nerdeyse tüm yaşamlarını karşı iki köyde

birbirlerlerini severek geçiren bir çiftin

ailelerinin karşı çıkması

bohça toplanıp şehre kaçmaları

bu kaçışın getirdiği ekonomik sıkıntılar sonucu

benden önce doğan 3 abiminde

anne yeterli beslenemediği için öldüğü doğrudur

kaçtıkları için evlatlarını pek sevmeyen aileler

bu durum karşısında duyarsız kalmamış

annemi geri köye almış

babam ise para kazanabilmesi için yapabileceği

tek iş gözüken inşaatta çalışmaya devam etmiş

benim doğumum yaklaştığı zaman

sezeryanla doğmam için gerekli yol ve hastane masrafları

zar zor yardımlarla toplanıp antalyaya zütürerek

doğumumun ebe riskiyle değil

hastane güvencesi ile olmasını sağlamışlar

vefat eden 3 evlattan sonra

bir erkek evlat sahibi olmak

ailemi oldukça mutlu etmiş

askerdeyken durumu duyan

bunun için babamı çağırıp

sağlıklı bir evladın olması için bende dua ediyorum

sözü ile babamın destekçisi olan

o komutanın ismi konulmuş bana

o yıllardaki eğitim seviyesi çok yüksek olmadığı

ve her erkek bireyin genelde

potansiyel amale olmaları sebebi ile

amelelik şimdi ki gibi para etmiyormuş

gelin kaynana'nın yanı sıra

diğer gelin ve görümcelerin de

birbirlerine çok yakın olmaları sonucu çıkan sürtüşmeler

huzrun şehre taşınmakta olduğu kanaatine varan ailem

yazık ki herşeyi doğmuş olan erkek evlatlarının

okuyup kendileri gibi fakir olmamasını istedikleri için yapıp, katlanmış



benden sonra kabul edilen ikinci dua ise erkek kardeşim olmuş

bir anne ve baba için

büyük umutlarla

tüm ailesini karşılarına alıp

kaçarken kurdukları hayallerin

tamamen kabusa dönüşmesine sebep olmuş

3 tane evlattan sonra

gelen iki sağlıklı evlat

en büyük zenginlik der annem

çok şey der aslında annem

hiç birşey demese bile

şu anki halimi gördükçe

hayallerini kırdığını düşünmem

en büyük utancım

utanılacak o kadar şey yaptım ki

bana nasılsın oğlum demesinden sürekli korkuyorum

açım diyebilirsin anneye

ya da şu lazım da diyebilirsin

ama hiç iyi değilim anne diyerek

çözemeyeceğini düşündüğün sorunlardan uzun uzun bahsetmek

bir maçla yıldızlaşmış genç bir oyuncuyu

gereğinden oldukç fazla şişirip

baskıyla forma giydirdikten sonra

o yaşta geleceğine sıçışını izlemek kadar riskli



gittiğim ilkokulda benden o kadar çok vardı ki

okuldan eve yürürken

hiç gibimizde bile değildi dünya

en son kaç gün önce gofret yediğimizin havasını atacak kadar saf

aynı kıza aşık olacak kadar da salaktık

ama utangaçtıkta

dayak yerdik hakederdik çoğunu

döverlerdi ama biz çocuktuk

dayak şikayet edilcek bişey değildi o yıllarda

televizyondakilerde çocuktu

kahramanımız olmalıydı

bir de tuttuğumuz takım



ilkokulda arka arkaya aldığım takdirler

tamamı 5 olan karnelerin meyvesi olarak

ilkokuldan sonra anadolu lisesini kazandım

o dönemlerin sisteminde

ilkokuldan sonra

ilk yılı sadece ingilizce dili ağırlıklı

daha sonra 3 sene ortaokul 3 sene lise olmak üzere

7 senelik okuluma başladım

o okula başlamam ile birlikte

ilkokulda kaçak olarak gittiğim

denizde gördüğüm turistlere

hello dan çok daha fazlasını öğretmeye başladılar

hem de 12 yaşındaki bir çocuğa

hem de alanya gibi bir ilçede

her öğrendiğim yeni kelime ile dünyam daha da genişlerken

benim dikkatimi çeken konu

tamamen yalnız olduğumdu

bu yalnızlık okula başlamam ile birlikte başlamış

sebebini de çevremi gözlemleyerek çoktan anlamıştım

bu okuldaki nerdeyse herkes bana oranla daha maddiyatlı

ve nerdeye tüm kızlar

ilkokulda her sınıfta genelde bir tane bulunan

aşık olduğumuz kızlardan daha güzeldi

güzel değildi ama iyi giyimlilerdi

ben mi biraz dar görüşlüydüm acaba

yoksa en büyük güzellik giyelen kıyafetle mi geliyordu

onlara bakarken utanmam

her birine aşık olduğum anldıbına geleceği için

çok karmaşıklığın içinde

zengin bebe diye tabir ettiğim

huur çocukları ile bir türlü arkadaş olamıyordum

onlar bırakın erkek erkeğe kaynaşmayı

kızlı erkekli bile çoktan karışmışlardı

bu yalnızlık ve ötelenme

hoca bana soru sorduğu zaman kıpkırmızı olmama

buna mütakip bazı öğrenciler arasında

yazıkkk muamelesi görmeme sebep oluyordu

ilkokuldan kalma arkadaşlarımla geçirilen

ilk yılın sonunda

öğretilmiş olan ingilizcenin

daha da dile yatkın hale gelmesi için

zaten turizmde çalışan akrabaların birinin marketinde işe başladım

turistlerin içeri girip salt(tuz) demesine aval aval bakan

marketçi akrabamın gözü önünde

koşarak tuzu getirip

fiyatını da hesap makinesinde göstermek yerine

ağzı ile söyleyebilen 13 yaşlarında bir velet

hem turist için hemde akrabam için beni bir kral yapıyordu

iyi bişeydi ingilizce bilmek

sokakta yürürken

turizmle henüz tanışmış amcalara

ver iz dı harbır diye soran bir turiste koşup

left tu handırıt metır

rayt van handırıt deyince

hem turist hemde amca

bu fakir giyimli bin nerden biliyor bunları diye şaşırıyorlardı

gururlanarak yürürken

parası tak gibi olan yaşlı ve acımış turistler

ceplerime hep para dolduruyordu

bu iyi bişey değildi

sahip olmamam gereken kadar para beni

arap yağı fazla bulunca zütüne başına sürer deyiminin içine attı

devam eden yıllarda

fakirlikten gelmiş ezikliği

kendi gündemimi değiştirerek silmeye çalıştım

kavgalarda ben

sigara içen kim var sorusuna ilk akla gelen ben

okul tuvaletinde zengin bebelerine

sigara tedarik etme ben

tehdit etmelerde ben

bunların da mükafatı olarak

tehlikeli olduğum için kendi safına sokulmaya çalışılan

sokmayı riskli bulup huzurunun bozulmaması için en azından yakın kalmak adına

rüşvetleri de topladım

bunu direkt olarak haraç para düşünmek yerine

alınan sigara paketi veya ısmarlanan tost ve meşrubat olarak da düşünebilirsiniz

belirli bir zaman sonra anladım ki

haraç toplayan birisi değil

zengin bebelerine uşaklık eden zavallı bir köpektim aslında

arkamdan benim gibiler için

bunlara iş yaptırdıktan sonra

mükafatını vermezsen seni ısırır

ama beslemeye devam edersen sadıktırlar benzetmesini

tam da benim için yapanlarda oluyordu

adam için bana ısmarlanacak bir tost harçlığının sadece onda biriydi çünkü

ben ise ona yaranmak için

leş kokan wc lerde yakalandığımızda

suçu üstüne alan tek başıma içtiğimi iddia edendim

ne salakmışım

atari salonları ve bilardo salonları

beni bekleyen bir servis olmadığı için

gitmemde sakınca olmayan mekanlardı

nasıl olsa hergün okula 6 km yürüyerek gidiyordum

okulda çarşı içindeydi

o mekanlar daha yakın ve

evde boş boş oturmaktan daha zevkli gözüktüğü için

oynayanları izler

yarım kalmış veya annesi yakalamış çocukların kalan oyunlarına devam ederek

bi atış ta ben yapayım mı deyip

insanlara nasıl oynaması gerektiğini öğretecek düzeye kadar geldi

öyle ki lise yıllarımda alanya liseliler arası şampiyonluğum bile var bilardoda

ama kötü olan şu ki

bu şampiyonluğu hem ailemle hemde

okuldakilerle çok fazla paylaşamadım

çünkü o zamanlarda bilardo oynamaya giden çocuklar

kötü çocuklardı

ve aileler çocuklarının öyle mekanlara gitmesinden hoşlanmazdı

yaz ayları boyunca sürekli çalışmaya devam ettim

kazandığım ufak harçlıklar

maaşa dönüşmeye başladı

bu maaşlar aileme

ailem de üyesi olduğumuz yeni başlamış kooparatifin

yüklü aidatlarına gidiyordu

markette butikte çalışırken çok fazla hissetmemiştim ama

bir akrabanın da çalıştığı bir apart otelde

barboy olarak işe başladığım zaman

turistlerin güncel yaşamlarını görüp

onlarla how much şu kadar para muhattablığından çıkıp

kendi yaşamlarını da dinlemeye başlayıp

kendi yaşamımı anlatmaya başladım

onları dinleyip kendimi anlattıkça

toplumlar arasındaki farkları da gözlemlemiş oldum

ve gördüm ki onlarda aslında namus diye bişey yoktu

benim kırkyıl çekinerek söylemeyeceğim kelimeleri

14-15 yaşındaki turist kızları

can ı kiss you ile bir çırpıda

cevabı bile beklemeden

filmlerde gördüğüm dudaklardan öpme ile gerçekleştirebiliyordu

ve bu aileleri için hiç sorun değildi

kızımı denize zütürür müsün diyen baba nerde??

seni kızımın yanında bir daha görürsem ile başlayan lugat dışı küfürbaz tehditkar baba nerde??

onlar için sorun değilse benim için hiç sorun olmadı

15 yaşında turist amıyla tanıştım

bu tanışma bir nevi beni üst klasmana çıkardı

artık diğer 31ci liseli arkadaşlarıma anlatabilecek anılara sahiptim

zengin olmalarına rağmen bunu onlar yapamıyorlardı

onlar ayarladıkları liseli kızları öpebilmek için

beni sınıf kapısına dikiyorlar ve mükafatını veriyorlardı ama

ben onlardan çok daha ilerdeydim

gibiyordum

çünkü turist kızın aileleri

kızlarının otelin dışına tek başına çıkmasına izin vermiyordu

e çocuklar da otele alınmıyordu

ama beni otelin kuytularına çekebiliyor

ailesi uyuduktan sonra aşşağı kaçabiliyorlardı

o kadar çok kızla

o kadar çok haftalık günlük iki haftalık

veya birbirini takip eden yılların belirli dönemlerinde beraber oldum ki

şimdi sayayım diyorum

saymam bittikten sonra bile hatırlayacağım bir çok isim aklıma geliyor



okul yıllarımda hiç bir türk kızı ile çıkmadım

bu çıkmayışın asıl sebebi

kızların beni beğenmemeleri değil

benim çevremdeki çıkanlardan gözlediğim kadarı ile

para gerektiren bir durum olmasıydı

ayrıca türk kızları aşk yaşanacak kategori ve yaştaydı

turistler ise gibmelik

fazla aksiyona gerek yoktu

nasıl olsa mektupla yazıştığım turist kızları vardı

ve onların bir sonraki sene yine gelmelerini sağlamak için

yoğun mesai harcıyordum

onlara karşı bu kadar vicdansız olup

herbirini marifetle ve kendimden övünerek anlattığıma göre

hiçbir turist kızını sevmemiştim

sevsem haklarında bu kadar kötü konuşmazdım

onlarda ki bir kaç saat içinde ayarlayabilme kolaylığını

ben okuldayken dönem boyunca yapamıyordum

yapsam bile maddi durumdan dolayı yapamazdım

oysa tüm turist kızlarında tüm giderler onlara aitti

bu yüzden türk kızları bana hep uzak kalmakla beraber

içimde ukteydi





büyüdükçe kavgaları büyüyen

çok farklı dünyalardan birbirine geçiş yapan bir insan olduğumu anladım

hala eve soba için odun taşınan

çok daha ucuz olduğu için fırından bir günlük ekmek alıp

onu sobanın üzerinde kızarttıktan sonra

köyden gönderilmiş çökelek ile yağlayıp yiyen bir evden çıkıp

okula özel araba ile getirilen çocukların olduğu

hiçbir zaman onlar gibi olamadığım bir okula

yazları ise daha internasyonel olup

marketlerde elimizi değdirerek serinlediğimiz

kola dolaplarından barın içinde onlarcası vardı

hem de hayatımda bira ile rakı harici bilmediğim

içkilerin kaçak kaçak tadına bakarken yapılmış kafalarla

barda bana o gece vereceği kesin turist hatunlarla dolu bir hayattı

o kadar anlamsızdı ki yaşadıklarım

yaz ayları başladığında yeni keşfedilmiş bir türkücü

kış aylarında ise unutulmuş bir fantazi sanatçısı gibiydim



sınıfta hiç kalmadan

derslere bilardo atari kavga dövüş

itlik kopukluk yüzünden çalışmamış olduğum halde

oldukça iyi sayılabilecek bir üniversite sınav sonucu almama rağmen

yanlış tercih sonucu ilk sene bir üniversiteye kaydolamadım

daha sonra okul bittiği için 12 ay çalışabilme

çalışırken para kazanma

kazandığım paranın bir kısmı ile dershaneye gitmeye başladım

çalışıyor olduğum otelde çok mutlu olmama rağmen

bir kaç tane daha dükkanı olan

ama bununla yetinmeyip yeni yerlere yeni yatırımlar yapmak isteyen

bunun için bir hediyelikçi dükkanı düşünen

benim bildiğim ingilizcenin ve öğrendiğim hollandacının yanısıra

turizmin içinde oluşumu farketmiş bir abi

-kelebek gel şu dükkanın başında dur

malları ben alayım tüm mafraflar çıktıktan sonra

yarı yarıya ortak olalım teklifi ile

kışın da az çok harçlık kazanacağımı düşünerek

kabul ettim

para resmen yağmaya başladı

ticari şans dedikleri bu olsa gerek

oteldeyken öğrendiğim tüm fırlamalıkları

turistlerde uygulayıp

şakrabanlık yaparken

düzgün ingilizcemle onlara güven verince

satışlar ve keyfimin yükselmesi kaçınılmaz oldu

patronun tahmin ettiğinden daha başarılı para kazanmam

günlüğümün normal standartların çok üstünde olması

beni elde tutma çabası neticesi olarak

patron onun arkadaşı ve diğer esnaf arkadaşla beraber

akşamın belirli bir saatine kadar restoran olan

daha sonra gece kulübüne dönüşen

bir mekana gittik

hediyelikçide çalışmadan önce

barmen olduğumu bilen kişilere

hava atma derdinden midir

yoksa ben artık büyüdüm amk

bakmayın liseden yeni mezun olduğuma

bakın çok pis içerim düşüncesinden mi bilmiyorum ama

sarhoş olmaya başladığımda anladım ki

henüz gerçekten çok iyi bir içici değildim

içtikçe baktım ki

kafam trilyon

ve sorulan sorulara net cevaplar veremeyerek rezil oluyorum

balkona çıkıp biraz temiz hava almak istedim

uzunca süre kendimi toplarladıktan sonra

içeri girdiğimde

beraber geldiğim kişilerin aynı yerde olmadığını farkedip

esnaf arkadaşımın birini görür gibi oldum

sırf ona inatla

bak olm iki tane daha bira aldım amk

sarhoş olduğumu düşünme imajı vermek için

biraları alıp ona zütürmek isterken

anladım ki ben harbiden sarhoştum

onu bulamıyordum

daha sonra niçin yaptığıma hiçbir zaman anlam veremediğim bir hareketle

elime ağırlık yapan bardaklarından bir tanesini

gözüme takılan

1.65 boylarında

kumral ve saçlarına sırıtmayan renkte gözleri olan

onun önüne bırakıverdim

türk kızları ile konuşurken bile utanan ben

-bu seninmiş diyebildim

kimden dese

-benden diyemeyecek kadar saçma bir haldeyken hemde

yanlış yaptığımı farketmekten kaynaklı olsa gerek

hemen o masadan uzaklaşıp

kıpkırmızı bir surat ile başka bir bar masasına yöneldim

tek başıma gözlerim arkadaşlarımı ararken

diğer yandan beni bir kıza asıldığım için

dövmeye gelebilecek bir erkek arkadaş var mı diye gözlüyordum

tam kaçmam gerektiğini düşünürken

kız ona bıraktığım bira dolu bardakla gelip

*teşekkür ederim ama ben bunu içemem dedi sırtını dönüp gitmeye hazırlanırken

belkide bana bakan o gözleri ve güzelliği

daha uzun görebilmek adına

-neden dedim fütursuzca

• ya içine ilaç atıp bana tecavüz etmek amacındaysan dedi kız

açık açık dalga geçiyordu benimle

ben senin ısmarlayacağın biraya mı kaldım amk der gibiydi belki de

o sarhoşlukla 31 bile çekemezdim beyler

resmen makara yapıyordu kız

kız kendi masasına döndükten sonra

benim içime olan dert ise

yanlış anlaşılmış olmaktı

nasıl düzeltebilirdim ki?

biraz daha temiz havayla

tekrar dışarı çıktım

elimi yüzümü yıkayıp

aynada kendime baktım

çok alkol vardı

ve oldukça yakışıklıydım kendimce

neden artık bir türk kızı olmasındı ki?

