+9
-2
panpalar hesap yine silik yedi burdan devam ediyoruzz.
Saat sabaha karşı 06.00 civarıydı. Büyük bi patlamayla uyandım, dışardan çok fazla ses geliyordu. Yanımdaki arkadaşa seslendim. – bilal(25) kalk olum bişeyler oluyor. Kalktık beraber cama geldik. Ve gördüğümüz görüntü ikimizi şoka sokmuştu. Şafak yeni sökmek üzereydi ancak ortalık aydınlanmıştı Heryer yanıyordu, insanlar birbirine saldırıyor, arabalar birbiri ardına ateş alıp patlıyordu. Tam bu sırada karşımızdaki binanın 4 . katından ateşler içinde bir kadın bireden bire balkondan yere düştü ve arkasından iki kişi daha Ankara yanıyordu sanki heryer duman olmuştu bile.
O an kendimi rüyada zannettim. Bunların hiç biri gerçek olamazdı ve beynim bana izlediğim filimden estantaneler sunuyordu. inanamıyordum olanlara ama bu rüya değildi tamamen gerçekti. Bilalle beraber odadan çıktık, evdeki diğer arkadaşları kaldırdık. Gece zaten geç yatmıştık biraz da alkol vardı. O yüzden kimse olanları duymamıştı. Kimse uyanmamıştı, uyanır uyanmaz onları da cama zütürdük, hiçbirimiz bi anlama veremiyorduk. Tam bu sıralar burnumuza bir koku geldi. Duman kokusu acaba evden mi geliyordu bizim binada mmı yanıyordu. Hep beraber koşarak salona geçtik ancak yangın yoktu. Salondaki bolkon kapısı açık kalmış ve sokak taki bütün duman evin içine doluşmuştu. Üstümdeki atleti çıkardım, yüzüme doladım. Nefes almak çok güçtü tamamen duman olmuştu. Gözlerimde yanmaya başladı gözlerimi kapattım ve balkona doğru gittim. Kapıyı tam kapatacaktım ki gözüme bir şey çarptı hemen balkona çıktım.
Tüm ihtişamıyla ışıkları yanan Sheraton otel tamamen ateşler içerisindeydi. insanlar camlardan kendilerini atıyor. Odalardan birbiri ardına ateşler çıkıyor patlamalar oluyordu. Sonunda bina bu kadar darbeye dayanamamıştı. Olduğu yerde çöktü ve arkasından büyük bi toz bulutu her yeri kapladı. Gözlerime inanamıyordum. Alkol bu kadar büyük bir oyun mu oynuyordu yoksa. Hayır bunların hepsi gerçekti. Birden öksürmeye başladım, ciğerlerim dışarı çıkacaktı sanki, bir türlü kesilmiyordu tam bu sırada biri kolumdan tuttu, gözlerim iyice kapanmıştı kim olduğunu anlamadım. içeri çekti beni antreye kadar sürükledi şuurum yarı açık yarı kapalıydı. Yere yatırdı arkadaşlarım etrafta konuşuyorlar bir şeyler tartışıyorlardı. Hiç bişey anlamıyordum ne konuştuklarını ne dediklerini çok fazla duman solumuştum. B i anda yüzüme arkadaşların su dökmesiyle beraber uyandım. Noldu bana diye sordum. Onur(26) – 2-3 dakikadır baygındın, bizde ayılman için su döktük. Yüzümü sildim, ayağa kalktım olayın etkisiyle tansiyonum filan düşmüştü, birde duman soluyunca baygınlık kaçınılmazdı. Banyoya doğru yürüdüm yüzümü yıkayacaktım. Çeşmeyi aştım bi miktar kirli su geld , daha sonra horultular ve arkası kesildi. Sularda yoktu, orda bi damacana vardı içinde de bi miktar su hemen suyu aldım yüzümü filan yıkadım, ağzım kurumuştu bi miktarda içtim. Daha