/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 226.
    0
    deli gibi sevdiğim kızın bana nefretle bakan gözleri vardı artık
    bitmişmiydi lan herşey
    bu muydu amk
    yemediğimiz bir yannantan dolayı
    zütümüze mi kaçacaktı ayrılık gibi
    ben kös kös otururken ebru da yüklendikçe yükleniyordu
    • bana tutamayağın sözler neden verdindedi
    -tuttum ben sözümü ebru dedim
    daha çok kızdı
    • başkasının koynuna yatarak mı tutuluyor artık sözler artık dedi
    bişey demedim
    amk çok pis yakalanmışız
    bi karının evine girerken görüncen sonra
    -valla bişey yapmadık kim inanır amk
    ona da bakmıyordum zaten
    -tamam kelebek haklısın sende haklısın demekki ben sana yeterince iyi sevgili olmadım.
    sende hata aramıyorum artık
    her istediğini yaptım ama demekki yeterli değilmiş
    ne istediysen verdim
    hatta istemediklerini bile verdim
    tek elif olduguna da inandıramazsın artık beni
    tek bir sorum var neyi ekgib yaptım onu söyle bari lütfen dedi
    kafamı hafifçe ona çevirdiğimde gözlerinin yaşlı oldugunu gördüm
    böyle bir acı böyle bir çaresizliğin tarifi yok
    birazdan asılmayı bekleyen idam mahkumu gibiydim
    sevdiğim onsuz yaşayamayacagımı bildiğim kız muhtemelen gibtir git diyecekti bana
    yine diyecek birşey bulamadım
    ne dersem diyeyim inanmayacagı belliydi
    kafasında ben ile elifi aynı yataga koymuş
    yapılabilecek çok fazla şey yoktu
    ben konuşmayınca daha da ağlaması arttı
    • konuşsana sinir etme adamı dedi
    -o gece o eve gittim deli gibi seviştik sen hiç aklıma bile gelmedin
    onun yanındayken sana yazdığım mesajlarıda sen şüphelenme diye yazdım
    bunca yıl sana hep yalan söyledim
    tek elif değil onlarca kızla seni aldattım
    seni hiç sevmedim
    hiçte sevmeyeceğim dedim
    aptal aptal bana baktı ne diyecegini şaşırdı
    o şaşkınlıkla bana bakarken
    • tüm gücümü toplayıp sana bir kere vuracaktım acım azalsın diye ama onu bile haketmiyorsun
    erkek olsam bildiğim tüm küfürleri hakedecek
    durumdasın şu an gözümde yazıklar olsun sana dedi
    -ben duymak istediklerini anlattım ebru anlatacağım başka hiçbirşeye inanmayacaktın
    böyle olması gerekiyormuş kusura bakma dedim
    cebimden istanbul biletini çıkarıp yırttım gözünün önünde
    çevreye saygısızlık ederek yere attım bütün parçalarını
    -artık gidecek yerim bile yok dedim
    • istedigin yere git bundan sonra beni ilgilendirmiyor dedi
    kalktı parmağındaki yüzükleri çıkardı oturdugum yere bıraktı
    yürümeye başladı
    ben oturdum kaldım
    gidiyordu resmen
    -son birşey rica edebilir miyim senden dedim
    durdu
    -son ricam olacak söz dedim
    gitmekle gitmemek arasında gidip geliyordu ama çaresiz bir şekilde sevdiğini bildiğim için en azından dinleyeceğini biliyordum ricamı
    • ne var dedi
    -bir arkadaşa telefon açmam lazım telefonunu kullanabilir miyim dedim
    • al senin olsun bana bundan sonra lazım olmayacak zaten diye zütüme bir iğne daha batırdı
    -hayır otur lütfen dedim
    oturmadı
    -lütfen dedim
    hiç konuşmadan oturdu
    biladere mesaj attım ebrunun telefonundan
    -bilader elif diye bir kız nosu olcak mesajları silmediysen vardır orda bu numaraya acil bir yolla dedim
    bir dakika sonra bilader numarayı gönderdi
    -bak ebru şimdi elifi arıyorum hiç sesini çıkarma ve sadece dinle dedim
    • sizin aşk konuşmalarınızı dinlemek istemiyorum dedi
    ama meraklıydı acaba ne konuşcaz diye
    belliydi gönlünün üzerine bir su serpilmesine ihtiyacı oldugu
    o kadar yılın hatrı vardı en azından
    elifi aradım
    cevap verince megafonu da açtım
    konuşmaları aynen yazıyorum
    -alo buyrun
    -merhaba elif ben kelebek nasılsın
    -iyiyim kelebek aramazsın sanıyordum sen nasılsın
    -bende iyiyim sağol
    -bu telefon kimin
    -benim yeni numaram elif askeriyeye sokmaya çalışacagım mesaj atarsın sokamazsam da istanbula gidinceye kadar mesajlaşırız olur mu dedim
    -tamam sağol dedi
    -ben kapatıyorum kendine iyi bak dedim
    -bişey sorcaktım sana dedi
    vay amk sonra sor başka zaman sor elife güvenip iş yaptık amk.ama gibe gibe
    -buyur elif dedim
    -o geceden sonra bir daha aramadın beni neden şimdi numaranı veriyorsun. dedi
    -otobüsüm kalkacak o geceyi de sebebini de mesajlaşarak konuşuruz dedim
    -tamam iyi yolculuklar dedi
    -sağol deyip kapattım

    elimi valize attım
    eş dost arkadaşların telefon numaralarının kayıtlı oldugu not defterini de ona verdim
    telefonu ebruya uzattım
    -artık kelebek sensin istedigin soruları ona sen sor kelebekmişsin gibi dedim
    • ben konuşmam dedi
    -bana inanmak hiçbirşey olmadıgını duymak istiyorsan sana birinci ağızdan şans verdim.
    istersen ona yazma
    ben günlerce sana tekrar tekrar ona dokunmadığımı bile anlatayım
    ama inanacaksan
    ha korkma benim ezberimde tek bir telefon numarası var o da seninkisi
    elifi arayıpta kendimi sana affetirecek sekilde konuşmasını rica etmem
    nasıl olsa biletimi de yırttım istedigin kadar beklerim sen bana inanıncaya kadar dedim
    hiç birşey diyemedi
    ne yapsam düşüncelerindeydi
    -gel beni otobüse bindir istanbula uğurla otobüste telefon kullanamam, zaten telefonum da yok
    5 saat gibi bir zamanın var şimdiden başla mesajlaşmaya
    istediğini sor, istersen fikir vereyim.
    ona blöfler yap acaba öpüşmesek miydi diye
    -bilmiyorum dedi
    biraz olsun inanmıştı ama şüpheyi kendisi geçirebilirdi ancak
    bende ona bu şansı verdim
    -tamam hadi gidiyoruz dedim
    -nereye dedi
    tuttum kolundan
    taksi cevirdim bir tane
    otogar dedim taksiciye
    -kelebek sen başla elifinle yazışmaya istersen dedim
    hiçbirşey bilmiyora benziyordu
    ben yanındayken yazmadı
    otogarda taksiden inerken
    • ben vereyim senin paran yoktur askersin sen dedi taksi parasını
    -ben veririm dedim
    herşey hala sevdiğine işaretti
    otogara gittim 10 dakika içinde kalkacak bir otobüs denk geldi
    bileti aldım
    otobüse valizi teslim ettim
    -bu yüzükler sende kalsın bişey yaptığıma inandığın cevaplar alırsan eliften,
    çöpe atarsın benim başka verecek kimsem olmaz çünkü senden başka dedim
    söyleyecek çok seyim vardı ama en lazımlarını söyledim sadece
    -çok şanslısın beni unutmak istersen sadece numaranı değiştirmen yeterli olacak
    yoksa hep arar dururum seni her boş vaktimde kendine iyi bak ebru dedim
    ve henüz 5 dakika olmasına rağmen otobüse bindim

    sarılmadık öpüşmedik
    güle güle bile demedi
    camdan ona bakmak istiyordum ama tutmakta zorlandığım gözyaşlarım dökülür de üzülür diye bakmadım
    el sallamak bekle beni sevdiğim senin için geri geleceğim demek isterdim ama kısmet olmadı
    sarılıp bir kez öpmek isterdim üzülme herşey geçecek buda bitecek demek isterdim
    ama otobüs kalktı gidiyordum artık
    sadece o eve gitmek beni bu kadar ağır cezalandırdı
    işin en kötü tarafı aşkımı elifin ellerine teslim etmiştim
    ben ne kadar anlatsamda ebru inanmayacaktı ama en azından şeytan da olsa elifden medet bekledim
    o yolculuk acaba mesajlaştılar mı?
    elif aptalca birşeyler yazdı mı diye düşünerek geçti
    en önemli soru ebru bana inanacak mıydı
    yolda bir kez mola verdik
    elifi aramak aklımdan geçti ama ararsam gerçekten bir huurluk yapıp beni ebrudan ayırma fırsatını ona vermemi degerlendirebilir diye yapmadım
    zaten inanın telefon numarasını da hatırlamıyordum
    ve istanbula geldim
    yannan giben kelebek antalya
    Tümünü Göster
    ···
  2. 227.
    0
    e 5 üzerinden küçükyalıda indim
    biraz yokuş tırmandıktan sonra
    kenan evren kışlasına girdim
    gerekli belgeler teslim edildikten sonra beni diger biriken askerlerle tabura zütürdüler
    tabura adım attım
    daha önce hiç görmediğim denizci kıyafetli askerler mi dersiniz
    mavi kamuflajlı havacılar mı dersiniz
    siyah bereli tankçılar mı dersiniz komando bereli askerler mi dersiniz
    sivil kıyafetlisi
    takım elbiselisi
    kirli sakallısı
    normal piyadesi ne ararsan var
    ne oluyor burda nasıl bir yer derken
    kayıt işlemim yapıldı
    bir koğuş gösterdiler
    birini yakalayıp
    -nasıl bir yer burası dedim
    -gibtir git la devrelerinle muhattap ol dedi
    devre kim amk
    sanki hepsiyle 10 yıldır arkadaşım söylesene işte pekekent bilmiyoz
    üst devre ne demek öğrendikten sonra
    baktım ortam çok tak beyler
    amk herkes bizim gelmemizi beklermiş gibi
    bi köşeye çekip makara yapıyorlar
    vay torunum gelmiş
    olm sen benim torunumun mezartaşının anasının konya tarafına düşüyon diyen mi dersin
    üst devrecilik oynamak adına
    rütbesi bile olmayan bildiğin er askerlerin
    şunu yapın lan
    burayı temizleyin amk emirleri mi dersin
    bildiğin tak bir ortam
    işin kötüsü taburda gerçekten ne tak döndüğünü
    taburun amacının ne olduğunu harbi harbi bilmeyen bir sürü de mal var
    ne onlara oranla büyük olan yaşıma saygıları var
    ne de bi kaç ay içinde çavuş olacak olmamdan korkan
    sen sen sen diyor dangalağın birisi
    haydi olm kelebek bulaşık yıkamaya
    sen sen sen diyor başka biri
    hadi olm kelebek mıntıkaya
    ne kadar tak iş varsa hepsi
    benim gibi yeni gelmiş devrelerde
    amk traş olmak için erkenden kalkmazsan
    gelen üst devre yer ver lan torun deyip seni bi kenara itiyor
    yüzümü görecek bi ayna görmeden traş olduğumu bilirim
    gün boyu süren tüm üst devre yavşaklıkları
    karı gibmeden onca geçen günün acısını
    alt devrelerde
    gece 12 de kaldırıp er-gazinosu yıkatma fantazisileri ile devam ediyordu
    mamafih(hele şükür bi cümle içersinde kullandım bu amk kelimesini)
    tüm bunlara rağmen zaman sandığımızdan daha hızlı geçiyordu
    her sabah mıntıkası biticek lan bu askerlik bak yine doğdu güneş
    ya da her yat iştiması
    vay amk bi gün daha bitti dedirtiyordu
    belki kafam hep karışıyordu geceleri
    özellikle gece yarıları
    kaç kaldı lan şimdi
    ayın kaçı ki bugün
    yazıcıya sorsam hesaplar mı?
    çok vardı lan daha
    harbiden çok vardı daha
    ne askerliğe alışabildim
    ne de ebrusuzluğa

    tam alışamamış ve daha ne tak olacağımız belli değilken
    diş ağrısı dayanılmaz bir hal aldı
    bi kaç askere sordum ne yapabilirim diye
    nöbetçi çavuşu bul nöbetçi komutana zütürsün ondan izin alıp revire gidin dedi bi tanesi
    dediklerini yaptım
    nöbetçi başçavusu bulduk
    nöbetçi çavuş komutana
    -bu askerin bir maruzatı varmış komutanım dedi
    -gelsin dedi
    tekmil verip yanına yaklaştım
    -dişim ağrıyor komutanım dedim
    bir tokat attı
    -geçti mi dedi
    -geçmedi komutanım dedim
    bir tane daha vurdu
    -geçti mi dedi
    baktım adam deli amk
    geçti desem yalan mı söylüyordun diye de döver bu manyak diye
    -geçmedi komutanım ded
    -gibtir git o zaman dedi
    -emredersiniz dedim
    dışarı çıktık nöbetçi çavuşla
    neye emredersiniz dediysem
    eh amk
    askeriyede yediğim ilk dayağa mı yanayım
    nerde ne tak yediğimi bilemediğime mi yanayım
    kızdan ayrılmanın keskin virajındayım ona mı yanayım
    dişim ağrıyor işte huur evladı komutan geçmedi ona mı yanayım
    akşam iştiması öncesi
    beni zorla tutup mıntıka yaptırdıklarına mı yanayım
    iştimada en az 200 tane çök kalk yaptırdıklarına mı yanayım
    yemekten sonra mutfaga gönderilip bulaşık yıkadığıma mı yanayım
    geri gelip duş bile alamadan yattıktan sonra gece ikide kaldırılıp diğer yeni gelmişlerle er erbaş gazinosu yıkadığıma mı yanayım
    birisini öldüresiye dövmek istediğim halde kimseye dokunamadığıma mı yanayım
    yanayım yanayım diye bi şarkı yok muydu amk
    bana yazmış adam resmen

    bu defa kaldıramadılar üstdevreler
    zaten uyumamıştım
    kendi kendime taku yedin olm kelebek bitmez bu askerlik demeye başladım
    rutin askeri işleri artık benden bir kaç ay önce askere gelmiş
    askerler yapıyordu
    benden yaşça küçük olanlar bile emir verme hakkına sahipti
    amam benim onu yap bunu yap burayı temizleye üzülecek kızacak duygularım kalmamıştı artık
    ben tüm duygumu ebrudan gelecek habere bağlamıştım
    bazen yerdeki bir izmariti faraş a süpürmek için
    dakikalarca zaman kaybediyordum
    aklımda hep ne oldu ne olcak sorusu vardı
    her boşlukta telefon kulubesine gidiyor ebruyu aramaya yelteniyordum ama
    tek bir şüphe her seferinde aramama engel oldu
    ya numarasını değiştirdiyse??
    değiştirmemiş olma umuduydu beni ayakta tutan
    bu umudu bir kaç numaraya bastıktan sonra duyabilme ihtimalim olan
    aradığınız numara kullanım dışıdı... diye bi cümle duyarım diye
    yapamadım
    aradığım kişinin bulmuş olduğum tek kişi olması umudu ile arayamadım
    gel dediler geldim git dediler gittim
    bir iş oldugu zaman el kaldırdım gönüllü yaptım
    boş boş oturup kara kara düşünmektense gibilmek daha hızlı geçiriyordu zamanı
    bu durum böyle fazla sürmedi
    insanlar benim gayri ihtiyari de olsa işten kaçmayacak birisi oldugumu farkettiği için bana fazla yüklenmediler
    daha çok isyan eden diger tertiplere iş buyurmaya başladılar
    ama dikkat ettikleri başka bir konu benim ilerde çavuş olup tüm bunların acısını çıkarabilme ihtimalim olmasıydı
    tüm devreler geldikten sonra
    taburdaki tüm yeni gelmiş askerleri topladıktan sonra
    bölüklere dagıtım seçmesi başladı