çalışıyordum para kazanıyordum

onu bir yere zütürebilirdim artık

bara döndüm

iki tane şişe bira ver ordan dedim

açılmadan alıp kızın masasına zütürdüm

yanına çakmağımı bırakıp

-al sana açılmamış bira deyip

yine kendi masama yöneldim

kız kegib kegib beni gözlemeye

hareketlerimi izlemeye

bıraktığım birayı açıp içmeye başlayıp

onun bakışlarına bende karşı koyamayınca

kız benim yürüyecek halde olmadığımı anlayıp

bulunduğum masaya geldi

bu geliş direkt benimle merhaba merhaba muhabettinden çok

benim konuşmamı bekler yöndeydi

müzik vardı

herkes dans ediyordu

o elinde bira ile sallanıyordu

doğruya diskodaydık bende dansetmeliydim

çok dansetmiştim ya barda çalışırken

iyi bilmeliydim dansı

ama sarhoş değilken

kız dans figürlerimi komik bulmuş olsa gerek

yandan yandan gülümsemeye başladığı sırada

ben oha lan kız bana iş atıyor mantığına çoktan girmiştim

ama kız benimle tek kelime bile konuşmuyor

konuşmayı bırak bakmaları bile çok nadirdi

daha sonra beni bulmuş arkadaşlarımdan birisi

-lan kelebek bu kim amk dedi kulağıma yaklaşarak

bilmiyordum ki kim olduğunu

-lan olm konuşsana kızla yanına kadar gelmiş

atıp tutuyordun amk bize

yok şöyle karı ayarlıyorum

yok böyle yapıyorum diye hadi göster marifetini dedi ve yanımdan uzaklaştı

hem arkadaşlarıma rezil olmamak

hemde onların gözünde elime gelmiş bir fırsatı değerlendirmek adına

alacağım kötü tepkilere karşı çoktaaan

sapı varmış yalanını düşünerek

en azından konuşuyor gözüküp

daha sonra olmadı amk ne yapayım mantığındaydım

ama konuşmam lazımdı

çünkü diğer arkadaşlarım bizi başka bir noktadan

ne yapacağımızı görmek adına izliyordu

girdim lafa

-ismin ne

• boşver yarın hatırlamazsın bile dedi

tanışma kilit oldu

bizim binler bana bakıp dalga geçiyor

el hareketleri ile hadi hadi deyip dururken

gaza gelip

-dans edelim mi dedim

bu kadar masum bir teklif yaptığım için

aklımı gibeyim diyeceğim hiç aklıma gelmezdi beyler

• masaya tutunmadan ayakta durabiliyor musun dedi

aklımı gibeyim

-evet bak deyip

oturduğum bar sandalyesinden kendime dans etmek için yer açarken

masayı salladım ve biranın birini tutamayıp

ayakkabı ve paçalarımın bir kısmının ıslanmış olması

onun için yeterince komik olduğu için gülümsüyordu

şapşal dercesine

tek rezil olduğum kız değildi ki

iş kariyerimde de bir ezik olacaktım artık

kızın yanından kaçarcasına uzaklaşıp

tekrar lavaboya gittim

yüzümü yıkadım

üstümü başımı sildim

hem başımın hem ortalığın sakinleşmesini bekledikten sonra

geri geldiğimde kız kendi masasına çoktan geçmişti bile

biraz daha beni süzdükten sonra

elinde iki fıçı bira ile geldi ama

inanın içmeye hiç takatim yoktu

içmemek için

-içinde ilaç olmasın bunların dedim

ilk defa gözlerime bakarak o an gülümsedi

• bekle deyip

açılmamış bir şişe bira ile geri geldi

benim çakmağı da bana uzattı

-ben bunu da içersem bırak seni kendimi bile hatırlayamam dedim

• sen bana içirdin ama

-benim amacım seni sarhoş edip ırzına geçmekti ama dedim

• belki benimde amacım odur dedi

dalga mı geçiyordu

ne dalgası taşşak geçiyordu amk

-yuh diye şaşırıp,ben senin bildiğin erkeklerden değilim diyerek ekledim

• sözde erkek olduğunu idda edenler dışında ben daha hiç erkekle tanışmadım

-ismini söylemezsen tanışamassın tabi dedim.

gülümsedi yine

geçiştirmek için konuyu

• ee nerde kalmıştık dedi

o zamanlar sıkça kullanılan bir isim sorma tekniği vardı

-senin bir adın var mı yoksa ailen hala kahramanlık yapmanı mı bekliyor?

(bazı kabilelerde aileler çocuklarına ismi yaptıkları kahramanlığa göre veriyordu)

• taktın sende isme dedi

-gel o zaman dans edelim derken koluna da girmiş bulundum

silkelenip

• sarhoşluğunla kal sapıklık yapma, abimi çağırırım görürsün bak dedi

eh amk kız şaka mı yapıyor

yoksa gerçekten abisi diskoda mı bilene aşk olsun

ama tehdit edilmeye alışkın ben

-bi karı kız için dayak yememiştim onu da yerim dedim

• çağırayım o zaman dedi çok ciddi bir şekilde

zütüm yemedi beyler

-şimdi sarhoşuz çok masraf çıkmasın abine yarın çağırırsın dedim

gülümsedi sadece

içten mi mecburiyetten mi bilinmez ama gülümsedi

sarhoşken en iyi hatırladığım şeyin onun gülüşü olması bu anıdan yadigar

• benim gitmem lazım artık dedi toparlanmış arkadaşlarına bakarak

o zamanlar polifonik telefonum var yeni çıkmış

çıkardım cebimden

-numaram aklımda değil kendini bi ara istersen dedim

halbuki yazıcak takatim bile yoktu

aldı aradı

sarıldı bana kız

sonra yanağımın birinden öpüp diğerine geçerken

gaza geldim dudağına yapıştım.

size yemin ediyorum kafamın güzelliğinden mi bilmiyorum ama

ben o kadar güzel dudak o yaşıma kadar hiç bir turist kızında görmemiştim.

o tat bambaşkaydı ve hiçbir avrupa ülkesinde yoktu

bir saniye ya sürdü ya sürmedi zaten

• sarhoşluğuna veriyorum bunu dedi.

yine kıpkırmızı oldum

ne tak yedim lan ben dedim kendi kendime.



derken beni de eve bırakmışlar.

bırakırken ayıltmaya çalışmışlar

kız bana iki tane mesaj atmış

1.sağ salim eve varabildin mi??

2.sızdın galiba *

sabah bi kalktım kafam

bir saniye çalışıp bir kaç saniye duran

müzik videosu gibi



ertesi gün o gecenin muhasebesini yaptığımda

ben ne yapmışım amk. diye düşünürken

gece attığı mesajları da okudum.

abartmıyorum en az 200 kere mesaj yazıp silmişimdir

ve en az 200 kere göndersemmi göndermesem mi diye ikilemde kaldım

kendi kendime öptüm lan ben bu kızı.

kimdir nedir amk.

hoşlandı mı lan yoksa benden.

aklıma bir milyon soru geldiği için ne yazacağımı bilemedim dolayısıyla yazmadım

onun tekrar bişey yazmasını beklemenin en iyi şey olacagını düşünüp işe gittim

ama beklerken içim içime sığmıyordu.

zaten telefon yeni

telefon sahibi olmak bi özgüven getiriyor o yıllarda

dayanamayıp bi mallık yaptım.

o zamanlar birini arayıp açmadan kapatabilmek bi yetenekti

çok meşhurdu şimdi hala yapan liseliler vardır ama

çaldırıp kapattım amk.



yarın saat sonra

• ayılabildin mi diye bi mesaj attı.

dün gece için çok özür dilerim. diye cevapladım

cevap yazmadı.

amk hani bi mesaj atarsınız cevap gelmez de

işi mi var acaba

yoksa yanlış bişey mi dedim

lan amk daha farklı bişey mi yazsaydım yoksa

hay amk sakin ol belki uzun bişey yazıyordur diye kendinizle çelişirsiniz

ne düşündüğünü bilemediğiniz için

bir mesaj daha yapıştırırsınız ya

daha açıklayıcı olsun diye

-kusura bakma

üsteliyordum özrümü

ayıldım ben dün gece için gerçekten kusura bakma diyordum aslında

5 dakika geçmeden cevap geldi

• dün geceyi tamamen unutalım en iyisi

yazıyordu aslında

ama ben onu

aha amk sen kimsin gibik

neyine ulan senin o güzellikteki bi kız

hadi şimdi dön dünyana olarak okudum

üzgün olduğum birden halsizleşmemden belli oluyordu

o halsizliğin ve hiç bir şey yapmama isteğimin üzerine

bi mallık da o yapıp

bu sefer o beni çaldırdı

amk ne tak yiyeceğimi bilemedim.

elim ayağım dolandı.

ne yazsam diye mal mal düşündüm.

arasam konuşabilir miyim diye kendi kendime sordum.

sonra heyecandan konuşamam mala bağlarım kelimeleri birleştiremem diye vazgeçtim

kelimeleri birleştirmeyi siz gibin

ne diyeceğimi ben

biraz daha durup mesajla savuşturdum atağını

-yolda karşılaşırsak görmezden gel beni o zaman lütfen

• beni hatırlayabilir misin ki

-en azından dudaklarını dedim.

yine mesaj atmadı

atmaz tabi amk

turist kızı mı sandın sen bunu

dudaklarını unutamamışmışım

sıçtığımı düşünerek sessiz kaldım.

gece oldu yatağa uzandım

şeytan dürtüyor amk.

illa ki bişey yaz bişey yaz diye

tamam amk şeytanı yazayım da ne yazayım



baktım olacak gibi değil

şeytan dakika 90 baskısı yapıyor.

ne olacaksa olsun dedim ve

-dudaklarını unutursam seni tekrar hatırlamak için görmeme izin verir misin diye mesaj attım

amk bilirsiniz beyler

yeni kız mesajlaşma durumlarını ağırdan alırlar.

giblemez gibi görünürler.

ama cevap yazmayınca yannan gibi kalırız

sonra mesaj yazmamız için zorlayan şeytana söveriz

belki bir mesaj gelir umuduyla uyuyana kadar

uyanır uyanmaz ilk telefona bakarız hatta

sabah kalktım yine mesaj yok.

işe gittim yine mesaj yok

öğlen oldu yine yok.

sonra

-olabilir diye mesaj geldi

mesajı okuduğum dakika umutlarımın 90+ larıydı beyler

nihat vurdu gol oldu

ne tak yiyecem lan şimdi ben.

ne giycem olm.

nerde buluşcaz.

ciddileştik mi lan şimdi diye beni heyecan sardı.

elim ayağıma dolandı.

dükkana gelen müşteriye

yüzde 80 indirim yaptım.

çay söyledim su içtim.

yemek yedim.

karnımda kelebek var

ama bu yannan giben kelebek'ten değil basbaya sancı yapıyor içimde.

düğüne gidecek bekar kız telaşı sardı amk



-nerde ne zaman istersin dedim.

• nerde ne zaman istersen dedi.

yer verdim. zaman verdim uyar mı dedim. onay mesajı geldi.

vay amk. bişeyler olcaktı ama ne?

mekana 1 saat önce gitmeme rağmen içeri girmedim

verdiğim saatten yarım saat önce mekana gittim.

bi kafeteryaydı.

o kafeterya hep hayalimdi

birgün bende oraya bir kız arkadaşımla gelip

çevreden geçenlere ve kafeye diğer gelen kişilere

kendimi göstersem mi gizli aşıklar gibi mi davransam

hiç bilemediğim ama hep hayalimde olan bişeydi

oturup beklemeye başladım.

derken kız da geldi.

önce biraz salak salak bakındı

sonra beni gördü benim olduğum masaya doğru yöneldi.

o an hissettim bir insan kalbi ne kadar hızlı atabilir diye.

yaklaştı karşıma dikildi

ayağa kalkarken

merhaba dercesine kafa selamı verdim.

bana baktı dişleri gözükmeden gülümsemeden yaptı

elimi uzattım

amk hani ruslar demişya çirkin karı yoktur az votka vardır diye

tam tersi ben kafamın güzelliğinden kızın o kadar güzel olduğunu farketmemişim.

yine aynı mod kıpkırmızı oldum.

ne içersin demeye çalıştım ama Allahtan o anladı

• kahve olabilir dedi.

garsonda damladı zaten masaya iki kahve söyledim.

bu durumlarda insanın aklına bi sürü şey geliyor

benim ilk aklıma gelen olm bu kız seni çok aşar amk afet bu.

çok tatlı seni dıbına bile takmaz diye geçiyordu

hani bi karı görürsünüz bu karı bana bi kere versin

ömür boyu am a tövbe ederim dersiniz yaa o cinsten

derken normal bi geyik başladı.

otobüste yanınıza biri oturur gayri ihtiyari konuşursunuz ya

o sorar sen cevaplarsın

sonra aynısı sen sorarsın falan.

o nun gibi devam etti muhabbet.

bu vesileyle biraz tanımış oldum kızı.

ismi ebru

bakışı tuhaf anlamlar dolu

gülüşü inci

gözleri mutluluk resmi

saçı kaşı kirpiği

gözü burnu dudağı çenesi başlı başına şiir

sözleri kendine didaktik

elleri sözlerine kafiyeli

yerli

sınav hazırlığında

kızın samimi bir konuşması vardı.

bilindik kızlar gibi kendini olduğundan fazla gösterme çabası yoktu.

