insan var mı diye merak ediyorsanız, o zaman yüzlere bakmalısınız, çünkü bütün hikaye yüzlerdedir. hemen sağımda varalı bir saat olmasına rağmen kimsenin karşılamaya gelmediği sarışın, güzel kız;solda annesiyle muhtemelen dayısını karşılamak için bekleyen ergen çocuk var. Saçlarını garip bir şekil yapmış, annesinin bundan pek şikayeti yok, varsa da şimdi bekledikleri kişiyi düşünüyor, yüzü gülüyor, çocuğun da... hallerinden memnunlar. sağdaki kız memnun değil, suratı ekşimiş bir şekilde telefonla konuşuyor, arada sesi yükseliyor, kızgın,çok kızgın.
o esnada karşıdan bir otobüs geldi, inanmayarak baktınız, belki sizinkidir diye, ama hayır siz bir otobüs beklemiyorsunuz. Siz sevdiğiniz kızı bekliyorsunuz. otogarda olta atıyorsunuz daha adımlayacağınız çok peron, yiyeceğiniz çok rüzgar, okuyacağınız çok yüz var. perona yanaşan otobüs de size bu konuda yardımcı oluyor, 40 yeni insan iniyor, 40 yeni yüz, 40 yeni hikaye. elbette hepsininkini öğrenemeyeceksiniz. rastgele olarak bakıyorsunuz. ilk inen 30una varmamış esmer erkek, bagajı yok indiği gibi emin adımlarla yürüyor. "iş için gittiği şehirden döndü,iki günden fazla bir süreliğine gitmiş olamaz" diye teşhisi koyuyorsunuz. orta kapıdan genç bir kız iniyor hemen arkadaki dolmuşlardan birini aramaya başladı ufak bir çantası var. "küçük bir aile-yanı tatilinden dönen öğrenci" diyorsunuz. sonra hülyalı bir genç iniyor, ülkenin doğusundan, düşünceli, bavulu için ıkına sıkına muavine birşeyler söylüyor, duymuyorsunuz. bavulunu buluyor, giysileri eski, tamamen soru işareti iki gözle muhtemelen kendisini zütüreceği yeri bilmeyen adımlar atıyor. kafanız takılıyor onun bu mahcubiyetine ve rengi garipleşmiş eski, lacivert ceketine. bir süre dalıyorsunuz. bir kaç yüz-hikaye yanınızdan geçiyor, kaçırıyorsunuz. sonra devam ediyorsunuz. bir teyze iniyor inerken gözlerinin ışıl ışıl olduğunu görüyorsunuz. "buralarda bir yerde oğlu olmalı" diyorsunuz. ve sonra teyze bir gence doğru hızla ilerliyor. sarılıyorlar. teyze ağlarken, genç teyzenin arkasından bagaja bakıyor. "bir an önce gitmek istiyor" diye düşünüyorsunuz. bu otobüsün yüzlerine teker teker bakıyorsunuz, kimisi çok karanlık, harfler seçilmiyor, kimininki çok sıradan, parlamıyor.
erken gelmenizin cezasını diğer-sizi ilgilendirmeyen- otobüsler, yüzler, hikayelerle çekiyorsunuz, büyük firmaların travegoları, safirleri, neoplanları, daha ufaklarının o 403leri, yerel ve civar illerin küçük işletmelerinin temsaları, prensesleri, maratonları ve hatta 302leri geliyor içleri dolu bir şekilde. saate bakıyorsunuz bu kez sabırsızlıktan değil, "bu saatte hala geliyorsunuz?" serzenişinizi teyit etmek için. yeni yüzler, bekleyenlerin yüzleri, hikayeleri, telefonda yüksek sesle konuşmaları, ağlayan çocuklarına simit almaları, döner fiyatı için pazarlık etmeleri, hediyelik eşya dükkanlarının fahiş fiyatları gözünüze çarpıyor o dükkanlardaki kalitesiz şekerlemeleri, hediye niyetine olan takıları, anahtarları, mecmuaları, kitapları ve bunların başında size dik dik bakan esnafı inceliyorsunuz...
Vakit geçmeyecek o hiç gelmeyecek diyorsunuz.
