1. 1.
    +1
    içimi döküyorum. aslında içim dökülüyo beyler. içim boşalıyo yavaş yavaş. olmak isteyip olamadıklarımı, yaşanması mümkünken yaşayamadıklarımı, değer verdiğim ve onlar için değerli olmak istediğim kişileri yazıcam. Özetle nasıl bi hayat yaşadığımı uzun uzun anlatıcam. Dinleyen olursa da içim dökülmeye devam edecek. döküldükçe de yazıcam.
    ···
  1. 2.
    0
    ben gidip yatıyom
    ···
  2. 3.
    0
    ben de yatıyom amk yaz ama okurum belki
    ···
  3. 4.
    0
    biraz sonra başlıyorum.var mı sabahı görenler?
    ···
  4. 5.
    +1
    Müstakil, bahçeli bi evde başladım yaşama. Yıllarca o soğuk, sigara dumanı sinmiş evde yaşadım. 28 yaşımdayım.Tek bi odada geçirilmek zorunda olan ev hayatını bilirim. Sobayı tutuştururken odanın içini saran çıra kokusu, kozalak kokusu hala burnumdadır. Severdim çıra kokusunu hala da severim. babamı hatırlatır bana. hatırlatır derken babam hayatta. babam yakardı çünkü sobayı. babam,soba, çıra.belki de o yüzden güzel gelirdi o koku. seviyodum çünkü babamı, sobayı da çırayı da.zaten başka da bi işim yoktu o sıralar her çocuğunki gibi. annemi sevmek babamı sevmek ailemi sevmek tek uğraşımdı. Ha arada bi televizyonun kanalını değiştirmeye gönderirdi beni babam.8 düğmeli grundig televizyon.o da ekstra bi sevinç tabi kanalları değiştirme görevi.
    ···
  5. 6.
    +1
    Daha başka görevlerim de vardı doğru. yemekten sonra saplı gırgırla yerleri gırgırlamak;battaniye, yorgan,çarşaf gibi şeyler yıkanacaksa onları leğende çiğnemek;akşam yatma vakti yaklaştığında bizimkilerin yatak odasından yorganımı yastığımı oturma odasına getirmek gibi. Bunlar öle kolay işler de değildir ha.püf noktaları vardır. Bilmezsen yaptığın iş bi gibe benzemez. yorganı yastığı yarım saat önceden getireceksin ki sobalı odada ısınsınlar.buz gibi yorganın içine küt diye girersen daşakların çatlayıverir. Gırgır yapmayı da bileceksin. Gırgırın içi bir iki gündür temizlenmediği için doluysa ve sen bunu fark etmeden bodozlama sürüverirsen yere, halının anasını gibersin. sanki yere hiç sofra bezi bile serilmeden 20 tane çocuk yemek yemiş gibi olur halının üstü. leğende çamaşır çiğnerken bi yere tutunmazsan ayağının kayıp kafanı her an kapı eşiğinde yarma ihtimalin var. Bi de çamaşır makinesinin hortumunu dışarı çıkarıp çiğnemen lazım çünkü durulama suyunu bi çıkarırsa buz gibi su bu sefer ayaklarını çatlatır. işte bunlar başlıca görevlerimdendi.
    ···
  6. 7.
    +1
    Bu yüzden artık her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmeye çalışırım. O günlerin bana kazandırdıklarından. Ben bu tarz ev yaşdıbını öyle benimsemiştim ki bütün arkadaşlarımın böyle bi hayat sürdüklerini düşünüyodum.bu yaşam tarzından başka bi yaşam düşünemiyodum. Mesela Pazar akşamı banyolarında ( banyo sobasının da 30-45 dakika önceden yanması lazım ) bi rutinim vardı. annemin artık beni yıkamamaya karar vermesine (!) kadar öğrettiği banyo yapma tekniklerinin bile arkadaşlarımınkiyle aynı olduğunu düşünüyodum. arkadaşlarıma şöyle şeyler sölüyodum ( mesela pis koktuğunu düşündüğün birisi hakkında ) : ”olum adam kafasına 5 kere yeşil sabun sürüyo,iki kez şampuan yapıyo gene de pis kokuyo ya”( suratlarda anlamsız bi ifade, onaylayıp onaylamama ikilemi).öyle sanıyodum çünkü banyoya girildiğinde 5 kez yeşil sabun sonra kese sonra ilif ( lif denen eşyayı ilif diye öğrettiler bana) en son da 2 kez şampuan yapılması gerekirdi. bigün birisi ben 3 kez yeşil sabun yapıyorum dedi kızmıyo mu annen baban dedim yoo dedi. şaşırdım.o neyse de biri ben yeşil sabun sürmüyom ki dedi. nasıl olabilirdi lan böle bişey. direk şampuan yapıyomuş amınoom bini. olur mu lan öle. işte o zamanlar yeni yeni öğreniyodum herkesin farklı bi ev hayatı olduğunu ki daha ev dışı hayatlar var.Ne güzel aslında o zamanlar rutinlerim, olmazsa olmazlarım varmış.
    ···
  7. 8.
    0
    daha yazmıcam sanmayın binler dibine kadar gidicem. bugünlük bu kadar uyucam.
    ···
  8. 9.
    0
    ama okumucam
    ···
  9. 10.
    0
    @8 yazmamışsın...
    ···