40 dakika içinde normal arkadaşıyla konuşurmuş gibi samimileşti muhabbet

onda sıkılganlık yoktu.bu sayede bende rahatladım biraz

benim utanarak söylediğim lafları

o kadar dikkatli dinliyordu ki

hata yaptığımda sırıtmıyor

noktayı mutlaka koymamı bekliyordu

gerginlik gitti. üstüne ilgi geldi.

bi kere gibsem düşüncesinden öte en azından arkadaş olmalıyım düşüncesi geldi

bence zaten bu kız hayatta benimle çıkmaz çıksada

beni biraz tanıdıktan sonra vazgeçerdi



kendi kendime ben en iyisi bu kıza hiç yavşamayayım dedim.

bu mod beni de rahatlattı tabi.

kızı tavlama gibi derdim olmadığı için bende artık düzgün cümleler kurup

yüzüm her bişey soruşumda kıpkırmızı olmaktan kurtulmuştu

espri bile yapmaya başlamıştım lan

• hayırdır durgunlaştın sürekli etrafa bakıyorsun

başka birini mi bekliyordun dedi gülümseyerek

-şimdi dangalak arkadaşın birisi çıkar gelir

oooo kelebek manita yapmışsın derse

ilk sana o dangalağı mı

yine bana bakarak gülümsüyordu

kına yak kıpkırmızı oldum zaten.

hani küçük çocukları dalga geçerek utandırırsınız ya

onun gibi dalga geçiyordu kız benle resmen.

ama bu yaptıkları bu kadar açık sözlü olması çok hoşuma gidiyordu

neyse vedalaştık

sırtımı döndüm.bir kaç adım attım sonra tekrar bana bakıyor mu acaba diye döndüğüm zaman

mesaj geldi.

• kahveler için teşekkür ettim mi ben sana? diye

soru şeklinde mesaj göndermesinin altında

gizli mesaj olarak

ben sana doyamadım lan mesajlaşmaya devam edelim mi olabilir miydi lan?

yoksa direk kahveler için tekrar teşekkür ederim de diyebilirdi dimi amk?

cevaplamadım amk.

iyi tak yemiş olacağım ki bir mesaj daha geldi takriben bir saat sonra



• cevap vermeyerek önemli değil demek istedin herhalde dedi.

-bütün paraları kahvelere verdim.eve yürüyerek gidiyorum senin yüzünden dedim

binliğe binlik amk.

• ne güzel işte spor yapar kaslanırsın biraz dedi. sonuna da gülücük koyuyor amk.

harbi harbi makara yapıyordu kız benle.

yanlış anlamayın lan binler sıska filan değilim.

kışın hafta sonları babam bazen iş alırdı inşaat işi tuğla örme filan.

ona 50 kiloluk çimento getir.

tuğla taşı

harç kar derken baya baya kas bile vardı

vardı ama protein ekgibliğinden göstermiyordum

ve bunu kız bilmiyordu

kız aslında benim hakkımda hiç birşey bilmiyordu



neyse aksam oldu

sonra o zamanlar çok meşhur olan bi chat olayı vardı.

belkide bilgisayarı insanlara özendiren ilk icattı o chat

herkes internet kafaye kaçar

bilgisayar hakkında hiç bişey bilmediği halde

kendisine nick isim düşünürdü

mırc mı gırç mı amk unuttum.

internet cafeye gider orda konuşurduk

kullanıp kullanmadığını sordum.

• ben genelde diskolardan sarhoş erkek düşürürüm internetten fazla uğraşmam dedi.

amk yine soktu bize lafı.

aslında bu laf banaydı beyler

diskoda tanıştık bizden olmaz diyor olabilirdi

yarım saat düşündüm amk ne cevap versem diye.



amk kızın laf sokmaları inceden iğnelemeleri bana çok çekici geliyordu.

normalde kimse kendisiyle dalga geçilsin istemez ama

kız abartı birşey söylemiyordu.

benim yediğim takları suratıma vuruyordu bir nevi.

nasıl anlatılır bilmem ama kız bana acaip ilgi çekici gelmişti

ilgi çekmek için mi böyle davranıyor

yoksa gerçekten böylemiydi bilmiyorum ama

ben kıza tav olmuştum beyler

belki de bu tav olmanın sebebi

ilk kez bir turisti etkilemek için

ingilizce konuşmak yerine

türkçedeki tüm mecazileri kullansa bile

her kelimesini kelimesi kelimesine

anlayabilmemdi

aynı dili konuştuğun birisi ile anlaşmak çok güzel bişeydi

anlaşmaktan öte kendini doğru ifade etmek çok iyiydi

karşımda bana oranla az ingilizce bilen turistlerle de karşılaşıyor

hem derdim hem derdi konusunda anlaşamadığımız zaman

kafayı yiyorum

türkçe en azından daha kolay ve daha içtendi

ne yazsam ne yazsam diye iyice düşünüp

-kendine sonunda bir oyuncak buldun. geç bakalım dalganı dedim gönderdim.

cevap gelmedi.

30 dk. sonra çaldırdım yine giblemedi.

yanlış bişey mi dedim diye bir mesaj daha attım

yine cevap yok

sabaha 5 de uykuya daldım o gece onu düşünmekten.

son gönderdiğim mesajları tek tek okudum.

yanlış birşey bulmaya çalıştım.

acaba birşeye mi alındı diye ama yok amk.

ertesi günde ses soluk çıkmadı ondan.

tabi ister istemez bir karamsarlık sardı beni

zaten bu kız bana fazla güzel benden daha zeki diye önyargı vardı.

cevap da vermeyince buraya kadarmış dedim kendimce



ertesi gün işte kahvaltıda yemekte heryerde onu düşündüm.

mutsuz oldum lan binler çok üzüldüm.

hayatımın amk diye kendi kendime isyan ettim.

ki ben o kadar fakir geçen çocuklukluğuma bile

isyan etmemiştim hiç

hiç bir taktan zevk almaz oldum.

kendi kendimi teselli etmeye çalıştım

lan olm gibtir et zaten yürümezdi bunda da bir hayır vardır diye ama nafile binler.

içimde derin bir nefes vardı o kadar derin nefes almama rağmen dışarı bir türlü çıkaramıyordum

ikinci gün oldu yine ses soluk yok.

tam çöktüm amk

halsizdim

kelimelerim bile uyuşuktu eşe dosta

derken bir arkadaşım onu gördüğünü söyledi

-emin misin olm.o muydu lan sen sadece diskoda gördün hatırlıyon mu amk. dedim

-evet panpa kesin oydu hastaneye eşimin doğumu için gittim o da yoğun bakımın ordaydı dedi.

5 6 kişi vardılar dedi

hemen çıktım yola.

yarım saat sonra hastaneye vardım.

önce bakındım sağa sola yok

içeri girmeye yeltendim ama arkadaşın 5 6 kişi olduklarını söylediğini hatırladım

anası babası da vardır

bu kim derlerse zor durumda kalmasın diye

dışarda büfe tarzı bir yer vardı orda beklemeye karar verdim

1 saat civarı bekledim ama görünmedi hiç.

gitsem mi içeri mi girsem mi diye ikilemdeyken.

bekle amk işin ne diye

kendimi masada biraz daha oturmaya zorladım hep



derken onu görür gibi oldum.

tam bu sırada

hani ne tak yiyeceğini bilememe durumu olur ya üstüne bastınız amk.

kafamı çevirip oraya bakmamaya çalışsamda gözüm kayıyordu

ve evet görür gibi olmamışım görmüşüm amk.

o işte

dedim giberim ne olacaksa olsun saklanmaya mı geldik amk.

kalktım ayağa o beni görsün

ve yanında konuşmamıza engel biri yoksa o yönelsin bana doğru diye

beni gördü göz göze geldik.

hafiften kafa selamı verdi.

1 dk.işareti yaptı.

tekrar hastaneye yöneldi.

kiminle girip kiminle çıktığını pek anlayamadım amk.

bilirsiniz biz türkler kenarda bir yerde değilde

tam olayın ortasında bekleriz amk.

hastane kapısı özel bi hastane olmasına rağmen bekleyen bekleyeneydi.

girip çıkan dingo ahırı gibi kullanıyordu hastaneyi

3 4 dakika sonra geldi.

-hayırdır geçmiş olsun bir durum mu var dedim

erkek kardeşi 17 yaşındaki motorla kaza yapmış.

kask varmış ama kaburga kemiğinde çatlak kırık.

zütü başı çizilmiş.

ayak parmağının biri ezilmiş.

çocuk perte çıkıcakmışta allah korumuş işte

kontrol amaçlı yoğun bakımda tutuyorlarmış

-niye daha önce haber vermedin dedim.

• yeterince üzgün insan var burda. birde seni niye üzeyim ki dedi

-söylemediğin için daha çok üzüldüm

• neyse boşver durumu iyiye gidiyor.sen neden geldin hayırdır

hakaten lan ben niye gittim??

kızı görmeye gittim amk.

direk seni görmeye geldim denmez ki.

sen kimsin nesin neyimsin de beni merak edip buraya geldin derse

ne tak yiyecektim.



yalan söylenmesi gereken bi durum yoktu

varsa bile ben söylemedim

-arkadaş seni burda görmüş bende sana birşey mi oldu acaba diye ...

cümleninin sonuna bir fiil bulmaya çalışırken

• teşşekkür ederim dedi

teşekkür kelimesinden sonra sarılmıştı bana

tuhaf oldum amk.

farklıydı yani.

her kıza sarılırken bi amaç vardır.

ya vedalaşmak için sarılırsınız

ya öpüşmek için

ya teselli için ama o bana sarılınca

ateşin başında yüzüm ısınıp kıçım üşüyor gibi değilde

güneşin altında her yanım yanıyor gibiydim

bana sarılması doğal değildi

ama çok doğaldı

içimden sıkı sıkı sarıl olm kelebek

çıkar onsuz iki günün acısını diyordum ama

öyle olmuyor işte amk.

-benim yapabileceğim birşey var mı dedim.

• sağol dedi

-karnın filan açmı birşey içer misin? başka bir ihtiyacınız var mı diye sordum

• bişey olursa ben sana haber veririm sağol dedi.

bu laftan sonra ben gideyim o zaman demek geldi içimden

• tamam ben sana mesaj atarım dedi

tekrar sarıldık vedalaşma derken ayrıldım hastanenin ordan

amk içimi bigiblet sürmeyi bilmeyen

ama babası tarafından bigiblet alınmış çocuk sevinci ve heyecanı kapladı.

sebebsiz seviniyordum amk

kızın kardeşi kaza yapmıştı ama

ben gülümsüyordum amk.

aşkın gözü kördür dedikleri bu muydu yoksa

öğlenden sonra

• iki gündür yazamadım sana kusura bakma dedi ebru mesajla

-istersen kardeşin yoğun bakımdan çıksın ondan sonra görüşelim.

kendini mesaj atmak zorunda hissetme dedim

• muhtemelen yarın sabah doktor kontrol ettikten sonra normal odaya alacaklarmış dedi

-hmm çok sevindim

• bende dedi

üzerine

• yorgun olmazsan iş çıkışı gel hastaneye istersen dedi

tamam amk geleyim de.

ne hoşlandığını belli ediyon.

seviyon mu dalga mı geçiyon ne tak yediğin belli değil.

yanına gelince ne yapacağımı şaşırıyorumm.

arka arkaya iki cümleyi bırak birini zor söylüyorum.

hepten eziyet amk bana

yüreğime beynime.

-tamam duruma göre haber veririm ben sana dedim.



eskiden kolonya alınırdı binler dalga geçmeyin amk.

şimdi bana komik geliyor biraz ama bi kolonya aldım.

gittim gece 11 gibi dükkanı kapattıktan sonra

hastaneye geldim.

o da dışarda başka bir aile bireyi olsa gerek onunla konuşuyordu.(halasıymış)

kenar bir yerde bir süre bekledim.

hani gider mi yanında ki diye yok amk.

ölüden züt beklemek misali.

iki kadın durup dururken konuşmayı bırakır mı??

baktım olacak gibi değil mesaj attım.

-müsait olduğunda haber ver ben bekliyorum dedim

• nerdesin

-yanındakini gönder akabinde yanındayım mesajımın ardından

sağına soluna baktı. beni gördü bana doğru yaklaştı.

• hoş geldin dedi

-hoşbulduk. bunu getirdim ama alakasız oldu galiba dedim kolonyayı göstererek

• sağol düşünmen yeterli,ben bunu içeri bırakıp geleyim burdasın dimi?

geri geldi beyler.

bu arada saat 12 civarı oldu .

ara ara içeri girmeye devam etti.

eee anlat bakalım diye başladı tam 4 saat konuşmuşuz.

ben anlattım kız anlattı.

babasının mesleğini sordum oteli var iki tane dedi

yuh amk. birden gözüm korktu

• senin baban ne iş yapar dedi.

-inşaatda çalışıyor dedim.

• ne güzel dedi.

-neresi güzel. yazık adam ömrünü bize bakmak için inşaatlarda geçirdi dedim

• duygu sömürüsü yapma onu yapmayıp içip kumar oynayıp hatta çocuklarını dilendirenler bile var.

hepsini boşver babası olduğunu reddedenler var dedi.

bu kadar açık sözlü olunur mu amk. gibti yine ızdırabımı

-evet haklısın şükretmek lazım dedim



geyik döndü dolaştı benim eski çalıştığım oteldeki turist kızlara geldi.

• ah siz erkekler gördünüz mü sarışını mavi gözlüyü hemen yamuluyorsunuz dedi.

yannan var amk bende neden anlattıysam o kızları.

-evet ayıkken onlarla sarhoşken türk kızlarına takılıyorum dedim

kendi kendimle dalga geçmeye başlamıştım.

bu durumda onun benle dalga geçerken alacağı zevk eğer alıyorsa azalacaktı

-ama türk kızları sadece yanlışlıkla öptürüyor dedim

dur lan neler diyordum amk ben.

kızın kardeşi içerde can çekişiyor

bu kadar samimileşmişmiydik ki?

ama ilk defa biraz suratının kızardığını görmüştüm

hal böyleyken onun benle dalga geçerken gördüğü kırmızı surattan aldığı hazzı

galiba bende almaya başlamıştım



konuşmak ne güzeldi biliyor musunuz

ağzınızdan çıkıcak kelimelerle

karşınızdaki kişinin mimiklerini görmek

bir gülümseme için tüm beyni kullanmaya çalışmak

şaşırdıkça aynen deyip anlattığına devam etmek

sormak

cevaplamasını beklemek

bazı soruların cevabını gözlerinde aramak

bazı soruları kelimesiz sormak

konuşmak ne güzeldi

anlaşabilmek

anlamak anlatabilmek

ben ona hiç soramadım erkek arkadaşın var mı diye

var dese ne tak yerdim ki lan

topla bavulu gidiyoruz ey kalp

o da bana sormadı zaten.

derken beyler başka önemli bir soruyu sordum



-nasıl oldu da bu kadar çabuk dost olduk. yani ... deyip soruyu başka bir şekilde sormaya çalışırken

• dost olduğumuzu nerden çıkardın

çok şakacıydı bu kız

illa suratımın düşmesini bekledi

• şaka bee şikayetçi misin yoksa dedi?

-şikayetçi olsam burda olur muydum,hem ben geldim buldum seni

ama sebebini sorsam cevabın var mı dedim

-hangi soruya dedi

bu kız ya beni dinlemiyordu

ya da konuşmak istemediği konuları çok iyi savuşturuyordu

ısrar etmedim

susmuşken

• işin aslına bakarsan en yakın dostum sen sayılırsın dedi

-neden ben?

• cevabını tam bilmiyorum ama iki şık var galiba

-şıkları alayım dedim

• 1 senin farklı olman

2 iki benim farklılık aramam dedi

-1 i direk ele o zaman dedim

• nedenmiş o

-sarhoşken bi kıza bira ısmarlayan tek ben değilim de ondan dedim.

• 2 yi de sil o zaman dedi

-neden dedim

• sandığım kadar farklı değilmişsin baksana dedi..

yine bir süre sonra da şaka şaka diye edit yaptı.



• ben çok iyi dost olabileceğimizi düşünüyorum dedi.

kafama kaynar sular döküldü amk

keşke köyün delisi beni gibseydi de o lafı duymasaydım

suratım düştü moralim bozuldu ama içten içe tabi

çaktırmamaya çalışıyorum kıza.

-böyle devam edersek ulaşır mıyız sence hedefe(dostluk)dedim.

