-
126.
0-nişanlı mısın dedi?Tümünü Göster
nişanlı mıydık lan
kafam o kadar karıştı ki o soru karşısında
çünkü sözlüyüm desem gerçekte sözlü olmama ihtimalimiz de var
yeni ayrıldım desem olmaz
komutan bu amk
olaylar çok karışık desem
asker arkadaşın mıyım dıbına çakim der diye düşünürken
-anlaşıldı dıbına çakim arkadaşım gibtiri gidebilirsin dedi
-emredersiniz dedim
çıktım iç bahçeye gittim
ben aşşagı indim zütümü banka koydum
herkes kendi arasında konuşuyor
vay efendim bahçıvan benim
koğuşçu oldum
şoför oldum
kantin bende büfe senin atıyorlar sağda solda
bana sordular
-sana ne dediler lan diye
-gibtir git dedi dedim
başladılar gülmeye
sen yannanı yedin olm
kesin bulaşıkhane senin gibi bi tak bilmeyenler oraya gider dediler
vay amk gibi tuttuk diye düşünürken
ismimi bagıran birisi geldi
-benim dedim
-ekşın seni çağırıyor koş dedi
gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
-habercimsin dıbına çakim arkadaşım dedi
-emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
cevap vermedi
çıktım
aşşagı indim herkeste bir merak neden çağırmış diye
-haberci ne demek diye sordum
hadi komutan postası ne onu duyduk sağda solda da
haberci de dendiğini ilk defa duymuştum
her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
-yannanı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
amk zaten yannanı yemediğim bi tak yok ki
ne emmeye geliyor kaderim ne gömmeye
herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
ekşın uzun süredir postası olmadan devam ediyormuş beyler
postalar ona dayanamıyormuş
en son görev yapan postasını 3 gün sabah 8 akşam 5 mesai saatlerinde süründürdükten sonra
bulaşıkhaneye göndermiş
askerin suçunu sorarsanız
ekşının ismini kullanarak kantine borç takma ve ödememe
ama olayların benim için
nasıl olacağını zaman gösterecekti
ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
ulan dedim ya aşk
bir kaç tuşun arkasında gizliyse ve ben aramayarak mallık yapıyorsam diye düşünüp
önce annemi aradım tekrar
lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
annemi aramış nasılsınız diye
-beni sordu mu dedim
-görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
-eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
-kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
bir umut dogdu içime acaba dedim
-tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
numarasını çevirdim ebrunun
son rakama basmak çok uzun sürdü
lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
çaldı
değiştirmemiş
sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
verdi
• aloo
kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
-alo dedim bende
• kimsiniz dedi
bir süre sesimi çıkaramadım
-kapatıyorum dedi
kapattı da
evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
ama ihtimaller hala yüksekti ya iş taka sardıysa da
benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
kız manyak amk sırf gibtir etmek için ankaraya ayağına çağırmış birinden korkulmaz mı?
biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
• aloo dedi yine
yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
• kimsiniz dedi
-benim dedim
• sen kimsin dedi,ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
-hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?(yüzükler hala parmağında mı)
• kelebek dedi
-efendim dedim
kem küm ederek nasılsın dedi
-sana bağlı dedim
ama beklediğim cevap gelmedi beyler
hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
• hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
-mesajlaştın mı onunla dedim
• soruma cevap ver kelebek dedi
-parmağımda yüzükle gittim, seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim
ne o yüzüğü parmağımda taşımaya
ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim
• gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde dedi
-haklısın dedim
• hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
-askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim hani yumuşar diye asker edebiyatına girdim
• numaramı değiştircem kelebek
-değiştirmene gerek yok ben laftan anlayan birisiyim,
diğerleri gibi rahatsız etmem arama dersin aramam
• seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık
-peki bana verir misin yeni numaranı
• henüz almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum
-haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile
• aşkı tek başına yaşama kelebek
-elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen
seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum
• bende bilmiyorum dedi
sonra ağlamaya başladı
• ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
yapma bunları kelebek lütfen dedi
aslında ebru neyi bilmiyordu biliyor musunuz?
onun ağlamasına gerçekten hiç dayanamadığımı
az biraz beni anlasa ömür boyu hiç durmadan gülümserdi ama -
127.
0gel gelelim suç bende amkTümünü Göster
-özür dilerim dedim
• anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
ama kapatmadı telefonu
-ebruu dedim
• ne var dedi
-şu batan güneşlerin benim için tek anlamı
seninle geçicek günlere yaklaşabilmem için bir günün daha geçmiş olması
anlamsızlaştırma ebru
erken batırma güneşlerimi lütfen dedim
• kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
-tekrar araya bilir miyim seni dedim
• bilmiyorum dedi kapattı telefonu
işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı
ekşın çağırıyor koş dediler
beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
-emredin komutanım dedim
-nerdesim dıbına çakim arkadaşım dedi
-telefonla konuşuyordum dedim
-eğitim timine sende katıl seni gibtir edersem en azından bi taklar öğrenmiş ol dedi
-emredersiniz komutanım dedim çıktım
eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır
kullanacakları silahları öğretmek
genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
görevim fixlendi
her sabah erkenden kalk
traş ol üstünü değiştir
diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
ekşının 24 saat kolluk nöbeti olduğu günler uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
olaylar böyle gelişirken
artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
ama hiçbir asker bana karışmıyordu
öyle ki diğer komutanlar bile
ulan bu ekşının karısı bi emir verir birşey yaptırırım
tam o sırada ekşına lazım olur bu gavar
başımıza bela almayalım diye uzak duruyorlardı bana emir verme konusunda
kafama takılan bir olay vardı
elif
biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
-yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
-tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
aradım elifi
çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
-nasılsın iyimisin falan
o da bi isyan amk
-neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
-öyle olması gerekti kusura bakma dedim
-bende şey sandım dedi
o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
-mesajlaştınız mı onunla dedim
-hayır aradı beni dedi
vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
-ne konuştunuz dedim
-boşver dedi
-anlat lütfen benim için çok önemli dedim
-seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
-evet dedim
-o seni daha çok seviyor bence dedi
-nasıl? anlat hadi dedim
-aradı beni kim oldugunu tanıttı
o gece hakkında bildiklerini söyledi.
ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu
arkadaş olarak evet seviyorum dedim
o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
evet öyle davrandım dedim.
sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
çekilecek bir durum yok dedim
o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
sonra telefonu kapattı ebru dedi dedi elif
bizim hatun iyi kapak yapmış anlayacağınız
-başka görüştünüz mü dedim.
-hayır dedi
-emin misin dedim
-evet dedi
-tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim bende kapakladım telefonu
elifi ordayken gibmedim ama ebrunun taktiği ile de olsa manevi bir şekilde gibtikten sonra
keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
ve can sıkıntımı gidermek için
abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
ben anlattıkça çevre çoğaldı
binliğimiz ayyuka çıktı
vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
zaten kantinci kolamı ısmarlıyor
tüm karargah
olm ekşın baskına gelicek mi bu aralar haber uçur bize gözün sevem diye bana muhtaçlar
tam taşşak sahibi oldum birden amk
yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
ekşın
tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
tepkisi aynen şu oldu
-vay dıbına çakim arkadaşım ne oluyor burda
herkes esas duruş tabi bende
kalabalığı yarıp yaklaştı yanıma
kulağımda bir çift parmak
-ne anlatıyom dıbına çakim benim bile gibim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
ben bişey diyemeden
-cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun içinde çıplak kadın resmi olan dergilerden alıyorsun
böylece askerler kadınların varlığını hatırlayıp
gece birbirini gibmeye kalkışmaktan vazgeçiyor
böylece bende muallak bir bölüğün bölük komutanı olmamış oluyor
ayrıca kışlaya yakalanmadan sokuyorsun dergileri
bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun
ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
enseye bi tane daha patlatıp gitti
o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
ben ense ağrısından gülemiyorum bile
vay amk. çarşıya çık zütün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok -
128.
0sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazımTümünü Göster
ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
dayanamadım beyler
ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
• ne var
seviyoruz amk daha ne olsun
-numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
• demek ki aynıymış dedi tribini yediğim
-kapatayım o zaman dedim
• sen bilirsin dedi
-bana verecek misin numaranı dedim
• hayır dedi
-tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
• dur bişey sorcaktım dedi
-buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
• arkadaş kalmak ister misin dedi
-hayır dedim
• neden dedi
-bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense
delikanlı ayrılığımla oturur
seni hep sevicek kalbimi karşıma alır
kendi kendime konuşurum dedim
• biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
-delikanlılığımı sorgulamana hiç kızmadım ebru
sonuna kadar haklısın
ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım
sen girseydin kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anardım haklısın dedim
• arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
-seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap
bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
• ben sen değilim kelebek
-biliyorum ebru özür mü istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle
pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin
bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
• kapatmam lazım dedi
kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
-tamam sonra arayayım mı yine dedim
• sen bilirsin dedi
-ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun
rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim
• tamam dedi
-o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
kapattım
onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
tekrar numaraları çevirip
onun cevap vermesini beklemek oldu
• efendim dedi hiç beklemeden aramama şaşırmış ses tonu ile
-merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
hiçbirşey diyemedi
bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
ama onsuz da yapamıyordum
özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
-orda mısın aşkım dedim
• burdayım kelebek dedi
-en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
• bilmiyorum dedi
-allahın bana verdiği yeteneğe dedim
• anlamadım dedi
-kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor bunları derken gözlerim ışıldıyor
ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
sonra yavaşça telefonu kapattım
halimden bi haber olan asker panpalarım
olayı tüm tabura yaymış
ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar
-yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
ne tak yersen ye diyorlar amk
hiçbirinin zütü yemiyor risk almaya
hadi risk eyvallah da ekşına karşı riski hiçbirinin zütü yemiyordu
yukarı bölük yazanesine çıktım
yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
-dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
girdim emredin komutanım dedim
-sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-böyle hikayeler anlatıyorsun sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
askerlik boyu çarşı yasağı
o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
-emredersiniz dedim
-şu imzalanacak defterleri getir dedi
-emredersiniz dedim
gittim getirdim
imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
imza atarken
-kitap okur musun dedi
kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
-hayır komutanım dedim
-dıbına çakim arkadaşım kusura bakma unutmuşum, senin için ferre dergi kolleksiyonu toplamam lazımdı dedi gülümseyerek
-turizmde kitap yazıcak kadar anım oldu zaten dergilere ihtiyacım yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim gel buraya dedi
o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
imzaların bitmesini bekledim
hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim
açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
-rahatsız etme dedi
-emredersiniz dedim
loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
-bir emriniz var mı komutanım dedim
-yok canım sağol dedi
bana canım diyor ya
akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam
ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
sabah iştimasında
olay tüm bölüğe yayılmış
ekşın da bana alışmaya başlamış
hafiften diğer askerler
ulan bakın ekşının postası olmak zordur
sanmayın ki ben bunu sizden önce çarşıya çıkarıyorum ama
aynı zamanda gibiyor da göstermek için
içtimada sırada duruyorum sen neden ordasın diye bi patlatıyor enseye
yanına geçiyorum
sayım olurken neden yerine geçmiyorsun diye bi daha vuruyor
askerler mevcut komediden oldukça memnun ama
tokatlar hep bana geliyor amk
içtima bitti odaya geçtik
-defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
daha çarşı defteri bile yok bende
acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
kantinden aldım
yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
-inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
-emredersiniz dedim
çarşıya çıktım
akşama kadar gezdim küçükyalıda
fazla bilmediğim için zütüm yemedi
kadıköy veya başka bir yere gitmeye
adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
dönüş vakti geldi
ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken -
129.