Bütün duyu organlarım teyakkuz halinde, hiç bir sesi, ışık değişimini, gölgeyi kaçırmamak için dikkat kesilmiş. gelecek- gelmeyecek biçiminde bir papatya falı dans ediyor kafamda, konuşmuyorum, konuşturmuyorum, yerinden kalkmıyorum, tuvalete gitmiyorum... kapı gıcırtısı, ayak sesi, yüreğim ağzında, her an biten ve başlayan umut içimde bekliyorum
sonuç; beklemenin mantık sınırlarında sonu gelmiştir, o gelmemiştir, dayak yemişten betersindir! -
52.
+1 -3yavv offfffff yeter lan intihar edicem diye ilgi çekme çabalarınızı yer miyiz biz sizce. gibtirin gidin lan derdinizi kendiniz çözün biz kendi dertlerimizi buraya karı gibi yazıp mızmızlanıyo muyuz ?
-
53.
+4Sabah saat 5'i geçmişti hava aydınlanmaya başlıyordu yavaş yavaş, 5-6 aydır duymak için beklediğim şeyi duymuştum artık. Yarın her şey daha güzel olacak diye kafamı yastığa koyup onunla ilgili hayallerime kaldığım yerden devam etmek üzere gözlerimi kapadım.
O gün hayatımın en güzel günüydü belki de ama sonradan öğrendiklerim en güzel günümü en kötü günüme çevirmişti. Benim hayatımın en güzel günü de en kötü günü de aynı gün olmuştu. Yazık çok yazık. -
54.
+4Panpa kafana sık kesin çözüm.
(El Fatiha) -
55.
+3 -1Sabah uyanınca hemen telefona sarılıp mesaj attım. Dün gece bana sevdiğini söylemesinden cesaret almamdan olacak "günaydın bu gün napıyoruz" yazdım. Cevabı kısa ve netti; "ben okula gitcem seni bilmiyorum." Sanki dün gece bana onu söyleyen kız o değil gibi davranmaya başlamıştı yine. Ben onu sevmek istiyordum ama aşk ve sevgi uzak olunca daha gerçekmiş. Yakın olmak sevgi ve aşkın ruhuna şırınga batırıp yavaş yavaş dışarı çıkarmakmış, yakın olmak aşkı bitirirmiş öldürürmüş, yok edermiş. Uzaktan severken kavuşamayacağınızı bildiğiniz için herhangi bir karşılık beklemeden seversiniz. derinden seversiniz, onu düşünürken ilk ve tek karşılaştığınız anı hatırlarsınız her zaman. kalbinizi doldurur yalnız zamanlarınızda, elinizi tutar ihtiyacınız olduğunda. son sigaranız olur paketteki, içtiğiniz son bira. karlar düşerken altında yürüdüğünüz, çiselerken yağmur saçlarınızı ıslatırken. gözlerinin içine bakarak şarkı söylediğiniz, ya da onun güzel sesini dinlemeyi tercih ettiğiniz. sarılıp uyuduğunuz çocukça, nefes alışını dinlediğiniz o uyurken sessizce.
onsuzluğa uyanmaktır uzaktan sevmek. uzakta kalacağını bile bile sevmek, karşılıksız. Ama biliyordum ben onu uzaktan da sevemezdim çünkü mesajlaşmadığımız konuşmadığımız her anda onun baskasıyla sevismis oldugunu düşünüyordum. içimde bir yerlerim sızım sızlıyordu.
Kafayı yemek üzereydim artık ben buluşmak istiyordum o kaçıyordu o kaçtıkça benim aklımda aynı sorular dolaşıp duruyordu; acaba yapmismiydi sorsam söyler mi iyice kızar mı bilmiyordum.
Daha birbirimizi hiç görmeden sormuştum aslında; daha önce kimseyle konustun mu diye, "yok öyle bi kac kisiyle konuştum ama sevgili olmadim" demişti, onun böyle soylemesine dayanarak sevgili olmadıysa sevişmemiştir diyorum. Ama yusufun anlattigi şeyler aklimdan cikmiyordu. Sürekli kendi icimde bir kavga veriyordum. Ve bu kavganın sonunda kendime kızıyordum, Daha önce keşke sevgilim olmuş olsaydı diye. Çünkü baska bir sevgilim olmuş olsa onunda baska birisiyle sevişmiş olmasını kabul etmesi daha kolay olurdu, yada kabul edemesem bile ayrilmasi daha kolay olurdu. Ayrılamıyordum da çünkü Ben nasil ayrilinir onu bile bilmiyorum. -
-
1.