    ekşını ilk defa orda gördüm gençler
    karargah bölük komutanı
    kıdemli yüzbaşı ekşın x
    çok uzun olmayan boyu
    tombul ve aşırı sempatik suratı
    ve ses tonu ile farklı birisi olduğu çok belliydi
    o gün anladığım kadarı ile tek derdi
    tüm işler karargah bölüğünün üzerinde olmasına rağmen
    diğer bölük komutanları gerekenden çok fazla askeri
    kendi bölüklerine alıyor olmasıydı
    böylece ekşın'a yeterli asker kalmıyordu
    benim gibi yeni gelen herkesi topladılar
    terziler, berberler,eli klavye tutanlar kim ne yeteneği varsa sıraladı
    bazı amk denyoları ben kantinciyim komutanım bile dedi kantine gecebilmek için
    ama bu seçmelerde en önemli olan şey ehliyetti
    ehliyet sahiblerine özel ilgi gösterdiler
    boru değil adamların emekli paşa şoförü olma ihtimalleri var
    ben barmen oldugumu söylemedim
    çünkü subay astsubay gazinosunda komutanların dinlenme vakitlerinde
    onlara sürekli çay kahve doldurup hazır kıta beklemeyi zütüm yemedi
    zaten sürekli aptal aptal geziyorum
    Tümünü Göster
    ···
  3. 228.
    0
    -tamam gerisini anlatma belli ki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim deyip gitti mi diye ekledi
    -gitti komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
    -ama diyebildim sadece
    -dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin yeter dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
    kem küm ettim
    -dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
    -başka bir emriniz var mı dedim hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
    -nasıl olsa bu gece mutluluktan yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
    -emredersiniz dedim
    aşşağı indim ebruyu aradım
    onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
    insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
    yakılan diğer sigara
    hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
    koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
    ve sonrasıdır yalnızlık
    askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
    benim tek dostum ebruydu
    bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
    öyle de oldu
    mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
    işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
    bana aşkım diyordu aşkım

    konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
    ben de net bir şey söylemedim
    telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
    ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
    aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
    -gel dıbına çakim nerdesin dedi
    -emredin komutanım dedim
    -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
    gittim ikisinide buldum geldim
    bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
    askerleri getirdim
    içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
    hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
    olay şu
    bu iki salak aynı tertip
    hemde benim tertip
    birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar.
    sürekli beraber takılıyorlar.
    birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
    bir tanesinin annesi dul
    huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
    resmen düpedüz yatma teklif ediyor
    sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
    annesi sapıktır diye kaile almıyor
    ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
    dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
    ve bu durumu oğluna anlatıyor
    çocuk deliriyor
    ama huur çocugu nöbette oldugu için
    o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
    hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
    asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
    bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
    telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
    astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
    rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
    astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
    ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
    birbirlerini gece öldürmesinler diye
    ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
    arkalarından da evrakları gönderildi
    artık ne tak yediler bilmiyorum

    herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
    herkesin kitabının adı da aynıdır kader
    ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
    siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
    bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
    bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
    hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
    tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
    ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
    yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
    gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
    büyük annemi kaybettiğim o günlerde
    ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
    kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
    hepsinde de yanıldı
    oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
    ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
    acı bir tecrübe ile verdi hayat
    ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
    bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
    bir kişiye değişilmişti
    kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
    yaşlanmış bedenine mi üzülsün
    geri gelmeyecek yıllarına mı
    vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
    nur içinde yat..
    çok geç belki ama gerçekten nur içinde yat
    yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
    verilen cevap çok manidar beyler
    1 mayıs 2005
    yani doğum günüm
    aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
    bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
    ama hiç izin kullanmazsam
    kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
    kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
    kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
    ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
    ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
    diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
    bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
    bazen bana soruyor
    bana garip cezalar verip eğleniyordu
    amacı tabiki de benimle dalga geçmek
    bir askeri aşşağılamaktan çok
    gün içinde biriken stresini benimle azaltmaktı
    bunda benim de payım çok yüksekti
    çünkü diğer komutanlar dahil ona selam vermekten bile korkarken
    benimle normal bir şekilde konuşup
    benim de konuşmam için dinliyordu
    aslında ondan korkanların çok büyük kaybı vardı
    yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
    -al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
    -emredersiniz dedim elime aldım telefonu 3 saniye bile geçmedi
    -vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
    birini acil araman gerekirse benim telefonumu kullanabilirsin kelebek diye de ekledi
    günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
    3 üncü hafta yalvarmalarım artınca ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
    -karaköyde(genel ev) nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi

    izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
    kiminle geleceğini sordum
    annem babam ve kardeşim dedi
    o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
    cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
    ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
    her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
    benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
    -dıbına çakim senin defterin nerde dedi
    -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
    gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
    -dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
    -hayır komutanım var sağolun dedim
    işi gücü bıraktı
    -ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
    -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
    -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  4. 229.
    0
    senin amacın belli ebru
    denedin olmadı
    üzüntülerine dayanamadın ilişkinin
    tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle
    ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum
    buna inanıyorsan kendin tak
    hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var
    benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun
    hayır ebru bir kere söz verdim
    o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim
    bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil binler kızın evinde ne işin var beynini gibtiğimin kelebeği
    haksız mıydı peki ebru
    haklı oldugu yerler vardı
    kim olsa aynısını yapardı
    sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin
    daha önce söyledim ben affetmezdim
    o yine de şans verdi geldi
    gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı??
    benim aklıma başka birşey gelmiyor
    ama seviyorsa da güvensin
    güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın
    yüzükler bir süre bekledi masada
    bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı
    -takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim
    • git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi
    -hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim
    • biraz yürüyebilir miyiz dedi

    evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
    hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
    gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
    yüzükleri ben aldım elime
    kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
    çok istedim elinden tutmayı
    yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
    o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
    ben durdum o biraz yürümeye devam etti
    sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
    geri dönmedi
    ben yaklaştım
    bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
    sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
    ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
    kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
    sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
    aşşağı hiç bakmak istemiyordum
    ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
    kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
    hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
    o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
    beni yavaşça kendine döndürdü
    bakamadım ona
    alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
    • çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
    başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
    nemliydi gözleri ama gülüyordu
    -hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
    sonra ellerini havaya kaldırdı
    utangaç gülümsemesi ile
    • koltuk altın yırtılmış dedim
    dalga geçtiğimi anlayınca
    -peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
    ellerimle kendime çevirip
    bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı

    unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
    -zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
    • zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
    al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
    öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
    öpüşmeyi ön planda tutmadık
    bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
    ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
    ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
    yemek yemeye gittik bir yere
    sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
    onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
    ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
    vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
    kalkan vapurun denizden karadan ayrılırken
    bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
    aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
    bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
    vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
    düştük ekşın reyizin kucagına
    üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
    benden başka geç gelenlerde vardı
    ekşın akşam iştimasına geldi
    yoklamaları kontrol etti
    üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
    ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
    sadece 10 dakika verdi kamuflaj ve botları giymek için
    koştuk geri gelebilen geldi
    gelemeyenleri tespit etti
    biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
    herkesi yere yatırdı
    -dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
    mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
    herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
    -dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün üstün başın iyice kirlensin
    dirty sex fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana

    gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
    yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
    bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
    ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
    süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
    ve herkese tost ısmarladı kendi parası ile
    hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
    yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
    o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
    yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
    bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
    derken beklediğim soruyu sordu
    -anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
    -süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
    -gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
    yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
    -komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım
    beni bekleyenime kavuşamayacağım için
    lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
    merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra
    kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum
    aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
    hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum
    çünkü hayat disiplin ceza evine gitmeyi beklerken
    birden sizi sevdiğinize zütürebiliyor
    bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
    vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
    -dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
    -kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
    -bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
    -beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
    ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı
    hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
    ayakta durabilmek için
    bir adım attım onu gördükten sonra
    günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
    lakin gülmedi komutanım
    birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
    bu bir kötüye işaretti
    -ee dıbına çakim çok ekşın olmuş devam et dedi
    -oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
    askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
    ağaç'a neden selam verilir? mantık 0
    bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
    -içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
    -o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
    -taktın mı dedi
    -kendisi taktı komutanım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  5. 230.
    0
    astsubay emredersiniz deyip odadan çıktı
    herşey hazırlandı
    en son yine ekşının imzasına kaldı iş
    ben zütürdüm imzalatmaya
    imzaladı
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
    emredersiniz dedim
    gittim aşşagı
    yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
    bana koştu
    -olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi
    hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
    koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
    biraz daha durdum
    yanına gittim
    tekmil verdim
    -dıbına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
    -bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
    -sen dans etmeyi biliyon mu dıbına çakim dedi
    -turist kızları tavlamaya yeticek kadar komutanım dedim
    -hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim dıbına çakim dedi
    biliyorum ya taşşak geçtiğini
    geçsin amk
    makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk. şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim
    yok lan sövemezdim zütüm yemezdi amk
    -isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
    -gerek yok dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedim gittim
    amk ben bunlarla uğraşırken
    sürekli yanıma asker arkadaşlarım geliyor
    olm kelebek iyi misin?
    bi sıkıntın var mı?
    az kalmış askerliğine sabret diye tavsiye veriyor
    firarın ne kadar büyük cezası olduğunu anlatıyorlar
    tabi mal değilim amk anladım ekşının askerleri ağzımı aramak için gönderdiğini
    cuma geçti ses yok
    cumartesi zaten izin günü gelen yok
    pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
    beni gördü
    -disco da neden degilsin dıbına çakim arkadaşım sen dedi
    -bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
    -vay dıbına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
    emredersiniz dedim
    8 oldu ses yok
    8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
    9 oldu yine yok
    sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
    onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
    her saniye ona küfür ettim
    birden kapıyı açtı
    -dıbına çakim arkadaşım gel buraya dedi
    -emredin komutanım dedim
    -çarşı defterini getir dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    getirdim
    imzalarken
    -ben bu kadarla affediyorum o kızın evine gitmeni inşallah kız da affeder dedi
    elif tekrar ediyorum dıbına çakim senin.
    koştum üstümü değiştirdim
    nizamiyeden dışarı çıkıp
    ilk telefondan ebruyu aradım
    kadıköydeyim dedi
    bindim otobüse gittim yanına
    elinde hiç bişey yoktu
    bana verecek
    -ne vereceksin dedim
    • acelesi yok dedi
    zaten amk çarşıya çıktım çıkamadım stresliyim
    bi yandan gerginim ne tak olucak aramızda diye
    bi de tripler nazlar bazen usanıyor insan ama
    dıbına soktumun aşkından öyle hemen vazgeçilmiyor işte
    yanında çantası vardı
    ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
    -iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
    • teşekkür ederim yazdığın için dedi
    -okudun mu dedim
    • evet dedi
    -istediğin gibi olmuş mu?
    -hayır dedi
    bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
    onu biraz daha göreyim
    biraz daha sesini duyayım diye
    hiç konuşmak istemedim
    biraz daha bana baksın
    her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye
    sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
    bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
    bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
    • hazır mısın dedi
    neye bile diyemedim
    elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
    ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
    nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
    yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
    • kelebek dedi
    hep kullandığım efendim kelimesi
    bir türlü çıkmadı amk ağzımdan
    o halde ona bakamazkan
    • bana bak dedi
    sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
    parmağını uzattı
    • tak bir kez daha çıkarttırma dedi
    filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
    onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz gibsin
    haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
    bu arada sağol dıbına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.

    babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
    alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim dese bile
    her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
    içmiş olup olmadığı olur
    alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
    en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
    ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
    hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
    güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
    kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
    aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
    çekeceğiniz acılar daha da azalır
    sevdiğiniz kişi huur olmayabilir ama huur çoçukluğu yapmayacağı anldıbına gelmez
    siz birine deli gibi bağlanmışken
    geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
    aynı tepkiyi size vermemesini bile huurluk olarak algılarsınız
    yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
    zütünü sallayarak yürümesinden
    zütüne geçirdiklerine
    kiminle konuştuğundan
    kimin yanında olduğuna
    sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
    hepsini bende düşündüm
    ebru nerde ne yapıyor kiminle
    o ceyhun biniyle görüşüyor mu
    erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
    onlarda kaldıgı oluyor mu?
    evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
    hiçbirisini ona yansıtmadım
    sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
    ceyhunla sarılırken görmem
    o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
    sizce hayat bu kadar tesadüfi mi?
    çok acımasız değil mi ilişkiler
    kalbi kırılmasın diye içe atılan cümleler
    mutluluğun tadı kaçmasın diye
    değiştirilen konular
    aslında değiştirilen karakterlerden ibaretti

    ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
    hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
    hiç mi gidip dans etmedi?
    şimdi size bunları sordum
    bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
    sonuç ne peki?
    sadece şüphelendiğimizle kaldık
    gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
    onun için birşey yapmamı istedi
    sabahlara kadar uğraştım yazdım
    onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
    bu muydu yani
    hadi affetim tekrar tak barışalım
    aynı mı olacaktı herşey
    sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
    ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
    el ele gezelim sevgili olalım yine
    o kadar basit değil beyler
    benim hayatımda bu olayın
    yüzüğü tekrar taktım
    sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
    böyle bir anı istemiyordum
    -niye geri geldin dedim
    • sevinmedin mi dedi
    göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
    -sevindim geldiğine dedim
    parmağı hala havadaydı
    sadece yüzüklere baktım
    • takmayacak mısın dedi
    • önce biraz konuşalım dedim
    bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
    önceden ağlamış olmam
    yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim
    -sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın?
    bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin
    istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı
    ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum.
    hala güveniyorsan kendin tak
    söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim
    konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan
    -anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim
    • hazır olmasam buraya gelmezdim dedi
    -hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın
    Tümünü Göster
    ···
  6. 231.
    0
    *tamam dedi kapattık
    yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
    en azından küfür yoktu
    genelde şiirsel bir yazım dili vardı
    her satıra dayanan bir anı vardı.
    12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
    bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
    10 gün civarında hep ekgib bişey yazdım mı diye düşündüm
    ekşın kitabı istedi
    çünkü biliyordu uğraştığımı
    özel komutanım desemde
    -dıbına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
    çaresiz getirdim
    bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
    sonra yanına çağırdı
    -vay dıbına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
    durumu anlattım
    en baştan sona kadar
    inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
    -dıbına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın gibmişsindir sen o kızı dedi
    yapmadım etmedim desemde inandıramadım
    herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
    -komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
    o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
    emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
    tek tek kendisi zımbaladı
    -adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
    ekşın on numara adamdı beyler
    tanıdıkça çok sevilecek bir insan
    mükemmel ötesi komik ve zekiydi
    konuşma tarzı ve kelimeleri ard arda dizim şekli ve mimikleri ile sunuşu çok iyiydi ki
    dünya tarihini anlatsa sıkıılmadan dinlemeniz çok olasıydı
    eğitim timi bittiği için
    bende artık tüm zamanımı onunla geçiriyordum
    eğitim timindeki başarılı performansın
    ebruya yazdığım kitap
    ve kitapta yazdıklarımı beğenmesi
    ayrıca ondan ceza almamak için çok dikkatli oluşum
    ekşınla aramı iyice düzeltmişti
    eğitim timindeki diğer tertiplerle beraber artık bölüğe katıldığımız ilk sabah bize
    -dıbına çakim arkadaşlar rahatta dinleyin dedi ve devam etti
    -devlet bana yüzbaşı rütbesini uygun gördüğüne göre
    bir yüzbaşının tüm yetkilerini de aynı zamanda bana vermiş bulunmakta
    sizi cezalandırma yetkimin yanı sıra haftasonları çarşı iznine göndererek mükafatlandırma
    yetkisine de sahibim
    madem askerliğe geldiniz
    demek ki hiçbiriniz sakat değilsiniz
    hepiniz komando statüsündesiniz
    hafta içi 5 gün kışla koşusuna çıkıyorum(9km)
    benimle beraber haftada en az 3 kere koşan tüm arkadaşlarıma çift çarşı dıbına çakim
    ama hepiniz genç insanlarsınız
    ve sağlığın değerini hepinizin bildiğine inanarak bunları söylüyorum
    kimse ben koşuyorum diye beni mükafatlandırmıyor
    bence siz de çarşı için koşmamalısınız
    dıbına çakim kelebek hadi gidiyoruz dedi
    ilk gün herkes gaz geldi hurra tüm bölük koştuk
    ekşın aksiyonu çok bol bir insandı
    kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır
    sessiz olma komutu verir
    sessizce kuleye tırmanır uyuyan yada oturan nöbetçi askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
    silahı genelde bana verir ama koşu temposunu da düşürürdü geri kalmayayım diye
    daha sonra silahı yakalatan askerin taa bizim bölüğe kadar
    bir rütbeli ile gelmesi ve silahı teslim alması gerekirdi
    yine bölüğe hitaben
    -gördüğünüz gibi yine ekşınlı bir koşu geçti dıbına çakim
    az çok tahmin edersiniz ki silahını aldığım askerin bölük komutanı bu durumdan
    hiç hoşnut olmayacak ve bizim bölüğün sorumluluğunda olan kulenin açığını arayacaklardır
    böyle bir olayla karşıma gelirseniz
    ne yapacaklarımı kelebeğe sorabilirsiniz
    nerdeyse tüm fantazilerimi onun üzerinde denedim diyerek
    konuyu bana bağlar konuşmaya sert giriş komik çıkış yaparak
    çok açıklayı bir dille bölükteki askerleri uyarmış olurdu
    koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
    hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
    ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
    -dıbına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye gibtir ederken aynı anda döverdi de
    hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
    kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
    fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
    terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
    botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
    -dıbına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
    subay astsubay berberine
    -dıbına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
    benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
    ama bunları yaparken en çok kendisi eğlenirdi
    tüm bu ekşınların arasında ebruyu aradım
    -nasılsın
    • bilmiyorum
    -neden ne oldu
    • birisi kitap göndermiş
    -beklediğin birisi mi göndermiş
    • evet
    -demek birisi olacak kadar uzağım sana artık
    • sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman
    -arkadaş olarak sevdiğin birisi mi?
    • evet dedi
    taa amk o arkadaşlığın
    -tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
    • bu pazar çarşıya çıkacak mısın diye sordu
    -belli olmaz dedim
    nasıl belli olsun amk ekşın var
    • tamam çıkarsan görüşürüz dedi
    -ne görüşecez dedim
    • sana bişey vereceğim dedi
    -söyleyemez misin ne vereceğini
    • hayır pazar çıkarsan görüşürüz
    -tamam dedim
    ekşına gittim
    -bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
    sesim soluğum kesildi amk
    -haftaya çift çıkarsın dedi
    -komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
    -dıbına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım dıbına çakim göndermiyorum dedi
    -ebru gelecek komutanım dedim
    biraz yumuşar gibi oldu
    ve onun eline düşmüş olmamı
    onun için eğlenceli bir hale getirmek için
    her zaman yaptığı gibi
    ciddi görünümlü dalga geçmeye başladı
    -ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
    ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
    -emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
    -yok dıbına çakim dedi
    akşam defterleri imzalamaya zütürdüm
    bi kere daha sordum
    yine olmaz dedi
    ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
    inat ettim amk
    öğle yemeğinde yine sordum
    yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
    akşam oldu
    ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
    -çıkamazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
    iyice sinirlendirdi amk
    -o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
    beni bi güzel dövdü beyler
    -bana mı yapıyon dıbına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp gibe gibe yine yapacaksın dedi
    -razıyım komutanım dedim
    baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
    git bana astsubayı çagır dedi
    o geldi
    bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi
    Tümünü Göster
    ···
  7. 232.
    0
    hadi gül bi kere ebru
    bir gülümseme lütfen
    içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
    gülmedi beyler
    • merhaba dedi sadece
    sarılmadı bile
    oturduk kamelyaya
    -ben bişey içer misin diye sordum
    • hayır içmeyecem dedi
    -bişey yer misin dedim
    • hayır dedi
    -borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
    konuşmadı
    -kiminle geldin dedim
    • okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
    -gezmeye mi geldin?
    • evet istanbulu görmeye geldim
    -istanbulun bir parçası olduguma sevindim
    • sana birşey vermeye geldim dedi
    yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
    hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
    o modla
    -ne vereceksin dedim
    cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
    • bunu al dedi
    şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
    -karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
    • hayır , içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
    seneler geçirdik seninle kelebek
    her anını çok sevdim seninle olmanın
    dün gibi her saniyesi ezberimde
    hiç sana yanlış bişey yapmadım
    hep sana ait kaldım
    hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim
    ama hiç ikna olmadım
    hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim
    tabiki beni sevdiğini biliyorum yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğine
    burda mutlaka satıyorlardır
    bu parayı al git bir kalem bir defter al
    sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
    -anlamadım ki
    • ömürden gün azaltmak için mi?
    yoksa geçen ve geçecek ömrünün değerini bilerek mi yaşadın onu bilmek istiyorum
    -hayır dedim
    • kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun artık kelebek?
    -hayır
    • hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
    -hayır
    • o zaman ispatla kelebek
    -ne yapmamı istiyorsun anlamadım ki
    • beni sevdiğine inanmak istiyorum
    sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek
    uykular girmiyor,her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor
    sensizken bunlarla boğuşuyorum
    en az benim kadar beni seviyorsan
    her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi
    anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk.
    tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
    oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim
    bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
    -bu mu affetme sebebin olacak dedim
    • evet dedi
    -hala seni sevdiğime inandıramadım demek
    • inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek
    baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
    • uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
    -hani bazen bi yemek yersin ya ebru
    bişey ekgibtir içinde
    bilemezsin bir türlü ne olduğunu
    tuz değildir karabiber veya başka bir baharat da değildir aklına gelen
    ama bilirsin bir şeyin ekgib olduğunu
    sen mişsin
    ekgib olan
    ne zaman sensiz kalsam
    ne doyuyorum ne de tat alıyorum hayattan
    • yaz kelebek
    -çok seviyorum seni ebru
    öyle çok seviyorum ki
    senin aşktan beklentilerin bile az kalır yanında
    • seni sevdiğime pişman etme boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi.
    bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu?
    -tamam dedim
    ayağa kalktık ben sarıldım
    o da mecburen sarıldı ama
    mecburiyet gitti bir süre sonra
    ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
    gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
    -kendine iyi bak dedi
    döndü gitti
    peki nasıl yazacaktım her hatırayı
    bölüğe döndüm
    biladeri aradım
    şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
    (ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
    istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
    pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
    ne kadar dedi
    bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
    -dıbına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım gizli birlik burası dedi
    -okuyun komutanım dedim
    -begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam getir dıbına çakim dedi nizamiyeye ben haber veririm dedi
    plan şuydu beyler
    ben ne yazmışım mesaja
    o ne cevap vermiş olabilir
    mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup
    ebruya istediğini vermekti amaç
    gittim önce bir defter aldım
    deftere benim için ön hazırlık oldu
    ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
    tarih dizini olmadan
    çünkü ilk defa denize gittik
    nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neyden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
    düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
    ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
    onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
    yüksek sesle tekmiller verdim
    nizami bir asker oldum
    hiç kimseye bulaşmadım
    mıntıkalarda arazi olmadım
    ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
    bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
    sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
    ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
    aşkım demedim hiç bir cümlemde
    veya herhangi bir sevgi belirtisi
    defterler geldi
    ekşın reyiz e getirdim
    -dıbına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
    -alabilir miyim o zaman komutanım dedim
    -hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
    4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
    hergün alabilir miyim komutanım dedim
    -daha okumadım dıbına çakim arkadaşım dedi
    4üncü gün bana acımış olacak ki
    -al tamam gerek yok okumama dedi
    tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
    hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
    45 gün civarında sürdü yazmam
    cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
    bu sürede eğitim timi bitti
    berelerimizi taktık
    eğitim timinde ikinci oldum
    avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
    yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
    sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
    bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
    ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
    yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
    hep mutlu görünmeye çalıştım
    ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
    hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
    • beni hala seviyor musun kelebek dedi
    uzun zamandır bu soruyu bekliyordum beyler
    çünkü yazmak hakikaten zordu
    yazmak değil de onun beğenip beğenmeyeceğini kestirmek çok zordu
    şu soru müstahak oldu ona
    -sen beni seviyor musun?
    • önce ben sordum dedi
    -artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
    • tamam dedi
    -sen seviyor musun dedim
    • bilmiyorum dedi
    bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
    amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
    -öğrenince haber verirsin dedim
    Tümünü Göster
    ···
  8. 233.
    0
    ekşın hiçbirşey olmamış gibi yerine oturdu
    telefonunu kurcalamaya başladı
    biraz daha oturduktan sonra kalkıp kendi odasına geçti
    olası bir emrine karşı yine hazır beklerken
    -bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
    -tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
    -emredersiniz dedim
    koştum telefona
    ebruyu aradım
    öyle kolay da değil beyler kart dayanmıyor amk.
    o zamanlar masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
    -merhaba ebru nasılsın dedim
    • iyiyim sağol dedi
    -bende iyiyim sende sağol dedim
    • iyi dedi. sallamıyor anlayacağınız
    -sınavların nasıl geçiyor dedim
    • bitti alanyaya gideceğim dedi
    vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
    ama vatan bana ben ekşına emanet yardırıp duruyoruz
    -iyi yolculuklar dedim
    • aşkım demiyorsun artık dedi
    -anlamadım dedim
    • aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
    -lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
    çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
    aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
    başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
    duymak da acayip ediyor beni
    offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyor istanbulun
    • yok bişey neyse dedi
    -ne demiyorum sana dedim
    anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
    • sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
    -seni sevmek herşeye rağmen çok güzel ebru dedim
    bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
    durum nerden nereye gelmişti

    tüm bunlar elifin yüzünden olduğu için
    onu bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
    ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
    telefonu kapatmak istedi
    • neyse görüşürüz biraz işim var dedi
    -benim de çok işim var ebru
    daha gidip seni düşünücem
    nasıl affeder bu kız beni diye beynimi yorucam
    hiç kolay değil işim
    napıyorsun lan tek başına diyorlar bazen
    tek başıma değilim ki ben
    hem pişmanlığım hemde sensizliğimleyim
    köstekler bana
    hep yokuş işler
    yorulmayacağımı biliyorum ama
    gönül işlerim hep aksıyor şu sıralar
    • kolay gelsin kelebek
    -kolay getir aşkım
    kapattım telefonu
    iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
    ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
    silahlıktakine sormuş
    sonra o da dışarı gelmiş
    ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde
    ulan olm kelebek nasıl halledicez bu işi diye kara kara düşünürken
    onu farketmemişim bile
    sigara bitinceye kadar izlemiş
    dalgınlıktan izmariti yere atınca
    -dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
    işin gücün yok mu amk
    -emredin komutanım dedim
    -mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
    bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
    gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
    hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
    git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
    odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
    olmadıgını söyledi bende gittim
    yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
    uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
    aşşağı inmek yasak
    wc de sigara içmek yasak
    ekşının nerden çıkacağı belli değil
    ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
    biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
    günler eğitim timinde hızla geçti
    artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
    çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
    en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
    öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
    yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
    belki de öyle değildi
    bana yaptıklarımdan dolayı kendi çapında ceza veriyordu ama
    bilmiyordu ki bir asker yalnız başına iken
    ve sevdiği yanında değilken aklına kötü kötü şeyler gelir sürekli
    denemedim mi denedim unutmayı
    ama denedikçe daha çok acı çektim
    beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
    anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
    boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
    lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
    nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebep oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
    askerlik aşk sorunları ile beraber yapıabilecek bi aktivite değildi beyler
    tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
    bana kalırsa hepsi bir acayip
    hepsi otorite kurmak
    komutan olduğunu farkettirmek
    rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
    onlarda haklı
    askerler çok fena çünkü
    biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
    askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun içtimada bekliyoruz
    herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor
    ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
    bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
    artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
    bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
    yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor
    veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
    bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak
    tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
    kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan
    ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
    geçmiyordu beyler günler
    geçiyordu ama geçmiyordu işte amk
    yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
    askerleri, komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
    yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
    ama o yoktu
    onun olmamasına da alışamamıştım henüz
    kalbim sıradanlaşamadı
    rutinleşmedi henüz ayrılık
    çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana
    ekşın benim tanıdığım insanlar arasında
    en karmaşık adamdı
    ama adamdı gerçekten
    askerliğin tüm kurallarını kıdemli olduğu için çok iyi biliyordu
    diğer komutanların dikkat etmediği veya üstelemediği her aksaklığı farkediyor
    askerlere her ne kadar ast üst ilişkisini bozmadan yaklaşsa da
    askeri bunaldığı zaman en iyi şekilde eğlendirmeyi de çok iyi biliyordu
    komik olması belki rütbeli bir subay için dezavantajdı
    belki işleri daha basit yollarla da çözedebilirdi ama
    o yıllarca askeriye kanunları içinde sıkışmış
    ne yapacağını ne tak yiyeceğini bilmeyen
    maddi manevi sıkıntılar çeken tüm askerlerle özel olarak ilgileniyor
    herhangi bir askerin sıkıntıda olduğunu düşündüğü zaman
    özel olarak odasına çağırıyor
    saatlerce o askerle konuşup dertleşebiliyordu
    kışla mutfağına bulaşıkcı olarak göndedirdiği askerler için bile üzülüp
    onları sık sık ziyaret edip
    bir sıkıntınız var mı çocuklar
    size kötü davranan aşağılayan hor gören oluyor mu diye soruyordu
    belki çevrece sürekli askerlere tuhaf cezalar veren bir komutan olarak gözüküyordu ama
    verdiği cezalar inanın ya fazlası ile hakedilmiş
    ya da askeri kanuna göre uygulama yapılsa daha ağır cezalar olması gerekiyordu
    kendisinin yapması gereken hiçbir işi başka bir alt rütbelisine yaptırtmıyor
    bizzat kendisi uyguluyordu
    hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
    benim ziyaretçim gelmişti
    istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
    mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
    ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
    vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
    demekki gelmişti
    kamuflajları giyip gittim
    yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
    biz henüz kep takıyorduk
    mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
    bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
    neyse aldım bereyi gittim
    görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişinin ismi ebru ...
    görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
    ebru mu??
    istanbula mı gelmiş
    beni ziyarete hemde
    düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
    elim ayağım nereye gitti lan benim
    neden heyecanlıyım bu kadar
    gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
    ve çıktı beyler
    belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
    bi kaç adım sonra beni gördü
    Tümünü Göster
    ···
  9. 234.
    0
    -dıbına çakim gel arkadaşım buraya dedi
    deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
    -soktun mu içeri dedi
    -emrettiğiniz gibi komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dergiler dedi
    -askerlere dağıttım komutanım dedim
    -vay dıbına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile gibecem seni dedi
    -emredersiniz komutanım dedim