0-dıbına çakim gel arkadaşım buraya dediTümünü Göster
deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
-soktun mu içeri dedi
-emrettiğiniz gibi komutanım dedim
-nerde dıbına çakim dergiler dedi
-askerlere dağıttım komutanım dedim
-vay dıbına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile gibecem seni dedi
-emredersiniz komutanım dedim
geri dönüp akşam iştimasına katıldım
iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
dedim olm zütlük yapmayın yardım edin dedim
kabul ettiler planımı
anlaşma sağladık
bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
ve koştum telefona
kimi aradım ?
önce can beyler annemi
hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
çevirdim numarayı cevap yok
tekrar denedim yok
gittim iç bahçede biraz oturdum
sonra redial ama yine yok
o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
yattığıma uyku denmez
kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
kalktım ebruyu aradım yine cevap yok
odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
masasını düzelttim
benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
ve geldi hemde ben botları boyarken
-dıbına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
-zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var komutanım dedim
-ne işi dıbına çakim dedi
-sabah ereksiyonunu hatırlatmamı istemiştiniz komutanım dedim
-vay dıbına çakim hatırladım arkadaşım içtimadan sonra topla gel o arkadaşlarını
askeriyede ferre dergi bulundurmaktan onları da bi gibeyim dedi
-emredersiniz dedim
bizim plan taka sardı amk
askerelere vereceği cezayı hiç düşünmemiştim
biraz zaman geçti
içtima bitti
ebruyu arıyorum hala cevap yok
moralim bozuk
ne oldu ebruya diye meraktan delircem
ekşın çağırdı
-gelsin o askerler dedi
-emredersiniz dedim dışarı çıktım
aşşağı indim tekrar ebruyu aradım
yine cevap yok
bi sigara yaktım
ağladım ağlayacam amk
yukarı çıktım kapı önünde bekliyorum ekşının
girip bişeyler demem lazım yoksa gibicek
çaldım kapıyı
verdim tekmili
-gelsin askerler dedi
-gelicek asker yok komutanım dedim
-ne demek yok dıbına çakim diye sesi yükseltti
sonra
-donuna kadar arattırdım seni pekekent
peşine asker bile gönderdim sen çarşıdayken
aklınsıra askerlere yalan söyleticektin ama
onlara da ceza vereceğimi duyunca hiçbiri gelmek istemedi dimi dıbına çakim dedi
aynı zamanda bir tane de surata tokatı patlattı
çarşı defterimi istedi
gözümün önünde yırttı
-niye yalan söylüyorsun dıbına çakim konuşsana dedi bi tane daha vurdu
benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
ama yediğim tokatlardan dolayı değil
ebrusuzluğa alışamadığım içindi
dalmışım amk
arada bunları düşünürken yine
alakasız bir şekilde
-emredersiniz komutanım dedim yaşlı gözlerimle
hani artık gibtir git desin diye
bi de esas duruştayım gözyaşlarımı da silemiyorum
dalga geçtiğimi düşündüğü için yine vurdu
-gibtir git dıbına çakim elimde kalıcaksın dedi
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim ama boynumu çok hafif yana kırıp
vur amk vuracağın kadar gibimde bile olmaz dercesine
-yok dedi nizami selamımı verip çıktım
eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
ama telefona koştum yine
çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
-efendim dedi
-merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
-ne oldu dedi
-bişey yok aşkım merak etme
hani seni seviyorum ya ben işte o yüzden arayıp sesini duymak istedim
kendine iyi bak dedim
ama onun beni hala düşünerek
ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
-üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
-gitmem lazım ebrum kalbime emanetsin dedim
-tamam canım dedi kapattım telefonu
canım kelimesi herkesin dilinde
o kadar ve nerdeyse herkes herkesin canı olabildiği için
pek önemsizdi aslında benim için ama
bunu ebrunun bana söylemesi bile mutlu ediyordu beni
yardırarak eğitim time gittim
eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
aynı akşam ekşının nöbeti vardı
zaten uykusuzum
dayak yemişim bi ton
eğitim timinde yat sürün
sevgili ile aramız hala muallak
eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
zap yapıyordu kanallar arası
tek bir sahne gördüm
rahmetli sunaldan
kovmirim la puşto kovmirim
ben kendimi kovdurabilir miydim??
kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
ekşın yerinden kalkarak
-dıbına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne tak yiyor lan bu diye ona bakarken
o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
-bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
-nerde dıbına çakim dedi
-masanın üzerinde komutanım dedim
-vay dıbına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
bu adam bırakılır mı amk.
biz hafiften gülümserken tehdit geldi
-bu olay duyulursa gibtiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi
-hangi olay komutanım dedim
-aferim asker dedi
her aferime sağol demek farzdır gençler askerde
o gazino inledi sağolla ama
ekşına değil
canım dediği için canım ebruya -
130.
0ekşın hiçbirşey olmamış gibi yerine oturduTümünü Göster
telefonunu kurcalamaya başladı
biraz daha oturduktan sonra kalkıp kendi odasına geçti
olası bir emrine karşı yine hazır beklerken
-bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
-tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
-emredersiniz dedim
koştum telefona
ebruyu aradım
öyle kolay da değil beyler kart dayanmıyor amk.
o zamanlar masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
-merhaba ebru nasılsın dedim
• iyiyim sağol dedi
-bende iyiyim sende sağol dedim
• iyi dedi. sallamıyor anlayacağınız
-sınavların nasıl geçiyor dedim
• bitti alanyaya gideceğim dedi
vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
ama vatan bana ben ekşına emanet yardırıp duruyoruz
-iyi yolculuklar dedim
• aşkım demiyorsun artık dedi
-anlamadım dedim
• aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
-lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
duymak da acayip ediyor beni
offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyor istanbulun
• yok bişey neyse dedi
-ne demiyorum sana dedim
anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
• sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
-seni sevmek herşeye rağmen çok güzel ebru dedim
bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
durum nerden nereye gelmişti
tüm bunlar elifin yüzünden olduğu için
onu bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
telefonu kapatmak istedi
• neyse görüşürüz biraz işim var dedi
-benim de çok işim var ebru
daha gidip seni düşünücem
nasıl affeder bu kız beni diye beynimi yorucam
hiç kolay değil işim
napıyorsun lan tek başına diyorlar bazen
tek başıma değilim ki ben
hem pişmanlığım hemde sensizliğimleyim
köstekler bana
hep yokuş işler
yorulmayacağımı biliyorum ama
gönül işlerim hep aksıyor şu sıralar
• kolay gelsin kelebek
-kolay getir aşkım
kapattım telefonu
iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
silahlıktakine sormuş
sonra o da dışarı gelmiş
ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde
ulan olm kelebek nasıl halledicez bu işi diye kara kara düşünürken
onu farketmemişim bile
sigara bitinceye kadar izlemiş
dalgınlıktan izmariti yere atınca
-dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
işin gücün yok mu amk
-emredin komutanım dedim
-mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
olmadıgını söyledi bende gittim
yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
aşşağı inmek yasak
wc de sigara içmek yasak
ekşının nerden çıkacağı belli değil
ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
günler eğitim timinde hızla geçti
artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
belki de öyle değildi
bana yaptıklarımdan dolayı kendi çapında ceza veriyordu ama
bilmiyordu ki bir asker yalnız başına iken
ve sevdiği yanında değilken aklına kötü kötü şeyler gelir sürekli
denemedim mi denedim unutmayı
ama denedikçe daha çok acı çektim
beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebep oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
askerlik aşk sorunları ile beraber yapıabilecek bi aktivite değildi beyler
tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
bana kalırsa hepsi bir acayip
hepsi otorite kurmak
komutan olduğunu farkettirmek
rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
onlarda haklı
askerler çok fena çünkü
biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun içtimada bekliyoruz
herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor
ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor
veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak
tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan
ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
geçmiyordu beyler günler
geçiyordu ama geçmiyordu işte amk
yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
askerleri, komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
ama o yoktu
onun olmamasına da alışamamıştım henüz
kalbim sıradanlaşamadı
rutinleşmedi henüz ayrılık
çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana
ekşın benim tanıdığım insanlar arasında
en karmaşık adamdı
ama adamdı gerçekten
askerliğin tüm kurallarını kıdemli olduğu için çok iyi biliyordu
diğer komutanların dikkat etmediği veya üstelemediği her aksaklığı farkediyor
askerlere her ne kadar ast üst ilişkisini bozmadan yaklaşsa da
askeri bunaldığı zaman en iyi şekilde eğlendirmeyi de çok iyi biliyordu
komik olması belki rütbeli bir subay için dezavantajdı
belki işleri daha basit yollarla da çözedebilirdi ama
o yıllarca askeriye kanunları içinde sıkışmış
ne yapacağını ne tak yiyeceğini bilmeyen
maddi manevi sıkıntılar çeken tüm askerlerle özel olarak ilgileniyor
herhangi bir askerin sıkıntıda olduğunu düşündüğü zaman
özel olarak odasına çağırıyor
saatlerce o askerle konuşup dertleşebiliyordu
kışla mutfağına bulaşıkcı olarak göndedirdiği askerler için bile üzülüp
onları sık sık ziyaret edip
bir sıkıntınız var mı çocuklar
size kötü davranan aşağılayan hor gören oluyor mu diye soruyordu
belki çevrece sürekli askerlere tuhaf cezalar veren bir komutan olarak gözüküyordu ama
verdiği cezalar inanın ya fazlası ile hakedilmiş
ya da askeri kanuna göre uygulama yapılsa daha ağır cezalar olması gerekiyordu
kendisinin yapması gereken hiçbir işi başka bir alt rütbelisine yaptırtmıyor
bizzat kendisi uyguluyordu
hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
benim ziyaretçim gelmişti
istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
demekki gelmişti
kamuflajları giyip gittim
yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
biz henüz kep takıyorduk
mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
neyse aldım bereyi gittim
görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişinin ismi ebru ...
görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
ebru mu??
istanbula mı gelmiş
beni ziyarete hemde
düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
elim ayağım nereye gitti lan benim
neden heyecanlıyım bu kadar
gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
ve çıktı beyler
belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
bi kaç adım sonra beni gördü -
131.
0hadi gül bi kere ebruTümünü Göster
bir gülümseme lütfen
içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
gülmedi beyler
• merhaba dedi sadece
sarılmadı bile
oturduk kamelyaya
-ben bişey içer misin diye sordum
• hayır içmeyecem dedi
-bişey yer misin dedim
• hayır dedi
-borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
konuşmadı
-kiminle geldin dedim
• okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
-gezmeye mi geldin?
• evet istanbulu görmeye geldim
-istanbulun bir parçası olduguma sevindim
• sana birşey vermeye geldim dedi
yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
o modla
-ne vereceksin dedim
cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
• bunu al dedi
şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
-karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
• hayır , içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
seneler geçirdik seninle kelebek
her anını çok sevdim seninle olmanın
dün gibi her saniyesi ezberimde
hiç sana yanlış bişey yapmadım
hep sana ait kaldım
hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim
ama hiç ikna olmadım
hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim
tabiki beni sevdiğini biliyorum yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğine
burda mutlaka satıyorlardır
bu parayı al git bir kalem bir defter al
sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
-anlamadım ki
• ömürden gün azaltmak için mi?
yoksa geçen ve geçecek ömrünün değerini bilerek mi yaşadın onu bilmek istiyorum
-hayır dedim
• kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun artık kelebek?