+2hem hayatında hiç içki içmediğini söylüyosun hem de biralı miralı benzetmeler yapıyosun samimi değil aq
-
-
1.
+1Panpa o gune kadar icmemistim ama her kötülüğe muptela olduk sonunda
-
2.
+1Ah guzel kardesim bu icki ve sigaraya bende bizim HURI yuzunden basladim ne varsa amk sonra bende senin gibi birydim biraz giderim vardi iste bu beni:biraktigi günün gecesinde aldim viski bira ictim mesaj attim bu HURI ye de keske icmez olaydim amk
-
3.
0hatalarla büyüyoruz panpa sıkma canını, kendini sev, bıraka biliyorsan da bırak içkiyi gençliğine yazık.
diğerleri 1 -
1.
-
1.
-
56.
+4saat gece 3-4 ben hala düşünüyorum. Ne düşündüğümü bile bilmiyorum ama tek yaptığım düşünmek. Kız gözümün önünden gitmiyor konuşmaları ses tonu kokusu hal ve hareketleri, utanmasam ağlıycam. Telefon elimde yazıp yazıp siliyorum.
-
57.
+1 -3beyler bugün bir mucize oldu ve iş erkenden bitti. Benden bunun şerefine hikayeye bir ferre monte ettim. Napayım yazayım mı yoksa duygusallığı hiç bozmadan devam mı edeyim bilemedim ferre için şuku duygusallık için çuqu'layın
-
-
1.
0Yazma amk devam duygusalliga
-
2.
0Devam et amk ne ferresi. Ortalik ferre kaynio zaten. De sen madem intihar etcen ne die isr devam edion amk.
-
3.
0panpa güzel soru, iki dakkaya istifa edip geliyorum o zaman. Not; Yerime birini bulacaklar o yüzden bekliyorum yoksa gibimde değil.
diğerleri 1 -
1.
-
58.
+3Kızla ilk defa yüz yüze gelmiştik. Kalbim yerinden fırlamıştı, düşünme kabiliyetim kayıp; o ana kadar düşündüklerim vazelinlenmiş gibi, maddenin üç hali olmadan buharlaşıp uçmuştu...
-
59.
+3Ara tatil de olduğumuz için ben memleketimdeyim o memleketinde aramızda 800 km var. Her gün facebookdan konuşup birbirimize gülücükler gönderip fotoğraflarımızı beğeniyoruz. Belki onun için normal ama benim için çok büyük şeyler. Belki o anda başka birileriyle daha konuşuyor, yavrum bense saf saf ilk defa aşık olcam, sevgilim olacak diye fotoğraflarına bakıyorum. Her gece yatmadan hayaller kuruyorum.
-
60.
+3Yusuf'a da kızamıyorum; Bir taraftan bakınca haklıda. Lan Biz olsak böyle bir şeyi bilsek söylemeyecek miyiz, tabi ki söyliycez ama insan kabullenemiyor, kabullenmek istemiyor. 2 gün çabuk geçmişti beyler akşam kızla buluşcaktık. Buluşcaz buluşmasına da ben ne yapacağımı bilmiyorum.
Ben kendimi bir sevgilim olmasına o kadar şartlandırdım ki göz göre göre konuşmayalım demek istemiyorum.
Neyse panpalar ne olur ne olmaz diye Ben Yusuf'u da alıp kızla konuşmaya gittim. Ben önceleri bu binin muallaklik olsun diye böyle söylediğini düşünüyordum ama kızla buluştuğumuzda ben bu çocuğu bir yerden tanıyorum deyince parçaları birleştirdim, bizim yusuf %90 doğru söylüyordu.
Kızla evinin önünde buluşmuştuk. Buluştuk buluşmasına da ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu. Gece saat 12 ye geliyordu yıldızlı bir havaydı, içim sıkılıyordu. -
61.
+3Depresyona girmenin eşiğindeyim panpalar. Yusufun'da desteğiyle Manevi aleme girmeye karar verdim. Daha manevi aleme girişimin ilk gününde Öğlen namazını kılarken telefonun titrediğini hissettim ama böyle bir titreme yok sanırsınız titreşimi telefona ben veriyorum.
-
62.
