1. 126.
    0
    @ 99 panpa liseyi bitireli çok oldu. ayrıca ekşici bin benzetmene çok kırıldım amk.
    beyler :(
    ···
  2. 127.
    0
    reserved
    ···
  3. 128.
    0
    anlat bin
    ···
  4. 129.
    0
    ···
  5. 130.
    0
    tarzın hosuma gitti panpa kısa bi sürede tek solukta okudum irkildim giris yaptım rezerved alıyorum ellerine sağlk ne zaman biter hikaye angutyus reyizinkine dönmezse sevinirim amk
    ···
  6. 131.
    0
    evet panpa tarzın benim de hoşuma gitti ama çok uzun süre ara veriyon 2 haftada bitmesin hikayen
    ···
  7. 132.
    +1
    eyvallah panpalar.

    hikayemi ne zaman bitireceğimi bilmiyorum. aslına bakarsanız anlatacağım çok şey var ama tepkilere göre de hareket edebilirim. (kimi yerleri özetleme, yahut ayrıntıya inme gibi)
    ayrıca bugünden sonra belli bir düzen ile, çok büyük aksilik olmadığı sürece her gece belli bir bölüm yazacağım.

    şimdi sahur öncesi bir bölüm daha yolluyorum. sahurdan sonra devamı olacak.
    ···
  8. 133.
    +3
    sanırım bu gergin durum kıymetlimi germişti.
    reyiz bana bakıyor, ben ondan kaçmaya çalışıyordum. aslında kaçmıyordum. her şeyi ona anlatma kararında gerçekten karar kılmış idim. sorun gibi görünen tek şey, esranın orada olmasıydı. hani misafirliğe gittiğinizde tuvaletiniz gelir. küçük tuvalet ise utana sıkıla da olsa bir şekilde yaparsınız. ama büyük tuvaletinizin gelmesi sizi belki de hayatta bir benzeri olmayan sıkıntıya sokar. halim, misafir evinde büyük tuvaleti gelmiş insan pgibolojisi ile özetlenebilirdi. ev sahibi esraydı ve o orada iken benim tuvalete gitmem imkansızdı.

    esra daha fazla dayanamadı. reyizden izin istedi gitmek için. tüm ilgisini bana vermiş olan reyiz biraz üstünkörü olarak peki tatlım, sen git geç kalma dedi. iyi günler dileyerek çıktı sevdiğim.

    evet panpalar, o heyecanlı an gelmişti. sıradan bir insanın, sıradan bir hikayesi iken o yaşa göre gayet itibarlı ve saygıdeğer bir kulağa gitmiş olan mmaceramın - gitmekten ziyade ilham olunmuş diyelim- geleceği adına önemli bir viraj idi. bunu rahatlıkla hissedebiliyordum. artık maçın son dakikasında kazanılan penaltıyı gole çevirmek ammacında olan bir forvet gibi olmalıydım. yani bizim reyiz ile yapacağımız konuşma benim adıma birçok şeyi zütürmek istediğim yöne çevirmeliydi. eğer burada hedefime ulaşamazsam bundan sonraki çabalarım yaydan çıkmış bir oku takip etmek kadar anlamasız olacaktı.

    kerkenez dedi reyiz. devdıbını getirmedi. sustu, üzgün bir yüz ifadesi vardı. büyük bir hayal kırıklığına uğramışcasına etrafa tavırlı bakışlar atıyordu. derin bir nefes alıp, gözlerimin tam içine bakarak devam etti. öğretmenler odasının kapısını işaret ederek, eğer şuradan çıktığımızda ben hala sana inanmıyor olurssam, sana olan inancımı, güvenimi ve sevgimi kaybedeceğim dedi.