-hayır
• hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
-hayır
• o zaman ispatla kelebek
-ne yapmamı istiyorsun anlamadım ki
• beni sevdiğine inanmak istiyorum
sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek
uykular girmiyor,her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor
sensizken bunlarla boğuşuyorum
en az benim kadar beni seviyorsan
her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi
anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk.
tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim
bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
-bu mu affetme sebebin olacak dedim
• evet dedi
-hala seni sevdiğime inandıramadım demek
• inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek
baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
• uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
-hani bazen bi yemek yersin ya ebru
bişey ekgibtir içinde
bilemezsin bir türlü ne olduğunu
tuz değildir karabiber veya başka bir baharat da değildir aklına gelen
ama bilirsin bir şeyin ekgib olduğunu
sen mişsin
ekgib olan
ne zaman sensiz kalsam
ne doyuyorum ne de tat alıyorum hayattan
• yaz kelebek
-çok seviyorum seni ebru
öyle çok seviyorum ki
senin aşktan beklentilerin bile az kalır yanında
• seni sevdiğime pişman etme boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi.
bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu?
-tamam dedim
ayağa kalktık ben sarıldım
o da mecburen sarıldı ama
mecburiyet gitti bir süre sonra
ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
-kendine iyi bak dedi
döndü gitti
peki nasıl yazacaktım her hatırayı
bölüğe döndüm
biladeri aradım
şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
(ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
ne kadar dedi
bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
-dıbına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım gizli birlik burası dedi
-okuyun komutanım dedim
-begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam getir dıbına çakim dedi nizamiyeye ben haber veririm dedi
plan şuydu beyler
ben ne yazmışım mesaja
o ne cevap vermiş olabilir
mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup
ebruya istediğini vermekti amaç
gittim önce bir defter aldım
deftere benim için ön hazırlık oldu
ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
tarih dizini olmadan
çünkü ilk defa denize gittik
nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neyden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
yüksek sesle tekmiller verdim
nizami bir asker oldum
hiç kimseye bulaşmadım
mıntıkalarda arazi olmadım
ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
aşkım demedim hiç bir cümlemde
veya herhangi bir sevgi belirtisi
defterler geldi
ekşın reyiz e getirdim
-dıbına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
-alabilir miyim o zaman komutanım dedim
-hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
hergün alabilir miyim komutanım dedim
-daha okumadım dıbına çakim arkadaşım dedi
4üncü gün bana acımış olacak ki
-al tamam gerek yok okumama dedi
tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
45 gün civarında sürdü yazmam
cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
bu sürede eğitim timi bitti
berelerimizi taktık
eğitim timinde ikinci oldum
avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
hep mutlu görünmeye çalıştım
ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
• beni hala seviyor musun kelebek dedi
uzun zamandır bu soruyu bekliyordum beyler
çünkü yazmak hakikaten zordu
yazmak değil de onun beğenip beğenmeyeceğini kestirmek çok zordu
şu soru müstahak oldu ona
-sen beni seviyor musun?
• önce ben sordum dedi
-artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
• tamam dedi
-sen seviyor musun dedim
• bilmiyorum dedi
bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
-öğrenince haber verirsin dedim -
132.
0*tamam dedi kapattıkTümünü Göster
yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
en azından küfür yoktu
genelde şiirsel bir yazım dili vardı
her satıra dayanan bir anı vardı.
12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
10 gün civarında hep ekgib bişey yazdım mı diye düşündüm
ekşın kitabı istedi
çünkü biliyordu uğraştığımı
özel komutanım desemde
-dıbına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
çaresiz getirdim
bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
sonra yanına çağırdı
-vay dıbına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
durumu anlattım
en baştan sona kadar
inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
-dıbına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın gibmişsindir sen o kızı dedi
yapmadım etmedim desemde inandıramadım
herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
-komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
tek tek kendisi zımbaladı
-adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
ekşın on numara adamdı beyler
tanıdıkça çok sevilecek bir insan
mükemmel ötesi komik ve zekiydi
konuşma tarzı ve kelimeleri ard arda dizim şekli ve mimikleri ile sunuşu çok iyiydi ki
dünya tarihini anlatsa sıkıılmadan dinlemeniz çok olasıydı
eğitim timi bittiği için
bende artık tüm zamanımı onunla geçiriyordum
eğitim timindeki başarılı performansın
ebruya yazdığım kitap
ve kitapta yazdıklarımı beğenmesi
ayrıca ondan ceza almamak için çok dikkatli oluşum
ekşınla aramı iyice düzeltmişti
eğitim timindeki diğer tertiplerle beraber artık bölüğe katıldığımız ilk sabah bize
-dıbına çakim arkadaşlar rahatta dinleyin dedi ve devam etti
-devlet bana yüzbaşı rütbesini uygun gördüğüne göre
bir yüzbaşının tüm yetkilerini de aynı zamanda bana vermiş bulunmakta
sizi cezalandırma yetkimin yanı sıra haftasonları çarşı iznine göndererek mükafatlandırma
yetkisine de sahibim
madem askerliğe geldiniz
demek ki hiçbiriniz sakat değilsiniz
hepiniz komando statüsündesiniz
hafta içi 5 gün kışla koşusuna çıkıyorum(9km)
benimle beraber haftada en az 3 kere koşan tüm arkadaşlarıma çift çarşı dıbına çakim
ama hepiniz genç insanlarsınız
ve sağlığın değerini hepinizin bildiğine inanarak bunları söylüyorum
kimse ben koşuyorum diye beni mükafatlandırmıyor
bence siz de çarşı için koşmamalısınız
dıbına çakim kelebek hadi gidiyoruz dedi
ilk gün herkes gaz geldi hurra tüm bölük koştuk
ekşın aksiyonu çok bol bir insandı
kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır
sessiz olma komutu verir
sessizce kuleye tırmanır uyuyan yada oturan nöbetçi askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
silahı genelde bana verir ama koşu temposunu da düşürürdü geri kalmayayım diye
daha sonra silahı yakalatan askerin taa bizim bölüğe kadar
bir rütbeli ile gelmesi ve silahı teslim alması gerekirdi
yine bölüğe hitaben
-gördüğünüz gibi yine ekşınlı bir koşu geçti dıbına çakim
az çok tahmin edersiniz ki silahını aldığım askerin bölük komutanı bu durumdan
hiç hoşnut olmayacak ve bizim bölüğün sorumluluğunda olan kulenin açığını arayacaklardır
böyle bir olayla karşıma gelirseniz
ne yapacaklarımı kelebeğe sorabilirsiniz
nerdeyse tüm fantazilerimi onun üzerinde denedim diyerek
konuyu bana bağlar konuşmaya sert giriş komik çıkış yaparak
çok açıklayı bir dille bölükteki askerleri uyarmış olurdu
koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
-dıbına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye gibtir ederken aynı anda döverdi de
hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
-dıbına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
subay astsubay berberine
-dıbına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
ama bunları yaparken en çok kendisi eğlenirdi
tüm bu ekşınların arasında ebruyu aradım
-nasılsın
• bilmiyorum
-neden ne oldu
• birisi kitap göndermiş
-beklediğin birisi mi göndermiş
• evet
-demek birisi olacak kadar uzağım sana artık
• sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman
-arkadaş olarak sevdiğin birisi mi?
• evet dedi
taa amk o arkadaşlığın
-tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
• bu pazar çarşıya çıkacak mısın diye sordu
-belli olmaz dedim
nasıl belli olsun amk ekşın var
• tamam çıkarsan görüşürüz dedi
-ne görüşecez dedim
• sana bişey vereceğim dedi
-söyleyemez misin ne vereceğini
• hayır pazar çıkarsan görüşürüz
-tamam dedim
ekşına gittim
-bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
sesim soluğum kesildi amk
-haftaya çift çıkarsın dedi
-komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
-dıbına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım dıbına çakim göndermiyorum dedi
-ebru gelecek komutanım dedim
biraz yumuşar gibi oldu
ve onun eline düşmüş olmamı
onun için eğlenceli bir hale getirmek için
her zaman yaptığı gibi
ciddi görünümlü dalga geçmeye başladı
-ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
-emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
-yok dıbına çakim dedi
akşam defterleri imzalamaya zütürdüm
bi kere daha sordum
yine olmaz dedi
ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
inat ettim amk
öğle yemeğinde yine sordum
yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
akşam oldu
ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
-çıkamazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
iyice sinirlendirdi amk
-o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
beni bi güzel dövdü beyler
-bana mı yapıyon dıbına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp gibe gibe yine yapacaksın dedi
-razıyım komutanım dedim
baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
git bana astsubayı çagır dedi
o geldi
bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi -
133.
0astsubay emredersiniz deyip odadan çıktıTümünü Göster
herşey hazırlandı
en son yine ekşının imzasına kaldı iş
ben zütürdüm imzalatmaya
imzaladı
-başka bir emriniz var mı dedim
-git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
emredersiniz dedim
gittim aşşagı
yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
bana koştu
-olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi
hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
biraz daha durdum
yanına gittim
tekmil verdim
-dıbına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
-bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
-sen dans etmeyi biliyon mu dıbına çakim dedi
-turist kızları tavlamaya yeticek kadar komutanım dedim
-hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim dıbına çakim dedi
biliyorum ya taşşak geçtiğini
geçsin amk
makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk. şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim
yok lan sövemezdim zütüm yemezdi amk
-isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
-gerek yok dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedim gittim
amk ben bunlarla uğraşırken
sürekli yanıma asker arkadaşlarım geliyor
olm kelebek iyi misin?
bi sıkıntın var mı?
az kalmış askerliğine sabret diye tavsiye veriyor
firarın ne kadar büyük cezası olduğunu anlatıyorlar
tabi mal değilim amk anladım ekşının askerleri ağzımı aramak için gönderdiğini
cuma geçti ses yok
cumartesi zaten izin günü gelen yok
pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
beni gördü
-disco da neden degilsin dıbına çakim arkadaşım sen dedi
-bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
-vay dıbına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
emredersiniz dedim
8 oldu ses yok
8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
9 oldu yine yok
sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
her saniye ona küfür ettim
birden kapıyı açtı
-dıbına çakim arkadaşım gel buraya dedi
-emredin komutanım dedim
-çarşı defterini getir dedi
-emredersiniz komutanım dedim
getirdim
imzalarken
-ben bu kadarla affediyorum o kızın evine gitmeni inşallah kız da affeder dedi
elif tekrar ediyorum dıbına çakim senin.
koştum üstümü değiştirdim
nizamiyeden dışarı çıkıp
ilk telefondan ebruyu aradım
kadıköydeyim dedi
bindim otobüse gittim yanına
elinde hiç bişey yoktu
bana verecek
-ne vereceksin dedim
• acelesi yok dedi
zaten amk çarşıya çıktım çıkamadım stresliyim
bi yandan gerginim ne tak olucak aramızda diye
bi de tripler nazlar bazen usanıyor insan ama
dıbına soktumun aşkından öyle hemen vazgeçilmiyor işte
yanında çantası vardı
ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
-iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
• teşekkür ederim yazdığın için dedi
-okudun mu dedim
• evet dedi
-istediğin gibi olmuş mu?
