/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 126.
    0
    -nişanlı mısın dedi?
    nişanlı mıydık lan
    kafam o kadar karıştı ki o soru karşısında
    çünkü sözlüyüm desem gerçekte sözlü olmama ihtimalimiz de var
    yeni ayrıldım desem olmaz
    komutan bu amk
    olaylar çok karışık desem
    asker arkadaşın mıyım dıbına çakim der diye düşünürken
    -anlaşıldı dıbına çakim arkadaşım gibtiri gidebilirsin dedi
    -emredersiniz dedim
    çıktım iç bahçeye gittim
    ben aşşagı indim zütümü banka koydum
    herkes kendi arasında konuşuyor
    vay efendim bahçıvan benim
    koğuşçu oldum
    şoför oldum
    kantin bende büfe senin atıyorlar sağda solda
    bana sordular
    -sana ne dediler lan diye
    -gibtir git dedi dedim
    başladılar gülmeye
    sen yannanı yedin olm
    kesin bulaşıkhane senin gibi bi tak bilmeyenler oraya gider dediler
    vay amk gibi tuttuk diye düşünürken
    ismimi bagıran birisi geldi
    -benim dedim
    -ekşın seni çağırıyor koş dedi
    gittim kapıyı çaldım tekmilden sonra emredin dedim
    -habercimsin dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredersiniz başka bir emriniz var mı dedim
    cevap vermedi
    çıktım
    aşşagı indim herkeste bir merak neden çağırmış diye
    -haberci ne demek diye sordum
    hadi komutan postası ne onu duyduk sağda solda da
    haberci de dendiğini ilk defa duymuştum
    her duyan üst devreden aldığım ilk yorum
    -yannanı yedin olm bitmez senin askerlik oldu
    amk zaten yannanı yemediğim bi tak yok ki
    ne emmeye geliyor kaderim ne gömmeye
    herkes bişey demeye başlayınca bende şaşırdım
    ekşın uzun süredir postası olmadan devam ediyormuş beyler
    postalar ona dayanamıyormuş
    en son görev yapan postasını 3 gün sabah 8 akşam 5 mesai saatlerinde süründürdükten sonra
    bulaşıkhaneye göndermiş
    askerin suçunu sorarsanız
    ekşının ismini kullanarak kantine borç takma ve ödememe
    ama olayların benim için
    nasıl olacağını zaman gösterecekti
    ebruyu aramayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum korkumdan dolayı
    ama telefon kulubesine hep yakın bir yerde bekliyordum
    bir askerin telefon numarasını çevirdikten sonra
    gözlerindeki ışıltıyla dudaklarından dökülen nasılsın aşkım lafı beni bitirdi
    ulan dedim ya aşk
    bir kaç tuşun arkasında gizliyse ve ben aramayarak mallık yapıyorsam diye düşünüp
    önce annemi aradım tekrar
    lafı çevirip dolaştırdım ebruya getirdim
    annemi aramış nasılsınız diye
    -beni sordu mu dedim
    -görüşüp görüşmediğimizi sordu sadece dedi
    -eee anne çatlatma anlatsana başka ne dedi dedim
    -kendin konuşmuyor musun bana neden soruyon ne bilim ne dedi aklımda mı kaldı sanki dedi
    bir umut dogdu içime acaba dedim
    -tamam anne görüşürüz selam söyle dedim cevabını bile beklemeden kapattım
    numarasını çevirdim ebrunun
    son rakama basmak çok uzun sürdü
    lütfen çalsın numarası diye bir milyon sure geçti aklımdan
    çaldı
    değiştirmemiş
    sonra cevap verir mi acaba sıkıntısı başladı
    verdi
    • aloo
    kim konuşabilir ki ilk söz ne olur şimdi burda ne denir
    -alo dedim bende
    • kimsiniz dedi
    bir süre sesimi çıkaramadım
    -kapatıyorum dedi
    kapattı da
    evet lan evet değiştirmemiş amk numarasını bu kadar mutluluk yeterdi
    ama ihtimaller hala yüksekti ya iş taka sardıysa da
    benim ağzıma tekrar sıçabilmek için tek iletişim kalan telefon nosunu da o amaçla değiştirmediyse
    kız manyak amk sırf gibtir etmek için ankaraya ayağına çağırmış birinden korkulmaz mı?
    biraz kendimi toparlayıp tekrar aradım
    • aloo dedi yine
    yine ses çıkaramadım halbuki öyle planlamamıştım konuşacaktım
    • kimsiniz dedi
    -benim dedim
    • sen kimsin dedi,ama tanıdıgı belli idi heyecanlandı çünkü sesi
    -hala bir elin diğer elinden ağır mı ebru dedim?(yüzükler hala parmağında mı)
    • kelebek dedi
    -efendim dedim
    kem küm ederek nasılsın dedi
    -sana bağlı dedim
    ama beklediğim cevap gelmedi beyler
    hatta ağzıma sıcan bir cevap geldi
    • hayır herşey sana bağlı neden gittin o kızın evine dedi
    içinden en çıkılmaz bir soru neden girdiğimi ben bilsem de söylesem
    hemen lafı değiştirmem lazımdı o sorudan kurtulmak için
    -mesajlaştın mı onunla dedim
    • soruma cevap ver kelebek dedi
    -parmağımda yüzükle gittim, seni deli gibi sevdiğimi bildiği halde gittim
    ne o yüzüğü parmağımda taşımaya
    ne de senin sevgini kalbimde taşımaya hiç ihanet etmedim ebru dedim
    • gitme kelebek her çağırana gidilseydi her gece bir bi kaç yere gitmem gerekirdi benimde dedi
    -haklısın dedim
    • hep bana hak verip durma çok kırdın kalbimi dedi
    -askerine nefret indirimi yapamaz mısın çok özledim seni dedim hani yumuşar diye asker edebiyatına girdim
    • numaramı değiştircem kelebek
    -değiştirmene gerek yok ben laftan anlayan birisiyim,
    diğerleri gibi rahatsız etmem arama dersin aramam
    • seninle alakası yok elifin sana yazmasını istemiyorum artık
    -peki bana verir misin yeni numaranı
    • henüz almadım ama şu an vermeyi düşünmüyorum
    -haklısın benim yaptıgımı sen yapsaydın şu an seninle konuşmazdım bile
    • aşkı tek başına yaşama kelebek
    -elifden hiç bir çıkarım olmamasına rağmen
    seni üzeceğini bile bile egoistlik yaptım ne diyeceğimi bilmiyorum
    • bende bilmiyorum dedi
    sonra ağlamaya başladı
    • ben seni gece gündüz düşünürken sen gidip elin kızları ile film izliyorsun hemde kendi evinde
    yapma bunları kelebek lütfen dedi
    aslında ebru neyi bilmiyordu biliyor musunuz?
    onun ağlamasına gerçekten hiç dayanamadığımı
    az biraz beni anlasa ömür boyu hiç durmadan gülümserdi ama
    Tümünü Göster
    ···
  2. 127.
    0
    gel gelelim suç bende amk
    -özür dilerim dedim
    • anca özür dilersin zaten kendine iyi bak dedi
    ama kapatmadı telefonu
    -ebruu dedim
    • ne var dedi
    -şu batan güneşlerin benim için tek anlamı
    seninle geçicek günlere yaklaşabilmem için bir günün daha geçmiş olması
    anlamsızlaştırma ebru
    erken batırma güneşlerimi lütfen dedim
    • kendine iyi bak kelebek kapatıyorum dedi
    -tekrar araya bilir miyim seni dedim
    • bilmiyorum dedi kapattı telefonu
    işin iyi tarafından bakınca ebrunun sesini duymuştum
    kötü tarafı henüz affetmiş olmamasıydı
    ekşın çağırıyor koş dediler
    beyler her odaya girdiğimde hep tekmil verdim çıkarken girerken gerekli selamı verdim
    -emredin komutanım dedim
    -nerdesim dıbına çakim arkadaşım dedi
    -telefonla konuşuyordum dedim
    -eğitim timine sende katıl seni gibtir edersem en azından bi taklar öğrenmiş ol dedi
    -emredersiniz komutanım dedim çıktım
    eğitim timi yeni gelen askerlere koruma görevleri nasıl yapılır
    kullanacakları silahları öğretmek
    genel askeri bilgiler bir de spor bölümünde komando eğitimi
    eğitim timi 6 hafta civarı ve bitince mavi bere takma töreni
    görevim fixlendi
    her sabah erkenden kalk
    traş ol üstünü değiştir
    diğer askerler mıntıka yaparken ben komutanın odasını sil süpür
    o gelince bi ihtiyacı var mı çay şeker poğaca neyse onları hallet
    sonra izin alıp sabah iştimasına katıl ve eğitim timi ile sabahtan akşama kadar yardır
    ekşının 24 saat kolluk nöbeti olduğu günler uyanık ol yani o uyuyuncaya kadar
    bişey isterse getir istemezse o nerdeyse kapısında bekle
    şanslıysan subay astsubay gazinosunda oturur sende televizyon izlersin
    arasıra koğuşları ve diger yerlerde askerler ne yapıyor onu denetlerken askerlerin ondan nasıl tırstıgını izle zevk al
    olaylar böyle gelişirken
    artık geceleri koğuş yıkamaya kaldırılmadım
    kantine gittiğim zaman ufak tefek sudur kektir onlardan para almadılar
    benden üst devreler benden çekindiler komutan sayesinde ama belli de etmediler alt devre herzaman alt devredir
    ama hiçbir asker bana karışmıyordu
    öyle ki diğer komutanlar bile
    ulan bu ekşının karısı bi emir verir birşey yaptırırım
    tam o sırada ekşına lazım olur bu gavar
    başımıza bela almayalım diye uzak duruyorlardı bana emir verme konusunda
    kafama takılan bir olay vardı
    elif
    biladeri arayıp numarasını tekrar istedim
    -yaz amk şunu doğru düzgün bi yere sorup durma bana dedi
    -tamam artislik yapma ver dedim aldım noyu
    aradım elifi
    çaktırmadan sinsice daldım muhabbete
    -nasılsın iyimisin falan
    o da bi isyan amk
    -neden bana sevgilinin numarasını kendi numaran gibi veriyorsun dedi
    bana gider yapmasına çok kızdım ama karıya mahkumum amk onda var cevaplar o yüzden sabrettim
    -öyle olması gerekti kusura bakma dedim
    -bende şey sandım dedi
    o şeyin ne oldugunu bilmeye gerek yoktu
    -mesajlaştınız mı onunla dedim
    -hayır aradı beni dedi
    vay amk vay neler olmuş haberimiz yok
    -ne konuştunuz dedim
    -boşver dedi
    -anlat lütfen benim için çok önemli dedim
    -seviyor musun bu kadar ebruyu dedi
    -evet dedim
    -o seni daha çok seviyor bence dedi
    -nasıl? anlat hadi dedim
    -aradı beni kim oldugunu tanıttı
    o gece hakkında bildiklerini söyledi.
    ne yaptıgınızı hiç sormuyacagım dedi.
    sonra bana seni sevip sevmediğimi sordu
    arkadaş olarak evet seviyorum dedim
    o zaman sadece arkadaş olarak davrandığını umuyorum dedi.
    evet öyle davrandım dedim.
    sonra bak elif eğer ondan vazgeçemeyeceksen aradan çekilirim çünkü benim sevenlere saygım var dedi.
    çekilecek bir durum yok dedim
    o zaman sen saygı duy bir daha evine davet etme dedi.
    sonra telefonu kapattı ebru dedi dedi elif
    bizim hatun iyi kapak yapmış anlayacağınız
    -başka görüştünüz mü dedim.
    -hayır dedi
    -emin misin dedim
    -evet dedi
    -tamam o zaman elif aşka saygı duy dedim bende kapakladım telefonu

    elifi ordayken gibmedim ama ebrunun taktiği ile de olsa manevi bir şekilde gibtikten sonra
    keyfim yerine geldi orgazm sigarasını iç bahçede yaktım
    artık çevremde daha fazla insan oturuyordu
    bunda ekşın reyizin payı büyük olsada benim de yavaş yavaş insanlarla tanışmaya başlamış olmam
    ve can sıkıntımı gidermek için
    abazan askerleri toplayıp alanyadaki kelebek am peşinde uydurma hikayelerini anlatmam da etkili oldu
    ben anlattıkça çevre çoğaldı
    binliğimiz ayyuka çıktı
    vay amk anlat hele derken beni dinleyenlerden azmışın kudurmuşa dönmüş olanları wc ye koşup
    şafalarını yazıyorlardı wc duvarlarına beyaz beyaz
    anlatabilme yeteneğini vücut diline yansıtabilirsen kaçarın yok dinlenirsin
    zaten kantinci kolamı ısmarlıyor
    tüm karargah
    olm ekşın baskına gelicek mi bu aralar haber uçur bize gözün sevem diye bana muhtaçlar
    tam taşşak sahibi oldum birden amk
    yine heyacanlı heyecanlı anlatırken birikmiş kalabalığın arasında tahmin edin kimi gördüm
    ekşın
    tam bana bakıyor hatta yarısını bile dinlemiş
    tepkisi aynen şu oldu
    -vay dıbına çakim arkadaşım ne oluyor burda
    herkes esas duruş tabi bende
    kalabalığı yarıp yaklaştı yanıma
    kulağımda bir çift parmak
    -ne anlatıyom dıbına çakim benim bile gibim kalktı deyip enseye tokadı da patlattı
    ben bişey diyemeden
    -cezan şu asker yarın çarşıya çıkıyorsun içinde çıplak kadın resmi olan dergilerden alıyorsun
    böylece askerler kadınların varlığını hatırlayıp
    gece birbirini gibmeye kalkışmaktan vazgeçiyor
    böylece bende muallak bir bölüğün bölük komutanı olmamış oluyor
    ayrıca kışlaya yakalanmadan sokuyorsun dergileri
    bu seni dinleyen abazalara dağıtıyorsun
    ben yakalarsam cezan askeri hukuka göre olur dedi.
    enseye bi tane daha patlatıp gitti
    o gider gitmez askerler yerde iptal gülmekten
    ben ense ağrısından gülemiyorum bile
    vay amk. çarşıya çık zütün yiyorsa kışla nizamiyesinden içeri o dergileri sok
    Tümünü Göster
    ···
  3. 128.
    0
    sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazım
    ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
    dayanamadım beyler
    ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
    merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
    • ne var
    seviyoruz amk daha ne olsun
    -numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
    • demek ki aynıymış dedi tribini yediğim
    -kapatayım o zaman dedim
    • sen bilirsin dedi
    -bana verecek misin numaranı dedim
    • hayır dedi
    -tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
    • dur bişey sorcaktım dedi
    -buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
    • arkadaş kalmak ister misin dedi
    -hayır dedim
    • neden dedi
    -bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense
    delikanlı ayrılığımla oturur
    seni hep sevicek kalbimi karşıma alır
    kendi kendime konuşurum dedim
    • biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
    -delikanlılığımı sorgulamana hiç kızmadım ebru
    sonuna kadar haklısın
    ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım
    sen girseydin kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anardım haklısın dedim
    • arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
    -seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap
    bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
    sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
    • ben sen değilim kelebek
    -biliyorum ebru özür mü istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle
    pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin
    bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
    • kapatmam lazım dedi
    kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
    onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
    -tamam sonra arayayım mı yine dedim
    • sen bilirsin dedi
    -ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun
    rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim
    • tamam dedi
    -o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
    kapattım
    onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
    tekrar numaraları çevirip
    onun cevap vermesini beklemek oldu
    • efendim dedi hiç beklemeden aramama şaşırmış ses tonu ile
    -merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
    hiçbirşey diyemedi
    bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
    eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
    ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
    ama onsuz da yapamıyordum
    özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
    onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
    hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
    ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
    -orda mısın aşkım dedim
    • burdayım kelebek dedi
    -en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
    • bilmiyorum dedi
    -allahın bana verdiği yeteneğe dedim
    • anlamadım dedi
    -kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor bunları derken gözlerim ışıldıyor
    ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
    bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
    ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
    haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
    sonra yavaşça telefonu kapattım
    halimden bi haber olan asker panpalarım
    olayı tüm tabura yaymış
    ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
    olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar

    -yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
    ne tak yersen ye diyorlar amk
    hiçbirinin zütü yemiyor risk almaya
    hadi risk eyvallah da ekşına karşı riski hiçbirinin zütü yemiyordu
    yukarı bölük yazanesine çıktım
    yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
    -dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
    girdim emredin komutanım dedim
    -sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
    -emredin komutanım dedim
    -böyle hikayeler anlatıyorsun sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
    cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
    askerlik boyu çarşı yasağı
    o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
    getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
    -emredersiniz dedim
    -şu imzalanacak defterleri getir dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim getirdim
    imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
    imza atarken
    -kitap okur musun dedi
    kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
    -hayır komutanım dedim
    -dıbına çakim arkadaşım kusura bakma unutmuşum, senin için ferre dergi kolleksiyonu toplamam lazımdı dedi gülümseyerek
    -turizmde kitap yazıcak kadar anım oldu zaten dergilere ihtiyacım yok komutanım dedim
    -vay dıbına çakim gel buraya dedi
    o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
    biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
    imzaların bitmesini bekledim
    hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim
    açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
    -rahatsız etme dedi
    -emredersiniz dedim
    loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
    çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
    ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
    -bir emriniz var mı komutanım dedim
    -yok canım sağol dedi
    bana canım diyor ya
    akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam
    ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
    sabah iştimasında
    olay tüm bölüğe yayılmış
    ekşın da bana alışmaya başlamış
    hafiften diğer askerler
    ulan bakın ekşının postası olmak zordur
    sanmayın ki ben bunu sizden önce çarşıya çıkarıyorum ama
    aynı zamanda gibiyor da göstermek için
    içtimada sırada duruyorum sen neden ordasın diye bi patlatıyor enseye
    yanına geçiyorum
    sayım olurken neden yerine geçmiyorsun diye bi daha vuruyor
    askerler mevcut komediden oldukça memnun ama
    tokatlar hep bana geliyor amk
    içtima bitti odaya geçtik
    -defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    daha çarşı defteri bile yok bende
    acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
    kantinden aldım
    yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
    tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
    artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
    üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
    -inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
    -emredersiniz dedim
    çarşıya çıktım
    akşama kadar gezdim küçükyalıda
    fazla bilmediğim için zütüm yemedi
    kadıköy veya başka bir yere gitmeye
    adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
    dönüş vakti geldi
    ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
    nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
    tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
    en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
    5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken
    Tümünü Göster
    ···
  4. 129.
    0
    -dıbına çakim gel arkadaşım buraya dedi
    deli gibi koşarak yanına gidip emredin komutanım dedim çok yüksek sesle
    -soktun mu içeri dedi
    -emrettiğiniz gibi komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dergiler dedi
    -askerlere dağıttım komutanım dedim
    -vay dıbına çakim servis kalkıyor şimdi yarın sabah hatırlat sabah ereksiyonu ile gibecem seni dedi
    -emredersiniz komutanım dedim