    telaşlandım. hayır anlatacağım hocam demeye yeltendim fırsat vermedi reyiz. ben 5 dakikaya geliyorum, aklını başına topla ve geldiğimde her şeyi bana anlat dedi.
    ···
  9. 134.
    0
    2 bölüm daha yolluyorum panpalar.
    ···
  10. 135.
    +3
    çok uzun bir 5 dakika oldu benim için panpalar. aklımdan binbir türlü düşünce geçti. hiç aklıma gelmeyecek şeyleri düşündüm durdum. bazen olur hani, birden bir şeyi yahut bir kimseyi hatırlarsınız. ondan sonra vay amk, ben bunu nereden hatırladım falan dersiniz. işte o 5 dakika içinde hatırladığım, düşündüğüm şeylere tepkim bu şekilde idi.
    reyizin kapıdan geldiğini görünce toparlandım. aslında biraz daha rahatlamıştım. çünkü her şeyi reyize anlatacaktım. yani içimi dökecektim ve sonrasında muhtemelen şu an bulunduğum durumdan daha iyi olacaktı pgibolojim.

    reyizin elinde iki tane şişe kola vardı. 5 dakikada onları almaya gitmişti anlaşılan. geldi, karşıma oturdu. kolayı uzattı, buyur dedi. teşekkür ederim içmiyorum dedim. bozuldu, iç be dedi. yanlış anladınız hocam, midemden rahatsızım asitli içecekler içmiyorum dedim. (yalan değil panpalar, hala asitli içecekler içmem.) geçmiş olsun dedi reyiz ve teşekkür etmeme fırsat vermeden haydi dedi. neye haydi dediğini bildiğimden hafif doğruldum ve lafa başladım;
    hocam artık bakışlarımın sesinin duyulduğunun farkındayım dedim. tebessüm etti. keyfi yerine gelmiş gibi duruyordu. devam ettim, 13 yaşındayım ama 13 yaşında bir insana göre çok fazla yüküm var ve sanıyorum ki beni iyi anlıyorsunuz.

    sonra o şefkatli bakışları gördüm panpalar. anne gibi bakıyordu bana. aslında reyiz çok yaşlı sayılmazdı. tam hatırlamıyorum ama 20 li yaşlarında idi o dönem. ama o bakışlar çok daha yaşlı ve tecrübeli gözlerin bakışı idi. reyizin tabiri ile çok şey anlatıyordu. sesini duyuyordum o bakışların. şefkat, güven, umut nağmeleri söylüyor gibiydi o bakışlar. ben o sesleri yalnız anne bakışında duymuştum o güne kadar panpalar. öğretmenlik kutsaldır derler hani. bazıları bu söözü pek ciddiye almazlar. ne bileyim geyiğe dönmüştür artık bu söz. panpalar istisnaların amk ama ben o an sadece o bakışlarla bu sözün boş yere söylenmediğini anladım.

    kısa sayılamayacak bir süre daha baktı bana, sonra toparlandı ve,
    kerkenez, ben seni çok iyi anlıyorum, derin bir nefes aldıktan sonra devam etti, çok mu seviyorsun onu dedi. başımı öne eğdim evet der gibi. devam etti, ee sorun ne o zaman dedi. durdum, ne diyebileceğimi düşünüyordum. reyiz az daha hafif bir ses tonuyla haydi anlat dedi. artık çok rahatlamıştım ve söze başladım;

    - ama hocam, esra...
    Tümünü Göster
    ···
  11. 136.
    +2
    ama hocam esra benden çok uzakta dedim.
    yüzünü ekşitti. nasıl yani dedi. hocam ben esrayı seviyorum ama sanırım o beni sevmiyor dedim. sanırım mı dedi. evet dedim. konuşmadan nereden biliyorsun ki dedi. bakışlarının sesini duymuyorum hocam dedim. duraksadı, bir şeyler düşünüyor gibiydi. bir süre sonra ses vermeyince tekrar konuşma gereği duydum. hocam dedim ama eliyle sus işareti yaparak konuşturmadı beni. şaşırmıştım ve reyizin durumunu anlamlandırmaya çalışıyordum.
    nihayet reyiz hareketlendi ve sanırım senin kulaklarında problem var dedi. şaşkınlıkla reyize baktım. yüzünde tebessüm ve ve ne yapacağı belli olmayan insanın sinsi ifadesi vardı. meraklandım ve neden dedim reyize. sen müziğin sesini kısmışsın dedi. bilmece gibi konuşuyordu panpalar. tamam yaşına göre olgun bir insandım ama düşünsenize ben 13 yaşında idim hala.