-hayır dedi
bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
onu biraz daha göreyim
biraz daha sesini duyayım diye
hiç konuşmak istemedim
biraz daha bana baksın
her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye
sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
• hazır mısın dedi
neye bile diyemedim
elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
• kelebek dedi
hep kullandığım efendim kelimesi
bir türlü çıkmadı amk ağzımdan
o halde ona bakamazkan
• bana bak dedi
sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
parmağını uzattı
• tak bir kez daha çıkarttırma dedi
filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz gibsin
haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
bu arada sağol dıbına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.
babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim dese bile
her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
içmiş olup olmadığı olur
alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
çekeceğiniz acılar daha da azalır
sevdiğiniz kişi huur olmayabilir ama huur çoçukluğu yapmayacağı anldıbına gelmez
siz birine deli gibi bağlanmışken
geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
aynı tepkiyi size vermemesini bile huurluk olarak algılarsınız
yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
zütünü sallayarak yürümesinden
zütüne geçirdiklerine
kiminle konuştuğundan
kimin yanında olduğuna
sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
hepsini bende düşündüm
ebru nerde ne yapıyor kiminle
o ceyhun biniyle görüşüyor mu
erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
onlarda kaldıgı oluyor mu?
evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
hiçbirisini ona yansıtmadım
sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
ceyhunla sarılırken görmem
o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
sizce hayat bu kadar tesadüfi mi?
çok acımasız değil mi ilişkiler
kalbi kırılmasın diye içe atılan cümleler
mutluluğun tadı kaçmasın diye
değiştirilen konular
aslında değiştirilen karakterlerden ibaretti
ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
hiç mi gidip dans etmedi?
şimdi size bunları sordum
bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
sonuç ne peki?
sadece şüphelendiğimizle kaldık
gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
onun için birşey yapmamı istedi
sabahlara kadar uğraştım yazdım
onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
bu muydu yani
hadi affetim tekrar tak barışalım
aynı mı olacaktı herşey
sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
el ele gezelim sevgili olalım yine
o kadar basit değil beyler
benim hayatımda bu olayın
yüzüğü tekrar taktım
sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
böyle bir anı istemiyordum
-niye geri geldin dedim
• sevinmedin mi dedi
göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
-sevindim geldiğine dedim
parmağı hala havadaydı
sadece yüzüklere baktım
• takmayacak mısın dedi
• önce biraz konuşalım dedim
bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
önceden ağlamış olmam
yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim
-sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın?
bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin
istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı
ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum.
hala güveniyorsan kendin tak
söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim
konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan
-anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim
• hazır olmasam buraya gelmezdim dedi
-hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın -
134.
0senin amacın belli ebruTümünü Göster
denedin olmadı
üzüntülerine dayanamadın ilişkinin
tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle
ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum
buna inanıyorsan kendin tak
hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var
benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun
hayır ebru bir kere söz verdim
o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim
bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil binler kızın evinde ne işin var beynini gibtiğimin kelebeği
haksız mıydı peki ebru
haklı oldugu yerler vardı
kim olsa aynısını yapardı
sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin
daha önce söyledim ben affetmezdim
o yine de şans verdi geldi
gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı??
benim aklıma başka birşey gelmiyor
ama seviyorsa da güvensin
güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın
yüzükler bir süre bekledi masada
bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı
-takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim
• git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi
-hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim
• biraz yürüyebilir miyiz dedi
evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
yüzükleri ben aldım elime
kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
çok istedim elinden tutmayı
yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
ben durdum o biraz yürümeye devam etti
sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
geri dönmedi
ben yaklaştım
bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
aşşağı hiç bakmak istemiyordum
ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
beni yavaşça kendine döndürdü
bakamadım ona
alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
• çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
nemliydi gözleri ama gülüyordu
-hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
sonra ellerini havaya kaldırdı
utangaç gülümsemesi ile
• koltuk altın yırtılmış dedim
dalga geçtiğimi anlayınca
-peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
ellerimle kendime çevirip
bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı
unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
-zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
• zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
öpüşmeyi ön planda tutmadık
bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
yemek yemeye gittik bir yere
sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
kalkan vapurun denizden karadan ayrılırken
bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
düştük ekşın reyizin kucagına
üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
benden başka geç gelenlerde vardı
ekşın akşam iştimasına geldi
yoklamaları kontrol etti
üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
sadece 10 dakika verdi kamuflaj ve botları giymek için
koştuk geri gelebilen geldi
gelemeyenleri tespit etti
biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
herkesi yere yatırdı
-dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
-dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün üstün başın iyice kirlensin
dirty sex fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana
gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
ve herkese tost ısmarladı kendi parası ile
hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
derken beklediğim soruyu sordu
-anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
-süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
-gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
-komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım
beni bekleyenime kavuşamayacağım için
lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra
kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum
aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum
çünkü hayat disiplin ceza evine gitmeyi beklerken
birden sizi sevdiğinize zütürebiliyor
bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
-dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
-kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
-bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
-beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı
hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
ayakta durabilmek için
bir adım attım onu gördükten sonra
günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
lakin gülmedi komutanım
birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
bu bir kötüye işaretti
-ee dıbına çakim çok ekşın olmuş devam et dedi
-oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
ağaç'a neden selam verilir? mantık 0
bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
-içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
-o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
-taktın mı dedi
-kendisi taktı komutanım dedim -
135.
0-tamam gerisini anlatma belli ki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim deyip gitti mi diye eklediTümünü Göster
-gitti komutanım dedim
-tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
-ama diyebildim sadece
-dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin yeter dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
kem küm ettim
-dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
-başka bir emriniz var mı dedim hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
-nasıl olsa bu gece mutluluktan yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
-emredersiniz dedim
aşşağı indim ebruyu aradım
onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
yakılan diğer sigara
hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
ve sonrasıdır yalnızlık
askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
benim tek dostum ebruydu
bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
öyle de oldu
mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
bana aşkım diyordu aşkım
konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
ben de net bir şey söylemedim
telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
-gel dıbına çakim nerdesin dedi
-emredin komutanım dedim
-bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
gittim ikisinide buldum geldim
bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
askerleri getirdim
içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
olay şu
bu iki salak aynı tertip
hemde benim tertip
birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar.
sürekli beraber takılıyorlar.
birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
bir tanesinin annesi dul
huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
resmen düpedüz yatma teklif ediyor
sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
annesi sapıktır diye kaile almıyor
ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
ve bu durumu oğluna anlatıyor
çocuk deliriyor
ama huur çocugu nöbette oldugu için
o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
birbirlerini gece öldürmesinler diye
ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
arkalarından da evrakları gönderildi
artık ne tak yediler bilmiyorum
herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
herkesin kitabının adı da aynıdır kader
ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
büyük annemi kaybettiğim o günlerde
ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
hepsinde de yanıldı
oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
acı bir tecrübe ile verdi hayat
ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
bir kişiye değişilmişti
kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
yaşlanmış bedenine mi üzülsün
geri gelmeyecek yıllarına mı
vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
nur içinde yat..
çok geç belki ama gerçekten nur içinde yat
yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
verilen cevap çok manidar beyler
1 mayıs 2005
yani doğum günüm
aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
ama hiç izin kullanmazsam
kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
bazen bana soruyor
bana garip cezalar verip eğleniyordu
amacı tabiki de benimle dalga geçmek
bir askeri aşşağılamaktan çok
gün içinde biriken stresini benimle azaltmaktı
bunda benim de payım çok yüksekti
çünkü diğer komutanlar dahil ona selam vermekten bile korkarken
benimle normal bir şekilde konuşup
benim de konuşmam için dinliyordu
aslında ondan korkanların çok büyük kaybı vardı
yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
-al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
-emredersiniz dedim elime aldım telefonu 3 saniye bile geçmedi
-vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
birini acil araman gerekirse benim telefonumu kullanabilirsin kelebek diye de ekledi
günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
3 üncü hafta yalvarmalarım artınca ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
-karaköyde(genel ev) nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi
izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
kiminle geleceğini sordum
annem babam ve kardeşim dedi
o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
-dıbına çakim senin defterin nerde dedi
-uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
-dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
-hayır komutanım var sağolun dedim
işi gücü bıraktı
-ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
-haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
-olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
-ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim -
136.
0-herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dediTümünü Göster
-emredersiniz komutanım dedim
-tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
-ben aslında haftaya çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
-vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
-sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
-emredersiniz dedim
odadan çıktım
hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
nöbetçi çavuşluk zor iştir
çoğu çavuş sıkar askerleri
kendine laf gelmesin diye
içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
bilmem kaç adım açıl
şınav vaziyeti al
gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
bir de korktukları şey vardı
sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
bu bir asker için çok önemliydi
çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
-beyler ekşının ailevi sorunları varmış,
bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
beni görünce yapamazlardı çünkü
ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
herşey normal giderken
bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
o gece de 1 3 nöbeti varmış
yerine asker lazım
nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
zaten üst devrelerine hiç diyemiyor
alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
muhtemel bir kriz kapıda
kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
olmaz sen çavuşsun dedi
biraz zorladım başka asker mi yok dedi
komutanım ben gönüllüyüm dedim
gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
adam kıllandı tabi
sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
bu nöbete gidersen sana 5 gün nöbet yazdırmayacağım dedim
söz mü lan dedi
söz amk dedim
tamam dedi gitti nöbete
ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
resmen karısı oldum amk
onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
sonunda cuma günü oldu
çarşı defterlerini zütürdüm
herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
-dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
cumartesi günü geç gelebilirsin birazcık ama döverim haberin olsun dedi.
-emredersiniz dedim gittim
-burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim
ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
mesaj açık ve netti
ebruyu üzme
-emredersiniz komutanım dedim
subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
-x yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
-yüzbaşı dediği adam ekşın amk
ekşına bak bana kıyak yapmış
cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
onu en sona bıraktım
güldüler beni görünce sevindiler yani
sıcak bir karşılama yaptılar
ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
artık asker olduğum için mi üzülüyordu
yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
nereye gidelim?
karnın aç mı?
askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
bi eksiğin var mı?
annene babana bişey göndermek ister misin?
bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
karşıya geçelim dedim
çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu
karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
ekşını aradım
telefonda tekmil verdim
y.s.kelebek antalya diye
-sesimi başka duyan var mı dedi
-yok komutanım dedim
-söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
-ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
-dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım
ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
-sınır var mı komutanım dedim
-24.00 ı geçmesin dedi
-emredersiniz dedim
durumu ebrulara anlattım
onlarda yol yorgunuydu
kaldıkları otele gittik
beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
hep beraber odaya çıktık
iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
biz üçümüz kaldık
kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
o yatak odasına geçti yattı
biz salonda kaldık
salonda kaldıktan sonra size tek vermem gereken detay
ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
bir türlü geçmedi krizi
yasak amk ne yapayım
saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra
bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu
11.40 civarında nizamiyeye geldim
gerekli sorgudan sonra tabur arandı
ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim
odasına girip tekmil verdim
saat 12 ye 7 vardı
bacaklarını masanın üzerine atmış
klagib müzik dinliyor
geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı
ta ki 12 yi 1 geçene kadar
birden bana baktı
-dıbına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla
daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok gibicek beni
suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında
-dur dıbına çakim klagib müzik eşliğinde gibersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi
bekledim ne tak yiyecek acaba diyerek
bi tane hareketli parça açtı
masasından kalktı
ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken
-vukuat var mı dedim
-yok kumutanım dedim
-tamam git yat dedi
-emredersiniz dedim
tam kapıdan çıkıyordum
-bu kadar basit olmasın dıbına çakim dedi
komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır
geriye dön komutu verdi
sırtım ona dönük kaldı
içimden gerçekten gibecek mi lan diye bile geçti
ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi
-yok dıbına çakim bugün gibimin kalkmayacağı tuttu gidebilirsin dedi
-emredersiniz komutanım dedim
sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım
o gün geç kalma lüksüm yoktu -
137.
