-
226.
0deli gibi sevdiğim kızın bana nefretle bakan gözleri vardı artıkTümünü Göster
bitmişmiydi lan herşey
bu muydu amk
yemediğimiz bir yannantan dolayı
zütümüze mi kaçacaktı ayrılık gibi
ben kös kös otururken ebru da yüklendikçe yükleniyordu
• bana tutamayağın sözler neden verdindedi
-tuttum ben sözümü ebru dedim
daha çok kızdı
• başkasının koynuna yatarak mı tutuluyor artık sözler artık dedi
bişey demedim
amk çok pis yakalanmışız
bi karının evine girerken görüncen sonra
-valla bişey yapmadık kim inanır amk
ona da bakmıyordum zaten
-tamam kelebek haklısın sende haklısın demekki ben sana yeterince iyi sevgili olmadım.
sende hata aramıyorum artık
her istediğini yaptım ama demekki yeterli değilmiş
ne istediysen verdim
hatta istemediklerini bile verdim
tek elif olduguna da inandıramazsın artık beni
tek bir sorum var neyi ekgib yaptım onu söyle bari lütfen dedi
kafamı hafifçe ona çevirdiğimde gözlerinin yaşlı oldugunu gördüm
böyle bir acı böyle bir çaresizliğin tarifi yok
birazdan asılmayı bekleyen idam mahkumu gibiydim
sevdiğim onsuz yaşayamayacagımı bildiğim kız muhtemelen gibtir git diyecekti bana
yine diyecek birşey bulamadım
ne dersem diyeyim inanmayacagı belliydi
kafasında ben ile elifi aynı yataga koymuş
yapılabilecek çok fazla şey yoktu
ben konuşmayınca daha da ağlaması arttı
• konuşsana sinir etme adamı dedi
-o gece o eve gittim deli gibi seviştik sen hiç aklıma bile gelmedin
onun yanındayken sana yazdığım mesajlarıda sen şüphelenme diye yazdım
bunca yıl sana hep yalan söyledim
tek elif değil onlarca kızla seni aldattım
seni hiç sevmedim
hiçte sevmeyeceğim dedim
aptal aptal bana baktı ne diyecegini şaşırdı
o şaşkınlıkla bana bakarken
• tüm gücümü toplayıp sana bir kere vuracaktım acım azalsın diye ama onu bile haketmiyorsun
erkek olsam bildiğim tüm küfürleri hakedecek
durumdasın şu an gözümde yazıklar olsun sana dedi
-ben duymak istediklerini anlattım ebru anlatacağım başka hiçbirşeye inanmayacaktın
böyle olması gerekiyormuş kusura bakma dedim
cebimden istanbul biletini çıkarıp yırttım gözünün önünde
çevreye saygısızlık ederek yere attım bütün parçalarını
-artık gidecek yerim bile yok dedim
• istedigin yere git bundan sonra beni ilgilendirmiyor dedi
kalktı parmağındaki yüzükleri çıkardı oturdugum yere bıraktı
yürümeye başladı
ben oturdum kaldım
gidiyordu resmen
-son birşey rica edebilir miyim senden dedim
durdu
-son ricam olacak söz dedim
gitmekle gitmemek arasında gidip geliyordu ama çaresiz bir şekilde sevdiğini bildiğim için en azından dinleyeceğini biliyordum ricamı
• ne var dedi
-bir arkadaşa telefon açmam lazım telefonunu kullanabilir miyim dedim
• al senin olsun bana bundan sonra lazım olmayacak zaten diye zütüme bir iğne daha batırdı
-hayır otur lütfen dedim
oturmadı
-lütfen dedim
hiç konuşmadan oturdu
biladere mesaj attım ebrunun telefonundan
-bilader elif diye bir kız nosu olcak mesajları silmediysen vardır orda bu numaraya acil bir yolla dedim
bir dakika sonra bilader numarayı gönderdi
-bak ebru şimdi elifi arıyorum hiç sesini çıkarma ve sadece dinle dedim
• sizin aşk konuşmalarınızı dinlemek istemiyorum dedi
ama meraklıydı acaba ne konuşcaz diye
belliydi gönlünün üzerine bir su serpilmesine ihtiyacı oldugu
o kadar yılın hatrı vardı en azından
elifi aradım
cevap verince megafonu da açtım
konuşmaları aynen yazıyorum
-alo buyrun
-merhaba elif ben kelebek nasılsın
-iyiyim kelebek aramazsın sanıyordum sen nasılsın
-bende iyiyim sağol
-bu telefon kimin
-benim yeni numaram elif askeriyeye sokmaya çalışacagım mesaj atarsın sokamazsam da istanbula gidinceye kadar mesajlaşırız olur mu dedim
-tamam sağol dedi
-ben kapatıyorum kendine iyi bak dedim
-bişey sorcaktım sana dedi
vay amk sonra sor başka zaman sor elife güvenip iş yaptık amk.ama gibe gibe
-buyur elif dedim
-o geceden sonra bir daha aramadın beni neden şimdi numaranı veriyorsun. dedi
-otobüsüm kalkacak o geceyi de sebebini de mesajlaşarak konuşuruz dedim
-tamam iyi yolculuklar dedi
-sağol deyip kapattım
elimi valize attım
eş dost arkadaşların telefon numaralarının kayıtlı oldugu not defterini de ona verdim
telefonu ebruya uzattım
-artık kelebek sensin istedigin soruları ona sen sor kelebekmişsin gibi dedim
• ben konuşmam dedi
-bana inanmak hiçbirşey olmadıgını duymak istiyorsan sana birinci ağızdan şans verdim.
istersen ona yazma
ben günlerce sana tekrar tekrar ona dokunmadığımı bile anlatayım
ama inanacaksan
ha korkma benim ezberimde tek bir telefon numarası var o da seninkisi
elifi arayıpta kendimi sana affetirecek sekilde konuşmasını rica etmem
nasıl olsa biletimi de yırttım istedigin kadar beklerim sen bana inanıncaya kadar dedim
hiç birşey diyemedi
ne yapsam düşüncelerindeydi
-gel beni otobüse bindir istanbula uğurla otobüste telefon kullanamam, zaten telefonum da yok
5 saat gibi bir zamanın var şimdiden başla mesajlaşmaya
istediğini sor, istersen fikir vereyim.
ona blöfler yap acaba öpüşmesek miydi diye
-bilmiyorum dedi
biraz olsun inanmıştı ama şüpheyi kendisi geçirebilirdi ancak
bende ona bu şansı verdim
-tamam hadi gidiyoruz dedim
-nereye dedi
tuttum kolundan
taksi cevirdim bir tane
otogar dedim taksiciye
-kelebek sen başla elifinle yazışmaya istersen dedim
hiçbirşey bilmiyora benziyordu
ben yanındayken yazmadı
otogarda taksiden inerken
• ben vereyim senin paran yoktur askersin sen dedi taksi parasını
-ben veririm dedim
herşey hala sevdiğine işaretti
otogara gittim 10 dakika içinde kalkacak bir otobüs denk geldi
bileti aldım
otobüse valizi teslim ettim
-bu yüzükler sende kalsın bişey yaptığıma inandığın cevaplar alırsan eliften,
çöpe atarsın benim başka verecek kimsem olmaz çünkü senden başka dedim
söyleyecek çok seyim vardı ama en lazımlarını söyledim sadece
-çok şanslısın beni unutmak istersen sadece numaranı değiştirmen yeterli olacak
yoksa hep arar dururum seni her boş vaktimde kendine iyi bak ebru dedim
ve henüz 5 dakika olmasına rağmen otobüse bindim
sarılmadık öpüşmedik
güle güle bile demedi
camdan ona bakmak istiyordum ama tutmakta zorlandığım gözyaşlarım dökülür de üzülür diye bakmadım
el sallamak bekle beni sevdiğim senin için geri geleceğim demek isterdim ama kısmet olmadı
sarılıp bir kez öpmek isterdim üzülme herşey geçecek buda bitecek demek isterdim
ama otobüs kalktı gidiyordum artık
sadece o eve gitmek beni bu kadar ağır cezalandırdı
işin en kötü tarafı aşkımı elifin ellerine teslim etmiştim
ben ne kadar anlatsamda ebru inanmayacaktı ama en azından şeytan da olsa elifden medet bekledim
o yolculuk acaba mesajlaştılar mı?
elif aptalca birşeyler yazdı mı diye düşünerek geçti
en önemli soru ebru bana inanacak mıydı
yolda bir kez mola verdik
elifi aramak aklımdan geçti ama ararsam gerçekten bir huurluk yapıp beni ebrudan ayırma fırsatını ona vermemi degerlendirebilir diye yapmadım
zaten inanın telefon numarasını da hatırlamıyordum
ve istanbula geldim
yannan giben kelebek antalya -
227.
0e 5 üzerinden küçükyalıda indimTümünü Göster
biraz yokuş tırmandıktan sonra
kenan evren kışlasına girdim
gerekli belgeler teslim edildikten sonra beni diger biriken askerlerle tabura zütürdüler
tabura adım attım
daha önce hiç görmediğim denizci kıyafetli askerler mi dersiniz
mavi kamuflajlı havacılar mı dersiniz
siyah bereli tankçılar mı dersiniz komando bereli askerler mi dersiniz
sivil kıyafetlisi
takım elbiselisi
kirli sakallısı
normal piyadesi ne ararsan var
ne oluyor burda nasıl bir yer derken
kayıt işlemim yapıldı
bir koğuş gösterdiler
birini yakalayıp
-nasıl bir yer burası dedim
-gibtir git la devrelerinle muhattap ol dedi
devre kim amk
sanki hepsiyle 10 yıldır arkadaşım söylesene işte pekekent bilmiyoz
üst devre ne demek öğrendikten sonra
baktım ortam çok tak beyler
amk herkes bizim gelmemizi beklermiş gibi
bi köşeye çekip makara yapıyorlar
vay torunum gelmiş
olm sen benim torunumun mezartaşının anasının konya tarafına düşüyon diyen mi dersin
üst devrecilik oynamak adına
rütbesi bile olmayan bildiğin er askerlerin
şunu yapın lan
burayı temizleyin amk emirleri mi dersin
bildiğin tak bir ortam
işin kötüsü taburda gerçekten ne tak döndüğünü
taburun amacının ne olduğunu harbi harbi bilmeyen bir sürü de mal var
ne onlara oranla büyük olan yaşıma saygıları var
ne de bi kaç ay içinde çavuş olacak olmamdan korkan
sen sen sen diyor dangalağın birisi
haydi olm kelebek bulaşık yıkamaya
sen sen sen diyor başka biri
hadi olm kelebek mıntıkaya
ne kadar tak iş varsa hepsi
benim gibi yeni gelmiş devrelerde
amk traş olmak için erkenden kalkmazsan
gelen üst devre yer ver lan torun deyip seni bi kenara itiyor
yüzümü görecek bi ayna görmeden traş olduğumu bilirim
gün boyu süren tüm üst devre yavşaklıkları
karı gibmeden onca geçen günün acısını
alt devrelerde
gece 12 de kaldırıp er-gazinosu yıkatma fantazisileri ile devam ediyordu
mamafih(hele şükür bi cümle içersinde kullandım bu amk kelimesini)
tüm bunlara rağmen zaman sandığımızdan daha hızlı geçiyordu
her sabah mıntıkası biticek lan bu askerlik bak yine doğdu güneş
ya da her yat iştiması
vay amk bi gün daha bitti dedirtiyordu
belki kafam hep karışıyordu geceleri
özellikle gece yarıları
kaç kaldı lan şimdi
ayın kaçı ki bugün
yazıcıya sorsam hesaplar mı?
çok vardı lan daha
harbiden çok vardı daha
ne askerliğe alışabildim
ne de ebrusuzluğa
tam alışamamış ve daha ne tak olacağımız belli değilken
diş ağrısı dayanılmaz bir hal aldı
bi kaç askere sordum ne yapabilirim diye
nöbetçi çavuşu bul nöbetçi komutana zütürsün ondan izin alıp revire gidin dedi bi tanesi
dediklerini yaptım
nöbetçi başçavusu bulduk
nöbetçi çavuş komutana
-bu askerin bir maruzatı varmış komutanım dedi
-gelsin dedi
tekmil verip yanına yaklaştım
-dişim ağrıyor komutanım dedim
bir tokat attı
-geçti mi dedi
-geçmedi komutanım dedim
bir tane daha vurdu
-geçti mi dedi
baktım adam deli amk
geçti desem yalan mı söylüyordun diye de döver bu manyak diye
-geçmedi komutanım ded
-gibtir git o zaman dedi
-emredersiniz dedim
dışarı çıktık nöbetçi çavuşla
neye emredersiniz dediysem
eh amk
askeriyede yediğim ilk dayağa mı yanayım
nerde ne tak yediğimi bilemediğime mi yanayım
kızdan ayrılmanın keskin virajındayım ona mı yanayım
dişim ağrıyor işte huur evladı komutan geçmedi ona mı yanayım
akşam iştiması öncesi
beni zorla tutup mıntıka yaptırdıklarına mı yanayım
iştimada en az 200 tane çök kalk yaptırdıklarına mı yanayım
yemekten sonra mutfaga gönderilip bulaşık yıkadığıma mı yanayım
geri gelip duş bile alamadan yattıktan sonra gece ikide kaldırılıp diğer yeni gelmişlerle er erbaş gazinosu yıkadığıma mı yanayım
birisini öldüresiye dövmek istediğim halde kimseye dokunamadığıma mı yanayım
yanayım yanayım diye bi şarkı yok muydu amk
bana yazmış adam resmen
bu defa kaldıramadılar üstdevreler
zaten uyumamıştım
kendi kendime taku yedin olm kelebek bitmez bu askerlik demeye başladım
rutin askeri işleri artık benden bir kaç ay önce askere gelmiş
askerler yapıyordu
benden yaşça küçük olanlar bile emir verme hakkına sahipti
amam benim onu yap bunu yap burayı temizleye üzülecek kızacak duygularım kalmamıştı artık
ben tüm duygumu ebrudan gelecek habere bağlamıştım
bazen yerdeki bir izmariti faraş a süpürmek için
dakikalarca zaman kaybediyordum
aklımda hep ne oldu ne olcak sorusu vardı
her boşlukta telefon kulubesine gidiyor ebruyu aramaya yelteniyordum ama
tek bir şüphe her seferinde aramama engel oldu
ya numarasını değiştirdiyse??
değiştirmemiş olma umuduydu beni ayakta tutan
bu umudu bir kaç numaraya bastıktan sonra duyabilme ihtimalim olan
aradığınız numara kullanım dışıdı... diye bi cümle duyarım diye
yapamadım
aradığım kişinin bulmuş olduğum tek kişi olması umudu ile arayamadım
gel dediler geldim git dediler gittim
bir iş oldugu zaman el kaldırdım gönüllü yaptım
boş boş oturup kara kara düşünmektense gibilmek daha hızlı geçiriyordu zamanı
bu durum böyle fazla sürmedi
insanlar benim gayri ihtiyari de olsa işten kaçmayacak birisi oldugumu farkettiği için bana fazla yüklenmediler
daha çok isyan eden diger tertiplere iş buyurmaya başladılar
ama dikkat ettikleri başka bir konu benim ilerde çavuş olup tüm bunların acısını çıkarabilme ihtimalim olmasıydı
tüm devreler geldikten sonra
taburdaki tüm yeni gelmiş askerleri topladıktan sonra
bölüklere dagıtım seçmesi başladı
ekşını ilk defa orda gördüm gençler
karargah bölük komutanı
kıdemli yüzbaşı ekşın x
çok uzun olmayan boyu
tombul ve aşırı sempatik suratı
ve ses tonu ile farklı birisi olduğu çok belliydi
o gün anladığım kadarı ile tek derdi
tüm işler karargah bölüğünün üzerinde olmasına rağmen
diğer bölük komutanları gerekenden çok fazla askeri
kendi bölüklerine alıyor olmasıydı
böylece ekşın'a yeterli asker kalmıyordu
benim gibi yeni gelen herkesi topladılar
terziler, berberler,eli klavye tutanlar kim ne yeteneği varsa sıraladı
bazı amk denyoları ben kantinciyim komutanım bile dedi kantine gecebilmek için
ama bu seçmelerde en önemli olan şey ehliyetti
ehliyet sahiblerine özel ilgi gösterdiler
boru değil adamların emekli paşa şoförü olma ihtimalleri var
ben barmen oldugumu söylemedim
çünkü subay astsubay gazinosunda komutanların dinlenme vakitlerinde
onlara sürekli çay kahve doldurup hazır kıta beklemeyi zütüm yemedi
zaten sürekli aptal aptal geziyorum -
228.