    geri dönüp akşam iştimasına katıldım
    iştima bitimi ile akşam yemeğinden sonra ki boşlukta askerlerle toplandık
    olayı anlattım böyle böyle yaptım diye
    dedim olm zütlük yapmayın yardım edin dedim
    kabul ettiler planımı
    anlaşma sağladık
    bunun şerefine bir hikaye daha anlattım
    ve koştum telefona
    kimi aradım ?
    önce can beyler annemi
    hayır dualarını sözlü olarak duyup ellerinden manevi bir şekilde öptükten sonra sıra geldi canan'a
    çevirdim numarayı cevap yok
    tekrar denedim yok
    gittim iç bahçede biraz oturdum
    sonra redial ama yine yok
    o gece o telefona cevap alamazsam yatamayacağımı biliyordum
    alamadım cünkü yat iştiması için koğuslara gittik yatamadım
    yattığıma uyku denmez
    kimileri sınırlarda düşmandan gelecek kahpe kurşun korkusu ile nöbet tutarken o gece
    ben sevdiğimden gelebilecek ayrılık kurşunu korkusu ile sabaha kadar nöbetini tuttum hala bir umudu olan aşkımın
    bu kadar dert arasında ekşın reyizin ereksiyonu ile de uğraşacaktım sabah
    kalktım ebruyu aradım yine cevap yok
    odasını itina ile silip süpürdüm paspasladım
    masasını düzelttim
    benim yapmamdan nefret ettiği halde botlarını boyadım
    ve geldi hemde ben botları boyarken
    -dıbına çakim arkadaşım sana boyama demedim mi dedi
    -zaman kaybetmeyin bu sabah daha önemli işleriniz var komutanım dedim
    -ne işi dıbına çakim dedi
    -sabah ereksiyonunu hatırlatmamı istemiştiniz komutanım dedim
    -vay dıbına çakim hatırladım arkadaşım içtimadan sonra topla gel o arkadaşlarını
    askeriyede ferre dergi bulundurmaktan onları da bi gibeyim dedi
    -emredersiniz dedim
    bizim plan taka sardı amk
    askerelere vereceği cezayı hiç düşünmemiştim
    biraz zaman geçti
    içtima bitti
    ebruyu arıyorum hala cevap yok
    moralim bozuk
    ne oldu ebruya diye meraktan delircem
    ekşın çağırdı
    -gelsin o askerler dedi
    -emredersiniz dedim dışarı çıktım
    aşşağı indim tekrar ebruyu aradım
    yine cevap yok
    bi sigara yaktım
    ağladım ağlayacam amk
    yukarı çıktım kapı önünde bekliyorum ekşının
    girip bişeyler demem lazım yoksa gibicek
    çaldım kapıyı
    verdim tekmili
    -gelsin askerler dedi
    -gelicek asker yok komutanım dedim
    -ne demek yok dıbına çakim diye sesi yükseltti
    sonra
    -donuna kadar arattırdım seni pekekent
    peşine asker bile gönderdim sen çarşıdayken
    aklınsıra askerlere yalan söyleticektin ama
    onlara da ceza vereceğimi duyunca hiçbiri gelmek istemedi dimi dıbına çakim dedi
    aynı zamanda bir tane de surata tokatı patlattı
    çarşı defterimi istedi
    gözümün önünde yırttı
    -niye yalan söylüyorsun dıbına çakim konuşsana dedi bi tane daha vurdu
    benim gözümden yaşlar akmaya başladı beyler
    ama yediğim tokatlardan dolayı değil
    ebrusuzluğa alışamadığım içindi
    dalmışım amk
    arada bunları düşünürken yine
    alakasız bir şekilde
    -emredersiniz komutanım dedim yaşlı gözlerimle
    hani artık gibtir git desin diye
    bi de esas duruştayım gözyaşlarımı da silemiyorum
    dalga geçtiğimi düşündüğü için yine vurdu
    -gibtir git dıbına çakim elimde kalıcaksın dedi
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim ama boynumu çok hafif yana kırıp
    vur amk vuracağın kadar gibimde bile olmaz dercesine
    -yok dedi nizami selamımı verip çıktım
    eğitim timi için diğer tertiplerin yanına katılmak zorunda idim
    ama telefona koştum yine
    çevirdiğim numara bu defa cevap verdi
    artık kendimde neden dün gece cevap vermedin diye hesap soracak erkeklik kalmamıştı
    ekşın reyiz sağolsun dayağın etkisi ile zaten doluydum
    -efendim dedi
    -merhaba aşkım dedim ağlamaklı bir sesle
    -ne oldu dedi
    -bişey yok aşkım merak etme
    hani seni seviyorum ya ben işte o yüzden arayıp sesini duymak istedim
    kendine iyi bak dedim
    ama onun beni hala düşünerek
    ne oldu demesi ben üzgün oldugumda tesellim olan kişinin hala destekçim oldugunun hissine kapılmam daha çok ağlamama sebeb oldu
    -üzme kendini geçiyor günler ne kaldı ki bitmesine dedi
    o hala askerlik derdinde ben onsuz ölüyorum haberi yok
    -gitmem lazım ebrum kalbime emanetsin dedim
    -tamam canım dedi kapattım telefonu
    canım kelimesi herkesin dilinde
    o kadar ve nerdeyse herkes herkesin canı olabildiği için
    pek önemsizdi aslında benim için ama
    bunu ebrunun bana söylemesi bile mutlu ediyordu beni
    yardırarak eğitim time gittim
    eğitim timinde ekşın reyize bir çözüm bulmam lazımdı
    böyle sabah akşam dayak olmazdı amk
    aynı akşam ekşının nöbeti vardı
    zaten uykusuzum
    dayak yemişim bi ton
    eğitim timinde yat sürün
    sevgili ile aramız hala muallak
    eh be ebecim sende haklısın bu kadar derdin hepsini sana bu yaştan sonra yaşattı hayat
    akşam ekşın subay astsubay gazinosundayken
    zap yapıyordu kanallar arası
    tek bir sahne gördüm
    rahmetli sunaldan
    kovmirim la puşto kovmirim
    ben kendimi kovdurabilir miydim??
    kovdururdum ama yapmadım çünkü birden bir cep telefonu sesi duyuldu
    ekşın yerinden kalkarak
    -dıbına çakim yakaladım seni arkadaşım dedi
    koştu subay ast subay gazinosundaki çaycılık yapan askerin yanına
    telefon hala çalıyor ben ve çaycı da ne tak yiyor lan bu diye ona bakarken
    o da her tarafı arıyordu telefon nerde diye
    -bi telefon çalıyor ama sizin telefonunuz galiba komutanım dedim
    -nerde dıbına çakim dedi
    -masanın üzerinde komutanım dedim
    -vay dıbına çakim melodiyi değiştirmiştim unutmuşum dedi
    bu adam bırakılır mı amk.
    biz hafiften gülümserken tehdit geldi
    -bu olay duyulursa gibtiğim asker sayısı populasyonunda(nüfus)iki tane artış olur haberiniz olsun dedi
    -hangi olay komutanım dedim
    -aferim asker dedi
    her aferime sağol demek farzdır gençler askerde
    o gazino inledi sağolla ama
    ekşına değil
    canım dediği için canım ebruya
    Tümünü Göster
    ···
  5. 130.
    0
    ekşın hiçbirşey olmamış gibi yerine oturdu
    telefonunu kurcalamaya başladı
    biraz daha oturduktan sonra kalkıp kendi odasına geçti
    olası bir emrine karşı yine hazır beklerken
    -bi telefon açabilir miyim komutanım dedim
    -tamam görüşme bitince bana tekmil vermeden gitme dedi
    -emredersiniz dedim
    koştum telefona
    ebruyu aradım
    öyle kolay da değil beyler kart dayanmıyor amk.
    o zamanlar masraflı iş sürekli cep tel nosu aramak
    -merhaba ebru nasılsın dedim
    • iyiyim sağol dedi
    -bende iyiyim sende sağol dedim
    • iyi dedi. sallamıyor anlayacağınız
    -sınavların nasıl geçiyor dedim
    • bitti alanyaya gideceğim dedi
    vay amk yaz tatili geliyor ebru alanyada olacak
    ama vatan bana ben ekşına emanet yardırıp duruyoruz
    -iyi yolculuklar dedim
    • aşkım demiyorsun artık dedi
    -anlamadım dedim
    • aşkım diyorum demiyorsun artık dedi
    -lütfen tekrar et ebru sesin gelmiyor dedim
    çok iyi duyuyorum aslında ne dediğini
    aşkım diyor eskiden sürekli dediği gibi
    başka anlamda kullanıyor ama yine de diyor
    duymak da acayip ediyor beni
    offf çekip yedi tepesini sallayasım geliyor istanbulun
    • yok bişey neyse dedi
    -ne demiyorum sana dedim
    anladı amacımı tekrar tekrar duymak istediğimi
    • sen ne demek istersen onu dersin sorun yok benim için dedi
    -seni sevmek herşeye rağmen çok güzel ebru dedim
    bunu derken ilk günler kadar heyecanlanlıydım
    durum nerden nereye gelmişti

    tüm bunlar elifin yüzünden olduğu için
    onu bulsam askerlik boyunca geneleve dahi gitmemiş askerlerin arasına atmak istiyordum
    ben yine ebruya aşk durumumu itiraf edince utandı mı sıkıldı mı yoksa duymak mi istemedi bilinmez
    telefonu kapatmak istedi
    • neyse görüşürüz biraz işim var dedi
    -benim de çok işim var ebru
    daha gidip seni düşünücem
    nasıl affeder bu kız beni diye beynimi yorucam
    hiç kolay değil işim
    napıyorsun lan tek başına diyorlar bazen
    tek başıma değilim ki ben
    hem pişmanlığım hemde sensizliğimleyim
    köstekler bana
    hep yokuş işler
    yorulmayacağımı biliyorum ama
    gönül işlerim hep aksıyor şu sıralar
    • kolay gelsin kelebek
    -kolay getir aşkım
    kapattım telefonu
    iç bahçeye gidip kimse yokken bir sigara yaktım
    ekşın sıkılmış aşşagı inmiş beni telefon kulubelerinin orda görmeyince saga sola bakmış
    silahlıktakine sormuş
    sonra o da dışarı gelmiş
    ama ben boynum önde alnım bir avucumun içinde
    ulan olm kelebek nasıl halledicez bu işi diye kara kara düşünürken
    onu farketmemişim bile
    sigara bitinceye kadar izlemiş
    dalgınlıktan izmariti yere atınca
    -dıbına çakim arkadaşım yakaladım seni dedi
    işin gücün yok mu amk
    -emredin komutanım dedim
    -mıntıka zamanı gelmiş şu iç bahçeyi bi elden geçir dedi
    bi izmarit attım diye koca bahçedeki tüm izmaritleri yarı aydınlıkta topladım
    gittim mıntıkayı yaptığıma dair tekmil verdim
    hiç üşenmedi iyice her köşesine baktı var mı diye ama bulamadı
    git yat veya tamam demeden çekti gitti yine odasına
    odasına gidip bir emriniz var mı komutanım dedim
    olmadıgını söyledi bende gittim
    yatağa biraz uzandım ama içimdeki sıkıntıyı gidermek için arka arkaya sigara yakmam gerekiyordu
    uyumak inanın mümkün değildi herşey bu haldeyken
    aşşağı inmek yasak
    wc de sigara içmek yasak
    ekşının nerden çıkacağı belli değil
    ama yine de yakalanmadan hızlı hızlı wc de bir tane içtim
    biraz debelendikten sonra uykuyu da becerdim
    günler eğitim timinde hızla geçti
    artık ebruyu aramaya korkar olmuştum
    çünkü o kadar uğraşıma rağmen bana karşı hiçbir yumuşaması
    en azından bir kez daha konuşalım demesi yoktu
    öyle ki konuşmalarımızda benimle mecburen konuşuyor gibi geliyordu
    yılların hatrına bir askeri üzmemek için gibiydi herşey
    belki de öyle değildi
    bana yaptıklarımdan dolayı kendi çapında ceza veriyordu ama
    bilmiyordu ki bir asker yalnız başına iken
    ve sevdiği yanında değilken aklına kötü kötü şeyler gelir sürekli
    denemedim mi denedim unutmayı
    ama denedikçe daha çok acı çektim
    beni tek mutlu eden şey tekrar beni sevebileceği ihtimali kalmıştı
    anladım ki ne kadar üstüne gidersen unutmaya çalışmanın o kadar zütüne giriyor herşey
    boş zamanlarda askerlerin eğlenmek için yaptığı makaralar bile sıkıcı geliyordu
    lan kelebek bişey anlat da gülelim diyenlere ana avrat sövesim geliyordu
    nasılsın diye hal hatır soranlar bile herşeyi tekrar hatırlamama sebep oluyor çektiğim acılar tazeleniyordu
    askerlik aşk sorunları ile beraber yapıabilecek bi aktivite değildi beyler
    tek ekşın değil diğer komtanlarda bir acayip
    bana kalırsa hepsi bir acayip
    hepsi otorite kurmak
    komutan olduğunu farkettirmek
    rütbelerine saygı duyulmasını isteme derdinde
    onlarda haklı
    askerler çok fena çünkü
    biraz yumuşayan askerlerin kötülüğünü istemeyen komutanların burnundan getiriyorlar yavşaklıklarıyla
    askerlere karşı iyi tutumlu olan komutanların nöbetlerinde inanın daha uzun içtimada bekliyoruz
    herkes nasıl olsa x komutan bişey demez ceza vermez diye ne sıraya geçiyor
    ne laf dinliyor ne de esas duruşu esas duruş gibi yapıyorlar
    bir kaç uyarılma sonrası anca kendilerine geliyorlar
    artık askerlerden bıkmış bazı komutanlar pgibopat ayağına yatıyor
    bazı komutanlar hiç bir askeri gibine takmıyor hiç biri ile muhattap olmuyor
    yanlışını gördüğü askeri direk mahkemeye veriyor
    veya hakkında yazılı işlem başlatıp kendi bölük komutanına teslim ediyor
    bazı genç komutanlar kimi örnek alacagını ve ne yapacağını tam olarak
    tecrube azlıgından dolayı bilemediği için daha tehlikeli olabiliyorlar
    kolay değil 500 tane 20li yaşlarda hepsinin muhtemelen en az bir tane sorunu olan
    ve bu sorunlardan kurtulabilmek için binlik peşinde olan askerleri idare ve komuta etmek
    geçmiyordu beyler günler
    geçiyordu ama geçmiyordu işte amk
    yeni gelmiş olmak çevrede neler olup bittiğini izlemek aslında benim için bir avantajdı
    askerleri, komutanları ve düzeni yeni tanıyordum
    yani tam alışmadığım için herşeye sıradan ve rutinleşmemişti henüz askerlik
    ama o yoktu
    onun olmamasına da alışamamıştım henüz
    kalbim sıradanlaşamadı
    rutinleşmedi henüz ayrılık
    çatır çatır birini giberken yakalansam bu kadar üzülmezdim bu kadar dert olmazdı bana
    ekşın benim tanıdığım insanlar arasında
    en karmaşık adamdı
    ama adamdı gerçekten
    askerliğin tüm kurallarını kıdemli olduğu için çok iyi biliyordu
    diğer komutanların dikkat etmediği veya üstelemediği her aksaklığı farkediyor
    askerlere her ne kadar ast üst ilişkisini bozmadan yaklaşsa da
    askeri bunaldığı zaman en iyi şekilde eğlendirmeyi de çok iyi biliyordu
    komik olması belki rütbeli bir subay için dezavantajdı
    belki işleri daha basit yollarla da çözedebilirdi ama
    o yıllarca askeriye kanunları içinde sıkışmış
    ne yapacağını ne tak yiyeceğini bilmeyen
    maddi manevi sıkıntılar çeken tüm askerlerle özel olarak ilgileniyor
    herhangi bir askerin sıkıntıda olduğunu düşündüğü zaman
    özel olarak odasına çağırıyor
    saatlerce o askerle konuşup dertleşebiliyordu
    kışla mutfağına bulaşıkcı olarak göndedirdiği askerler için bile üzülüp
    onları sık sık ziyaret edip
    bir sıkıntınız var mı çocuklar
    size kötü davranan aşağılayan hor gören oluyor mu diye soruyordu
    belki çevrece sürekli askerlere tuhaf cezalar veren bir komutan olarak gözüküyordu ama
    verdiği cezalar inanın ya fazlası ile hakedilmiş
    ya da askeri kanuna göre uygulama yapılsa daha ağır cezalar olması gerekiyordu
    kendisinin yapması gereken hiçbir işi başka bir alt rütbelisine yaptırtmıyor
    bizzat kendisi uyguluyordu
    hafta sonu nizamiyeden telefon geldi
    benim ziyaretçim gelmişti
    istanbulda bir dönem alanyada beraber çalıştığımız bir arkadaşım vardı
    mecidiyeköyde oturduğu için karşılaşamadık ben anadolu yakasında oldugum için
    ama bir iki kere telefon açıp çarşıya çıkınca haber vermemi yanıma geleceğini
    vakti olursada ziyarete geleceğini söylemişti
    demekki gelmişti
    kamuflajları giyip gittim
    yasaktı çünkü askeri eşofmanla gitmek
    biz henüz kep takıyorduk
    mavi bereyi eğitim timi bitmediği için haketmemiştik
    bi tane üst devre al olm havan olsun amk giy şunu öyle git dedi
    neyse aldım bereyi gittim
    görevli asker sizinle görüşmek isteyen kişinin ismi ebru ...
    görüşmek istiyor musun tanıyor musun dedi
    ebru mu??
    istanbula mı gelmiş
    beni ziyarete hemde
    düzeltecek saç yokki söyle bir yana alsam
    elim ayağım nereye gitti lan benim
    neden heyecanlıyım bu kadar
    gözlerim neden sürekli ufuktan belirecek kişiyi gözlüyor
    ve çıktı beyler
    belirdi ilerden yavaş yavaş geliyor
    bi kaç adım sonra beni gördü
    Tümünü Göster
    ···
  6. 131.
    0
    hadi gül bi kere ebru
    bir gülümseme lütfen
    içim ısınsın da korkmayayım artık yüzükleri elime teslim etmeye geldiğinden
    gülmedi beyler
    • merhaba dedi sadece
    sarılmadı bile
    oturduk kamelyaya
    -ben bişey içer misin diye sordum
    • hayır içmeyecem dedi
    -bişey yer misin dedim
    • hayır dedi
    -borç tahsil etmeye gelmiş gibisin dedim
    konuşmadı
    -kiminle geldin dedim
    • okuldan bir kız arkadaşım burda kalıyor ama yanında kalmayacağım gece dönüyorum dedi
    -gezmeye mi geldin?
    • evet istanbulu görmeye geldim
    -istanbulun bir parçası olduguma sevindim
    • sana birşey vermeye geldim dedi
    yüzükleri verecek sandım beyler herşey bitti diyecek sandım
    hani birden ağlama hissi duyarsınız da yaşlar nerden çıkacağını bilemez genzinizde kalırya bir kaç damla
    o modla
    -ne vereceksin dedim
    cüzdanından şimdinin parası ile 10 lira çıkardı
    • bunu al dedi
    şaşkın şaşkın baktım hiç bişey anlamadım
    -karnın mı acıktı bişey mi istiyorsun kantinden ben alırım var param dedim
    • hayır , içeriye sokmaya çalıştım ama almadılar
    seneler geçirdik seninle kelebek
    her anını çok sevdim seninle olmanın
    dün gibi her saniyesi ezberimde
    hiç sana yanlış bişey yapmadım
    hep sana ait kaldım
    hergün benim seni sevdiğim kadar sende beni seviyor musundur diye merak ettim
    ama hiç ikna olmadım
    hep kendim seni daha çok sevdiğimi hissettim
    tabiki beni sevdiğini biliyorum yada belki de sadece inanmak istiyorum sevdiğine
    burda mutlaka satıyorlardır
    bu parayı al git bir kalem bir defter al
    sonra ne kadar dolu aşk yaşadığını hatıralarımızı yazarak anlat dedi
    -anlamadım ki
    • ömürden gün azaltmak için mi?
    yoksa geçen ve geçecek ömrünün değerini bilerek mi yaşadın onu bilmek istiyorum
    -hayır dedim
    • kalbin beni sevmeye alıştı diye mi seviyorsun artık kelebek?
    -hayır
    • hayatında sırf biri olsun diye mi sevdin beni dedi
    -hayır
    • o zaman ispatla kelebek
    -ne yapmamı istiyorsun anlamadım ki
    • beni sevdiğine inanmak istiyorum
    sensizlik ne kadar zor oluyor bilemezsin kelebek
    uykular girmiyor,her hatıra saniye saniye gözümün önüne geliyor
    sensizken bunlarla boğuşuyorum
    en az benim kadar beni seviyorsan
    her anımızı hatırlarsın o zaman inanırım sana dedi
    anladım ne demek istedigini ama taku yemiştim amk.
    tamamen bir zaman karmaşası geldi gözümün önüne zaman dizini beynimle ön sevişme yaptı
    oraya gittik buraya gittik onu konuştuk bunu konuştuk şunu dedim
    bunu dedi vay amk ne tak yicem lan ben
    -bu mu affetme sebebin olacak dedim
    • evet dedi
    -hala seni sevdiğime inandıramadım demek
    • inandıklarıma tezat şeyler yaptın kelebek
    baktım konu yine elife kayıyor kabul ettim tamam dedim
    • uçağım kalkacak gitmem lazım dedi
    -hani bazen bi yemek yersin ya ebru
    bişey ekgibtir içinde
    bilemezsin bir türlü ne olduğunu
    tuz değildir karabiber veya başka bir baharat da değildir aklına gelen
    ama bilirsin bir şeyin ekgib olduğunu
    sen mişsin
    ekgib olan
    ne zaman sensiz kalsam
    ne doyuyorum ne de tat alıyorum hayattan
    • yaz kelebek
    -çok seviyorum seni ebru
    öyle çok seviyorum ki
    senin aşktan beklentilerin bile az kalır yanında
    • seni sevdiğime pişman etme boşuna sevmişim dedirtme lütfen dedi.
    bu nasıl bi istek amk. yazarak olur mu?
    -tamam dedim
    ayağa kalktık ben sarıldım
    o da mecburen sarıldı ama
    mecburiyet gitti bir süre sonra
    ne kadar özlediğini ima eden bir sarılma oldu
    gözleri dolu dolu mu desem yoksa umutlu mu desem yoksa yalvarır bir şekilde mi desem
    -kendine iyi bak dedi
    döndü gitti
    peki nasıl yazacaktım her hatırayı
    bölüğe döndüm
    biladeri aradım
    şu verdiğim adrese acil olarak şurda duran defterleri gönder dedim
    (ebruya yazdığım mesajlar)bana hediye ettiği
    istanbuldaki arkadaşın evinin adresini verdim
    pazartesi ekşın reyize sordum onları içeri sokmamda bir sakınca var mı diye
    ne kadar dedi
    bi kaç defter dedim gözü korkmasın diye
    -dıbına çakim hepsini okumam lazım arkadaşım gizli birlik burası dedi
    -okuyun komutanım dedim
    -begenmezsem acısı çıkarırım arkadaşım dedi.
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam getir dıbına çakim dedi nizamiyeye ben haber veririm dedi
    plan şuydu beyler
    ben ne yazmışım mesaja
    o ne cevap vermiş olabilir
    mesajlardaki ipuçları ile nerde buluştuk ne zaman ne hissettim onları bulup
    ebruya istediğini vermekti amaç
    gittim önce bir defter aldım
    deftere benim için ön hazırlık oldu
    ilk önce tüm ilklerimizi hatırladığım kadarıyla yazdım
    tarih dizini olmadan
    çünkü ilk defa denize gittik
    nasıldı onu hatırlıyorum ama tarihini veya neyden önce veya sonra oldugunu bilmiyordum
    düşündüm düşündüm o böyleydi bu böyleydi ne hatırladıysam yazdım
    ekşın reyize defterler gelinceye kadar mükemmel ötesi askeri disiplinle yaklaştım
    onun çok sevdiği emir tekrarını yaptım hep
    yüksek sesle tekmiller verdim
    nizami bir asker oldum
    hiç kimseye bulaşmadım
    mıntıkalarda arazi olmadım
    ebruyu da arasıra arayıp nasılsın iyi misin dedim
    bunun ötesinde hiç bir konu açmadım
    sadece olagan günlük şeylerden bahsettim
    ona gereksiz gereksiz şunu yaptım bunu yaptım iştimaya gittik koştuk süründük yattık kalktık
    aşkım demedim hiç bir cümlemde
    veya herhangi bir sevgi belirtisi
    defterler geldi
    ekşın reyiz e getirdim
    -dıbına çakim arkadaşım ben okumam bunların hepsini dedi
    -alabilir miyim o zaman komutanım dedim
    -hayır kitabım bitsin bi ara göz atarım dedi
    4 gün koyduğum yerden kıpırdamadı bile
    hergün alabilir miyim komutanım dedim
    -daha okumadım dıbına çakim arkadaşım dedi
    4üncü gün bana acımış olacak ki
    -al tamam gerek yok okumama dedi
    tarihli ilk mesajdan başladım okumaya
    hepsini tek tek okudum tekrar canlandı gözümde hepsi
    45 gün civarında sürdü yazmam
    cünkü 3 kere en baştan yazmak zorunda kaldım
    bu sürede eğitim timi bitti
    berelerimizi taktık
    eğitim timinde ikinci oldum
    avantajım cavuş oldugum için askeri temel bilgileri iyice ezberlemiş olmak
    yazıcılarla yakın ilişkide oldugum için o gün göreceğimiz dersleri bilmek ve ön hazırlık yapmak
    sivilde de spor yaptıgım için sporda zorlanmamam
    bunun mükafatı ise ekşının bana daha fazla sempati duyması ve beni çift çarşı ile ödüllendirmek oldu
    ebruya yazdığım bitinceye kadar ebru ile normal konuşmaya devam ettim
    yazıp yazmadığımı sordugu zaman karalıyorum bişeyler deyip konuyu kapattım
    hep mutlu görünmeye çalıştım
    ama onu hiç aksatmadım hergün bazen iki bazen bir sefer arayıp kısa konuşmalar yaptık
    hiç aşk konusuna girmediğim onun da dikkatini çekti
    • beni hala seviyor musun kelebek dedi
    uzun zamandır bu soruyu bekliyordum beyler
    çünkü yazmak hakikaten zordu
    yazmak değil de onun beğenip beğenmeyeceğini kestirmek çok zordu
    şu soru müstahak oldu ona
    -sen beni seviyor musun?
    • önce ben sordum dedi
    -artık aşkımı duymak değil okumak istiyorsun o yüzden bekle dedim
    • tamam dedi
    -sen seviyor musun dedim
    • bilmiyorum dedi
    bir aşık için en son duymak isteyeceği laf
    amk ya seversin ya sevmezsin bilmiyorum ne demek
    -öğrenince haber verirsin dedim
    Tümünü Göster
    ···
  7. 132.
    0
    *tamam dedi kapattık
    yazdığım kitap şu an anlattığım tarzda değildi
    en azından küfür yoktu
    genelde şiirsel bir yazım dili vardı
    her satıra dayanan bir anı vardı.
    12 tane de ebruya yazdığım ayrıca şiir vardı bu kitapta
    bitirdikten sonra tekrar tekrar okudum
    10 gün civarında hep ekgib bişey yazdım mı diye düşündüm
    ekşın kitabı istedi
    çünkü biliyordu uğraştığımı
    özel komutanım desemde
    -dıbına çakim arkadaşım burdaki paşaların bilgilerini sızdırmadığını nerden bileyim mecbur okumam lazım dedi
    çaresiz getirdim
    bana hiç yorum yapmadan kitabı baştan sona okudu bir günde
    sonra yanına çağırdı
    -vay dıbına çakim arkadaşım senin ne şimdi bu açıkla bana dedi
    durumu anlattım
    en baştan sona kadar
    inanır mısınız elifin evine gittim diye beni bir akşam yemeği bulaşıgı ve 4 çarşı ile cezalandırdı
    -dıbına çakim arkadaşım kızı kandırabilirsin ama beni kandıramazsın gibmişsindir sen o kızı dedi
    yapmadım etmedim desemde inandıramadım
    herşeye eyvallah cezalar tamam ama kitap iki gün bende kalacak arkadaşım dedi
    -komutanım bu kitaba bağlı herşey göndermem lazım bir an önce dedim
    o zaman git fotokopisini çek yengene de okutacam bazı yerleri hoşuma gitti dedi
    emredersiniz dedim o kadar sayfayı çektirip ona verdim
    tek tek kendisi zımbaladı
    -adresi yaz ben göndereyim kargoyla dedi
    ekşın on numara adamdı beyler
    tanıdıkça çok sevilecek bir insan
    mükemmel ötesi komik ve zekiydi
    konuşma tarzı ve kelimeleri ard arda dizim şekli ve mimikleri ile sunuşu çok iyiydi ki
    dünya tarihini anlatsa sıkıılmadan dinlemeniz çok olasıydı
    eğitim timi bittiği için
    bende artık tüm zamanımı onunla geçiriyordum
    eğitim timindeki başarılı performansın
    ebruya yazdığım kitap
    ve kitapta yazdıklarımı beğenmesi
    ayrıca ondan ceza almamak için çok dikkatli oluşum
    ekşınla aramı iyice düzeltmişti
    eğitim timindeki diğer tertiplerle beraber artık bölüğe katıldığımız ilk sabah bize
    -dıbına çakim arkadaşlar rahatta dinleyin dedi ve devam etti
    -devlet bana yüzbaşı rütbesini uygun gördüğüne göre
    bir yüzbaşının tüm yetkilerini de aynı zamanda bana vermiş bulunmakta
    sizi cezalandırma yetkimin yanı sıra haftasonları çarşı iznine göndererek mükafatlandırma
    yetkisine de sahibim
    madem askerliğe geldiniz
    demek ki hiçbiriniz sakat değilsiniz
    hepiniz komando statüsündesiniz
    hafta içi 5 gün kışla koşusuna çıkıyorum(9km)
    benimle beraber haftada en az 3 kere koşan tüm arkadaşlarıma çift çarşı dıbına çakim
    ama hepiniz genç insanlarsınız
    ve sağlığın değerini hepinizin bildiğine inanarak bunları söylüyorum
    kimse ben koşuyorum diye beni mükafatlandırmıyor
    bence siz de çarşı için koşmamalısınız
    dıbına çakim kelebek hadi gidiyoruz dedi
    ilk gün herkes gaz geldi hurra tüm bölük koştuk
    ekşın aksiyonu çok bol bir insandı
    kışla etrafındaki kulelerde nöbet tutan askeri göremezse hepimizi yere yatırır
    sessiz olma komutu verir
    sessizce kuleye tırmanır uyuyan yada oturan nöbetçi askerin silahını alır bi de güzelce döverdi
    silahı genelde bana verir ama koşu temposunu da düşürürdü geri kalmayayım diye
    daha sonra silahı yakalatan askerin taa bizim bölüğe kadar
    bir rütbeli ile gelmesi ve silahı teslim alması gerekirdi
    yine bölüğe hitaben
    -gördüğünüz gibi yine ekşınlı bir koşu geçti dıbına çakim
    az çok tahmin edersiniz ki silahını aldığım askerin bölük komutanı bu durumdan
    hiç hoşnut olmayacak ve bizim bölüğün sorumluluğunda olan kulenin açığını arayacaklardır
    böyle bir olayla karşıma gelirseniz
    ne yapacaklarımı kelebeğe sorabilirsiniz
    nerdeyse tüm fantazilerimi onun üzerinde denedim diyerek
    konuyu bana bağlar konuşmaya sert giriş komik çıkış yaparak
    çok açıklayı bir dille bölükteki askerleri uyarmış olurdu
    koşu sonrası odasına gider mekik aleti ile ah uh sesler çıkarak mekik çekerdi
    hep gizli baskınlar yapar askerler vukuat işliyor mu diye onları takip ederdi
    ona ispiyon yapmaya gelmiş askerleri
    -dıbına çakim arkadaşım sen söyleyince zevkli olmuyor benim kendim bulmam lazım diye gibtir ederken aynı anda döverdi de
    hiç bir askerin maaş konusunda hakkını yemez
    kuruş kısımlarını fazlası ile cebinden karşılar hepsinden helallik alırdı
    fakir askerlere kendi cebinden yardım ederdi
    terziyi çağırıp sadece iğne iplik ister kendi dikerdi
    botunu bana boyatmaz hiç bir özel işini yaptırmaz yaptıracaksada mutlaka rica ederdi
    -dıbına çakim arkadaşım bi çay getirir misin gibi
    subay astsubay berberine
    -dıbına çakim şu saç kesmeyi öğrenmem lazım diyecek kadar garip bir adamdı
    benim 5 çarşımı keser 15 çarşı verir 7 sini yine keser altı verir 3 alır derken en çıkılmaz bir matemetik işlemine sokardı
    ama bunları yaparken en çok kendisi eğlenirdi
    tüm bu ekşınların arasında ebruyu aradım
    -nasılsın
    • bilmiyorum
    -neden ne oldu
    • birisi kitap göndermiş
    -beklediğin birisi mi göndermiş
    • evet
    -demek birisi olacak kadar uzağım sana artık
    • sevdiğim birisi olarak düzelteyim o zaman
    -arkadaş olarak sevdiğin birisi mi?
    • evet dedi
    taa amk o arkadaşlığın
    -tamam ebru başka demek istediğin bişey var mı dedim
    • bu pazar çarşıya çıkacak mısın diye sordu
    -belli olmaz dedim
    nasıl belli olsun amk ekşın var
    • tamam çıkarsan görüşürüz dedi
    -ne görüşecez dedim
    • sana bişey vereceğim dedi
    -söyleyemez misin ne vereceğini
    • hayır pazar çıkarsan görüşürüz
    -tamam dedim
    ekşına gittim
    -bu pazar çarşıya çıkabilir miyim komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim nöbet kilitlediler bana bu pazar dedi
    sesim soluğum kesildi amk
    -haftaya çift çıkarsın dedi
    -komutanım bu pazar çıkayım bi daha istemem çarşı dedim
    -dıbına çakim eylem mi var bu pazar yürüyüş mü yapacaksın kıllandım dıbına çakim göndermiyorum dedi
    -ebru gelecek komutanım dedim
    biraz yumuşar gibi oldu
    ve onun eline düşmüş olmamı
    onun için eğlenceli bir hale getirmek için
    her zaman yaptığı gibi
    ciddi görünümlü dalga geçmeye başladı
    -ziyarete gelsin bi saat izin veririm dedi
    ekşını tanıdığım kadarıyla ısrardan nefret eden birisi oldugunu bildiğim için
    -emredersiniz komutanım başka bir emriniz var mı dedim
    -yok dıbına çakim dedi
    akşam defterleri imzalamaya zütürdüm
    bi kere daha sordum
    yine olmaz dedi
    ertesi gün sabah yine sordum yine olmaz dedi bu defa tokatla
    inat ettim amk
    öğle yemeğinde yine sordum
    yine enseme vurdu bir daha sorarsan tüm çarşılarını kapatırım dedi
    akşam oldu
    ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
    -çıkamazsın ben çıkınca gidersin izne dedi
    iyice sinirlendirdi amk
    -o zaman firar ederim komutanım kusura bakmayın dedim
    beni bi güzel dövdü beyler
    -bana mı yapıyon dıbına çakim askerliği istersen firar et nasıl olsa yakalanıp gibe gibe yine yapacaksın dedi
    -razıyım komutanım dedim
    baktı dayaktan uslanacak gibi değilim
    git bana astsubayı çagır dedi
    o geldi
    bu asker hakkında vukuat raporu hazırlayın bir hafta disiplin koğuşu cezası yazın beni tehdit etti dedi
    Tümünü Göster
    ···
  8. 133.
    0
    astsubay emredersiniz deyip odadan çıktı
    herşey hazırlandı
    en son yine ekşının imzasına kaldı iş
    ben zütürdüm imzalatmaya
    imzaladı
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -git iç bahçede bekle ben çağırıncaya kadar gelme dedi
    emredersiniz dedim
    gittim aşşagı
    yarım saat sonra yazıcı sigara içmek için aşşağı indi
    bana koştu
    -olm kelebek benden duymuş olma ekşın seni disipline göndermeyecek dalga geçiyor seninle dedi
    hafta sonu da gönderecek haberin olsun dedi
    koşarak gidip ellerinden öpesim geldi ekşının o kadar dayağa o kadar eziyete rağmen
    biraz daha durdum
    yanına gittim
    tekmil verdim
    -dıbına çakim ben sana gelme demedim mi dedi
    -bi emriniz var mı diye sormaya geldim komutanım dedim
    -sen dans etmeyi biliyon mu dıbına çakim dedi
    -turist kızları tavlamaya yeticek kadar komutanım dedim
    -hafta sonu askeri discoda hünerlerini görmek isterdim dıbına çakim dedi
    biliyorum ya taşşak geçtiğini
    geçsin amk
    makara yapılır da bu kadar yapılmaz amk. şaka yaptıgını öğrenmesem ana avrat söverdim
    yok lan sövemezdim zütüm yemezdi amk
    -isterseniz pazar günü nöbetinizde yanınızda olayım pazartesi gönderin komutanım dedim
    -gerek yok dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedim gittim
    amk ben bunlarla uğraşırken
    sürekli yanıma asker arkadaşlarım geliyor
    olm kelebek iyi misin?
    bi sıkıntın var mı?
    az kalmış askerliğine sabret diye tavsiye veriyor
    firarın ne kadar büyük cezası olduğunu anlatıyorlar
    tabi mal değilim amk anladım ekşının askerleri ağzımı aramak için gönderdiğini
    cuma geçti ses yok
    cumartesi zaten izin günü gelen yok
    pazar sabah erkenden damladı nöbet teslim almak için
    beni gördü
    -disco da neden degilsin dıbına çakim arkadaşım sen dedi
    -bekliyorum komutanım haber gelmedi henüz dedim
    -vay dıbına çakim beraber bekleriz o zaman dedi
    emredersiniz dedim
    8 oldu ses yok
    8 30 oldu ses yok herkes çarşıya çıktı amk ben hala bekliyorum gönderecek diye
    9 oldu yine yok
    sürekli giriyorum odasına hani unuttumu diye
    onun odasının dışında duvara yaslanıp çömeldim umutsuzca
    her saniye ona küfür ettim
    birden kapıyı açtı
    -dıbına çakim arkadaşım gel buraya dedi
    -emredin komutanım dedim
    -çarşı defterini getir dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    getirdim
    imzalarken
    -ben bu kadarla affediyorum o kızın evine gitmeni inşallah kız da affeder dedi
    elif tekrar ediyorum dıbına çakim senin.
    koştum üstümü değiştirdim
    nizamiyeden dışarı çıkıp
    ilk telefondan ebruyu aradım
    kadıköydeyim dedi
    bindim otobüse gittim yanına
    elinde hiç bişey yoktu
    bana verecek
    -ne vereceksin dedim
    • acelesi yok dedi
    zaten amk çarşıya çıktım çıkamadım stresliyim
    bi yandan gerginim ne tak olucak aramızda diye
    bi de tripler nazlar bazen usanıyor insan ama
    dıbına soktumun aşkından öyle hemen vazgeçilmiyor işte
    yanında çantası vardı
    ne verecekse o çantadan çıkaracaktı ama çantada pek büyük değildi
    -iyi tamam bekliyorum o zaman dedim
    • teşekkür ederim yazdığın için dedi
    -okudun mu dedim
    • evet dedi
    -istediğin gibi olmuş mu?
    -hayır dedi
    bu cevaptan sonra çantadan söz yüzüğünü çıkarıp bana teslim etmesi ihtimali çoğaldı
    onu biraz daha göreyim
    biraz daha sesini duyayım diye
    hiç konuşmak istemedim
    biraz daha bana baksın
    her gece düşündüğüm her an aklımda olan birisini en azından birazcık daha yakından hissedeyim diye
    sessizce ama herşeye hazırlıklı gözlerine baktım
    bir kaç desimetre uzaklıkta olan ellerine bir daha dokunamayacağım korkusunu kendi ellerimi tutarak
    bir daha dudaklarından öpememe ihtimalimi sıcaktan kurumuş dudaklarımı ıslatarak bastırmaya çalıştım
    • hazır mısın dedi
    neye bile diyemedim
    elini çantasına attı iki yüzüğü çıkarıp masanın ortasına koydu
    ilk defa ağlamaya dudaklarımdan başladım büzüştüler gittiler
    nefes alma fonksiyonlarımı off çekerek normale döndürmeye çalışsamda fayda etmedi
    yüzümü kaldıramadığım için damlalar yüzüme degmeden yerlere döküldü
    • kelebek dedi
    hep kullandığım efendim kelimesi
    bir türlü çıkmadı amk ağzımdan
    o halde ona bakamazkan
    • bana bak dedi
    sonra damlalar yüzümde yol bulmaya başladı
    parmağını uzattı
    • tak bir kez daha çıkarttırma dedi
    filmlerde sacma sapan aşıklar yolda gördüğü herkesi öper herkese sarılır ya mutluluktan
    onlara saçma sapan diyeni ekşın reyiz gibsin
    haklılarmış beyler herkese sarılıp herkesi öpmek istermiş insan
    bu arada sağol dıbına çakim ekşın duaların kabul oldu affetti beni.

