Güvercinler haklıymış, kimse beni umursamıyor. Hikayemi yarıda bırakıyorum, buraya kadar okuyan herkese teşekkürler

Bakkalın gösterdiği yoldan yürürken anaokullarında neden ingilizce öğretilmediğini düşünmeye başladım. Biraz düşündükten sonra bunun süper güç olmamız önündeki en büyük ikinci engel olduğuna karar verdim. Bakın Amerika'ya, orada anaokuluna giden çocuklar ingilizce biliyor. Adamlar süper güç.
Anaokulunda ingilizce eğitime izin vermeyen dış mihraklara küfür edip yola devam ettim.
Yürürken boş durmak olmazdı. Bir süre daha düşündükten sonra en büyük birinci engelin Lozan olduğuna karar verdim. Sonra aklıma 2023 geldi ve ıslandım. Hayır abaza herifler sandığınız gibi ayakta boşalmadım, bulutlar ağlamaya başladı. Her zamankinden daha şiddetli ağlıyorlardı. Daha önceki tecrübelerim onlarla konuşunca mutlu olduklarını gösteriyordu. Kafamı yukarı doğru çevirip derdiniz ne kardeşim diye bağırdım. O sırada bana çarpan bir adam üstüne alınıp asıl senin derdin ne kardeşim diye sordu. Adama dönüp derdim memleket. Ne olacak bu memleketin hali be dediğimde tövbe estağfurullah deyip yürümeye başladı. insanlar da hiç dert dinlemeyi bilmiyor amk.
Bu kabalığın sebebinin dün gece adamın karısının başının ağrıması olduğunu düşündüm. Evet, kesinlikle buydu!
Geri dönüp koşarak adama yetiştim ve karın gece vermediği için insanlara sataşmaya utanmıyor musun azgın herif diye bağırdım. Ne diyosun be adam deyip beni itti. Bunu nasıl yapardı? inanabiliyor musunuz, savunmasız bir gömleği taciz etti. Ben inanamıyorum. Bunun cezasız kalmaması gerektiğini düşündüm ve tam kalkıp adamı itecekken 1.85 boyunda, hafif kaslı ve yakışıklı sayılabilecek bir tip olduğunu gördüm. Onun da inci sözlük yazarı olduğunu anlayıp Naber panpa yaaa diyerek ayağa kalktım. Suratıma garip garip baktığında boynundaki fuları farkettim. Amk eksicisi imci siqer len mq diye bağırıp koşarak kaçtım, dayak yemek benim gibi 1.85 boyunda, hafif kaslı ve yakışıklı birine yakışmazdı.

edit: dış mihraklar

Hayatim boyunca okudugum en guzel hikayeydi, ellerine saglik!!!

Gömleğim size iyi geceler dememi istedi. Hepinize iyi geceler

edit: gömlek

Kel adama görünmemek için eğilerek boş duran bir taksinin cdıbını tıklattım. Taksici camı açtı ve amk çocukları tıklayıp kaçmışlar dedi. Sen kime amk diyorsun lan amk diyecektim ama ona ihtiyacım olduğunu hatırlayıp sakince elimi kaldırdım ve onu sadece adres sorulacak basit birisi olarak gördüğümü düşünmesin diye memleket nere hemşerim dedim. Korkmuş bi şekilde Allaaah benim bi hocaya görünmem lazım diye bağırarak gaza bastı. Günah çıkartacak herhalde diye düşündüm. Bu sırada gömleğim hala gelmedik mi diye sordu. Az kaldı tatlım biraz daha dayan deyip onu zeki yalanımla oyaladım. Az kalmıştı, belki de kalmamıştı. Bilemiyorum Altan.
Gördüğüm bir dükkana girip hay gayz diye bağırdım. Onlara turist gibi görünürsem cevabı alabileceğimi düşündüğümden böyle zekice bir oyun yapmıştım ve onlar da oyunuma gelmişlerdi. Dükkan sahibi anaokulu seviyesindeki ingilizcesiyle hello hello dediğinde anaokulunda ingilizce öğretilmediğini hatırladım ve nedenini sonra sorgulayacağıma dair kendime söz verdim. Adamın sessizliğimden daha fazla şüphelenmesini istemediğim için hemen sorumu sordum:
"Ver ar yu anadolu medeniyet muze?"
Harika ingilizcemi anlamakta biraz güçlük çekti. Sonra bana kam deyip dışarı çıkarttı. Sağ tarafa dönen yolu gösterip go go go dedi. Tam hareket edecekken omzuma dokunup arkamı dönmemi sağladı. Oyununa gelmiştim, ben bunun hüznünü yaşarken bana pişmaniye kutularını gösterip Törkiş fud fifti dolyar dedi. Bu kez oyununa gelmeyecektim. Bizi mi koparıyosun anlamadım ki Ekrem abi deyip koşarak uzaklaştım.