    az daha yaklaştı reyiz.
    hafifçe başımı okşadı ve kerkenez, karşıdan nasıl göründüğünü anlatmamı ister misin dedi. elbette hocam dedim. peki, dinle öyleyse dedi. karşımda güzel yüzlü, çalışkan ve bakışları bangır bangır bağıran bir çocuk var. yaşından çok daha olgun, çevresine de saygılı. ama bu insanın tek sorunu, kusuru var, o da zihninde olan şeyleri yenilememesi. kendine yük etmesi. düşünsene bir depo sahibisin ve hergün yeni ürünler geliyor. bir süre sonra depo doluyor ama sen yeni gelen ürünleri almak zorundasın. yani hayır bunu alamam diyemiyorsun. yapman gereken normal olarak bazı ürünleri depodan çıkarmak ama sen işine yarayacak yahut yaramayacak diye bakmadan her ürünü depoda tutmaya çalışıyorsun. ne bileyim yeni gelen ürünleri depo içinde yol olan yerlere koymaya başlıyorsun artık. o zaman ne oluyor, depoda yürümek zorlaşıyor. derin bir nefes aldı ve devam etti. kerkenez depoyu boşalt. bak sen iyi bir çocuksun ve ben bunu biliyorum. aslında ben senin yaşındaki insanların aşk meşk işlerini öğrenmesine çok zaman gerekir diye düşünürüm. bu yaşta birini sevmek falan çocukçadır, ileride hatırlanır gülünür. ama sende bir gariplik var kerkenez, senin gözlerinin içine bakınca, o bakışların çok şeyi duyuruyor bana ve ben senin için bir şeyler yapmayı kendime görev ediniyorum. bu benim için vicdani bir sorumluluk halini aldı artık. o noktada ben söze girdim. hocam yaşım 13, bilmiyorum yaşam neyi getirir neyi zütürür ama kısmetse ben 23 yaşına geldiğimde yine konuşalım. eğer yanımda esra olursa ne mutlu ama olduya esraya dair hiçbir hayalim gerçekleşmedi, hatta hatta ne bileyim esra başka biri ile evlendi veya ben bir başkası ile evlendim, ben esrayı hiç unutmayacağım ve hala seviyor olacağım. belki o an benimle olan bir başka kişiye ihanet ediyor olacağım ama esrayı unutmayacağım dedim. ( yaş 21, 8 yıldır sözümü yemedim)

    reyiz etkilenmişe benziyordu. bir süre durdu ve şaşıracağım o cümleyi kurdu.

    -kerkenez sen bir körsün, esrayı görmüyorsun...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 137.
    0
    gece yahut sahurdan sonra devam edeceğim.
    iyi sabahlar.
    ···
  13. 138.
    0
    anlat panpa yarın okuruz artık uzun yaz ama
    ···
  14. 139.
    +3
    (az hızlandırarak bu entryde o kısmı geçiyorum)

    şaşırdım ve neden hocam dedim. evladım bakışların sesini duymuyorum diyorsun ama sen ona bakmıyorsun ki. bak kerkenez, ben uzun zamandır olanların farkındayım. özellikle ilk zamanlar ne güzel bakıyordun esraya. ama sonra ne olduysa o bakışlarını kaçırdın. kazara baktığın zaman ise hiç masum değildi bakışlarının sesi. ben ikinizin bakışlarını duydum kerkenez. ben esranın bakışlarını da duydum. yoksa sizin için bir şeyler yapmayı bu kadar istemezdim. yani en azından buna mecbur hissetmezdim kendimi dedi.

    reyizin bu sözleri önemliydi panpalar. dedikleri doğruydu. misal bakmıyordum esraya. onu pazarda bir çocukla gördüğümden beri ayrı bir tavır almıştım ona karşı. dağa küsen fare misaliydi bu tavrım ama gurur denen şey bunu mübah kılıyordu zihin dünyamda. bir an durdum. esranın abisi aklıma geldi. evet birde o vardı amk. amuğa korum demişti bana. hala anlamlandıramamış olsam da o olayın da bir korkusu vardı üzerimde. reyizle her şeyi açık açık konuşuyor olmamızın rahatlığı ile o olayı da anlatma gereği duydum ve böyle böyle oldu dedim. sen esradan hoşlanıyorsun diye mi böyle yaptı dedi. sanırım dedim, başka ne olacaktı ki. reyiz peki dedi. bu arada saat bayağı geçmişti ve reyiz beni daha fazla tutmak istemedi. peki sen şimdi git eve. daha sonra yine konuşacağım seninle dedi. tamam hocam dedim. iyi günler dedim ve yola koyuldum. tam kapıdan çıkarken reyiz yine seslendi. kerkenez. baktım. bu arada başkanlıktan ayrılmıyorsun dedi. geçti artık der gibi baktım. ben sınıf hocanla konuştum. sorun yok dedi. yine şaşırdım ve peki, teşekkür ederim hocam deyip çıktım.