0-tamam gerisini anlatma belli ki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim deyip gitti mi diye eklediTümünü Göster
-gitti komutanım dedim
-tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
-ama diyebildim sadece
-dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin yeter dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
kem küm ettim
-dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
-başka bir emriniz var mı dedim hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
-nasıl olsa bu gece mutluluktan yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
-emredersiniz dedim
aşşağı indim ebruyu aradım
onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
yakılan diğer sigara
hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
ve sonrasıdır yalnızlık
askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
benim tek dostum ebruydu
bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
öyle de oldu
mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
bana aşkım diyordu aşkım
konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
ben de net bir şey söylemedim
telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
-gel dıbına çakim nerdesin dedi
-emredin komutanım dedim
-bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
gittim ikisinide buldum geldim
bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
askerleri getirdim
içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
olay şu
bu iki salak aynı tertip
hemde benim tertip
birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar.
sürekli beraber takılıyorlar.
birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
bir tanesinin annesi dul
huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
resmen düpedüz yatma teklif ediyor
sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
annesi sapıktır diye kaile almıyor
ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
ve bu durumu oğluna anlatıyor
çocuk deliriyor
ama huur çocugu nöbette oldugu için
o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
birbirlerini gece öldürmesinler diye
ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
arkalarından da evrakları gönderildi
artık ne tak yediler bilmiyorum
herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
herkesin kitabının adı da aynıdır kader
ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
büyük annemi kaybettiğim o günlerde
ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
hepsinde de yanıldı
oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
acı bir tecrübe ile verdi hayat
ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
bir kişiye değişilmişti
kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
yaşlanmış bedenine mi üzülsün
geri gelmeyecek yıllarına mı
vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
nur içinde yat..
çok geç belki ama gerçekten nur içinde yat
yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
verilen cevap çok manidar beyler
1 mayıs 2005
yani doğum günüm
aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
ama hiç izin kullanmazsam
kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
bazen bana soruyor
bana garip cezalar verip eğleniyordu
amacı tabiki de benimle dalga geçmek
bir askeri aşşağılamaktan çok
gün içinde biriken stresini benimle azaltmaktı
bunda benim de payım çok yüksekti
çünkü diğer komutanlar dahil ona selam vermekten bile korkarken
benimle normal bir şekilde konuşup
benim de konuşmam için dinliyordu
aslında ondan korkanların çok büyük kaybı vardı
yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
-al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
-emredersiniz dedim elime aldım telefonu 3 saniye bile geçmedi
-vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
birini acil araman gerekirse benim telefonumu kullanabilirsin kelebek diye de ekledi
günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
3 üncü hafta yalvarmalarım artınca ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
-karaköyde(genel ev) nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi
izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
kiminle geleceğini sordum
annem babam ve kardeşim dedi
o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
-dıbına çakim senin defterin nerde dedi
-uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
-dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
-hayır komutanım var sağolun dedim
işi gücü bıraktı
-ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
-haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
-ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim -
229.
0senin amacın belli ebruTümünü Göster
denedin olmadı
üzüntülerine dayanamadın ilişkinin
tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle
ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum
buna inanıyorsan kendin tak
hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var
benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun
hayır ebru bir kere söz verdim
o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim
bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil binler kızın evinde ne işin var beynini gibtiğimin kelebeği
haksız mıydı peki ebru
haklı oldugu yerler vardı
kim olsa aynısını yapardı
sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin
daha önce söyledim ben affetmezdim
o yine de şans verdi geldi
gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı??
benim aklıma başka birşey gelmiyor
ama seviyorsa da güvensin
güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın
yüzükler bir süre bekledi masada
bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı
-takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim
• git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi
-hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim
• biraz yürüyebilir miyiz dedi
evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
yüzükleri ben aldım elime
kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
çok istedim elinden tutmayı
yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
ben durdum o biraz yürümeye devam etti
sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
geri dönmedi
ben yaklaştım
bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
aşşağı hiç bakmak istemiyordum
ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
beni yavaşça kendine döndürdü
bakamadım ona
alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
• çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
nemliydi gözleri ama gülüyordu
-hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
sonra ellerini havaya kaldırdı
utangaç gülümsemesi ile
• koltuk altın yırtılmış dedim
dalga geçtiğimi anlayınca
-peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
ellerimle kendime çevirip
bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı
unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
-zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
• zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
öpüşmeyi ön planda tutmadık
bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
yemek yemeye gittik bir yere
sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
kalkan vapurun denizden karadan ayrılırken
bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
düştük ekşın reyizin kucagına
üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
benden başka geç gelenlerde vardı
ekşın akşam iştimasına geldi
yoklamaları kontrol etti
üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
sadece 10 dakika verdi kamuflaj ve botları giymek için
koştuk geri gelebilen geldi
gelemeyenleri tespit etti
biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
herkesi yere yatırdı
-dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
-dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün üstün başın iyice kirlensin
dirty sex fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana
gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
ve herkese tost ısmarladı kendi parası ile
hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
derken beklediğim soruyu sordu
-anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
-süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
-gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
-komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım
beni bekleyenime kavuşamayacağım için
lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra
kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum
aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum
çünkü hayat disiplin ceza evine gitmeyi beklerken
birden sizi sevdiğinize zütürebiliyor
bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
-dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
-kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
-bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
-beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı
hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
ayakta durabilmek için
bir adım attım onu gördükten sonra
günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
lakin gülmedi komutanım
birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
bu bir kötüye işaretti
-ee dıbına çakim çok ekşın olmuş devam et dedi
-oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
ağaç'a neden selam verilir? mantık 0
bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
-içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
-o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
-taktın mı dedi
-kendisi taktı komutanım dedim -
230.
0astsubay emredersiniz deyip odadan çıktıTümünü Göster
herşey hazırlandı
en son yine ekşının imzasına kaldı iş
ben zütürdüm imzalatmaya
imzaladı
-başka bir emriniz var mı dedim
-git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
emredersiniz dedim
gittim aşşagı
yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
bana koştu
-olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi
hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
biraz daha durdum
yanına gittim
tekmil verdim
-dıbına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
-bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
-sen dans etmeyi biliyon mu dıbına çakim dedi
-turist kızları tavlamaya yeticek kadar komutanım dedim
-hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim dıbına çakim dedi
biliyorum ya taşşak geçtiğini
geçsin amk
makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk. şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim
yok lan sövemezdim zütüm yemezdi amk
-isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
-gerek yok dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedim gittim
amk ben bunlarla uğraşırken
sürekli yanıma asker arkadaşlarım geliyor
olm kelebek iyi misin?
bi sıkıntın var mı?
az kalmış askerliğine sabret diye tavsiye veriyor
firarın ne kadar büyük cezası olduğunu anlatıyorlar
tabi mal değilim amk anladım ekşının askerleri ağzımı aramak için gönderdiğini
cuma geçti ses yok
cumartesi zaten izin günü gelen yok
pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
beni gördü
-disco da neden degilsin dıbına çakim arkadaşım sen dedi
-bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
-vay dıbına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
emredersiniz dedim
8 oldu ses yok
8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
9 oldu yine yok
sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
her saniye ona küfür ettim
birden kapıyı açtı
-dıbına çakim arkadaşım gel buraya dedi
-emredin komutanım dedim
-çarşı defterini getir dedi
-emredersiniz komutanım dedim
getirdim
imzalarken
-ben bu kadarla affediyorum o kızın evine gitmeni inşallah kız da affeder dedi
elif tekrar ediyorum dıbına çakim senin.
koştum üstümü değiştirdim
nizamiyeden dışarı çıkıp
ilk telefondan ebruyu aradım
kadıköydeyim dedi
bindim otobüse gittim yanına
elinde hiç bişey yoktu
bana verecek
-ne vereceksin dedim
• acelesi yok dedi
zaten amk çarşıya çıktım çıkamadım stresliyim
bi yandan gerginim ne tak olucak aramızda diye
bi de tripler nazlar bazen usanıyor insan ama
dıbına soktumun aşkından öyle hemen vazgeçilmiyor işte
yanında çantası vardı
ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
-iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
• teşekkür ederim yazdığın için dedi
-okudun mu dedim
• evet dedi
-istediğin gibi olmuş mu?
-hayır dedi
bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
onu biraz daha göreyim
biraz daha sesini duyayım diye
hiç konuşmak istemedim
biraz daha bana baksın
her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye
sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
• hazır mısın dedi
neye bile diyemedim
elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
• kelebek dedi
hep kullandığım efendim kelimesi
bir türlü çıkmadı amk ağzımdan
o halde ona bakamazkan
• bana bak dedi
sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
parmağını uzattı
• tak bir kez daha çıkarttırma dedi
filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz gibsin
haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
bu arada sağol dıbına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.
babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim dese bile
her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
içmiş olup olmadığı olur
alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
çekeceğiniz acılar daha da azalır
sevdiğiniz kişi huur olmayabilir ama huur çoçukluğu yapmayacağı anldıbına gelmez
siz birine deli gibi bağlanmışken
geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
aynı tepkiyi size vermemesini bile huurluk olarak algılarsınız
yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
zütünü sallayarak yürümesinden
zütüne geçirdiklerine
kiminle konuştuğundan
kimin yanında olduğuna
sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
hepsini bende düşündüm
ebru nerde ne yapıyor kiminle
o ceyhun biniyle görüşüyor mu
erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
onlarda kaldıgı oluyor mu?
evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
hiçbirisini ona yansıtmadım
sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
ceyhunla sarılırken görmem
o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
sizce hayat bu kadar tesadüfi mi?
çok acımasız değil mi ilişkiler
kalbi kırılmasın diye içe atılan cümleler
mutluluğun tadı kaçmasın diye
değiştirilen konular
aslında değiştirilen karakterlerden ibaretti
ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
hiç mi gidip dans etmedi?
şimdi size bunları sordum
bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
sonuç ne peki?
sadece şüphelendiğimizle kaldık
gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
onun için birşey yapmamı istedi
sabahlara kadar uğraştım yazdım
onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
bu muydu yani
hadi affetim tekrar tak barışalım
aynı mı olacaktı herşey
sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
el ele gezelim sevgili olalım yine
o kadar basit değil beyler
benim hayatımda bu olayın
yüzüğü tekrar taktım
sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
böyle bir anı istemiyordum
-niye geri geldin dedim
• sevinmedin mi dedi
göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
-sevindim geldiğine dedim
parmağı hala havadaydı
sadece yüzüklere baktım
• takmayacak mısın dedi
• önce biraz konuşalım dedim
bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
önceden ağlamış olmam
yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim
-sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın?
bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin
istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı
ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum.
hala güveniyorsan kendin tak
söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim
konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan
-anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim
• hazır olmasam buraya gelmezdim dedi
-hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın -
231.
0*tamam dedi kapattıkTümünü Göster
yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
en azından küfür yoktu
genelde şiirsel bir yazım dili vardı
her satıra dayanan bir anı vardı.
12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
10 gün civarında hep ekgib bişey yazdım mı diye düşündüm
ekşın kitabı istedi
çünkü biliyordu uğraştığımı
özel komutanım desemde
-dıbına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
çaresiz getirdim
bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
sonra yanına çağırdı
-vay dıbına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
durumu anlattım
en baştan sona kadar
inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
-dıbına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın gibmişsindir sen o kızı dedi
yapmadım etmedim desemde inandıramadım
herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
-komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
tek tek kendisi zımbaladı
-adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
ekşın on numara adamdı beyler
tanıdıkça çok sevilecek bir insan
mükemmel ötesi komik ve zekiydi
konuşma tarzı ve kelimeleri ard arda dizim şekli ve mimikleri ile sunuşu çok iyiydi ki
dünya tarihini anlatsa sıkıılmadan dinlemeniz çok olasıydı
eğitim timi bittiği için
bende artık tüm zamanımı onunla geçiriyordum
eğitim timindeki başarılı performansın
ebruya yazdığım kitap
ve kitapta yazdıklarımı beğenmesi
ayrıca ondan ceza almamak için çok dikkatli oluşum
ekşınla aramı iyice düzeltmişti
eğitim timindeki diğer tertiplerle beraber artık bölüğe katıldığımız ilk sabah bize
-dıbına çakim arkadaşlar rahatta dinleyin dedi ve devam etti
-devlet bana yüzbaşı rütbesini uygun gördüğüne göre
bir yüzbaşının tüm yetkilerini de aynı zamanda bana vermiş bulunmakta
sizi cezalandırma yetkimin yanı sıra haftasonları çarşı iznine göndererek mükafatlandırma
yetkisine de sahibim
madem askerliğe geldiniz
demek ki hiçbiriniz sakat değilsiniz
hepiniz komando statüsündesiniz
hafta içi 5 gün kışla koşusuna çıkıyorum(9km)
benimle beraber haftada en az 3 kere koşan tüm arkadaşlarıma çift çarşı dıbına çakim
ama hepiniz genç insanlarsınız
ve sağlığın değerini hepinizin bildiğine inanarak bunları söylüyorum
kimse ben koşuyorum diye beni mükafatlandırmıyor
bence siz de çarşı için koşmamalısınız
dıbına çakim kelebek hadi gidiyoruz dedi
ilk gün herkes gaz geldi hurra tüm bölük koştuk
ekşın aksiyonu çok bol bir insandı
kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır
sessiz olma komutu verir
sessizce kuleye tırmanır uyuyan yada oturan nöbetçi askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
silahı genelde bana verir ama koşu temposunu da düşürürdü geri kalmayayım diye
daha sonra silahı yakalatan askerin taa bizim bölüğe kadar
bir rütbeli ile gelmesi ve silahı teslim alması gerekirdi
yine bölüğe hitaben
-gördüğünüz gibi yine ekşınlı bir koşu geçti dıbına çakim
az çok tahmin edersiniz ki silahını aldığım askerin bölük komutanı bu durumdan
hiç hoşnut olmayacak ve bizim bölüğün sorumluluğunda olan kulenin açığını arayacaklardır
böyle bir olayla karşıma gelirseniz
ne yapacaklarımı kelebeğe sorabilirsiniz
nerdeyse tüm fantazilerimi onun üzerinde denedim diyerek
konuyu bana bağlar konuşmaya sert giriş komik çıkış yaparak
çok açıklayı bir dille bölükteki askerleri uyarmış olurdu
koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
-dıbına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye gibtir ederken aynı anda döverdi de
hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
-dıbına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
subay astsubay berberine
-dıbına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
ama bunları yaparken en çok kendisi eğlenirdi
tüm bu ekşınların arasında ebruyu aradım
-nasılsın
• bilmiyorum
-neden ne oldu
• birisi kitap göndermiş
-beklediğin birisi mi göndermiş
• evet
-demek birisi olacak kadar uzağım sana artık
• sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman
-arkadaş olarak sevdiğin birisi mi?
