1. 351.
    0
    okumasıda güç dıbına koyim
    ···
  2. 352.
    0
    reserved bakalım. ilkokuldan başlamış ak liseden başlayan hikaye bile bayıyo ama hayırlısı.
    ···
  3. 353.
    0
    nerelerdesin panpaa
    ···
  4. 354.
    0
    inboxa attım.. gece baaşluycm..sen gene de hızlı yaz bin
    ···
  5. 355.
    0
    selamlar panpalar.
    geceleyin yazacağım, gecikme için kusura bakmayın...
    ···
  6. 356.
    0
    hani yazacaktın bin, dıbına çakim
    ···
  7. 357.
    0
    panpalar geceleyin türksel vınn ın azizliğine uğradım.
    nete ve sözlüğe giremedim haliyle.
    şimdi yollayacağım birkaç bölüm.
    ···
  8. 358.
    0
    hasılı biz havalandık.
    he işte ondan sonraki 5 dakika benim hayatımda yok. yani o zaman dilimine dair hiçbir şey hatırlamıyorum. o yüzden yere indiğimiz zamana geçiyorum hemen.

    midem bulanıyordu panpalar.
    başımda filler depreşiyor gibiydi. kemerleri çözüp aletten indiğim anda çömelmek zorunda kaldım. birkaç adım daha atsa idim muhtemelen yere kapaklanacaktım çünkü. o sırada reyiz yanıma geldi. kendisi gayet sağlıklı ve aletten etkilenmemiş şekilde duruyordu. iyi misin kerkenez dedi. ancak bu kadar iyi olabilirim hocam dedim. güldü. ben de güldüm. hafif bulanık olarak gördüğüm esrada gülüyordu. onun gülüşü kendimi daha iyi hissetmemi sağladı. toparlandım. elimi yüzümü yıkamak için tuvaletin yerini öğrendim. panpamın refakati ile gittim. geldikten sonra zaten ben bitmiş bir halde idim allahtan gezi de bitmiş oluyordu. reyiz haydi artık toparlanın dönüyoruz dedi ve dönüş yoluna koyulduk.
    araba yolculuğu boyunca aklımda esra ile alakalı binbir türlü soru olmasına rağmen onunla hiçbir şekilde konuşmak için bir hamle yapmadım, yapamadım desem daha doğru olur çünkü halim yok idi. panpama dediğim üzre cam kenarına oturdum zaten ve o düşüncelerle uykuya dalmışım. yaklaşık 1 saat uyuduktan sonra okula geldiğimizde panpamın dürtmesi ile uyandım.

    hiçbir şey düşünmeden eve doğru yol alıp güzelce bir uyudum. çok güzel de bir rüya gördüm.

    o günden sonra ilk okul günü.
    evet panpalar, bana ve sınırsız tutkuma dair çok şeyin değişik haller aldığı o gezi sonrası ilk kez okula gidiyordum. hayatım normal akışına dönmüştü ve ben son zamanlarda sıklıkla yaptığım gibi esra ve esraya dair düşünüyordum. işte o zamanlarda bu işlerin aslında ne kadar karışmaya başladığı dikkatimi çekmeye başladı. aklımı en çok kurcalayan funda mevzusu idi. o garip günde konuşamadığım funda, üstüne üstlük bin onura bir nevi uygunsuz halde yakalanmamız beni düşündürüyor, canımı çok sıkıyordu. he bir de kerem bini ve iyice bozulan aramız. hepsinin üstüne dersler yazılılar vb. tam olarak haydi bunalıma gir panpa diyen bir ortam vardı. ama ben uymak istemedim panpalar. tamam amuğa koyim aşk adamı kör ediyor ama aile diye bir şey var ve artık benim bu mecnun halim etraftan da hissedilir duruma gelmiş. meraklı sorular yavaş yavaş kendini göstermekte. bu durumda kendini salmak en kolayı ama ben zoru seven bir yapıdayım.