    geri dönüp akşam iştimasına katıldım
    iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
    olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
    dedim olm zütlük yapmayın yardım edin dedim
    kabul ettiler planımı
    anlaşma sağladık
    bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
    ve koştum telefona
    kimi aradım ?
    önce can beyler annemi
    hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
    çevirdim numarayı cevap yok
    tekrar denedim yok
    gittim iç bahçede biraz oturdum
    sonra redial ama yine yok
    o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
    alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
    yattığıma uyku denmez
    kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
    ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
    bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
    kalktım ebruyu aradım yine cevap yok
    odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
    masasını düzelttim
    benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
    ve geldi hemde ben botları boyarken
    -dıbına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
    -zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var komutanım dedim
    -ne işi dıbına çakim dedi
    -sabah ereksiyonunu hatırlatmamı istemiştiniz komutanım dedim
    -vay dıbına çakim hatırladım arkadaşım içtimadan sonra topla gel o arkadaşlarını
    askeriyede ferre dergi bulundurmaktan onları da bi gibeyim dedi
    -emredersiniz dedim
    bizim plan taka sardı amk
    askerelere vereceği cezayı hiç düşünmemiştim
    biraz zaman geçti
    içtima bitti
    ebruyu arıyorum hala cevap yok
    moralim bozuk
    ne oldu ebruya diye meraktan delircem
    ekşın çağırdı
    -gelsin o askerler dedi
    -emredersiniz dedim dışarı çıktım
    aşşağı indim tekrar ebruyu aradım
    yine cevap yok
    bi sigara yaktım
    ağladım ağlayacam amk
    yukarı çıktım kapı önünde bekliyorum ekşının
    girip bişeyler demem lazım yoksa gibicek
    çaldım kapıyı
    verdim tekmili
    -gelsin askerler dedi
    -gelicek asker yok komutanım dedim
    -ne demek yok dıbına çakim diye sesi yükseltti
    sonra
    -donuna kadar arattırdım seni pekekent
    peşine asker bile gönderdim sen çarşıdayken
    aklınsıra askerlere yalan söyleticektin ama
    onlara da ceza vereceğimi duyunca hiçbiri gelmek istemedi dimi dıbına çakim dedi
    aynı zamanda bir tane de surata tokatı patlattı
    çarşı defterimi istedi
    gözümün önünde yırttı
    -niye yalan söylüyorsun dıbına çakim konuşsana dedi bi tane daha vurdu
    benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
    ama yediğim tokatlardan dolayı değil
    ebrusuzluğa alışamadığım içindi
    dalmışım amk
    arada bunları düşünürken yine
    alakasız bir şekilde
    -emredersiniz komutanım dedim yaşlı gözlerimle
    hani artık gibtir git desin diye
    bi de esas duruştayım gözyaşlarımı da silemiyorum
    dalga geçtiğimi düşündüğü için yine vurdu
    -gibtir git dıbına çakim elimde kalıcaksın dedi
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim ama boynumu çok hafif yana kırıp
    vur amk vuracağın kadar gibimde bile olmaz dercesine
    -yok dedi nizami selamımı verip çıktım
    eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
    ama telefona koştum yine
    çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
    artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
    ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
    -efendim dedi
    -merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
    -ne oldu dedi
    -bişey yok aşkım merak etme
    hani seni seviyorum ya ben işte o yüzden arayıp sesini duymak istedim
    kendine iyi bak dedim
    ama onun beni hala düşünerek
    ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
    -üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
    o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
    -gitmem lazım ebrum kalbime emanetsin dedim
    -tamam canım dedi kapattım telefonu
    canım kelimesi herkesin dilinde
    o kadar ve nerdeyse herkes herkesin canı olabildiği için
    pek önemsizdi aslında benim için ama
    bunu ebrunun bana söylemesi bile mutlu ediyordu beni
    yardırarak eğitim time gittim
    eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
    böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
    aynı akşam ekşının nöbeti vardı
    zaten uykusuzum
    dayak yemişim bi ton
    eğitim timinde yat sürün
    sevgili ile aramız hala muallak
    eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
    akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
    zap yapıyordu kanallar arası
    tek bir sahne gördüm
    rahmetli sunaldan
    kovmirim la puşto kovmirim
    ben kendimi kovdurabilir miydim??
    kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
    ekşın yerinden kalkarak
    -dıbına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
    koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
    telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne tak yiyor lan bu diye ona bakarken
    o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
    -bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dedi
    -masanın üzerinde komutanım dedim
    -vay dıbına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
    bu adam bırakılır mı amk.
    biz hafiften gülümserken tehdit geldi
    -bu olay duyulursa gibtiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi
    -hangi olay komutanım dedim
    -aferim asker dedi
    her aferime sağol demek farzdır gençler askerde
    o gazino inledi sağolla ama
    ekşına değil
    canım dediği için canım ebruya
    Tümünü Göster
    ···
  10. 235.
    0
    sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazım
    ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
    dayanamadım beyler
    ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
    merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
    • ne var
    seviyoruz amk daha ne olsun
    -numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
    • demek ki aynıymış dedi tribini yediğim
    -kapatayım o zaman dedim
    • sen bilirsin dedi
    -bana verecek misin numaranı dedim
    • hayır dedi
    -tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
    • dur bişey sorcaktım dedi
    -buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
    • arkadaş kalmak ister misin dedi
    -hayır dedim
    • neden dedi
    -bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense
    delikanlı ayrılığımla oturur
    seni hep sevicek kalbimi karşıma alır
    kendi kendime konuşurum dedim
    • biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
    -delikanlılığımı sorgulamana hiç kızmadım ebru
    sonuna kadar haklısın
    ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım
    sen girseydin kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anardım haklısın dedim
    • arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
    -seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap
    bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
    sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
    • ben sen değilim kelebek
    -biliyorum ebru özür mü istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle
    pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin
    bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
    • kapatmam lazım dedi
    kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
    onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
    -tamam sonra arayayım mı yine dedim
    • sen bilirsin dedi
    -ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun
    rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim
    • tamam dedi
    -o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
    kapattım
    onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
    tekrar numaraları çevirip
    onun cevap vermesini beklemek oldu
    • efendim dedi hiç beklemeden aramama şaşırmış ses tonu ile
    -merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
    hiçbirşey diyemedi
    bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
    eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
    ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
    ama onsuz da yapamıyordum
    özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
    onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
    hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
    ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
    -orda mısın aşkım dedim
    • burdayım kelebek dedi
    -en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
    • bilmiyorum dedi
    -allahın bana verdiği yeteneğe dedim
    • anlamadım dedi
    -kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor bunları derken gözlerim ışıldıyor
    ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
    bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
    ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
    haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
    sonra yavaşça telefonu kapattım
    halimden bi haber olan asker panpalarım
    olayı tüm tabura yaymış
    ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
    olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar

    -yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
    ne tak yersen ye diyorlar amk
    hiçbirinin zütü yemiyor risk almaya
    hadi risk eyvallah da ekşına karşı riski hiçbirinin zütü yemiyordu
    yukarı bölük yazanesine çıktım
    yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
    -dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
    girdim emredin komutanım dedim
    -sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -böyle hikayeler anlatıyorsun sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
    cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
    askerlik boyu çarşı yasağı
    o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
    getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
    -emredersiniz dedim
    -şu imzalanacak defterleri getir dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim getirdim
    imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
    imza atarken
    -kitap okur musun dedi
    kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
    -hayır komutanım dedim
    -dıbına çakim arkadaşım kusura bakma unutmuşum, senin için ferre dergi kolleksiyonu toplamam lazımdı dedi gülümseyerek
    -turizmde kitap yazıcak kadar anım oldu zaten dergilere ihtiyacım yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim gel buraya dedi
    o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
    biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
    imzaların bitmesini bekledim
    hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim
    açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
    -rahatsız etme dedi
    -emredersiniz dedim
    loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
    çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
    ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
    -bir emriniz var mı komutanım dedim
    -yok canım sağol dedi
    bana canım diyor ya
    akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam
    ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
    sabah iştimasında
    olay tüm bölüğe yayılmış
    ekşın da bana alışmaya başlamış
    hafiften diğer askerler
    ulan bakın ekşının postası olmak zordur
    sanmayın ki ben bunu sizden önce çarşıya çıkarıyorum ama
    aynı zamanda gibiyor da göstermek için
    içtimada sırada duruyorum sen neden ordasın diye bi patlatıyor enseye
    yanına geçiyorum
    sayım olurken neden yerine geçmiyorsun diye bi daha vuruyor
    askerler mevcut komediden oldukça memnun ama
    tokatlar hep bana geliyor amk
    içtima bitti odaya geçtik
    -defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    daha çarşı defteri bile yok bende
    acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
    kantinden aldım
    yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
    tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
    artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
    üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
    -inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
    -emredersiniz dedim
    çarşıya çıktım
    akşama kadar gezdim küçükyalıda
    fazla bilmediğim için zütüm yemedi
    kadıköy veya başka bir yere gitmeye
    adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
    dönüş vakti geldi
    ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
    nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
    tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
    en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
    5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken
    Tümünü Göster
    ···
  11. 236.
    0
    gel gelelim suç bende amk
    -özür dilerim dedim
    • anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
    ama kapatmadı telefonu
    -ebruu dedim
    • ne var dedi
    -şu batan güneşlerin benim için tek anlamı
    seninle geçicek günlere yaklaşabilmem için bir günün daha geçmiş olması
    anlamsızlaştırma ebru
    erken batırma güneşlerimi lütfen dedim
    • kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
    -tekrar araya bilir miyim seni dedim
    • bilmiyorum dedi kapattı telefonu
    işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
    kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı
    ekşın çağırıyor koş dediler
    beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
    -emredin komutanım dedim
    -nerdesim dıbına çakim arkadaşım dedi
    -telefonla konuşuyordum dedim
    -eğitim timine sende katıl seni gibtir edersem en azından bi taklar öğrenmiş ol dedi
    -emredersiniz komutanım dedim çıktım
    eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır
    kullanacakları silahları öğretmek
    genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
    eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
    görevim fixlendi
    her sabah erkenden kalk
    traş ol üstünü değiştir
    diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
    o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
    sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
    ekşının 24 saat kolluk nöbeti olduğu günler uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
    bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
    şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
    arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
    olaylar böyle gelişirken
    artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
    kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
    benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
    ama hiçbir asker bana karışmıyordu
    öyle ki diğer komutanlar bile
    ulan bu ekşının karısı bi emir verir birşey yaptırırım
    tam o sırada ekşına lazım olur bu gavar
    başımıza bela almayalım diye uzak duruyorlardı bana emir verme konusunda
    kafama takılan bir olay vardı
    elif
    biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
    -yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
    -tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
    aradım elifi
    çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
    -nasılsın iyimisin falan
    o da bi isyan amk
    -neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
    bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
    -öyle olması gerekti kusura bakma dedim
    -bende şey sandım dedi
    o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
    -mesajlaştınız mı onunla dedim
    -hayır aradı beni dedi
    vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
    -ne konuştunuz dedim
    -boşver dedi
    -anlat lütfen benim için çok önemli dedim
    -seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
    -evet dedim
    -o seni daha çok seviyor bence dedi
    -nasıl? anlat hadi dedim
    -aradı beni kim oldugunu tanıttı
    o gece hakkında bildiklerini söyledi.
    ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
    sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu
    arkadaş olarak evet seviyorum dedim
    o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
    evet öyle davrandım dedim.
    sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
    çekilecek bir durum yok dedim
    o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
    sonra telefonu kapattı ebru dedi dedi elif
    bizim hatun iyi kapak yapmış anlayacağınız
    -başka görüştünüz mü dedim.
    -hayır dedi
    -emin misin dedim
    -evet dedi
    -tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim bende kapakladım telefonu

    elifi ordayken gibmedim ama ebrunun taktiği ile de olsa manevi bir şekilde gibtikten sonra
    keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
    artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
    bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
    ve can sıkıntımı gidermek için
    abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
    ben anlattıkça çevre çoğaldı
    binliğimiz ayyuka çıktı
    vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
    şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
    anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
    zaten kantinci kolamı ısmarlıyor
    tüm karargah
    olm ekşın baskına gelicek mi bu aralar haber uçur bize gözün sevem diye bana muhtaçlar
    tam taşşak sahibi oldum birden amk
    yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
    ekşın
    tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
    tepkisi aynen şu oldu
    -vay dıbına çakim arkadaşım ne oluyor burda
    herkes esas duruş tabi bende
    kalabalığı yarıp yaklaştı yanıma
    kulağımda bir çift parmak
    -ne anlatıyom dıbına çakim benim bile gibim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
    ben bişey diyemeden
    -cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun içinde çıplak kadın resmi olan dergilerden alıyorsun
    böylece askerler kadınların varlığını hatırlayıp
    gece birbirini gibmeye kalkışmaktan vazgeçiyor
    böylece bende muallak bir bölüğün bölük komutanı olmamış oluyor
    ayrıca kışlaya yakalanmadan sokuyorsun dergileri
    bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun
    ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
    enseye bi tane daha patlatıp gitti
    o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
    ben ense ağrısından gülemiyorum bile
    vay amk. çarşıya çık zütün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok
    Tümünü Göster
    ···
  12. 237.
    0
    -nişanlı mısın dedi?
    nişanlı mıydık lan
    kafam o kadar karıştı ki o soru karşısında
    çünkü sözlüyüm desem gerçekte sözlü olmama ihtimalimiz de var
    yeni ayrıldım desem olmaz
    komutan bu amk
    olaylar çok karışık desem
    asker arkadaşın mıyım dıbına çakim der diye düşünürken
    -anlaşıldı dıbına çakim arkadaşım gibtiri gidebilirsin dedi
    -emredersiniz dedim
    çıktım iç bahçeye gittim
    ben aşşagı indim zütümü banka koydum
    herkes kendi arasında konuşuyor
    vay efendim bahçıvan benim
    koğuşçu oldum
    şoför oldum
    kantin bende büfe senin atıyorlar sağda solda
    bana sordular
    -sana ne dediler lan diye
    -gibtir git dedi dedim
    başladılar gülmeye
    sen yannanı yedin olm
    kesin bulaşıkhane senin gibi bi tak bilmeyenler oraya gider dediler
    vay amk gibi tuttuk diye düşünürken
    ismimi bagıran birisi geldi
    -benim dedim
    -ekşın seni çağırıyor koş dedi
    gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
    -habercimsin dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
    cevap vermedi
    çıktım
    aşşagı indim herkeste bir merak neden çağırmış diye
    -haberci ne demek diye sordum
    hadi komutan postası ne onu duyduk sağda solda da
    haberci de dendiğini ilk defa duymuştum
    her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
    -yannanı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
    amk zaten yannanı yemediğim bi tak yok ki
    ne emmeye geliyor kaderim ne gömmeye
    herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
    ekşın uzun süredir postası olmadan devam ediyormuş beyler
    postalar ona dayanamıyormuş
    en son görev yapan postasını 3 gün sabah 8 akşam 5 mesai saatlerinde süründürdükten sonra
    bulaşıkhaneye göndermiş
    askerin suçunu sorarsanız
    ekşının ismini kullanarak kantine borç takma ve ödememe
    ama olayların benim için
    nasıl olacağını zaman gösterecekti
    ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
    ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
    bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
    gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
    ulan dedim ya aşk
    bir kaç tuşun arkasında gizliyse ve ben aramayarak mallık yapıyorsam diye düşünüp
    önce annemi aradım tekrar
    lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
    annemi aramış nasılsınız diye
    -beni sordu mu dedim
    -görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
    -eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
    -kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
    bir umut dogdu içime acaba dedim
    -tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
    numarasını çevirdim ebrunun
    son rakama basmak çok uzun sürdü
    lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
    çaldı
    değiştirmemiş
    sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
    verdi
    • aloo
    kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
    -alo dedim bende
    • kimsiniz dedi
    bir süre sesimi çıkaramadım
    -kapatıyorum dedi
    kapattı da
    evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
    ama ihtimaller hala yüksekti ya iş taka sardıysa da
    benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
    kız manyak amk sırf gibtir etmek için ankaraya ayağına çağırmış birinden korkulmaz mı?
    biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
    • aloo dedi yine
    yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
    • kimsiniz dedi
    -benim dedim
    • sen kimsin dedi,ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
    -hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?(yüzükler hala parmağında mı)
    • kelebek dedi
    -efendim dedim
    kem küm ederek nasılsın dedi
    -sana bağlı dedim
    ama beklediğim cevap gelmedi beyler
    hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
    • hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
    içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
    hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
    -mesajlaştın mı onunla dedim
    • soruma cevap ver kelebek dedi
    -parmağımda yüzükle gittim, seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim
    ne o yüzüğü parmağımda taşımaya
    ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim
    • gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde dedi
    -haklısın dedim
    • hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
    -askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim hani yumuşar diye asker edebiyatına girdim
    • numaramı değiştircem kelebek
    -değiştirmene gerek yok ben laftan anlayan birisiyim,
    diğerleri gibi rahatsız etmem arama dersin aramam
    • seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık
    -peki bana verir misin yeni numaranı
    • henüz almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum
    -haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile
    • aşkı tek başına yaşama kelebek
    -elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen
    seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum
    • bende bilmiyorum dedi
    sonra ağlamaya başladı
    • ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
    yapma bunları kelebek lütfen dedi
    aslında ebru neyi bilmiyordu biliyor musunuz?
    onun ağlamasına gerçekten hiç dayanamadığımı
    az biraz beni anlasa ömür boyu hiç durmadan gülümserdi ama
    Tümünü Göster
    ···
  13. 238.
    0
    bi komutan bişey ister duymam yada dalgınlığıma gelir boşu boşuna dayak yerim diye sustum sadece
    sonra bölük komutanları
    yakın koruma
    ikamet koruma
    ve karargah bölüğü
    asker taksimi yaptılar herkes işine yarayacağı secti
    beni ilk önce fiziğimden ve göz rengimden dolayı yakın korumaya seçtiler
    üst devreler anlatmaya başladı
    olm seçilirseniz köşesiniz
    paşa bodruma tatile mi gidiyor 3 ay yanındasınız
    paşa istanbulda alışverişe mi gidiyor yada gezmeye yanındasınız
    kısacası paşa nereye siz oraya dediler
    herkes bi mutlu direk telefona koştu
    o kadar uyarılmış olmalarına rağmen ailelerine anlatmaya başladılar
    onları öyle görünce bende annemi aradım
    bir sürü kızdı bana
    annen yok mu senin
    insan bir haber vermez mi
    öldün mü kaldın mı hergün haberleri izlerken adını duyarım diye fenalık geliyor
    ne varsa saydı bana
    haklıda
    ben ona nasılsın anne derken bile aklımda ebru vardı
    bir şekilde konusunu açmaya çalışıyordum
    ebru sizi aradı mı diye
    ama annemin bile aramadı demesinden korkuyordum
    anneme 3 5 name yapıp
    anne şiiri uydurdum doğaçlama
    yumuşadı tabi hemen
    dayanamaz bana
    gönlünü alıp
    telefonu kapattım
    iç bahçeye geçip oturdum bir banka
    o geldi
    ekşın
    karargah bölük komutanı
    herkes kaçacak yer arıyordu
    ama adam sadece kantine baskın yapmaya gelmiş
    o kantine girince iç bahçe boşaldı
    ama ben farkına varamadım olayın
    ayakta beklemeye devam ettim esas duruşta
    baktı yerde bir tane çöp var ve ona bakan tek kişi de ben
    -dıbına çakim arkadaşım gel şunu al burdan dedi
    -emredersiniz diye koştum aldım
    -atarken yakalayamıyorum ki muallakleri
    tam yere düşmeden uçan tekme atmaya başlasam dedi sonra gitti
    gülesim geldi ama gülmedim
    aklım ebrudaydı
    daha doğrusu kafam çok karışıktı
    sonra iç bahçe eski formunu aldı
    görevi olmayanlar oturmaya başladı
    her bir köşeden namı ve yaptıkları duyulmaya başlandı
    ben tek başıma oturuyordum bankta
    sonra karargah bölüğünün yazıcı tayfası geldi yanıma oturdular
    bende ulan üst devre bu manyaklar
    bişey derler şimdi diye kalktım
    biraz yandaki merdiven basamağına oturdum
    bi tanesi benden iki devre üst olan
    -şurdan bi su alır mısın bana dedi
    en son benden kim ne ricada bulunmuştu onu bile unutmuştum
    koşarak gittim amk
    getirdim
    bana nerelisin nerden geldin diye sorular sormaya başladılar
    taşşak mı geçiyorlar
    yoksa harbiden mi soruyorlar o da belli değil amk
    o yüzden fazla açılmadan ne sordularsa söyledim
    daha soracakları var gibiydi ama ben konuşmak istemiyordum
    üzülme biter dediler teselli bile ettiler beni
    -zaman zaten geçiyor benim teselliye ihtiyacım onsuz geçecekse olacak dedim
    cümlenin açılımını yaptırdılar bana biraz daha konuşturarak.
    sonra adamların samimi olduğuna bile inandım
    iyi çocuklardı yaşları da büyüktü zaten
    konuşmam veya anlatışım hoşlarına gitmiş olucak
    uzunca konuştuk hepsiyle
    nedense sevdiler beni
    öğlenden sonra
    yakın koruma komutanı tanışma faslı için bizi yanına çağırdı tek tek
    sebebini o an bilemedim ama en sona bırakıldım
    sıra bana gelince tekmil verdim
    -kelebek sen karargaha geçeceksin dedi
    -emredersiniz dedim
    çıktım odadan
    üzüldüm beyler yalan yok
    çünkü karargaha geçiceksin demek
    paşaları göremeyeceksin ve dış görevlere çıkamayacaksın
    hep taburun içinde artık yemekhaneci mi olursun
    yazıcı mı ne tak olcaksan hep taburda geçer askerliğin
    neyse karargah yazıcılarının yanına gittim dedim böyle böyle olmuş
    biliyoruz dediler
    15 dakika sonra bizim komutan toplayacak askerleri sende geleceksin dediler
    gittim 15 dakika sonra geldim
    ekşın herkesi içeri alıp tek tek konuştu
    bana sıra gelince
    tekmil verip içeri girdim
    beyler acemi birliğinde bizim aldığımız eğitim normal askerlerden çok daha zor
    çavuş olacağımız için tüm askeri olayları nizami olarak bilmemiz gerekmesinin yanısıra
    askerlere emir verip eğitim verdirebilme aşamasına kadar öğrettikleri için
    çok nizami bir şekilde odasına girip
    dik durup tam olması gereken ses tonu yüksekliği ile ve
    anlaşılır şekilde evelemeden gevelemeden ne sorduysa cevaplıyordum
    adamın arkasından ekşın canavar olm
    taburun en tehlikeli komutanı diye atıp tutuyorlar ama
    adam çok sempatik amk ses tonu kibar
    ama sürekli küfür ediyor
    ekşının masasındaki kagıttan herkes hakkında notlar aldığı belliydi
    eğitim durumu ,ehliyet,ana babanın hayatta olup olmadığından girdi
    sonra elimden ne iş geldiğini sordu
    -hiç bi iş gelmez komutanım dedim
    -dıbına çakim arkadaşım senin neden bana gönderdiler o zaman dedi
    -bilmiyorum komutanım dedim
    -ne iş yapıyordun sivilde dedi
    -turizm komutanım dedim
    -niye geç geldin askere dedi yaşımın büyüklüğünü kastederek
    -askerliği uzatmak için okuyormuş gibi yaptım komutanım dedim
    -vay dıbına çakim dedi tatlı tatlı sırıtarak
    -artık kaçamayacak boyuta da gelince gibe gibe geldin dimi arkadaşım dedi
    -hayır komutanım, askere gitmeden kız vermedikleri için geldim dedim
    Tümünü Göster
    ···
  14. 239.
    0
    *offf pardon unuttum hadi dönelim lütfen dedi
    -boşver hadi gidelim dedim
    ısrar etti geri dönmek için bende inat ettim gitmemek için
    • burda bekle o zaman dedi
    -tamam boşver ebru dedim
    • bekle lütfen dedi
    geriye dönüp yürümeye başladı
    bende mecburen arkasından gittim
    gülü biraz geçte olsa türkü barın barında buldu
    masayı kaldırınca bara koymuşlar
    gülün fazla olan sap kısmını koparıp
    tokası ile saçının arasına soktu
    -ne kırıyorsun gülü o kadar para verdik dedim.
    • paranı vereyim de sus dedi
    ağır konuştu yine ama binliği ben başlattığım için ses çıkarmadım
    sonra o da ağır konuştuğunu farkedip
    koluma girdi
    • kızdın mı dedi
    -yok tamamen haklısın,ben kaşındım dedim
    • ben sana para ile alınamayacaklar şeyler verdim
    sende bana paramla alınamayacak bir aşk yaşatıyorsun
    bırak para sadece babamın bana verdiği harçlık
    sana verdiği maaş olarak kalsın hayatımızda dedi