    babanız alkolikse onun alkolü bırakabileceğini sadece umut edersiniz
    alkolü bıraktım bir daha içmeyeceğim dese bile
    her gece eve gelişinde ilk dikkat edeceğiniz şey
    içmiş olup olmadığı olur
    alkolle babanız sizin için aynı anılmaya başlar
    en yakın arkadaşınıza en büyük sıkıntınızı sırlarınızı vererek anlatırsınız
    ondan beklediğiniz tepkiyi alamayınca hem pişmanlık duyar
    hemde ona bir daha birşey anlatmazsınız
    güvenini kaybederek yaşanmaya devam edilecek şey değildir aşk
    kazıklandığınızı hissettiğiniz bir markete bir daha gitmezsiniz
    aşıkken durup düşünebilme olayları gözden geçirebilme yeteneğiniz varsa
    çekeceğiniz acılar daha da azalır
    sevdiğiniz kişi huur olmayabilir ama huur çoçukluğu yapmayacağı anldıbına gelmez
    siz birine deli gibi bağlanmışken
    geceniz gündüzünüz onu nasıl mutlu ederimi düşünmekle geçerken
    aynı tepkiyi size vermemesini bile huurluk olarak algılarsınız
    yıllarca beraber olduğunuz birisinin üzerinde hak sahibi oldugunuzu düşünürsünüz
    zütünü sallayarak yürümesinden
    zütüne geçirdiklerine
    kiminle konuştuğundan
    kimin yanında olduğuna
    sürekli boğarsınız nerdesin ne yapıyon kim var yanında diye
    hepsini bende düşündüm
    ebru nerde ne yapıyor kiminle
    o ceyhun biniyle görüşüyor mu
    erkek arkadaşlarının evine gidiyor mu
    onlarda kaldıgı oluyor mu?
    evet hepsini düşündüm ama sadece düşünmekle kaldım
    hiçbirisini ona yansıtmadım
    sadece gözümle gördüklerimin hesabını sordum
    ceyhunla sarılırken görmem
    o arkadaşı ile el ele diskoda dolaşması
    sizce hayat bu kadar tesadüfi mi?
    çok acımasız değil mi ilişkiler
    kalbi kırılmasın diye içe atılan cümleler
    mutluluğun tadı kaçmasın diye
    değiştirilen konular
    aslında değiştirilen karakterlerden ibaretti

    ebru'nun yaptıkları sadece benim gördüklerimden ibaret miydi
    hiç mi sarılmadı başka bir erkeğe
    hiç mi gidip dans etmedi?
    şimdi size bunları sordum
    bende sizin bildiğiniz kadar biliyorum
    sonuç ne peki?
    sadece şüphelendiğimizle kaldık
    gözüyle görmediği bir şey için en kötü anımda askerdeyken hayatımı zehretti bana
    onun için birşey yapmamı istedi
    sabahlara kadar uğraştım yazdım
    onun için ekşından bir trilyon dayak yedim
    bu muydu yani
    hadi affetim tekrar tak barışalım
    aynı mı olacaktı herşey
    sevinmedim mi barışacak olmamıza tabi ki sevindim çünkü seviyorum
    ama parmağı düzelt yüzüğü tekrar tak sonra hadi öpüşelim
    el ele gezelim sevgili olalım yine
    o kadar basit değil beyler
    benim hayatımda bu olayın
    yüzüğü tekrar taktım
    sonra sarıldık barıştıktan ibaret olmasını istemedim
    böyle bir anı istemiyordum
    -niye geri geldin dedim
    • sevinmedin mi dedi
    göz yaşlarımı da yavaşca kuruladım
    -sevindim geldiğine dedim
    parmağı hala havadaydı
    sadece yüzüklere baktım
    • takmayacak mısın dedi
    • önce biraz konuşalım dedim
    bana trip attı vay efendim istemiyormuş beyefendi boşuna gelmişim o kadar yolu falan diye
    önceden ağlamış olmam
    yaşadığım onsuz günlerin sıkıntısına birde onun bu tribi eklenince sinirlendim
    -sen benim sözüme güvenmeden o yüzükleri çıkarabiliyorsan tekrar güvenmeye başlayınca kendin neden takmadın?
    bana geldin sebebini bile açıklamıyorsun gelmenin
    istediğini yaptım ama amacım beni affetmen değil suçsuzluğumu kanıtlamamdı
    ben bir kere söz verdim sana ve hala da sözümde duruyorum.
    hala güveniyorsan kendin tak
    söz yüzüğü bir kere geçirilir parmağa babanın dediği gibi dedim
    konuyu yine eliften açtı vay niye gidiyonda ben gitsem şöyle olurda falan filan
    -anladım ebru sen hazır değilsin bu yüzükleri takmaya içinde hala şüpheler var onları gider öyle gel bana dedim
    • hazır olmasam buraya gelmezdim dedi
    -hazır olsan hiç çıkarmazdın,bi kere şüphe duydun mu çıkarır atarsın bir daha da takmazsın
    Tümünü Göster
    ···
  9. 134.
    0
    senin amacın belli ebru
    denedin olmadı
    üzüntülerine dayanamadın ilişkinin
    tekrar takıp mutluluk oynayacaksın benimle
    ben oyun filan istemiyorum en baştan beri seni adam gibi sevdim hala da adam gibi seviyorum
    buna inanıyorsan kendin tak
    hala benim takmamı istiyorsan demekki hala şüphelerin var
    benim onunla hala bişeyler yaptığımı düşünüyorsun ve sana tekrar söz vermemi istiyorsun
    hayır ebru bir kere söz verdim
    o yüzükleri taktım sözümün arkasındayım karar senin yüzüklerde burda buyur dedim
    bunları söylerken haksız olduğum yerlerde yok değil binler kızın evinde ne işin var beynini gibtiğimin kelebeği
    haksız mıydı peki ebru
    haklı oldugu yerler vardı
    kim olsa aynısını yapardı
    sevgilini başka bir kızın evine gittiğini duyacaksın da hadi olmuş madem affedeyim diyeceksin
    daha önce söyledim ben affetmezdim
    o yine de şans verdi geldi
    gelme sebebini sevgisinden başka açıklayabilecek olan var mı??
    benim aklıma başka birşey gelmiyor
    ama seviyorsa da güvensin
    güveniyorsada o yüzüğü zırt pırt çıkarmasın
    yüzükler bir süre bekledi masada
    bi bana baktı bi sağa sola baktı bi yüzüklere baktı
    -takmayacaksan arkadaş olmak istemediğimi zaten biliyorsun ben gideyim dedim
    • git kelebek, çok meraklısın gitmeye dedi
    -hayır kararını bekliyorum bak masada küllük var ya parmağına tak yada küllüğe at bende hayatımın adresini öğreneyim dedim
    • biraz yürüyebilir miyiz dedi