• ikimizde aynı hedefe koşuyorsak evet dedi.

al amk. yine soktu lafı çaktırmadan bana asılıyor musun yoksa diyor bana aklı sıra

bana lafı koyduktan sonra bir an sessizlik oldu.

müsade isteyip hastaneye yöneldi

-tamam bekliyorum dedim.

bu gidince iyi dinleyin lan anlatması zor biraz amk belki de herkese olmuyordur

hani biriyle konuşursunuz veya kavga edersiniz

sonra gece kafanızı yastığa koyduğunuzda

yaptığınız kavga veya konuşma aklınıza gelir

ulan keşke bunu da söyleseydim yada o dediğine şu cevabı verseydim dersiniz yaa. inşallah anladınız

ben bunu biraz erkene aldım.

kızın bana dediklerini aklımdan geçirip

ekgib verilmiş cevap veya özür gerektirecek bir durum

söz konusu mu? muhasebesini yaptım

ama ya ben düşünemiyorum

ya da harbiden malım

geri gelen kıza

-uyuyor mu dedim

der demez saçma bi soru olduğunu anladım.

adam komada amk. herhalde uyuyor

• evet, uyansın artık yaa çok özledim dedi.

lan birden baba şevkati geldi içime o ses tonuyla söyleyince

amk kıza üzülmek bile yakışıyor.

bu arada saat geç oldu iyi güzel hoş konuşuyoruz ama ertesi gün iş var amk.

amsalak gibi gezecem uyumasam

e kızı orda bıraksam olmaz.

ben gidiyom desem ters.

yannan gibi ortada kaldım.

zaten dost olalım demiş dostlarımdan nefret ettim amk.o cümleden sonra

ve gözlerimdeki canlılığı arttıracak o cümlesi döküldü dudaklarından



• çok yorgun gözüküyorsun.git dinlen istersen biraz.

sen şimdi bütün paranı kolonyaya vermişsindir.

taksi parası da kalmamıştır sende

koşarak gidersin artık

haa bu arada doğru bildiğin hedeflerin peşinden koşmayı da bırakma. bakarsın tutturursun dedi

vihuuu

vihu ney bilmiyom ama vihuuu amk

lan birden kalbim gıdıklandı amk.

vücutta extra heyecan hissettim.ne diyeceğimi bilemedim.

sevindim lan işte

ama kız yüzvermeye dursun hemen atlıyom herhalde

-seninle ilk tanıştığımızda son paramı biralara vermiştim.

o zamandan beri koşuyorum aslında ama farkedilmedim henüz dedim.

• kimbilir dedi.

çok utangaçlıydı lan

oluyordu beyler bu iş

biraz zamanla olacak gibiydi.

besbelli olacaktı amk.

baksana kızın dediklerine.

ama bu son konuşmalarda hani kızlar utanınca kızların gözleri aşağı düşer

hep aşşağı bakarak konuşurlar

utançları suratlarından belli olur.

haa işte anladınız siz onu

bu surata hafif bir gülümseme ekleyerek ayağa kalktı.

böyle bir durumda ayağa kalkmak kibarca gibtir git demektir beyler.

malım ama o kadar da değil amk.

bende kalktım.

ama zaten ben havalarda uçuyordum sevinçten.



utangaçlığının etkileri kaybolmaya başlayınca

• sağol bu gece gelmesen hem sıkıntıyı hem üzüntüyü gece boyunca yaşayacaktım dedi.

-bana da tecrübe oldu. çok sevdiğin bir filmi aşırı uykusuz olmana rağmen göz kırpmadan izlemek gibiydi dedim.

gülümsedi. sadece tokalaştık.

tokalaşırkende

• yarın sabah muhtemelen uyuyor olurum öğlenden sonraya kadar ben kalkınca sana mesaj atarım dedi

-bekliyecem dedim.

tokalaşma biter bitmez kız daha yanımdakyken

-taaksiiii diye bağırdım ama

ortada in cin top oynuyor makarasına bağırıyorum

ey allahım dedi gülümsedi.

ben en iyisi koşayım dedim

makarasına koşmaya başladım.

köşeyi döndüm dalağım patladı amk.

hastane nöbetçi taksisine binip eve gittim



ertesi gün normalde işte olmam gereken saatten yaklaşık 3 4 saat sonra anca kalkabildim.

ama gibimde değildi amk.

yüzümde hani muallakler nedensiz güler ya o gülümseme vardı.

yüzümü yıkamak için lavoboya gittim.

aynada şöyle kendime bi baktım.

kendimi yakışıklı bi film artistine benzetme çabasındayım ama

hiç birini kendime layık görmüyorum

kendimi hepsinden daha üstün görüyorum

kendimi nasıl gazladıysam artık

iyi ki kendi kendimi gibmedim o sıralar

gerçi bunu yapabilmem tıbben mümkün değil ama

insan korkuyor ya uzarsa diye

kısacası kendimi gaza verdim beyler yakışıklıyım olm lan gibilerinden.

neyse işe gittim. kafa balyoz ama nedensiz gülüyorum hala.

öğlenden sonra saat 4 gibi mesaj geldi beyler.

• merhaba çok güzel uyudum. kardeşimi normal odaya almışlar. ziyaretçi varmış bayağı ben hastaneye gidiyorum. umarım uykun yeterli gelmiştir. dedi

-kardeşine çok sevindim. akşam hastane de mi olcaksın yine dedim.

• annem bekleyecek galiba bu gece.ben sana duruma göre haber veririm dedi



ben hala bi havalardayım

aynaya bakıyorum

musluktan saçları ıslatıp

hangi saç stili yakışır onu deniyorum

kızla da muhabere halindeyim

• evde misafirler olacak bu gece haberin olsun diye bir mesaj geldi akşam üstü.

-tamam kolay gelsin sana başka zaman görüşürüz dedim.

kış ayı ve elime geçen biraz para sebebi ile

kış aylarında yağmur yağdığı günler

müşteri sayısı çarşıda çok az olduğu için

dükkkanı erken kapatmanın boşluğunu

çocukluğumdan beri gittiğim bilardo salonuna takılarak gideriyordum

bilardo artık pek kesmediğinden olsa gerek

çayına kahvesine hesabına oynadığım

okey ve bataklar yavaş yavaş sigarasına

daha sonra da parasına olmaya başlamıştı

herkes bilmez yanık diye

ocak söndüren bi kumar var

sadece parasına oynanan

belli bir müddet sonra farkettim ki oynamadan duramaz olmuşum amk

tam bi hastalık kumar.

kazansan da oynuyon kaybetsende.

o gece de oynadım.

ebru ile de ufak tefek nasılsın nasıl gidiyor gibisinden mesajlaştık sadece.

ertesi gün oldu.

bişeyler almak için çarşıda olduğunu söyledi

nerde çalıştığımı ona söylemek için elime geçen fırsatı

dükkanın yerini kabaca tarif edip uğra istersen değerlendirdim

o geliyorum dedikten sonra

dükkan tarihinde hiç görmediği temizlik ve düzeltme operasyonu gördü

hemde çok kısa sürede

geldi

turist muamelesi yapıp elma çayı söyledim

sevdi de

içtik kardeşinin durumunu

misafirleri iş güç dershane konuştuktan sonra.

gittiği dershanenin dükkana 10 15 dakikan mesafede olduğunu

bazı dershane çıkışlarında uğrayabileceğini söyledikten sonra müsade istedi hastaneye gitmek için

uğurladım



nerden duyulur nasıl duyulur bilmem beyler.

hemen malzeme olmuşuz milletin ağzına ki

ortada daha doğru dürüst bi tak da yok.

kızın bi tane platoniği varmış.

bilardo salonuna gittim.

baktım kumar oynayacak kimse yok.

tekken var o zamanlar

yeni çıkmış amk

almışım adamım king'i.

seri kombolarıyla gibiyorum liselileri

bi yakalama hareketi var oyunu iyi bilenler bilir.

rakibi kaldırıp kaldırıp çarpıyor amk.

dınıııı nı diye jeton sesi geldi.

yanıma biri oturdu.

seçti addıbını

tipine bi baktım amk.

selam verilmez.

tanıyorum uzaktan pisliğin teki.

neyse gibtim bunu.bi jeton daha attı.

yine gibtim.

bi tane daha attı yine gibtim.bu arada etrafımız da bizi izleyenlerle doldu.

bilirsiniz atarilerin başında iyi oynayanlara herkes bakar amk.

onun da tayfası var tabi

daha oyun bitmeden bana jeton al gel diye addıbını gönderiyor

ben bunu yendikçe sinirlenmeye başladı

amk tuşu basmıyor

burası bana ters geliyor

küfür ediyor paso lavuk

gerildi amk.

baktım olacak gibi değil beyler kavga çıkacak bilerek yenildim amk.

yenilirken el kırma hareketi var onu yapıyor

-senin de elini böyle kıracam diyor.

eh dedim bulduk amk. belayı.

neyse yenildim kalktım ben.

-gir lan bi daha kaçmak yok giberim dedi

bi jeton daha vardı yine yenildim.

-saol bilader güzel oyundu dedim ortam gerilmesin diye.

ne gerek var amk kaşı gözü patlatmaya

daha kızla buluşacaz.

bu halin ne derse??

serseri gibi kavga mı ettin derse?

ben dışarı doğru yöneldim.

oyunu bırakmış arkamdan geldiler.

o ve 2 arkadaşı daha var.

-gel bakayım bilader sen benle dedi?

-hayırdır dedim.

-sen benim anama avradıma küfür etmişsin dedi??

alakası bile yok

neden küfür edeyim amk

-ne zaman dedim

-ben jeton almaya gidince dedi??

-kim dedi dedim??

-gel bakim sen benle dedi

karşı apartmanın görünmeyen arka kısmına doğru zorlarcasına zütürdü beni ittirerek

o karşıma durdu.

ben kendimi savunmaya çalışıyorum sözle

sağ elini açtı içine okkalı bir tükürük yapıştırdı.

-küfür ettin mi dedi

-etmedim dememle suratımda ıslak bir tokat

tepki vermedim.

bi daha tükürdü aynı eline

-ettin mi dedi

-etmedim dedim

bi daha patlattı tokatı

yine tükürdü ettin mi dedi

etmedim dedim

yine patlattı.

amk hep aynı yere vuruyor

karşılık versem diğer binler dağıtacak beni.

serseri takımı bıçak taşıyor olma ihtimalleri çok yüksek



bi daha tükürdü ama iyice sinirlendim artık.

ettin mi dedi

aynı ses tonuyla etmedim dedim.

elini üstüme sildi tükürüklü elini.

-etmemişsin tamam bunu geçtik şimdi gelelim diğer konuya dedi

yine tükürdü eline

-öbürüne tükür bu taraf acıdı dedim

sempatiklik yapayım da insafa gelir bin diye.

nafile amk. sebebini söylemeden diğer bu defa tükürmeden diğer tarafa patlattı

-bir daha ebrunun yanında görmeyeyim seni dedi.

döndü gitti diğerleriyle beraber

yannan gibi kalakaldım orda.

yarım saat oturdum ne tak yiyecem ben şimdi diye

neyse gittim eve ama sinirden patlıyorum amk.

işin gücün yoksa amın oğluyla uğraş dur.

kız da bana karşılık vermiş amk belli ki hoşlanıyor.

gel de çık işin içinden.

bir kaç arkadaşa danıştım.

ne olur nasıl olur ne yaparız diye.

bi kaç tane sadece ağzı laf yapan ama icraatta sıfır sığır gidelim dövelim amk. çocuklarını dedi

tamam amk dövelim de

sonra onlar gelcek yine biz gidecez

onlar gelecek derken kan davasına bağlıcak olay

olmaz bu iş

bi kaç arkadaşla daha görüştüm.bi tanesi bana en mantıklı gelen fikri verdi.



-panpa bu iş kavga dövüşle olmaz

tamam senin için dayakta yeriz ama

tak uğruna yemiş olmayalım

sen önce kızla biraz daha mesajlaş telefonlaş pek buluşmadan

kendini tanıt kızı tanı

önce ikinizin ilişkisinin adını belirle kendince

kız arkadaşın olup ötesini istemediğini anlarsan

sonra gider biz zaten arkadaşız kendine sor diye yırtarsın

baktın ilişki ciddileşiyor

sonra araya tanıdıklar sokar

o bini kavgasız dövüşsüz hallederiz.

ama elinde somut bişey yok daha dedi.

aklıma yattı beyler.

akşam yine bilardo salonuna gittim.

kumara başladık.

daha sonra ebrudan

nerde olduğuma dair mesaj geldi

bilardo salonundayım dedim.

• ne yapıyorsun dedi.

-arkadaşlarla oyun oynuyoruz diye cevapladım

• tamam ben gideyim o zaman

-sen nerdesin

• dükkanın ordayım

-bekle geliyorum

• yok ben gideyim.sen keyfini bozma dedi

fazla da üstelemedim

o gece kızı sallamış olduk

lafda kızı ayarlayacam

kumardan kalkmıyom amk.

ama bi yandan da züt korkusu var beyler

o bin bi daha görür mü diye



ertesi gün dükkandayım. dışarıda nargile içiyorum.

hem nargile reklamı yapıyor oluyorum hemde nargile zevki.

yoldan geçen turistlere tadına baktırıyorum

ben de alıcam bi tane diyen turiste

tamam bir yere kaçmıyoruz çarşıyı bi dolaş gel önce elinde ağırlık yapmasın nargile diyorum

ooo zekice diyor

üstüne güvenmiş oluyor

halbuki ben keyfimi bozmak istemiyorum

ticaret çok karmaşık bi iş

iki tane turist kız geldi

baktım mal mal benim nasıl çektiğimi izliyorlar

gelin lan çekin amk dedim

amk bölümünü anlamamış olabilirler

wawww güzelmiş deyip

sıtrovberisi de var mı bunun anam dediler

anam bölümünü de ben anlamamış olabilirim

lüleyi değiştirip çilekli yaptım bi tane.

dediler mutlaka sat bize bunu

bilenler bilir.

iyi nargilelerde kömürü sipsi tütünü yedek lülesi.

maşası rüzgarlığı derken nargile satmak uğraş gerektiren bir iştir.

ben kızlarla hem muhabbet ediyorum.

hem de anlaştığımız nargileyi paket yapıyorum.

elma çayı ikram ettim

hani ulan bu da güzelmiş bi de bunu sat bize derler diye

bende bu arada sarıp sarmalıyorum nargileyi.

haliyle vakit kalıyor muhabbet için

turist kızı amk.

biraz tipin varsa türk erkeklerine hemen yavşıyorlar.

bu yavşamaları genelde

burda iyi disco nerde var şeklinde yaparlar

bir kız size öyle diyorsa bilinki

bu gece beni diskoya zütür demek istiyordur.

hele karşındaki kız sayısı birden fazla olmasına rağmen

soruları sadece bir kız soruyorsa

sen benimsin oğlum'ın vücut dilidir

hergece diskodasınız zaten amk

ne gerek var numara yapmaya

-sen ne sıklıkla gidiyorsun diye sordu birisi

-sometimes dedim

-belki karşılaşırız dedi flörtkar bakış ve gülümsemesi ile

-why not dedim amk ne diyim başka

kızlar benimle şakalaşmaya da başladı

-dans etmeyi biliyorsun dimi diyerek

bende onlara müşteri diye makaramı yapıyorum

muhafazid alinin karşısında arı gibi dans etmiş adamım diye

kızlar gülüyor

ben gülüyorum derken

tahmin edin kapıda 2 ile 5 dakika arasında bizi dinliyor olduğunu tahmin ettiğim.

kolej mezunu yani ingilizceyi iyi derecede bilen kim var??



doğru bildiniz amk ebru

kabilesini gibeyim ben bu şansın

ulan dur yanlış anladın demeyi düşünürken

• hayırlı işler dedi manalı bir şekilde

döndü gitti.

sen misin olm kelebek

türk filmleriyle

ahaha tam da yanlış anlaşılmaya müsait durumda

nasıl basıyorlar hep diye

daşşak geçen

çabuk tövbe edin

taşşak geçtiğiniz herşeyden

kazıkladığım turist kızlardan aldığım paraya bile sevinemedim

peşinden mi koşsam bilemedim

dondum kaldım amk

tam ne yapsam diye düşünürken.

mesajla cila yaptı

• akşama iyi eğlenceler sana diye

besbelli hırsını alamamış amk

sessiz kalmak ile

sessiz kalmak mecburiyeti arasındaki ince çizgideydim

bişeyler açıklamam durumu yumuşatabilir

ama tam olarak inandırıcı olmayarak

kızın içinde şüpheler kalmasına sebep olabilirdi

çok sık karşılaştığım bir durum olmadığı için

elimdeki telefona güzel bir açıklayıcı mesaj yazma düşüncesi

ama düşünceleri faaliyete geçiremeyen bir ben vardım

akşam oluyor ve tüm geçen zaman aleyhime işler durumdaydı

benim lehime olacak tek şey ebrunun kendisiydi

onu kaybetmek

yürümeye çalışan bir engellinin

sendeleyip yere düşmesiyle

kendisine olan güveni kaybetmesi ile eşdeğerdi

duramazdım

durmadım

nerde olabilirdi bu kız?

hastane de olan çok sevdiği bir kardeşi varsa

cevap basitti

gittim hastaneye

çok büyük umutla

-selamın aleyküm güvenlik dayı motorla kaza yapan bi erkek çocuk vardı...