+3bir gün bana mesaj attı bir çocuk benle buluşmak istiyor diye. Neye uğradığımı şaşırdım hayır önce şaka yapıyor zannettim ama kız bildiğin ciddi. Kim falan dedim; arkadaşının sevgilisi varmış onun bir arkadaşıymış. Geçen hafta hep beraber yemeğe gitmişler orda görmüş çocuk bunu buluşmak istiyormuş. Eee napcaksın dedim bilmiyorum dedi. Sen bilirsin dedim. Tamam dedi.
Ulan biz kızın başkalarıyla sevişmesini yeni yeni hazmediyoruz bu yeni yeni şeylerle çıkıyor. Şimdi Liseli binler kıskandırmak için yapıyordur diyecek ama üniversitede kıskandırmak yok beyler. -
63.
+3@27 Yok panpa travesti değil
@26 huri de gözümüz yok nuri gibmesin yeter panpa -
64.
+2 -1Kardeşim iki gün önce benzer bir başlık açmıştım. intihar kolay değil neden ettiğini söylermisin bana? Bende on güne intihar edicemde
-
65.
+3Bunu kabul etmem çok zor oldu, kolaymıydı lan, benim elim hiç bir kızın neline değmemiş o başkasının altında zevkten inlemiş. Buna ve aklımda ki milyon tane düşünceye inat Tamam dedim beyler kendi kendime. Madem seviyoruz madem çıktık bir yola kabul etmek zorundayım. Kendimi kandırmak için Bahanem de hazırdı "ben olmadığım için olmuş beni tanısa yapmazdı, kız nerden bilsin ben esevgili olacağını haklı... "
Bunu 100 kere 1000 kere kendi kendime söyleyip; buna inandım beyler ama sadece buna inandım. Bu bahane beni içinde bulunduğum buhrandan çıkartacaktı çıkarttı da, artık konu oraya her geldiğinde "beni tanısa yapmazdı" diye onu savunuyordum kendime.
Neyse panpalar; Bir gece konuşurken laf yine buralara gelir gibi oldu ben de atladım hemen kabul ettiğimi göstermek için "benim için önemli değil önceden yaşadıkların. insanların geçmişlerini sorgulamamalıyız. Ama beni tanıdıktan sonra böyle bir şey olmuş olsa iki dünya bir araya gelse konuşmazdık" dedim. Ben bunu der demez bu sus pus oldu. O ana kadar şen şakrak konuşan kızın gıkı çıkmıyordu panpalar. Önce burun çekme ses,n, duydu sonrada hıçkırışını. Ben noldu diyorum yok bir şey diyor kısık sesle. Niye ağlıyorsun diyorum bir şey yok ya öylesine diye beni geçiştiriyor.
Şuan farkediyorum ne kadar salak olduğumu ama aşıktım beyler aşık. Aklım başımda değildi sizin anlayacağınız. Onu taıdıktan sonrada bir daha aklım başıma gelmedi zaten...
Öyle işe panpalar bir küs bir barışık tamamladık o 3 ayı. Okul açılıyordu artık her şey daha güzel olacaktı buluşcaktık, onu görecektim, bana gülecekti, benle yemek yiyecekti, benle yürüyecekti, onu koklayacaktım, nefesini hissedecektim, belki dokunacaktım. Hatta daha da ilerleyip elinde tutup gök yüzünde yürümeye başlayacaktım.. Yürümek ne kelime Usain Bolt olurdum o elimden tutarsa.
El eleyken, sarılıp uzaklara bakıyorken beraber hayallere dalacaktık, gökyüzünde ki bulutları F ve H harflerine benzetip kalp içine alıp birbirimize daha sıkı sarılacaktık.
Akciğerlerim onun verdiği havayı almaya nefes sayıyordu, çok kaptırmıştım kendimi. -
-
1.
+1Guzel gidiyo devam et panpa
-
1.
-
66.
+3O 3 aylik uzak kaldığımız zaman bir kusup bir barisarak gecti. Her gun en az iki saat telefonda konusuyorduk. Ben genelde konusma bitmesin diye annemin olmayisini aglaya aglaya ajite ediyordum. O da bu konu uzerine gidiyor bir seyler sorup duruyor aklinca bana akil veriyordu.
Kardeslerimin uvey kardesim oldugunu soylemistim. Vermekten istediğim mesaj ben cok yalnizimdi.
3 ay içerisinde onun başkasıyla sevişmiş olduğunu da kabul ettirdim kendime. Kızın umrunda değildi benim bunu kabul edip etmemem. çünkü ona göre bu devirde kimse tertemiz değildi ben de başkalarıyla sevişmiştim o yüzden o da yapabilirdi... Bana söylediği tek bir şey vardı "sen yoktun o zamanlar, tanımıyordum seni olmuş olabilir". -
67.