edit: imla

Ben hala burdayım

Dikkat çekmemek için penguen gibi yürüyerek caddeye ulaştım. Yolda yürüyen bir adamı elimle durdurup çevirme yaptığımı ve kimlik istediğimi söylediğimde gibtir git diyerek uzaklaştı. Benden gitmemi isteyip kendisinin gitmesi biraz garipti ama umursamayıp başka birisini durdurdum. Ona gitmek istediğim yere nasıl gideceğimi sorduğumda nereye gitmek istiyorsun diye soruyla karşılık verdi. Akıllıydı ama beni yenemezdi. Bana üç maymunu oynama adamım diye bağırdım. Kaslı vücudum ve 1.85 boyumdan korkup cevap vermeden uzaklaştı. Aslında boyumu hiç ölçmemiştim ve kasın ne olduğunu da bilmiyordum ama bu önemli değildi. inci sözlüğe üye olan herkes hafif kaslı, yakışıklı ve 1.85 boyunda.

Yolda çevirme yapmanın bir işe yaramayacağını anlayıp gördüğüm ilk bakkala girdim. Sadece soru sormak için gelmediğimi göstermek amacıyla içeri girerken elime bir paket cips aldım. Adama yaklaşıp Anadolu Medeniyetleri Müzesi nerede diye sordum. Sivil polis olduğumu düşünüp soruma cevap verdi. Anlattığından pek bir sey anlamamıştım ama gene de polisle işbirliği yaptığı için teşekkür edip cipsi önüne koydum ve dükkandan çıkıp anlattığı yolda yürümeye başladım. Akşam mutfaktaki salatalığa sorduğumda yürüyerek 40 dakikada orada olacağımı söylemişti. Ona güvenerek yürümeye başladım. Yolda insanların garip bakışları arasında yürüdüm. Hiç pantolon üzerine baksır giymiş insan görmemiş gibilerdi. Superman giyince karizmatik buluyosunuz ama diye bağırıp kollarımı öne uzattım ve uçmaya başladım. Biraz böyle gittikten sonra aslında uçmadığımı farkettim ve lanet olsun adamım diyerek ilerlemeye devam ettim. Yol 2'ye ayrıldığında nereye gideceğimi sormak için kaldırımda sohbet eden 3 adamın yanına gittim.
Omzuna dokunduğum adamın kel olduğunu anlayınca koşarak kaçtım. 3. sınıftayken kel öğretmenim bana aferin dediğinden beri kellerden korkuyorum. Inanabiliyor musunuz? Küçücük bir çocuğa aferin diyerek taciz etti. Ben inanamıyorum.

Hgggfggghj

Aga hangi okul tam olarak?

Bir sevdadır ANKARA

Rezervasyon

Güvercinlere inanmamıştım ama haklı olabileceklerini düşünmeye başladım. Okuyorsanız lütfen belli edip fetocuları haksız çıkarın.

Mutfağın kapısının önüne geldim ve beklemeye başladım. Tek başıma mutfağa giremezdim, mutfak rulosu onu tuvalet kağıdıyla aldattığımdan beri bana düşman. Yalnız yakalarsa intikam almaya çalışacağına eminim.
Sahibe çocuklarını uyandırıp geldiğinde hep beraber mutfağa girdik. Masaya oturup kahvaltı yapmaya başladılar. Ben de yapmak istiyordum ancak beyaz peynir onlara dokunmamam için yalvardığından uzak durdum. Sahibenin oğlu neden kahvaltı yapmadığımı sorduğunda üstün zekamla bir başka yalan uydurdum. Güvercinlerin getirdiği simiti yediğime inanmış görünmüyordu ama durumu kurtarmıştım, önemli olan da buydu.
Onlar kahvaltıyı bitirene kadar sofradan kalkmayıp ne kadar kibar birisi olduğumu gösterdim. Insanlara güzel yönlerimi göstermeyi severim.