-ben nerden bileyim git içeri sor dedi

canıma minnet amaç içeri girmek zaten

girmesine girdik ama

oda hangisi

resepsiyona gittim.

-abla böle böle biri vardı odası nerde biliyor musunuz?

ismini soruyor bana

lan ismini bilsem şu kişi hangi odada kalıyor diye sorarım zaten

çıkardım telefonu

-kardeşinin ismi neydi mesajını yapıştırdım ebruya

doğal olarak giblenmedim.

naz yapıyor amk.

-ahmet miydi önemli çabuk dedim.

• hayır

yahu sadece hayır denir mi

ben şimdi ne kadar türk ismi varsa sıralayıp

doğru olanı buluncaya kadar mesaj mı atayım sana

söylesene işte

konu yine kilit

düştüm resepsiyoncunun eline

-motorla kaza, koma kırık ve çatlak kemiklerle başlayan

ve bildiğim hastaneye yatış günlerinden

-şu galiba dediler

gittim odaya baktım.

tamam bi lavuk yatıyor orda ama banane ki ondan

ben esas ebruyu arıyorum

haliyle onu bulamayınca bulduğum kişinin doğru kişi olduğunu da bilemiyorum

başka bi bayan vardı odada

-pardon yanlış oldu dedim

hastanenin içinde çok dikkat çekici bir halde

wc önünde beklemeler

hastane odalarına kaçamak bakışlar

koridorda dolanmalar derken

iyice düşmanını öldürmek için olay yeri gözlemi yapan katil dikkati çekmeye başladığım için

hastaneden artık gitmem gerekti

evini bulmam lazımdı

ver bacım orda şunların evin adresi desem danışmadaki bayana

polisi arayıp şüpheli şahıs var bile diyebilir

yine düştüm ebrunun insafına

uzat kolunu bi tansiyonuna bakayım dercesine

-nasılsın da ibaret bir mesaj attım

giblenmeme rekorumu geliştiriyordum

pes etmeden

-bende iyiyim sağol yazdım yine giblenmememe(ne kadar meme var bu kelimede oyşş)rağmen



kendimden çok iyi biliyorum

genelde konuşmak istemediğim kişilere karşı

bu tutumumu sadece beni çok sinirlendirdikleri zaman bozduğum için

bende biraz sinirlendirebilmeliydim ebruyu

bana karşı içinde kalmış sinirini biraz daha boşaltırken

ilk boşluktan yakalayıp

lafların altında sendeletebilirdim

giblenmeme rekorum için guiness yetkililerini arayıp

durumdan haberdar ederek

-ne olsun işte aynı bildiğin gibiyim yazdım

• bira ısmarladın mı kızlara dedi

bayılıyorum bana soru sormana ebrum

sen sor ben cevaplarım

yeterki muhabbet olsun

her soruna cevap vereyim

tek cevabın olayım

en büyük sorun aşk sen misin olsun?

bi milyar kere evet diyeyim

dilime pelesenk olsun evet

çok sevindim beyler kusura bakmayın

konu ciddi hala kızlara bira ısmarladın mı diyor ama

kıskançlık uzmanlık alanım

-evet ısmarladım,hem senin kadar zeki değillermiş

fıçı biranın içine ilaç atmıştım işe yarayacak gibi yazdım mesajla

ne dese beğenirsiniz??



• hedefini iskandinav rüzgarı düşürmüş haberin olsun.. dedi

doğruya hedefim vardı benim

ağır ithamlarına rağmen pes etmedim

-ev nerdeydi sizin dedim

• kızları atıcak ev mi bulamadın dedi

-atmak demiyelim de misafirliğe gelicez uygunsanız

• kasırga çıkıyor haberin olsun yazdı

herşeyi yıkıp dağıtıyorsun

durul birazcık diyordu ama

cümle sanatına saygım da sonsuzdu

ayrıca bu konuşmalar sırasında henüz diskolar açık değil beyler biliyor yani.

daha akşam 8 civarı amk ne diskosu.

baktım ebrudan hep terso yiyecez

bu taktik işe yaramaz aslanım diyor

biraz telefon trafiği

benim okuldan arkadaş

onun okuduğu okuldaki kişileri tanıyan gevşek erkekler

herkesçe bilinen binler derken

takriben evin nerde olduğuna dair sağlam deliller elde ettikten sonra

sadece binalarını bularak

binanın caddeye bakan iki yanını görebileceğim bir yere gelip

-pencereden aşşağı bakar mısın mesajını yolladım

gözüm binayı kolaçan eder şekilde

hangi dairede oturduğunu bilemediğim ebrunun

herhangi bir balkon veya pencereden aşşağı bakmasını beklerken

onu gördükten sonra

aşk hayatıma çekilmiş perdenin aralanması gibi

bir perde aralandı

hemen hareketli bölgeye yöneldim.

tamamdı beyler evi buldum.

allahtan öbür tarafta çıkmadı amk binanın.

zütümü kaldırıma

ayaklarımı asfalta koyup

tam onun dairesinin karşısına oturdum

kız 4 katta kalıyordu

ve sürekli bana bakıyor mu diye

yukarı bakmaktan boyun felçi geçirme tehlikesi ile karşı karşıyaydım



kız laf bini

• yanlış adres vermişler sana, kapandı o dükkan mesajı geldi

lafa bak amk.

-açılmasını beklerim

• hiç açılmayabilir ama

-ebilme türkçeden öğrendiğim kadarı ile olasılığı olan bi ek,beklerim sıkıntı yok

• açılmaz o zaman

-o da sorun değil diskolar açılıncaya kadar beklerim, açılmazsa nasıl olsa diskoda beni bekleyen kızlar var

• hala kızlar diyorsun aklın orda kalmış

-boşver sen aklımı gönlümle hareket ettiğim için burda olduğumu bil yeter

• bana ikisiyle de gel



iş tamam gibiydi beyler

yumuşamıştı biraz

sadece zütü biraz sıkıp bi kaç saat orda beklemek gerekiyordu

arasıra pencereden bakıyordu.

ciğerci kedileri gibi beklememe devam ettim

• tamam inandım gidebilirsin artık yazdı

-hımmm seni hallettiğime göre kızların yanına gidebilirim artık dedim

• offffff diye başlayıp 159 karekteri kullanılmış bir mesaj aldım

takunu çıkarma demenin 159 karekterli hali de denilebilirdi aslında

kendi kendime muallak misin amk.

ne tak yiyon amcık desem de artık göndermiştim beyler

yine sessizlik oldu.

gitsem şüpheye düşecek.

boş boş oturmak sıkıcı geliyor amk.

tamam arasıra pencereden bakıyor ama.

5-10 dakika da bir anca

5 dakika da 300 saniye var amk.

300 e kadar saymak demek.

sıkılmayıp sayıyorum ama

onu orda göremeyince ızdırap oluyor diğer saniyeler

illa bişey yazasım geliyor.

bin şeytan dürtüyor

işi nasıl olsa binliğe dökmüştüm artık

o da seviyordu bana dokundurmalar yapmayı o yüzden sıkıntı olmaz diye devam ettim

-beni kıskanmana bayılıyorum

bu defa offff u 159 karekterle doldurmuş ek mesajla da

159 karekter daha fffff yazmış sadece



• git artık

-diskolar kapanmadan gidemem

• kaçta kapanıyor ki

-diskoya her gittiğimde sarhoş olduğum için pek hatırlamıyorum

• 3 e kadar orda beklemeyeceksin herhalde

-gel beraber bekleyelim

cevap vermedi

-sen bilirsin yazdım yine

ama yine cevap vermedi

-turizme çok büyük darbesin ne güzel kızları eğlendirecektim bu gece

• alıkoyan mı var

-evet dedim.

• allah allah kimmiş?

-tabi sen tam olayı bilmiyorsun

sadece iki kızla yakaladın

sen yokken bi kaç kız daha ayarlamıştım

• amacın ne senin yaa evin önünde oturmalar falan?

-bak bakayım eve marketten bişey ekgib mi?

• bakamam da gelemem de misafir var

-affettiğini söyle diyecem ama zaten affedilecek bişey yok. yanlış anladın bugün ki olayı

cevaplamadı

-hastaneye de gittim kardeşini gördüm bu arada dedim

• nasıl yani?

-yok yok merak etme durumu iyi

• niye gittin ki hastaneye

-kardeşine geçmiş olsun deyip

senin de hayatından kısacık geçmiş olmamak için

• evi nasıl buldun

-tesadüf işte kızlarla tam olarak burda buluşucaktık

şans bu ya tam da sizin evin önüne denk gelmiş

• ciddi olur musun lütfen

-buldum işte bi şekilde dedim

• bekleme lütfen evde misafirler var gelemem

-sizin evde çöpleri kim atıyor?

• annem yok evde misafirlerle ilgilenmem lazım.

çayıdır meyvesidir.

ekgib olan herşeyi babam almış zaten başka zaman

-bişey lazım olursa haber verir misin bana

• tamam git lütfen

-eyvallah iyi geceler.

• eve sağdan gidecen unutma

sol yol diskolar caddesi beyler.

-hmm diskonun yolunu biraz uzat diyorsun yani

• uzatma artık şu espiriyi dedi

kaldırıma oturuyor olan zütüme

kaldırımla zütüm arasında hiç boşluk olmamasına rağmen

nasıl laflar soktuğunu anlamak

putperestleri anlamak kadar karmaşıktı

insan kendi yaptığına tapar mı

kaşınan züt esner mi?

neyse bunlar derin konular

elhamdülillah töbe enzübillah

ordan ayrılıp kumar oynamaya gittim

dinlerine sövdüklerim güldüler ama

bağımlılık işte amk

başladık koz ver koz al

bu kesmedi 4 taş arası

okey dışarı

hadi bu da olmadı yanık

10 luk 20 lik derken gece sonu geldi

kumar oynayanlar iyi bilir

gecenin sonlarına doğru mekan kapatmaya yakın

kumar da ortaya koyulan paralar

kaybedenlerin telefisi

kazananların daha çok kazanma amaçları sebebi ile çoğaldı

yanık oynuyoruz

basitçe 2 jokerli

2 desteli 10 kağıt ile oynanan

okey mantığına dayalı ama

eldeki perleri yere açarak oynanan

ve açamadıkların yani elinde kalanları

ceza sayısı olarak yazıp

100 sayısına ulaşanların kaybettiği bir oyun

kumarın huur çocuğu ocak söndüren statüsünde olmasının sebebi ise

aynı oyun içinde arka arkaya kaybetmenize olanak sağlaması

sayınız 100 olunca oyundan çıkıp

bahis olarak koyduğunuz paranın iki katını koyarak

en yüksek sayılı oyuncunun sayısını alarak oyuna devam etmeniz

kazanma hırsınızın kurbanı olup

donu külodu masada bırakma olasılığınız çok yüksek

4üncü lazımmış

gel lan kelebek dediler

diğer oyunlardan kazandığım paralarla

haydan gelen huya gider mantığı ile oturdum masaya

bir el iki el herşey yolunda gidiyor benim için

yanmama daha çok varken

diğer 3 oyuncu da girip girip duruyor

ve haliyle ortada

benim 2 ayda kazanacağım para birikmiş durumda

ben hiç yanmadan ilk girdiğim para ile oyundayım

diğerlerinin sayısının hepsi 96 üzeri

yani elden bitsem alayını gibicem

birisi açıp elinde 100 e çıkmadan sayı bırakabilirse oyun uzayacak

dağıtıldı kağıtlar

elimde iki joker var

ve tamamı ile tekim

öyle ki joker boşta

kağıdın birisine yaklaştırma kağıt arıyorum

atıyor yok

çekiyorum yok

atıyorlar yok

çekiyorlar yok

ortam iyice gerilmeye başladı

küfürler

kağıda sövmeler

kumarı icat edene kaymalar derken

ben masadaki ufak velet

diğerleri kocaman kocaman adamlar

ben bitip masadaki tüm paraları toplayınca

ortam iyice gerildi

nasıl olurda çift joker sana gelir amk

gözlerin fıldır fıldır senin

hile mi yaptın derken birisi bana kafayı taktı amk

hafiften de biraya kaymış

kaybetmenin kabullenememesinde adam

mekan kapatıyoruz son oyun demişti o el için

adam da gibicem seni diyor

çıksam bi dert

çıkmasam kumarhanede uyuyacak halim yok

adam çıktı gitti dışarı

gibicem olm seni diyerek

kendi kendime ulan ver şunun parasını kurtul amk kelebek dedim

dışarı çıktım

5-6 kişi birikmiş

kritik yapıyorlar

hepsi beni dövme amacında değil

ortamı sakinleştirme

beni kurtarma çabasında olan da var



-gel bakim buraya dedi

-buyur abi diyorum adama

-hile yaptın amk diyor

yav ne hilesi derken

-vereyim abi ne kadar kaybettiysen dedim

gururlu kumarbazmış amk

dilenci miyim amk diyerek patlattı bir yumruk

sağ kaşın üstü odaklı

hafif yıldızlı o büyülü dünyaya girdim

yere düşmüşüm

arayan girenler yardımı ile uzaktan bi kaç tekme daha derken

aldılar gittiler adamı

kaşın üstü şişti ama açılmadı

bu demek oluyordu ki içerdeki zedelenme yarın gözün üstüne morluk olarak belirecek

amk ben yine karşılık vermedim

versen nereye veriyon kocaman adam

orda oturdum kaldım

yanımda bi arkadaş daha kaldı

oturdum sigarayı yaktım

bu sırada arkadaş tekel bayisinin birinden kutu kola aldı geldi onu bastık üstüne.

sonuç yine dayak yedik.

sebebi kumar amk

göz moraracak.

herkese açıklama yapılacak.

nasıl morardığına dair bir yalan uydurulacak.

gittim eve. ebru yatmadan önce aradı.

aramazdı amk.

hiç aramamıştı ki beni telefonla.

sadece çaldırmıştı bi kaç kez.

mutlaka bişey olmuştu ama ne??

heyecan bastı amk

niye arıyordu ki kız beni

bişey mi duymuştu acaba

çatallı bi ses tonuyla efendim dedim.