+3insanın teni çizildiğinde kan akarmış, yüreği çizildiğinde ise gözyaşı. benimde yüreğim çizilmişti derinden. ama çok göz yaşı dökmüyordum; çünkü dökülen göz yaşları ne kadar çok olursa olsun yeterince su serpemez bazen içteki acıya.
mesela aldatılmak çok ağlatır. illa 3. bir şahısla aldatılmaya bile gerek yok. sözler verilip bunlar yerine getirilmeyince aldatılmanın ve takıben acının en derini yaşanır. hele ki bunları yapan en sevdiğinizse göz yaşları hiç durmaz o zaman.
ışıl ışıl süslenen bir hediye paketi gibi. ilk bakışta göz kamaştırır, beklentileri zirveye taşır. paketi açınca içinin boş olduğunu görünce ise kırılırsınız. inanamayarak bakarsınız verenin yüzüne, "hepsi bu muydu?" bile diyemezsiniz. içiniz parça parça olmuştur çoktan.
kırılıyor insan. her seferinde beyaz kanatlarla en tepeye çıkarılıp aşağı bırakılınca kırılıyor. iki kişiden tek vücut oluşturan hayalleri yıkılıyor. ölüyor her yere çarptığında. acı çeke çeke yok ölüyor her düşüşte. ve kendi ölümüne ağlıyor. -
68.
+3Lise 3. Siniftik. O gune kadar ayni sinifta olduğumuz bir kiz vardı adi ayse. Kizin 4 yıldır sevgilisi vardi, zaten kizlarla hic muhabbetim yoktu lise de. Onun bir de sevgilisi vardı onla hele hic yoktu muhabbetimiz.Tümünü Göster
Hiç unutmuyorum beyler; bir cuma günü okul bitmis istiklal marsi töreni yapılmışti, ben de geldim sirama oturmus bekliyordum. Ben yatili kaliyordum lisede, yurtla okul ic iceydi yurda gidesim gelmemis sınıfa gidip oturmuştum. Derken ayse girdi sınıfa çantasından bir şeyler aldı hafiften bakıyordum ama ellerimi yüzüme kapatıp sıranın üstüne yatmıştım o benim ona baktığımı görmüyordu, ön sırama oturup elini elimin üzerine koyup "neyin var senin iyi misin" dedi, kaldırdım yüzümü baktım yüzüne, bana acıyarak bakıyordu. ama aşağılayıcı bir acıma değildi birine merhamet duymanın verdiği bir acıydı. "iyiyim" diyebildim. Baktı yüzüme derin derin ben de onun gözlerine baktım hala gözlerinin rengini hatırlıyorum, onun gözleri annemden sonra baktığım ilk gözdü. "Biz neden seninle konuşmuyoruz numaranı versene bana" dedi. Şaşırmıştım belli de ettim şaşırdığımı direk "benim mi" dedim. Güldü... Gülüşünü de unutamam. Gülerken ağzını tam açmaz dudak kenarının kırışmış olmasından anlarsınız gülüşünü, bir de gözlerinin içine bakıyorsanız gözlerinden, gülerken gözleri de gülerdi, o yüzden ona hep gül derdimi "Gül ayşe Gül... "
Neyse beyler çok fazla duygusala bağlayıp asıl mevzudan sapmadan devam ediyorum. Numaralarımızı aldığımızda yazdı okul bitmek üzereydi, o günden sonra ki yüz yüze görüşmemiz 3 ay sonra oldu. 3 ay boyunca arada mesajlaştık ama daha çok msn'den konuşuyordk. Benim o zamanlar smsim yoktu ama onun vardı, sevgilisiyle mesajlaşıyordu.
Bu arada şu ek bilgiyi de vereyim panpalar; sevgilisi bizden bir yaş büyüktü ve o yaz liseyi bitirmişti. Herşeyin karışmasının sebeplerinden birisi de bu oldu. Sevgilisinin yokluğunu benle doldurdu ve sevgilisi başka şehre gittiği için de rahat rahat buluşup konuşabiliyorduk.