    haklı amk. allahın fakir bininin tekisin amk. paradan bahsettiğin kişiye bak.
    beni euroyla domaltıp dolarla gibti beyler


    • yarın ne yapacağız dedi
    -ben çalışıyorum annem yayladan gelecek akşam üstü de eve gitmem lazım dedim
    • beraber gideriz dedi
    -tamam bakarız dedim
    onu evine bırakıp bende eve gittim
    ertesi gün işe geldim
    sabah gelen barmene
    -şiftleri değişelim mi ben sabah geleyim sen öğlen gel benim biraz işim var öğlen arası dedim
    anlaşmayı yaptık
    akşam üstü ebru aradı
    • bende geleyim mi size dedi
    -iyi hadi otelde bekliyorum dedim
    • sen geç eve ben gelirim dedi
    ben eve gittim
    annemle hoş beş konuşurken
    yayladan getirdiği üzümden yedim
    sonra ebru da geldi
    konuşmaya başladılar
    annem yayladan bahsetti ebru olan bitenden bahsetti kendi aralarında bir süre konuştular ben
    banyo yapıp üstümü değiştirken
    ben yanlarına geldiğimde mutfaktalardı
    aralarında ki konuşma
    annemin yayladan getirdiği üzüm yapraklarını sordu ebru
    annemde onlarla yaprak sarması yapacağını söyledi
    ebru çok sevdiğini söyledi
    annesinin de çok sevdiğini söyledi
    tamam annenleri de al uygun bir zamanda gelin yapayım dedi annem
    bi dakika ana yaa
    ne yaptın resmen davet ettin ailesini
    ebru zaten dünden razı
    • tamam yarın geliriz dedi
    -hadi gidelim geç kaldım dedim
    evden çıktık
    ebru annesini aradı
    • kelebeğin annesi bizi yarın yemeğe davet ediyor anne dedi
    bir süre konuştuktan sonra
    telefonu kapattı
    • bana haber verirsin kaçta gelelim diye dedi
    -tamam dedim
    ben otele geçtim
    o eve gitti
    gece iş çıkışı işim biraz uzadığı için ebruyla sadece telefonda görüştük
    ona yarın öğlen onunla denize gitmek için öğlen antre kullanacağımı söyledim
    anlaştık
    ben eve gittim
    annemle yarın akşamki yemek konusunda konuştuk
    halamları gündüzden eve davet edip
    evi çeki düzene sokacaklarını bana da ekgib olan bir kaç şeyi yarın almamı söyledi
    ben sabah erkenden işe gidip
    iş çıkışı annemin bana verdiği listedekileri aldım
    sonra eve gidip denize gidebilmek için gerekli nevaleyi düzüp
    ebruyla buluştuk
    denize girdik
    eğlendik derken
    unuttuğumuz bir şey vardı
    akşam çalışacaktım
    ben yemeğe nasıl gelecektim
    babası da birşey dememişti
    sonra otelde gece biraz daha geç gelip barı kapatıncaya kadar bekleyen barmeni arayıp
    onunla şiftleri değiştirdim
    yemek çıkışı otele dönüp barı ben kapatacaktım
    ben eve geçtim ebru da kendi evine
    evde son hazırlıklar yapılıyordu
    annem ve halam
    fesleğenli imam bayıldı
    yaprak sarma
    börülce salatası ve cacık hazırlamışlar
    ben onlara
    masayı kurmaya yardım ettim
    duşu alıp üzerimi değiştirdikten sonra
    babamda geldi
    halama kalmasını söyledik ama kalmadı
    ebruya telefon açtım geliyor musunuz diye
    • yoldayız dedi
    heyecanlanmaya başlamıştım
    çıkabilecek sorunlar beni endişelendiriyordu
    ellerinde tatlı ile geldiler
    ebrunun kardeşi de gelmişti
    benim bilader de evdeydi
    kısa bir tekrar tanışma faslında sonra
    salona geçtik
    -sofra hazır direk oturun isterseniz dedi babam
    -evet soğumasın dedi annem de
    bu durumda oturmak zorunda kaldılar
    yemeğin başındaki tek konuşmalar
    çok güzel olmuş afiyet olsun geyiği idi
    daha sonra geyik
    işler nasıl yayla nasıl diye genel konuşmalardan sonra gruplaşmalar oldu
    ebrunun annesi annemden yemek tarifi alırken
    babamla ebrunun babası politikaya atıldılar
    kardeşlerimiz de
    ben şu okulda okudum sen bunu tanıyor musun
    o benim de arkadaşım derken onlar da geyik kurdular kendi aralarında
    ben ortada ters giden bir durum var mı diye
    onları kontrol etmekten kimse ile konuşmadım
    baktık herkes yemeğini bitirmiş
    ben masayı yavaş yavaş toplamaya başladım
    bana yardım etmeye yeltenenlere siz devam edin ben hallederim dedim
    ebru yeltenmekle kalmadı o da yardım etti bana
    masayı kaldırdıktan sonra
    yavaş yavaş lavaboya el yıkamaya geçtiler ve sonra
    oturma grubuna yayıldı hepsi
    biladerle ebrunun kardeşi
    birbirlerine pes iki de rakip olabilmek için yan odaya geçtiler
    şöyle bir baktım hepsine
    vay amk korkacak hiç birşey yokmuş gibi geldi
    hepsi konuşuyor kendi aralarında
    kültür farkını gibine takan bile yok
    ebru sanki ev hanımıymış gibi
    • çay mı içersiniz kahve mi dedi
    çayda karar kıldılar
    mutfağa geçtik
    • kelebek çayı nasıl demliyecez dedi
    amk ne hikmetse çayı da ben demledim
    sonra biz de içeri geçip
    oturunca muhabbete biz de dahil olup
    sorulan sorulara cevap olduk
    ben sıkıldığım zamanlarda
    çayın durumunu kontrol etmek için mutfaga kaçtım
    çaydan sonra
    annem tatlıları da ikram etti
    benim iyi geçtiğini düşündüğüm
    buluşma tekrar görüşmek üzere sözler alındıktan sonra
    vedaya geçildi
    onları biraz bekletip bende üstümü değiştirdim iş için
    gitmeseydin demelerine diğer barmene söz verdiğimi söyleyip
    onlarla gittim
    beni işe bıraktılar
    geç saate kadar çalıştığım için o gece de görüşmedik ebru ile
    daha sonraki günlerde annem ebrunun annesini kısır yemeye
    davet etti
    karşılıklı görüşmeleri oldu
    ebrunun babası
    sürekli babama selam gönderdi
    biz ebru ile işten arta kalan zamanlarımda görüştük
    otele geldi
    geceleri buluştuk
    denize gittik
    ebruyu okulu için ankaraya gönderme vaktine kadar olağan dışı birşey olmadı
    son gecesinde işe gitmedim
    bu durumdan kimse rahatsız olmadı
    anlayışla karşıladı iş arkadaşlarım
    klagibleşmiş veda hazırlıklarında olduğu gibi söylenecek fazla sözün olmadığı
    bir kaç saat yaşadık
    sonra bir arkadaşımın evine gittik
    orda geceyi beraber geçirdik
    sadece birbirimizi üzen
    muhtemel yaşayacağımız ayrılık acılarından konuşup sarılarak yatarak
    gece sonu sabaha doğru onu eve bırakmak için onların evine gittik
    • burda bekler misin dedi
    yukarı çıktı
    5 dakika sonra
    elinde bir poşetle geldi
    • gönderdiğin 30.000 mesaj için teşekkür ederim dedi
    ve poşeti bana verdi
    tekrar öptü
    • yarın gelir misin beni uğurlamaya dedi
    başımla geleceğimi ima ettim
    tekrar öptü
    o yukarı çıktı ben eve geçtim