• merhaba nasılsın dedi??

taku bildin mi?hani yerken iyi çıkarırken beğenilmeyen

kumar oynarken iyi kazanınca kaybeden birisine karşı olduğum durum gerginliğiyle

-iyiyim dedim

• telefonu bi kaç saniyeliğine kulağından uzaklaştırır mısın? dedi

mal oldum

ne diyor lan bu derken telefonu da uzaklaştırdım kulağımdan.

hani sesim mi kötü geliyor acaba diye

sonra yine dayadım kulağıma

-tamam teşekkürler deyip kapattı zart diye

bi bekle amk.

nerdeee

böyle yapmasının bi sebebi olmalıydı.

ama zaten kafam ağrıyor.

derken jeton düştü benim

müzik sesi var mı diye yaptı bunu beyler bence.

yani diskoda mıyım onu öğrenmek istiyor

tamam kıskan iyi güzel hoşda şimdiden böyleysen ilerde ne tak yiyecem ben amk.

ilerde hayatımda söz sahibi olmaya başlayınca ne olacak

kız beni besbelli kıskanıyor beyler.

sevinilir mi üzülünür mü bilinmez

kıskanılmayı dozlara ayırmak şart



bir mesaj geldi

• sesini duymak güzeldi yorgunluğumu aldı diye.

hasgibtir ordan kimi yiyon amk.

zütün tutuşmuş işte discodamıyım diye.

-çok şanslıyım

• sebeb?

-sen aradığında discoda elektrikler kegibti sessizce konuşabildik

utandı mı bilmem ama konunun üzerine gitmedi.

belki de ben sadece kuruntu yapıyordum ama neden kulağımdan telefonu uzaklaştırmamı istesin ki??



• yarın kaçta dükkanda olacaksın dedi.

ben dalmışım zaten

kıskanılmaktan hoşlanıyor gibiyim

ilgilenmesinden haz duyuyorum

yarın gelicek olması beni benden alıyor

tabi haliyle mor bir göze sahip olacağım gerçeğini unutarak

-saat 9 gibi dedim

sıçtık beyler.

• belki uğrarım iyi geceler dedi.

bi kaç ince mesajla

aldatma olayının olmadığına ikna eder olup

ibreyi kendi lehime çevirdikten sonra

mesajlaşmaya ara verip uyuduk

sabah kalktım lavaboya gittim.

göze bi baktım.

kaş la üst kirpik arası kara lahana renginde amk.

ben malım diyorum da inanmıyorsunuz bana

gibik hata yaptığını gece farketmişsin

gib mi var amk dükkanına erkenden gidiyorsun

geç git hatta gitme hastalan amk

sığırım ben amk gelsin bulamasın görmesin işte morluk ininceye kadar.

saat 9 bile olmadan dükkandayım

ben dükkanı açtıktan sonra çay poğaça keyfi yaparken geldi.

tabureye oturdu karşıma.

• kolay gelsin diyor bana ama

ben gözü kaçırmaya çalışmaktan

dükkanda iş yapıyor gözüküyorum

insan değer verdiği kişiden gözlerini saklayabilir mi?

-aaa ne oldu gözüne dedi. anne şevkatiyle

ulan bişeyim yok üzülme desem olmazdı

-ben sana çay söyleyeyim dedim. kalktım diyafona yöneldim çay söylemek için



çay söylerken kendi kendime muhakeme yapıyordum.

kafayı dolaba veya kapıya çarpsam

herkes aynı yalanı kullanıyor amk

yalan olmaktan çıktı artık

özdeşleşti artık göz morarması ile

olm kelebek

inandırıcı gelmeyip kızın güvenini kaybetme

onun gözünde yeni tanıdığı birisi olarak yalancı olma ihtimalin var ayık ol ayeti indi beynime.

kumar oynayıp dayak yedim de denilmezdi amk.

denilirmiydi lan yoksa.

aklımda net bi fikir yokken bende oturdum karşısındaki tabureye.

gözlerimi her kaçırmaya çalıştığımda aşşağı baktığım için daha net görüyordu morluğu.

• seni dinliyorum dedi.

hiç yalan söylemek gelmedi içimden.

-dün gece bir arkadaş yanlış anlaşılmadan dolayı bir kargaşa oldu

• sen dün eve gitmemişmiydin

-evet de işte şey kem küm ederken.

göz göze geldik. gözlerinde ki mesaj açık ve netti. yalan söyleme



-eve gitmek için bir arkadaşı aradım beraber döneriz müsaitse diye.

o yaşlarımda insanların bana vermiş olduğu tavsiyelerden oldum olası nefret ederdim

çünkü bana göre ben okulda başarılı bir öğrenciydim

ve başarılı birisinin tavsiye almasına hiç gerek olmadığını düşünüyordum

siz buna kibir diyorsunuz ama

düpedüz yannan kafalılık

ilkokul mezunu dayım elinde sigara ile

olm sigara içme ebenin dıbını görürsün benim gibi olursun deyince

veya başka birisi derslerine iyi çalış, kimseyle kavga etme, saygılı ol derken

nedense hiç gibime takmıyordum

çünkü söyledikleri şeyi aslında benim de bildiğime inanıyor

ama yine de yapıyordum

yannan kafalılık işte gibmişim kibirinizi

bana tavsiye vericeksen

koy gitsin zütüne gibtir et amk de

ebru da bana tavsiye vericek gibiydi

çünkü yaptığım tak kumar oynamaktı

oynamamam gerektiği halde oynadığıma göre

insanlara kendi elimle koz vermiştim

kimse cami imdıbına gidipte

hocam alkollüyken karı gibme gibin kalkmaz demiyeceğine göre

kaşınan bendim buyur ebrucum söz sende



• kelebek sadece aile bireylerimizin bildiği bir konu var

ve bunu sana benim gözümden anlatmak istiyorum

hatırlarsan iki tane otelimiz olduğunu söylemiştim

bu iki otel bize gökten düşmedi

bir tanesi dedelerden kalan miraslarla

diğeri ise babamın risk alarak oynadığı kumarla bizim oldu

çok basit bir cümle olarak gözüksede

bahsettiğim risk ilk sahip olduğu oteli kaybetmekti

hiç kimse ona nasıl böyle düşüncesizce bir oteli riske atarak kumar oynarsın demedi

herkes bir ikinci otelden memnundu çünkü

ama babam hep pişmandı

öyle de olması gerekiyordu

çünkü bir kazanan varken bir de kaybeden vardı

eve iki ekmek getirdiği zaman bir tanesi hep haram gözüktü bana

başka bir çocuğun yemesi gereken o ekmek

haksızca bizim soframızda oldu hep

yine hatırlarsan bana bir yemek borcun var

ama kusura bakma gelemem

benim yediğim haram bana yeter dedi

o anlatıyor ben dinliyorum

anlattıça gözleri doluyor ben içleniyorum

doldukça kirpikleri buğulanıyor

gözüne kaşına kurban olduğum beni yerin dibine sokuyordu

kumarı oynatan şeytan

olm kelebek kalk sarıl şu kıza

kucakla tüm geçmişini

bas geleceğinin bağrına diyordu ama

nereye kalkıyon yannan kafalı kumarbaz

ben kalkmayınca o kalktı ayağa

• belki de son görüşmemiz bu kelebek

iki şıklı tek cümlem var sana

kumar varsa,ben yokum dedi ve gitti

vedalaşmadan arkasına bile bakmadan

eskimiş takserdan fırlamış yannan gibi kaldım ortada

o gün anladım ki

kumar oynancaksa

oynadığın kişilerle beraber kazanabileceğiniz bir oyun olmalı

mükafatı mutluluk olan

aşk mesela

kumarda kazandığım para cebime sığmayacak kadar çokken

kaybettiklerim kalbime sığmayacak kadar çokmuş aslında

yediğim dayağı hiç hesaba bile katmazken

kumar tayfasından 6*7 kişilik grup çalışıyor olduğum dükkana geldi

aralarında bana yumruk atan

ve benden hem yaşca hemde fizikçe üstün olan

peugout dolmuş şoförü olan harun abi de vardı

niye gelmişlerse gibimde bile değildi amk

ebru zaten ağzıma sıçmış

onun yanında bi kaç yumruk daha yesem

suratıma renk bari gelirdi

yine yanlarında bulunan herkesce sayılan hasan dayı lafa girdi

-kelebek adam pişman senle barışmaya gelmiş dedi

-eyvallah abi dedim. hepsine beraber buyrun içerin hareketi yaptım elimle.

harun abi geldi. hasan abi de yanımızda duruyor

-kusura bakma borç durumları vardı, çocuk da hastaydı.

o moral bozukluğuna biraz da alkol ve kaybetmeyi ekeyince gerginleştim

çok üzüldüm olaydan sonra kusura bakma dedi

be huur çocuğu madem çocuğun hasta o saatte ne işin var kumar masasında.

demek geldi içimden ama demedim tabi

-önemli değil dedim ne demek abi istediğin zaman gel döv lafımı olur dercesine

hasan abi

-hadi sarılın barışın geyiği yaptı.

amk iyi valla at yumruğu morart senin yüzünden kızdan bi milyar fırça yiyeyim üstüne bi de sarıl kucaklaş amk.

ama yapacak bişey

sarıldık.

-sana borçluyum dedi harun abi

-ne borcu abi ne demek paranı vereyim istersen çocuk hastaymış dedim

-yok sende kalsın hallettik onu kazanıyoruz allaha şükür. benlik bişey olursa hemen haber ver yeter dedi

fazla da uzatmadan yol aldılar dükkandan

sonra dükkanda yine yalnız kaldım bi kaç müşteri.

onlarla ilgilenirken.bir yandan da plan yapıyorum.

aklımda deli projeler var

memleketi kurtarcak ama ebru olayında işin içinden çıkamıyorum

ebruya gidip

-hem vallahi hem billahi kumarı bıraktım desem lafla bitecek bir olay değil bu

ben icraata bakarım dese hadi oynadığımı icra ederek gösteririm ama

oynamadığımı nasıl göstercem amk

başka bir binlik bulmalıydım

paralar da cebimde

hatırı sayılır bir para.

gidip kıza bi hediye alsam

tam gibtir yeriz ben sana haram istemiyorum diyorum

sen bana haram parayla bişey alıyorsun diye

hem hediye alıcak kimsin sen daha gibik kelebek

çalıştır olm kafayı deyip

ne yapsam ne etsem diye düşünürken

akşama doğru ilham geldi binolar



akşam üstü paraları masanın üstüne bırakıp düşünürken planı yapmıştım.

bu paralar bir şekilde harcanmalı ebruya paranın harcandığı hiç kumar parası kalmadığı belli edilmeli.

para mümkünse hayırlı bir işe yatırılarak ekstra sepmpati kazanılmalıydı ama nasıl??

o gece kumar oynadığım kişilerle görüşmek üzere bilardo salonuna gittim.

sadece bir tanesi ordaydı

ama bana hepsi lazımdı.

yarın diğerleriyle beraber buluşup buluşamayacağımızı sordum.

gündüzden ayarlarız yarın dedi

-çok önemli diyerek

olaya hız katmış oldum



ertesi gün oldu

bu arada gözüm kulağım hep telefonda

aklımdan çıksa gönlümü teselli edemediğim ebrum bi mesaj atsa diye

ama yok.ben de ona atamıyorum.

neyse ertesi gün kumar tayfasın yanına gittim.

harun abi de orda.ona bakarak kısaca durumu anlattım.

-abi geçen gün kazandığım paraları size geri vermek istedim ama almadınız.

zaten kumarda çok fazla tecrübem yok kazandığın parayı geri vermek istemek de sizi aşşağılamakmış bilemedim

ama dürüst olmak gerekirse ben dayak yememek için geri vericektim

yumruk olayından sonra kız arkadaşım durumu gördü

bende yalan söyleyemediğim için kumar oynadığımı söyledim

ve aramız çok limoni

bende bu paraları harcayamam

kelebek işin düşerse gel demiştin, düştü abi

-devam et hele dedi

-abi ben kumarı bırakmaya karar verdim

bu parayı da harcamayacağıma göre

bunları bir hayır işine kullanmak istiyorum

-peki bizle alakası ne dedi.

-şimdi ben gidip tek başıma bir yere yardım yaparsam haram kumar parasıyla etmiş olacam.

ama hep beraber gidersek kim ne kadar kaybettiyse o kadar yardım yapmış olacak.

hakkınızı içten helal edeceksiniz.

böylece haram olmayacak dedim.



hepsinin aklına yattı.

-okey mi abi hepinize uyar mı dedim.

-ne yapacaz peki dediler.

-bir yerden haber bekliyorum ben size yarın haber veririm dedim.

telefonu olmayanların telefonunu aldım. ayrıldık

ebrudan hala bir mesaj yoktu

soğuyor mu acaba benden lan

komple bıraktı mı beni acaba beni korkusuyla gece zar zor uyuyabilsemde

sabah kalkar kalkmaz dedemi aradım köydeki

aramız iki liseli serseri arkadaş gibidir çok sever beni

köyün en çılgın gençlerindenmiş

-ellerinden öperim gözlerimden öptürürüm dedem nasılsın dedim

-tesbihimi sen mi aldın lan geçen gün dedi

-yav dede kaybettim onu sana yenisini alırım ben dedimse de

-bende ebeni kaybedip yenisini alsam sen olmazdın zirzop çabuk getir o tesbihi dedi

baktım dedem atarlı

okulun numarasını istedim.

-dur defterde yazıyordu dedi.

5 dakika sonra ancak bulduktan sonra aldım telefonu

direk çevirdim cevap yok

köyde iki öğretmen var beyler.

biri ilkokul üçe kadar diğeri 4 5 sınıfları okutuyor.

tekrar tekrar aradım sonunda tenefüs olsa gerek öğretmen cevap verdi.

elimizde bir miktar para olduğunu

bunu da okula yardım olarak değerlendirmek istediğimizi söyleyip

öncelikli ihtiyaçlarını sordum

-gelip kendiniz görseniz daha iyi olur dedi

ama hangi esnafı iş güç arası komple toplayıp köye zütürecen amk.

-hocam boyası iyi mi okulun dedim.

-defter kitap daha fazla ihtiyaç dedi.



öğrenci sayısını aldım

54 öğrenci.

harun abiyi arayıp bulup durumu anlattım

öğrenci başı bir çanta içine defter kitap para yettiğine kalem silgi falan dolduracaz.

benim çalıştığım dükkanın ününe getirecez.

ordan senin dolmuşla akşam işini bitirince köye bırakacaz hocalar dağıtsın uyar mı dedim.

-neden senin dükkanın orda akşam direk atalım dolmuşa zütürelim dedi

-olmaz dedim

olmaz tabi amk.ona göre plan yaptık.

dükkanın önüne gelmezse o çantalar plan yatar.

-niye olmaz la dedi

salladım yalanı.

-abi belki çantaları gören diğer efnaf da yardım etmek ister.

-haa deyip

tamamı da ekledi harun abi

ama benim amacım ebruya dükkanın önünde o çantaları göstermekti



bi kaç efnaf arkadaşla beraber

kırtasiyeye gittik

dedik durum böyleyken böyle

biraz da senden yapalım bu işi dedik

çantaların ve içindekilerin siparişini verip pazarlığı yaptık.

bir miktar arttı

esnaf arkadaşlardan bizde ufak tefek bişeyler atarız diyenler oldu

biraz daha bişeyler ekleyip

son kalan para ile de

54 tane 9 kat kames top aldık.

amk sanki hepsi erkek öğrencilerin

o kadar da aynştayn değiliz kafa basmadı amk işte.

çantalar tamamdı.

hazırlanıp dükkanın önüne getirelecekti

şimdi iş ebruyu getirtmekti dükkana ama nasıl?

gibe gibe bi yolunu bulmak gerekiyordu.

sarıldım telefona mesaj bölümünü açtım.