    evet benim de ihtiyacım vardı yürümeye
    hadi takmazsa giderse ne tak yicen amk kelebeği
    gibe gibe peşinde koşacan yine amk artisi
    yüzükleri ben aldım elime
    kadıköyde yürümeye başladık kalabalık insanlar ayırdı yürümemizi ama tekrar tekrar yine kavuştuk
    çok istedim elinden tutmayı
    yarimi öyle bir yere ittim ki tutmasam ellerinde düşecekti
    o kadar yürüdük ki sonunda insan sayısında azalmanın oldugu bir yere geldik
    ben durdum o biraz yürümeye devam etti
    sonra benim gelmediğimi fark edip o da durdu
    geri dönmedi
    ben yaklaştım
    bir elini tutup yüzükleri içine bıraktım
    sonra deniz tarafına dönüp o tarafa yürüdüm
    ben denize bakarken ensemde saclarını hissettim
    kafasını biraz eğerek koyduğu için boyu ancak o kadar yetiyordu
    sonra korkakça ellerini yavaşça böbrek hizamdan göbeğime ordan da kalbime doğru yaklaştırdı
    aşşağı hiç bakmak istemiyordum
    ama güneş yüzüğün tektaşına vururken
    kalbimde gözlerime mutluluk gözyaşları komutunu verdi
    hiç sabırsızlanmadım dönüp ona doya doya sarılmak için
    o gözyaşları içimdeki sıkıntıyı giderdi ohh bee dedirtti
    beni yavaşça kendine döndürdü
    bakamadım ona
    alnı yanağıma değinceye kadar kendime çektim onu
    • çok sevdim seni ne yapayım kelebeğim dedi
    başparmaklarımı kulak altında diğer parmaklarımı da boynundan ensesine uzanır halde gözlerime bakmasını sağladım
    nemliydi gözleri ama gülüyordu
    -hiç bir zaman di'li geçmiş zamanda kalmasın sevgin dedim
    sonra ellerini havaya kaldırdı
    utangaç gülümsemesi ile
    • koltuk altın yırtılmış dedim
    dalga geçtiğimi anlayınca
    -peki sen bilirsin dedi başını yana çevirerek
    ellerimle kendime çevirip
    bir kez öpmek inanın hiç zor olmadı

    unutmaya başladığım dudakları hatırlayıp biraz doyum elde edince
    -zaten bugünde öpüşemesem gay olmaya karar vermiştim. dedim
    • zor olmazdı senin için o kadar askerin arasında dedi
    al dıbına çakim kelebek aldın mı cevabı
    öp işte çemçük zütün kaşınıyor illaki
    öpüşmeyi ön planda tutmadık
    bi kaç hasret ve özlem öpüşmesinden ziyade daha çok sıkıca sarılmalar oldu
    ikimizde yine ayrılığın olacagını biliyorduk
    ama bu defa en azından kalblerimiz bir olacaktı
    yemek yemeye gittik bir yere
    sık sık yüzüğü öptü parmağındaki
    onunla sadece karşıya kadar gidebildim vapurla çünkü havalimanına gitmesi gerekiyordu
    ve benimde geri dönmem gerekiyordu kışlaya
    vapurda yan yana sarılarak geçirdiğimiz yolculuk diğer dönüş vapuru hareket edinceye kadar yüz yüze oldu küçük öpücüklerle
    kalkan vapurun denizden karadan ayrılırken
    bize gelen geçenler ne oldu lan bunlara neden ağlıyorlar diyecek kadar dikkat çekiciydi
    aşk bitti sıra ekşın reyize geldi
    bir an önce gitmem lazımdı geç kalmam halinde kim bilir kaç çarşımı daha kapatacaktı
    vapurla kadıköy ordan küçükyalı derken
    düştük ekşın reyizin kucagına
    üstümü değiştiremedim biraz geç kaldığım için
    benden başka geç gelenlerde vardı
    ekşın akşam iştimasına geldi
    yoklamaları kontrol etti
    üstünü değiştirmeyenler burda kalsın digerleri yemekhane geçsin dedi
    ben ve yaklaşık 20 kadar kişiye
    sadece 10 dakika verdi kamuflaj ve botları giymek için
    koştuk geri gelebilen geldi
    gelemeyenleri tespit etti
    biraz bekledikten sonra gelenler ve gelemeyenler diye ikiye ayırdı
    herkesi yere yatırdı
    -dıbına çakim arkadaşlarım sizin galiba gözleriniz bozulmuş çünkü kolunuzdaki saati görüp zamanında gelemiyorsunuz
    mıntıka yapılacak ama gözünüz bozuk oldugu için ayakta yapamazsınız sürünerek yerdeki pislikleri yakından görerek iyice temizleyin dedi
    herkes ruh haline göre tepki verdi içinden ama ben gülümseyerek yaptım
    -dıbına çakim arkadaşın sen iyice sürün üstün başın iyice kirlensin
    dirty sex fantazimi senin üzerinde deneyeceğim dedi. bana

    gerekli cezalar çekildikten sonra ekşın tarafından yemekhaneye zütürüldük
    yemekhaneci asker yemeği bol bol dagıttığı için bize kalmamış
    bunu farkeden eşkın panik atakla yemekçi askerlere verdi veriştirdi
    ama sonra hatanın kendisinde olduğunun farkına varıp onların üzerinde ki ellerini çekti
    süründürdüğü herkesi yine komutası altına alıp askeri fastfood a zütürdü
    ve herkese tost ısmarladı kendi parası ile
    hamburger yemek isteyenlere sağlığa zararlı dıbına çakim tost yeyin dedi
    yemek istemeyenlere tehdit yoluyla yedirdi aç kalmanıza izin veremem diye
    o gün onun nöbeti olduğu için bende o nereye ben oraya arkasında dolandım durdum
    yat iştimasını aldıktan sonra subay ast subay gazinosunda tv izleyerek dinlenmeye aldı kendini
    bende mecburen tahaf ettim sürekli bir ihtiyacı var mı diye
    derken beklediğim soruyu sordu
    -anlat dıbına çakim arkadaşım ne yaptın dedi
    -süründüm komutanım dedim imalı bir şekilde
    -gel dıbına çakim arkadaşım beyninde temassızlık var senin anlaşılan dedi
    yanına yaklaştım alnıma patlattı iç tokatı
    -komutanım sabahın ilk ışıklarında umutsuz bir güne uyandım
    beni bekleyenime kavuşamayacağım için
    lakin ilerleyen zaman içerisinde gerekli
    merciilerden gerekli izinleri aldıktan sonra
    kendimi nizamiye dışında otobüse koşarken buldum
    aslında sadece otobüse koşmuyor sevdiğime de koşuyordum
    hoş ne olacağını beni neyin beklediğini bilmiyorum
    çünkü hayat disiplin ceza evine gitmeyi beklerken
    birden sizi sevdiğinize zütürebiliyor
    bir türlü gelmeyen doğru otobüse tekerinden başlayıp şoförüne kadar uygunsuz saygılarımı belirttim.
    vesselam otobüs geldiği zaman içine binmeye bile cesaretim yoktu korkuyordum komutanım
    -dıbına çakim senin beynine reset atmak lazım nasıl konuşuyon öyle doğru düzgün gittik oldu olmadı desene dedi
    -kitap okumayı sevdiğiniz için böyle konuşuyorum komutanım dedim
    -bu bir emirdir anlat dıbına çakim dedi
    -beklenen yere vardığımda vücudumda ana üssü kalbim olan değişik belirtiler meydana gelmeye başladı
    ama benim en çok ihtiyacım olan organım ayaklarımdı
    hem onun yanına kadar yürüyebilmek hemde karşılaşacağım olumsuz bir durum karşısında
    ayakta durabilmek için
    bir adım attım onu gördükten sonra
    günlerce beklediğim bu görüşmede haketmiş olayım yahut olmayayım tek ihtiyacım bir sıcak gülümseme idi
    lakin gülmedi komutanım
    birbirlerine mecburen selam veren asker komutan selamlaşması oldu sadece
    bu bir kötüye işaretti
    -ee dıbına çakim çok ekşın olmuş devam et dedi
    -oturup konuşulma esnasında masanın üzerine çıkarılıp konulan iki adet yüzük işaretleri iyice belirgenleştirince
    askeriyedeki mantık dışı cezaların aslında yaşanılan hayat için bir ipucu olduğunun farkına vardım
    ağaç'a neden selam verilir? mantık 0
    bir ömür rayında ilerlerken neden birine aşk selamı verilir yıllarca hemde esas duruşun en alasında
    -içtim mi dıbına çakim sen dogru dürüst anlat şunu dedi ekşın
    -o yüzüklerin masada olmasının sebebi benim tekrar takmamı istemesiymiş komutanım dedim
    -taktın mı dedi
    -kendisi taktı komutanım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  10. 135.
    0
    -tamam gerisini anlatma belli ki bundan sonra askere illegal işler yapmışsınız dıbına çakim deyip gitti mi diye ekledi
    -gitti komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim o bir daha gelinceye kadar çarşı iznini kapatıyorum senin dedi
    -ama diyebildim sadece
    -dıbına çakim sen gider başka bir kızın daha evine girersin yeter dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -sen bu askerlere de böyle mi anlatıyorsun abazan hikayelerini dedi
    kem küm ettim
    -dıbına çakim askerlerin suçu yok ki dedi
    -başka bir emriniz var mı dedim hem kaçmak hemde muhtemelen sinirlenme ve beni cezalandırmasından kaçmak için
    -nasıl olsa bu gece mutluluktan yatamazsın sen gece devriyesine benimle gelirsin dedi
    -emredersiniz dedim
    aşşağı indim ebruyu aradım
    onun da alanyaya dönmüş olması lazımdı
    insan hayatın eksilerini bir kere düşünmeye başlayınca önce bir dal sigara sonra düşünme devam ederse çakmağa gerek kalmadan
    yakılan diğer sigara
    hayatında eksi sayısı çoksa markete gitme
    koy gitsin bu hayatın zütüne diyebilecek kadar vahimse durum taşıyabildiğin ve cebin el verdiği kadar aldığın alkol
    ve sonrasıdır yalnızlık
    askeriye gibi bir yerde içme imkanların kısıtlıysa bir dost selamı en alkollü içkidir
    benim tek dostum ebruydu
    bir gülümsemesi aşkım demesi özledim demesi yılların beni süründürmüşlüğünü dizlerimi çürütmüşlüğünü unutturmak için yeterliydi
    öyle de oldu
    mutluydum çünkü artık duyduğum kelimeler arasında aşkım ı da seçebiliyordum
    işin doğrusunu söylemek gerekirse özlemle birlikte sadece onlara konsantre oluyordum
    bana aşkım diyordu aşkım

    konuşmalarımız yavaş yavaş benim ne zaman izin kullanacağım konusuna kaydı
    ben de net bir şey söylemedim
    telefon konuşması devam ederken muhabbet iyice seni seviyorumlara doğru yavşamaya başlamışken
    ekşının sesi ile kapatmak zorunda kaldım ebrudan özür dileyerek
    aşk düzlüğünde yardırırken ekşına çevirdim yüzümü
    -gel dıbına çakim nerdesin dedi
    -emredin komutanım dedim
    -bana şu iki askeri çabuk bul gel dedi
    gittim ikisinide buldum geldim
    bu bölümü askere gideceklere ders olsun diye yazıyorum iyi okuyun
    askerleri getirdim
    içeri girer girmez ekşını o kadar sinirli hiç görmemiştim
    hangisine ilk önce ve hangi vurma ritmi ile vuracağını bilemeyecek kadar çileden çıkmıştı
    olay şu
    bu iki salak aynı tertip
    hemde benim tertip
    birbirlerini tanıyorlar ve arkadaş oluyorlar.
    sürekli beraber takılıyorlar.
    birbirlerini sivilde ziyaret etmeye karar veriyorlar ve birbirlerinin ev numaralarını alıyorlar
    bir tanesinin annesi dul
    huur çocugu annesi dul olan arkadaşının evini arıyor ve annesine yazılıyor.
    resmen düpedüz yatma teklif ediyor
    sen dulsun kaşınıyordur falan diye.
    annesi sapıktır diye kaile almıyor
    ama aramaları sıklaştırıyor cinsel fantazilerini anlatmaya başlıyor
    dul kadın gelen telefon ile oğlunun aradığı telefonun aynı oldugunu bir süre sonra farkediyor
    ve bu durumu oğluna anlatıyor
    çocuk deliriyor
    ama huur çocugu nöbette oldugu için
    o da onun ailesini arayıp telefona çıkan kim varsa ana avrat soy sülale ne varsa kayıp
    hızını alamıyor koşuyor nöbet kulesine yolda deli gibi koşarken başka bir rütbeli araba ile koşarken bunu görüyor
    asker selam vermeden koştuğu için rütbeli arkasından gidip yakalıyor
    bir türlü durduramıyor rütbeli de küfür yiyor rütbelinin rütbesi de taşşaklı cinsten
    telefon açıyor bölüğe ama ekşın wc de oldugu için haberi olmuyor
    astsubay gidiyor derhal gelin diye emir verdiği için
    rütbeli teslim ediyor ve raporlarını ertesi gün istiyor
    astsubay askerleri bölüğe getiriyor ve durumu anlatıyor
    ekşın bunları bir güzel dövdükten sonra ikisinin de başına nöbetçi asker koydu
    birbirlerini gece öldürmesinler diye
    ertesi gün bölükten ikiside ayrı yerlere sürüldü
    arkalarından da evrakları gönderildi
    artık ne tak yediler bilmiyorum

    herkesin yazılmış bir hikayesi vardır
    herkesin kitabının adı da aynıdır kader
    ismi aynı olmasına rağmen herkes için farklı bir senaryo yazılıp çizilmiştir
    siz nasıl benim bir satır sonra ne yazacağımı sadece tahmin etmekle kalıp gerçekte ne olacağını bilemiyorsanız
    bende bana yazılmışları bilmediğim bir dönemdeydim
    bir sonraki gülme sebebimden bir sonraki üzüntüme
    hayallerimin yüzde kaçının gerçekleşme ihtimali olduguna dair en ufak bir fikrim bile yoktu
    tek bir kişi üzerine kurulan hayaller
    ananıza babanıza kardeşinize ve diğer sevdiklerinize yaptıgınız en büyük haksızlıktır
    yaptıgınız haksızlığı onları kaybedince anlarsınız ki
    gidenin arkasından ağlamak zaten insanlık tarihi modasıdır
    büyük annemi kaybettiğim o günlerde
    ne kadar vefasız bir torun oldugumu farkettim
    kim bilir köydeki evinde çalan her telefona acaba asker kelebek torunum mu diye kaç kere koştu ve
    hepsinde de yanıldı
    oysa beni ne çok severdi ki aynı şekilde bende onu çok severdim
    ama kimlerin peşinde koşarken kimleri unutmuşuz bu dersi
    acı bir tecrübe ile verdi hayat
    ben üzülmeyeyim diye bana verilen geç haberden dolayı cenazesine gitme şansım olmadı
    bir yaşa kadar hiç tanımadığın bir kişi sen doğalı beri yanında olan oğlundan kızından ayırt etmeyen
    bir kişiye değişilmişti
    kim bilir belkide onun safi duaları ile bugünlere gelebildim
    yaşlanmış bedenine mi üzülsün
    geri gelmeyecek yıllarına mı
    vefasızlaşmış ardında bıraktıklarına mı?
    nur içinde yat..
    çok geç belki ama gerçekten nur içinde yat
    yazıcı tayfadan basit bir işlemle ne zaman terhis olabileceğimi sordum
    verilen cevap çok manidar beyler
    1 mayıs 2005
    yani doğum günüm
    aynı zamanda ebrunun okulu bitirme yılı
    bu durumda ebruya ilelebet kavuşmamda hiç bir sıkıntı kalmayacak
    ama hiç izin kullanmazsam
    kullanırsam bu süre kullandığım gün kadar uzayacak
    kullanmazsam ebrusuz ne yapacam
    kullan gitsin amk dedim gittim ekşının yanına
    ama konuyu açmadım bile çünkü adam hala sinirli geçen olaya
    ekşın zamanla beni sevdiğini bana belli ederken
    diğer askerlere de beni kayırdığını belli etmemek için ilk başta beni gibiyordu
    bazen canı sıkılıyor beni çağırıyor bazen konuşuyor
    bazen bana soruyor
    bana garip cezalar verip eğleniyordu
    amacı tabiki de benimle dalga geçmek
    bir askeri aşşağılamaktan çok
    gün içinde biriken stresini benimle azaltmaktı
    bunda benim de payım çok yüksekti
    çünkü diğer komutanlar dahil ona selam vermekten bile korkarken
    benimle normal bir şekilde konuşup
    benim de konuşmam için dinliyordu
    aslında ondan korkanların çok büyük kaybı vardı
    yakaladığı cep telefonundan birisini bana verdi
    -al dıbına çakim bunu kullan ama bir rütbeliye yakalanırsan gibme işlemini gerçekleştiririm haberin olsun dedi
    -emredersiniz dedim elime aldım telefonu 3 saniye bile geçmedi
    -vay dıbına çakim yakaladım telefon kullanıyorsun diye makara yaptı telefonu da geri aldı
    birini acil araman gerekirse benim telefonumu kullanabilirsin kelebek diye de ekledi
    günler geçerken iki hafta boyunca çarşıya çıkarmadı
    3 üncü hafta yalvarmalarım artınca ve ihtiyaclarım oldugunu söylediğimde
    -karaköyde(genel ev) nöbet tutacam oraya gidersen dıbına çakim senin deyip makarasını yine yaparak izin verdi

    izni aldıktan sonra ebruyu aradığımda bir sonraki haftasonu iki günlüğüne istanbula gelmeyi planladığını söyledi.
    kiminle geleceğini sordum
    annem babam ve kardeşim dedi
    o zaman ne yapmam gerekiyordu mutlaka haftaya çift çarşı almam gerekiyordu ama nasıl amk
    cuma günü çarşı defterlerinin imzalanması sırasında
    ekşın herkesin defterini imzaladıktan sonra benim defterimin olmadığını gördü
    her seferinde benim çarşı defterimi imzalarken naz yapar dalga geçerdi ki
    benim defterimin orda olmadığını farketti çünkü o hafta çarşıya gideceğimi biliyordu
    -dıbına çakim senin defterin nerde dedi
    -uygun görürseniz bu hafta çıkmak istemiyorum komutanım dedim
    gözlerini kısarak ne oldu acaba dercesine bana baktı ve
    -dıbına çakim arkadaşım paran yoksa ben borç verebilirim dedi
    -hayır komutanım var sağolun dedim
    işi gücü bıraktı
    -ne oldu dıbına çakim neden gitmiyorsun o zaman dedi
    -haftaya çıkmak istiyorum izninizle komutanım dedim
    -olmaz dıbına çakim sen istediğinde değil ben istediğimde çıkarsın dedi
    -ebru gelecek ailesi ile komutanım dedim
    Tümünü Göster
    ···
  11. 136.
    0
    -herhangi bir vukuatta yardımcı oyuncu rolü bile oynarsan sonucunu biliyorsun dıbına çakim dikkat et dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -tamam bu hafta da çık çarşıya dedi
    -ben aslında haftaya çift çıkabilir miyim diye lafı ağzımda dolaştırdım
    -vay dıbına çakim kucağımda bir ağırlık hissetim(kucağıma düştün kelebek)
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    -sen çavuşsun dıbına çakim bölükte hiç vukuat olmazsa çıkartırım çift çarşıya dedi
    -emredersiniz dedim
    odadan çıktım

    hafta sonu kendime nöbetçi çavuş kolluğu paraflattım
    nöbetçi çavuşluk zor iştir
    çoğu çavuş sıkar askerleri
    kendine laf gelmesin diye
    içtimalarda gereksiz yere sağa dön sola dön dirsek temas aralığı
    bilmem kaç adım açıl
    şınav vaziyeti al
    gibi bir sürü emir verirler ki askerin zütü başı oynamasın
    benim kolluğumda millet alışık olmadığı için
    zaten emir vermeme gerek kalmadan düzgünce geçtiler sıraya
    bilmiyorlardı çünkü nasıl davranacağımı
    bir de korktukları şey vardı
    sinirlerimin bozulması durumunda ekşına yapacağım şikayet
    hafta sonu olduğu için onlar adına nöbetçi komutandan izin alıp futbol oynattım
    normalde karşı çıkar komutanlar askerin bacagına bişey olurda uğraşırım diye
    ama beni seven bir komutana denk geldi ve aldım izni
    hafta sonları en düşük tertiplere koğuş yemekhane ve er gazinosu yıkatma günüydü
    onlarla beraber bende yıkadım benim yardım ettiğimi gören bir kaç tertip de makarasına yardım etti
    bazıları ise hiç yaklaşmadı bile
    kısacası çavuş olarak onlara hiç bir zorluk çıkartmadım
    onları yormayacak basit yollarla günlerini tamamlamasını sağladım
    bu bir asker için çok önemliydi
    çünkü bir günü geride kaldığında en azından küfür edecek bir nöbetçi çavuşları olmamıştı o kadar küfür edecek sebebleri varken
    gece yat iştimasından sonra komutana yoklamayı verdikten sonra
    -beyler ekşının ailevi sorunları varmış,
    bu hafta sıkıntılı bir hafta geçirecek bence vukuattan uzak durun yoksa hıncını sizden alır haberiniz olsun dedim
    böylece ekşının kudretinden yararlanmış olacaktım
    ben hergün ortalarda ve vukuat işlemeye müsait yerlerde geziyor bizim bölükteki askerlerin vukuat işleme ihtimali olan yerlere gidiyordum
    beni görünce yapamazlardı çünkü
    ekşına şikayet edeceğimden korkarlardı ve haftalardır çarşıya çıkmadığımı da biliyorlardı
    hergün ebru ile konuşmaya devam ettim
    ekşın zütünden baskınlar düzenledi aklı sıra vukuat bulmak için
    iç bahçeye indi çogu zaman başka bölükten askerlerin bazı yavşak hareketlerini gördü ama
    aklı bizim bölükteki vukuatta olduğu için karışmadı diğerlerine
    herşey normal giderken