sonra suyla beraber tekrar arkadaşlarımın yanına geldim. sular kesilmiş diye seslendim, biliyoruz dediler hep bir ağızdan sonra damacanayı onlara uzattım herkes susamıştı. Kimse olayları anlamlandıramıyordu. Balkonda gördüklerimi anlattım. Koca binanın nasıl yıkıldığını, hepimiz iyice korkmaya başlamıştık. Yasin(24) – beyler binaya bakmamız lazım ne oldu bilmiyoruz. Belki birileri biliyordur. Onur koşara odasına gitti ve tabancasını yanına aldı geri geldi. Napcaksın onu diye sordum. Ne olacağı hiç belli olmaz dedi. Hep beraber dışarı çıktık, onur önde bizde arkasına sıralanmıştık. Binanın içinde hiç ses yoktu. Karşı komşuya gittik, 60 yaşlarında tonton bi ninemiz vardı iki çocuğu vardı bizlerle yaşıt birisi polisti. Onur kapıya vurdu daha sonra daha hızlı zile bastık sürekli am zil çalışmıyordu ses gelmiyodu onur kapıyı tekmelemeye başladı. Tam bu sırada aşağıdan bir ses geldi. Çok hızlı bir şekilde bir kapı kapanmıştı. Hepimiz korktuk bi anda ses gelince daha sonra aşağı baktık 2. Katta ışık yanıyordu. Beraber aşağı doğru inmeye başladık ortalık çok sessizdi. içeriye az da olsa duman girmişti ama tahminimizce binada bi yangın yoktu. Yavaş yavaş aşağı doğru inerken arkamızdan bi ses geldi hemen dönüp baktık bir kediydi can havliyle kaçıyordu biyerlere. Alt kata indik. Kapının birini tıklattık yeni evli bi çift vardı burda. Ama onlarda kapıyı açmadılar daha sonra karşı daireye yöneldik onur kapıya dokununca kapı birden açıldı. Kapı açık kalmış yada bırakılmıştı.
Kimse yok mu diye seslenmeye başladık. Ses gelmiyordu, evin içine girdik mutfak dolaplarından birisinin kapağı hafif sallanıyo ve çok rahatsız edici bir ses çıkarıyordu. Ben gittim kapağı kapattıım. Mutfak taşının üstünde birsürü malzeme vardı birde bavul. Yaklaştım bavula doğru. içinde gıda malzemleri ton balık makarna ekmek filan vardı 2 şişe de su vardı. Buzdolabına yöneldim kapağı açtım. içerisi bomboştu. Galiba hepsini taşın üzerine çıkarmışlardı. Çeşmeyi kontrol ettim burda da kegibti. Bavulun içnde 3 adet su şişesi vardı onları aldım. Daha sonra içerde bi ses geldi. Yasini bağırıyordu – tarık koş çabuk buraya gel. Koşarak onların bulunduğu yere gittim yatak odasıydı yatak incintı ama kimse yoktu. Daha sonra duvardaki yazıyı gördüm. ‘Hemen buradan kaçın’ yazıyodu ilk başta kanla yazıldığını düşündüm. Bacaklarım titriyodu korkudan. Bilal yazıya doğru yaklaşarak inceledi. Kanla mı yazılmış diye sordum. Yok dedi bu boya gibi bişey daha sonra halının üstünde ruju gördük. Kadıncagız rujla yazmıştı. Kafamız iyice allak bullak oldu camdan aşağı baktık yerde birsürü insan vardı. Hepsi ölmüşmüydü bunların. Ayakta kimse yoktu. Güneş tamamen doğmuştu ve şehri aydınlatıyodu binanın tepesine çıkıp olan bitene bakmaya karar verdik. En üst kata çıktık. Daha sonra çatının kapağını açıp çatıya çıktık. Ankara tamamen harabe olmuştu. Güneş gece boyu yaşanan bütün olayları ortaya