• evet dedi
taa amk o arkadaşlığın
-tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
• bu pazar çarşıya çıkacak mısın diye sordu
-belli olmaz dedim
nasıl belli olsun amk ekşın var
• tamam çıkarsan görüşürüz dedi
-ne görüşecez dedim
• sana bişey vereceğim dedi
-söyleyemez misin ne vereceğini
• hayır pazar çıkarsan görüşürüz
-tamam dedim
ekşına gittim
-bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
sesim soluğum kesildi amk
-haftaya çift çıkarsın dedi
-komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
-dıbına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım dıbına çakim göndermiyorum dedi
-ebru gelecek komutanım dedim
biraz yumuşar gibi oldu
ve onun eline düşmüş olmamı
onun için eğlenceli bir hale getirmek için
her zaman yaptığı gibi
ciddi görünümlü dalga geçmeye başladı
-ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
-emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
-yok dıbına çakim dedi
akşam defterleri imzalamaya zütürdüm
bi kere daha sordum
yine olmaz dedi
ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
inat ettim amk
öğle yemeğinde yine sordum
yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
akşam oldu
ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
-çıkamazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
iyice sinirlendirdi amk
-o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
beni bi güzel dövdü beyler
-bana mı yapıyon dıbına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp gibe gibe yine yapacaksın dedi
-razıyım komutanım dedim
baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
git bana astsubayı çagır dedi
o geldi
bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi -
232.
0hadi gül bi kere ebruTümünü Göster
bir gülümseme lütfen
içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
gülmedi beyler
• merhaba dedi sadece
sarılmadı bile
oturduk kamelyaya
-ben bişey içer misin diye sordum
• hayır içmeyecem dedi
-bişey yer misin dedim
• hayır dedi
-borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
konuşmadı
-kiminle geldin dedim
• okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
-gezmeye mi geldin?
• evet istanbulu görmeye geldim
-istanbulun bir parçası olduguma sevindim
• sana birşey vermeye geldim dedi
yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
o modla
-ne vereceksin dedim
cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
• bunu al dedi
şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
-karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
• hayır , içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
seneler geçirdik seninle kelebek
her anını çok sevdim seninle olmanın
dün gibi her saniyesi ezberimde
hiç sana yanlış bişey yapmadım
hep sana ait kaldım
hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim
ama hiç ikna olmadım
hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim
tabiki beni sevdiğini biliyorum yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğine
burda mutlaka satıyorlardır
bu parayı al git bir kalem bir defter al
sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
-anlamadım ki
• ömürden gün azaltmak için mi?
yoksa geçen ve geçecek ömrünün değerini bilerek mi yaşadın onu bilmek istiyorum
-hayır dedim
• kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun artık kelebek?
-hayır
• hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
-hayır
• o zaman ispatla kelebek
-ne yapmamı istiyorsun anlamadım ki
• beni sevdiğine inanmak istiyorum
sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek
uykular girmiyor,her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor
sensizken bunlarla boğuşuyorum
en az benim kadar beni seviyorsan
her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi
anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk.
tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim
bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
-bu mu affetme sebebin olacak dedim
• evet dedi
-hala seni sevdiğime inandıramadım demek
• inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek
baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
• uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
-hani bazen bi yemek yersin ya ebru
bişey ekgibtir içinde
bilemezsin bir türlü ne olduğunu
tuz değildir karabiber veya başka bir baharat da değildir aklına gelen
ama bilirsin bir şeyin ekgib olduğunu
sen mişsin
ekgib olan
ne zaman sensiz kalsam
ne doyuyorum ne de tat alıyorum hayattan
• yaz kelebek
-çok seviyorum seni ebru
öyle çok seviyorum ki
senin aşktan beklentilerin bile az kalır yanında
• seni sevdiğime pişman etme boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi.
bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu?
-tamam dedim
ayağa kalktık ben sarıldım
o da mecburen sarıldı ama
mecburiyet gitti bir süre sonra
ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
-kendine iyi bak dedi
döndü gitti
peki nasıl yazacaktım her hatırayı
bölüğe döndüm
biladeri aradım
şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
(ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
ne kadar dedi
bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
-dıbına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım gizli birlik burası dedi
-okuyun komutanım dedim
-begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam getir dıbına çakim dedi nizamiyeye ben haber veririm dedi
plan şuydu beyler
ben ne yazmışım mesaja
o ne cevap vermiş olabilir
mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup
ebruya istediğini vermekti amaç
gittim önce bir defter aldım
deftere benim için ön hazırlık oldu
ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
tarih dizini olmadan
çünkü ilk defa denize gittik
nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neyden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
yüksek sesle tekmiller verdim
nizami bir asker oldum
hiç kimseye bulaşmadım
mıntıkalarda arazi olmadım
ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
aşkım demedim hiç bir cümlemde
veya herhangi bir sevgi belirtisi
defterler geldi
ekşın reyiz e getirdim
-dıbına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
-alabilir miyim o zaman komutanım dedim
-hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
hergün alabilir miyim komutanım dedim
-daha okumadım dıbına çakim arkadaşım dedi
4üncü gün bana acımış olacak ki
-al tamam gerek yok okumama dedi
tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
45 gün civarında sürdü yazmam
cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
bu sürede eğitim timi bitti
berelerimizi taktık
eğitim timinde ikinci oldum
avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
hep mutlu görünmeye çalıştım
ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
• beni hala seviyor musun kelebek dedi
uzun zamandır bu soruyu bekliyordum beyler
çünkü yazmak hakikaten zordu
yazmak değil de onun beğenip beğenmeyeceğini kestirmek çok zordu
şu soru müstahak oldu ona
-sen beni seviyor musun?
• önce ben sordum dedi
-artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
• tamam dedi
-sen seviyor musun dedim
• bilmiyorum dedi
bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
-öğrenince haber verirsin dedim -
233.
0ekşın hiçbirşey olmamış gibi yerine oturduTümünü Göster
telefonunu kurcalamaya başladı
biraz daha oturduktan sonra kalkıp kendi odasına geçti
olası bir emrine karşı yine hazır beklerken
-bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
-tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
-emredersiniz dedim
koştum telefona
ebruyu aradım
öyle kolay da değil beyler kart dayanmıyor amk.
o zamanlar masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
-merhaba ebru nasılsın dedim
• iyiyim sağol dedi
-bende iyiyim sende sağol dedim
• iyi dedi. sallamıyor anlayacağınız
-sınavların nasıl geçiyor dedim
• bitti alanyaya gideceğim dedi
vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
ama vatan bana ben ekşına emanet yardırıp duruyoruz
-iyi yolculuklar dedim
• aşkım demiyorsun artık dedi
-anlamadım dedim
• aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
-lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
duymak da acayip ediyor beni
offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyor istanbulun
• yok bişey neyse dedi
-ne demiyorum sana dedim
anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
• sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
-seni sevmek herşeye rağmen çok güzel ebru dedim
bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
durum nerden nereye gelmişti
tüm bunlar elifin yüzünden olduğu için
onu bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
telefonu kapatmak istedi
• neyse görüşürüz biraz işim var dedi
-benim de çok işim var ebru
daha gidip seni düşünücem
nasıl affeder bu kız beni diye beynimi yorucam
hiç kolay değil işim
napıyorsun lan tek başına diyorlar bazen
tek başıma değilim ki ben
hem pişmanlığım hemde sensizliğimleyim
köstekler bana
hep yokuş işler
yorulmayacağımı biliyorum ama
gönül işlerim hep aksıyor şu sıralar
• kolay gelsin kelebek
-kolay getir aşkım
kapattım telefonu
iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
silahlıktakine sormuş
sonra o da dışarı gelmiş
ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde
ulan olm kelebek nasıl halledicez bu işi diye kara kara düşünürken
onu farketmemişim bile
sigara bitinceye kadar izlemiş
dalgınlıktan izmariti yere atınca
-dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
işin gücün yok mu amk
-emredin komutanım dedim
-mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
olmadıgını söyledi bende gittim
yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
aşşağı inmek yasak
wc de sigara içmek yasak
ekşının nerden çıkacağı belli değil
ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
günler eğitim timinde hızla geçti
artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
belki de öyle değildi
bana yaptıklarımdan dolayı kendi çapında ceza veriyordu ama
bilmiyordu ki bir asker yalnız başına iken
ve sevdiği yanında değilken aklına kötü kötü şeyler gelir sürekli
denemedim mi denedim unutmayı
ama denedikçe daha çok acı çektim
beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebep oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
askerlik aşk sorunları ile beraber yapıabilecek bi aktivite değildi beyler
tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
bana kalırsa hepsi bir acayip
hepsi otorite kurmak
komutan olduğunu farkettirmek
rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
onlarda haklı
askerler çok fena çünkü
biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun içtimada bekliyoruz
herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor
ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor
veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak
tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan
ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
geçmiyordu beyler günler
geçiyordu ama geçmiyordu işte amk
yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
askerleri, komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
ama o yoktu
onun olmamasına da alışamamıştım henüz
kalbim sıradanlaşamadı
rutinleşmedi henüz ayrılık
çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana
ekşın benim tanıdığım insanlar arasında
en karmaşık adamdı
ama adamdı gerçekten
askerliğin tüm kurallarını kıdemli olduğu için çok iyi biliyordu
diğer komutanların dikkat etmediği veya üstelemediği her aksaklığı farkediyor
askerlere her ne kadar ast üst ilişkisini bozmadan yaklaşsa da
askeri bunaldığı zaman en iyi şekilde eğlendirmeyi de çok iyi biliyordu
komik olması belki rütbeli bir subay için dezavantajdı
belki işleri daha basit yollarla da çözedebilirdi ama
o yıllarca askeriye kanunları içinde sıkışmış
ne yapacağını ne tak yiyeceğini bilmeyen
maddi manevi sıkıntılar çeken tüm askerlerle özel olarak ilgileniyor
herhangi bir askerin sıkıntıda olduğunu düşündüğü zaman
özel olarak odasına çağırıyor
saatlerce o askerle konuşup dertleşebiliyordu
kışla mutfağına bulaşıkcı olarak göndedirdiği askerler için bile üzülüp
onları sık sık ziyaret edip
bir sıkıntınız var mı çocuklar
size kötü davranan aşağılayan hor gören oluyor mu diye soruyordu
belki çevrece sürekli askerlere tuhaf cezalar veren bir komutan olarak gözüküyordu ama
verdiği cezalar inanın ya fazlası ile hakedilmiş
ya da askeri kanuna göre uygulama yapılsa daha ağır cezalar olması gerekiyordu
kendisinin yapması gereken hiçbir işi başka bir alt rütbelisine yaptırtmıyor
bizzat kendisi uyguluyordu
hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
benim ziyaretçim gelmişti
istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
demekki gelmişti
kamuflajları giyip gittim
yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
biz henüz kep takıyorduk
mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
neyse aldım bereyi gittim
görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişinin ismi ebru ...
görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
ebru mu??
istanbula mı gelmiş
beni ziyarete hemde
düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
elim ayağım nereye gitti lan benim
neden heyecanlıyım bu kadar
gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
ve çıktı beyler
belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
bi kaç adım sonra beni gördü -
234.
0-dıbına çakim gel arkadaşım buraya dediTümünü Göster
deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
-soktun mu içeri dedi
-emrettiğiniz gibi komutanım dedim
-nerde dıbına çakim dergiler dedi
-askerlere dağıttım komutanım dedim
-vay dıbına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile gibecem seni dedi
-emredersiniz komutanım dedim
geri dönüp akşam iştimasına katıldım
iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
dedim olm zütlük yapmayın yardım edin dedim
kabul ettiler planımı
anlaşma sağladık
bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
ve koştum telefona
kimi aradım ?
önce can beyler annemi
hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
çevirdim numarayı cevap yok
tekrar denedim yok
gittim iç bahçede biraz oturdum
sonra redial ama yine yok
o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
yattığıma uyku denmez
kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
kalktım ebruyu aradım yine cevap yok
odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
masasını düzelttim
benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
ve geldi hemde ben botları boyarken
-dıbına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
-zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var komutanım dedim
-ne işi dıbına çakim dedi
-sabah ereksiyonunu hatırlatmamı istemiştiniz komutanım dedim
-vay dıbına çakim hatırladım arkadaşım içtimadan sonra topla gel o arkadaşlarını
askeriyede ferre dergi bulundurmaktan onları da bi gibeyim dedi
-emredersiniz dedim
bizim plan taka sardı amk
askerelere vereceği cezayı hiç düşünmemiştim
biraz zaman geçti
içtima bitti
ebruyu arıyorum hala cevap yok
moralim bozuk
ne oldu ebruya diye meraktan delircem
ekşın çağırdı
-gelsin o askerler dedi
-emredersiniz dedim dışarı çıktım
aşşağı indim tekrar ebruyu aradım
yine cevap yok
bi sigara yaktım
ağladım ağlayacam amk
yukarı çıktım kapı önünde bekliyorum ekşının
girip bişeyler demem lazım yoksa gibicek
çaldım kapıyı
verdim tekmili
-gelsin askerler dedi
-gelicek asker yok komutanım dedim
-ne demek yok dıbına çakim diye sesi yükseltti
sonra
-donuna kadar arattırdım seni pekekent
peşine asker bile gönderdim sen çarşıdayken
aklınsıra askerlere yalan söyleticektin ama
onlara da ceza vereceğimi duyunca hiçbiri gelmek istemedi dimi dıbına çakim dedi
aynı zamanda bir tane de surata tokatı patlattı
çarşı defterimi istedi
gözümün önünde yırttı
-niye yalan söylüyorsun dıbına çakim konuşsana dedi bi tane daha vurdu
benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
ama yediğim tokatlardan dolayı değil
ebrusuzluğa alışamadığım içindi
dalmışım amk
arada bunları düşünürken yine
alakasız bir şekilde
-emredersiniz komutanım dedim yaşlı gözlerimle
hani artık gibtir git desin diye
bi de esas duruştayım gözyaşlarımı da silemiyorum
dalga geçtiğimi düşündüğü için yine vurdu
-gibtir git dıbına çakim elimde kalıcaksın dedi
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim ama boynumu çok hafif yana kırıp
vur amk vuracağın kadar gibimde bile olmaz dercesine
-yok dedi nizami selamımı verip çıktım
eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
ama telefona koştum yine
çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
-efendim dedi
-merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
-ne oldu dedi
-bişey yok aşkım merak etme
hani seni seviyorum ya ben işte o yüzden arayıp sesini duymak istedim
kendine iyi bak dedim
ama onun beni hala düşünerek
ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
-üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
-gitmem lazım ebrum kalbime emanetsin dedim
-tamam canım dedi kapattım telefonu
canım kelimesi herkesin dilinde
o kadar ve nerdeyse herkes herkesin canı olabildiği için
pek önemsizdi aslında benim için ama
bunu ebrunun bana söylemesi bile mutlu ediyordu beni
yardırarak eğitim time gittim
eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
aynı akşam ekşının nöbeti vardı
zaten uykusuzum
dayak yemişim bi ton
eğitim timinde yat sürün
sevgili ile aramız hala muallak
eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
zap yapıyordu kanallar arası
tek bir sahne gördüm
rahmetli sunaldan
kovmirim la puşto kovmirim
ben kendimi kovdurabilir miydim??
kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
ekşın yerinden kalkarak
-dıbına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne tak yiyor lan bu diye ona bakarken
o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
-bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
-nerde dıbına çakim dedi
-masanın üzerinde komutanım dedim
-vay dıbına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
bu adam bırakılır mı amk.
biz hafiften gülümserken tehdit geldi
-bu olay duyulursa gibtiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi
-hangi olay komutanım dedim
-aferim asker dedi
her aferime sağol demek farzdır gençler askerde
o gazino inledi sağolla ama
ekşına değil
canım dediği için canım ebruya -
235.
0sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazımTümünü Göster
ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
dayanamadım beyler
ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
• ne var
seviyoruz amk daha ne olsun
-numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
• demek ki aynıymış dedi tribini yediğim
-kapatayım o zaman dedim
• sen bilirsin dedi
-bana verecek misin numaranı dedim
• hayır dedi
-tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
• dur bişey sorcaktım dedi
-buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
• arkadaş kalmak ister misin dedi
-hayır dedim
• neden dedi
-bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense
delikanlı ayrılığımla oturur
seni hep sevicek kalbimi karşıma alır
kendi kendime konuşurum dedim
• biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
-delikanlılığımı sorgulamana hiç kızmadım ebru
sonuna kadar haklısın
ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım
sen girseydin kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anardım haklısın dedim
• arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
-seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap
bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
• ben sen değilim kelebek
-biliyorum ebru özür mü istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle
pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin
bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
• kapatmam lazım dedi
kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
-tamam sonra arayayım mı yine dedim
• sen bilirsin dedi
-ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun
rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim
• tamam dedi
-o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
kapattım
onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
tekrar numaraları çevirip
onun cevap vermesini beklemek oldu
• efendim dedi hiç beklemeden aramama şaşırmış ses tonu ile
-merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
hiçbirşey diyemedi
bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
ama onsuz da yapamıyordum
özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
-orda mısın aşkım dedim
• burdayım kelebek dedi
-en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
• bilmiyorum dedi
-allahın bana verdiği yeteneğe dedim
• anlamadım dedi
-kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor bunları derken gözlerim ışıldıyor
ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
sonra yavaşça telefonu kapattım
halimden bi haber olan asker panpalarım
olayı tüm tabura yaymış
ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar
-yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
ne tak yersen ye diyorlar amk
hiçbirinin zütü yemiyor risk almaya
hadi risk eyvallah da ekşına karşı riski hiçbirinin zütü yemiyordu
yukarı bölük yazanesine çıktım
yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
-dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
girdim emredin komutanım dedim
-sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-böyle hikayeler anlatıyorsun sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
askerlik boyu çarşı yasağı
o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
-emredersiniz dedim
-şu imzalanacak defterleri getir dedi
-emredersiniz dedim
gittim getirdim
imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
imza atarken
-kitap okur musun dedi
kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
-hayır komutanım dedim
-dıbına çakim arkadaşım kusura bakma unutmuşum, senin için ferre dergi kolleksiyonu toplamam lazımdı dedi gülümseyerek
-turizmde kitap yazıcak kadar anım oldu zaten dergilere ihtiyacım yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim gel buraya dedi
o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
imzaların bitmesini bekledim
hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim
açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
-rahatsız etme dedi
-emredersiniz dedim
loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
-bir emriniz var mı komutanım dedim
-yok canım sağol dedi
bana canım diyor ya
akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam
ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
sabah iştimasında
olay tüm bölüğe yayılmış
ekşın da bana alışmaya başlamış
hafiften diğer askerler
ulan bakın ekşının postası olmak zordur
sanmayın ki ben bunu sizden önce çarşıya çıkarıyorum ama
aynı zamanda gibiyor da göstermek için
içtimada sırada duruyorum sen neden ordasın diye bi patlatıyor enseye
yanına geçiyorum
sayım olurken neden yerine geçmiyorsun diye bi daha vuruyor
askerler mevcut komediden oldukça memnun ama
tokatlar hep bana geliyor amk
içtima bitti odaya geçtik
-defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
daha çarşı defteri bile yok bende
acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
kantinden aldım
yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
-inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
-emredersiniz dedim
çarşıya çıktım
akşama kadar gezdim küçükyalıda
fazla bilmediğim için zütüm yemedi
kadıköy veya başka bir yere gitmeye
adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
dönüş vakti geldi
ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken -
236.
0gel gelelim suç bende amkTümünü Göster
-özür dilerim dedim
• anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
ama kapatmadı telefonu
-ebruu dedim
• ne var dedi
-şu batan güneşlerin benim için tek anlamı
seninle geçicek günlere yaklaşabilmem için bir günün daha geçmiş olması
anlamsızlaştırma ebru
erken batırma güneşlerimi lütfen dedim
• kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
-tekrar araya bilir miyim seni dedim
• bilmiyorum dedi kapattı telefonu
işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı
ekşın çağırıyor koş dediler
beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
-emredin komutanım dedim
-nerdesim dıbına çakim arkadaşım dedi
-telefonla konuşuyordum dedim
-eğitim timine sende katıl seni gibtir edersem en azından bi taklar öğrenmiş ol dedi
-emredersiniz komutanım dedim çıktım
eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır
kullanacakları silahları öğretmek
genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
görevim fixlendi
her sabah erkenden kalk
traş ol üstünü değiştir
diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
ekşının 24 saat kolluk nöbeti olduğu günler uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
olaylar böyle gelişirken
artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
ama hiçbir asker bana karışmıyordu
öyle ki diğer komutanlar bile
ulan bu ekşının karısı bi emir verir birşey yaptırırım
tam o sırada ekşına lazım olur bu gavar
başımıza bela almayalım diye uzak duruyorlardı bana emir verme konusunda
kafama takılan bir olay vardı
elif
biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
-yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
-tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
aradım elifi
çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
-nasılsın iyimisin falan
o da bi isyan amk
-neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
-öyle olması gerekti kusura bakma dedim
-bende şey sandım dedi
o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
-mesajlaştınız mı onunla dedim
-hayır aradı beni dedi
vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
-ne konuştunuz dedim
-boşver dedi
-anlat lütfen benim için çok önemli dedim
-seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
-evet dedim
-o seni daha çok seviyor bence dedi
-nasıl? anlat hadi dedim
-aradı beni kim oldugunu tanıttı
o gece hakkında bildiklerini söyledi.
ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu
arkadaş olarak evet seviyorum dedim
o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
evet öyle davrandım dedim.
sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
çekilecek bir durum yok dedim
o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
sonra telefonu kapattı ebru dedi dedi elif
bizim hatun iyi kapak yapmış anlayacağınız
-başka görüştünüz mü dedim.
-hayır dedi
-emin misin dedim
-evet dedi
-tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim bende kapakladım telefonu
elifi ordayken gibmedim ama ebrunun taktiği ile de olsa manevi bir şekilde gibtikten sonra
keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
ve can sıkıntımı gidermek için
abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
ben anlattıkça çevre çoğaldı
binliğimiz ayyuka çıktı
vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
zaten kantinci kolamı ısmarlıyor
tüm karargah
olm ekşın baskına gelicek mi bu aralar haber uçur bize gözün sevem diye bana muhtaçlar
tam taşşak sahibi oldum birden amk
yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
ekşın
tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
tepkisi aynen şu oldu
-vay dıbına çakim arkadaşım ne oluyor burda
herkes esas duruş tabi bende
kalabalığı yarıp yaklaştı yanıma
kulağımda bir çift parmak
-ne anlatıyom dıbına çakim benim bile gibim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
ben bişey diyemeden
-cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun içinde çıplak kadın resmi olan dergilerden alıyorsun
böylece askerler kadınların varlığını hatırlayıp
gece birbirini gibmeye kalkışmaktan vazgeçiyor
böylece bende muallak bir bölüğün bölük komutanı olmamış oluyor
ayrıca kışlaya yakalanmadan sokuyorsun dergileri
bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun
ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
enseye bi tane daha patlatıp gitti
o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
ben ense ağrısından gülemiyorum bile
vay amk. çarşıya çık zütün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok -
237.
0-nişanlı mısın dedi?Tümünü Göster
nişanlı mıydık lan
kafam o kadar karıştı ki o soru karşısında
çünkü sözlüyüm desem gerçekte sözlü olmama ihtimalimiz de var
yeni ayrıldım desem olmaz
komutan bu amk
olaylar çok karışık desem
asker arkadaşın mıyım dıbına çakim der diye düşünürken
-anlaşıldı dıbına çakim arkadaşım gibtiri gidebilirsin dedi
-emredersiniz dedim
çıktım iç bahçeye gittim
ben aşşagı indim zütümü banka koydum
herkes kendi arasında konuşuyor
vay efendim bahçıvan benim
koğuşçu oldum
şoför oldum
kantin bende büfe senin atıyorlar sağda solda
bana sordular
-sana ne dediler lan diye
-gibtir git dedi dedim
başladılar gülmeye
sen yannanı yedin olm
kesin bulaşıkhane senin gibi bi tak bilmeyenler oraya gider dediler
vay amk gibi tuttuk diye düşünürken
ismimi bagıran birisi geldi
-benim dedim
-ekşın seni çağırıyor koş dedi
gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
-habercimsin dıbına çakim arkadaşım dedi
-emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
cevap vermedi
çıktım
aşşagı indim herkeste bir merak neden çağırmış diye
-haberci ne demek diye sordum
hadi komutan postası ne onu duyduk sağda solda da
haberci de dendiğini ilk defa duymuştum
her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
-yannanı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
amk zaten yannanı yemediğim bi tak yok ki
ne emmeye geliyor kaderim ne gömmeye
herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
ekşın uzun süredir postası olmadan devam ediyormuş beyler
postalar ona dayanamıyormuş
en son görev yapan postasını 3 gün sabah 8 akşam 5 mesai saatlerinde süründürdükten sonra
bulaşıkhaneye göndermiş
askerin suçunu sorarsanız
ekşının ismini kullanarak kantine borç takma ve ödememe
ama olayların benim için
nasıl olacağını zaman gösterecekti
ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
ulan dedim ya aşk
bir kaç tuşun arkasında gizliyse ve ben aramayarak mallık yapıyorsam diye düşünüp
önce annemi aradım tekrar
lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
annemi aramış nasılsınız diye
-beni sordu mu dedim
-görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
-eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
-kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
bir umut dogdu içime acaba dedim
-tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
numarasını çevirdim ebrunun
son rakama basmak çok uzun sürdü
lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
çaldı
değiştirmemiş
sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
verdi
• aloo
kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
-alo dedim bende
• kimsiniz dedi
bir süre sesimi çıkaramadım
-kapatıyorum dedi
kapattı da
evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
ama ihtimaller hala yüksekti ya iş taka sardıysa da
benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
kız manyak amk sırf gibtir etmek için ankaraya ayağına çağırmış birinden korkulmaz mı?
biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
• aloo dedi yine
yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
• kimsiniz dedi
-benim dedim
• sen kimsin dedi,ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
-hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?(yüzükler hala parmağında mı)
• kelebek dedi
-efendim dedim
kem küm ederek nasılsın dedi
-sana bağlı dedim
ama beklediğim cevap gelmedi beyler
hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
• hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
-mesajlaştın mı onunla dedim
• soruma cevap ver kelebek dedi
-parmağımda yüzükle gittim, seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim
ne o yüzüğü parmağımda taşımaya
ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim
• gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde dedi
-haklısın dedim
• hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
-askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim hani yumuşar diye asker edebiyatına girdim
• numaramı değiştircem kelebek
-değiştirmene gerek yok ben laftan anlayan birisiyim,
diğerleri gibi rahatsız etmem arama dersin aramam
• seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık
-peki bana verir misin yeni numaranı
• henüz almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum
-haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile
• aşkı tek başına yaşama kelebek
-elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen
seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum
• bende bilmiyorum dedi
sonra ağlamaya başladı
• ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
yapma bunları kelebek lütfen dedi
aslında ebru neyi bilmiyordu biliyor musunuz?
onun ağlamasına gerçekten hiç dayanamadığımı
az biraz beni anlasa ömür boyu hiç durmadan gülümserdi ama -
238.
0bi komutan bişey ister duymam yada dalgınlığıma gelir boşu boşuna dayak yerim diye sustum sadeceTümünü Göster
sonra bölük komutanları
yakın koruma
ikamet koruma
ve karargah bölüğü
asker taksimi yaptılar herkes işine yarayacağı secti
beni ilk önce fiziğimden ve göz rengimden dolayı yakın korumaya seçtiler
üst devreler anlatmaya başladı
olm seçilirseniz köşesiniz
paşa bodruma tatile mi gidiyor 3 ay yanındasınız
paşa istanbulda alışverişe mi gidiyor yada gezmeye yanındasınız
kısacası paşa nereye siz oraya dediler
herkes bi mutlu direk telefona koştu
o kadar uyarılmış olmalarına rağmen ailelerine anlatmaya başladılar
onları öyle görünce bende annemi aradım
bir sürü kızdı bana
annen yok mu senin
insan bir haber vermez mi
öldün mü kaldın mı hergün haberleri izlerken adını duyarım diye fenalık geliyor
ne varsa saydı bana
haklıda
ben ona nasılsın anne derken bile aklımda ebru vardı
bir şekilde konusunu açmaya çalışıyordum
ebru sizi aradı mı diye
ama annemin bile aramadı demesinden korkuyordum
anneme 3 5 name yapıp
anne şiiri uydurdum doğaçlama
yumuşadı tabi hemen
dayanamaz bana
gönlünü alıp
telefonu kapattım
iç bahçeye geçip oturdum bir banka
o geldi
ekşın
karargah bölük komutanı
herkes kaçacak yer arıyordu
ama adam sadece kantine baskın yapmaya gelmiş
o kantine girince iç bahçe boşaldı
ama ben farkına varamadım olayın
ayakta beklemeye devam ettim esas duruşta
baktı yerde bir tane çöp var ve ona bakan tek kişi de ben
-dıbına çakim arkadaşım gel şunu al burdan dedi
-emredersiniz diye koştum aldım
-atarken yakalayamıyorum ki muallakleri
tam yere düşmeden uçan tekme atmaya başlasam dedi sonra gitti
gülesim geldi ama gülmedim
aklım ebrudaydı
daha doğrusu kafam çok karışıktı
sonra iç bahçe eski formunu aldı
görevi olmayanlar oturmaya başladı
her bir köşeden namı ve yaptıkları duyulmaya başlandı
ben tek başıma oturuyordum bankta
sonra karargah bölüğünün yazıcı tayfası geldi yanıma oturdular
bende ulan üst devre bu manyaklar
bişey derler şimdi diye kalktım
biraz yandaki merdiven basamağına oturdum
bi tanesi benden iki devre üst olan
-şurdan bi su alır mısın bana dedi
en son benden kim ne ricada bulunmuştu onu bile unutmuştum
koşarak gittim amk
getirdim
bana nerelisin nerden geldin diye sorular sormaya başladılar
taşşak mı geçiyorlar
yoksa harbiden mi soruyorlar o da belli değil amk
o yüzden fazla açılmadan ne sordularsa söyledim
daha soracakları var gibiydi ama ben konuşmak istemiyordum
üzülme biter dediler teselli bile ettiler beni
-zaman zaten geçiyor benim teselliye ihtiyacım onsuz geçecekse olacak dedim
cümlenin açılımını yaptırdılar bana biraz daha konuşturarak.