-olmuyor deyip gönderdim

belirsiz konuştum ki en azından ne olmuyor diye geri mesaj göndersin de nabzı nı ölçeyim diye



cevap gelmedi

ama gelmesi lazımdı

bi tane daha mesaj attım

yine gelmedi mesaj

lan yoksa plan yatacak mı diye içime endişe düşünce

yok amk bu riski alamazdım.

sokarım lafı dallandırıp budaklandırmasına deyip

direkt girdim konuya

-tamam seni çok üzdüm biliyorum ama en azından görüşmeye devam etsek

bak babana bile şans veriyorsun hala dedim.

bir müddet cevap gelmedi. sonra

• seçim yaptın mı dedi.

-evet dedim

• dinliyorum dedi.

-kumarı beraber oynayacaz bundan sonra dedim

ortam espriyle canlanır diye düşündüm ama ters tepti amk.

bilmiyor ki benim hayallerimi kız

cevap yine gelmedi.

-seçimimi yaptım dükkana gelirmisin lütfen dedim.

• gelemem söyle yazdı

-yüz yüze vermek daha doğru olur cevabı

• tamam bakarız

-ne zaman gelirsin

• öğleden sonra gelirim

randevu alındı

kırtasiyeyi aradım.

çantaların akıbetini sordum.

hazır değillermiş hala.

kızın gelme vakti yaklaşıyor amk.

ama ortada çantalar yok.

telefon üstüne telefon.

yok böyle acil şöyle acil derken.

akşama anca dedi

eh amk. plan yatacak. hasan abiye gittim.

-hasan dayı gözün seveyim ver şu elemanı etini bana bir süreliğine dedim

-hayırdır kelebek dedi

durum böle böle gitsin bi el atsın yardım etsin dedim

-etsin tabi kemiğini gibtiğim al zütür dedi

patronu da aradım

-abi gel bi dükkana az işim var diye

-nedir dedi?

dedim böle böle.

tamam geliyorum dedi.

bende gittim

hasan abinin eleman la ayarladık çanta ve malzemeleri

harun abiyi aradım.

-abi gel alalım şunları dükkana dedim

dolmuşun önündeki tabelaları kaldırmış.

hususiye dönüp geldi peougout dolmuşla geldi

attık çantaları getirdik dükkana.

benim zütüm ter basmış amk

patrona dükkan emanet etmişim

biri gelirse haber et abi diye

patron oturmuş

nargile yakmış hatta tam yakamayıp tütünü fazla basmaktan

mundar etmiş nargileyi

daşşak keyfi yaparken

kız gelmiş de gitmiş bile.

patron olacak öküz de bi işi var demiş

müşteriye bile bakmamış gavat

alıcı değil bunlar diyerek

plan yattı amk.

kız görmedi bu arada esnaf da ne oluyor

bunlar ne derken takdir ediyor bizi ama

benim gibimde degil moralim bozuk amk.

amac saptı.

her plan tutacak diye bişey yok amk. tutmadı işte.

-neden beklemedin diye salladım bi mesaj.

• patronunla mı nargile mi içseydim dedi

güler misin ağlar mısın amk.



-gelemez misin tekrar dedim

• bi arkadaşla buluşacam dedi.

o arkadaşın amk

insan der ki

kız arkadaşımla veya erkek olan bir arkadaşımla buluşucam

ingilizler bile

he she it diye çözüm bulmuşlar bu işe

biz hala o

hangi arkadaş kız mı erkek mi lan ne oluyor diye kıskandım beyler yalan yok

hoşlanıyor muydum lan yoksa kızdan harbi harbi.

tabi amk

kalbim messinin seri çalımları gibi atıyordu sheaklıma gelince

ingilizce mi yazsam

and than

demek ki bişeyler vardı

bu kadar kalp atışı pek hayra alamet değildi gençler

ama bi dakika ben onu kıskanıyorsam??

kıskanmadan sonuç olarak ondan hoşlandığım çıkıyorsa

o da beni kıskanmıştı

ee kıskandığına göre sonuç

she likes me

diye düz mantık yaptım kendi kendime

hoşlanıyor muydu lan harbiden

ihtimaline bile

sevidirik oldum lan binler

garip anlatılmaz duygu yaşayanınız bilir.

uzaktan ben bunları düşünürken biri görse

deli bu amk salağı mal mal gülüyor kendi kendine der.



-kumar varsa bende geleyim yazıp gönderdim ebruya

• tamam sen gelme ben gelirim işim bitince dedi

ohh dedim rahatlayarak

dedim ama ne zaman bitecek işi.

-lütfen erken gel. bişey konuşmam lazım seninle

• tamam bakıcam duruma göre dedi

akşam üstü gözüm yollarda kaldı deyimi varya anasını gibim kalmadıysa.

dükkana müşteri giriyor.

içeri girip ilgilenmiyom bile

ha geldi ha gelecek diye.

bazı gevşek turistler gelip

çantaları açıp içine bakıyorlar satın almaya çalışıyorlar

zaten gerginim

birini ibreti alem için dövücem

ama gel gelelim hem dövüp hem para kazanmak

sadece taksta geçerli

turizmi bozar



derken zaten kalbimin huzurunda olan ebru

gözlerime de göründü

hindi gibi kabardım o gelirken.

çantalar!ben! yardım!no kumar!

farketmedi amk. çantaları o da turistler gibi satıyoruz sandı herhalde.

yada gözü benden başkasını görmüyordu.

özlemiş olamaz mı binolar mal demeyin kıza.

üç beş geyik. nasılsın iyiyim sen nasılsın

normal muhabbet devam ederken.

planlasam bu kadar olmaz amk.

harun abi geldi.

-ne zaman gidiyoruz dedi

harun abiyi görünce bu kadar sevineceğim hiç aklıma gelmezdi.

-misafiri göndereyim gideriz abi dedim harun abiye

• nereye gidiyorsunuz diye lafa girdi ebru

-köye gidecez

• niçin

-çantaları okula bırakacaz dedim

çantalara baktı

bana baktı çantalara baktı.

bu arada harun abi konuşmaya devam ediyor.

-iyi doldurmuşsunuz valla içini baya ağır bunlar.

bu kadar çeşit defter kullanıyor mu bu çocuklar yaa dedi.

kız anladı olayı

• ben gideyim artık dönünce mutlaka haber ver kelebek dedi.

harun abi çaktı davayı

korktuğum başıma gelmedi beyler

benim korkum korku demeyelim de endişem

ebruya direkt olarak gidip

kızım bak o kumar parası ile öğrencilere bişey aldık

hayır yapıyoruz dedikten sonra

yaptığın hayır ile böbürlenme derse sıçmış olmaktı

ama harun abinin gelip durumu 3. ağızdan açıklamış olması

olayı daha doğaçlama hale getirdiği için

son saniye 3lüğü kadar değerliydi

-ben mi sürsem acaba daha hızlı döneriz dedim bin mod on'a geçerek

• sakın haa diyerek kızmış ve endişeli yüzünü

-zaten gazla freni hep karıştırım diyerek gülümsettim

güldü

bana baktı

sarılası var gibiydi ama yeltenmedi

bizde aldık malzemeyi.

bastık dolmuşun içine 45 dakika mesafede olan köye gittik.

önce dedemin yanına gidip birer çay içtik yemek yedik.

tesbih beğendiremedim dedeme ama

yaptığımızı o da takdir ettiği için istemedi de zaten

dedemlere öğretmenler de geldi.

bizim bırakıp alanyaya bir an önce dönmemiz gerektiğini söyledik

köyden 3 4 kişi daha bulup okula bıraktık malzemeleri

ve geri döndük

kumar bırakıldı beyler

muhtemelen ebru sayesinde 54 çocuk ertesi gün sevindirilecekti.

günah çıkartmış gibi temizlenmiş hissediyordum kendimi.

ebru affetmese bile büyük bir huzurdu aslında

benim için her yıl geleneksel hale gelmiş bir huzur da diyebiliriz

diğer esnaflar tarafından takdir topladık.

en önemlisi ebru dönüşte bana mutlaka haber ver demişti.

daha gelmeden yolda yazdım

-mesajı 10 dakikaya merkezdeyim diye.

• bende evden çıkıyorum çok yorgun değilsen falan yere gelir misin diye sorup

haa fren en ortadaki bu arada diye maytabını da geçti.



dediği yere gittim.

hemen hemen aynı zamanda geldik.

geldi direk sarıldı bana sıkıca

içim titredi

ayakların spagetti gibi birbirine dolanıyor amk

dizlerimde trabzon sporlu giray tarafından sert bir faule maruz kalmışcasına derman kesildi.

bi an acaba futbol hayatım bitti mi acaba dedim.

demedim tabi lan şaka amk.

bi andan sonrasını gereksiz okudunuz

bende ona sıkıca sarıldım.

bir müddet öyle kaldık

ben o müddeti sabaha kadar yayacak kadar mutluydum

boyu da benden 10 cm civarı kücük olduğu için

saçlarının mis kokusunu rahatça içime çekebiliyordum omzuma yasladığı başından

durup durup sıkıca sarılıyordu.,

-yarın karnın acıkır mı ki senin dedim

omzumdayken göremediğim yüzünün gülümsediğini farkettim

• oynamıyacaksın dimi bi daha dedi

-futbol benim hayatım ama

• yaa kumardan bahsediyorum

hafiften sarılmaya ara verip

yarım sarılmış halde gözlerine bakarak

-söz dedim.

ben derken o da benim gözlerime bakıyordu

biraz daha öyle kalsak kesin gözleri kapayıp dalacaktım dudaklarına ama

• çok sevindim deyip sarıldı yine

sonra yürümeye başladık yan yana

elimi eline atacam ama elim ayağım tutmuyor ki amk heyecandan.

erkek kardeşinin durumunu sordum laf olsun diye

anlattı

anlattı da ben dinlemiyorum.

kulağımı veremiyorum.

inanın ne dedi hala hatırlamıyorum.

nasılmış kardeşim dese cevap yok

-yarın dedim yemek dedim.

• tamam dedi öğlen e randevuyu aldım kızdan.

şimdi çıkıyormuyduk lan biz.

zaten bu çıkma olayını da çözmüş değilim.

kıza direk benimle çıkarmısın denir mi amk.

*ama ben ısmarlarım sen paranın hepsini harcamışsın anlaşılan dedi.

-olmaz ben bi koşu kahveye gider yine üterim onların parasını

ters ters baktı ve ilk aptal kelimesini orda kullandı gülerek.

bas baya samimi olmaya başlamıştık.

• ben ısmarlamazsam gelmem dedi.

-bende turist kızlarla giderim yemeğe o zaman deim

ikinci aptal da duyuldu.

• kızları da getir dörtleriz kaybeden ısmarlar o zaman dedi.

kız hiç bi lafın altında kalmıyor ki

bu konuşmalar geçerken karnımın içinde gülme krizleri oluyor ama

gülmüyorum zor tutuyorum kendimi

sinirlendirmek hoşuma gidiyordu.

ama asıl hoşuma giden şaka yapıyor olduğumu anlamasıydı

başka bi kıza desen

gibtir git tak ye der

demez mi?

demeyedebilir abartmayayım ama kezbanlık çok revaçta bu aralar

-teke tek oynayalım hep sen kazan dedim.

• ikimiz oynayıp ikimiz kazanacağımız başka bi önerin yok mu dedi.[aşk]

-var ama oluşum içinde henüz galiba dedim.

sessizlik oldu

suratlar kırmızımsı al'a çalmış utangaç

gözler nazlı bakacak yer arar

yar halimden anla

bir gönlüm var zaptolmaz

sana kaçar, sana koşar

ozan böyle olunuyor demek ki

allahtan sesim kötü ve flüt bile çalamıyorum

-ne kadar vaktin var dedim.

• max 30 dakika. dedi

-30 dakika da ne yapılabilir ki dedim

göz göze geldik bir an bunu derken..

oldukça yakındık birbirimize nefesler tutuldu.

hazırmıydık acaba?

birbirimizin gözlerinde bu sorunun cevabını arayarak bakarken...

öpüşme için ortam hazırdı.

şartlar müsaitti.

tek yapılması gereken gözleri kısarak bi kaç mm yanaşmaktı.

öyle de yaptım ama o gözleri aşşağı kaçırarak boynunu aşşağı büktü.

ofsayt bu işte amk

gole giden forveti ancak düdük durdurur

düdük ebru

konuşmadan şimdi olmaz dedi bir nevi.

çok da üzüldüğüm söylenemez

ilk bi kaç saniye üzüldüm evet.

ama sonra takdir bile ettim denilebilir.

çünkü maç daha bitmemişti gençler

turist kızlarla aynı geceye çık konuş öpüş gibişi sığdırdıktan sonra

ebruyla olayların biraz daha yavaş gelişmesi daha çekici geliyordu bile diyebilirim.



• ben gideyim artık dedi.

fazla da zorlamak olmazdı.

tamam dı amk işte.

ben yaşamak istediğim duyguların aslında bunlar olduğunu hissediyordum

bi kız bana değer veriyor

hemde benim de ona değer verdiğim birisi.

yanımdayken heyecanlandırıyordu beni

illaki tuttuğun karıyı gibmek mi amk olay??



o ben gideyim artık dediği zaman durdum.

180 derece geri dönerek evleri istikamine doğru

hiç bişey demeden yürümeye devam ettim.

orda ayrılalım istemedim aslında.

en azından ben burdan gideyim sen kal demesin diye

yürüyordum

o ben ani dönüş yaptığım için biraz geri de kaldı

farkı da bi kaç büyük adımla kapattı

konuşmaz ama yürür halde

evleri mahaline girdiğimizde

durdum..

-ben bu yoldan gideyim

tehlikeli bölgede olabileceğimizi düşünüp kızı zor durumda bırakmamak adına sarılma girişiminde bulunmadım.

ama içimde kalacağını bildiğim için

-bir sarılma alacaklıyım dedim. etrafa bakarak burda da kucaklanılmaz ki dercesine.

o bana sarıldı.

• tamam alacağın devam etsin dedi. hafif bi gülümseme ve sevgi dolu olduğunu sandığım bakışlarıyla.

döndü, gitti.

ve yola koyuldum

eve gelmeme yakın bi mesaj geldi

• sana borçlu olmak güzel sey yazıyordu.

-esas güzel olan senin hayatımda olman dedim.

dedimde sanki biraz erken demişim hissine kapılmama sebeb olan bi durum oldu.

mesaja cevap da gelmeyince

hissiyatımın ne kadar yerinde olduğunu farkettim

erken miydi lan binler.

ben aslında ona

-tüm kalbimi çok yüksek faizle sana versem

ömür boyu ödeyemesen demek istercesine doluydum ona karşı duygusal bağlamda.

acaba ertesi günki yemeği de riske mi atmıştık korkusuyla yattım.

bu arada beni tükürüklü şamar manyağı yapan binten de haber yoktu.

aklımın bir kenarında o da vardı hep

daha bi de onunla uğraşacaktık amk.

geçen süre zarfında hiç görememiştim onu.

gebermiş miydi lan yoksa keşke amk. nerde??

yarın ola hayrola

sabah kalktığımda 1 mesaj alındı yazıyordu



• konuşmamız lazım diyordu mesajında ebru

mesajı gönderme vakti oldukça geçti.

yine bi takluk mu çıkmıştı amk.

ne güzel sevgili olma yolunda ilerliyorduk.

-ne zaman istersen

• yemek konuşmamız için bahane olsun dedi.