    sınıfa girdim panpalar.
    ilk dikkatimi çeken sınıftaki hareket oldu. yani sınıfta normal olmayan bir enerji ve buna bağlı olarak ortaya çıkan bir koşuşturma hakimdi. üstümü başımı yerleştirdikten sonra yoklama almaya gittim. esra hemen yanıma geldi. günaydın başkan dedi. günaydın esra dedim. nasılsın, iyi misin fasıllarını da geçtikten sonra bir şey diyeceğim diyerek esra lafa girdi. önümüzdeki haftasonu benim doğum günüm ve evimizde arkadaşlarımla bir parti yapmayı düşünüyoruz. sen de gelirsin değil mi dedi. enerjinin sebebi belli olmuştu panpalar. normal şartlarda böyle şeylerin olabileceği bir mahalle değildi çünkü bizim oralar. çok nadir olan bir olaydı bu tarz şeyler ve ister istemez duyulması dahi insana bir hareketlilik veriyordu.
    gülümsedim ve sen davet edersin de ben katılmaz mıyım yahu, elbette memnuniyetle gelirim dedim. çok sevindim dedi. evini tarif etti. ben sanki bilmiyormuşum gibi şuranın orası mı vb. sorular sordum. maksadım o billur sesten olabildiğince çok şey duyabilmek idi. adresi anladığımı söyledikten sonra saat bilgisini de aldım ve geleceğim sözünü tekrar verdim. teşekkür edip yanımdan ayrıldı esra.

    evet panpalar, her şey güzel görünüyordu ki doğumgünü ve hediye ilgisini hatırlayana kadar. evet amuğa koyim doğumgününde hediye alınırdı. üstüne üstlük söz konusu insan sizin en kıymetlinizdi ve ona alacağınız hediye onun pek umrunda olmasa bile sizin için en özel anlam ifade eden bir şey olmalıydı.

    ben bu düşüncelerle sıkıntılı bir şekilde sağa sola dönerken, bu sıkıntımı endişeye çeviren gözlerle karşılaştım.

    funda bana çok pis bakıyordu panpalar...
    Tümünü Göster
    ···
  9. 359.
    0
    funda bu hikayenin kara meleği sanırım
    ···
  10. 360.
    0
    rizörvü aldım mübarek insan da hızlı biraz amk hızlı
    ···
  11. 361.
    0
    bir iki gündür elde olmayan sebeplerden dolayı yazamadım panpalar.
    artık düzene girer sanırım.

    @ 291 funda'nın hikayesi de çok ilginç panpa.
    ···
  12. 362.
    +2
    hemen gözlerimi kaçırdım panpalar.
    bilinmezlik insanı çok fazla korkutuyor çünkü. o günden sonra, beni şaşkınlığa sürükleyen o davranışından sonra ben fundadan korkmaya başlamıştım panpalar. onunla konuşmaktan, olanı biteni anlamaktan dahi çekiniyordum. o yüzden kaçmak mantıklı geliyordu ve onu uyguluyordum.

    bir şekilde o günü bitirdik.

    şimdi elde olanlar şöyle ki, kıymetlimin doğumgününe birkaç gün var, ben davet edilmişim ve ona almam gereken bir hediye var. ama almam gereken hediye öyle bir şey olmalı ki birçok şey anlatmalı. çok düşündüm panpalar. o güne kadar aklımdan türlü türlü şeyler geçti. ne bileyim oyuncak ayıcıktan, kupaya, kokudan, takıya bir sürü şeyi tarttım kafamda. hangisini alsam daha güzel, daha manidar olur diye. ama bir türlü karar veremiyordum panpalar. bu hediye almak işinin ne kadar zor bir şey olduğunu ilk o günlerde tatmıştım ben. aslında muhattabın senin en kıymetlin olmaz ise belki daha kolay olabilir ama bir anlam yükleyeceğin hediyeyi seçmen ömürden ömür zütürüyor, ben bunu yaşadım, ettim.

    neyse panpalar ben sonunda üzerinde kıymetlimin ismi yazan bir künyede karar kıldım. künye dediğim, boncuk tarzı bir şeyden işte. o zamanın parası ile 2 milyon yahut 2,5 milyon liraydı. allahtan o bir iki gün babam harçlık verme konusunda bonkör idi ve parasızlık çekmemiştim. künyede esra yazıyordu. sade ama estetik bir şey idi. sevmiştim yani ben. doğum gününden önceki okul günlerinde o stresle esra ile pek muhabbet etme şansım olmadı. fundanın yakaladığında garip bakışları, kerem ve onur bininin estirdiği soğuk hava ile o günleri geçtik bir şekilde.