sonra adamların samimi olduğuna bile inandım
iyi çocuklardı yaşları da büyüktü zaten
konuşmam veya anlatışım hoşlarına gitmiş olucak
uzunca konuştuk hepsiyle
nedense sevdiler beni
öğlenden sonra
yakın koruma komutanı tanışma faslı için bizi yanına çağırdı tek tek
sebebini o an bilemedim ama en sona bırakıldım
sıra bana gelince tekmil verdim
-kelebek sen karargaha geçeceksin dedi
-emredersiniz dedim
çıktım odadan
üzüldüm beyler yalan yok
çünkü karargaha geçiceksin demek
paşaları göremeyeceksin ve dış görevlere çıkamayacaksın
hep taburun içinde artık yemekhaneci mi olursun
yazıcı mı ne tak olcaksan hep taburda geçer askerliğin
neyse karargah yazıcılarının yanına gittim dedim böyle böyle olmuş
biliyoruz dediler
15 dakika sonra bizim komutan toplayacak askerleri sende geleceksin dediler
gittim 15 dakika sonra geldim
ekşın herkesi içeri alıp tek tek konuştu
bana sıra gelince
tekmil verip içeri girdim
beyler acemi birliğinde bizim aldığımız eğitim normal askerlerden çok daha zor
çavuş olacağımız için tüm askeri olayları nizami olarak bilmemiz gerekmesinin yanısıra
askerlere emir verip eğitim verdirebilme aşamasına kadar öğrettikleri için
çok nizami bir şekilde odasına girip
dik durup tam olması gereken ses tonu yüksekliği ile ve
anlaşılır şekilde evelemeden gevelemeden ne sorduysa cevaplıyordum
adamın arkasından ekşın canavar olm
taburun en tehlikeli komutanı diye atıp tutuyorlar ama
adam çok sempatik amk ses tonu kibar
ama sürekli küfür ediyor
ekşının masasındaki kagıttan herkes hakkında notlar aldığı belliydi
eğitim durumu ,ehliyet,ana babanın hayatta olup olmadığından girdi
sonra elimden ne iş geldiğini sordu
-hiç bi iş gelmez komutanım dedim
-dıbına çakim arkadaşım senin neden bana gönderdiler o zaman dedi
-bilmiyorum komutanım dedim
-ne iş yapıyordun sivilde dedi
-turizm komutanım dedim
-niye geç geldin askere dedi yaşımın büyüklüğünü kastederek
-askerliği uzatmak için okuyormuş gibi yaptım komutanım dedim
-vay dıbına çakim dedi tatlı tatlı sırıtarak
-artık kaçamayacak boyuta da gelince gibe gibe geldin dimi arkadaşım dedi
-hayır komutanım, askere gitmeden kız vermedikleri için geldim dedim -
239.
0*offf pardon unuttum hadi dönelim lütfen dediTümünü Göster
-boşver hadi gidelim dedim
ısrar etti geri dönmek için bende inat ettim gitmemek için
• burda bekle o zaman dedi
-tamam boşver ebru dedim
• bekle lütfen dedi
geriye dönüp yürümeye başladı
bende mecburen arkasından gittim
gülü biraz geçte olsa türkü barın barında buldu
masayı kaldırınca bara koymuşlar
gülün fazla olan sap kısmını koparıp
tokası ile saçının arasına soktu
-ne kırıyorsun gülü o kadar para verdik dedim.
• paranı vereyim de sus dedi
ağır konuştu yine ama binliği ben başlattığım için ses çıkarmadım
sonra o da ağır konuştuğunu farkedip
koluma girdi
• kızdın mı dedi
-yok tamamen haklısın,ben kaşındım dedim
• ben sana para ile alınamayacaklar şeyler verdim
sende bana paramla alınamayacak bir aşk yaşatıyorsun
bırak para sadece babamın bana verdiği harçlık
sana verdiği maaş olarak kalsın hayatımızda dedi
haklı amk. allahın fakir bininin tekisin amk. paradan bahsettiğin kişiye bak.
beni euroyla domaltıp dolarla gibti beyler
• yarın ne yapacağız dedi
-ben çalışıyorum annem yayladan gelecek akşam üstü de eve gitmem lazım dedim
• beraber gideriz dedi
-tamam bakarız dedim
onu evine bırakıp bende eve gittim
ertesi gün işe geldim
sabah gelen barmene
-şiftleri değişelim mi ben sabah geleyim sen öğlen gel benim biraz işim var öğlen arası dedim
anlaşmayı yaptık
akşam üstü ebru aradı
• bende geleyim mi size dedi
-iyi hadi otelde bekliyorum dedim
• sen geç eve ben gelirim dedi
ben eve gittim
annemle hoş beş konuşurken
yayladan getirdiği üzümden yedim
sonra ebru da geldi
konuşmaya başladılar
annem yayladan bahsetti ebru olan bitenden bahsetti kendi aralarında bir süre konuştular ben
banyo yapıp üstümü değiştirken
ben yanlarına geldiğimde mutfaktalardı
aralarında ki konuşma
annemin yayladan getirdiği üzüm yapraklarını sordu ebru
annemde onlarla yaprak sarması yapacağını söyledi
ebru çok sevdiğini söyledi
annesinin de çok sevdiğini söyledi
tamam annenleri de al uygun bir zamanda gelin yapayım dedi annem
bi dakika ana yaa
ne yaptın resmen davet ettin ailesini
ebru zaten dünden razı
• tamam yarın geliriz dedi
-hadi gidelim geç kaldım dedim
evden çıktık
ebru annesini aradı
• kelebeğin annesi bizi yarın yemeğe davet ediyor anne dedi
bir süre konuştuktan sonra
telefonu kapattı
• bana haber verirsin kaçta gelelim diye dedi
-tamam dedim
ben otele geçtim
o eve gitti
gece iş çıkışı işim biraz uzadığı için ebruyla sadece telefonda görüştük
ona yarın öğlen onunla denize gitmek için öğlen antre kullanacağımı söyledim
anlaştık
ben eve gittim
annemle yarın akşamki yemek konusunda konuştuk
halamları gündüzden eve davet edip
evi çeki düzene sokacaklarını bana da ekgib olan bir kaç şeyi yarın almamı söyledi
ben sabah erkenden işe gidip
iş çıkışı annemin bana verdiği listedekileri aldım
sonra eve gidip denize gidebilmek için gerekli nevaleyi düzüp
ebruyla buluştuk
denize girdik
eğlendik derken
unuttuğumuz bir şey vardı
akşam çalışacaktım
ben yemeğe nasıl gelecektim
babası da birşey dememişti
sonra otelde gece biraz daha geç gelip barı kapatıncaya kadar bekleyen barmeni arayıp
onunla şiftleri değiştirdim
yemek çıkışı otele dönüp barı ben kapatacaktım
ben eve geçtim ebru da kendi evine
evde son hazırlıklar yapılıyordu
annem ve halam
fesleğenli imam bayıldı
yaprak sarma
börülce salatası ve cacık hazırlamışlar
ben onlara
masayı kurmaya yardım ettim
duşu alıp üzerimi değiştirdikten sonra
babamda geldi
halama kalmasını söyledik ama kalmadı
ebruya telefon açtım geliyor musunuz diye
• yoldayız dedi
heyecanlanmaya başlamıştım
çıkabilecek sorunlar beni endişelendiriyordu
ellerinde tatlı ile geldiler
ebrunun kardeşi de gelmişti
benim bilader de evdeydi
kısa bir tekrar tanışma faslında sonra
salona geçtik
-sofra hazır direk oturun isterseniz dedi babam
-evet soğumasın dedi annem de
bu durumda oturmak zorunda kaldılar
yemeğin başındaki tek konuşmalar
çok güzel olmuş afiyet olsun geyiği idi
daha sonra geyik
işler nasıl yayla nasıl diye genel konuşmalardan sonra gruplaşmalar oldu
ebrunun annesi annemden yemek tarifi alırken
babamla ebrunun babası politikaya atıldılar
kardeşlerimiz de
ben şu okulda okudum sen bunu tanıyor musun
o benim de arkadaşım derken onlar da geyik kurdular kendi aralarında
ben ortada ters giden bir durum var mı diye
onları kontrol etmekten kimse ile konuşmadım
baktık herkes yemeğini bitirmiş
ben masayı yavaş yavaş toplamaya başladım
bana yardım etmeye yeltenenlere siz devam edin ben hallederim dedim
ebru yeltenmekle kalmadı o da yardım etti bana
masayı kaldırdıktan sonra
yavaş yavaş lavaboya el yıkamaya geçtiler ve sonra
oturma grubuna yayıldı hepsi
biladerle ebrunun kardeşi
birbirlerine pes iki de rakip olabilmek için yan odaya geçtiler
şöyle bir baktım hepsine
vay amk korkacak hiç birşey yokmuş gibi geldi
hepsi konuşuyor kendi aralarında
kültür farkını gibine takan bile yok
ebru sanki ev hanımıymış gibi
• çay mı içersiniz kahve mi dedi
çayda karar kıldılar
mutfağa geçtik
• kelebek çayı nasıl demliyecez dedi
amk ne hikmetse çayı da ben demledim
sonra biz de içeri geçip
oturunca muhabbete biz de dahil olup
sorulan sorulara cevap olduk
ben sıkıldığım zamanlarda
çayın durumunu kontrol etmek için mutfaga kaçtım
çaydan sonra
annem tatlıları da ikram etti
benim iyi geçtiğini düşündüğüm
buluşma tekrar görüşmek üzere sözler alındıktan sonra
vedaya geçildi
onları biraz bekletip bende üstümü değiştirdim iş için
gitmeseydin demelerine diğer barmene söz verdiğimi söyleyip
onlarla gittim
beni işe bıraktılar
geç saate kadar çalıştığım için o gece de görüşmedik ebru ile
daha sonraki günlerde annem ebrunun annesini kısır yemeye
davet etti
karşılıklı görüşmeleri oldu
ebrunun babası
sürekli babama selam gönderdi
biz ebru ile işten arta kalan zamanlarımda görüştük
otele geldi
geceleri buluştuk
denize gittik
ebruyu okulu için ankaraya gönderme vaktine kadar olağan dışı birşey olmadı
son gecesinde işe gitmedim
bu durumdan kimse rahatsız olmadı
anlayışla karşıladı iş arkadaşlarım
klagibleşmiş veda hazırlıklarında olduğu gibi söylenecek fazla sözün olmadığı
bir kaç saat yaşadık
sonra bir arkadaşımın evine gittik
orda geceyi beraber geçirdik
sadece birbirimizi üzen
muhtemel yaşayacağımız ayrılık acılarından konuşup sarılarak yatarak
gece sonu sabaha doğru onu eve bırakmak için onların evine gittik
• burda bekler misin dedi
yukarı çıktı
5 dakika sonra
elinde bir poşetle geldi
• gönderdiğin 30.000 mesaj için teşekkür ederim dedi
ve poşeti bana verdi
tekrar öptü
• yarın gelir misin beni uğurlamaya dedi
başımla geleceğimi ima ettim
tekrar öptü
o yukarı çıktı ben eve geçtim
eve gelince poşet elimdeki ağırlığını kaybedip
beynimde ağırlık yapmaya başladı
zaten 30bin mesajın için teşekkür ederim dediği zaman
aşkımız için bir uğraş vermiş
olduğu belliydi
peki ben ne yapmıştım hiç birşey
açtım poşeti
gözüme ilk çarpan bir kaç defter oldu
ama onlardan önce bir kutu çıkardım
ebrunun bana hediye ettiği cep telefonu kutusuydu
kutuyu açtım model olarak cep telefonunda son nokta dedikleri cinsten
hani ben paraya kıyıp da o telefonu almazdım
bi tek mesaj bölümü çalışsın birde yes tuşu o kadar küçük olmasın yeter amk
telefonda ne gerek var o kadar atraksiyona
telefonu aldık kabul ettik
poşette kalanları çıkardım
4 tane defter
her birinde ebrunun el yazısı
ilk mesajımdan son mesajıma kadar yazmış
her sayfanın altına
sayfada kaç mesaj yazılmış onu yazmış
diger sayfalarda toplayarak gitmiş
her mesajın başına - işareti koymuş
çok begendiklerine yıldız işareti yapmış
benim onu üzdüğüm mesajlarda ünlem işareti koymuş
bütün defterleri numaralandırmış
bazı yerlerde kısa notlar almış
bazı bölümlerde kendi yazdıklarını da yazmış.
bazı bölümlerde hikayelendirmiş
ama cogunlukla sadece benim yazdıklarımı yazmış
hepsinin basına gün tarihi atmış
son defterde bitmemiş bir defter
son sayfasına bir not yazmış
• benim için milyonlarca kez bastığın telefon tuşları için ellerine
beni bu denli mutlu ettiğin için yüreğine sağlık aşkım
seni seviyorum -
240.