    bizim bölükteki bir asker hastalandı öyle ahım şahım bi hastalık değil zütü başı ağrıyormuş
    o gece de 1 3 nöbeti varmış
    yerine asker lazım
    nöbetçi çavuş kendi tertiplerinden kimseye diyemiyor
    zaten üst devrelerine hiç diyemiyor
    alt devreler yeni geldiği için kule nöbeti tutamıyorlar
    diğer askerlerde niye ben amk niye ben diye isyan ediyor
    muhtemel bir kriz kapıda
    kim başkasının 1 3 nöbetini tutmak ister amk onlar da haklı
    gittim nöbetçi astsubaya komutanım ben tutabilir miyim dedim
    olmaz sen çavuşsun dedi
    biraz zorladım başka asker mi yok dedi
    komutanım ben gönüllüyüm dedim
    gönüllü nöbet mi olur şimdi hiç tutturmam sana gider kendini vurursan başım büyük belaya girer dedi
    adam kıllandı tabi
    sonra gittim bizim nöbet manyağı bir asker vardı onu kaldırdım
    bu nöbete gidersen sana 5 gün nöbet yazdırmayacağım dedim
    söz mü lan dedi
    söz amk dedim
    tamam dedi gitti nöbete
    ertesi gün nöbete gitmek istemeyen herkesi yazıcıya söyledim en taktan nöbetleri ona yazdırdım ve söz verdiğim gibi o askere de hiç nöbet yazdırmadım 5 gün
    hafta sonuna kadar ekşının odasını normalde iki güne bir paspaslamama rağmen hergün paspasladım
    genelde kapısında durdum çağırınca hemen gireyim diye
    resmen karısı oldum amk
    onunla koşulara gittim ebem gibildi 9 km koşmaktan
    her sabah ki içtimada vukuat yoktur komutanım diye ekşına tekmil verildiğinde ekşın hep bana baktı gülümseyerek
    sonunda cuma günü oldu
    çarşı defterlerini zütürdüm
    herkesinkini imzaladı benimkini bir kenara ayırdı
    kendi elleriyle çift çarşıyı yazdı ikisini de imzaladı
    çarşı defterinin en sonuna kendi cep telefonu numarasını yazdı
    -dıbına çakim arkadaşım bu cumartesi ben nöbetçiyim
    cumartesi günü geç gelebilirsin birazcık ama döverim haberin olsun dedi.
    -emredersiniz dedim gittim
    -burdaki vukuatlarla uğraşmak benim bu devletten maaş aldığım için görevim
    ama sen sivilde yaptığın vukuatlarınla seni sevenlerini uğraştırma dedi
    mesaj açık ve netti
    ebruyu üzme
    -emredersiniz komutanım dedim
    subay nöbet listesine baktım onun ismi yazmıyordu bir tane üstteğmende gözüküyordu nöbet.
    ne oluyor amk diye gittim o subayın yanına ve komutanım cumartesi nöbetçi siz misiniz dedim
    -x yüzbaşı değiştirmek istedi dedi
    -yüzbaşı dediği adam ekşın amk
    ekşına bak bana kıyak yapmış
    cumartesi sabahı oldu çarşıya çıktım
    telefon sonrası otobüs ordan ebru ve ailesinin yanına gittim
    kollarımın tek ve en uzun sarmalamak istediği kişi ebru olduğu için
    onu en sona bıraktım
    güldüler beni görünce sevindiler yani
    sıcak bir karşılama yaptılar
    ebrunun annesinin suratında acıyarak bakış vardı bana karşı
    artık asker olduğum için mi üzülüyordu
    yoksa kızının bensizken üzülmelerini görüp ona mı üzülüyordu bilemem
    ebru ile bana göre kısa ama izleyenler için uzun oldugunu sandığım bir sarılmadan sonra
    onun dayanamayıp beni yanağımdan öpmesi ile
    onu tekrar bir an önce öpmem gerektiğini farkettim
    onlarda istanbul konusunda pek tecrubeli olmadıkları için
    ne yapacağımızı bilmiyorduk ama sanki el birliği ile beni mutlu etmek için uğraşıyorlardı
    nereye gidelim?
    karnın aç mı?
    askerde canının çektiği bişey oluyor mu?
    bi eksiğin var mı?
    annene babana bişey göndermek ister misin?
    bunlar bana yöneltilen sorulardan sadece bir kaçı idi
    karşıya geçelim dedim
    çünkü anadolu tarafında pek fazla gezilecek bir yer yoktu
    karşıda eminönü sultanahmet derken ebruyu tek öpebildiğim yer eminönündeki bir alt yaya geçidinin
    kalabalığından yararlanarak hissettiğim bir kaç saniyelik öpüşme oldu
    zaman öyle hızlı geçti ki saat 4 olmuştu ve ben hala karşıdaydım
    ordan kışlaya gitmek en az bir buçuk saat
    ekşını aradım
    telefonda tekmil verdim
    y.s.kelebek antalya diye
    -sesimi başka duyan var mı dedi
    -yok komutanım dedim
    -söyle dıbına çakim arkadaşım ne istiyorsun dedi
    -ne kadar geç kalabilirim komutanım dedim
    -dıbına çakim senin yüzünden en sevdiğim müziği yarıda kesmek zorunda kaldım
    ne kadar dayak yemek istersen o kadar geç gel dedi
    -sınır var mı komutanım dedim
    -24.00 ı geçmesin dedi
    -emredersiniz dedim
    durumu ebrulara anlattım
    onlarda yol yorgunuydu
    kaldıkları otele gittik
    beni otele almak istemediler kayıtlı olmadığım için
    tamam gidelim dışarda bir yerde otururuz dediysemde
    babası inat etti bende otelciyim falan diye en sonunda nasıl yaptı bilmiyorum kabul ettirdi
    hep beraber odaya çıktık
    iki oda tutulmuştu biri anne baba diğerleri de cocuklar olan için
    askerlikten konuşulduktan sonra anne ve babası gitti
    biz üçümüz kaldık
    kardeşine bizi biraz yalnız bırakırmısın dedi ebru
    o yatak odasına geçti yattı
    biz salonda kaldık
    salonda kaldıktan sonra size tek vermem gereken detay
    ebruyu gülme krizine sokan askeri yeşil donum oldu
    bir türlü geçmedi krizi
    yasak amk ne yapayım
    saat ona kadar özlenmişleri giderdikten sonra
    bir kaç damla yaşıyla bıraktım ebruyu
    11.40 civarında nizamiyeye geldim
    gerekli sorgudan sonra tabur arandı
    ekşın haberim var dedi ve bölüğe gittim
    odasına girip tekmil verdim
    saat 12 ye 7 vardı
    bacaklarını masanın üzerine atmış
    klagib müzik dinliyor
    geldiğimden hiç haberi yokmuş gibi davrandı
    ta ki 12 yi 1 geçene kadar
    birden bana baktı
    -dıbına çakim geldin demek ben sana 12 yi geçirme demedim mi dedi. çok yumuşak bir ses tonuyla
    daha önce geldim desem o da biliyor geldiğimi ama adam garip adam amk kaçarı yok gibicek beni
    suçumu kabul etmişcesine durdum karşısında
    -dur dıbına çakim klagib müzik eşliğinde gibersem tempomu yavaşlatır oynak bişey çalayım dedi
    bekledim ne tak yiyecek acaba diyerek
    bi tane hareketli parça açtı
    masasından kalktı
    ben muhtemel vurma ihtimali olan yerlerimi sıkmaya başladım esas duruştayken
    -vukuat var mı dedim
    -yok kumutanım dedim
    -tamam git yat dedi
    -emredersiniz dedim
    tam kapıdan çıkıyordum
    -bu kadar basit olmasın dıbına çakim dedi
    komutan konuşunca esas duruşa geçmek askeri farzdır
    geriye dön komutu verdi
    sırtım ona dönük kaldı
    içimden gerçekten gibecek mi lan diye bile geçti
    ben beklerken tekrar geriye dön komutu verdi
    -yok dıbına çakim bugün gibimin kalkmayacağı tuttu gidebilirsin dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    sabah içtimasında görev devri yaptıktan sonra o evine gitti ben yine çarşıya çıktım
    o gün geç kalma lüksüm yoktu
    Tümünü Göster
    ···
  12. 137.
    0
    ebrularla buluştum
    beraber kahvaltı yaptık kadıköyde
    daha sonra ebrunun ailesi ile saat 15.30 da buluşmak üzere ayrıldık ebru ve ben
    saat 3 e kadar ebru ile yüzüğü tekrar taktığı yerde oturduk
    öğlen yemeği hiç aklımıza bile gelmedi
    izin kullanmam konusunda ısrar etti
    bakarız diyebildim sadece
    genelde onun başı omzumda bazen dizimde
    bazen elleri ellerimde
    bazen ellerim saçlarında
    kulağının kıvrımlarına
    kaşlarının çizilişine
    dişleri gülümsemesine yakışan
    kirpiklerinin güzelliği gözlerini kaçırınca anlaşılan
    gözlerime bakınca dünyaları unutturan
    sözlerine bakınca aşkı tattıran
    hasreti hayata isyan
    varlığı yaşama hayran bırakan
    ebrumla saat 3 olunca birazdan gerçek anlamda yapacağımız vedanın ön provasını öpüşmelerle takviye yaparak yaptık

    diğer aile fertleri ile buluştuktan sonra
    ayak üstü biraz konuşup iyi dileklerimizi karşılıklı sunduktan sonra bir miktar parayı cebime sıkıştırdılar
    almak istemesemde yapacak birşey yoktu
    ebru ağlıyordu ama gözyaşı kuru kuru akıyordu
    onu fazla üzmemek için hemen gittim
    kışlaya döndüm
    o gece uyuyamadığımı az çok hepiniz zaten tahmin ediyorsunuzdur
    esas ekşın ertesi gün yaşandı
    pazartesi sporu için ekşın tüm bölüğü 9 km lik koşuya çağırdı
    gelip tamamlayabilenlere herzamanki gibi çift çarşı vereceği vaadinde bulundu
    nöbeti olanlar hariç herkesi spora zütürdü
    bir kaç km koşup milletin pestili çıkmaya başlayınca
    bölüğe yerinde say komutu verdi
    -evet dıbına çakim arkadaşlar şimdi çarşı izninden geç gelenlere ön uyarıyı uygulamalı olarak göstereceğim dedi
    evet beyler ekşının gibi kalkmıştı bu defa
    -dıbına çakim şimdi bana bir asker lazım gösterebilmek için,
    hmm kim var çarşıdan geç dönmüşlerden seçelim benim aklıma kelebek geldi uzman çavuşum ne dersiniz dedi
    -kelebek gel dıbına çakim arkadaşım dedi
    beyler mevsim yaz, hava bunaltıcı
    üstümde askeri şort var yani dizlerim çıplak
    üzerinde bulunduğumuz arazi yer yer taşla kaplı toprak arazi.
    yere adım atınca kalkan tozu hesap edin
    -yat dıbına çakim dedi
    bi kaç km koşmuşum zütüm dahil her yerim terli
    yatar yatmaz çamur adam a döndüm
    -sürün dıbına çakim dedi
    herşeye rağmen bana yaptığı o kıyak izinden dolayı hiç küfretmedim
    suratımı bile ekşitmedim
    her verdiği komuttan sonra emredersiniz dedim
    başım hep karşıya bakar haldeydi ve hiç isyan eder gözükmedim
    askeri parmak hesabı mesafe tahminime göre 700 metre yerde kaldım bu süre zarfında onlar fazladan bir tur attı çevrede
    ayağa kalktığımda üzerime yapışmış tozdan dizlerimin kanadığını sadece hissedebiliyordum
    bir süre sonra bölükle koşmaya devam ettiğimde de dizlerimde ılık ılık akan kanları hissettim ama eğilip hiç bakmadım
    ekşın koşamayanları uzman çavuşla kestirmeden gönderdi ama ben ve bi kaç kişi ekşını takip etmeye devam ettik
    onun ne amaçla yaptığını biliyordum
    diğer askerlerin yanında benim 12 de gelme torpilimin aslında bir cezası olduğunu
    ve diğer askerlerin kendi kafalarına göre aynı şeyi yapmalarını istemediği içindi
    haklıydı da
    olan bi kaç gün boyunca bükmekte bile zorlandığım dizlerim ve dirseklerime oldu ama
    ebru ile geçirilen o gece için herşeye değerdi.

    bölüğe döndüğümüzde bazı askerler tarafından dalga konusu oldum
    -sürüngen haberci diye
    bazıları benim adıma ekşına küfretti
    ama ben küfür etmelerini bile istemedim
    duşu alıp kamuflajı giydikten sonra
    tekrar görev yerime döndüm
    ekşının beni gördüğü zaman ekstradan topallamayı bırakın topallamadım bile
    çünkü birincisi o tip askeri sevmezdi
    ikincisi beni ezen insanlara ezilmiş gözükerek onlara daha fazla zevk vermem
    hiçbirşey yokmuş gibi karısı olmaya devam ettim
    ikimiz de erkeğiz ama rütbelerinden dolayı gibici olan o
    içeri çağırdı beni
    -emredin komutanım dedim
    -iki çay getir dedi
    odada ondan başka kimse yoktu acaba niye iki çay söyledi yanlış mı anladım diye emir tekrarı yaptım yine
    -emredersiniz komutanım iki çay getirip geleceğim dedim
    baktım bişey demiyor doğru anlamışım iki çay olduğunu
    gittim iki çay getirdim masasına bıraktım
    -başka bir emriniz var mı dedim
    -var dıbına çakim bekle orda dedi
    -emredersiniz dedim
    -çayı içiyormuş gibi yap ama içme dedi
    -emredersiniz dedim ama çay içmeden nasıl içiyormuş gibi yapılır ağzımı mı höpürdeteyim komutanın karşısında
    -ziyaat olsun komutanım dedim
    -ne çabuk içtin dıbına çakim dedi
    -biraz soğumuş komutanım dedim
    -vay dıbına çakim benimkide soğumuştur git bana yenisi getir dedi
    ekşınla makara yaparsan böyle olur
    -emredersiniz dedim gittim bir çay daha getirdim
    -aç dizlerini dedi
    -emredin komutanım dedim anlamamış gibi
    -dizlerini aç ağda yapmışmısın ona bakıcam dıbına çakim dedi
    -yok komutanım yapmadım dedim
    -aç dıbına çakim gözlerim de inansın dedi
    açtım dizi bi baktı manzarayı görünce üzüldü biraz ama belli eder mi sizce
    -vay dıbına çakim bekle burda dedi yazıcının birine seslendi
    yazıcı geldi
    -git dıbına çakim bana revirciyi getir bu arkadaşım düşmüş galiba dedi
    -gerek yok komutanım dedim
    -feci düşmüşsün dıbına çakim dedi
    -askerim komutanım emirle düşer emirle kalkarım sorun değil dedim
    -vay dıbına çakim gidebilirsin dedi
    -başka bir emriniz var mı komutanım dedim
    -mutlu olmanı emrediyorum dedi
    gülümsedim
    -dizlerin geçinceye kadar istirahatlisin dedi
    -diz sürünmeye bebeklikten alışkın komutanım
    allah gönülleri süründürmesin dedim
    -amin çıkabilirsin dedi
    ebruyu aramaya gittim yine
    nasılsın geyiği esnasında çok kötü oldugunu beni çok özlediğini
    bu duruma dayanamadığını hep yanımda olmak istediğini
    hiç bişeyden zevk almadığını gece gündüz beni düşündüğünü
    telefonu ne zaman çalarda benimle konuşur onu beklediğini
    tekrar istanbula gelmek istediğini
    geriye kalan günlerde buna nasıl dayanacagını
    ağlayarak ve isyan ederek söyledi
    her ne kadar geçecek diye teselli etmeye çalışsam da ne ağlamasını durdurabildim
    ne de isyanını
    baktım olacak gibi değil çözümü kaçmakta buldum 30 dakikalık teselliden sonra
    gittim iç bahçede plastik bardakta çay ile sigara içtikten sonra dayanamadım ve tekrar aradım
    • bişey mi oldu diye açtı telefonu
    -hayır sesini özledim dedim
    • daha yeni konuştukya deli dedi
    -sen daha yeni görüşmemize rağmen beni özlüyorsun ama dedim
    • kelebek şu izne gel artık ben dayanamıyorum dedi
    -ebru daha yeni görüştük biraz zaman geçsin o zaman kullanayım izni dedim
    vay efendim ben özlememişim vay ben onu artık sevmiyor muymuşum
    hadi bunları gibtir et en sinir bozucu lafı da
    • tabi sen istediğini aldın kendini tatmin ettin(ciks)oldu
    -sen ne istiyorsun peki dedim
    • hep yanında olmak istiyorum dedi
    -ben istemiyorum öyle mi dedim?
    • öyle demek istemedim dedi
    -seninle her yattıktan sonra kaçtım mı senden dedim
    • tamam özür dilerim öyle demek istemedim dedi
    -ben burda keyfimden askerlik yapıyorum senden uzak kalabilmek için askerlik yapıyorum öyle mi dedim
    • kelebek lütfen dedi
    -tek sen seviyorsun ben bilmiyorum özlemek ne demek aşk ne demek sevdiğinsizlik ne demek.ben burda nelerle uğraşıyorum
    senin bana destek olacağın yerde hala sevgimin şüphesinde paranoyalarda yaşıyorsun
    • hayır inanıyorum sevdiğine dedi
    -o zaman firar sebebim olma ben senin okulunu bekledim ve hala bekliyorum bende kalmaya devam edemeyeceksende haberim olsun dedim
    • tamam kızma dedi ama kızmamak elde mi amk
    beni gibtin simdi gibinde değilim diyor resmen
    olay sadece gibişten ibaret olsaydı
    turizmdeyken gibimi sokmadığım ülke kalmazdı
    baktım daha da çok sinirleneceğim ve sinirlenirken onu da üzeceğim
    -tamam geliyorum izne ne zaman istediğini söyle komutanla konuşayım dedim.
    • bilmiyorum ki dedi
    Tümünü Göster
    ···
  13. 138.
    0
    -tamam düşün bana haber ver o zaman dedim
    • tamam kapatıyor musun dedi
    -hayır dedim
    • kapatacakmış gibi konuştunda
    -hayır konuşalım
    • seni çok seviyorum
    -ister inan ister inanma bende
    • biliyorum dedi
    konuşma böyle devam etti
    iki tarafda alınmış ve nazlı olarak
    sonra da formaliteden yumuşamış izlenimi verdik konuşmaya
    ve kapattık telefonu
    onu tekrar kısa zamanda aramam lazımdı ve o seferki konuşmada
    son görüşmemizden bahsetmeden herşey normalmiş gibi davranmam lazımdı ki
    hem benim bu konuya fazla takıldığımı düşünüp üzülmesin hemde eski tadına varalım aşkın
    tek dostum ekşın desem yalan olmaz binler
    bazen herifin yanına elimi kolumu sallayarak girip
    bende onun gibi konuşup
    -dıbına çakim ekşın çok dertliyim ne olacak bu halimiz diye dertleşesim geliyordu
    kapısına gittim
    içeri girip geldiğimi ve bir emri olup olmadığını sordum
    parmağıyla yok dedi çıktım yazıhane de otururken
    bir süre sonra -
    -kelebek gel dıbına çakim diye bağırdı
    • emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim bizim şarkımız çalıyor neden gelmiyon dedi
    bu ekşın olmasa askerlik herhalde bitmezdi
    içeri girdim çalan müzik klagib müzik amk.
    iyi tamam bizim şarkımız da kimin söylediğini gibtir et hangi enstrumanlar kullanıyorlar onu bile seçemiyorum
    o kendini kaptırmış müzikle gerilip müzikle gevşiyor
    ben sevmediğim bi müziği seviyormuş numarası yapıyorum
    bir ara kafamı müzik ritmi eşliğinde salladım
    -dıbına çakim asker gibi dur karşımda dedi
    ki en sevdiği şey de esas duruş zaten
    esas duruşta müziğimizi dinledikten sonra
    bana bakıp gülüyordu
    belli ki amacı benimle dalga geçip askerlik stresinden uzaklaşmaktı
    -begendin mi dedi
    -gerçekten mükemmel hepsini takdir ettim dedim
    -dıbına çakim sanattan da anlıyon en çok neyi sevdin dedi
    -özellikle o sazın tellerine dokunuşu çok hoşuma gitti komutanım dedim
    makara mı yapıyom ciddi miyim diye bana gözleri kısarak baktı
    makara yaptığımı anlasa gibecek
    -ne sazı dıbına çakim dedi bütün enstrumanları tek tek saydı bana
    -önemli olan sazmış gibi dinleyebilmektir komutanım. dedim
    -kelebek açık çarşın kaldıysa hepsini kapatıyorum dıbına çakim dedi
    -üzüntülerin ismini teleffuz ederseniz mutlu olamazsınız
    her derdi mutluluk ve yinede şükürler tadında yaşarsanız daha çok zevk alırsınız komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek gibtir git dedi
    -emredersiniz bir emriniz var mı komutanım dedim
    -var ama sana verip ziyan etmek istemiyorum dıbına çakim dedi
    -emredersiniz dedim