    başımı yastığa koyduğumda doğum gününe yaklaşık 20 saat vardı panpalar. benim her şeyim hazırdı ve heyecanla neler olup biteceğine odaklanmıştım. elbiselerimi falan ayarlamış, bir bayram telaşesi gibi yeni doğan gün ile yapacaklarımı aklımdan geçiriyordum ki gözüm vitrinden bozma kitaplığıma ilişti. kitaplık dediğim ise genelde okul kitapları ve defterlerini koyduğum yer. işte orada kendimi bildim bileli mevcut bir kitap vardı. nereden gelmişti yahut ne zamandan beri oradaydı tam bilmiyordum ama kendimi bildim bileli o kitap orada idi ve hiç alıp bakmamıştım. ümit yaşar oğuzcan'ın şiirlerinden seçmeler tarzı bir kitap. zaten heyecandan uykuyu unutmuş bir halde iken toparlanıp o kitabı aldım. kondisyonu iyi gibiydi. yaprakları biraz sararmıştı. kitabın sayfalarını yavaş yavaş çevirip göz atmaya başladım. şiirler vardı işte. ben zaten şiire karşı bir sempati duyduğumdan ilgimi çekmesi uzun zaman almadı. bir iki saayfa derken bayağı bayağı kendimi kaptırdım ve neredeyse kitabın yarısına gelmişken gözüme şu şiir ilişti;

    --şiir--
    "bırakma beni sevdiğim
    gidişine dayanamam
    hasret gözyaşlarımla
    kendimi avutamam
    dönerim dersin ama
    kadere inanmam
    bıraktığın anılarınla
    ben sensiz yaşayamam"
    --şiir--

    biliyorum şu an için çok ergence ama panpalar o an için bu şiir bana çok şey hissettirmişti. ve esraya alacağım hediyeye dair çok başka bir fikir vermişti.
    içindekiler kısmında bu şiirin sayfa numarasını buldum ve yanına küçük bir kalp işareti yaptım.
    sonrasında kitabı kitap kaplığı ile hediye paketinin içine sokmam uzun zaman almadı.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 363.
    +1
    bir aksilik olmazsa geceleyin görüşürüz panpalar.
    ···
  14. 364.
    0
    amk en heyecanlı yerinde bırakıon,ver şu hediyeyi de yengenin tepkisini anlat
    ···
  15. 365.
    +1
    @294 panpa aldın bizi bizden.. hepimizin böyle duyguları olmuştur ama en iyi sen hissetmiş sen sözcüklere dökmüşsün.. panpa iki yılda bir paragraf yazsan da takipcinim.. ayrıca kulağıma da tercüman oldun. adamsın panpa. eywallah.
    ···
  16. 366.
    0
    yine yazmamış bin
    ···
  17. 367.
    0
    @297 eyvallah panpa.
    ···
  18. 368.
    0
    @ 298 panpa kusura bakma, bu aralar ilginç aksilikler çıkıyor.
    artık çok emin olmadıkça şu saatte yazacağım demeyeceğim.
    ama gün içinde bir şekilde az da olsa yazacağım.
    ···
  19. 369.
    0
    şimdi bir bölüm daha..
    ···
  20. 370.
    +2
    heyecanla uyandım panpalar yeni güne.
    o gün birçok şeyin olması lazımdı. yani en azından ben böyle olması gerektiğini düşünüyordum. çünkü artık sınırsız tutkum içimde kalmaktan çıkmak üzere idi. yani bu yaptığım, halimi anlatan çok somut bir şey olacaktı. bunun sonucunda belki mutlu mesut bir adam olacaktım. belki de hiç istemesem de esraya dair her şeyi bitirmeye çalışmam gerekecekti o günden sonra.