0iki tane kiraladık 15 dakikalığına.Tümünü Göster
birisine ebru ile ben diğerine de ebrunun babası tek başına bindi
ebrunun annesi binmek istemedi
o heyecanı yaşayıp
biraz da yüzdükten sonra otele döndük
üzerimizi değiştirip
yolculuk için hazır hale geldik
antalya aksuya kadar yemek yemedik
aksudaki köftecide köfte yedikten sonra alanyaya döndük
-bugün izinlisin dedi babası ama ben aksam servisinde otele gittim
millet vaaaay falan diye karşıladı
kimden duydularsa duymuşlar amk.
onlardan kimse gelmedi akşam
ebruyla mesajlaştık otelde olduğumu söyledim
ve iş çıkışı buluşmak üzere sözleştik
işim bitince yanına gittim
yorgun olduğumuz için fazla durmadan gönderdim onu bende gittim yattım
ertesi gün ehliyet için başvuruya gittim
biraz daha zaman vardı yeni derslerin başlaması için
bu durumu ebrunun babasına da söyledim otelde
ebrunun babası şoförü çağırdı
bana direksiyon dersi vermesini söyledi
aksam üzeri antre saatimde
ilk denemelere başladık
eli el freninde
şöyle yap böyle yap derken
bir kaç başarısız araba kaldırma denemesi
daha sonra stop ettirme sayısında ki azalma ile
birinci viteste yavaş yavaş sürmeye başladım
ikinci gün ki eğitime ebru da geldi
ama onu arabaya bindirmedim
4 gün üstüste gittik
biraz daha öğrenmiştim artık sürmeyi ama heyecan vardı
şoför tamam oldu bu iş sana sadece pratik lazım artık dedi
ona telefon geldi
arabadan indi bana da yavaşça tur at dedi
geri geri sürerken gaza yanlışlıkla fazla yüklendim
heyecanım artınca direksiyonu da ters tarafa kırdım ne oluyor amk derken
ayaklarım dolandı yine gaza bastım
araba 1 bucuk metre yükseklikteki bahçeye düştü
ters dönmüş bir şekilde
ben emniyet kemeri asılı olduğu için yukarda kaldım
bacaklarım direksiyona sıkıştı
alnımın üzerinde saçların başladığı yerin hemen üstünde kanama başladı
tepesi aşşağı olduğum ve tüm kan oraya pompalandığı için daha fazla akıyordu
sağdan soldan yetişenler beni arabadan çıkardılar
arabanın durumu pek de iyi gözükmüyordu
ebrunun bu durumdan haberi olmaması gerekiyordu
hastaneye gitmek gerekiyordu
babasına hesap verilmesi gerekiyordu
polis e cevaplar verilmesi gerekiyordu
bi arabayı süremedin amk diye kendime küfürler edilmesi gerekiyordu
hastaneye gittik önce arabayı orda bırakarak
doktor tutturdu dikiş atacam diye
dikiş atılması demek
saçların önünün kazınması demek
bu durumda ebrunun haberi olacağı ilk aklıma gelen şey olduğu için şiddetle karşı çıktım
zaten o kadar da büyük bir kegib değildi
doktor atmam lazım dedi
sinirlendim doktora
-sorumluluk benim atma dikişi ödemeyi atmış gibi yaparız merak etme dedim
doktor da bana kızdı
parayla olur mu bu iş sağlık şakaya gelmez diyerek
hasgibtirsin ordan çocukken kaç kere kafamı yardım
bi tak olmadı amk
şimdi neden dikiş atmadan olmuyormuş
ben kazandım
attırmadım dikişi amk
biraz pansuman yaptılar
bacaklarımda da bişey yoktu yürüyebiliyordum zaten
polis de
kara yollarına zarar vermek
ehliyetsiz araç kullanmak ve ekleri şeklinde bir sürü ceza yazdı
arabayı sanayiye çekici vasıtası ile gönderdik
şoför mecbur olduğu için ebrunun babasına haber verdi
arabada değil bende bir şey var mı diye heyecanla geldi
o günden sonra bir daha koltuğa oturmadım beyler
hala ehliyetim yok
ebrunun haberi oldu
o da kızdı bana neden dikkat etmiyorsun diye
şoföre kızar gibi oldu bir ara neden yalnız bıraktı diye ama ben müsade etmedim
sonuç olarak arabada maddi zarar
bende rezil olma
şoförde pişmanlık
ebruda da korku oldu bana birşey olacak diye
bu akşam izinlisin dedi ebrunun babası
halbuki izni gerektirecek bir durum yoktu
hemen arkasından ebru aradı
• bu akşam gel beni al dedi
olayda onun parmağı olup olmadığını öğrenmek için
-çalışıyorum bu gece dedim
• babam izin vermedi mi sana dedi
böylece ebrunun olayda parmağı olduğunu anladım
-tamam o zaman akşam gelirim dedim
akşam gittim onu evden aldım
-nereye gidiyoruz dedim
• şu restorana dedi
-ne yapacağız orda dedim
• yemek yiyeceğiz dedi
-ben yedim yemek dedim yemediğim halde
• acıkıncaya kadar bekleriz o zaman dedi
restorana gittik
yemekleri söyledik
heyecanlıydı
bir şeyler sakladığı belliydi
yemek sonrası anladım heyecanının sebebini
• çok korktum sana birşey olacak diye kaza yapınca,sen kendini öldürmeden şunu bi al bakayım dedi
yüzük kutusunu çıkardı
açtım içinde bir alyans vardı
içinde ebru yazıyor ve benim ona teklif ettiğim gecenin tarihi yazıyordu
-çalışırken takmasam olur mu?diğer kızlar yanlış anlar şimdi dedim
• bende çıkarayım o zaman dedi
vay amk. ne kadar ağır bir şaka yaptığımı farkettirdi bana böyle çıkışması
-en azından inş. parmağıma olmaz dedim gülerek
• o parmağını kırarım zorla sokarım,bir zevkle yüzük taktırmıyorsun dedi
-kazadan sonra beyin hücrelerimde bir ayar bozukluğu oldu kusura bakma dedim
• o ayar bozukluğu sende ben seni tanıyalı beri var zaten dedi
-kalbimin tek frekansı sensin ama
• yemezler
-inanmazlar mı gerçekten
• inandırmana bağlı
-espirilerimi gözden geçirsem iyi olucak
• ha şunu bileydin dedi
sonra ben bişey demeden
• özür dilerim dedi ebru
-özür dilemeni gerektirecek birşey yok haklısın,en mutlu olman gereken anında
bile işi dalgaya vurup kendimi eğlendirirken seni üzüyorum asıl ben özür dilerim dedim
• bunun farkında olman bile seni seviyor olmama bir sebebtir
-fazla abarttığım anlar oluyor
sen bana aynı şakayı yapsan senin kadar alttan alamayabilirim
kendimi biliyorsam almam,
anlayışın ve bana katlanabildiğin için teşekkür ederim
halbuki bir gün bu şakaların bir tanesi kızıp arkana bakmadan çıkıp gitsem yaşayamam bile
kumardan kalma bir huy bu galiba adrenalin gibi
beni bırakıp gitme ihtimalini bilerek seni çok kızdırıyorum
böyle bir riski alıyor olmak
aslında çok korkutucu, sanma ki ebru tamamdır benimdir bensiz yaşayamaz
ben ne yaparsam yapayım bana katlanır,ben gitsem bile arkamdan gelir düşüncesi var
inan ki yok, aklıma ya bir gün biterse diye geliyor ve çok daralıyorum
çok korkuyorum seni kaybetmekten
hiç bir zaman biterse bitsin yaşarım ben onsuz da diyemiyorum
yaşayamaz mıyım? yaşarım elbet ama sende
nefes alıyorsun afrikada ki fakir bir çocukta
seni üzmeme izin verme ebru yoksa sonunda ben çok üzüleceğim
haylaz bir çocuğunum senin ama kulaklarımdan çek arasıra
insan çocukken anasız aşıkkende yarsız yaşayamaz
ben sensiz yaşayamayacak kadar çok seviyorum seni
tekrar özür dilerim dedim
• benim oğlum yeterince biliyor ne yapacağını zaten
sadece uygulama hataları yapıyor bazen onu da zamanla öğrenecektir
birbirimizsiz yaşayamayacağımız halde
birbirimizi kaybetmeye meyilli hareketler yapmayalım kelebeğim
daha önce provalarını yaptık ayrılığın seni bilemem ama ben dayanamıyorum sensizliğe dedi
-evet haklısın ebrum zamanı anımsatan nereye baksak
ufuktaki ayrılığı görmeye başladık yine dedim(ankaraya okul için dönecek olması)
bu sırada yemeği de yedik
üstüne kahve de içtik
• kalkalım mı dedi
hesabı ödedim
küçük bir yürüyüş yaptık
-herkes için yazılmış birisi vardır ebru dedim
onaylarcasına başını salladı
-bazen doğru kişiyi bulmak için bir kaç kişinin hayatına girmesi gerekir
ben seni buldum
bana yazılmış doğru kişim için geçmek zorunda olduğum birisi değilsindir umarım
• kaderi bozmak haddimize değil sen sadece umutlu ol ben öyle yapıyorum çünkü dedi
-bugünümüze kadar olan kısma bakıyorum da şükretmek gerekiyor halimize dedim
• tüm dualarımın ilk kelimesinin kelebeğim dedi
-benim tek duam var o da tek kelimeden ibaret ebru dedim
iskeledeki bir banka oturduk ama bizim yerimize değil
başını omzuma yasladı
bende tek kolumla onu sardım
bir süre oturduk
sonra bir türkü kafeye gittik
bir köşeye oturduk
çalan müziğe kaptırdık kendimizi
aheste aheste içtik
gelen gülcüden bir gül aldım ebruya
hem gülcüyü kızdırmak hemde ebruyu güldürmek için
kıran kırana pazarlık ettim gülcü ile
cingene olduğu için ve bende onunla onun lisanını konuştuğum için
ama ebru sıkılmış olacak ki
bir tanesi çekti
-ver kaç para istiyorsa dedi
hevesim kursağımda kaldı
fazlası ile verdim gitti gülcü
ebru sıkılmış olacak ki
• hadi gidelim dedi
hesabı ödedim
gülü masada unuttu
bende neden almıyorsun demedim
bir kaç yüz metre yürüdükten sonra
-o yüzüğün akıbeti de sana aldığım gül gibi olmasın dedim -
241.
0böylece suçu ebrunun üstüne atarak ona olan kızgınlığımı belirtmek içinTümünü Göster
• ben mi teklif ettim beyefendi dedi
-iki yüzük olmadan sözlenilmez ebru diğerini de alıp öyle sözlenelim
hem ailenin haberi olsun demedim mi dedim gülerek
• bak yaa yalan söylüyor baba
-siz hiç merak etmeyin ben onu biraz kızdırır yüzüğü attırırım
sonra tekrar teklif ederim iki yüzükle böylece siz de görmüş olursunuz dedim
ben işin gırgırındayken gerekli cevap kayın pederden geldi
-söz bir kere verilir
vay amk.
adam bi cümleyle gibti bıraktı beni orda
yemek masasında yenmiş yemeğin tabak bulaşığı gibi kaldım
üstüne ebru
• duydunuz mu kelebek bey dedi
yaptığım şakanın ekgib yanını bulup beni iyi züt ettiği için peder beye laf yetiştirmeden
-çok haklısınız dedim
anladı bozulduğumu
annesi bu arada ebrunun yüzüğüne daha yakından bakmaya çalışıyordu
-çok güzelmiş filan diyor ama
neresi güzel amk.
ebruya aldığım yüzükten 100 tane alsan parmağındakinin bir tanesini alamaz
-hadi kalkalım dedi ebrunun babası
kimse nereye diye sormadan kalktık
otele geldik
-birer içki içelim de öyle yatalım dedi yine ebrunun babası
bara geçtik
barmen bar menülerini dağıtmaya başlarken
-gerek yok menüye soğuk şampanyanız var mı dedi
hiç de sevmem amk. o köpürenleri
-ebrunun annesi ben bir de su alayım dedi
ebru da ona katıldı
şampanya geldi
mantar itina ile patlatılıp gerekli miktarda köpük dışarı boşaltıldıktan sonra
bardaklar dolduruldu
... nın şerefine cümlesindeki boş yerleri doldurmak kime düşerdi
tabiki babaya
-verdiğiniz sözün şerefine çocuklar dedi bize bakarak
ıkına ıkına içtim
bi daha doldurmasınlar diye de hepsini bitirmedim
yüzümün ekşimesinden peder sevmediğimi anladı
-başka bişey içer misin dedi
isterim tabi amk.ama direk de söylenmez ki şunu istiyom diye
zaman kazanmak için
barmene
-menüyü alabilir miyim dedim
aslında içeceğim şeyi biliyorum
bi kaç göz gezdirip
bakarken
-aynısından bana da söyle dedi. ebrunun babası
vay amk. üstüme yine sorumluluk bindi
fikrimi değiştirip onun sevdiğini bildiğim
iki tane baco söyledim
bakardi kola fikrim hoşuna gitmiş olacak ki
-iyi fikir dedi ebrunun babası
içkileri içtikten sonra
-bir tane daha içer misiniz dedim babasına
-hayır yarın araba süreceğim dedi
sanki benim bir tane daha içmek istediğimi anlamış gibi
-bir tane daha alabilir miyiz dedi barmene
elinde içki ile gelen barmene de benim için olduğunu söyledi
evet yarın alanyaya geri dönüyorduk
-senin ehliyet yok dimi hala dedi babası
-yok dedim
-al bi tane artık dedi
-tamam dedim
bayanlarda bardaklarını bitirinceye kadar bekledik
sonra odalara geçtik
ben herşey iyi güzel sanırken
ebru bana suçları üzerime attığı için surat yaptı
şaka olduğunu söylesemde
inatla devam etti
-ne yapmam lazım kendimi affettirmek için dedim
• hiçbirşey yapma dedi ama nazlanmaya başlamasından kafasında birşey olduğu belliydi
-söyle işte herşeyi yaparım senin için dedim
• herşeyi mi dedi gülümseyerek
tırstım bir an amk.
hani ben hikaye yazarken araya girip
hikayeyi devralarak benim zütü kaybedişimi anlatıyorlarya
bende öyle birşey olacak sandım
-evet herşeyi lan seviyorum seni ne istersen yaparım dedim
• peki dedi dudaklarıyla
aha lan sadece öpüşmek istiyormuş sandım
dudağına yaklaştım biraz öpüştük
-tamam mı affettin mi dedim
• affetme şartım bu değildi ki dedi
-affetmediğin adamı neden öpüyorsun o zaman
• affetmediğim sözlümle şampanya bile içerim
ama o şampanya kadar da soğuk alırım intikamımı
-affetmeden bi kaç kez daha öpüşelim sonra affeder durursun
• olmaz
-ne istiyorsun söyle o zaman
• şortunu giy dedi
bi dakika tam kavrayamadım olayı ne oluyor amk.
benimle beraber olmak istiyor olsa soyun derdi direk
şortu niye giyeyim ki??
-niye dedim
• dediğimi yap kelebek dedi
bi fantazisi vardır diye düşünüp biraz heyecanlanarak kotu çıkardım
boxerla kaldığım zaman sordum
-bunu da çıkarayım mı diye
• hayır o kalsın şortu giy
gittim şortu giydim
-çoraplarını da çıkar dedi
çıkardım
bekle dedi
içeri geçti
kapıyı kapattı yatak odasının
bende mal mal bekledim ne olacak diye
sonra dışarı çıktı
dizlerine kadar olan bir elbise ile
• hadi gidiyoruz dedi
-nereye gidiyoruz
• beni takip et
-yalın ayak mı geleyim ebru
• terliğini giyebilirsin
-emredersiniz de affedilmeyi neden bu kadar gizemli hale getiriyorsun
• hadi hadi konuşma dedi
atar da yapıyor amk
odadan çıktık
resepsiyoncunun şaşkın bakışları arasında otelden de çıktık
denize doğru yürümeye başladık
binlik koktu burnuma
-sex on the beach yapmaya mı gidiyoruz dedim
• bunun içinde affedilmeyi dileyeceksin kelebek bey dedi
eh beee bişey de denmiyor amk.
plaja geldik
-tamam mı dönelim mi dedim
• hayır yüzeceğiz
-ebru sarhoşu vardır diskodan çıkanı vardır, hırsızı vardır gel dönelim dedim
dedim de kime diyorum
o üzerindeki elbiseden bir çırpıda kurtulup denize yürümeye başladı bile
bende t shirt çıkarıp
arkasından gittim
denize girdik mi girdik
sarıldı bana öpüşmeye başladık tuzlu tuzlu yine
ben biraz kendimden geçtim
-hadi odada devam edelim durduramıyorum dedim
• ben durdururum merak etme dedi
bi tane bekçi geldi tüm ortamın dıbına koydu
sanki denizi gibiyoruz amk.