    eve gelince poşet elimdeki ağırlığını kaybedip
    beynimde ağırlık yapmaya başladı
    zaten 30bin mesajın için teşekkür ederim dediği zaman
    aşkımız için bir uğraş vermiş
    olduğu belliydi
    peki ben ne yapmıştım hiç birşey
    açtım poşeti
    gözüme ilk çarpan bir kaç defter oldu
    ama onlardan önce bir kutu çıkardım
    ebrunun bana hediye ettiği cep telefonu kutusuydu
    kutuyu açtım model olarak cep telefonunda son nokta dedikleri cinsten
    hani ben paraya kıyıp da o telefonu almazdım
    bi tek mesaj bölümü çalışsın birde yes tuşu o kadar küçük olmasın yeter amk
    telefonda ne gerek var o kadar atraksiyona
    telefonu aldık kabul ettik
    poşette kalanları çıkardım
    4 tane defter
    her birinde ebrunun el yazısı
    ilk mesajımdan son mesajıma kadar yazmış
    her sayfanın altına
    sayfada kaç mesaj yazılmış onu yazmış
    diger sayfalarda toplayarak gitmiş
    her mesajın başına - işareti koymuş
    çok begendiklerine yıldız işareti yapmış
    benim onu üzdüğüm mesajlarda ünlem işareti koymuş
    bütün defterleri numaralandırmış
    bazı yerlerde kısa notlar almış
    bazı bölümlerde kendi yazdıklarını da yazmış.
    bazı bölümlerde hikayelendirmiş
    ama cogunlukla sadece benim yazdıklarımı yazmış
    hepsinin basına gün tarihi atmış
    son defterde bitmemiş bir defter
    son sayfasına bir not yazmış
    • benim için milyonlarca kez bastığın telefon tuşları için ellerine
    beni bu denli mutlu ettiğin için yüreğine sağlık aşkım
    seni seviyorum
    Tümünü Göster
    ···
  15. 240.
    0
    iki tane kiraladık 15 dakikalığına.
    birisine ebru ile ben diğerine de ebrunun babası tek başına bindi
    ebrunun annesi binmek istemedi
    o heyecanı yaşayıp
    biraz da yüzdükten sonra otele döndük
    üzerimizi değiştirip
    yolculuk için hazır hale geldik
    antalya aksuya kadar yemek yemedik
    aksudaki köftecide köfte yedikten sonra alanyaya döndük
    -bugün izinlisin dedi babası ama ben aksam servisinde otele gittim
    millet vaaaay falan diye karşıladı
    kimden duydularsa duymuşlar amk.
    onlardan kimse gelmedi akşam
    ebruyla mesajlaştık otelde olduğumu söyledim
    ve iş çıkışı buluşmak üzere sözleştik
    işim bitince yanına gittim
    yorgun olduğumuz için fazla durmadan gönderdim onu bende gittim yattım
    ertesi gün ehliyet için başvuruya gittim
    biraz daha zaman vardı yeni derslerin başlaması için
    bu durumu ebrunun babasına da söyledim otelde
    ebrunun babası şoförü çağırdı
    bana direksiyon dersi vermesini söyledi
    aksam üzeri antre saatimde
    ilk denemelere başladık
    eli el freninde
    şöyle yap böyle yap derken
    bir kaç başarısız araba kaldırma denemesi
    daha sonra stop ettirme sayısında ki azalma ile
    birinci viteste yavaş yavaş sürmeye başladım
    ikinci gün ki eğitime ebru da geldi
    ama onu arabaya bindirmedim
    4 gün üstüste gittik
    biraz daha öğrenmiştim artık sürmeyi ama heyecan vardı
    şoför tamam oldu bu iş sana sadece pratik lazım artık dedi
    ona telefon geldi
    arabadan indi bana da yavaşça tur at dedi
    geri geri sürerken gaza yanlışlıkla fazla yüklendim
    heyecanım artınca direksiyonu da ters tarafa kırdım ne oluyor amk derken
    ayaklarım dolandı yine gaza bastım
    araba 1 bucuk metre yükseklikteki bahçeye düştü
    ters dönmüş bir şekilde
    ben emniyet kemeri asılı olduğu için yukarda kaldım
    bacaklarım direksiyona sıkıştı
    alnımın üzerinde saçların başladığı yerin hemen üstünde kanama başladı
    tepesi aşşağı olduğum ve tüm kan oraya pompalandığı için daha fazla akıyordu
    sağdan soldan yetişenler beni arabadan çıkardılar
    arabanın durumu pek de iyi gözükmüyordu
    ebrunun bu durumdan haberi olmaması gerekiyordu
    hastaneye gitmek gerekiyordu
    babasına hesap verilmesi gerekiyordu
    polis e cevaplar verilmesi gerekiyordu
    bi arabayı süremedin amk diye kendime küfürler edilmesi gerekiyordu
    hastaneye gittik önce arabayı orda bırakarak
    doktor tutturdu dikiş atacam diye
    dikiş atılması demek
    saçların önünün kazınması demek
    bu durumda ebrunun haberi olacağı ilk aklıma gelen şey olduğu için şiddetle karşı çıktım
    zaten o kadar da büyük bir kegib değildi
    doktor atmam lazım dedi
    sinirlendim doktora
    -sorumluluk benim atma dikişi ödemeyi atmış gibi yaparız merak etme dedim
    doktor da bana kızdı
    parayla olur mu bu iş sağlık şakaya gelmez diyerek
    hasgibtirsin ordan çocukken kaç kere kafamı yardım
    bi tak olmadı amk
    şimdi neden dikiş atmadan olmuyormuş
    ben kazandım
    attırmadım dikişi amk
    biraz pansuman yaptılar
    bacaklarımda da bişey yoktu yürüyebiliyordum zaten
    polis de
    kara yollarına zarar vermek
    ehliyetsiz araç kullanmak ve ekleri şeklinde bir sürü ceza yazdı
    arabayı sanayiye çekici vasıtası ile gönderdik
    şoför mecbur olduğu için ebrunun babasına haber verdi
    arabada değil bende bir şey var mı diye heyecanla geldi
    o günden sonra bir daha koltuğa oturmadım beyler
    hala ehliyetim yok
    ebrunun haberi oldu
    o da kızdı bana neden dikkat etmiyorsun diye
    şoföre kızar gibi oldu bir ara neden yalnız bıraktı diye ama ben müsade etmedim
    sonuç olarak arabada maddi zarar
    bende rezil olma
    şoförde pişmanlık
    ebruda da korku oldu bana birşey olacak diye
    bu akşam izinlisin dedi ebrunun babası
    halbuki izni gerektirecek bir durum yoktu
    hemen arkasından ebru aradı
    • bu akşam gel beni al dedi
    olayda onun parmağı olup olmadığını öğrenmek için
    -çalışıyorum bu gece dedim
    • babam izin vermedi mi sana dedi
    böylece ebrunun olayda parmağı olduğunu anladım
    -tamam o zaman akşam gelirim dedim
    akşam gittim onu evden aldım
    -nereye gidiyoruz dedim
    • şu restorana dedi
    -ne yapacağız orda dedim
    • yemek yiyeceğiz dedi
    -ben yedim yemek dedim yemediğim halde
    • acıkıncaya kadar bekleriz o zaman dedi
    restorana gittik
    yemekleri söyledik
    heyecanlıydı
    bir şeyler sakladığı belliydi
    yemek sonrası anladım heyecanının sebebini
    • çok korktum sana birşey olacak diye kaza yapınca,sen kendini öldürmeden şunu bi al bakayım dedi
    yüzük kutusunu çıkardı
    açtım içinde bir alyans vardı
    içinde ebru yazıyor ve benim ona teklif ettiğim gecenin tarihi yazıyordu
    -çalışırken takmasam olur mu?diğer kızlar yanlış anlar şimdi dedim
    • bende çıkarayım o zaman dedi
    vay amk. ne kadar ağır bir şaka yaptığımı farkettirdi bana böyle çıkışması
    -en azından inş. parmağıma olmaz dedim gülerek
    • o parmağını kırarım zorla sokarım,bir zevkle yüzük taktırmıyorsun dedi
    -kazadan sonra beyin hücrelerimde bir ayar bozukluğu oldu kusura bakma dedim
    • o ayar bozukluğu sende ben seni tanıyalı beri var zaten dedi
    -kalbimin tek frekansı sensin ama
    • yemezler
    -inanmazlar mı gerçekten
    • inandırmana bağlı
    -espirilerimi gözden geçirsem iyi olucak
    • ha şunu bileydin dedi
    sonra ben bişey demeden
    • özür dilerim dedi ebru
    -özür dilemeni gerektirecek birşey yok haklısın,en mutlu olman gereken anında
    bile işi dalgaya vurup kendimi eğlendirirken seni üzüyorum asıl ben özür dilerim dedim
    • bunun farkında olman bile seni seviyor olmama bir sebebtir
    -fazla abarttığım anlar oluyor
    sen bana aynı şakayı yapsan senin kadar alttan alamayabilirim
    kendimi biliyorsam almam,
    anlayışın ve bana katlanabildiğin için teşekkür ederim
    halbuki bir gün bu şakaların bir tanesi kızıp arkana bakmadan çıkıp gitsem yaşayamam bile
    kumardan kalma bir huy bu galiba adrenalin gibi
    beni bırakıp gitme ihtimalini bilerek seni çok kızdırıyorum
    böyle bir riski alıyor olmak
    aslında çok korkutucu, sanma ki ebru tamamdır benimdir bensiz yaşayamaz
    ben ne yaparsam yapayım bana katlanır,ben gitsem bile arkamdan gelir düşüncesi var
    inan ki yok, aklıma ya bir gün biterse diye geliyor ve çok daralıyorum
    çok korkuyorum seni kaybetmekten
    hiç bir zaman biterse bitsin yaşarım ben onsuz da diyemiyorum
    yaşayamaz mıyım? yaşarım elbet ama sende
    nefes alıyorsun afrikada ki fakir bir çocukta
    seni üzmeme izin verme ebru yoksa sonunda ben çok üzüleceğim
    haylaz bir çocuğunum senin ama kulaklarımdan çek arasıra
    insan çocukken anasız aşıkkende yarsız yaşayamaz
    ben sensiz yaşayamayacak kadar çok seviyorum seni
    tekrar özür dilerim dedim
    • benim oğlum yeterince biliyor ne yapacağını zaten
    sadece uygulama hataları yapıyor bazen onu da zamanla öğrenecektir
    birbirimizsiz yaşayamayacağımız halde
    birbirimizi kaybetmeye meyilli hareketler yapmayalım kelebeğim
    daha önce provalarını yaptık ayrılığın seni bilemem ama ben dayanamıyorum sensizliğe dedi
    -evet haklısın ebrum zamanı anımsatan nereye baksak
    ufuktaki ayrılığı görmeye başladık yine dedim(ankaraya okul için dönecek olması)
    bu sırada yemeği de yedik
    üstüne kahve de içtik
    • kalkalım mı dedi
    hesabı ödedim
    küçük bir yürüyüş yaptık
    -herkes için yazılmış birisi vardır ebru dedim
    onaylarcasına başını salladı
    -bazen doğru kişiyi bulmak için bir kaç kişinin hayatına girmesi gerekir
    ben seni buldum
    bana yazılmış doğru kişim için geçmek zorunda olduğum birisi değilsindir umarım
    • kaderi bozmak haddimize değil sen sadece umutlu ol ben öyle yapıyorum çünkü dedi
    -bugünümüze kadar olan kısma bakıyorum da şükretmek gerekiyor halimize dedim
    • tüm dualarımın ilk kelimesinin kelebeğim dedi
    -benim tek duam var o da tek kelimeden ibaret ebru dedim
    iskeledeki bir banka oturduk ama bizim yerimize değil
    başını omzuma yasladı
    bende tek kolumla onu sardım
    bir süre oturduk
    sonra bir türkü kafeye gittik
    bir köşeye oturduk
    çalan müziğe kaptırdık kendimizi
    aheste aheste içtik
    gelen gülcüden bir gül aldım ebruya
    hem gülcüyü kızdırmak hemde ebruyu güldürmek için
    kıran kırana pazarlık ettim gülcü ile
    cingene olduğu için ve bende onunla onun lisanını konuştuğum için
    ama ebru sıkılmış olacak ki
    bir tanesi çekti
    -ver kaç para istiyorsa dedi
    hevesim kursağımda kaldı
    fazlası ile verdim gitti gülcü
    ebru sıkılmış olacak ki
    • hadi gidelim dedi
    hesabı ödedim
    gülü masada unuttu
    bende neden almıyorsun demedim
    bir kaç yüz metre yürüdükten sonra
    -o yüzüğün akıbeti de sana aldığım gül gibi olmasın dedim
    Tümünü Göster
    ···
  16. 241.
    0
    böylece suçu ebrunun üstüne atarak ona olan kızgınlığımı belirtmek için
    • ben mi teklif ettim beyefendi dedi
    -iki yüzük olmadan sözlenilmez ebru diğerini de alıp öyle sözlenelim
    hem ailenin haberi olsun demedim mi dedim gülerek
    • bak yaa yalan söylüyor baba
    -siz hiç merak etmeyin ben onu biraz kızdırır yüzüğü attırırım
    sonra tekrar teklif ederim iki yüzükle böylece siz de görmüş olursunuz dedim
    ben işin gırgırındayken gerekli cevap kayın pederden geldi
    -söz bir kere verilir
    vay amk.
    adam bi cümleyle gibti bıraktı beni orda
    yemek masasında yenmiş yemeğin tabak bulaşığı gibi kaldım
    üstüne ebru
    • duydunuz mu kelebek bey dedi
    yaptığım şakanın ekgib yanını bulup beni iyi züt ettiği için peder beye laf yetiştirmeden
    -çok haklısınız dedim
    anladı bozulduğumu
    annesi bu arada ebrunun yüzüğüne daha yakından bakmaya çalışıyordu
    -çok güzelmiş filan diyor ama
    neresi güzel amk.
    ebruya aldığım yüzükten 100 tane alsan parmağındakinin bir tanesini alamaz
    -hadi kalkalım dedi ebrunun babası
    kimse nereye diye sormadan kalktık
    otele geldik
    -birer içki içelim de öyle yatalım dedi yine ebrunun babası
    bara geçtik
    barmen bar menülerini dağıtmaya başlarken
    -gerek yok menüye soğuk şampanyanız var mı dedi
    hiç de sevmem amk. o köpürenleri
    -ebrunun annesi ben bir de su alayım dedi
    ebru da ona katıldı
    şampanya geldi
    mantar itina ile patlatılıp gerekli miktarda köpük dışarı boşaltıldıktan sonra
    bardaklar dolduruldu
    ... nın şerefine cümlesindeki boş yerleri doldurmak kime düşerdi
    tabiki babaya
    -verdiğiniz sözün şerefine çocuklar dedi bize bakarak
    ıkına ıkına içtim
    bi daha doldurmasınlar diye de hepsini bitirmedim