    bir şeyler oluyordu panpalar. esra, reyiz, esranın abisi, esranın yanında gördüğüm o çocuk.
    evet birde kerem.
    kerem kim mi?
    ···
  15. 140.
    +1
    kerem kim mi?
    Kerem bir bin. su katılmamış bir bin hemde. hikayemdeki kötü adamlardan ilki.
    bu bine ileri bölümlerde döneceğim ve nasıl bir bin olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
    şimdilik itin zütünde dursun.

    ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi sınıf başkanlığı mevkisine geri döndüm. birkaç panpa meraklı sorular sordularsa da bir şekilde onları geçiştirdim. reyizle yaptığımız son konuşmadan sonra pgibolojim tahmin ettiğim yöne doğru gitti panpalar. kendimi daha rahat hissediyordum artık. derler ya, mutluluklar paylaşıldıkça çoğalır, mutsuzluklar paylaşıldıkça azalır diye. gerçekten olay öyle imiş. üzerimdeki yükün hafifliğini hissediyordum artık. hatta daha öncesinde neden o kadar gergin ve melankolik olduğuma hayret ediyordum. esraya karşı da eskisi gibi değildi tavırlarım. Artık yüzüne daha sık ve samimi bakıyordum. eski memnuniyetsiz, asık suratlı kerkenez yoktu artık.
    esra ile yanyana oturacağımız reyizin derslerini iple çekiyordum artık. işin şaşkınlık veren tarafı ise esra cephesinde idi panpalar. esraya bir şeyler olmuş gibiydi ve sanıyorum ki beni de değiştiren esrada ki bu değişiklikten başka bir şey değildi..
    o umursamaz, benimle sadece başkan, başkan yardımcısı ilişkisi çerçevesinde muhattap kız saklanmış gibiydi. reyizle konuştuğumuz günden sonra başlayan ilk haftada başladı bu değişim. dersin ortasında ben dikkatim dağılmış şekilde sağa sola bakarken o gözleri tam karşımda buldum panpalar. evet, dünyadaki en güzel gözler tam karşımda idi. sadece denk gelmiş bir karşılaşma değildi bu. reyizin hayatıma kattığı şu meşhur sesli bakışın kanlı canlı bir örneği idi. üstelik bu güzel bakışa kıymetlimin gülen yüzü ve gulunce ortaya çıkan sağ yanak gamzesi de eşlik ediyordu. o an, o yaklaşık 5 saniye, hani insan ölürken hayatı gözünün önünden film gibi geçer derler. işte o 5 saniye kesinlikle o film şeridinde yer alacaktır panpalar.

    eskiye nazaran daha yolunda gibi görünen olaylar, reyiz ile yapacağım yeni konuşma ile benim adıma o sıralar olabilecek en iyi şekli alacaktı.

    benim reyize her şeyi anlattığım konuşmanın üzerinden 2 hafta geçmişti ki, o günün son dersinde reyiz nöbetçi öğrenciyi gönderip, beni yeniden yanına çağırttı.
    ···
  16. 141.
    0
    yazıyorum aradan o kadar zaman geçiyor ve hiç ilgi görmüyorum.
    yanlış mı yapıyorum yoksa, beyler :(
    ···
  17. 142.
    0
    acaba başlıkta gibtim, capsli falan yazmıyor diye mi?
    ···
  18. 143.
    0
    Sen devam et panpa ben varım.. millet uyuyor senin yazdığın saatte.
    ···
  19. 144.
    0
    evet panpa sabah 5 te yazdığın için sen yazarken ilgi görmüyor ben takip ediyorum ama devam et
    ···
  20. 145.
    0
    eee panpa sonra
    ···