-hop bilader ne yapıyonuz burda dedi
-yüzüyoruz dedim
-laaan bırak almışsın elin cavır gızını git bi otele zütür dedi
vay amk. ebruyu turist beni de karı zütürecek yeri olmayan fakir bini sandı
-dayı ayıp oluyor ne turisti dedim
-neyse yasak çıkın dedi
nasıl bi yasaksa amk. alanyada yasak değil
hem madem göreceksin neden suya girmeden önce görmüyon
-tamam çıkıyoruz git sen dedim
-bekliyorum dedi
ebru sen bekle burda dedim
-tamam sakin ol dedi ebru
-git başka bir yerde beklede kız çıksın dedim
-5 dakika sonra burda görmeyeyim dedi
vay amk. oğluna bak kim verdiyse o sorumluluğu
barbaros hayrettin paşa sanıyor kendini
bekçi gidince
ebruda çıktı
otele döndük
ıslak ıslak
duşa beraber girdik yine
sonra da zaten hafif olan ebruyu kaldırıp yatağa zütürdüm
• akıllı evlenince böyle zütürülür
-uzun zamandır spor yapamıyorum kas yapayım diye böyle zütürüyorum
• romantizm fakirisin kelebek dedi
amk ben fakiriysem sen de çeneni tut.
ne güzel taşıyoz işte
-sözlülük romatizmi öldürürmüş dedim
bu sırada yatağa geldik
onu yavaşça yatağa bıraktım
birden birşeyler yapacak olmanın heyecanı ile utandım kıpkırmızı oldum
evet kırmızı ben yine ben
utangaç halimden oldukça haz alan ebru da
ellerimden tutup beni kendine çekti
• bir öpücük verir misin sözlüne dedi
-evlenmeden olmaz ebru kusura bakma
• zorla öperim o zaman
-kol kaslarına güveniyorsan deneyebilirsin dedim
biraz daha çekti kendine, sizce karşı koyarmıyım amk.
• hiç zor olacağa benzemiyor deyip
yaklaşıp öptü
sonra bıraktı öpmeyi
bana baktı
-bu kadar mıydı? dedim
• daha ne olsun sözlümü öptüm işte
-iyi ben yatayım o zaman alacağını almışsın sen
• senin almak istediğin başka bir şey mi var yoksa?
-bilmem dedim nasıl bir şekilde dediğimi tahmin edersiniz
• kol kaslarına güveniyorsan deneyebilirsin
-benim kadar güçsüzsen hiç sorun olmayacağa benziyor
• dene bakalım dedi
ve ilk denemelerimde karşı koydu
gülerek ve naz yaparak
yataktan kalktım bir kaç esneme hareketi yaptım
• ne yapıyorsun deli diyerek öylece bana baktı
-zorlayacağa benziyorsun ısınmam lazım dedim
ona aldırmadan ciddi bir şekilde esnemeye devam ettim o gülme krizindeyken
sonra yatağa geçtim
uzandım
• ne oldu dedi
-çok yoruldum maç yapacak halim kalmadı
• masaj yapabilirim istersen
-hani istemiyordun
• naz da mı yapmayalım
-sözlünü usandırdın iyi geceler sana dedim
o üstüme atladı
tekrar öptü bir kere
• nerde kaldığımızı hatırlattı mı sana dedi
-biraz daha kopya verir misin?
ilkine göre biraz daha uzun süren bir kez daha öptü beni
sonra da olanlar oldu malumunuz.
ertesi gün kalktık
artık alanyaya gitme günüydü
sabah kalhvaltı için otel restoranında buluştuk
kahvaltıda bayanlar deniz gidip akşam üzeri dönmek istediklerini söylediler.
ama biz ebrunun babasıyla denize giderken
ebru annesi ile kısa bir çarşı turuna alışveriş için gittiler
ebrunun babası ile
maaş konusunda konuştuk
-maaşıma zam istemiyorum diğer personelin bu duruma vereceği tepkiyi az çok tahmin edersiniz
bu durumdan rahatsız olmak istemiyorum
zaten yeterince yüksek maaşım dedim
-kimin haberi olacak ki dedi
-muhasebecinin olur müdürün olur onların da ağızlarını ne derece tutabileceği soru işareti dedim
-söz verdim ama eşime dedi
-zam yaptığınızı söylersiniz olur biter dedim
-tamam o zaman sen bilirsin ama bir şartım var dedi
-nedir dedim
-bunu söz hediyesi olarak gör ehliyet masrafların benden dedi.
-şartınızı kabul etmiyorum kusura bakmayın dedim
-neden dedi
-böyle yapacaksanız bana maaş da vermeyin zaten herşeyi siz ödüyorsunuz dedim
-iyi sen bilirsin dedi
bir süre oturduk ben denize girdim çıktım
biraz daha uzandıktan sonra ebrular geldi
nerden aklına geldiyse
• hadi jet skiye binelim dedi -
242.
0*yanımda yürüyerek takip et kelebekTümünü Göster
bi devlete hükümdar yapsalar vay o milletin haline
ama madem onu zamanında üzdük.
sonra gönlümüze yenildik ve tekrar beraber olmak istedik
gönlümden ruhumdan iki oy çıktı ona
bırakayım da biraz hükümdarlığını sürsün
sonra hem dudaklarında hem vicdanında bir isyan çıkarır tekrar hükümdar olurum mantığıyla
biraz da binliğine yanına koşup hemen yanında yürümeye devam ettim
iskeleye doğru yaklaştığımızda bizim yerimize gideceğini sandım ama yürümeye devam etti
bende yanında yürüdüm aptal aptal
geriye döndü ve bizim yerimize bakarak
sonra da bana kısaca bakarak
• yok henüz buraya oturmayı hak etmiyorsun dedi
-sen otur ben ayakta bekleyeyim dedim
• boynum ağrır sana bakacam diye
-zaten bana hiç bakmıyorsun ki
• evet haklısın gidelim dedi
hakaten de hiç bakmıyor
geriye yürüdük
yerimize geldik o sorgusuz sualsiz kendi eviymiş gibi oturdu
ben otursam mı oturmasam mı diye düşünürken otur bile demedi
• evet buluşma isteğinin sebebi neydi dedi ben ayaktayken
-ayrılığı hakedip haketmediğimizi tartışacaktık sanırım
• ayakta bekleyenler hep suçlulardır dedi
o el ele tutuşma olayını tekrar konuşmaya dayanamayacak kadar bozulmaya meyilliydi sinirlerim.
o yüzden hiç tartışma konusu yapmadım kimin suçlu olduğunu
-buyrun kesin cezamı hakim hanım
• zamana danışmam lazım, erteliyorum celseyi oturabilirsin
gerçekten suçluymuşum gibi oturdum
bana göre bir naz oyunuydu yapılanlar ama
ebrunun bütün suçları benim üzerime atmaya çalışması
kendi suçlarını tamamen sıfıra indirgeme uğraşı içinde olması
içimdeki çocuğun oyun zevkinin amk.du
bak kelebek diye cümle kurup arkasında
geçmişi tekrarlaması en son istediğim şeydi
bir an pişman olur gibi oldum
tekrar buluştuğumuza
bir süre sessiz kaldık
-konuşacaklarımız bittiyse ben gideyim dedim
• bir daha yapmayacağım desem inanır mısın bana kelebek
-zamana danışırım
• ikimizin de zamana mı ihtiyacı var yani
-galiba dedim
ne hayallerle gelmiştim ama muhabbet iki sevgilinin birbirinden
zaman isteme gibi gibtirtaktan bir muhabbete dönmüştü
• bu zamanı benimle mi bensiz mi geçirmek istersin
-sensizlik bölümünü biliyorum, seninle olursayı örneklendir
• en azından böyle görüşürüz
-ikramiyesi de olur mu böyle görüşmelerin dedim(öpüşme sarılma vs)
• kalbime kalbime gelirse ziyaretlerin ikramda kusur etmem, mifafir perverdir aşkım
-bırak şimdi sadede gelelim, arkadaşmıyız sevgili mi?
• sen hangisini istersin?
-eski ebruyu dedim. içimde kalmışlıkla
• ben hiç değişmedim kelebek hep aynıydım
-o zaman arkadaş bile olmayalım ebru
• neden
-üstü üste söylüyorum iyi dinle
ben hayatındayken kim olursa olsun
başka erkekle benim olmadığım bir yere ne amaçla olursa olsun gidersen
hangi duyguyla dans edip elini tutmanın
bir daha bana açıklamasını yapma şansı bile vermem haberin olsun
• çok büyütüyorsun bunu arkadaşım o benim
-seni kalbimde büyüttüğüm kadar
bu olayı da büyütürsem cinayet sebebim olur
ya sana kalbimin çapını küçülteyim yada
sen başka erkeklere adımlarını küçült
• hiç mi erkek arkadaşım olmasın
-benim de kız arkadaşlarım olsun
bende onlarla senin yaptığını yapayım sonra tekrar sor soruyu
• ama niyet önemli sonuçta
-namaz kılanların cehennem korkusuyla mı
cennet umuduyla mı kıldığını allah bilir ebru
benim tek kıblem sen iken sen başka yerlere dönersen
abdestimiz kaçar
bozmayalım huzuru
• tamam haklısın dedi
-bir daha bu konuda haklı olmak istemiyorum
• tamam denerim
-seni zorla çağırmadım
zorla kendime aşık etmedim
ki bu son yaptığın zaten aşık olmana çelişen bir durum bana göre
gitmek istiyorsan değişemeyeceğine de inanıyorsan durma
ama ben bir daha aynı sebebden dolayı gidersem beni de durdurmaya çalışma dedim
beyler içimi döktüm mü döktüm
rahatladım mı evet
gerisini ona bıraktım
kendiyle yüzleşsin amk.
yine tamam söz gibi şeyler mırıldandı ve yanıma biraz daha yaklaştı
tamam artislik yaptık kıza ama seviyorum da amk
-ebru bana bu konuda söz verme
yapmak istersen yine yap ama bana önceden haber ver
sevgilim değilken yapmış olursun
• ohoo tamam hakim bey siz bütün dosyaları kapatmışsınız
-evet kapattım, kararımı da verdim
şartlı tahliyesin gönlümde dedim
tahliye sevincini bir sarılmayla kutlamak istedi
birikmiş sinirim geçmediği için
gönülsüz izin verdim sarılmasına
-sen beni kendi yerine koy, beni öyle gördüğünü düşün ondan sonra ver temyize ver
• kendimi tek koymak istediğim yer yanın, çok seviyorum seni dedi
-benim de sevmeye devam etmeme yardımcı ol dedim
sinsice sırıtarak dudaklarıma yaklaştı
sonra küçük bir öpücük kondurdu
• böyle mi
-bu taktik hiç aklıma gelmemişti dedim
yine öptü
özlediğim öpmeler olduğu için
bende yenilgiyi kabul ederek kendi sahasında top çevirmesine izin verdim
bir süre öptükten sonra
• evde yaptıklarımdan çok utandım kusura bakma dedi(soyunması)
-istediğimi sandığın şeyi almaya çalışsaydım bana mani olacakmıydın?
• sana daha çok kızardım galiba ama sözümde durabilme şansımın devam ettiğine seviniyorum dedi
ben bir şey demeden
• gördüklerini unutabilir misin lütfen
-hiç sanmıyorum dedim pis pis sırıtarak
• terbiyesizlik yapma dedi
-soyunan sensin terbiyesiz olan neden benim?
• pişmanım ama
-ben göreceğimi gördüm, sözünü 5 gözle beklemeye başladım
• 4 gözle denir ona ama dedi.
biraz düşündü ben pis pis sırıtırken
• çok pissin yaaa diye ekledi
yine bir hafif şamar
yüzündeki utancını göğsümde saklamaya çalıştı
-utanma be aşkının sanatı değil miyim? sanat için soyundun varsay dedim. yine gülerek
• kapat konuyu lütfen dedi gözlerini büyüterek
-inşallah bir daha ayrılmak gerekmez gördüklerimi tekrar görmek için
ağzımı kapattı.
sonra ağzımı kapatmak için ellerinden dudaklarına geçiş yaptı.
gecenin geri kalan kısmında daha fazla da konuşturmadı zaten
sonra eve bıraktım.
yolda türlü muziplikler yaparak
uzunca bir sarılma ile veda edip
yarının ne getireceğini beklemeye başladık tekrar başlayan aşkımızla -
243.
0yürümeye devam ettiTümünü Göster
gözden kaybolduğu köşeden dönünce arkasından koştum
köşede bekliyormuş beni
belki de geri gelicekmiş
• hayret koşabiliyormuşsun
-evet para bozdurmam lazım gidiyordum
• beni ikiye bölüp geçicektin ama
-dur geç kaldım görüşürüz sonra dedim gülerek
• çok gıcıksın kelebek deyip suratını düşürdü yine
-aşkımın maddiyatı tamam bozulma
ama dükkana dönmem lazım görüşürüz deyip döndüm
geri giderken
• bi kere sarılsaydık bariii
-onu ben gidiyorum diye artislik yaparken düşünecektin
içimdeki barışma sevincinden olsa gerek
ilkokullu çocuklar gibi
havaya havaya koşarak dükkana gittim
ebrunun şaşkın bakışları arasında
ben yokken bir müşteri gelmiş
ona satışı yapıp gönderdikten sonra mesaj attım
bir an önce gitsin diye de ne fiyat teklif ettiyse verdim amk turiste
ben aşkımın ihalesini tekrar kazanmışım
pazarlıkla mı uğraşayım amk.
-gelme sırası bende mi şimdi
• neden gelecekmişsin ki?
-koşarken ellerim havadaydı görmedin mi?