Neyse yaz bitti okul açıldı, aynı sınıftaytık ama ikimizde birbirimizin yüzüne konuşamıyorduk. Muhtemelen ergenliğin vermiş olduğu bir çekingenlikti bu. Mesajlaşıyorduk ama yine de konuşamıyorduk, sonra bu bana korkuyormusun diye bir mesaj attı ben de ertesi gün yapıştım dudaklarına demeyi çok isterdim ama öyle olmadı tabi. Gittim napıyosun gibisinden konuşmaya başladık. Her tenefüs her okul çıkışı konuşuyorduk artık ben onun sevgilisi olduğunu unutmuştum ama lise küçük yerdi bizim bu yakınlaşmamız dış mihrakların dikkatini çekmiş sevgilisine çoktan haber uçurulmuştu. -
69.
+3tam 3 ay daha telefondan konuştuk, iki kere de yolda karşılaştık, benim elim ayağıma dolandı onu görünce ama kız da tık yok, yüzüme bile bakmıyordu. ikinci karşılaşmamızda göğüsleri gözüme ilişmişti. Evrimimi yavaş yavaş tamamlıyordum.
Kız her karşılaşmamızdan sonra biraz daha soğuyordu, haklıydıda. Hepiniz bilirsiniz Bir adam var çocuğunun cebine eroyin koyup polise ihbar ediyor, işte o baba benim babam...
kızla toplam 5 ay da 3 kere anca karşılaştık. Bakın görüştük demiyorum karşılaştık. Ben buluşalım diyorum o istemiyor. Evini biliyordum evine kadar da gidiyordum, eli boşda gitmiyordum, her gece kapısına çikolata bırakıyordum, ama öğrenci adamız bütçe sarsılmaya başlamıştı. Öyle 50 kuruşluk falan değildi aldığımız çikolatalar. Büyük Damak çikolatalardan alıyordum. inceden bir hesap yaptım gün de 3 liradan ayda 100 lira yapıyor. Bir keresinde de kapıdan binler almış çikolatayı ondan sonra bırakmamaya başladım. Çikolatayı kapısına bırakıp mesaj atıyordum kız benden soğumasın diye. Onla konuşmak bile yetiyordu bana. O sesi benim ruhuma dolanıyor, vücudumu sarıp sarhoş ediyordu. Sürekli görmek, dokunmak koklamak gözünün içine bakmak istiyordum ama kız benden kaçıyordu.
Bende kendimce yöntemler geliştirdim. Kızın ders saatlerini sınav saatlerini öğrenip evinin güzergahında yürüyüp karşılaşmış numarası yapıyordum. bir kaç kere de öyle karşılaştık ama yine sallamıyor yine sallamıyordu. bu sallamamasının sebebi çok geçmeden çıktı. -
70.
+3Aradan iki üç gençti kız tekrar beni yoklamaya başladı geceleri arıyor konuşuyorduk. ama Benim aklım yine o çocuktaydı. O da biliyordu beni fazla kıvrandırmadan anlattı. Kahve içmeye gelmek istedi eve, ben de kabul etmedim sonra buda saçma sapan konuşmaya başladı kapattırdım telefonu bir daha konuşmam herhalde dedi. Eee çiçeği kaldırcak mısın dedim yok kalsın ne olacak dedi. Biraz kızdım ama bir şey demedim, kızdığımı anladı ama çok da umurunda değildi. insanlar bir şeyler alıyor gördün mü Lafla peynir gemisi yürümüyor dedi.
Ulan kız benden bir şey bekliyormuş. Haklı da. Öküz gibi hiç bir şey yapmadık kıza bir doğum gününde karavan almıştım o kadar. onu da sırf verirken görmek için almıştım. (Aklıma gelmişken birazdan doğum günümde bana yaptığını da anlatayım) beyler. Her gün kapısına çikolata bırakıyorum ama yetmemiş demek ki. Kendi kendime bir şey yapmam gerekiyor diye düşünmeye başladım. Çok geçmeden de daha önce hiç kimsenin sevgilisine yapmadığı bir şey aklıma geldi.
(O konuştuğu çocuğa gelince panpalar, farkettiyseniz çocuğun arkasından kötü bir şey yazmadım; bizim töremizde ölünün arkasından çok konuşulmaz, Şaka değil lan çocuk geçen sene gripten ölmüş, duyduk Allah rahmet eylesin, çocuk ölünce ben de çiçeği kaldırtmadım hala durur fotoğrafı )
başlık yok! burası bom boş!