1. 1.
    0
    tamamemn gerçektir korku öğeleri içerir tek guvencem tamamemn gerçek olması
    ···
  2. 2.
    0
    beyler çoğu kişi burda hayal dunyasıyla yok komşunun karısını gibtim yok şunu şöle gibtim tarzı abuk subuk kımsenın asla ınanmadığı baştan sona yalan kurgu hıkayeler anlatıyor burda aslında olmak ısteyıp de olamadığı ınsanların hıkayeleri belkı de bazen bende okurum yalan olduğunu bile bıle sırf anlatımı guzel dıye ben de size bir anımı anlatacağım ıstemeyen dinlemez ama gerçek bir olayın tadı bence hissedilecektir çunku tamamen gerçektir
    ···
  3. 3.
    0
    3 kişi başla desin başlıyorum ve bıtırmeden kalkamayacağım
    ···
  4. 4.
    0
    @3 he amk he
    ···
  5. 5.
    0
    `o gün canım çok sıkılıyordu...
    20 yaşındaydım, 5 seneden beri aşık olduğum kız beni terk etmişti. büyük bir bunalıma girmiştim. hani derler ya, darbeler ard arda gelir. üç gün öncede dedem ölmüştü. dedemi çok severdim, garip adamdı. hayatını bazı kitapları araştırmaya adamıştı.ne yaptığını bize bile söylemezdi. kendi içine kapalı, hayattan kopuk bir insandı, benim gibi... `
    ···
  6. 6.
    0
    büyük bir fırtana kopmuştu, ailem cenaze işlerini halletmek içim memlekete gitmeşlerdi. birden bire elektrikler kesildi, karanlıktaydım ve tek başımaydım. birden çocukluk resimlerine bakmak aklıma geldi, hem orada dedemi de görürdüm.
    ···
  7. 7.
    0
    tavanarasına çıktım, nerdeyse iki santim toz vardı. elimde fener olmasına rağmen, arada çakan yıldırımlar ortalığı aydınlatıyordu. fotoğraf'ların olduğu kutuyu aramaya başladım. evet oradaydı, şezlonğun hemen yanında sihay bir kutu daha vardı, sanki benim geleceğimi biliyor gibi beni orada bekliyormuş.


    sanki binyıllardır uyanmayı bekleyen bir piramit gibi bekliyordu…garip, hiç daha önce görmemiştim, içimi büyük bir merak kapladı, fotoğraf'ları çoktan unutmuştum.


    kutuyu kaptığım gibi aşağıdaki mutfak masasının üstüne koydum. kutuyu incelemeye başladım, üzerinde bir mühür vardı, ilk başta okuyamadım, dikkat ettiğimde üzerinde dedemin isminin yazdığını gördüm
    ···
  8. 8.
    0
    Arapça bişeylerde yazıyordu ama dedemin isiminin yazılışını öğrenmiştim. "abdürrahman" yani Allah‘ın kulu. Daha on yaşındayken dedem bana arapça öğretmeye çalışmıştı ama annemler karşı çıkınca, beni bir arkadaşının yanına Kuran öğrenmeye göndermişti.
    ···
  9. 9.
    0
    Çok akıcı Kuran okusamda o yaz yaşadıklarımla ilgili hiç bişey hatırlamam. Aslında ailem dindar bile sayılmazdı. Babam cuma'dan cuma'ya camii'ye gider; farzından sonra kalkar giderdi.Din ile tüm ilişkisi buydu, oruçlarıda unutmamak lazım tabiki
    ···
  10. 10.
    0
    Anne‘mi dedem çok özgür yetiştirmiş, istediği okula yollamış(gücü yetmemesine rağmen).O zamanın modasına uygun kısa eteklerini giymesine bile ses çıkarmamış. Asıl ilginç olan ise normalda böyle bişey yapan birisi köyde dedikodu ve iftira malzemesi olurdu, ama dedeme kimse tek laf bile söyleyememiş.
    ···
  11. 11.
    0
    Kutuyu karşıma aldım...