• onu koşmaya başlamadan düşünecektin
-akşam buluşunca da fikirlerin aynı mı olacak
• akşam buluşacağımızı kim söyledi
-gece buluşuruz herhalde yazdım ama
cevap yazmadı
-yarın buluşsak
• sanmıyorum
bende yazmadım
bir saat kadar sonra dükkandayken
-evin önündeyim yazıp gönderdim
10 dakika sonra
• hani nerdesin
-aşşağı ineceğimi sanmıyordum dükkana geçtim
• yaa beni neden boşuna aşşağı indirdin
-10 dakika bekledim bişey de demedin hadi dükkana gel
• hayır beyefendi sen geleceksin yeter benim geldiğim
-o zaman dükkanı kapatıncaya kadar bekler misin lütfen
• bu kibarlığın sebebi beni çook özlemiş olman mı
-hayır seni boşuna aşşağı indirmiş olmanın özrü,bi de beklemem demenin korkusu
• özrün kabul edilmedi
-ben nasıl affettireceğimi biliyorum merak etme
• hadi bakalım
dükkanı kapatma saati geldi.
dükkandayken mesaj attım
-aşşağıda bekliyorum
• filme bakıyorum gelemem dedi
-topu topu bir buçuk saat sürer beklerim
• sonra bir filme daha bakacağız
-kendi hayat filmin bitinceye kadar beklerim
ben bu sırada evlerine doğru yola çıktım
gerçektende 40 dakika daha bekletti
hemde bile bile
sonra aşşağıya inip
• merhaba dedi
-merhaba
• hadi iyi geceler bu buluşma sana yeter
şaka yaptığını umdum ama gitti
-bu gece bir daha buluşacak mıyız diye mesaj attım
• sanada iyi uykular dedi
çaresiz eve gittim
mesaj da atmadı
belli ki benim burnumu sürtmek istiyordu
bozuntuya vermeden izin verdim
ertesi gün dükkana gittim
biraz daha haz alsın yaptığından diye peşinden koşuyormuş numarasına başladım
-lütfen bugün seni bir kere göreyim
tahmin ettiğim gibi yine sallamadı
saat başı mesaj attım
seni çok özledim
yeter çektirdiğin acılar
lütfen affet artık affet
spor mağazasına gidiyorum dizlik alıp önünde diz çökmeye geleceğim
bu tarz mesajlar atınca anladı tabi binlik yaptığımı
• çok eğleniyorsun değil mi kelebek
-tamam pişmanım ama
• kalbimi kırıyorsun hep
-mesajlaşmayla olmaz inadı bırak günler geçiyor buluşup konuşalım
• yeni çıkmaya başlamış sevgili kuralları geçerlidir öpmek sarılmak yok
-kurallar yürürlüğe girmeden bir buluşalım sonra yine konuşuruz bunları
• o zaman buluşmada yok
-kurallar buluşması bitmiştir tamam kabul
• işin bitince haber ver o zaman
o saatten sonra geceki buluşmaya kadar kendimi hazırladım.
işim hiç kolay değildi
beni çok zorlayacağı belliydi
dükkanı kapattım ve mesajı yazdım
-ben hazırım, dükkandan sizi eve yürüme mesafesi kadar uzağım
• gelince tekrar hatırlat bana dedi
naz yapacağı belliydi
evlerinin altına geldim
-bu mesaj aşşağıda olduğumu hatırlatma mesajıdır yazıp gönderdim
bana gönderdiği cevapta sadece
• bekle yazıyordu
kadının eline ipleri verirsen böyle olur tabi amk.
10 dakika geçti yok 20 dakika geçti yok
deli gibi aşşağıda bekliyorum
bir mesaj daha yazdım
-başka bir zaman buluşma arzusundasınız galiba müsadenizle gidiyorum yazdım
• ben seni unutmuşum birazdan geliyorum
yine on dakika beklettikten sonra aşşağı geldi
bir surat bir tavır sanki film artisti.
makara yapacak benimle belli amk.
onun o halini görünce en büyük uğraşım ciddi kalıp gülmemi önlemekti ama ne mümkün
-hoş geldiniz hanfendi dedim elini kibar valeler gibi öpmeye yeltendim
• hoş bulduk gerek yok dedi elini uzatmadan
kendi kaleme gol atmış kadar züt oldum aşkın önünde
-nereye gitmek istersiniz
• beni takip et dedi
yürüdü gidiyor
üç beş adım gerisinden bende yürümeye başladım.
o adımlarını yavaşlattıkça bende yavaşlattım -
244.
0evet yalnızlığın gidilebilitesi olan bir adresi yoktuTümünü Göster
bir sınav için kendini hazır hissedip
sınav sorularını görünce aslında hiç bir tak
bilmediğini farketmek gibiydi.
ayrılık hocasına mazeret olarak
beynimde elektrikler kegibti
mum ışığında göremedim onu kadar sevdiğimi diyemezdim
defalarca sınıfta kalmam garanti gibiydi bende bu aşk varken
uyku bile yalnız bıraktı beni hiç gelmedi
ertesi gün hayatın realine dönmek zorunda kaldım
yine işe gittim
hep gittim
hep geldim
hiç birşeyi yine değiştiremedim
yalnızdım
onca insana rağmen hemde
kalbim ebrudan ötesini görmezken
gözümde diğer kadınları bacıdan öte göremedi
5 gün sonra dayanılmaz hal alınca yaşadıklarım
onun gidebileceği her yeri sıkça ziyaret etmeye başladım
en azından görebilme umuduyla
dükkanda değil dükkanın önünde durdum hep
belki yoldan geçer diye
dükkanı kapatınca evlerinin önünden geçtim ama nafile
binlerce kez bişeyler yazmayı denedim telefonla ama hiç birini gönderemedim
bir kaç günde unutabiliyorsa insan sevilmeyi bile haketmeyen birisidir
ben unutamadım
ama sevilmeyi başka sebeblerden dolayı haketmiyordum
çünkü delikanlılığı yine o yaptı
ilk mesajı yine o gönderdi
• günaydın
bir günaydın bu kadar anlamlı olmazdı.
kalbimdeki ölü hücreleri yeniledi resmen
-günaydın
diye cevap verdim
keşke daha başka birşey de yazsaydım
çünkü dondu kaldı muhabbet
akşama kadar elim telefonda bekledim
o yazmayınca çok saçma da olsa
-iyi akşamlar nasılsın? yazabildim
• nasıl bıraktıysan öyleyim işte.sen nasılsın? dedi
nasıldım ki ben? seni terkettiğim gibiyim mi deseydim
-sen nasıl olmamı isterdin
• benim fikirlerime ihtiyacın yok sanıyordum
hiçbirşey diyemedim
• mutluluk tercihlerini hep kendin için yapıyorsun
ellerim titredi yazamadım
konuşsama amk. yazsana bişeyler dedim rezilliğimden sustum sadece
• nasıl olduğumu sorman bile mutlu etti beni çok sağol hiç görüşemeyiz sanmıştım halbuki
-görüşelim ebru dedim bütün utancımla
• nasılsınlarda mı kalacak hep görüşmemiz
-mutlu olmuyor musun böyle
• beni mutlu etmek için mi görüşüyorsun sadece
-bilmiyorum dedim
çok dik kafalıydım çoook
gece olmadan
• iyi geceler sana kelebek
-çok mu kararttım yine akşamı yoksa
• bir güneş kendi ışıklarını güpegündüz bu kadar nasıl söndürebilir inan anlamıyorum güneşimsin kelebek
-kendimi bende anlayamamaya başladım zaten iyi geceler sana yarın görüşürüz
• görüşürüz
dükkan kapanıncaya kadar bekledim
gidip gecenin muhakemesini uyku öncesi yaptım
salaklıklarımın iyice farkına vardım
o yazmadan ben yazdım
-günaydın diye
• bi kaç dakika bekle
dakikalarca benim yazmamı beklediğiniz gibi bekledim
yarım saat sonra dükkana geldi
vay amk. bırakıp gittiğim kıza bak bırakılır mı lan bu diye kendi kendime sövdüm
• şimdi konuş bakalım
söyle günaydınını
benimle dalga mı geçiyorsun
daha mı çok acı çektirmek istiyorsun görelim dedi
hem korkarak hem utanarak ama dik durmaya çalışarak
-günaydın dedim
• günaydın kelebek nasılsın dedi çok alaycı bir şekilde
-teşekkür ederim sen nasılsın
• hamdolsun gideyim mi şimdi? geçtin mi dalganı?
-bişey içer misin?
• içmem dedi çok sinirliydi.
babam bana o derece kızsa evlatlıktan redderdi
-özür dilerim
• bende seni seviyorum gerizekalı dedi.(önceki bölümlerden hatırlarsınız. özür dilemenin seni seviyoruma eşit olduğu)
-ben onu demek istemedim dedim
• sen ne dersen de olm ben seni seviyorum, gidiyorum ama yine de seveceğim,ne halin varsa gör deyip gitmeye yöneldi
ama keyiflenmişti sanki benim yumuşamam karşısında
-bi çay içseydik dedim arkasından.
• önce sevdiğini söyle dedi biraz cilveli harflerle
-özür dilerim dedim. biraz utanma sırıtma harmanıyla
• adam gibi söyle
-seviyorum
• kimi?
-ebeeee... ebruyu
• cümleyi baştan alıyoruz
-seviyorum
• beni cümle içinde kullanarak söyler misin lütfen dedi gülümesesini saklayarak
o kadar hiç utanmamıştım herhalde.
binlerce söylediğim seni seviyorum
o kadar utanarak söyledim ki.
• deli dedi bana
gerçekten delilikti yaptığım
ya geri gelmeseydi?
artık tekrar barışmış sayılırdık
ama sadece sayılırdık
çünkü toprağın altındaki aşkımızın hazinesinin
kapağını açabilmek için kenarlarında kalan toprağı da almak herekiyordu
haklı olarak naz yaptı
• ben gidiyorum dedi
-nereye dedim
• ben görevimi yapıp beni sevdiğini hatırlattım biraz da sen koş peşimden dedi
-bi saniye dedim derken hemen elini tutup
-yakaladım işte dedim
-sen öyle san kelebek bey deyip elimden kurtulup gitti
vay amk. nazın çekiciliğine bak.
nasıl gibersen öyle gibilirsin
puştluğumun bana verdiği gazla ardından gitmedim amk
arkasına baktı benim gelmediğimi gördü adımlarını iyice yavaşlattı
sonra durdu
ey allahım dediğini sandığım bir hareket ve yüz ifadesi ile -
245.
0hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldimTümünü Göster
açmaya çalışırken
arkamdan gelip sarıldı
onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
• sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
ilk seninle olacak kelebeğim(ciks)
-ebru üstünü giyin konuşalım
kafamı hiç geri çevirmedim
kapıya baktım hep
o bir müddet sonra giyindi
omzuma elini koydu
yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
-bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
sen ankaraya gideceksin
o çocukda orda olacak
ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
hergün her saniye kendime soracağım
acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi?
bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
hadi onu geçtik
zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
hiç görüşüyorlar mı
hala onu seviyor mu
onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
seni çok üzerim bu saatten sonra
kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın
sakın seni sevmediğimi düşünme
sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
seni başkalarıyla arkadaş olmanı
kıskanacak kadar seviyorum
aşkın saçmalıkları bu yaptığım
seni adam gibi sevdiğimi sanarken
bak seni ne hale soktum
kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
bana herşeyini vermeye hazır hale gelmişsin
ama benim istediğim bu değil
eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
sana da ispatlayabilirim istersen bu farklılığı
• nasıl
telefonumu çıkardım
isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
gelen mesajlar sadece ebrudandı
-sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
seni bırakmasına rağmen
benimle olunca yine peşine düştü
benimde peşime düştü
benimle kavga edecek kadar hemde
ebru onunla kavga ettiğimizi o ana kadar bilmiyordu
• kavga mı ettiniz diye sordu
-kavga ettik,o kavgaya rağmen sen benimle beraberken bile seni benden almaya çalıştı
sonra da hiçbirşey yokmuş gibi seninle arkadaş olmak istediğini söyledi
sende buna inandın
hiç düşünmedin
seni bırakıp giderken aklı nerdeydi
hiç düşünmedin
neden benimle tekrar arkadaş olmak istiyor diye
çünkü erkekleri anlayamazsın
benim senden istediğim sadece sevgilim olmandı
ilk defa seninle ağladım sevgimden dolayı
ilk defa gerçekten güldüğümü hissettim
dizlerimi ilk titreten sendin basit bir el tutmayla bile
iddaa konusu olmasın ama ben seni senin beni sevdiğinden daha çok sevdim
geceler boyu aklımda olan
gecelerimden taşıp günlerimi dolduran sendin
kısacası çok sevdim seni
ama sana göre yanlış olan
benim doğrularım
sonunda hatırlattın bana şarkıyı
seni görebileceğim yer rüyalar artık
deli diyorlar bana
ah bu ayrılık...
gözyaşı sayısına bir kaç ilave oldu
• ne yaparsam yapayım boş mu yani diye sordu
-ikimiz için en iyisi bu galiba, senin doğruların bana çok geniş kusura bakma
• galibayı biraz daha düşün lütfen
-ben düşüncelerimi söyledim, ikimiz için en iyisi bu
• arkadaş da mı kalamayacağız?
-iki sebeble hayır 1 daha kolay unutursun 2 gelecekti aşkına zarar verme korkum
• şimdi beni böyle bırakıp geleceğimden de konuşabiliyorsun
ah amk. gitmek isteyeni gibeyim.
sarılıp deli gibi boynuna atlayasım var ama
amaları kalbime sokan beynime sokayım
-umarım mutlu olursun dedim
gözlerim dolarak
• dilim başka aşkımlara nasıl alışacak şimdi dedi
dolan gözlerimin setleri patladı
-alışırsın zamanla
• alışamam aşkımmm
eh be ayrılık bu kadar mı zalimsin
bu kadar mı zorsun amk.
neden bırakmıyorsun kapıyı açıp gideyim
neden hem beni hem onu daha çok üzüyorsun
neden birden aklıma onsuz geçecek günlerin özetini sunuyorsun
gitmek o kadar kolayken o kadar da zordu
altı üstü kapının kolunu aşağıya basıp kendime çektikten sonra bir adım dışarı çıkacaktım
zaten ayrılık rüzgarı kapıyı kendisi kapatırdı
benim unutacak kimsem olmamıştı o güne kadar
kapıdan çıkarsam o mecburiyetle yaşamaya başlayacaktım
hep şarkılarda unutmaktan bahsetmiyormuydu
zor olmasa unutmak beste yaptırır mıydı insanlara
efesleri offff ulan offf diye çeken insanların da ebruları değilmiydi unutulmak istenen
gitsem önden
kalsam arkadan yiyecektim aşkın kazığını
ama mutlaka bir yerimden girecekti
sırtımı dönüp kapıyı açtım
o yaz gününde yüzüme vuran soğuk yalnızlığımda üşüyeceğimin sinyaliydi
bir kez daha gitme dese dönüp sarılacaktım
demedi
dışarda kaldım
o ise içerde
aramızda hala bir kapıyı çalma mesafesi vardı
ayaklarım üzerinde daha fazla duramadım
önüme gelen ilk basamağa oturdum
hani arkamdan kapıyı açar mı diye
açmadı
5 dakika kadar oturdum
sonra ya kapı deliğinden baktı
yada pencereden benim çıktığımı göremeyince
kapıyı açtı
içime bir umut doldu
gibimin beğenmediği iki züt yüzünden ilişkimiz ne hale gelmişti amk.
hiç arkama bakmadım
geldi yanıma oturdu
• yalnızlığın gidecek adresi yok değil mi diye sordu
• yaşadığın yalnızlığa bağlı sen benim yalnızlığımda başka ellere gittin
dedim demesine ama
sonra pişman oldum dediğimden
-gördün mü sürekli aynı şeyler olacak hiç kendimi tutamayacağım dedim
bir kibrit çöpü ile kibrit kağıdına döndük
bir kere sürtmeyle bile deliler gibi sarılıp öpüşebilirdik
ama hep oksijenini bitiriyordum aşkın
tekrar yanmaya inatla karşı geldim
yanımda otururken ağlaması kesilmiş
derin düşüncelere dalmıştı o da
lafları ağzına ağzına sokunca konuşacak takat bile bırakmamıştım kızda
hala gitmeyip yanımda olması bile aşkının ispatıydı benim için
kendime kızarak kalktım ayağa
-görüşürüz dedim
hiç bana bakmadan
• görüşür müyüz ?? dedi umutsuzca
ağzımdan kaçmış bir kelime değildi
gerçekten görüşmek istiyordum
bir kaç saniye daha kalmayı o kadar isteyen kalbim
mağlup düştü bacaklarıma
gittim
dükkana geldim
bir kaç saat durup dükkanı kapattım
eve gittim
ama duramadım evde
bir planım olmamasına rağmen
kapıdan dışarı çıktım
başlık yok! burası bom boş!