    yüzümün ekşimesinden peder sevmediğimi anladı
    -başka bişey içer misin dedi
    isterim tabi amk.ama direk de söylenmez ki şunu istiyom diye
    zaman kazanmak için
    barmene
    -menüyü alabilir miyim dedim
    aslında içeceğim şeyi biliyorum
    bi kaç göz gezdirip
    bakarken
    -aynısından bana da söyle dedi. ebrunun babası
    vay amk. üstüme yine sorumluluk bindi
    fikrimi değiştirip onun sevdiğini bildiğim
    iki tane baco söyledim
    bakardi kola fikrim hoşuna gitmiş olacak ki
    -iyi fikir dedi ebrunun babası
    içkileri içtikten sonra
    -bir tane daha içer misiniz dedim babasına
    -hayır yarın araba süreceğim dedi
    sanki benim bir tane daha içmek istediğimi anlamış gibi
    -bir tane daha alabilir miyiz dedi barmene
    elinde içki ile gelen barmene de benim için olduğunu söyledi
    evet yarın alanyaya geri dönüyorduk
    -senin ehliyet yok dimi hala dedi babası
    -yok dedim
    -al bi tane artık dedi
    -tamam dedim
    bayanlarda bardaklarını bitirinceye kadar bekledik
    sonra odalara geçtik
    ben herşey iyi güzel sanırken
    ebru bana suçları üzerime attığı için surat yaptı
    şaka olduğunu söylesemde
    inatla devam etti
    -ne yapmam lazım kendimi affettirmek için dedim
    • hiçbirşey yapma dedi ama nazlanmaya başlamasından kafasında birşey olduğu belliydi
    -söyle işte herşeyi yaparım senin için dedim
    • herşeyi mi dedi gülümseyerek
    tırstım bir an amk.
    hani ben hikaye yazarken araya girip
    hikayeyi devralarak benim zütü kaybedişimi anlatıyorlarya
    bende öyle birşey olacak sandım
    -evet herşeyi lan seviyorum seni ne istersen yaparım dedim
    • peki dedi dudaklarıyla
    aha lan sadece öpüşmek istiyormuş sandım
    dudağına yaklaştım biraz öpüştük
    -tamam mı affettin mi dedim
    • affetme şartım bu değildi ki dedi
    -affetmediğin adamı neden öpüyorsun o zaman
    • affetmediğim sözlümle şampanya bile içerim
    ama o şampanya kadar da soğuk alırım intikamımı
    -affetmeden bi kaç kez daha öpüşelim sonra affeder durursun
    • olmaz
    -ne istiyorsun söyle o zaman
    • şortunu giy dedi
    bi dakika tam kavrayamadım olayı ne oluyor amk.
    benimle beraber olmak istiyor olsa soyun derdi direk
    şortu niye giyeyim ki??
    -niye dedim
    • dediğimi yap kelebek dedi
    bi fantazisi vardır diye düşünüp biraz heyecanlanarak kotu çıkardım
    boxerla kaldığım zaman sordum
    -bunu da çıkarayım mı diye
    • hayır o kalsın şortu giy
    gittim şortu giydim
    -çoraplarını da çıkar dedi
    çıkardım
    bekle dedi
    içeri geçti
    kapıyı kapattı yatak odasının
    bende mal mal bekledim ne olacak diye
    sonra dışarı çıktı
    dizlerine kadar olan bir elbise ile
    • hadi gidiyoruz dedi
    -nereye gidiyoruz
    • beni takip et
    -yalın ayak mı geleyim ebru
    • terliğini giyebilirsin
    -emredersiniz de affedilmeyi neden bu kadar gizemli hale getiriyorsun
    • hadi hadi konuşma dedi
    atar da yapıyor amk
    odadan çıktık
    resepsiyoncunun şaşkın bakışları arasında otelden de çıktık
    denize doğru yürümeye başladık
    binlik koktu burnuma
    -sex on the beach yapmaya mı gidiyoruz dedim
    • bunun içinde affedilmeyi dileyeceksin kelebek bey dedi
    eh beee bişey de denmiyor amk.
    plaja geldik
    -tamam mı dönelim mi dedim
    • hayır yüzeceğiz
    -ebru sarhoşu vardır diskodan çıkanı vardır, hırsızı vardır gel dönelim dedim
    dedim de kime diyorum
    o üzerindeki elbiseden bir çırpıda kurtulup denize yürümeye başladı bile
    bende t shirt çıkarıp
    arkasından gittim
    denize girdik mi girdik
    sarıldı bana öpüşmeye başladık tuzlu tuzlu yine
    ben biraz kendimden geçtim
    -hadi odada devam edelim durduramıyorum dedim
    • ben durdururum merak etme dedi
    bi tane bekçi geldi tüm ortamın dıbına koydu
    sanki denizi gibiyoruz amk.
    -hop bilader ne yapıyonuz burda dedi
    -yüzüyoruz dedim
    -laaan bırak almışsın elin cavır gızını git bi otele zütür dedi
    vay amk. ebruyu turist beni de karı zütürecek yeri olmayan fakir bini sandı
    -dayı ayıp oluyor ne turisti dedim
    -neyse yasak çıkın dedi
    nasıl bi yasaksa amk. alanyada yasak değil
    hem madem göreceksin neden suya girmeden önce görmüyon
    -tamam çıkıyoruz git sen dedim
    -bekliyorum dedi
    ebru sen bekle burda dedim
    -tamam sakin ol dedi ebru
    -git başka bir yerde beklede kız çıksın dedim
    -5 dakika sonra burda görmeyeyim dedi
    vay amk. oğluna bak kim verdiyse o sorumluluğu
    barbaros hayrettin paşa sanıyor kendini
    bekçi gidince
    ebruda çıktı
    otele döndük
    ıslak ıslak
    duşa beraber girdik yine
    sonra da zaten hafif olan ebruyu kaldırıp yatağa zütürdüm
    • akıllı evlenince böyle zütürülür
    -uzun zamandır spor yapamıyorum kas yapayım diye böyle zütürüyorum
    • romantizm fakirisin kelebek dedi
    amk ben fakiriysem sen de çeneni tut.
    ne güzel taşıyoz işte
    -sözlülük romatizmi öldürürmüş dedim
    bu sırada yatağa geldik
    onu yavaşça yatağa bıraktım
    birden birşeyler yapacak olmanın heyecanı ile utandım kıpkırmızı oldum
    evet kırmızı ben yine ben
    utangaç halimden oldukça haz alan ebru da
    ellerimden tutup beni kendine çekti
    • bir öpücük verir misin sözlüne dedi
    -evlenmeden olmaz ebru kusura bakma
    • zorla öperim o zaman
    -kol kaslarına güveniyorsan deneyebilirsin dedim
    biraz daha çekti kendine, sizce karşı koyarmıyım amk.
    • hiç zor olacağa benzemiyor deyip
    yaklaşıp öptü
    sonra bıraktı öpmeyi
    bana baktı
    -bu kadar mıydı? dedim
    • daha ne olsun sözlümü öptüm işte
    -iyi ben yatayım o zaman alacağını almışsın sen
    • senin almak istediğin başka bir şey mi var yoksa?
    -bilmem dedim nasıl bir şekilde dediğimi tahmin edersiniz
    • kol kaslarına güveniyorsan deneyebilirsin
    -benim kadar güçsüzsen hiç sorun olmayacağa benziyor
    • dene bakalım dedi
    ve ilk denemelerimde karşı koydu
    gülerek ve naz yaparak
    yataktan kalktım bir kaç esneme hareketi yaptım
    • ne yapıyorsun deli diyerek öylece bana baktı
    -zorlayacağa benziyorsun ısınmam lazım dedim
    ona aldırmadan ciddi bir şekilde esnemeye devam ettim o gülme krizindeyken
    sonra yatağa geçtim
    uzandım
    • ne oldu dedi
    -çok yoruldum maç yapacak halim kalmadı
    • masaj yapabilirim istersen
    -hani istemiyordun
    • naz da mı yapmayalım
    -sözlünü usandırdın iyi geceler sana dedim
    o üstüme atladı
    tekrar öptü bir kere
    • nerde kaldığımızı hatırlattı mı sana dedi
    -biraz daha kopya verir misin?
    ilkine göre biraz daha uzun süren bir kez daha öptü beni
    sonra da olanlar oldu malumunuz.
    ertesi gün kalktık
    artık alanyaya gitme günüydü
    sabah kalhvaltı için otel restoranında buluştuk
    kahvaltıda bayanlar deniz gidip akşam üzeri dönmek istediklerini söylediler.
    ama biz ebrunun babasıyla denize giderken
    ebru annesi ile kısa bir çarşı turuna alışveriş için gittiler
    ebrunun babası ile
    maaş konusunda konuştuk
    -maaşıma zam istemiyorum diğer personelin bu duruma vereceği tepkiyi az çok tahmin edersiniz
    bu durumdan rahatsız olmak istemiyorum
    zaten yeterince yüksek maaşım dedim
    -kimin haberi olacak ki dedi
    -muhasebecinin olur müdürün olur onların da ağızlarını ne derece tutabileceği soru işareti dedim
    -söz verdim ama eşime dedi
    -zam yaptığınızı söylersiniz olur biter dedim
    -tamam o zaman sen bilirsin ama bir şartım var dedi
    -nedir dedim
    -bunu söz hediyesi olarak gör ehliyet masrafların benden dedi.
    -şartınızı kabul etmiyorum kusura bakmayın dedim
    -neden dedi
    -böyle yapacaksanız bana maaş da vermeyin zaten herşeyi siz ödüyorsunuz dedim
    -iyi sen bilirsin dedi
    bir süre oturduk ben denize girdim çıktım
    biraz daha uzandıktan sonra ebrular geldi
    nerden aklına geldiyse
    • hadi jet skiye binelim dedi
    Tümünü Göster
    ···
  17. 242.
    0
    *yanımda yürüyerek takip et kelebek

    bi devlete hükümdar yapsalar vay o milletin haline
    ama madem onu zamanında üzdük.
    sonra gönlümüze yenildik ve tekrar beraber olmak istedik
    gönlümden ruhumdan iki oy çıktı ona
    bırakayım da biraz hükümdarlığını sürsün
    sonra hem dudaklarında hem vicdanında bir isyan çıkarır tekrar hükümdar olurum mantığıyla
    biraz da binliğine yanına koşup hemen yanında yürümeye devam ettim
    iskeleye doğru yaklaştığımızda bizim yerimize gideceğini sandım ama yürümeye devam etti
    bende yanında yürüdüm aptal aptal
    geriye döndü ve bizim yerimize bakarak
    sonra da bana kısaca bakarak
    • yok henüz buraya oturmayı hak etmiyorsun dedi
    -sen otur ben ayakta bekleyeyim dedim
    • boynum ağrır sana bakacam diye
    -zaten bana hiç bakmıyorsun ki
    • evet haklısın gidelim dedi
    hakaten de hiç bakmıyor
    geriye yürüdük
    yerimize geldik o sorgusuz sualsiz kendi eviymiş gibi oturdu
    ben otursam mı oturmasam mı diye düşünürken otur bile demedi
    • evet buluşma isteğinin sebebi neydi dedi ben ayaktayken
    -ayrılığı hakedip haketmediğimizi tartışacaktık sanırım
    • ayakta bekleyenler hep suçlulardır dedi
    o el ele tutuşma olayını tekrar konuşmaya dayanamayacak kadar bozulmaya meyilliydi sinirlerim.
    o yüzden hiç tartışma konusu yapmadım kimin suçlu olduğunu
    -buyrun kesin cezamı hakim hanım
    • zamana danışmam lazım, erteliyorum celseyi oturabilirsin

    gerçekten suçluymuşum gibi oturdum
    bana göre bir naz oyunuydu yapılanlar ama
    ebrunun bütün suçları benim üzerime atmaya çalışması
    kendi suçlarını tamamen sıfıra indirgeme uğraşı içinde olması
    içimdeki çocuğun oyun zevkinin amk.du
    bak kelebek diye cümle kurup arkasında
    geçmişi tekrarlaması en son istediğim şeydi
    bir an pişman olur gibi oldum
    tekrar buluştuğumuza
    bir süre sessiz kaldık
    -konuşacaklarımız bittiyse ben gideyim dedim
    • bir daha yapmayacağım desem inanır mısın bana kelebek
    -zamana danışırım
    • ikimizin de zamana mı ihtiyacı var yani
    -galiba dedim

    ne hayallerle gelmiştim ama muhabbet iki sevgilinin birbirinden
    zaman isteme gibi gibtirtaktan bir muhabbete dönmüştü
    • bu zamanı benimle mi bensiz mi geçirmek istersin
    -sensizlik bölümünü biliyorum, seninle olursayı örneklendir
    • en azından böyle görüşürüz
    -ikramiyesi de olur mu böyle görüşmelerin dedim(öpüşme sarılma vs)
    • kalbime kalbime gelirse ziyaretlerin ikramda kusur etmem, mifafir perverdir aşkım
    -bırak şimdi sadede gelelim, arkadaşmıyız sevgili mi?
    • sen hangisini istersin?
    -eski ebruyu dedim. içimde kalmışlıkla
    • ben hiç değişmedim kelebek hep aynıydım
    -o zaman arkadaş bile olmayalım ebru
    • neden
    -üstü üste söylüyorum iyi dinle
    ben hayatındayken kim olursa olsun
    başka erkekle benim olmadığım bir yere ne amaçla olursa olsun gidersen
    hangi duyguyla dans edip elini tutmanın
    bir daha bana açıklamasını yapma şansı bile vermem haberin olsun
    • çok büyütüyorsun bunu arkadaşım o benim
    -seni kalbimde büyüttüğüm kadar
    bu olayı da büyütürsem cinayet sebebim olur
    ya sana kalbimin çapını küçülteyim yada
    sen başka erkeklere adımlarını küçült
    • hiç mi erkek arkadaşım olmasın
    -benim de kız arkadaşlarım olsun
    bende onlarla senin yaptığını yapayım sonra tekrar sor soruyu
    • ama niyet önemli sonuçta
    -namaz kılanların cehennem korkusuyla mı
    cennet umuduyla mı kıldığını allah bilir ebru
    benim tek kıblem sen iken sen başka yerlere dönersen
    abdestimiz kaçar
    bozmayalım huzuru
    • tamam haklısın dedi
    -bir daha bu konuda haklı olmak istemiyorum
    • tamam denerim
    -seni zorla çağırmadım
    zorla kendime aşık etmedim
    ki bu son yaptığın zaten aşık olmana çelişen bir durum bana göre
    gitmek istiyorsan değişemeyeceğine de inanıyorsan durma
    ama ben bir daha aynı sebebden dolayı gidersem beni de durdurmaya çalışma dedim

    beyler içimi döktüm mü döktüm
    rahatladım mı evet
    gerisini ona bıraktım
    kendiyle yüzleşsin amk.
    yine tamam söz gibi şeyler mırıldandı ve yanıma biraz daha yaklaştı
    tamam artislik yaptık kıza ama seviyorum da amk
    -ebru bana bu konuda söz verme
    yapmak istersen yine yap ama bana önceden haber ver
    sevgilim değilken yapmış olursun
    • ohoo tamam hakim bey siz bütün dosyaları kapatmışsınız
    -evet kapattım, kararımı da verdim
    şartlı tahliyesin gönlümde dedim

    tahliye sevincini bir sarılmayla kutlamak istedi
    birikmiş sinirim geçmediği için
    gönülsüz izin verdim sarılmasına
    -sen beni kendi yerine koy, beni öyle gördüğünü düşün ondan sonra ver temyize ver
    • kendimi tek koymak istediğim yer yanın, çok seviyorum seni dedi
    -benim de sevmeye devam etmeme yardımcı ol dedim
    sinsice sırıtarak dudaklarıma yaklaştı
    sonra küçük bir öpücük kondurdu
    • böyle mi
    -bu taktik hiç aklıma gelmemişti dedim
    yine öptü
    özlediğim öpmeler olduğu için
    bende yenilgiyi kabul ederek kendi sahasında top çevirmesine izin verdim
    bir süre öptükten sonra
    • evde yaptıklarımdan çok utandım kusura bakma dedi(soyunması)
    -istediğimi sandığın şeyi almaya çalışsaydım bana mani olacakmıydın?
    • sana daha çok kızardım galiba ama sözümde durabilme şansımın devam ettiğine seviniyorum dedi

    ben bir şey demeden
    • gördüklerini unutabilir misin lütfen
    -hiç sanmıyorum dedim pis pis sırıtarak
    • terbiyesizlik yapma dedi
    -soyunan sensin terbiyesiz olan neden benim?
    • pişmanım ama
    -ben göreceğimi gördüm, sözünü 5 gözle beklemeye başladım
    • 4 gözle denir ona ama dedi.
    biraz düşündü ben pis pis sırıtırken
    • çok pissin yaaa diye ekledi
    yine bir hafif şamar
    yüzündeki utancını göğsümde saklamaya çalıştı
    -utanma be aşkının sanatı değil miyim? sanat için soyundun varsay dedim. yine gülerek
    • kapat konuyu lütfen dedi gözlerini büyüterek
    -inşallah bir daha ayrılmak gerekmez gördüklerimi tekrar görmek için

    ağzımı kapattı.
    sonra ağzımı kapatmak için ellerinden dudaklarına geçiş yaptı.
    gecenin geri kalan kısmında daha fazla da konuşturmadı zaten
    sonra eve bıraktım.
    yolda türlü muziplikler yaparak
    uzunca bir sarılma ile veda edip
    yarının ne getireceğini beklemeye başladık tekrar başlayan aşkımızla
    Tümünü Göster
    ···
  18. 243.
    0
    yürümeye devam etti
    gözden kaybolduğu köşeden dönünce arkasından koştum
    köşede bekliyormuş beni
    belki de geri gelicekmiş
    • hayret koşabiliyormuşsun
    -evet para bozdurmam lazım gidiyordum
    • beni ikiye bölüp geçicektin ama
    -dur geç kaldım görüşürüz sonra dedim gülerek
    • çok gıcıksın kelebek deyip suratını düşürdü yine
    -aşkımın maddiyatı tamam bozulma
    ama dükkana dönmem lazım görüşürüz deyip döndüm
    geri giderken
    • bi kere sarılsaydık bariii
    -onu ben gidiyorum diye artislik yaparken düşünecektin