0ebrularla buluştumTümünü Göster
beraber kahvaltı yaptık kadıköyde
daha sonra ebrunun ailesi ile saat 15.30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben
saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk
öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi
izin kullanmam konusunda ısrar etti
bakarız diyebildim sadece
genelde onun başı omzumda bazen dizimde
bazen elleri ellerimde
bazen ellerim saçlarında
kulağının kıvrımlarına
kaşlarının çizilişine
dişleri gülümsemesine yakışan
kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan
gözlerime bakınca dünyaları unutturan
sözlerine bakınca aşkı tattıran
hasreti hayata isyan
varlığı yaşama hayran bırakan
ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık
diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra
ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar
almak istemesemde yapacak birşey yoktu
ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu
onu fazla üzmemek için hemen gittim
kışlaya döndüm
o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur
esas ekşın ertesi gün yaşandı
pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı
gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu
nöbeti olanlar hariç herkesi spora zütürdü
bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca
bölüğe yerinde say komutu verdi
-evet dıbına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi
evet beyler ekşının gibi kalkmıştı bu defa
-dıbına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,
hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi
-kelebek gel dıbına çakim arkadaşım dedi
beyler mevsim yaz, hava bunaltıcı
üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak
üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi.
yere adım atınca kalkan tozu hesap edin
-yat dıbına çakim dedi
bi kaç km koşmuşum zütüm dahil her yerim terli
yatar yatmaz çamur adam a döndüm
-sürün dıbına çakim dedi
herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim
suratımı bile ekşitmedim
her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim
başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim
askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede
ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum
bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım
ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik
onun ne amaçla yaptığını biliyordum
diğer askerlerin yanında benim 12 de gelme torpilimin aslında bir cezası olduğunu
ve diğer askerlerin kendi kafalarına göre aynı şeyi yapmalarını istemediği içindi
haklıydı da
olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama
ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi.
bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum
-sürüngen haberci diye
bazıları benim adıma ekşına küfretti
ama ben küfür etmelerini bile istemedim
duşu alıp kamuflajı giydikten sonra
tekrar görev yerime döndüm
ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile
çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi
ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem
hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim
ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı gibici olan o
içeri çağırdı beni
-emredin komutanım dedim
-iki çay getir dedi
odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine
-emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim
baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu
gittim iki çay getirdim masasına bıraktım
-başka bir emriniz var mı dedim
-var dıbına çakim bekle orda dedi
-emredersiniz dedim
-çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi
-emredersiniz dedim ama çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında
-ziyaat olsun komutanım dedim
-ne çabuk içtin dıbına çakim dedi
-biraz soğumuş komutanım dedim
-vay dıbına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi
ekşınla makara yaparsan böyle olur
-emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim
-aç dizlerini dedi
-emredin komutanım dedim anlamamış gibi
-dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam dıbına çakim dedi
-yok komutanım yapmadım dedim
-aç dıbına çakim gözlerim de inansın dedi
açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce
-vay dıbına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi
yazıcı geldi
-git dıbına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi
-gerek yok komutanım dedim
-feci düşmüşsün dıbına çakim dedi
-askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim
-vay dıbına çakim gidebilirsin dedi
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim
-mutlu olmanı emrediyorum dedi
gülümsedim
-dizlerin geçinceye kadar istirahatlisin dedi
-diz sürünmeye bebeklikten alışkın komutanım
allah gönülleri süründürmesin dedim
-amin çıkabilirsin dedi
ebruyu aramaya gittim yine
nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini
bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini
hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz beni düşündüğünü
telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini
tekrar istanbula gelmek istediğini
geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını
ağlayarak ve isyan ederek söyledi
her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim
ne de isyanını
baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra
gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım
• bişey mi oldu diye açtı telefonu
-hayır sesini özledim dedim
• daha yeni konuştukya deli dedi
-sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim
• kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi
-ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim
vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum
hadi bunları gibtir et en sinir bozucu lafı da
• tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(ciks)oldu
-sen ne istiyorsun peki dedim
• hep yanında olmak istiyorum dedi
-ben istemiyorum öyle mi dedim?
• öyle demek istemedim dedi
-seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim
• tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi
-ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim
• kelebek lütfen dedi
-tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum
senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun
• hayır inanıyorum sevdiğine dedi
-o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim
• tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk
beni gibtin simdi gibinde değilim diyor resmen
olay sadece gibişten ibaret olsaydı
turizmdeyken gibimi sokmadığım ülke kalmazdı
baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim
-tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim.
• bilmiyorum ki dedi -
138.
0-tamam düşün bana haber ver o zaman dedimTümünü Göster
• tamam kapatıyor musun dedi
-hayır dedim
• kapatacakmış gibi konuştunda
-hayır konuşalım
• seni çok seviyorum
-ister inan ister inanma bende
• biliyorum dedi
konuşma böyle devam etti
iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
ve kapattık telefonu
onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
bende onun gibi konuşup
-dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
kapısına gittim
içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
bir süre sonra -
-kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
• emredin komutanım dedim
-dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi
içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
-dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
bana bakıp gülüyordu
belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmaktı
-begendin mi dedi
-gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
-dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
-özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
makara yaptığımı anlasa gibecek
-ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
-önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
-kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
-üzüntülerin ismini teleffuz ederseniz mutlu olamazsınız
her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
-emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
-var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
-emredersiniz dedim
biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderip
tekrar telefona kostum
daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
ebruyu aradım
-nasılsın aşkım diye giriş yaptım
aynı şekilde o da bana karşılık verdi
biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
-ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
• şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
-biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
• tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
-senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim
ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
• tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
biraz daha konuştuktan sonra kapattım
gece dersi vardı beyler
her askerin korkulu rüyası
amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla
ekşın beni çağırdı
-ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
ona vermek istedim ama almadı
-sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
-ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
-dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
-şu şu şudur komutanım dedim
-peki bu nedir dedi
onu da anlattım
bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
-vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
-siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
astsubay dersin bir kısmını anlattı
ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
dinlemeye davet ettirdi
sonra sorular sorma kısmı geldi
ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
sordugu soruları bilemeyenlere
-dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
-vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
sorduğu sorul+arı bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
bana sorduğu soruyu bilince
-dıbına çakim sana veresim gelmiyor hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
sordu onu da bildim
bi tane daha sordu onu da bildim
amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
sonra işi yine makaraya döktü ekşın
-bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
bi asker kaldırdı
-vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
-siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
-evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
-evet haketti komutanım dedi
-tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
bi askere daha sordu haketti mi diye
gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
-hayır komunanım dedi
-nasıl hayır dıbına çakim hepsini bildi seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
velhasıl komutanları da soktu makaraya
-haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
-haketti komutanım dedi
-sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak -
139.
0mola gece boyunca devam ettiTümünü Göster
zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
eve gidip dinlenmek varken
gece dersi bitti
bölüğe geldik
ayakta duracak halim yok
telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
direk gidip yattım
üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
konturluden devam ettim
ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
çok eğlendim demesi biraz garip geldi
-ne yaptın dedim
• bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
soru bir arkadaşlar kim
soru iki kiminle dans ettin
soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
ama yapacak bişey yoktu
onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
-iyi eğlenceler dedim
konu kapandı
o gece uyunabilir mi uyunamaz
saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
peki bu ona belli edilir mi hayır
neden çünkü yarın beklenir
-nereye gidiyorsun şimdi dedim
• eve gidicem dedi
-tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
• tamam dedi
20 dakika verdim beyler
20 dakika sonra aradım cevap yok
21. dakika aradım yine yok
25 e kadar denedim
ebrunun annesi açtı telefonu
utandım konuşamadım kapattım
ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
ebrunun cep telefonunu aradım
3.aramamda açtı
-merhaba aşkım nasılsın dedim
• iyiyim dedi
-nerdesin dedim
• oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
-aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
-al dedi
basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok
biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
-çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
• kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
-tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
sabah gözler balon gibi kalktım
içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
sonra beni içeri çağırdı
ekşın koltuğuna oturmuş
asker karşısında esas duruşta
-emredin komutanım dedim
-dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
gel de anlat amk
askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
-ne anlatim komutanım dedim
-dıbına çakim domaltim mi bacak omza mı yapim seç işte birini dedi
-komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
-vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
-komutanım ben öyle demek istemedim dedim
bana baktı
-grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
baktım beni de dövecek amk
bi emriniz var mı komutanım dedim
-biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
hemen yardım odadan
birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
-tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
• kusura bakma dün gece için dedi
dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
-ne yaptın ki dün gece dedim
• biraz fazla içmişim dedi
-sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
• sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
-yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim
• benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim,gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
-eğlendin mi diye sordum
eğlenmediğini söyledi
-neden dedim
• erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
-neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
• bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
-kimmiş bu avcı dedim
• akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
-ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
• sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
-sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
• nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
-istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
• benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
-eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
• kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
-başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
• tamam dedi
-senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
• tamam içmiyorum bir daha dedi
-hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
• bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
-duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
• o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
-bu konuyu kapatmadık mı dedim
• istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
-ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin seni durdurmam gitme diye yalvarmam,sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
• bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
cezanı direkt kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
-tamam gitmem bir daha, seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
• tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
• yemekler nasıl dedi
-çok iyi dedim
• yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi -
140.
0-bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedimTümünü Göster
• yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
-tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
• amma da romantiksin dedi
-ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
• geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
-iyi inşallah dedim
• kelebek dedi
-efendim dedim
• kaç gün kaldı aşkım?
-ben sayıyorsundur sandım
• askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
-bilmiyorum ne zaman istersin dedim
• şimdi dedi
-şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
akşam üstü odasına geldi
beni çağırdı
-dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
-emredin hangi konuda komutanım dedim
-askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi
-belki yakalanacak bir durum kalmamıştır komutanım dedim
-dıbına çakim asker vukuatı sever bu lafımı unutma dedi
-emredersiniz komunanım dedim
-gel dıbına çakim seni hiç aramıyorum üstünde bişey çıkarda sebebsiz dövmemiş olurum en azından dedi
-dövecek ne yaptım ki şimdi komutanım dedim
yanına yatakta bekleyen soyunmuş karılar gibi çağırdı parmağıyla
gittiğimde beni bekleyen am değil bir tokattı
-emredin komunım dedim neden vurduğunu söylesin diye
-dıbına çakim dayağı peşin atayım üstünde bişey çıkmama durumunda hevesim kursağımda kalmamış olur dedi
bu arada bana vurmaları şiddetli cinsten değil beyler
cepleri aradı bişey yok
her bulamadığında vay dıbına çakim diyor
botlarını çıkar dedi
çıkardım bişey yok
çorapları da çıkarttı ondan da bişey çıkmadı
-vay dıbına çakim boşuna ayak kokuna katlandık. dedi
kokmuyor lan amk inanmayın makara yapıyor
-sana bi hediyem var dıbına çakim dedi
çekmeceden telefonu pis pis sırıtarak çıkardı ve bana uzattı
yine aynı taktikle dövecek
-komutanım bu taktiği denemiştiniz dedim
-vay dıbına çakim yeni taktikler bulmam lazım. tamam beni yalnız bırak dedi
-bi emriniz var mı komutanım dedim
-yok dıbına çakim dedi
-benim bir maruzatım var komutanım dedim
-söyle dedi
-uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
-bakarız sonra dedi
vay amk net bişey demedi bende tırstım tekrar sormaya
bölük astsubayına gittim durumu anlattım komutanım net bişey demedi dedim
izin almadan izin kagıdı hazırlayıp imzasına sunarsak hiç vermez uygun zamanlarda tekrar sor dedi
ekşın nereye ben oraya peşinde koşarken
sabah koşularında benimle dalga geçmelerinin hemen ardına komutanım izin dedim
bakarız dedi
gündüzleri odasına istemeden içecek zütürdüm komutanım izin dedim
bakarız dedi
bi türlü bakmadı ebruyu oyalayamaz hale geldim
bi gün yine benim izin peşindeyken
çağırmamı istediği askeri bulamadığım için bana kızdı
biraz da bağırdı çağırdı
eh amk bu hayatın ne olcaksa olsun diye
-ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
-yok sana izin dedi
vericekte ne zaman vericek
naz yapıyor amk
bilmiyor ki ebru kafamı gibiyor hadi gel hadi gel diye
bi akşam üzeri akşam evine dönmek üzere servisi beklerken
tabur komutanı da çıkış yapıyor aracı ile
tam ekşın servisi beklerken
ekşını yanına çağırıp
-x yüzbaşım size kamelyanın otlarını yoldurup temizletmenizi söylememiş miydim?