Oturma odasında bir süre oturduktan sonra montumu almak için kalktım ve hale geçtim. Sakin olun Hale derken bir amlıdan bahsetmiyorum, evin girişine dedim.
Montumu giydikten sonra giydiğim şeyin adının mont değil ceket olduğunun farkına vardım ancak bu pek de önemli değildi. Oturma odasına girip ben gidiyorum dediğimde nereye diye sordular. Gideceğim yeri söyleyip başka bir soru sormalarına fırsat vermemek için hızlıca odadan çıktım ancak sahibe gelip kimle diye sordu. Ona gömleğimle gezeceğimi söyleyemezdim. Üstün zekamı kullanıp ceketimle gezeceğimizi söyledim. Yalanıma inanıp tamam git dediğinde onun da başbakan yardımcısı olabileceğini düşündüm. Ayakkabılarımı giyip dışarı çıkarken kendimi fetocu ilan etmem gerektiğine karar verdim. Dışarıya çıktığımda dikkatlice yürümeye başladım. Federallerin peşimde olduğuna emindim.

Wp den geldim alayınızın dıbına korum lan :(

Emin olduğum diğer şey ise Pallas Athena'nın pasaport bulup tanrısal uykuyu gözlerime ekmek için geldiği. Tanrıçaya karşı koymaya niyetim yok o yüzden iyi geceler. Sahi, iyi mi geceler?

Güvercinler kimsenin başlığımı umursamadığını söylüyor ama onlara inanmıyorum. Yazmaya devam edeceğim.

Bahsettiğim akrabama gittiğim akşam Ankara'daki müzeleri araştırdım. Tarihi yerleri seviyorum, güzeller. Güzel olmasalar da severim belki de sevmem bilemiyorum. Her neyse Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ni gözüme kestirdim. Gece herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra sessizce tuvalete gittim. Hayır abaza herifler sandığınız gibi elimle cima etmedim, kaka yaptım. Bazen çok ses çıkabiliyor, duymalarını istemem. Bunu size söylerken kaka kelimesini sevdiğimi farkettim.
işim bitince çekyata döndüm. Gördüğüm şey beni şok etti. Çarşaf altta, yorgan üstteydi!
inanabiliyor musunuz? Ben inanamıyorum, bunu nasıl yaparlar?

Ev sahibiyle durumun yanlışlığı hakkında konuşmayı düşündüm ama sonra yatağı ev sahibesinin yaptığını hatırlayıp vazgeçtim. Yorganı altıma serip yattıktan sonra çarşafı üstüme çektim ve Athena'nın gözlerime tanrısal uykuyu ekmesini bekledim. Beklediğim olmayınca hayal kırıklığına uğradım. Athena için önemli olmadığımı düşünüp bir süre ağladıktan sonra Türkiye pasaportu olmadığı için gelemediğini düşünüp kendi uykumu kendim yarattım.

Sabah herkesten önce uyandım. Hepsi hala uyuyordu ve ben acıkmıştım. Athena'nın pasaportsuz olduğunu unutup ondan yemek istedim. O sırada uyanan ev sahibesi beni gördü
ve ayaklarımı neden havaya kaldırdığımı sordu. Ona gerçeği söyleyemezdim. Hemen üstün zekamı kullanarak sarhoştum hatırlamıyorum dedim. Garip garip bakıp mutfağa gitti. Herkesin bana öyle bakmasının sebebini merak ediyordum. Tuvalette bunu düşünmeye karar verip mutfağa doğru harekete geçtim. Bilirsiniz Türkler tuvalette düşünür. Hatta padişah 2. Cabbar'a ampulu icat etme fikri tuvalette gelmiş. Bunu güvercinlere anlattığımda 2. Cabbar diye birinin olmadığını söylemişlerdi ama o fetocuların yalan söylediğine eminim.

Rez bebe var

(bkz: ozet gec panpa)

Rez belki tutar

Tutturrursan gel bir de bana tuttur.