    Acaba açmalımıydım mühürlenmişti ama neden? hiç vasiyet yazmamıştı dedem. Aslında açabilirdim, bizden başka vasisi yoktu ama içimden bir his kutuyu açmamamı söylüyordu.Ama biryandan bir merak beni bitiriyordu, birden çakan şimşekle birlikte aklıma bir fikir geldi;
    ···
  12. 12.
    0
    mühürdeki harfleri bir kağıda yazıp iki mahalle ötedeki ilahiyat mezunu erhan'ın evine gitmeye kara vermiştim. Kağıda yazıp ıslanmaması için iç cebime koydum.

    Paltomu bile almadan koşmaya başladım, ciğerlerim patlarcasına, evet bunu mutlaka öğrenmeliydim.
    ···
  13. 13.
    0
    Erhan‘ın kapısına dayandım. Eski tip bir evi vardı erhan‘ın. Annesi ile beraber yaşıyordu, babası küçükken terketmiş onları. Sanırım bir kadın için çok zor bir durumdu bu.Daha sonra ondan haber alamamışlar birdaha. Köhnemiş nem ile nerdeyse çürümekte olan kapılarının zilini çaldım, içerdiden bir korkan bir kadın sesi geldi "kim o".
    ···
  14. 14.
    0
    Annesi almalıydı, korkmaktada haklıydı, saat gecenin ikisiydi. Erhan‘ın nerde olduğunu sordum, içerde uyuyormuş. Beni oturma odasına aldı, normalde böyle bir durumda ordan ayrılırdım ama artık sabrım kalmamıştı. Erhan yanıma uykulu uykulu geldi . Allah‘tan erhan saygılı bir insandı yoksa çoktan dayak yemiştim
    ···
  15. 15.
    0
    nese sigara molası veriyorum gibimde deoıl kımsenın ınanıp ınanmaması kımseyle de polemığe gırmeyecem sadece bır sıırrımı anlatayım dedım
    ···
  16. 16.
    0
    Daha konuşmadan hemen kağıdı gösterdim. Bana garipseyerek baktı. “başın sağolsun duydum deden ölmüş“ dedi. Ben kağıdı işaret ederek ona bakıyordum.

    -“ Bunu nereden buldun, niye bukadart acele ediyorsun?“ dedi. Ben tekrar okumasını rica ettim, okumaya başladı;
    ···
  17. 17.
    0
    Bu çok basit, burada bir tarih yazılı“ dedi.

    Okumaya devam etti; “Recep ayının 15'i 1426“ dedi.Şaşırmış bir ifadeyle bana baktı.

    “eee yani bugünün tarihiyle ne anlama geliyor?“

    „20 ağustos 2005 yani bu kutuyu bulduğum tarih!
    ···
  18. 18.
    0
    man Allah‘ım… bu benim tam olarak kutuyu bulduğum tarih, hatta dakikası dakıkasına doğruydu!
    Hemen koşarak çıktım erhan‘lardan, onlar hala şaşkındılar ama bişey açıklayacak zamanım yoktu .Tüm gücümle eve koştum. Yolda düşünüyordum,“ bunun anlamı ne idi?..“
    ···
  19. 19.
    0
    Bu bana gönderilen bir mesaj olmalıydı evet öyleydi, dedem kutuyu benim açmamı istemişti. Eve gittim, hemen ekmek bıçağını alıp mührü kırdım, tek hamlede dağıldı mühür, artık geri dönüş yoktu, kutuyu açtım…
    ···
  20. 20.
    0
    içinde bir sürü eski kağıt parçası vardı eski kitaplar falan, en az yüz yıllık olmalıydılar. Aynı televizyon‘larda gördüğümüz gibi kahverengiye çalan sari rengindeydi bunlar. Hepsi el yazmasıydı, bilmediğim bir dilde. Bunun arapça olduğunuda sanmıyordum artıkş kutuyu iyice karıştırdım. En altından kalın bir kitab çıktı.
    ···