    biraz daha odasının önünde ve civarında bekledikten ona bildirmem gerekenleri imzalatmam gerekenleri imzalatıp onu gönderip
    tekrar telefona kostum
    daha önceki kalp kırıntılarımızı üç kere alnıma zütürüp
    kimsenin ulaşamayağı bir yere bıraktıktan sonra
    ebruyu aradım
    -nasılsın aşkım diye giriş yaptım
    aynı şekilde o da bana karşılık verdi
    biraz aşkımlı canımlı konuştuktan sonra o da özlemini içine gömmüş isyan ediyor şekilde belirtmedi
    -ne zaman gelmemi istiyorsun karar verdin mi dedim
    • şu an bilmiyorum sen nasıl istersen öyle yapalım dedi
    ebruya bir mayıs gününün önemini anlattım
    bana hak verdi ama görmeden yapamayacagını da söyledi
    -biraz zaman geçsin özlem biraz biriksin gelirim söz dedim
    • tamam ama fazla uzun olmasın ara dedi
    -senin için herşeyi yaparım bilirsin sen ne zaman dayanamaz hala gelirsen söyle o zaman geleyim
    ama bunu bana sitem olarak değilde gelmeni istiyorum olarak söyle
    gereksiz üzmeyelim birbirimizi dedim
    • tamam deyip onay verdikten sonra ne yapıyor ne ediyor
    daha doğrusu ne yapamıyor nelerden bensiz zevk almıyor onları anlattı
    bende ona yapmayı özlediğim şeyleri anlatınca baktık iş yine dayanılmaz bir şekilde özleme dogru geçiyor yine konuyu değiştirip
    biraz daha konuştuktan sonra kapattım
    gece dersi vardı beyler
    her askerin korkulu rüyası
    amk karanlıkta sessizce ders anlatır komutanlar
    iki hafta da bir genelde salı veya çarşamba günlerine denk gelir
    gece saat 11 e kadar sürdüğü olur
    yüzünü gözünü boyamak zorunda kalırsın askeri makyajla
    ekşın beni çağırdı
    -ders notlarını getir dıbına çakim arkadaşım bi gözden geçireyim dedi
    eğitim dosyasından o gecenin notlarını çıkardım
    ona vermek istedim ama almadı
    -sende kalsın dıbına çakim biraz oku sorduğum zaman dogru cevap ver çift çarşı verdiğimi görsün diğer askerler dedi
    -ben zaten biliyorum komunanım okumaya gerek yok dedim
    -dıbına çakim söyle o zaman şu nedir dedi
    -şu şu şudur komutanım dedim
    -peki bu nedir dedi
    onu da anlattım
    bi kaç soru sordu hepsini cevapladım
    -vay dıbına çakim çift çarşı veresim geldi ama kapatmıştık dimi senin çarşıları dedi
    -siz nasıl emrederseniz komutanım dedim
    akşam yemeği sonrası eğitim alanına kadar değişik askeri ilerleme şekillleri ile gittik
    bizim bölüğün uzman çavuşları astsubayları ve subayları da geldi
    ekşın bana bölüğe katıl emri verdi bende diğer askerlerin arasına oturdum
    astsubay dersin bir kısmını anlattı
    ekşın da diğer rütbeliler gibi onu dinledi arada takviyeler yaptı dinlemiyormuş gibi görünenleri gibici bakışları ile
    dinlemeye davet ettirdi
    sonra sorular sorma kısmı geldi
    ekşın rastgele kaldırdı sordu askerlere
    sordugu soruları bilemeyenlere
    -dıbına çakim dua et gece dersindeyiz ve yüksek ses çıkarmak yasak bende hard sevdiğim için seni gibmeyi erteliyorum gündüz olunca bağırta bağırta gibcem
    -vay dıbına çakim senin dersi uyuyarak dinlediğini nasıl farketmemişim gibi askerleri tehdit ederek
    sorduğu sorul+arı bilenlere çift çarşı vererek devam etti gece
    bana sorduğu soruyu bilince
    -dıbına çakim sana veresim gelmiyor hep mundar edeceksin çarşıyı diye korkuyorum bi tane daha sorayım dedi
    sordu onu da bildim
    bi tane daha sordu onu da bildim
    amasyada sürekli yazarak eğitim görmenin ekşının haberi olmadan o geceki konuları tekrar gözden geçirmenin de faydası vardı
    sonra işi yine makaraya döktü ekşın
    -bölüğe soralım dıbına çakim haketmişmisin diye dedi
    bi asker kaldırdı
    -vereyim mi çift çarşı kelebeğe hak etti mi dedi
    -siz nasıl uygun görürseniz komutanım dedi asker
    -evet mi hayır mı dıbına çakim dedi
    -evet haketti komutanım dedi
    -tamam o zaman seninkini kesip ona veriyorum dedi
    bi askere daha sordu haketti mi diye
    gariban kendi çarşısı gidecek diye korktu
    -hayır komunanım dedi
    -nasıl hayır dıbına çakim hepsini bildi seninkini de kesiyorum dıbına çakim dedi
    hiç kimse sıradaki kaldırılan asker olmak istemedi ne deseler çarşıları gidiyor amk
    velhasıl komutanları da soktu makaraya
    -haketti mi başçavuşum dedi bizim astsubaya
    -haketti komutanım dedi
    -sizin çarşınızı da kesiyorum o zaman dedi gülerek
    kendi aralarında makara yapmaya devam ettiler
    ama benim çarşı alıp almadığımı birtek ekşın biliyordu ortada kaldı amk
    ekşın mola verdi ama sigara içmek yasak amk
    sadece bizim taburda değil tüm kışlada gece dersi olduğu için nöbetçi yüksek rütbeli subaylar denetlemeye gelebiliyor
    sigara da ucundaki kordan dolayı gece araziye uymak adına yasak
    Tümünü Göster
    ···
  14. 139.
    0
    mola gece boyunca devam etti
    zaten anlatılacak konu belli olur usta birliğinde
    komutanlarda o saate kadar orda olmaktan zevk almaz
    eve gidip dinlenmek varken
    gece dersi bitti
    bölüğe geldik

    ayakta duracak halim yok
    telefona bi baktım sıra gelmiyecek gibi
    direk gidip yattım
    üst devre olmaya başladığımız için bizim devrelerden yavaş yavaş cep telefonları çıkmaya başladı
    herkes gizli gizli kullanıyordu sağda solda
    benim de aklıma geldi kullanmak ama kullananların aldıkları 30 günlük askeri cezaevi hapsinin yanı sıra askerliklerinin de
    aynı gün sayısı kadar uzadıgını bildiğim için pek yanaşmadım bir süreliğine
    konturluden devam ettim
    ebru ile normal konuşmalarımız devam ederken
    ona çıkıp arasıra eğlenmesini söyledim
    o da canım istemiyor sensiz eğlenemem falan dese de çıktı
    bir sonraki gün gece nasıl geçti diye sorduğumda
    çok eğlendim demesi biraz garip geldi
    -ne yaptın dedim
    • bi bara gittik arkadaşlarla dans ettim içtik sonra çorbacıya gittik ve eve döndüm dedi
    soru bir arkadaşlar kim
    soru iki kiminle dans ettin
    soru üç içtiğine göre sarhoş oldun mu
    soru dört çok eğlenmene sebeb olan kim
    bunlar aklımdan geçenlerdi ama hiç birisini sormadım
    git eğlen dedikten sonra o eğlenince bunları sormak yanlış anlaşılmaya açık sorular olur ve
    kendi kendimle çelişirdim o yüzden sormadım
    sadece iki gün sonra bensiz eğlenemeyeceğini söyleyen kişinin tekrar dışarı çıkacağını duymak pek hoşuma gitmedi
    ama yapacak bişey yoktu
    onun sevgilisi olmam onu esir alacağım ve benimle beraber askerlik yapacağı anldıbına gelmezdi
    -iyi eğlenceler dedim
    konu kapandı

    o gece uyunabilir mi uyunamaz
    saat 3 e kadar yani diskoların müziğin sesini kısma vaktine kadar beklenir mi evet
    3 05 de aşşağı inip ebru aranır mı aranır
    duyduğunuz sesin size sarhoşumsu gelmesine kızılır mı kızılır
    peki bu ona belli edilir mi hayır
    neden çünkü yarın beklenir
    -nereye gidiyorsun şimdi dedim
    • eve gidicem dedi
    -tamam 15 dakika sonra ev numarasından ararım o zaman dedim
    • tamam dedi
    20 dakika verdim beyler
    20 dakika sonra aradım cevap yok
    21. dakika aradım yine yok
    25 e kadar denedim
    ebrunun annesi açtı telefonu
    utandım konuşamadım kapattım
    ebru eve gelmişse annesi de hala uyanıktır rahatsız olmasın diye 10 dakika bekledikten sonra
    ebrunun cep telefonunu aradım
    3.aramamda açtı
    -merhaba aşkım nasılsın dedim
    • iyiyim dedi
    -nerdesin dedim
    • oturuyoruz dışarda kuzenimle dedi
    -aa ne güzel hangi kuzenin ver bi selam vereyim dedim
    -al dedi
    basbaya kız kuzeninin birisiydi şüphelenecek bir durum yok
    biraz nasılsın iyimisin gibi gereksiz tefarruatlar konuştuktan sonra ebruyu istedim telefona
    -çok içmeseydin keşke başın ağrıyacak yarın deyip başı ağrımaması için tavsiyelerde bulundum
    • kalbim ağrıyor kelebek gel artık dedi
    -tamam geliyorum merak etme yarın konuşuruz dedim
    sarhoş sarhoş daha fazla dertlenmesin diye
    sonra o evine çıkıncaya kadar konuştuk
    kontör bitti yenisini takıp tekrar aradım ve bir süre sonra uyuyakaldı
    sabah gözler balon gibi kalktım
    içtimadan sonra ekşın tabur komutanına uygunsuz yakalanan bir askeri çağırttı odasına
    ben dışarda beklerken bağırma sesi geldi
    sonra beni içeri çağırdı
    ekşın koltuğuna oturmuş
    asker karşısında esas duruşta
    -emredin komutanım dedim
    -dıbına çakim kelebek bıktım bu askerlerden bana farklı bi fantazi anlat bunu senin hayal dünyana göre gibecem dedi
    gel de anlat amk
    askere bi baktım bizim tayfadan kurtarmam lazım elinden ama nasıl
    -ne anlatim komutanım dedim
    -dıbına çakim domaltim mi bacak omza mı yapim seç işte birini dedi
    -komutanım hiç sizin tipiniz bir asker değil bu dedim
    -vay dıbına çakim güzel fikir ben bunun kafasına poşet geçirip de gibeyim dedi
    adam illaki dövecek beyler kaçarı yok
    -komutanım ben öyle demek istemedim dedim
    bana baktı
    -grup sevmiyorum dıbına çakim sen çıkabilirsin dedi
    baktım beni de dövecek amk
    bi emriniz var mı komutanım dedim
    -biraz daha kalırsan ikinci poşeti aramaya da başlıyacam dedi
    hemen yardım odadan
    birkaç şaplak sesinden sonra asker olay mahalinden uzaklaştı
    bende fazla yakın durmadım hıncını alamadıysa olan bana olmasın diye
    öğle yemeğini yedikten sonra içtimaya kadar olan vakitte telefona gidip ebruyu aradım
    bir kaç uzun çaldırmadan sonra cevap verebildi
    -tünaydın dedim sesi uykulu olduğu için
    • kusura bakma dün gece için dedi
    dur bakalım kendi yaptıklarının farkında mı diye
    -ne yaptın ki dün gece dedim
    • biraz fazla içmişim dedi
    -sarhoş mu olmak istemişsindir olmuşsundur ben kimim ki bunun için benden kusrunu göz ardı etmemi istiyorsun dedim
    • sarhoş olmak istemedim kelebek yanımda olmanı istedim hep istediğim gibi ama yoktun dedi
    -yanında olabilecek birine mi baktın gece o saate kadar dedim
    • benim bakmama gerek yok bana bakanlardan sadece birini seçmem yeterliydi ama
    ben zeten seçeceğimi çoktan seçtim,gel gelelim o hala bundan şüphe duyuyor dedi
    -eğlendin mi diye sordum
    eğlenmediğini söyledi
    -neden dedim
    • erkeklerin her yanında erkek olmayan bayan kişiyi bir av olarak görmesinden nefret ettiğim için dedi
    -neden o kadar av konumunda bekledin o zaman dedim
    • bana kurşun sıkıldı serseri bir avcı tarafından kalbimi kıpırdatamıyorum yerinden
    şimdi uzaklarda sesini duyabiliyorum sadece ama gelecek inş dedi
    -kimmiş bu avcı dedim
    • akıttığım kan damlalarının değerini bilmesini umduğum birisi dedi
    -ben tanıyor muyum bu avcıyı dedim
    • sadece ateş ettiğini bilip beni vurup vuramadığından şüphe mi ediyorsun yoksa dedi
    -sıktığım kurşunun nereye gittiğini biliyorum dedim
    • nedir yine neyin peşindesin bir daha çıkma bu kadar içme sana güvenmiyorum mu demek istiyorsun dedi
    -istediğin kadar çık istediğin kadar iç ama sarhoşken yediğin kurşunun farkına
    ertesi gün varırsın sonra birde bakmışsın başka avcılarınsın bunu unutma dedim
    • benim için bir tek sen varsın kelebek dedi
    -eve çıkıp benim seni evden arayacağımı unutacak kadar sarhoş olma bir daha dedim
    • kuzenin ısrar etti açık havada otur biraz kendine gel diye dedi
    -başkalarının tavsiyesine ihtiyac duyacak kadar içme o zaman bir daha dedim
    • tamam dedi
    -senin askerde olan bir sevgilin oldugunu sürekli seni düşündüğünü geceleri başına bişey geldimi diye
    merakından uyuyamadığını farkedemeyecek kadar sarhoş olma bir daha dedim
    • tamam içmiyorum bir daha dedi
    -hayır ebru en başta söyledim istediğin kadar iç hayat senin mide senin para senin ama
    ben işime gelen yere kadar senin olurum dedim
    • bu sözlerinin hepsini bir yere yazıyorum eger bir gün bensizlikten sıkılıp
    üzüntüden dertten içerde çok sarhoş olursan aynı lafları ertesi gün sende duyacaksın haberin olsun dedi
    -duyacaklarımın bunlarla kalmayacağımın farkında olacak kadar ayık yaşıyorum merak etme dedim
    • o kadar ayık yaşıyorsanız başkalarının evlerine gidip içkiler içmemeyi ne içip kafanızı iyice bulandırarak gittiniz acaba kelebek bey dedi
    evet konu yine döndü dolaştı yaptığım bir aptallıktan dolayı zütümde patladı
    -bu konuyu kapatmadık mı dedim
    • istersen serbest olsun gidip gelelim başkalarının evine canımız sıkılınca açar kapatırız konuyu bu kadar basitse dedi
    yani bu ne demek oluyor gibi tuttuk ömür boyu o eve gitmenin vebalini çekecez
    -ebru istiyorsan istediğin yere gidebilirsin seni durdurmam gitme diye yalvarmam,sen affettin gittim diye ama ben affettmem.
    bana affetmiş gözüküpte tekrar tekrar aynı konuyu konuşacaksak onu da şimdiden haberdar et ki bileyim dedim
    • bak kelebek bir daha öyle birşey yaparsan arkandan allahından bul diye beddua etmekle kalacağımı sanıyorsan yanılıyorsun.
    cezanı direkt kendim gücümün yettiğince veririm haberin olsun dedi
    -tamam gitmem bir daha, seni kaybetme korkusunu yeterince yaşadım dedim
    • tamam sinirlerim bozuldu yine başka bişey konuşalım dedi
    evet ilerde muhtemel aynı aptallığı yapma ihtimali olan benden farksız sığırlar şekilde gördüğünüz gibi
    dün geceden dolayı benim ona kızmam gerekirken konu dönüp dolaşıp yine beni mallığıma geldi.
    akıllı olun olm gibleri yok diye gibemezler sanmayın lafla da olsa giberler böyle
    sarhoş edip başkalarının evinde gibti amk
    • yemekler nasıl dedi
    -çok iyi dedim
    • yemek yapmayı öğrendim gelince ben pişircem sana dedi
    Tümünü Göster
    ···
  15. 140.
    0
    -bu konuyu tekrar konuşalım daha gencim dedim
    • yaaa ben senin için yemek öğreniyorum senin dediğin lafa bak dedi
    -tamam romantikleşiyorum hemen ölümüm senin elinden olsun aşkım benim dedim
    • amma da romantiksin dedi
    -ne pişireceksin omlet mi makarna mı dedim
    • geç bakalım dalganı gelince görürsün dedi
    -iyi inşallah dedim
    • kelebek dedi
    -efendim dedim
    • kaç gün kaldı aşkım?
    -ben sayıyorsundur sandım
    • askerliğin bitmesine 270 gün var ama ben alanyaya gelmene ne kadar var onu soruyorum dedi
    -bilmiyorum ne zaman istersin dedim
    • şimdi dedi
    -şimdiler biraz daha sensiz geçecek en kısa zamanda geleceğim ama merak etme dedim
    biraz ofladı bi kaç karşılıklı seni seviyorumlardan ibaret olmayan aşk betimlemelerinden sonra öğlen içtiması sebebi ile kapattım telefonu
    o saatten sonra ekşının en mutlu oldugu anı gözetlemeye başladım
    adam iki dakika rahat durmuyorki amk sürekli ekşın peşinde
    kimi nasıl yakalayabilirim onun peşinde amk
    akşam üstü odasına geldi
    beni çağırdı
    -dıbına çakim kelebek taktik değiştirmem lazım dedi
    -emredin hangi konuda komutanım dedim
    -askerler muhtemel baskın planlarımı saatlerimi ve tekniklerimi çözmüş. kimseyi yakalayamıyorum dıbına çakim dedi
    -belki yakalanacak bir durum kalmamıştır komutanım dedim
    -dıbına çakim asker vukuatı sever bu lafımı unutma dedi
    -emredersiniz komunanım dedim
    -gel dıbına çakim seni hiç aramıyorum üstünde bişey çıkarda sebebsiz dövmemiş olurum en azından dedi
    -dövecek ne yaptım ki şimdi komutanım dedim
    yanına yatakta bekleyen soyunmuş karılar gibi çağırdı parmağıyla
    gittiğimde beni bekleyen am değil bir tokattı
    -emredin komunım dedim neden vurduğunu söylesin diye
    -dıbına çakim dayağı peşin atayım üstünde bişey çıkmama durumunda hevesim kursağımda kalmamış olur dedi
    bu arada bana vurmaları şiddetli cinsten değil beyler
    cepleri aradı bişey yok
    her bulamadığında vay dıbına çakim diyor
    botlarını çıkar dedi
    çıkardım bişey yok
    çorapları da çıkarttı ondan da bişey çıkmadı
    -vay dıbına çakim boşuna ayak kokuna katlandık. dedi
    kokmuyor lan amk inanmayın makara yapıyor
    -sana bi hediyem var dıbına çakim dedi
    çekmeceden telefonu pis pis sırıtarak çıkardı ve bana uzattı
    yine aynı taktikle dövecek
    -komutanım bu taktiği denemiştiniz dedim
    -vay dıbına çakim yeni taktikler bulmam lazım. tamam beni yalnız bırak dedi
    -bi emriniz var mı komutanım dedim
    -yok dıbına çakim dedi
    -benim bir maruzatım var komutanım dedim
    -söyle dedi
    -uygun görürseniz izne çıkmak istiyorum dedim
    -bakarız sonra dedi
    vay amk net bişey demedi bende tırstım tekrar sormaya
    bölük astsubayına gittim durumu anlattım komutanım net bişey demedi dedim
    izin almadan izin kagıdı hazırlayıp imzasına sunarsak hiç vermez uygun zamanlarda tekrar sor dedi
    ekşın nereye ben oraya peşinde koşarken
    sabah koşularında benimle dalga geçmelerinin hemen ardına komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    gündüzleri odasına istemeden içecek zütürdüm komutanım izin dedim
    bakarız dedi
    bi türlü bakmadı ebruyu oyalayamaz hale geldim
    bi gün yine benim izin peşindeyken
    çağırmamı istediği askeri bulamadığım için bana kızdı
    biraz da bağırdı çağırdı
    eh amk bu hayatın ne olcaksa olsun diye
    -ben izne çıkmak istiyorum komutanım dedim
    -yok sana izin dedi
    vericekte ne zaman vericek
    naz yapıyor amk
    bilmiyor ki ebru kafamı gibiyor hadi gel hadi gel diye
    bi akşam üzeri akşam evine dönmek üzere servisi beklerken
    tabur komutanı da çıkış yapıyor aracı ile
    tam ekşın servisi beklerken
    ekşını yanına çağırıp
    -x yüzbaşım size kamelyanın otlarını yoldurup temizletmenizi söylememiş miydim?
    yarın misafir komutanlar gelicek hala temizlenmemiş diye fırça kaydı
    ekşın da bu duruma çok sinirlendi çünkü
    tabur komutanına
    -öyle bir emriniz olmadı komutanım
    söylemiş olsanız hemen yaptırırdım dedi
    komutan başka bir komutana söylemiş olsa gerek
    veya söylediğini sanıyor olsa gerek ki böyle bir durum vardı ortada
    ekşın da askerin mesai saati dışında görevleri dışında çalışmalarını istemediği için
    tabur komutanın arkasından söylene söylene servise binerken
    bana dönüp
    -kelebek yarın sabah askerlerin hepsi içtimada olsun dedi
    -emredersiniz deyip gönderdim
    görünen o ki ekşın sabah içtimasından sonra spor yerine tüm askerleri
    kamelyaya zütürüp oranın otlarını yoldurup temizleticekti
    baktım diğer askerler sorup duruyor
    olm kelebek tabur komutanı ne diye bağırıp çağırdı ekşına diye
    dedim böyle böyle olm
    sabah kamelyayı temizleyecez
    çok sinirli olur ekşın
    toplayın adamları daha güneş bile batmadı(akşam 5 içtiması sonrası)
    gidelim temizleyelim gerilmesin ekşın günümüz zehir olur dedim
    sağolsunlar severlerdi beni
    nöbete kalan komutanların yanına da giderek durumu onlara da izah edince
    tamam kelebek topla asklerleri temizletebildiğiniz kadar temizletin çavuşlarla beraber başında durursunuz askerlerin iznini aldım
    diğer bölük çavuşları ile de konuşup
    nerdeyse tüm taburla beraber akşam yemek saatine kadar mis gibi yaptık kamelyayı
    sabah ekşın geldi
    bi baktı spor kıyafetim var üzerimde
    -dıbına çakim kelebek duymadın mı tabur komutanını dün akşam deyip kamuflaj giymemiş olmama kızdı
    tam açıklayacam bir de tokat patlattı amk
    hiç sesimi çıkarmadım
    zaten gergin
    gittim kamuflajı giydim geldim
    içtimaya indi bi baktı herkes spor kıyafetli
    -seni çavuş yapanın diye bana sövüyor ama ben hiç sesimi çıkarmıyorum
    içtima alınırken
    bizim bölükten bir rütbeliye kamelyaya ineceğimizi söyledi temizlik için
    tabi rütbelinin de haberi yok durumdan
    sadece nöbetçi komutanlarla askerler biliyor
    kamelyaya bi gittik
    baktı ortalık tertemiz
    bizim komutanlarla konuştu
    durumu anladı
    beni yanına çağırdı
    -dıbına çakim kelebek otların arasında gibicektim seni
    yine elim gibimde kaldı dedi
    -eliniz suratımdaydı komutanım dedim vurduğu tokatı hatırlatmak için
    -söyle astsubaya izin kağıtlarını hazırlasın dedi
    -emredersiniz komutanım dedim
    -ne zaman gitmek istiyorsun dedi
    -en kısa zamanda dedim
    -tamam hazırlat evraklarını dedi
    -emredersiniz dedim
    ebruya haber vermedim
    yazıcılar evrakları hazırladı
    imza işleri halledildi
    ekşın tabur komutanına da imzalattıktan sonra
    param var mı diye iyice sorup paramı gösterip tatmin olduktan sonra
    bana bilet almam için hafta içi çarşı izni verdi
    10 günlüğüne alanyaya gidecektim
    bileti aldım
    ebruya yine bişey demedim
    ve izin günü geldi
    bindim alanyaya akşam üzeri indim
    valizi bırakmak için eve gitmeden önce bir tane simkart aldım
    sim kart açılıncaya kadar eve gittim
    Tümünü Göster
    ···
  16. 141.
    0
    annem yaylada oldugu için onun elini öpemedim
    kardeşimle ve babamla görüşüp
    babamdan bir miktar para aldıktan sonra
    dışarı çıktım
    telefon açılıp kullanılabilir hale geldi
    ilk aradığım kişiyi zaten biliyorsunuz
    ama cevap vermedi
    tekrar aradım yine vermedi
    -ben kelebek acil aç dedim
    5 dakika sonra sessiz bir yere gidip yine aradım
    bu defa açtı
    • kelebek dedi benmiyim acaba şüpheleriyle
    çok kısık bir sesle
    -ebru dedim
    • nerdesin bu kimin telefonu dedi
    -nerde olcam askerdeyim,bir arkadaştan aldım seni aramak için sonra silecem numaranı dedim
    • tamam da konturluden neden aramıyorsun dedi
    aranır mı amk direk göreceksin 0 242 yi sürpriz kalmayacak
    -çok sıra vardı ama ben sesini özledim dedim
    • bende çok özledim kelebeğim dedi
    -nerdesin dedim
    • evdeyim dedi
    -shh kapatmam lazım komutan geliyor galiba görüşürüz ararım birazdan dedim
    telefonu kapattım
    evdeymiş öğrendik
    evin önüne gidip arasam yoldan geçen araba seslerini duyup kıllanacak
    o yüzden aramadım
    otele gittim ebrunun babasının yanına
    bi iş gerekçesi ile bir yere gitmiş
    telefon açtım geldiğimi ve ebrunun haberi olmadığını
    ona sürpriz yapmak istediğim söyledim
    -yarım saat bekle ben eve gidicem bu akşam ebru yemek yapacaktı sen de gelirsin dedi
    yarım saat kadar personelle takıldım
    sonra geldi arabadan inmeden beni çağırttı
    arabayla eve doğru giderken kırmızı bir gül aldım
    ebrunun annesini aradı ve durumdan bahsetti
    ebrunun annesi ebruyu markete göndereceğini bu sırada bizim eve görünmeden girebileceğimizi söyledi
    arabayı kenar bir yere park ettik
    annesi balkondan bize gerekli izni verdikten sonra eve girdik
    ebruyu ilk görüşüm sırtı dönük olarak oldu
    biz eve girdik
    bu sırada annesi bir servis daha açtı masaya
    bana onun odasına girip beklememi söylediler kapı çalınca
    içeri girdim ki her taraf ben amk
    duvarda resimlerim
    masada ona yazdıklarım
    bilgisayarının ekranında ikimizin resmi
    ona hediye ettiklerim yastıgının başucunda
    ebrunun içeri girdiğini duydum
    pis pis sırıtıyordum birazdan yapacağım sürpriz için
    ebru babasına hoşgeldin nasıl geçti günün diye konuşurken
    sana yemek yaptım diye kendiyle böbürlendi
    biraz bekledim
    telefonun tüm seslerini kapattım
    ebruya mesaj yazdım
    -şu an ikimizin yıldızına bakıyorum sende balkona çıkıp bakar mısın beraber izlemiş olalım yine dedim
    içerden mesaj sesi duyuldu
    • geliyorum bi saniye diye içerdekilere seslendiğini duyunca
    yemek yenen salona sessizce girip yerimi aldığımda
    gerçekten de dışarda balkondaydı
    -balkondayım şimdi yıldızımızı arıyorum dedi
    • içeri bak görürsün belki diye gönderdim mesajı
    baktım aklına gelmiyor evin içine bakmak benim orda olma ihtimalim
    gülü aldım balkon kapısına yaklaştım
    kapıya elimi dokundurup kapı gıcırtısına bana bakmasıyla
    gözlerini bir süre açık tutup şaşkın bakışlarını gülümseyen bakışa çevirmesini
    sadece gülümseyerek izledim
    hiç birşey diyemedi
    -hoşgeldin de mi demiyeceksin dedim gülü uzatarak
    • gıcıksın işte demiycem dedi
    -tamam gideyim o zaman dedim onun dediği gibi gülümseyerek
    birden boynuma depara kalktı
    öyle bi sıktı ki gül heç oldu
    tam ayrılacakken sarılmaktan henüz aç mideme bir tane yumruk salladı
    -bu ne şimdi dedim acılı gülümseme ile
    amk dayak yemek kaderim midir nedir herkes dövüyor
    • sebebini sonra anlatırım yalnız kalınca dedi
    -tamam dedim
    masaya oturmaya davet edildik
    ebrunun yaptıgı tek yemek ve annesinin yaptıgı yardımcı yemeklerle dolu olan masaya oturduk
    herkes tabağını doldurmaya başlarken
    • yemeyecek misin dedi ebru
    -bana pizza mı söylesek korkuyorum yemekten dedim
    annesi ve babası gülerken
    ebru pis pis bakarak
    • bunu da hatırlat bana sonra dedi
    sonra ebrunun yaptıgı yemeği tabaga koyarken henüz tadına bile bakmamışken
    -ebrucum süper olmuş valla eline sağlık çok begendim tarifini verir misin bunun dedim
    • kelebeek tamam yeme istemiyorum dedi
    -çok açım mecburen yiyecem dedim
    bir çatal aldım
    değişik bir tat kitap tarifi bir yemek oldugu belli
    ama malzemeden çalmadıkları için çok güzel olmuş
    ebruya yemeği konusunda yaptığım şakalardan dolayı
    2 buçuk tabak yedim ki alınmasın gerçekten begendiğimi görsün diye
    yemek sonrası ebrunun babası bir de kahve içelim elinden dedi
    o kahve yaparken ben de masayı kaldırdım annesinden rica ederek
    her mutfaga gidişimde ebrunun boynundan bir kere öptüğüm için
    o kahve yapmayı uzattı
    bende yük taşıyabilme hamallığımı azaltıp azar azar zütürdüm tüm kaldırılması gerekenleri
    kahvelere geçtik onları içerken
    ebrunun kardeşi de geldi
    beni görünce sarıldı o bile özlemiş amk
    dışarda bir yerde burger yemiş bino karnı da aç değil
    o yüzden biz konuşmaya devam edip
    sürprizin kritiğini yaparken
    gülüşmeler yaşandı herkes o an ki durumdan memnun gözüküyordu
    ebru odasına izin isteyerek gitti
    geri geldiğinde daha çarşıya çıkılır bir kıyafet giymişti
    • biz biraz yürüyebilir miyiz baba dedi
    gerekli izni alıp görüşürüzlerle onlardan ayrılıp
    asansöre bindik
    stop düğmesine basınca ebru beni öpmesini hızlandırmak için elimi kaldırdım
    fakat boşta olan karnıma bir tane daha vurdu ekşının şiddetinden uzak
    -vurup duracak mısın böyle dedim beklemediğim yumruğu yeyince
    • evet hakediyorsun dedi
    -ne oldu dedim
    • deli neden ilk bana haber vermedin seni doya doya öpseydim sarılsaydım ya ilk gördüğümde dedi
    -bu yumrukların sebebi bu mu şimdi dedim
    • ikincisi yemeğimle dalga geçtiğin içindi dedi
    -yedim eline sağlıkta biraz daha hızlı vursan hepsini çıkaracaktım dedim
    • pislik dedi
    ellerimi tekrar kaldırdım hafif karnımı büküp olası bir yumuruğa karşı önlem almak için
    Tümünü Göster
    ···
  17. 142.
    0
    bu defa şiddetli yumruk değil öpüşme yaşandı
    asansörde baskın yeme ihtimaline karşı
    apartmanı terk edip ikimizin yeri olan iskeledeki yere gittik
    sağda solda gördüğüm dostlarla kısa merhabalaşmalarla
    sırtımı bankın oturulacak kısmına
    başımı ebrunun omzuyla kalbi arasına yasladım
    kalp atışlarını hissedecek şekilde
    o elleriyle beni nasıl sarsa derdindeyken
    arasıra eğilip alnımı öptü
    ellerimi elleriyle yavaşça çitiledi
    kelebeğim ler ebrularımla karşılıklı düet yaptı
    kısık sesle söylenen seni seviyorumlar dalga seslerini ancak bastırdı
    gelen geçene aldırmadan iki aşık rolü ustaca oynandıktan sonra
    kaç gün kalacağım
    ne yapacağımız konuları ele alındı
    ebru benimle uyumak istediğini söylemesi ile bunun yolları arandı