-konuyu sorsam

• sabretsen

ne denir amk. bekle diyor işte.

karnımda sancılarla yemeği bekledim.

adamın aklına binbir türlü şey geliyor amk.

yemek vakti geldi. restoran dışında bekledim.

beraber restoranın üst katına çıkacakken tahmin edin gözüm kime takıldı

şamarcı bine

bize bakıyor ama özellikle bana hemde ne bakış amk.

kızın haberi yok tabi

bilmiyor ki amk olayları.

kızın bu binten haberi bile yok.

kendi başına aşık olmuş beynine gibtiğim.

kız önde yürüyor üst kata doğru

bin bana bakıyor.

off amk offfff

çıkmasam ebru ile

• hadi ne oldu diyecek

gitsem ayrı dert

bak şimdi ebru şu karşıdaki bin beni seninle konuşmama konusunda uyarmıştı mı diyecekttim??

denmez tabi

zamanlamanı gibeyim baht.

amk zaten kızla konuşacaklarımız kapalı kutu.

bu yüzden zaten tedirginim

bir de kan davasına sürüklenen bir şamarcı ilişkisi istemiyordum ki

anlayacağınız önümde bir yannan vardı beyler.

o yarrağa yan mı basıcaktık

yoksa zütümüze mi kaçacaktı orası meçhuldu

ama benim yaptığım düpedüz

yarrağa donsuz koşmaktı

çıktım yukarı ama çıkarken bin hala bana bakıyor amk.

şimdi bile hatırlıyorum o suratının halini.

sanki sülalesine orgy yapmışım.

beni gibecek ama gibsede hırsını alamayacak gibi.

şamarcı gibicem olm seni dercesine bakar gözleri arasında

yukarı çıktık

masaya oturduk

moral motivasyon durumum

lig şampiyonluğum şüpheli(ebru)

türkiye kupasından eleneceğim garanti gibi

durumumu az çok tahmin edebiliyorsunuz.

derkan garson menüyle geldi.

ne yer ne içer faslını aynısından bende ile geçiştirdim.

açlık maçlık kalmadı bende

garson gitti.

ve kaldık mı masada yalnız.

o bini görmemiş olsaydım çok büyük bir heyecanla hemen sorardım ne konuşacağız diye.

ama aklım bölündü

yarısı bende yok

bende bu durumda sessiz kaldım ilk konuşsun diye

zira ikinci bir şok için hazır değildim.

• durgunsun diyerek söze girdi.

-uslu çocuk olmaya karar verdim

• bak şimdi uslu çocuk

çok heyecansız baktım.

sanki çok hastaydım da doktor öleceğimi söylemek üzereydi.

• nasıl anlatsam bilmiyorum dedi.

ama lafları duyduktan sonra bana hiç öyle gelmedi.

bas baya çalışılmıştı ne söyleneceğine

-öğrenince anlat o zaman

• korkuyorum

-bende dedim

ama muhtemelen farklı şeylerden korkuyorduk.

*dün gece birşeyin farkına vardım kelebek

senin hakkında nerdeyse hiçbirşey bilmiyor olmama rağmen

hiç hazır olmama rağmen

bazı duyguların kontrol dışına çıktığını farkettim

discoda ilk seni gördüğüm zaman

bana bira ısmarlamak isteyen

çok sarhoş birisinin üstesinden gelebileceğimi düşünerek

kabul etmiştim

o yüzden di belki de seninle dalga geçişim

haline gülüşüm

hani sigaraya başlama derler

sen denersin iradem sağlamdır benim

bir tane daha içsem de bırakırım dersin

içersin umursamazsın bi tane daha yakarsın

bi tane daha derken

bırakıp bırakamayacağından emin olmadığın bir döneme gelirsin ya

öyle bişeyler işte

biraz daha açık konuşmak gerekirse yolda önümden geçsen

dönüp tekrar bakacağım biri değilsin

ama zaman işte. yada alışmak bilemiyorum

toprakla su savaşırsa

balçık olur her yer

kazanan ya çöl olur ya da göl



dur yaa dur amk.

bi nefes al ebru

dönem ödevi gibi çalışmışsın amk.

gece boyunca bunları mı yazdın sen

dur beynim gibişti

ne diyon amk sen

zaten bağlanmışım amk sana

bi de bu kadar ilgi çekici olup daha fazla acı çektirme

olmayacaksa gibtir et gideyim

karnım da hiç aç değil zaten

bu kadar zor cümleler kurma.

diye düşünürken yemek geldi

yemek yiyeceğimize göre

ebru da konuşmaya erken başladığına göre

belli ki daha anlatıcak şeyleri vardı

ben ebrunun anlattıklarını anlamlandırmaya çalışırken

gönül bağımın bana verdiği heyecandan dolayı

elimi kolumu koyucak yeri şaşırmıştım amk

bu yüzden yemeğin gelmesi

bi el çatal bi el bıçak derken

meşgale sahibi ellerim vardı artık

yemek esnasında ben sessizliğimi korurken

ebru konuşmaya devam etti

• öyle oldu işte, alıştım sana ama

daha fazlası için hazır olduğumu bilmiyorum

lütfen yanlış anlama

ama sanırım bir soluğa ihtiyacım var.

sindirelim iyice seyrek olmasın bazı şeyler.

deyip yanlış anlama lütfen diye tekrarladı.

eh amk.bi tak anlamadım ki yanlış anlayayım.

ne diyon şimdi sen

beynimde bir muhakeme kurayım yavaştan

niçin bir soluk istiyor olabilirsin ki

tamam senden hoşlanıyorum kelebek ama beni gibip bırakmandan korkuyorum demek mi bu?

yoksa bi anlık gaza geldim sonra senle çıkmanın yanlış olduğunu düşünüp başlamadan ayrılmaya mı karar verdin.

ne olursa olsun

benim kadar hazır değildi sevgili olmak için

en azından şimdilik.

ben yanlış mı anlıyordum??

karşımdaki kız yani ebru

höst ulan ben seni sevdiysem sende beni seviceksin

gibmişim soluğunu hadi devam

sevmeye sevilmeye denilebilecek bir kız değildi

ee zaten ben ebru ile aşk olabileceğine şüphe ile bakan birisi değil miydim?

ve bu şüphelerin hepsi

onun benim gibi bir adamı sevmiyeceği değil miydi?

ne gerek vardı zorlamaya

kız kibarca olmaz bu iş diyordu

şamarımı tükürükleyip ben de ona vursam

arkasından küfür ettiğim şamarcıdan ne farkım kalırdı ki?



-gideyim mi dedim?

• ooo yanlış anlamışsın bile ben sadece korkuyorum

biraz sakin düşünmeye ihtiyacım var demek istiyorum kelebek dedi

beyler kız benden anladığım kadarı ile zaman istiyordu

ben tabi alışmışım turist kızlarla nefessiz soluksuz durmaksızın

sevişip postalamaya

gerçek hayatın uzunluğundan daha çok

haftaların ve günlerin çabuk geçmesine isyan haldeyim

alışmışım bir an önce ayarlayıp sevip sevdirmeye

bir türk kızı benden zaman isteyince

filmlerde veya okuldaki diğer sevgili olan kişilerde duyduğum

ve bana her zaman çok saçma gelmiş bu olaya da alışmam gerektiğini farkettim

-ebru zaman mı istiyorsun

• bir nevi

-beni nerede indireceksin yada nerde bekleyeyim

• nasıl yani

-sen sakin sakin düşünürken ben nerede durayım adres ver dünyanda bana

• adres olarak gönlüme farklı aklıma farklı mekanların var kelebek

sandalyeyi geriye itip ayağa kalktım yavaşca

-gönlün aklını kandırabilirse sen benim adresimi biliyorsun

döndüm alt kata indim.

beyler utanmasam anasını gibim hüngür hüngür ağlayacaktım

gözlerim dolmuştu bile

merdivenlerden inerken iki elimin tersiyle makyajımı tazeledim.

alt katta hesabı ödeyip dışarı çıktım

şamarcı binin beni dışarıda bir yerlerde bekliyor olma ihtimali çok yüksekti.

ama gibimde bile değildi amk.

kralı gelsin direk nakavt edecek gerginlik vardı üzerimde

mutlaka boş boş yürüyüp ne tak yiyeceğinizi bilemediğiniz

nereye gideceğinizi ayaklarınızın belirleyeceği zamanlar olmuştur sizde de.

olmadıysa da bu duyguyu da anlamayıverin amk.

çünkü bana öyle oldu

nereye gideceğimi bilemeden

ebrunun kayıp adresinde kayboldum

yolumu bulurdum ama

mutluluğumun adresini sanırım sadece ebru biliyordu



telefona bakıyorum ulan bişey yazarmı vicdansız diye yok

sağa sola bakıyorum

şu bin nerde gelsin adam akıllı komaya soksun beni

gidip serumla yaşayayım biraz diye yok

gidecek bir yer arıyorum ama

içimdeki çöküşe üff diyecek bir rüzgar esmiyor amk alanyasında

geri gidip manyak mısın olm git konuş kızla ben sensiz yapamam de

yalvar amk dayanamazsın diyorum bu acıya

ama ayaklarımın inadından vazgeçeceği yok.

yok oğlu yok amk.

eve gittim uyudum beyler.

akşam 8 gibi kalktım

zütüm kaşınıyormuşcasına en azından o bini aradan çıkarayım dedim

bilardo salonuna gittim

orda cengaver.

o bana hiç birşey demeden ben onun yanına gidip

-biraz konuşabilir miyiz dedim

şimdi düşünüyorum da kibar konuşmuşum

belki konuşarak halledebiliriz

bizi iki çay abi dedim.

masaya oturdum

karşıma geçti,o da oturdu.

-anlat bakalım babayiğit dedi.

-bak arkadaşım ben alanyalıyım

yani tek tanıdığım sen ile ebru değil burda

benimde bir çevrem benimde tanıdıklarım

benimde daha önce adam dövmüş tanıdıklarım var

bu bilardo salonunda sen ne kadar adam tanıyorsan bende en az o kadar tanıyorum

geçen gün geldin

adam akılı tokatladın beni sesimi çıkarmadım.

ben bunları anlatırken beni dinliyor ama hiç gibine takmazmış gibi dinliyor beyler.

-kimseye gidip de bu bana böyle böyle yaptı demedim

seni bir yerde tek başına başkalarıyla sıkıştırmaya çalışmadım

ki teke tek karşılaşsak dayak yesem bile en azından

o günden kalan hıncımın bir kısmını çıkaracak kadar zarar veririm sana

buraya geldim ne elimde bıçak ne de yanımda adam var

bana o gün kızla görüşme dedin mi?dedin

peki ben görüştüm mü?

hemde hergün

buyur şimdi seni dinliyorum dedim.



biraz baktı bana düşünüyor gibiydi.

derken masanın karşısından o tokatı nasıl çıkardı suratıma hala anlayamadım.

ben ne oluyor amk. diye olayın şokundayken

hemen kahveci geldi masaya

-bi durum mu var lan?ne tak yiyonuz olm dedi

-yok abi şakalaşıyoruz bişey yok dedim

-abi sen bize iki çay daha ver dedi bin.

hay çayını gibeyim senin o tokat neyin nesiydi amın oğlu madem

kahveci gitti.

-sende beni dinle dedi. bin ve devam etti

bak olm. senin gibi çok bin gibtim ben zamanında

suratındaki bi kaç tane izi gösterek.

-bak hepsini bana karşılık verdikleri için oldu.

dıbına soktumun korkağı,

geçen seni tokatlarken neden dayılanmıyordun da şimdi mi bana artislik yapıyorsun

karşılık vermediğin içi daha çok sinirlendim sana züt.

ne biçim delikanlısın lan sen

yavşak madem kızı seviyorsun oraya buraya zütürüyon

onun için kavga edemeyeceksen gibtir git mundar etme bari kızı dedi.

doğrı söylüyordu lan. devam etti

-yok onu tanıyormuş yok bunu tanıyormuş gibimde mi olm kimsin sen yarram

biz bilmiyoz mu amk.o kızın bana bakmayacağını

seni tokatlarken karşılık versen

kız mevsunu sana söylemezdim bile

ulan delikanlı çocuk bırak sevsin diye

zaten kızla denk olsak gider basardım teklifi

peşinden deli gibi koşardım

bırakmazdım

ama sen kimsin amk.ne ayaksın çıkıyonuz mu kızla seviyonuz mu olm birbirinizi

senin duygunu gibeyim kız seni seviyor mu sen onu söyle bana dedi.



ne diyeyim lan şimdi seviyor mu kız beni.

bu soruya cevap var mı verebileceğim

-evet dedim ama emin olmadan söylediğim için biraz seyrek çıktı sesim

bi tane daha patlattı tokat.

kan beynime sıçradı.

amk. huur çocuğuna bak vuruyor yaa.

masanın ortasına doğru eğilerek yanaştım.

-sana burda karşılık vermeyecem elimden alırlar hıncımı alamam

dışarı gel zütün yiyorsa seni manşet yapayım alanyaya dedim

kalktım dışarı çıktım.

elim ayağım titriyor

korkudan değil ama sinirden.

ters elle 31 çekmek gibi

çakmağı elime yakıştıramadım

sigara bitti gelen yok

az daha bekledim yine gelen yok

girdim içeri tekrar.

tahmin edin ne yapıyor yavşak

oturmuş adamlarla eşli batak oynuyor.

sanki dalga geçiyor amk.

batak oynuyor yaa.

geçtim karşısına ellerimi kaldırarak ne oldu der gibi yaptım.

yanınds sineklerin oturduğu sandalyenin birini çekerek

gel otur işaret yaptı.

sinirden bi yer kırıcam orası kesin

oturdum yanına sakince

-ne güzel posta koyuyon lan bin

bu sözlerini kullanırım ben başkalarını dövmeden önce dedi

ama derken pis pis sırıtıyor muallak.

bu arada ihaleyi de o almış.

-hasta mısın aga sen dedim.

-sokacam senin açacağın kağıtlara diye eşine kızıyor

ben gibinde değilim herifin

-dur amk battık zaten diyor bana da.

gülsen gülünmez sövsen sövülmez.

topluma zarar amın oğlu tam boğazlamalık bin



-batağına ben sokacam şimdi.

şu olayı çözelim ben gidecem dedim.

ben onun suratına bakıyorum.

o elim iyi diye eşine kaş göz işareti yapıyor

gir ihaleye diye

bana döndü tekrar eşi ihaleyi alınca

hani severek vurma varya çocuklara yavaşca acıtmadan üst üste iki üç kere tokat

ondan yaptı bana.

anasını gibeyim dalacam ama zor tutuyorum kendimi. mekan içindeyiz diye

-git ne yannanımı yersen ye.gibimde bile değilsin amk. dedi

-gel çıkalım şu işi halledelim ama kaşıntımdan diyorum çıksalar giberler beni gömerler oraya biyere

yanındaki lavuklar da bana ters ters bakıyor bu arada.

ama tanıyorum ikisini.

-olm gibtir git dürtecem zütüne başına bıçağı suratına bakılmaz hale getirecem seni

sonra kızı da başkası alacak gibtir git ne tak yersen ye diyom hala kaşınıyorsun

bi oyun oynatmadın amk. dedi

gözüme hoş göründü lan çocuk birden

patlatmak istediğim elmacık kemiğine tekamül eden

yanak kemiğinden öpesim geldi

en azından bir makas almalıydım diye hissediyordum

ama ben mesajımı aldım.

içimde bi rahatlama oldu

onu halletmiş gibiydik

artık ebruyla aramızda olmayacaktı ama

ebruyla aramız??

bi ara olduğu kesin di ama uzak mı yakın mı bilene aşk olsun

mekandan ayrıldım.

bi kulağım la bi gözüm hep telefondaydı.

acaba bi mesaj gelir mi?

bir kere arar mı??

çaldırmasına bile razıydım

tam iki hafta hiç bişey gelmedi beyler

ses soluk yok

o iki haftayı bana sorun amk.

iki hafta onsuz geçmişti.

işten yemekten yatmaktan hatta gülmekten bile zevk alamadığım bir iki hafta olmuştu.

umudum gün geçtikçe eriyor.

ama içimden sürekli hadi çık gel artık diyordum

ama bende kalkıp gitmiştim masadan

bi nevi onu orda öyle bırakıp gitmiştim

belki bana daha diyecekleri vardı

günlerce bunları düşündüm hep

hatayı yapmakta olan belki de bendim

sonra o gün geldi.