yarın misafir komutanlar gelicek hala temizlenmemiş diye fırça kaydı
ekşın da bu duruma çok sinirlendi çünkü
tabur komutanına
-öyle bir emriniz olmadı komutanım
söylemiş olsanız hemen yaptırırdım dedi
komutan başka bir komutana söylemiş olsa gerek
veya söylediğini sanıyor olsa gerek ki böyle bir durum vardı ortada
ekşın da askerin mesai saati dışında görevleri dışında çalışmalarını istemediği için
tabur komutanın arkasından söylene söylene servise binerken
bana dönüp
-kelebek yarın sabah askerlerin hepsi içtimada olsun dedi
-emredersiniz deyip gönderdim
görünen o ki ekşın sabah içtimasından sonra spor yerine tüm askerleri
kamelyaya zütürüp oranın otlarını yoldurup temizleticekti
baktım diğer askerler sorup duruyor
olm kelebek tabur komutanı ne diye bağırıp çağırdı ekşına diye
dedim böyle böyle olm
sabah kamelyayı temizleyecez
çok sinirli olur ekşın
toplayın adamları daha güneş bile batmadı(akşam 5 içtiması sonrası)
gidelim temizleyelim gerilmesin ekşın günümüz zehir olur dedim
sağolsunlar severlerdi beni
nöbete kalan komutanların yanına da giderek durumu onlara da izah edince
tamam kelebek topla asklerleri temizletebildiğiniz kadar temizletin çavuşlarla beraber başında durursunuz askerlerin iznini aldım
diğer bölük çavuşları ile de konuşup
nerdeyse tüm taburla beraber akşam yemek saatine kadar mis gibi yaptık kamelyayı
sabah ekşın geldi
bi baktı spor kıyafetim var üzerimde
-dıbına çakim kelebek duymadın mı tabur komutanını dün akşam deyip kamuflaj giymemiş olmama kızdı
tam açıklayacam bir de tokat patlattı amk
hiç sesimi çıkarmadım
zaten gergin
gittim kamuflajı giydim geldim
içtimaya indi bi baktı herkes spor kıyafetli
-seni çavuş yapanın diye bana sövüyor ama ben hiç sesimi çıkarmıyorum
içtima alınırken
bizim bölükten bir rütbeliye kamelyaya ineceğimizi söyledi temizlik için
tabi rütbelinin de haberi yok durumdan
sadece nöbetçi komutanlarla askerler biliyor
kamelyaya bi gittik
baktı ortalık tertemiz
bizim komutanlarla konuştu
durumu anladı
beni yanına çağırdı
-dıbına çakim kelebek otların arasında gibicektim seni
yine elim gibimde kaldı dedi
-eliniz suratımdaydı komutanım dedim vurduğu tokatı hatırlatmak için
-söyle astsubaya izin kağıtlarını hazırlasın dedi
-emredersiniz komutanım dedim
-ne zaman gitmek istiyorsun dedi
-en kısa zamanda dedim
-tamam hazırlat evraklarını dedi
-emredersiniz dedim
ebruya haber vermedim
yazıcılar evrakları hazırladı
imza işleri halledildi
ekşın tabur komutanına da imzalattıktan sonra
param var mı diye iyice sorup paramı gösterip tatmin olduktan sonra
bana bilet almam için hafta içi çarşı izni verdi
10 günlüğüne alanyaya gidecektim
bileti aldım
ebruya yine bişey demedim
ve izin günü geldi
bindim alanyaya akşam üzeri indim
valizi bırakmak için eve gitmeden önce bir tane simkart aldım
sim kart açılıncaya kadar eve gittim -
141.
0annem yaylada oldugu için onun elini öpemedimTümünü Göster
kardeşimle ve babamla görüşüp
babamdan bir miktar para aldıktan sonra
dışarı çıktım
telefon açılıp kullanılabilir hale geldi
ilk aradığım kişiyi zaten biliyorsunuz
ama cevap vermedi
tekrar aradım yine vermedi
-ben kelebek acil aç dedim
5 dakika sonra sessiz bir yere gidip yine aradım
bu defa açtı
• kelebek dedi benmiyim acaba şüpheleriyle
çok kısık bir sesle
-ebru dedim
• nerdesin bu kimin telefonu dedi
-nerde olcam askerdeyim,bir arkadaştan aldım seni aramak için sonra silecem numaranı dedim
• tamam da konturluden neden aramıyorsun dedi
aranır mı amk direk göreceksin 0 242 yi sürpriz kalmayacak
-çok sıra vardı ama ben sesini özledim dedim
• bende çok özledim kelebeğim dedi
-nerdesin dedim
• evdeyim dedi
-shh kapatmam lazım komutan geliyor galiba görüşürüz ararım birazdan dedim
telefonu kapattım
evdeymiş öğrendik
evin önüne gidip arasam yoldan geçen araba seslerini duyup kıllanacak
o yüzden aramadım
otele gittim ebrunun babasının yanına
bi iş gerekçesi ile bir yere gitmiş
telefon açtım geldiğimi ve ebrunun haberi olmadığını
ona sürpriz yapmak istediğim söyledim
-yarım saat bekle ben eve gidicem bu akşam ebru yemek yapacaktı sen de gelirsin dedi
yarım saat kadar personelle takıldım
sonra geldi arabadan inmeden beni çağırttı
arabayla eve doğru giderken kırmızı bir gül aldım
ebrunun annesini aradı ve durumdan bahsetti
ebrunun annesi ebruyu markete göndereceğini bu sırada bizim eve görünmeden girebileceğimizi söyledi
arabayı kenar bir yere park ettik
annesi balkondan bize gerekli izni verdikten sonra eve girdik
ebruyu ilk görüşüm sırtı dönük olarak oldu
biz eve girdik
bu sırada annesi bir servis daha açtı masaya
bana onun odasına girip beklememi söylediler kapı çalınca
içeri girdim ki her taraf ben amk
duvarda resimlerim
masada ona yazdıklarım
bilgisayarının ekranında ikimizin resmi
ona hediye ettiklerim yastıgının başucunda
ebrunun içeri girdiğini duydum
pis pis sırıtıyordum birazdan yapacağım sürpriz için
ebru babasına hoşgeldin nasıl geçti günün diye konuşurken
sana yemek yaptım diye kendiyle böbürlendi
biraz bekledim
telefonun tüm seslerini kapattım
ebruya mesaj yazdım
-şu an ikimizin yıldızına bakıyorum sende balkona çıkıp bakar mısın beraber izlemiş olalım yine dedim
içerden mesaj sesi duyuldu
• geliyorum bi saniye diye içerdekilere seslendiğini duyunca
yemek yenen salona sessizce girip yerimi aldığımda
gerçekten de dışarda balkondaydı
-balkondayım şimdi yıldızımızı arıyorum dedi
• içeri bak görürsün belki diye gönderdim mesajı
baktım aklına gelmiyor evin içine bakmak benim orda olma ihtimalim
gülü aldım balkon kapısına yaklaştım
kapıya elimi dokundurup kapı gıcırtısına bana bakmasıyla
gözlerini bir süre açık tutup şaşkın bakışlarını gülümseyen bakışa çevirmesini
sadece gülümseyerek izledim
hiç birşey diyemedi
-hoşgeldin de mi demiyeceksin dedim gülü uzatarak
• gıcıksın işte demiycem dedi
-tamam gideyim o zaman dedim onun dediği gibi gülümseyerek
birden boynuma depara kalktı
öyle bi sıktı ki gül heç oldu
tam ayrılacakken sarılmaktan henüz aç mideme bir tane yumruk salladı
-bu ne şimdi dedim acılı gülümseme ile
amk dayak yemek kaderim midir nedir herkes dövüyor
• sebebini sonra anlatırım yalnız kalınca dedi
-tamam dedim
masaya oturmaya davet edildik
ebrunun yaptıgı tek yemek ve annesinin yaptıgı yardımcı yemeklerle dolu olan masaya oturduk
herkes tabağını doldurmaya başlarken
• yemeyecek misin dedi ebru
-bana pizza mı söylesek korkuyorum yemekten dedim
annesi ve babası gülerken
ebru pis pis bakarak
• bunu da hatırlat bana sonra dedi
sonra ebrunun yaptıgı yemeği tabaga koyarken henüz tadına bile bakmamışken
-ebrucum süper olmuş valla eline sağlık çok begendim tarifini verir misin bunun dedim
• kelebeek tamam yeme istemiyorum dedi
-çok açım mecburen yiyecem dedim
bir çatal aldım
değişik bir tat kitap tarifi bir yemek oldugu belli
ama malzemeden çalmadıkları için çok güzel olmuş
ebruya yemeği konusunda yaptığım şakalardan dolayı
2 buçuk tabak yedim ki alınmasın gerçekten begendiğimi görsün diye
yemek sonrası ebrunun babası bir de kahve içelim elinden dedi
o kahve yaparken ben de masayı kaldırdım annesinden rica ederek
her mutfaga gidişimde ebrunun boynundan bir kere öptüğüm için
o kahve yapmayı uzattı
bende yük taşıyabilme hamallığımı azaltıp azar azar zütürdüm tüm kaldırılması gerekenleri
kahvelere geçtik onları içerken
ebrunun kardeşi de geldi
beni görünce sarıldı o bile özlemiş amk
dışarda bir yerde burger yemiş bino karnı da aç değil
o yüzden biz konuşmaya devam edip
sürprizin kritiğini yaparken
gülüşmeler yaşandı herkes o an ki durumdan memnun gözüküyordu
ebru odasına izin isteyerek gitti
geri geldiğinde daha çarşıya çıkılır bir kıyafet giymişti
• biz biraz yürüyebilir miyiz baba dedi
gerekli izni alıp görüşürüzlerle onlardan ayrılıp
asansöre bindik
stop düğmesine basınca ebru beni öpmesini hızlandırmak için elimi kaldırdım
fakat boşta olan karnıma bir tane daha vurdu ekşının şiddetinden uzak
-vurup duracak mısın böyle dedim beklemediğim yumruğu yeyince
• evet hakediyorsun dedi
-ne oldu dedim
• deli neden ilk bana haber vermedin seni doya doya öpseydim sarılsaydım ya ilk gördüğümde dedi
-bu yumrukların sebebi bu mu şimdi dedim
• ikincisi yemeğimle dalga geçtiğin içindi dedi
-yedim eline sağlıkta biraz daha hızlı vursan hepsini çıkaracaktım dedim
• pislik dedi
ellerimi tekrar kaldırdım hafif karnımı büküp olası bir yumuruğa karşı önlem almak için -
142.