    bizim eve gitmek için izin almak gerekliydi.
    ilk geceden bizim eve gitmek bir şekilde ailesine yapacagımız şeyler için izin almak olacagından bu fikir hoş olmazdı
    uyumaktan bahsediyoruz yani tüm geceyi sabah dahil beraber geçirmek
    ailesi de biliyor benim geldiğimi
    ebru ben kuzenlerimde kalacam dese kimse inanmaz
    kalktık yerimizden du bakalım ne olcak diye
    evlerinin önüne geldik
    ışıklar hala yanıyordu
    -hadi eve çıkalım bir bakalım durum ne diye dedim
    eve çıktık karnım acıktı amk. askeriyede alışmışım akşam yemeğinden sonra gece de tost yemeye
    ebrunun annesi ile babası filme bakıyor kardeşi de odasında kim bilir ne tak yiyor
    -ne yaptınız çocuklar dedi annesi
    ebru gezdik biraz siz ne yaptınız dedi
    -filme bakıyoruz dedi annesi
    eveeet filme bakmak
    ebruya dönüp kaş göz işareti yaptım anladı durumu
    -nasıl film güzel mi dedim
    -iyi şimdilik az kaldı bitmesine dediler
    • tamam bitsin bizde bakarız o zaman dedi ebru
    karnım hala aç ebruya durumu anlattım
    gel dedi mutfaga zütürdü
    ekmek arasına koyabileceğim malzemeleri çıkardı bende begendiğimden seçip arasına koydum
    ebru annesi ile babasına da bişey içermisiniz diye sordu
    onlara meyve suyunu doldurdu

    karnımı doyurduktan sonra biraz oturduk bu sırada onların filmde bitti
    biraz yüzsüzlük yapmam gerekecekti çünkü ayaga kalktılar film bitti diye
    bu durumda misafirin gibtirip gitmesi gerekir ev sahipleri uyuyacagı için
    ebru araya girdi bizde izleyelim diye
    onlar tamam biz yatıyoruz deyip odalarına geçince
    biz ebrunun odasına geçtik dvd yi de alarak ebrunun tv ye bagladık
    onun yatagına yattık
    filmin sadece başını hatırlıyorum
    sonrası ikimizinde pek umrunda olmadı kendi kendine oynadı film
    saat 5e kadar sürdü
    sonra o uyuya kaldı ellerini üzerimden yavaşça kaldırıp gidecegimde yine uyandı
    • gitme bu saatten sonra dedi
    -bu saate kadar burda oldugumu bilmesinler ayıp olur dedim
    bırakmadı biraz daha beklemem gerekti onu tekrar uyutabilmek için
    bu defa o beni sarmadan elleriyle ben sardım ki kaçabileyim uyandırmadan
    uyku benim de gözlerimden akıyordu o kadar yol yorgunlugu vardı çünkü
    ha uyudu ha uyuyacak derken
    sabah bizi kaldıran ebrunun annesi oldu
    salondan seslenmesi ile
    saate baktım 11 e geliyordu
    bu demek oluyor ki babası işe gitmiş
    ama muhtemelen bizim beraber yattıgımızı görmüş
    annesi de aynı sebebten dolayı bizi odadan kaldırmak yerine salondan kaldırmış
    rezillik çok büyük çünkü
    filme bakarken uyuya kalmış olma imajında çok uzak bir haldeyim
    kot pantolan kendini içeri girenlere işfa edecek bir yerde
    nasıl kalkacam da kadının suratına bakıcam amk
    ebru kalktı
    onun hiç umrunda değil amk.

    sanki her gece beraber yatıyormuşuz gibi kalktı
    ne yapacagını bilmez beni öptü
    salona geçti sesli sesli annesini öptü
    ben odadan kafamı çıkaramıyorum
    kahvaltı hazırmış diye odaya tekrar girince çıkmak zorunda kaldım
    uzun zaman sonra boynum bükük kahvaltı yaptım utancımdan dolayı
    hay amk nasıl uyuya kaldım
    kahvaltıyı yaparken ne yapacaksınız sorusu geldi
    denize gideriz herhalde dedi ebru
    sonra kapandı konu
    kahvaltı sonrası ben kaçmak için izin aldım ebrudan
    ama tek şartla
    üstünü değiştir denize gitcez
    annesi mutfaktayken ona teşekkür ettiğimi belirten seslenme ile evlerinden ayrıldım
    eve gidip dolapları karıştırdıktan sonra
    şort havlu ne lazımsa aldım
    gittik denize
    deniz muhabbeti aynı
    uzan bişeyler iç
    arasıra denize atla
    denizde sarıl
    tuzlu tuzlu öpüş
    biraz da alnımla burnum kızardı
    o kadar kreme ragmen
    ilk defa görüyor güneşi çıplak beden o da nasibini aldı birazcık
    akşam üzeri ebruyu evine bıraktım bende eve geçtim onlara çıkmadan
    biraz uzandıktan sonra otele davet ettiler
    orda yemek yedikten sonra
    onları bizim yaylaya zütürmeye davet ettim

    bi taşla iki kuş vuracaktım
    ne ikisi amk. kuş sayısına bakın şimdi
    ebru yanımda olacak 1
    ben araba sürmeyi bilmediğim için babasını şoför olarak kullanacam 2
    envayi çeşit yol masraflarından kurtulacam 3
    annemi görecem 4
    onlarında görmek istediği bir yere doganın bana göre en güzeline zütürecektim 5
    bu kadar kuş milli parklarda kalmadı amk
    tamam dediler
    -ne zaman gidelim dediler
    aklımdaki plan dün gece ailesine uygunsuz bir şekilde yakalandığımız için
    hem olayın üzerinden zaman geçsin hemde ebru bu gece de benimle uyumak istemesin diye
    -sabah erkenden çıkalım yola dedim
    • iyi sende bizde kal o zaman dedi ebru
    deme ebru öle amk
    deme yine kızarttın beni
    tek ben degil kimse ne diyeceğini bilemedi
    • salonda yatsın baba bi de onu uyandıralım diye vakit kaybetmeyiz beraber kahvaltı yaparız gideriz dedi
    bu fikir onları yumuşattı biraz
    tamam bakarız dediler ekşın reyiz gibi
    -gerek yok ben sabah taksiyle gelirim diye kolpa yaptım ne gerek var diyeceklerini bildiğim için
    gece iskeleye yürüyüşe gittik
    süt mısır yedik beraberce
    sonra eve döndük
    herkes temkinliydi
    erkenden yatalım dediler
    bana yatacagım yer gösterilirken
    akıllı olun mesajı gönderildi sanki inceden

    ben akıllıca yattımda
    ebrunun yanıma gelirken aklı nerdeydi bilmiyorum
    yattı yanıma
    mecburen uyumadım onu yatagına göndermek de 3 saatimi aldı
    sabah kalktıgımızda ikimizde ayrı yataklardaydık
    uyuya kalmadığıma sevindiğim anlardan birisi oldu
    hazırlıklar yapıldı
    caps makineleri alındı
    bindik arabaya
    yaylaya dönüş yolunda yaz meyvelerinden oluşan bir kaç poşet
    marketten alınmış yolda görülen çocuklara verilecek zamanın lüks çikolotaları
    benim tarafımdan listeye eklenmiş
    yağ şeker salça vesayire
    derken 1 bucuk saat süren yolculuktan sonra bizim yaylaya geldik
    tel çekmediği için annemin de haberi yoktu
    beni görmesi ile bana koşup sarılması ahaliyi biraz duygulandırdı
    ama dayımın esas duruş komutunu çok güçlü sesiyle söylemesi duyguyu gülümsemeye çevirdi
    ebrular karşılandı tanışmamış olanlar tanıştı
    sabahtan kalan ocagın altına kuzenler tarafından odun eklenip
    onlara gözleme yapıldı
    çardakta oturuldu
    benim hakkımda bolca konuşuldu
    ebrulara köy gezdirilirken
    ikram edilen elma armut yeni yeni çıkan yayla üzümü kiraz ikram edildi
    tarladan toplanan mısır közde pişirip ikram edildi
    sonra onlara hediye edilmek üzere
    domates patlıcan biber sogan gibi sebzelerle beraber meyvelerinde oldugu bir kasanın agzı iple iyice sarıldı
    akşam üstü olan iki adet horoza oldu

    çaylar da içildikten sonra gidelim dendi
    Tümünü Göster
    ···
  18. 143.
    0
    annem bi gün daha kal diye bana yalvarınca
    ebru da bir günde ben kalayım diye ailesine yalvardı
    sonuçlar pozitif
    onları gönderdik
    ebru ben annem ve kız kuzenlerim çardakta kaldık
    kuzenler ebruyu esir aldı sorularıyla
    annem de beni
    derken annem ben yatıyorum dedi
    laf eden olur siz de fazla kalmayın yatın dedi
    kuzenler çardağa yıldızlar altına
    iki ayrı yatak hazırladılar
    onlar gitti
    biz yıldızları izledik
    yaylada fazla ışık olmadığı ve yüksekte oldugumuz için hepsini çok net görüyorduk
    matemetikle arası iyi olan mimar adayı ebru bile o kadar yıldızın varlıgından habersizdi
    hafif serin esen rüzgar
    300 metre aşşagıdan akan derenin derinden gelen kurbağa sesleri
    eşliğinde sadece sarılarak yattık
    sabah ki kahvaltıya ebru hayran kalmıştı ben ise sadece özlemiştim
    tamam da biz nasıl geri dönecektik amk
    köy dolmuşu desen sabah erkenden gidiyorlar ki çoktan gittiler
    giden birini beklesen kim bilir ne zaman gider arabada boş yer olur mu?
    gitmesek olmaz telefon yok ebrunun annesi meraktan ölür
    kahvaltıyı yapıp
    ebruyu 600 metre aşşağıda akan göksu nehrine zütürdüm
    çocukken hep yaptıgım ama büyüyünce yazları çalışmaktan fırsat bulamadığım
    balık avlamayı yaptım
    bi kaç tane tuttum da
    ama ebru hepsini yazık diye geri suya bıraktı

    bu sırada onunla konuşurken bir tane balık yakalandıgını farkedip kargıyı ebruya verdim
    -şunu bir tutda sigara yakayım diye
    o eline alır almaz panik yapıp kaldırdı balık etrafımızda dolaşırken
    ebrunun aslında bana sarılmak olan amacı
    benim belime kadar ıslanmama sebeb olan
    suya düşmeme sebebiyet verdi
    balık bi yerde ben bi yerde ebru hanımda
    çok pardonlu kıs kıs gülmelerde
    sessizce hafiften gülümseyerek dışarı çıktım
    balık avladıgımız kayanın üzerine çıktım
    -bişey olmaz hadi gidelim dedim
    böylece o ayaga kalkınca onu suya atmak için daha az yorulmuş oldum
    zaten herhangi bir tehlikeye çarşı suya dayanıksız tüm eşyalar ebrunun çantadaydı onlara bişey olmadı
    ebruyu suya attıktan
    onun agzından çıkabilecek tüm küfürleri duyup
    pislik gerizekalı salak aptal manyak olduktan sonra bende atladım suya
    benim ıslatılacak yanım kalmamıştı balıklama atladığım için ama ebrunun yüzü sanki biraz kuruydu
    görev tamamlandıktan sonra sudan kaçmaya çalışan ebruyu iyice kızdırdım tekrar tekrar yakalayarak
    ben gidiyorum dedi başladı yürümeye nah gidersin amk
    biraz yürüdükten sonra sinirinden oturdu kaldı
    gönül alma görevi böyle başladı
    numaradan düştüm ıslakken komik olayım diye
    yerdeki kırmızımsı toz üzerime yapıştı
    çaktırmadan yüzüme de sürdüm elimi
    yanına gittim gülmemesi elde degildi ama gülmüyordu triplerde yine
    -affetmedin mi dedim