    akşamüstünü zor etmiştim. esra 18.00 gibi başlarız dediği için ben 17.00 gibi yola koyuldum. yaklaşık 10 dakika sonra esraların evine ulaşmış idim. önce girip girmemekte tereddüt ettim. acaba gelen olmuş mudur benden önce diye düşündüm. ama sadece düşünebiliyordum. çünkü öğrenebilme ihtimalim yoktu. o ana kadar aklıma hiç gelmeyen esranın abiside işte tam o an aklıma geldi. vay amuğa koyim ben bunu nasıl düşünememiştim hiç. bazen akıl kuş misali uçup gidiyor panpalar. çok garip ki bazen en lazım olan zamanda gibtirip gidiyor bu akıl şeysi.

    yapacak bir şey yoktu. tüm cesaretimle kapıya vardım. dışarıda çok fazla ayakkabı gözükmüyordu. muhtemelen pek kalabalık değildi içerisi henüz. az çekinerek de olsa kapıyı çaldım. heyecanla kapının açılmasını bekliyordum, nitekim açıldı. ve o kapının açılması ile o güne dair ilk süpriz gerçekleşmiş oluyordu.

    kapıyı açan funda idi panpalar. evet köşe bucak kaçtığım, bakışlarının sesini duymamak için kulaklarımı kapattığım funda. yakın arkadaş olmaları hasebiyle esranın bu en mutlu günlerinden birinde yanında bulunuyordu muhtemelen. şaşkınlıkla merhaba dedim. merhaba buyur içeri dedi. başımı salladım. ayakkabılarımı çıkardım ve fundanın kılavuzluğunda salona geçtim. fundanın, sen geç otur, daha kimse gelmedi deyip beni oraya yönlendirmesi ve benim yüzümü dönmem ile ikinci süpriz de gerçekleşmiş oluyordu.

    karşımda esranın abisi ve cansel duruyordu amuğa koyim. tamam esranın abisinin orada olması normal ama bu binin burada ne işi vardı. hatırladınız değil mi panpalar. benim pazarda esranın yanında gördüğüm bin bu.
    selam verdim köşeye oturdum panpalar. o heyecan, sinir ve korku ile hiçbir şey demedim. onlar da bir şey demedi. kendi aralarında konuşuyorlardı, kulak kabartmadım. o sırada şöyle bir göz ucuyla etrafa baktım. hali vakti yerinde bir ailenin salonu idi bu panpalar. eşyalar gayet güzel, yeni şeylerdi.

    ben bir yandan tedirginlik duyup, bir yandan da sağa sola bakarken esranın annesi havva teyze içeri geldi. gayet güler bir yüzle hoşgeldin oğlum dedi. hoşbulduk havva teyze dedim. arkadaşlarından daha gelen olmadı dedi gülümseyerek, ben biraz erken geldim sanırım dedim, güldü. olsun olsun gelir herkes şimdi dedi. sonra esranın abisine döndü. haydi oğlum siz yavaş yavaş çıkın dışarı millet birazdan gelir dedi. tamam anne deyip hareketlendi esranın abisi. cansel bini de onunla beraberdi. çıktılar. bu güzel bir şeydi panpalar. demek ki bizbize olalım diye düşünülmüş ve esranın abisi dahil kimseye acınılmamıştı. havva teyzeyi o anda takdir ettim.

    orada bir başıma oturuyordum panpalar.
    esra, funda ve havva teyze bir yandan sofrayı haırlıyor, arada bir de özellikle havva teyze benim sıkılmam için bir şeyler soruyor, muhabbet etmeye çalışıyordu. ama ne sıkılması, esrayı görebilmek benim için tüm mutluluklara değişebileceğim bir olaydı ve sıkılmayı bırak içten içe şükürler ediyordum o anki halime.

    yavaş yavaş diğer davetlilerde geldi. genel anlamda bizim sınıf mensupları idi gelenler. birkaç kız arkadaş vardı tanımadığım ama onlarında esranın mahalleden arkadaşları olduğunu öğrendim.

    o gün adına tek olumsuzluk olarak gözüken, bin onur ve elinde yer alan kocaman hediyesi idi...
    Tümünü Göster
    ···