0bu defa şiddetli yumruk değil öpüşme yaşandıTümünü Göster
asansörde baskın yeme ihtimaline karşı
apartmanı terk edip ikimizin yeri olan iskeledeki yere gittik
sağda solda gördüğüm dostlarla kısa merhabalaşmalarla
sırtımı bankın oturulacak kısmına
başımı ebrunun omzuyla kalbi arasına yasladım
kalp atışlarını hissedecek şekilde
o elleriyle beni nasıl sarsa derdindeyken
arasıra eğilip alnımı öptü
ellerimi elleriyle yavaşça çitiledi
kelebeğim ler ebrularımla karşılıklı düet yaptı
kısık sesle söylenen seni seviyorumlar dalga seslerini ancak bastırdı
gelen geçene aldırmadan iki aşık rolü ustaca oynandıktan sonra
kaç gün kalacağım
ne yapacağımız konuları ele alındı
ebru benimle uyumak istediğini söylemesi ile bunun yolları arandı
bizim eve gitmek için izin almak gerekliydi.
ilk geceden bizim eve gitmek bir şekilde ailesine yapacagımız şeyler için izin almak olacagından bu fikir hoş olmazdı
uyumaktan bahsediyoruz yani tüm geceyi sabah dahil beraber geçirmek
ailesi de biliyor benim geldiğimi
ebru ben kuzenlerimde kalacam dese kimse inanmaz
kalktık yerimizden du bakalım ne olcak diye
evlerinin önüne geldik
ışıklar hala yanıyordu
-hadi eve çıkalım bir bakalım durum ne diye dedim
eve çıktık karnım acıktı amk. askeriyede alışmışım akşam yemeğinden sonra gece de tost yemeye
ebrunun annesi ile babası filme bakıyor kardeşi de odasında kim bilir ne tak yiyor
-ne yaptınız çocuklar dedi annesi
ebru gezdik biraz siz ne yaptınız dedi
-filme bakıyoruz dedi annesi
eveeet filme bakmak
ebruya dönüp kaş göz işareti yaptım anladı durumu
-nasıl film güzel mi dedim
-iyi şimdilik az kaldı bitmesine dediler
• tamam bitsin bizde bakarız o zaman dedi ebru
karnım hala aç ebruya durumu anlattım
gel dedi mutfaga zütürdü
ekmek arasına koyabileceğim malzemeleri çıkardı bende begendiğimden seçip arasına koydum
ebru annesi ile babasına da bişey içermisiniz diye sordu
onlara meyve suyunu doldurdu
karnımı doyurduktan sonra biraz oturduk bu sırada onların filmde bitti
biraz yüzsüzlük yapmam gerekecekti çünkü ayaga kalktılar film bitti diye
bu durumda misafirin gibtirip gitmesi gerekir ev sahipleri uyuyacagı için
ebru araya girdi bizde izleyelim diye
onlar tamam biz yatıyoruz deyip odalarına geçince
biz ebrunun odasına geçtik dvd yi de alarak ebrunun tv ye bagladık
onun yatagına yattık
filmin sadece başını hatırlıyorum
sonrası ikimizinde pek umrunda olmadı kendi kendine oynadı film
saat 5e kadar sürdü
sonra o uyuya kaldı ellerini üzerimden yavaşça kaldırıp gidecegimde yine uyandı
• gitme bu saatten sonra dedi
-bu saate kadar burda oldugumu bilmesinler ayıp olur dedim
bırakmadı biraz daha beklemem gerekti onu tekrar uyutabilmek için
bu defa o beni sarmadan elleriyle ben sardım ki kaçabileyim uyandırmadan
uyku benim de gözlerimden akıyordu o kadar yol yorgunlugu vardı çünkü
ha uyudu ha uyuyacak derken
sabah bizi kaldıran ebrunun annesi oldu
salondan seslenmesi ile
saate baktım 11 e geliyordu
bu demek oluyor ki babası işe gitmiş
ama muhtemelen bizim beraber yattıgımızı görmüş
annesi de aynı sebebten dolayı bizi odadan kaldırmak yerine salondan kaldırmış
rezillik çok büyük çünkü
filme bakarken uyuya kalmış olma imajında çok uzak bir haldeyim
kot pantolan kendini içeri girenlere işfa edecek bir yerde
nasıl kalkacam da kadının suratına bakıcam amk
ebru kalktı
onun hiç umrunda değil amk.
sanki her gece beraber yatıyormuşuz gibi kalktı
ne yapacagını bilmez beni öptü
salona geçti sesli sesli annesini öptü
ben odadan kafamı çıkaramıyorum
kahvaltı hazırmış diye odaya tekrar girince çıkmak zorunda kaldım
uzun zaman sonra boynum bükük kahvaltı yaptım utancımdan dolayı
hay amk nasıl uyuya kaldım
kahvaltıyı yaparken ne yapacaksınız sorusu geldi
denize gideriz herhalde dedi ebru
sonra kapandı konu
kahvaltı sonrası ben kaçmak için izin aldım ebrudan
ama tek şartla
üstünü değiştir denize gitcez
annesi mutfaktayken ona teşekkür ettiğimi belirten seslenme ile evlerinden ayrıldım
eve gidip dolapları karıştırdıktan sonra
şort havlu ne lazımsa aldım
gittik denize
deniz muhabbeti aynı
uzan bişeyler iç
arasıra denize atla
denizde sarıl
tuzlu tuzlu öpüş
biraz da alnımla burnum kızardı
o kadar kreme ragmen
ilk defa görüyor güneşi çıplak beden o da nasibini aldı birazcık
akşam üzeri ebruyu evine bıraktım bende eve geçtim onlara çıkmadan
biraz uzandıktan sonra otele davet ettiler
orda yemek yedikten sonra
onları bizim yaylaya zütürmeye davet ettim
bi taşla iki kuş vuracaktım
ne ikisi amk. kuş sayısına bakın şimdi
ebru yanımda olacak 1
ben araba sürmeyi bilmediğim için babasını şoför olarak kullanacam 2
envayi çeşit yol masraflarından kurtulacam 3
annemi görecem 4
onlarında görmek istediği bir yere doganın bana göre en güzeline zütürecektim 5
bu kadar kuş milli parklarda kalmadı amk
tamam dediler
-ne zaman gidelim dediler
aklımdaki plan dün gece ailesine uygunsuz bir şekilde yakalandığımız için
hem olayın üzerinden zaman geçsin hemde ebru bu gece de benimle uyumak istemesin diye
-sabah erkenden çıkalım yola dedim
• iyi sende bizde kal o zaman dedi ebru
deme ebru öle amk
deme yine kızarttın beni
tek ben degil kimse ne diyeceğini bilemedi
• salonda yatsın baba bi de onu uyandıralım diye vakit kaybetmeyiz beraber kahvaltı yaparız gideriz dedi
bu fikir onları yumuşattı biraz
tamam bakarız dediler ekşın reyiz gibi
-gerek yok ben sabah taksiyle gelirim diye kolpa yaptım ne gerek var diyeceklerini bildiğim için
gece iskeleye yürüyüşe gittik
süt mısır yedik beraberce
sonra eve döndük
herkes temkinliydi
erkenden yatalım dediler
bana yatacagım yer gösterilirken
akıllı olun mesajı gönderildi sanki inceden
ben akıllıca yattımda
ebrunun yanıma gelirken aklı nerdeydi bilmiyorum
yattı yanıma
mecburen uyumadım onu yatagına göndermek de 3 saatimi aldı
sabah kalktıgımızda ikimizde ayrı yataklardaydık
uyuya kalmadığıma sevindiğim anlardan birisi oldu
hazırlıklar yapıldı
caps makineleri alındı
bindik arabaya
yaylaya dönüş yolunda yaz meyvelerinden oluşan bir kaç poşet
marketten alınmış yolda görülen çocuklara verilecek zamanın lüks çikolotaları
benim tarafımdan listeye eklenmiş
yağ şeker salça vesayire
derken 1 bucuk saat süren yolculuktan sonra bizim yaylaya geldik
tel çekmediği için annemin de haberi yoktu
beni görmesi ile bana koşup sarılması ahaliyi biraz duygulandırdı
ama dayımın esas duruş komutunu çok güçlü sesiyle söylemesi duyguyu gülümsemeye çevirdi
ebrular karşılandı tanışmamış olanlar tanıştı
sabahtan kalan ocagın altına kuzenler tarafından odun eklenip
onlara gözleme yapıldı
çardakta oturuldu
benim hakkımda bolca konuşuldu
ebrulara köy gezdirilirken
ikram edilen elma armut yeni yeni çıkan yayla üzümü kiraz ikram edildi
tarladan toplanan mısır közde pişirip ikram edildi
sonra onlara hediye edilmek üzere
domates patlıcan biber sogan gibi sebzelerle beraber meyvelerinde oldugu bir kasanın agzı iple iyice sarıldı
akşam üstü olan iki adet horoza oldu
çaylar da içildikten sonra gidelim dendi -
143.
0annem bi gün daha kal diye bana yalvarıncaTümünü Göster
ebru da bir günde ben kalayım diye ailesine yalvardı
sonuçlar pozitif
onları gönderdik
ebru ben annem ve kız kuzenlerim çardakta kaldık
kuzenler ebruyu esir aldı sorularıyla
annem de beni
derken annem ben yatıyorum dedi
laf eden olur siz de fazla kalmayın yatın dedi
kuzenler çardağa yıldızlar altına
iki ayrı yatak hazırladılar
onlar gitti
biz yıldızları izledik
yaylada fazla ışık olmadığı ve yüksekte oldugumuz için hepsini çok net görüyorduk
matemetikle arası iyi olan mimar adayı ebru bile o kadar yıldızın varlıgından habersizdi
hafif serin esen rüzgar
300 metre aşşagıdan akan derenin derinden gelen kurbağa sesleri
eşliğinde sadece sarılarak yattık
sabah ki kahvaltıya ebru hayran kalmıştı ben ise sadece özlemiştim
tamam da biz nasıl geri dönecektik amk
köy dolmuşu desen sabah erkenden gidiyorlar ki çoktan gittiler
giden birini beklesen kim bilir ne zaman gider arabada boş yer olur mu?