    • hayır dedi
    -boşuna çamura yattık desene dedim
    • çok gıcıksın dedi
    -hadi gidelim seni bi yere zütürcem dedim
    • kurumadım daha dedi
    -gel sen dedim tuttum ellerinden
    yürürken üstümden biraz çamur alıp yüzüne sürdüm
    tokadı da haketmiş oldum böylece
    sonra ben yine suya daldım
    çamurun yarısı çıktı
    gerisini çıkarmaya uğraşırken
    o da girdi suya
    tamam işte olay bu barıştık yine
    nehir sefasından sonra geri yürüdük
    bayır bir yerde oturduk iyice kurumak için
    ona papatya tarzı çiçekler topladım ama
    bir türlü taç yapamadım amk.
    mundar oldu o kadar çiçek
    biraz da uzandık diz baş yine
    iyice kuruduktan sonra
    bir kaç dudak teması akabinde armut çaldık
    ama dedemin bahcesinden haram olmaz amk
    eve geldik ki annem kıyamet kopardı bu ne hal diye
    ebruya bir şalvar verdi kuzenin birisi
    tam köylü kızı oldu
    o da şikayetçi olmadı bu durumdan
    akşam köy ekmeği yapmak için toplanmış bayanları izledi
    arkasından çökelekli ve papatesli gözlemeden yedik
    ama hala bir geri gitme planı yoktu
    bu durumda sabah köy dolmuşu ile gidecektik

    ebrunun yıkanmış kıyafetleri asıldı
    kız kuzenlerler iyice muhabetti kurdu
    ben bile ikinci sırada kalmaya başladım
    oturup konuştuktan sonra yatma vakti geldi
    yine ikimize farklı yatak ama birisi yine boş kaldı
    sabah horozun bile nde açma germe hareketleri yaparken kalktık
    dolmuşa bindik
    Tümünü Göster
    ···
  19. 144.
    0
    ekşınla gerekli konuşmaları yaptıktan sonra
    bi kaç amca dayı ziyareti yapıp harçlık kabarttım
    cep dolumunun zütümü kaldırmasını fırsat bilerek ebruyu bir restorana davet ettim akşama
    cevap bilindikti
    • neden olmasın
    yemeği yerken ebru ile ne zaman görüşebilecegimiz planları yapıp
    o andan itibaren üzülmeye başladık ayrılacaz diye
    bizi yerimizde bira içip kendimizi teselli etmek pakladı
    yine sarılıp yatmak istiyorduk ama şartlar zor amk her gece nasıl olsun
    yatma bölümünü çıkarıp sarılmalara bolca öpücük kondurarak kafanın çakır haliyle
    ebruyu eve bıraktım
    ebrunun evi önünde vedalaşmak 40 dakika sürdü
    ertesi gün deniz
    bir sonra ki gün içi bizim eve gitme orda kimsenin olmamasından yararlanma
    bir gün otelde yemek
    ailesi artı ben akşam gezmeleri derken
    son güne geldik
    ebru bende geleyim dedi ama babası sonra beraber gideriz diye kandırdı
    bilet alındı
    ve istanbula giderken
    birbirinden ayrılmadıgı için damla denemeyecek kadar çok göz yaşı bırakıldı
    yokluğunda avutulacak kollar anı yaşama hissini kabarttı
    emredersinizleri bol olacak dudaklar yarin dudaklarıyla nemlendirildi
    ağlandı sızlandı
    verilen sözlerin işaretleri(yüzük) karşılıklı olarak öpüldü
    ve 45 dakika ucağın düşme ihtimalinden değilde günlerin geçmeyecek olmasından korkularak istanbula inildi
    gel dıbına çakim diyecek komutanım nerde lan benim
    odasına girdim geldim tekmili vermek için
    yazıp çiziyor plan yapıyor
    -ben geldim komutanım dedim
    -çok zekiyim dıbına çakim yarın ekşın var dedi
    -emredin komutanım dedim anlamadım çünkü
    -sır dıbına çakim dahice bir plan geliştirdim dedi
    -ben gideyim o zaman komutanım dedim
    -dıbına çakim ikimizin sırrı olacak üstünü değiştir gel dedi
    -emredersiniz dedim
    gittim üstümü değiştirdim, geri gelip odasına girip tekmil verdim
    eliyle bi dakika işareti yapıp bana bakmadan beni bekletti
    meraktan çatlayacaktım amk ne yapacak acaba diye
    kağıda bişeyler yazıp çizip duruyordu
    bana baktı
    -astsubaya akşam içtimasına katılmayacağını söyle gel dedi
    -emredersiniz dedim.tam çıkıyordum. depocuyu da çağır bana dedi
    gittim astsubaya ekşının yanında olacagımı söyledim depocuyu da çağırdım
    ekşın depocuya
    -dıbına çakim anahtarı ver baskın yapacam depoya dedi
    asker anahtarı verdi
    bana dönüp
    -gel dıbına çakim dedi
    depoya gittik
    herşey yerli yerinde ortalıkta bir sorun gözükmüyor,ama ekşının hevesi kursagında kalmışa benzemiyordu
    kendisine bir tane askerlerin giydiği eşofman altından aldı
    depodan çıktık
    tekrar odasına döndük sonra yazıcıyı çağırdı
    bölüğün koğuşlarda yatma planını istedi.
    herkesin yattıgı yatak belliydi.
    hala neyin peşinde oldugunu bilmiyordum
    bana gidebilirsin dedi
    o da evine gitti
    ben aşşagı indim akşam yemeği derken
    komutanlık saati(yani askerlere bir saatlik verilen ders)
    o gün çok erken bitirildi nöbetçi astsubay tarafından herkes bu durumdan çok memnundu ve
    o günki rütbelilerde genelde askeri sıkmayan komutanlardı
    bu rahatlıkla herkes koguslara dagıldı
    derken yazıcı beni çağırdı gel yazıhaneye gidiyoruz diye
    gittik bir baktım ekşın orda
    tamamen asker gibi giyinmiş
    eşofman bir de yeşil askeri tshirt tarzı atlet
    -otur dıbına çakim dedi.
    cebinden bir telefon çıkardı ama kendi telefonu degildi
    belliki askerin birisinden yakalamıştı
    olay açığa çıktı beyler
    ekşın askerin birisinde cep telefonu yakalıyor
    rehberi bir açıyor ne kadar asker ismi varsa kaydetmiş denyo
    ekşın hepsine mesaj çekiyor
    mesajda telefonla beraber bana gel dıbına çakim yakaladım seni ... yüzbaşı yazıyordu
    iletim raporu gelen her mesajda heyecanlanıp git bana bu askeri getir dıbına çakim diyor
    gidip telefonla beraber askeri getiriyorum
    her yakaladığı askerin elinden telefonu alıp yeni asker numarası var mı onu araştırıyor
    bu sayı git gide artıyor tabi
    17 tane telefon yakaladı
    yüzündeki keyfi görseniz kendisiyle resmen gurur duyuyor amk
    askerlerin hepsini odaya soktu
    isimlerini tek tek aldı
    sonra hepsini gönderdi
    ben merakıma yenilip ne yapacaksınız komutanım dedim
    hiçbirisine henüz cezadan bahsetmediği için
    -düşünüyorum dıbına çakim arkadaşım dedi
    ekşın görevini tamamlamanın verdiği mutlulukla bölükten ayrılırken o halde tüm koğuşları gezdi
    baktı başka yanlış bişey yapan var mı diye
    gerekli ekşını yaşadıktan sonra evine gitti
    o gider gitmez bana karşı bir cephe oluştu
    vay neden haber vermemişim
    yok neden söylemiyormuşum
    amk sanki ben biliyordum
    allahın sıgırları hem yasak olmasına rağmen telefon kullanıyorsunuz
    hemde askerlerin isim soy isimlerini telefonunuza kaydediyorsunuz
    onlarla konuşmak için mi kullanıyorsunuz amk telefonu almayın vermeyin numaranızı
    gel gelelim kabak bana patladı
    bütün yakalanan muallakler bana afra tafra yaptı
    suçum olmadıgını haberim olmadıgını söylesem de inandıramadım
    iyice üstüme geldiler
    beni de sinirlendirdikleri için ekşının onları nasıl gibeceği konusunda bende kötü planlar yapmaya başladım
    gece bu olaylar yaşanırken
    ebruyu aramayı da unuttum tabi
    ilk aklıma geldiği anda koştum telefona biraz sitemkardı geç aradığım için
    • nerdeydin merak ettim bişey mi oldu diye.
    konu sapsın diye ekşının planını anlattım
    • ne yapacak şimdi onlara dedi
    -boşver onu hasret bize ne yapacak onu konuşalım dedim
    • aşk bize yapacağını yaptı hasret ne ki dedi
    vay amk özledim diye ağlayan kızın dediğine bak
    -dayanacaksın yani dedim
    • başka yol göster sensiz olmayacak onu yapayım
    -iyi gördüm seni kendini üzmüyorsun sevindim buna
    • sende üzülme kelebeğim geçecek
    -geçiyor işte biraz senle biraz sensiz,hem hep yanında olursam bıkarsın zaten benden
    • hep yanımda ol da bıkıp bıkmayacağımı gör
    -o risk alınacak bir risk değil ebrum olmaz sensiz
    • artık önümüzde 8 9 ay kaldı benim okul senin askerlik bitiyor o zaman ayrılmayacaz hiç
    -inşallah
    • bizim çocugumuzun gözleri ne renk olur kelebek
    oha amk çocuk??
    lan yoksa ebru hamile mi kaldı
    yok canım daha neler
    sormaya bile korktum
    ama hangi ara hamile kalacak ki amk
    kurdalamak lazımdı bu konuyu
    -hangi çocuk ebru dedim
    • gelecekte olacak cocugumuz kelebek
    derin bir nefes aldım amk
    kromozonlar henüz birleşmemiş
    -koyu yeşil olur herhalde
    • saçları nasıl olur dedi
    -ilk kel dogar sonra bi renk tutar begenmezsek boyatırız sorun etme şimdi bunları
    • hayalini kuruyordum da kusura bakma dedi
    biraz üzülmüştü sesi
    -ismini ne koyarız dedim. hayalini canlandırmak için
    • erkek olursa sen koyarsın kız olursa ben dedi
    klagib ebeveyn çocuk ismi paylaşımı işte
    aslında bu konuşma artık büyüdüğümüzün
    ilişkimizin güçlülüğünün
    üzerimizdeki aşk acemiliğinin bitmeye başladıgının habercisiydi
    artık daha ciddiydik
    gelecek hakkında planlar yaparken pervasız olamayacak çağa gelmiştik
    cünkü zaman daralıyordu
    oynanan oyun değildi.
    yapacaklarımızdan nasibini alacak iki gönül vardı
    tek ihtiyacımız olan zamandı
    ama herşeyi zamana bırakmak da bazı şeylerin üzerinin tozlanmasına neden olabilirdi
    ebru da bunu yapıyordu
    sürekli geleceğimizin tozlarını alıp konuyu canlı tutup
    geleceğimizin parlak olmasını istiyordu hep
    bense bu konulara girmekten kaçınırken
    aslında unuttuğum
    yada farkına varmadığım bir his yaşatıyordum ebruya
    acaba??
    evet acabaları düşünmesine sebeb oluyordum
    acaba kelebek bana evlenmek çocuk sahibi olmak kadar baglı degil mi diye düşünmesini sağlıyor olabilirdim
    kendimi geç mi denir erken mi denir bilinmez onun yerine koyup bunları düşününce ona hak verdim
    çünkü benimde ilerde tek evlenip çocuk sahibi olmak istediğim kişi oydu
    o halde neden onun dileklerindeki kayan yıldızı durdurmaya çalışayım ki
    tutayım ellerinden kaldırayım başımı gökyüzüne beraber bekleyelim kayacak yıldızı
    en fazla boynum ağrır amk.
    değmez mi kalbin ebrusuna
    fazlasıyla
    telefon kapandı gece noktalandı
    ertesi gün ekşın bölüğe geldi
    -gel dıbına çakim dedi
    muhtemelen bana dün gece askerlere ne ceza vereceğini anlatıp fikrimi alacaktı
    -dıbına çakim kelebek sabaha kadar uyuyamadım dedi
    -hastamıydınız komutanım haber verseydiniz dedim
    -dıbına çakim ne ceza vereceğimi düşündüm dedi
    -buldunuz mu dedim
    -bi tane var ama bilmiyorum dıbına çakim sen ne düşünüyorsun dedi
    -komutanım siz bu askerlere ceza verirseniz en fazla 20 gün sonra unutulur sonra yine aynı şeyler olur en iyisi vermeyin karar vermemiş gibi gözükün
    günlük ufak cezalar verin nöbet gibi temizlik gibi daha da zorlaşsın böylece bu konu sürekli sıcak kalacağı için diğer askerler daha çok korkar dedim
    -dıbına çakim fena fikir değil ama benim daha müthiş bi fikrim vardı boşuna mı düşünmüşüm dedi
    Tümünü Göster
    ···
  20. 145.
    0
    -neydi komutanım dedim
    -bu 17 askerin hepsini çağıracam hepsinin mahkeme dosyasını hazırlatacam
    bir ay süre verecem başka birisini cep telefonuyla yakalayan ve yakalatanının dosyasını silecem nasıl fikir dıbına çakim dedi
    -komutanım bölük içi savaş çıkar rezil oluruz diger bölüklere dedim yapmasın böyle bişey diye
    nerden buldu amk bu fikri millet birbirine düşer amk
    -çağır dıbına çakim şu askerleri dedi
    -emredersiniz dedim
    bulabildiklerimi çağırdım nöbette veya görevde olanlar kaldı
    ekşın bu amk gibecek de millet nasıl domalacağını bilmiyor
    askerler o halde yani
    -kendinizi nasıl affettirebilirsiniz dıbına çakim dedi
    hiç birisinde ses yok suratlarından tek okunan korku ve pişmanlıkları belki biraz da kendilerine kızgınlıkları
    -beni tatmin etmek zordur dıbına çakim yakaladım hepinizi sonuçlarına katlanacaksınız dedi
    bi kaç tanesi emredersiniz dedi
    ekşın hepsinden duymadığı için
    -anlaşıldı mı dıbına çakim dedi
    hepsi emredersiniz dedi bu defa
    -kelebek bana yazıcıyı çağır dedi
    gittim çağırdım
    elindeki yakalanmış asker listesini yazıcıya verdi
    -bu arkadaşlarıma dönüşümlü olarak nöbetleri geçir, çarşı defterlerini getir çekmecemde dursun
    koğuşları yıkasınlar bahçeyi bunlar sulasın, tüm işlerde bunları
    taş ocagı mahkumları gibi kullanın ikinci bir emrime kadar dedi
    yazıcı emri aldıktan sonra
    askerleri de gönderdi
    -dıbına çakim kandırdın beni kelebek fantazilerimi senin yüzünden uygulayamıyorum dedi
    hayırlısı olsun komutanım deyip arazi oldum yanından
    yapılacak geniş kapsamlı denetimler yaklaşıyordu
    sorulabilecek tüm sorular ve yapılacak spor ve atışlar konusunda ekşın tarafından uyarılıp denetime hazılanıyorduk
    her komutan gibi o da bölüğünün başarılı olmasını istiyordu
    kendi teknikleri ile eğitimi çok zevkli bir hale getiriyordu.
    adamın zaten kelime dağarcıgı çok komik
    askere hitap tarzı çok iyi kendisi de son derece bilgili askeri konularda
    ebruyla olan bir kaç konuşmamızda kendisine mektup da yazmamı istedi
    aslında bir sevgiliye mektup yazmak çok zordur
    duygularınızı direk kalbinizden alıp beyaz bir kagıda kopyala yapıştır yapmak kolay değildir,
    bu kadar kolay olsa ne siyah renk kalır dünyada yazmak için kalemle ne de bir yeşillik ormanlarda
    sürekli konuştugun halini hatrını sordugun herşeyini bildiğin birisine de
    nasılsın iyimisin beni soracak olursan süperim amk da denmezdi.
    özlemi kelime oyunlarıyla farklı dillere döküp dudağının bükülmesine sebeb olmayı istemeyecek kadar çok seviyordum onu
    uzaktaki bir sevgilinin tek ihtiyacı olan mesafelere ragmen sevildigini
    en az onun kadar kalbinde aklında ruhunda oldugunu ispatlamaktı
    içinde hiç nasılsın iyi misin ben iyiyim içermeyen onlarca mektup yazdım ona
    sadece birini örnek olarak vereyim hatırladıgım kadarıyla
    -nerde yürüdüğünü bilmezken birden bir kelebek çıkar karşına
    alışık değilsindir fazla görmeye
    hayranlıkla onu ürkütmeden izlemeye çalışırsın
    yavaşça yaklaşarak daha yakından görmek istersin
    o kadar küçük ve masum bir böcekten bile
    birden hareketlenmesinden dolayı korkarsın
    kendini geri çekersin
    ama yine de onu bırakamazsın kanat çırpasını izler nereye konacagını takip edersin
    bir yere konacak gibi olursa bir iki adımla ona yaklaşırsın tekrar
    eğer konarsa hiç yorulur muyum diye düşünmeden onlarca adımı tekrar atarsın
    yine uçar yine hevesin kaçar ama yine de gözün kelebekte kalır
    aşkta böyledir işte
    normal hayatının dışına çıkarır seni
    birden çıkar hep karşına
    ne kadar güzel dersin
    utanarak yaklaşırsın heyecanınla
    seni görmesine izin verdiği kadar yaklaşırsın
    hiç gitmesin istersin
    gitmemesi için çekingen bakarsın hep kendinden ödün verirsin
    ama gider kısa bir süreliğine de olsa bazen
    her adımı izlersin eğer sevdiysen tekrar yakınlaşmak için
    tekrar umut verse koşarsın sebebini bilmeden
    geçen yıllarına hiç acımazsın peşinde koşmaktan
    bir gün biter yada bitmez ama kalbin hep aşk kelebeğinde kalır...

    bu tarzda sade mektuplar yazdım ebruya
    telefonlarda hep mutlulugunu dile getirdi mektupları okuması ertelerinde
    bu da bana haz verdiği için daha da önem vererek yazdım
    ekşın bölüğü rockynin taksa hazırlanması gibi hazırlıyordu
    dağ bayır koşup italyan çukurlarından çıkma mücadelesi verirken
    gezlerde gözlerde arpacıklardaydık hep
    ekşın askerlere daha özenle davranıyordu
    denetim öncesi haftada
    ekşın benden cezalı askerleri çağırmamı istedi
    telefondan yakalananları çağırdım
    -dıbına çakim başka çarşı cezalısı arkadaşım var mı yazıcıya sor dedi
    gittim bi kaç tane daha değişik sebebten çarşıları kesilmiş askerleri de buldum geldim
    hepsine hitaben
    -dıbınıza çakim arkadaşlar hepinize çarşı izni veriyorum bu haftalık
    denetimlerde göstereceğiniz performasın gözüm açık değil fermuarım açık izleyecem dedi
    açık açık tehdit etti
    askerleri gönderdi
    -vay dıbına çakim tükürdüğümü yalatıyorlar bana dedi
    sessiz kaldım
    hafta sonu çarşıya bende çıktım tüm askerler gibi çarşıya çıkmadıgımız gün ekstradan eğitim yaptık zaten ekşınla olan anlaşma da böyleydi
    denetim günü geldi
    çok güzel performans gösterdik
    atışa seçilen herkes ben dahil görev ifa şartlarını yerine getirdi
    bölük 1500 metre koşu denetlemesinde herkes çizgiyi zamanında önce geçti
    diğer mekik şınav barfiksde de yeterli başarıyı gösterdik
    kısacası bölük açısından iyi bir denetleme geçti
    bu ekşını çok mutlu etti
    bölüğü toplayıp
    -hepinize teşekkür ederim dıbına çakim dedi
    cezalı askerleri ayağa kaldırıp hepsini affettigini söyledikten sonra
    -dıbına çakim aynı suçtan double double yaparsanız bazı deliklerinizi hiç olmadığı kadar genişletirim dedi
    denetleme esnasında atışı ve sporu kötü olanlar ya revire ya da nöbete gönderilmişti ki bi sakaklık çıkmasın
    onların haricindeki tüm askerlere çift çarşı verdi
    sabah içtimasında tabur komutanı bölük komutanlarını ve asker personeli tebrik edince zütümüz iyice kalktı
    ebru da son ünideki son senesi için ankaraya gitmeye hazırlanıyordu
    tekrar izine çıkmam konuşulmaya başlanmıştı ama ilerki bir zamanda kullanmaya iki oyla karar verdik
    bunun yerine ebru yine bir hafta sonu istanbula gelme kararı aldı
    ekşına gidip durumu anlattım
    -komutanım benimde çift çarşım var mı dedim
    -var dıbına çakim dedi biraz zorladıktan ve dalga geçtikten sonra
    -ben uygun görürseniz öbür hafta çıkmak istiyorum çift çarşıya komutanım dedim
    -tamam dıbına çakim zaten nöbet tutacak asker lazım olur diger askerler çarşıdayken dedi
    -emredersiniz dedim

    hafta içine girdik nöbetlerden sonra
    hergün arıyordum
    salı günki aramamda
    -nasılsın dedim
    • *iyiyim dedi ama değildi amk
    -bişey mi oldu dedim
    • ben hafta sonu gelemiyorum dedi
    -sorun değil haftaya gelirsin dedim
    • haftaya da gelemem dedi
    tansiyonum düştü beyler
    bir daha ki haftayı sormaya zütüm yemedi
    -bir sorun mu var dedim
    • sorun yok başka bir işim çıktı dedi
    -ne işi dedim
    • boşver dedi
    beni hiç bu kadar boşvermezdi
    -ebru konuşmak istediğin bişey var mı dedim
    • hayır moralim bozuk biraz dedi
    -gelemeyeceğin için mi dedim
    • hayır dedi
    vay amk gelemeyeceğine üzülmüyor bile
    -anlatmak ister misin dedim
    • ailevi boşver şimdi sonra konuşuruz dedi
    -ben yanlış bişey mi yaptım dedim
    • hayır seninle alakası yok dedi
    konu kilitlendi öylece kaldı amk
    babasını aradım ebrunun
    normal nasılsın muhabbetinden sonra
    laf aralarında tekrar tekrar sordum herşey yolunda mı diye
    evet amk hiç bi tak gözükmüyordu
    adamın olaylardan bile haberi yok gibiydi
    aynı gün akşam ebruyu tekrar aradım
    nasılsın sorularımda yine soguk cevaplar verdi olayın detayını hiç anlatmadı
    • ee sen nasılsın diye bana döndürdü muhabbeti
    -hiç iyi değilim dedim
    • neden dedi
    -nedeni anlatması gereken sensin ebru
    • ben iyiyim beni merak etme
    -başka kim var merak edilecek bende ki
    • ne bilim anneni et babanı et
    -seni merak etmemi istemiyor musun?
    • üzülmeni istemiyorum
    -üzme o zaman sende mutlu ol
    • ol demeyle olsa keşke
    -lafı uzatma ebru demek istediklerini söyle bekliyorum dedim
    • konuşuyoruz işte daha ne diyim
    -şimdi iyi değilsen sonra tekrar arayayım
    • aramana gerek yok
    -aramayayım mı hiç dedim
    bişey demedi
    peki sen bilirsin desem o telefon kapandıktan sonra gibe gibe yine arayacağım için demedim
    -ben geleyim mi izne diye sordum
    • kışın kullanırsın dedi
    -tamam yanına gelirim ama dedim
    • tamam dedi
    o tamam bile mutluluk vericiydi korkularıma
    -hasta mısın ebru dedim
    • yok iyiyim merak etme dedi
    bu tarz konuşmalar 1 hafta sürdü
    ben hala neler oldugunu çözememiştim
    bir hafta sonra terhise gidecek olan üst devrenin birisinden cep telefonunu aldım
    artık işi mesajlaşmaya dökmem lazımdı geceleri çünkü bi sorun vardı amk
    ama normal konuşuyordu sadece
    seni seviyorumlara tek cevabı bende idi
    o bana demiyordu seni seviyorum diye
    her kurdugu cümlenin sonuna aşkım koymuyordu
    gündüzden içmeye karar verdik
    taburun kamelyasında gece içtimasından sonra içecektik
    benim kafam içmeye gerek kalmadan sarhoştu zaten
    çözememiştim ebrudaki sorunu bir türlü
    bir asker daha vardı bizimle gelmek istiyordu içmeye ama
    zütverenin nöbeti vardı birle üç arası
    -olm sen bu gecelik gelme nöbetin var
    komutanın birisi gelir nöbet yeri denetlemeye ağzın kokar başımız belaya girer dedik
    inat etti bin
    harbidende tam bi yavşaktı çenesini gibtiğim
    içtima sonrası
    kamelyaya indik
    Tümünü Göster
    ···