    içimdeki barışma sevincinden olsa gerek
    ilkokullu çocuklar gibi
    havaya havaya koşarak dükkana gittim
    ebrunun şaşkın bakışları arasında
    ben yokken bir müşteri gelmiş
    ona satışı yapıp gönderdikten sonra mesaj attım
    bir an önce gitsin diye de ne fiyat teklif ettiyse verdim amk turiste
    ben aşkımın ihalesini tekrar kazanmışım
    pazarlıkla mı uğraşayım amk.
    -gelme sırası bende mi şimdi
    • neden gelecekmişsin ki?
    -koşarken ellerim havadaydı görmedin mi?
    • onu koşmaya başlamadan düşünecektin
    -akşam buluşunca da fikirlerin aynı mı olacak
    • akşam buluşacağımızı kim söyledi
    -gece buluşuruz herhalde yazdım ama
    cevap yazmadı
    -yarın buluşsak
    • sanmıyorum
    bende yazmadım
    bir saat kadar sonra dükkandayken
    -evin önündeyim yazıp gönderdim
    10 dakika sonra
    • hani nerdesin
    -aşşağı ineceğimi sanmıyordum dükkana geçtim
    • yaa beni neden boşuna aşşağı indirdin
    -10 dakika bekledim bişey de demedin hadi dükkana gel
    • hayır beyefendi sen geleceksin yeter benim geldiğim
    -o zaman dükkanı kapatıncaya kadar bekler misin lütfen
    • bu kibarlığın sebebi beni çook özlemiş olman mı
    -hayır seni boşuna aşşağı indirmiş olmanın özrü,bi de beklemem demenin korkusu
    • özrün kabul edilmedi
    -ben nasıl affettireceğimi biliyorum merak etme
    • hadi bakalım
    dükkanı kapatma saati geldi.
    dükkandayken mesaj attım
    -aşşağıda bekliyorum
    • filme bakıyorum gelemem dedi
    -topu topu bir buçuk saat sürer beklerim
    • sonra bir filme daha bakacağız
    -kendi hayat filmin bitinceye kadar beklerim
    ben bu sırada evlerine doğru yola çıktım
    gerçektende 40 dakika daha bekletti
    hemde bile bile
    sonra aşşağıya inip
    • merhaba dedi
    -merhaba
    • hadi iyi geceler bu buluşma sana yeter
    şaka yaptığını umdum ama gitti
    -bu gece bir daha buluşacak mıyız diye mesaj attım
    • sanada iyi uykular dedi
    çaresiz eve gittim
    mesaj da atmadı
    belli ki benim burnumu sürtmek istiyordu
    bozuntuya vermeden izin verdim
    ertesi gün dükkana gittim
    biraz daha haz alsın yaptığından diye peşinden koşuyormuş numarasına başladım
    -lütfen bugün seni bir kere göreyim
    tahmin ettiğim gibi yine sallamadı
    saat başı mesaj attım
    seni çok özledim
    yeter çektirdiğin acılar
    lütfen affet artık affet
    spor mağazasına gidiyorum dizlik alıp önünde diz çökmeye geleceğim
    bu tarz mesajlar atınca anladı tabi binlik yaptığımı
    • çok eğleniyorsun değil mi kelebek
    -tamam pişmanım ama
    • kalbimi kırıyorsun hep
    -mesajlaşmayla olmaz inadı bırak günler geçiyor buluşup konuşalım
    • yeni çıkmaya başlamış sevgili kuralları geçerlidir öpmek sarılmak yok
    -kurallar yürürlüğe girmeden bir buluşalım sonra yine konuşuruz bunları
    • o zaman buluşmada yok
    -kurallar buluşması bitmiştir tamam kabul
    • işin bitince haber ver o zaman
    o saatten sonra geceki buluşmaya kadar kendimi hazırladım.
    işim hiç kolay değildi
    beni çok zorlayacağı belliydi
    dükkanı kapattım ve mesajı yazdım
    -ben hazırım, dükkandan sizi eve yürüme mesafesi kadar uzağım
    • gelince tekrar hatırlat bana dedi
    naz yapacağı belliydi
    evlerinin altına geldim
    -bu mesaj aşşağıda olduğumu hatırlatma mesajıdır yazıp gönderdim
    bana gönderdiği cevapta sadece
    • bekle yazıyordu
    kadının eline ipleri verirsen böyle olur tabi amk.
    10 dakika geçti yok 20 dakika geçti yok
    deli gibi aşşağıda bekliyorum
    bir mesaj daha yazdım
    -başka bir zaman buluşma arzusundasınız galiba müsadenizle gidiyorum yazdım
    • ben seni unutmuşum birazdan geliyorum
    yine on dakika beklettikten sonra aşşağı geldi
    bir surat bir tavır sanki film artisti.
    makara yapacak benimle belli amk.
    onun o halini görünce en büyük uğraşım ciddi kalıp gülmemi önlemekti ama ne mümkün
    -hoş geldiniz hanfendi dedim elini kibar valeler gibi öpmeye yeltendim
    • hoş bulduk gerek yok dedi elini uzatmadan
    kendi kaleme gol atmış kadar züt oldum aşkın önünde
    -nereye gitmek istersiniz
    • beni takip et dedi
    yürüdü gidiyor
    üç beş adım gerisinden bende yürümeye başladım.
    o adımlarını yavaşlattıkça bende yavaşlattım
    Tümünü Göster
    ···
  19. 244.
    0
    evet yalnızlığın gidilebilitesi olan bir adresi yoktu
    bir sınav için kendini hazır hissedip
    sınav sorularını görünce aslında hiç bir tak
    bilmediğini farketmek gibiydi.
    ayrılık hocasına mazeret olarak
    beynimde elektrikler kegibti
    mum ışığında göremedim onu kadar sevdiğimi diyemezdim
    defalarca sınıfta kalmam garanti gibiydi bende bu aşk varken
    uyku bile yalnız bıraktı beni hiç gelmedi
    ertesi gün hayatın realine dönmek zorunda kaldım
    yine işe gittim
    hep gittim
    hep geldim
    hiç birşeyi yine değiştiremedim
    yalnızdım
    onca insana rağmen hemde
    kalbim ebrudan ötesini görmezken
    gözümde diğer kadınları bacıdan öte göremedi
    5 gün sonra dayanılmaz hal alınca yaşadıklarım
    onun gidebileceği her yeri sıkça ziyaret etmeye başladım
    en azından görebilme umuduyla
    dükkanda değil dükkanın önünde durdum hep
    belki yoldan geçer diye
    dükkanı kapatınca evlerinin önünden geçtim ama nafile
    binlerce kez bişeyler yazmayı denedim telefonla ama hiç birini gönderemedim
    bir kaç günde unutabiliyorsa insan sevilmeyi bile haketmeyen birisidir
    ben unutamadım
    ama sevilmeyi başka sebeblerden dolayı haketmiyordum
    çünkü delikanlılığı yine o yaptı
    ilk mesajı yine o gönderdi
    • günaydın
    bir günaydın bu kadar anlamlı olmazdı.
    kalbimdeki ölü hücreleri yeniledi resmen
    -günaydın
    diye cevap verdim
    keşke daha başka birşey de yazsaydım
    çünkü dondu kaldı muhabbet
    akşama kadar elim telefonda bekledim
    o yazmayınca çok saçma da olsa
    -iyi akşamlar nasılsın? yazabildim
    • nasıl bıraktıysan öyleyim işte.sen nasılsın? dedi
    nasıldım ki ben? seni terkettiğim gibiyim mi deseydim
    -sen nasıl olmamı isterdin
    • benim fikirlerime ihtiyacın yok sanıyordum
    hiçbirşey diyemedim
    • mutluluk tercihlerini hep kendin için yapıyorsun
    ellerim titredi yazamadım
    konuşsama amk. yazsana bişeyler dedim rezilliğimden sustum sadece
    • nasıl olduğumu sorman bile mutlu etti beni çok sağol hiç görüşemeyiz sanmıştım halbuki
    -görüşelim ebru dedim bütün utancımla
    • nasılsınlarda mı kalacak hep görüşmemiz
    -mutlu olmuyor musun böyle
    • beni mutlu etmek için mi görüşüyorsun sadece
    -bilmiyorum dedim
    çok dik kafalıydım çoook
    gece olmadan
    • iyi geceler sana kelebek
    -çok mu kararttım yine akşamı yoksa
    • bir güneş kendi ışıklarını güpegündüz bu kadar nasıl söndürebilir inan anlamıyorum güneşimsin kelebek
    -kendimi bende anlayamamaya başladım zaten iyi geceler sana yarın görüşürüz
    • görüşürüz
    dükkan kapanıncaya kadar bekledim
    gidip gecenin muhakemesini uyku öncesi yaptım
    salaklıklarımın iyice farkına vardım
    o yazmadan ben yazdım
    -günaydın diye
    • bi kaç dakika bekle
    dakikalarca benim yazmamı beklediğiniz gibi bekledim
    yarım saat sonra dükkana geldi
    vay amk. bırakıp gittiğim kıza bak bırakılır mı lan bu diye kendi kendime sövdüm
    • şimdi konuş bakalım
    söyle günaydınını
    benimle dalga mı geçiyorsun
    daha mı çok acı çektirmek istiyorsun görelim dedi
    hem korkarak hem utanarak ama dik durmaya çalışarak
    -günaydın dedim
    • günaydın kelebek nasılsın dedi çok alaycı bir şekilde
    -teşekkür ederim sen nasılsın
    • hamdolsun gideyim mi şimdi? geçtin mi dalganı?
    -bişey içer misin?
    • içmem dedi çok sinirliydi.
    babam bana o derece kızsa evlatlıktan redderdi
    -özür dilerim
    • bende seni seviyorum gerizekalı dedi.(önceki bölümlerden hatırlarsınız. özür dilemenin seni seviyoruma eşit olduğu)
    -ben onu demek istemedim dedim
    • sen ne dersen de olm ben seni seviyorum, gidiyorum ama yine de seveceğim,ne halin varsa gör deyip gitmeye yöneldi
    ama keyiflenmişti sanki benim yumuşamam karşısında
    -bi çay içseydik dedim arkasından.
    • önce sevdiğini söyle dedi biraz cilveli harflerle
    -özür dilerim dedim. biraz utanma sırıtma harmanıyla
    • adam gibi söyle
    -seviyorum
    • kimi?
    -ebeeee... ebruyu
    • cümleyi baştan alıyoruz
    -seviyorum
    • beni cümle içinde kullanarak söyler misin lütfen dedi gülümesesini saklayarak
    o kadar hiç utanmamıştım herhalde.
    binlerce söylediğim seni seviyorum
    o kadar utanarak söyledim ki.
    • deli dedi bana

    gerçekten delilikti yaptığım
    ya geri gelmeseydi?
    artık tekrar barışmış sayılırdık
    ama sadece sayılırdık
    çünkü toprağın altındaki aşkımızın hazinesinin
    kapağını açabilmek için kenarlarında kalan toprağı da almak herekiyordu
    haklı olarak naz yaptı
    • ben gidiyorum dedi
    -nereye dedim
    • ben görevimi yapıp beni sevdiğini hatırlattım biraz da sen koş peşimden dedi
    -bi saniye dedim derken hemen elini tutup
    -yakaladım işte dedim
    -sen öyle san kelebek bey deyip elimden kurtulup gitti
    vay amk. nazın çekiciliğine bak.
    nasıl gibersen öyle gibilirsin
    puştluğumun bana verdiği gazla ardından gitmedim amk
    arkasına baktı benim gelmediğimi gördü adımlarını iyice yavaşlattı
    sonra durdu
    ey allahım dediğini sandığım bir hareket ve yüz ifadesi ile
    Tümünü Göster
    ···
  20. 245.
    0
    hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldim
    açmaya çalışırken
    arkamdan gelip sarıldı
    onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
    • sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
    verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
    ilk seninle olacak kelebeğim(ciks)
    -ebru üstünü giyin konuşalım
    kafamı hiç geri çevirmedim
    kapıya baktım hep
    o bir müddet sonra giyindi
    omzuma elini koydu
    yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
    bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
    beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
    tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
    -bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
    sen ankaraya gideceksin
    o çocukda orda olacak
    ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
    hergün her saniye kendime soracağım
    acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi?
    bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
    seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
    gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
    hadi onu geçtik
    zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
    ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
    hiç görüşüyorlar mı
    hala onu seviyor mu
    onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
    seni çok üzerim bu saatten sonra
    kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın
    sakın seni sevmediğimi düşünme
    sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
    seni başkalarıyla arkadaş olmanı
    kıskanacak kadar seviyorum
    aşkın saçmalıkları bu yaptığım
    seni adam gibi sevdiğimi sanarken
    bak seni ne hale soktum
    kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
    bana herşeyini vermeye hazır hale gelmişsin
    ama benim istediğim bu değil
    eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
    diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
    birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
    sana da ispatlayabilirim istersen bu farklılığı
    • nasıl
    telefonumu çıkardım
    isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
    gelen mesajlar sadece ebrudandı
    -sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
    muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
    sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
    bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
    seni bırakmasına rağmen
    benimle olunca yine peşine düştü
    benimde peşime düştü
    benimle kavga edecek kadar hemde
    ebru onunla kavga ettiğimizi o ana kadar bilmiyordu
    • kavga mı ettiniz diye sordu
    -kavga ettik,o kavgaya rağmen sen benimle beraberken bile seni benden almaya çalıştı
    sonra da hiçbirşey yokmuş gibi seninle arkadaş olmak istediğini söyledi
    sende buna inandın
    hiç düşünmedin
    seni bırakıp giderken aklı nerdeydi
    hiç düşünmedin
    neden benimle tekrar arkadaş olmak istiyor diye
    çünkü erkekleri anlayamazsın
    benim senden istediğim sadece sevgilim olmandı
    ilk defa seninle ağladım sevgimden dolayı
    ilk defa gerçekten güldüğümü hissettim
    dizlerimi ilk titreten sendin basit bir el tutmayla bile
    iddaa konusu olmasın ama ben seni senin beni sevdiğinden daha çok sevdim
    geceler boyu aklımda olan
    gecelerimden taşıp günlerimi dolduran sendin
    kısacası çok sevdim seni
    ama sana göre yanlış olan
    benim doğrularım
    sonunda hatırlattın bana şarkıyı
    seni görebileceğim yer rüyalar artık
    deli diyorlar bana
    ah bu ayrılık...
    gözyaşı sayısına bir kaç ilave oldu
    • ne yaparsam yapayım boş mu yani diye sordu
    -ikimiz için en iyisi bu galiba, senin doğruların bana çok geniş kusura bakma
    • galibayı biraz daha düşün lütfen
    -ben düşüncelerimi söyledim, ikimiz için en iyisi bu
    • arkadaş da mı kalamayacağız?
    -iki sebeble hayır 1 daha kolay unutursun 2 gelecekti aşkına zarar verme korkum
    • şimdi beni böyle bırakıp geleceğimden de konuşabiliyorsun
    ah amk. gitmek isteyeni gibeyim.
    sarılıp deli gibi boynuna atlayasım var ama
    amaları kalbime sokan beynime sokayım
    -umarım mutlu olursun dedim
    gözlerim dolarak
    • dilim başka aşkımlara nasıl alışacak şimdi dedi
    dolan gözlerimin setleri patladı
    -alışırsın zamanla
    • alışamam aşkımmm
    eh be ayrılık bu kadar mı zalimsin
    bu kadar mı zorsun amk.
    neden bırakmıyorsun kapıyı açıp gideyim
    neden hem beni hem onu daha çok üzüyorsun
    neden birden aklıma onsuz geçecek günlerin özetini sunuyorsun
    gitmek o kadar kolayken o kadar da zordu
    altı üstü kapının kolunu aşağıya basıp kendime çektikten sonra bir adım dışarı çıkacaktım
    zaten ayrılık rüzgarı kapıyı kendisi kapatırdı
    benim unutacak kimsem olmamıştı o güne kadar
    kapıdan çıkarsam o mecburiyetle yaşamaya başlayacaktım
    hep şarkılarda unutmaktan bahsetmiyormuydu
    zor olmasa unutmak beste yaptırır mıydı insanlara
    efesleri offff ulan offf diye çeken insanların da ebruları değilmiydi unutulmak istenen
    gitsem önden
    kalsam arkadan yiyecektim aşkın kazığını
    ama mutlaka bir yerimden girecekti
    sırtımı dönüp kapıyı açtım
    o yaz gününde yüzüme vuran soğuk yalnızlığımda üşüyeceğimin sinyaliydi
    bir kez daha gitme dese dönüp sarılacaktım
    demedi
    dışarda kaldım
    o ise içerde
    aramızda hala bir kapıyı çalma mesafesi vardı
    ayaklarım üzerinde daha fazla duramadım
    önüme gelen ilk basamağa oturdum
    hani arkamdan kapıyı açar mı diye
    açmadı
    5 dakika kadar oturdum
    sonra ya kapı deliğinden baktı
    yada pencereden benim çıktığımı göremeyince
    kapıyı açtı
    içime bir umut doldu
    gibimin beğenmediği iki züt yüzünden ilişkimiz ne hale gelmişti amk.
    hiç arkama bakmadım
    geldi yanıma oturdu
    • yalnızlığın gidecek adresi yok değil mi diye sordu
    • yaşadığın yalnızlığa bağlı sen benim yalnızlığımda başka ellere gittin
    dedim demesine ama
    sonra pişman oldum dediğimden
    -gördün mü sürekli aynı şeyler olacak hiç kendimi tutamayacağım dedim
    bir kibrit çöpü ile kibrit kağıdına döndük
    bir kere sürtmeyle bile deliler gibi sarılıp öpüşebilirdik
    ama hep oksijenini bitiriyordum aşkın
    tekrar yanmaya inatla karşı geldim
    yanımda otururken ağlaması kesilmiş
    derin düşüncelere dalmıştı o da
    lafları ağzına ağzına sokunca konuşacak takat bile bırakmamıştım kızda
    hala gitmeyip yanımda olması bile aşkının ispatıydı benim için
    kendime kızarak kalktım ayağa
    -görüşürüz dedim
    hiç bana bakmadan
    • görüşür müyüz ?? dedi umutsuzca
    ağzımdan kaçmış bir kelime değildi
    gerçekten görüşmek istiyordum
    bir kaç saniye daha kalmayı o kadar isteyen kalbim
    mağlup düştü bacaklarıma
    gittim
    dükkana geldim
    bir kaç saat durup dükkanı kapattım
    eve gittim
    ama duramadım evde
    bir planım olmamasına rağmen
    kapıdan dışarı çıktım
    Tümünü Göster
    ···