çıkarmıştı çoğu bina yanmaya devam ediyor. Sağlam çok az bina kalmıştı. Birçoğuda yılımıştı. Hiçbir canlı belirtisi yoktu etrafta. Kalbim durma noktasına gelecekti artık. Neler oluyordu böyle kafam almıyordu hiçbişeyi tekrar kendi dairemize döndük kapıyı kapattık nasıl aklıma gelmemişti. Telefona koştum yasin seslendi – denedik çekmiyor. Lanet olsun televizyona koştuk hemen uydu bağlıydı televizyona ve sinyal yok diyordu. Uyduyu çıkardık ve binanın kendi yerel antenine bağladık televizyonu. Oda olmamış bu sefer karıncalanmalar vardı ve hiçbirşey belli olmuyordu. Dışarı çıkıp olan bitene bakma kararı aldıkKömürlüğe gittik ilk önce onuru pencereden çıkardık. O etrafa baktı ve sırayla hepimiz çıktık. Dışarısı tam bi savaş yeriydi. Çok büyük bi sessizlik vardı bu ölüm sessizliğiydi. Arka bahçenin demirlerinden atladık. Sokağa çık. Onur yedek silahını yasin e verdi yedek şarjörlerini ve mermilerinide aldılar. Bizlerde sopa filan aldık elimize dikkatlice aşağı indik bütün kapılara tekrar vurarak belki birileri bizi duyar. Beli birileri vardır diye. Ama hiç ses soluk yoktu. Kapıya geldik, böyle bi kaza nasıl oldu onuda anlamadık ama araba binanın tam giriş kapısına çarpmıştı ve çıkmamız imkansızdı biraz zorladık filan ama olmadı. Yasin alt kattaki pencereyi hatırlattı. Kömürlüklerin orda bi pencere vardı. Aşağı doğru indik. Çok pis bir koku geliyordu indikçe burnumuzu kapatmak zorunda kaldık. Kokunun nerden geldiği belli olmuştu sığnakta yüzlerce ceset vardı hertaraf kan olmuştu. Arada tanıdıklarımızda vardı. Apartman sakinlerinin çoğu burdaydı. Onur hariç hepimiz kustuk. Onur güneydoğuda iki sene görev yapmıştı. Bundan daha kötü olmasada birçok ceset ve vahşi olay görmüştür. Elimizi yüzümüzü temizledikten sonra devam etmeye karar verdik daha anlam verememiştik. yavaş yavaş etrafımıza bakarak ilerlemeye başladık. Sokaktan köşeyi döndük caddeye çıktık. Heryer burda da insan cesetleriydi. Hiçbirimiz ne olduğunu anlayamıyorduk. ileri de yerde yatan Bi kaç polis gördük ve onlara doğru koştuk. Onlarda ölmüşlerdi onur vücutlarını inceledi. Paramparça olmuşlardı birinde kurşun izi de vardı vurularak ölmüştü galiba onur silahları topladı şarjörleri filan aldı hepimiz birer silah almıştık ama daha önce bi kaç kez havalı tabancayla ateş etmiştim ben kullanabilirmiydim bilmiyorum. Sessiz olmamız gerektiğini düşündük ve o an ateş etmedik. Ama onur tekrar pratiğini anlattı hepimşiz silahlarımız doldurduk ve yürümeye devam ettik. Sheraton otele doğru ilerledik belki orda yaşayan birileri vardır.
Hemen hemen arabaların hepsi patlamıştı. Caddede bi benzin istasyonu vardı ve bi anda büyük bi patlama oldu hepimiz sarsıldık. Ordaki tanker patlamıştı. ilerlemeye devam ederken bilal yerde bi gazete parçası buldu. Aldı ve bize seslendi. Beyler 7 temmuz 2025 e hoşgeldiniz anlamadık ilk başta yanına gittik. Gazteyi aldım elinde sağ üstte 7 temmuz 2025 yazıyodu.