gitmesek olmaz telefon yok ebrunun annesi meraktan ölür
kahvaltıyı yapıp
ebruyu 600 metre aşşağıda akan göksu nehrine zütürdüm
çocukken hep yaptıgım ama büyüyünce yazları çalışmaktan fırsat bulamadığım
balık avlamayı yaptım
bi kaç tane tuttum da
ama ebru hepsini yazık diye geri suya bıraktı
bu sırada onunla konuşurken bir tane balık yakalandıgını farkedip kargıyı ebruya verdim
-şunu bir tutda sigara yakayım diye
o eline alır almaz panik yapıp kaldırdı balık etrafımızda dolaşırken
ebrunun aslında bana sarılmak olan amacı
benim belime kadar ıslanmama sebeb olan
suya düşmeme sebebiyet verdi
balık bi yerde ben bi yerde ebru hanımda
çok pardonlu kıs kıs gülmelerde
sessizce hafiften gülümseyerek dışarı çıktım
balık avladıgımız kayanın üzerine çıktım
-bişey olmaz hadi gidelim dedim
böylece o ayaga kalkınca onu suya atmak için daha az yorulmuş oldum
zaten herhangi bir tehlikeye çarşı suya dayanıksız tüm eşyalar ebrunun çantadaydı onlara bişey olmadı
ebruyu suya attıktan
onun agzından çıkabilecek tüm küfürleri duyup
pislik gerizekalı salak aptal manyak olduktan sonra bende atladım suya
benim ıslatılacak yanım kalmamıştı balıklama atladığım için ama ebrunun yüzü sanki biraz kuruydu
görev tamamlandıktan sonra sudan kaçmaya çalışan ebruyu iyice kızdırdım tekrar tekrar yakalayarak
ben gidiyorum dedi başladı yürümeye nah gidersin amk
biraz yürüdükten sonra sinirinden oturdu kaldı
gönül alma görevi böyle başladı
numaradan düştüm ıslakken komik olayım diye
yerdeki kırmızımsı toz üzerime yapıştı
çaktırmadan yüzüme de sürdüm elimi
yanına gittim gülmemesi elde degildi ama gülmüyordu triplerde yine
-affetmedin mi dedim
• hayır dedi
-boşuna çamura yattık desene dedim
• çok gıcıksın dedi
-hadi gidelim seni bi yere zütürcem dedim
• kurumadım daha dedi
-gel sen dedim tuttum ellerinden
yürürken üstümden biraz çamur alıp yüzüne sürdüm
tokadı da haketmiş oldum böylece
sonra ben yine suya daldım
çamurun yarısı çıktı
gerisini çıkarmaya uğraşırken
o da girdi suya
tamam işte olay bu barıştık yine
nehir sefasından sonra geri yürüdük
bayır bir yerde oturduk iyice kurumak için
ona papatya tarzı çiçekler topladım ama
bir türlü taç yapamadım amk.
mundar oldu o kadar çiçek
biraz da uzandık diz baş yine
iyice kuruduktan sonra
bir kaç dudak teması akabinde armut çaldık
ama dedemin bahcesinden haram olmaz amk
eve geldik ki annem kıyamet kopardı bu ne hal diye
ebruya bir şalvar verdi kuzenin birisi
tam köylü kızı oldu
o da şikayetçi olmadı bu durumdan
akşam köy ekmeği yapmak için toplanmış bayanları izledi
arkasından çökelekli ve papatesli gözlemeden yedik
ama hala bir geri gitme planı yoktu
bu durumda sabah köy dolmuşu ile gidecektik
ebrunun yıkanmış kıyafetleri asıldı
kız kuzenlerler iyice muhabetti kurdu
ben bile ikinci sırada kalmaya başladım
oturup konuştuktan sonra yatma vakti geldi
yine ikimize farklı yatak ama birisi yine boş kaldı
sabah horozun bile nde açma germe hareketleri yaparken kalktık
dolmuşa bindik -
144.
0ekşınla gerekli konuşmaları yaptıktan sonraTümünü Göster
bi kaç amca dayı ziyareti yapıp harçlık kabarttım
cep dolumunun zütümü kaldırmasını fırsat bilerek ebruyu bir restorana davet ettim akşama
cevap bilindikti
• neden olmasın
yemeği yerken ebru ile ne zaman görüşebilecegimiz planları yapıp
o andan itibaren üzülmeye başladık ayrılacaz diye
bizi yerimizde bira içip kendimizi teselli etmek pakladı
yine sarılıp yatmak istiyorduk ama şartlar zor amk her gece nasıl olsun
yatma bölümünü çıkarıp sarılmalara bolca öpücük kondurarak kafanın çakır haliyle
ebruyu eve bıraktım
ebrunun evi önünde vedalaşmak 40 dakika sürdü
ertesi gün deniz
bir sonra ki gün içi bizim eve gitme orda kimsenin olmamasından yararlanma
bir gün otelde yemek
ailesi artı ben akşam gezmeleri derken
son güne geldik
ebru bende geleyim dedi ama babası sonra beraber gideriz diye kandırdı
bilet alındı
ve istanbula giderken
birbirinden ayrılmadıgı için damla denemeyecek kadar çok göz yaşı bırakıldı
yokluğunda avutulacak kollar anı yaşama hissini kabarttı
emredersinizleri bol olacak dudaklar yarin dudaklarıyla nemlendirildi
ağlandı sızlandı
verilen sözlerin işaretleri(yüzük) karşılıklı olarak öpüldü
ve 45 dakika ucağın düşme ihtimalinden değilde günlerin geçmeyecek olmasından korkularak istanbula inildi
gel dıbına çakim diyecek komutanım nerde lan benim
odasına girdim geldim tekmili vermek için
yazıp çiziyor plan yapıyor
-ben geldim komutanım dedim
-çok zekiyim dıbına çakim yarın ekşın var dedi
-emredin komutanım dedim anlamadım çünkü
-sır dıbına çakim dahice bir plan geliştirdim dedi
-ben gideyim o zaman komutanım dedim
-dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
-emredersiniz dedim
gittim üstümü değiştirdim, geri gelip odasına girip tekmil verdim
eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
kağıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
bana baktı
-astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi
-emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
ekşın depocuya
-dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
asker anahtarı verdi
bana dönüp
-gel dıbına çakim dedi
depoya gittik
herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor,ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
depodan çıktık
tekrar odasına döndük sonra yazıcıyı çağırdı
bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
herkesin yattıgı yatak belliydi.
hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
bana gidebilirsin dedi
o da evine gitti
ben aşşagı indim akşam yemeği derken
komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
gittik bir baktım ekşın orda
tamamen asker gibi giyinmiş
eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
-otur dıbına çakim dedi.
cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
belliki askerin birisinden yakalamıştı
olay açığa çıktı beyler
ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
ekşın hepsine mesaj çekiyor
mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı yazıyordu
iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
bu sayı git gide artıyor tabi
17 tane telefon yakaladı
yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
askerlerin hepsini odaya soktu
isimlerini tek tek aldı
sonra hepsini gönderdi
ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
hiçbirisine henüz cezadan bahsetmediği için
-düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
vay neden haber vermemişim
yok neden söylemiyormuşum
amk sanki ben biliyordum
allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydediyorsunuz
onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
gel gelelim kabak bana patladı
bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
iyice üstüme geldiler
beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
gece bu olaylar yaşanırken
ebruyu aramayı da unuttum tabi
ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
• nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
konu sapsın diye ekşının planını anlattım
• ne yapacak şimdi onlara dedi
-boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
• aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
-dayanacaksın yani dedim
• başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım
-iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna
• sende üzülme kelebeğim geçecek
-geçiyor işte biraz senle biraz sensiz,hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden
• hep yanımda ol da bıkıp bıkmayacağımı gör
-o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz
• artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç
-inşallah
• bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek
oha amk çocuk??
lan yoksa ebru hamile mi kaldı
yok canım daha neler
sormaya bile korktum
ama hangi ara hamile kalacak ki amk
kurdalamak lazımdı bu konuyu
-hangi çocuk ebru dedim
• gelecekte olacak cocugumuz kelebek
derin bir nefes aldım amk
kromozonlar henüz birleşmemiş
-koyu yeşil olur herhalde
• saçları nasıl olur dedi
-ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları
• hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
biraz üzülmüştü sesi
-ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
• erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
ilişkimizin güçlülüğünün
üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
artık daha ciddiydik
gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
cünkü zaman daralıyordu
oynanan oyun değildi.
yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
tek ihtiyacımız olan zamandı
ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına neden olabilirdi
ebru da bunu yapıyordu
sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
bense bu konulara girmekten kaçınırken
aslında unuttuğum
yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
acaba??
evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
en fazla boynum ağrır amk.
değmez mi kalbin ebrusuna
fazlasıyla
telefon kapandı gece noktalandı
ertesi gün ekşın bölüğe geldi
-gel dıbına çakim dedi
muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
-dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
-hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
-dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
-buldunuz mu dedim
-bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
-komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
-dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi -
145.
0-neydi komutanım dedimTümünü Göster
-bu 17 askerin hepsini çağıracam hepsinin mahkeme dosyasını hazırlatacam
bir ay süre verecem başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
-komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
-çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
-emredersiniz dedim
bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
askerler o halde yani
-kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
-beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
bi kaç tanesi emredersiniz dedi
ekşın hepsinden duymadığı için
-anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
hepsi emredersiniz dedi bu defa
-kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
gittim çağırdım
elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
-bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir, çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun
koğuşları yıkasınlar bahçeyi bunlar sulasın, tüm işlerde bunları
taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
yazıcı emri aldıktan sonra
askerleri de gönderdi
-dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik
askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda
ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur
duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla
-nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
alışık değilsindir fazla görmeye
hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın
kendini geri çekersin
ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
aşkta böyledir işte
normal hayatının dışına çıkarır seni
birden çıkar hep karşına
ne kadar güzel dersin
utanarak yaklaşırsın heyecanınla
seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
hiç gitmesin istersin
gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...
bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
denetim öncesi haftada
ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
telefondan yakalananları çağırdım
-dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim
hepsine hitaben
-dıbınıza çakim arkadaşlar hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık
denetimlerde göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
açık açık tehdit etti
askerleri gönderdi
-vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
sessiz kaldım
hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ekstradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
denetim günü geldi
çok güzel performans gösterdik
atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
bu ekşını çok mutlu etti
bölüğü toplayıp
-hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
-dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi hiç olmadığı kadar genişletirim dedi
denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
ekşına gidip durumu anlattım
-komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
-var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
-ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
-tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
-emredersiniz dedim
hafta içine girdik nöbetlerden sonra
hergün arıyordum
salı günki aramamda
-nasılsın dedim
• *iyiyim dedi ama değildi amk
-bişey mi oldu dedim
• ben hafta sonu gelemiyorum dedi
-sorun değil haftaya gelirsin dedim
• haftaya da gelemem dedi
tansiyonum düştü beyler
bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
-bir sorun mu var dedim
• sorun yok başka bir işim çıktı dedi
-ne işi dedim
• boşver dedi
beni hiç bu kadar boşvermezdi
-ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
• hayır moralim bozuk biraz dedi
-gelemeyeceğin için mi dedim
• hayır dedi
vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
-anlatmak ister misin dedim
• ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
-ben yanlış bişey mi yaptım dedim
• hayır seninle alakası yok dedi
konu kilitlendi öylece kaldı amk
babasını aradım ebrunun
normal nasılsın muhabbetinden sonra
laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
• ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
-hiç iyi değilim dedim
• neden dedi
-nedeni anlatması gereken sensin ebru
• ben iyiyim beni merak etme
-başka kim var merak edilecek bende ki
• ne bilim anneni et babanı et
-seni merak etmemi istemiyor musun?
• üzülmeni istemiyorum
-üzme o zaman sende mutlu ol
• ol demeyle olsa keşke
-lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
• konuşuyoruz işte daha ne diyim
-şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım
• aramana gerek yok
-aramayayım mı hiç dedim
bişey demedi
peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
-ben geleyim mi izne diye sordum
• kışın kullanırsın dedi
-tamam yanına gelirim ama dedim
• tamam dedi
o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
-hasta mısın ebru dedim
• yok iyiyim merak etme dedi
bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
ben hala neler oldugunu çözememiştim
bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
ama normal konuşuyordu sadece
seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
o bana demiyordu seni seviyorum diye
her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
gündüzden içmeye karar verdik
taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
zütverenin nöbeti vardı birle üç arası
-olm sen bu gecelik gelme nöbetin var
komutanın birisi gelir nöbet yeri denetlemeye ağzın kokar başımız belaya girer dedik
inat etti bin
harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
içtima sonrası
kamelyaya indik