-
26.
+14Onu yanımıza alamayız dedi doğan. Hasta olup olmadığını bile bilmiyoruz.
Bir keresinde Etimesgut havalimanında yürüyenlerin bir köpeği ısırıp hastalandırdıklarını görmüştüm köpek 10 dakika geçmeden onlardan birine dönmüştü.
Bu köpek ısırılmamıştı sanırım kaçarken tel yada keskin bir yere takılıp derinde kesilmişti bacağı.
Köpek hasta değil dedim doğana ve bacağını gösterdim. Alamayız dedi tekrar doğan.
Yürüyenler bir gün iyileşecek değil mi doğan dedim evet diyerek cevapladı.
Bunun iyileşmesi daha büyük bir olasılık dedim bende.
Sustu “tamam” dedi “bütün sorumluluk sana ait elimi sürmem.”
Şimdi sorun köpeği dışarı nasıl çıkarıcaktık.
Kanaması vardı ve kan kokusuna geldiklerine göre bu zombiler baya bi açtı.
Köpeği kucağıma aldım canı yanmış olacak ki ağlamaya başladı -
25.
+13Yerdeydi…..
Titriyordu….
Canı çok acıyor gibiydi sanırım henüz 1 yaşındaydı bitkin düşmüş bir ALMAN KURDU. Yanına yaklaştığım zaman önce hafiften hırladı ama o kadar yorgundu ki ısırmaya çalışsa o yorgunlukla ölecek gibiydi. Çantamdaki plastik şişeden su çıkardım ve avcuma döktüm çok susamıştı. Suya saldırdı adeta. Benden zarar gelmeyeceğini anlamış olacakki elimi yaladı ama gözlerinden çektiği acı belli oluyordu. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Sağ arka bacağını bana gösterircesine kafasını o yöne zütürdü en nihayetinde bir bebekti o.
Bak dermiş gibiydi bakışları
BAK BURASI ÇOK ACIYOR…….
Çok derin olmayan bir kesiği vardı ama uzun süredir burada olacakki yara morarmaya başlamıştı. kangrene çevirebilirdi yani.
Kucağıma aldığım gibi ayağa kalktım doğanın yanına geldim. Doğan bunu nerden buldun dedi.
Orada köşede dedim ölmek üzere yardım etmezsek ölür. -
24.
+15Alt katta hiçbir şey bulamadı.
Tekrar yanıma geldi ve bu sefer en üst kattaki Mediamarkt olan yere gitmek için harekete geçtik.
ikinci katın olduğu yer daha kalabalıktı ve merdivenlerin olduğu yeri tamamen kapatmışlardı.
Doğan sırt çantasından bir tüp çıkardı. “O ne doğan” dedim.
“Uzun süredir çantamda duruyodu demek bu iş içinmiş” dedi. çantasından çıkardığı şey 300ml insan kanıymış. Tüpü bütün gücüyle ileri doğru attığı zaman yürüyenler hızlı ama gevşek harektlerle kan tüpünün patladığı yere doğru hareketlendiler. Merdiven tamamen boşalmıştı.
Bir kat daha yukarı çıktık Mediamarkt oradaydı ama tabi baya bi yağmalanmış haldeydi. içeri dikkatle girdik hemen elektronik cihazların olduğu yere girdik ve işimize neler yarar diye bakınmaya başladık.
Doğan hemen çantasını doldurmaya başlamıştı. çok fazla yağmalanmıştı etraf bende istemsiz bir şekilde Pc oyunlarının olduğu yere ilerledim önceden buraya her geldiğimizde oyunlara bakar ve alamadığım oyunlara bakarak iç geçirirdim. Oyun reyonuna geldiğim zaman onu gördüm… -
23.
+15Fakat dünya o tedaviyi yapma çalışmalarını bırakalı çok uzun süre olmuştu.
Normalde Optimum’a hafta sonları sinema izlemeye veya lahmacun yada kumpir yemeye giderdik.
Şimdi onlar bizi yemesinler diye dikkatli bir şekilde yol alıyorduk.
Optimum kapısının önünde durduk. Yerde ölü insanlar vardı ve çok kötü kokuyorlardı.
Bazılarının vücutlarının yarısı yenmiş bazılarının sadece iç organlarını yemiş gerisini bırakmışlardı.
Gene kapının iki tarafında bekledik ve içerden gelen sesleri dinledik.
Sesler bizi gene yanıltmadı….
Anlamsız sesler…..
Çok fazla hemde….
içerisi onlarla dolu olmalıydı… -
22.
+15Sabahın ilk ışıklarıyla hazırlanmaya başladık ikimizde ben daha ziyade susturucu takılmış dürbünlü tüfeğimi kullanırım diye düşünüyordum yanımdaki tabancamın susturucusunu takmıştım. Yanımada bolca mühimmat almıştım.
Doğan her zamanki gibi Mp5 makinalı tüfeğini almıştı. Susturucusunu taktı ve tabancasının da susturucusunu taktı. Bolca mermi ve ayrıca birkaç kalıp c4 atmıştı çantasına.
Araca atlayıp Optimum’a doğru yola çıktık sincan yolundan köprü üstüne çıktık zaten 5 dakika sürüyordu yol.
Yolun üzerinde zombilerden vardı doğan özellikle çarpmamak için çaba sarfediyordu garip bir şekilde eğer bir tedavi çıkarsa iyileşeceklerini düşünüyordu. -
-
1.
-1mp5 e susturucu takılmaz aslanım haberin olsun
-
2.
0
-
3.
0
diğerleri 1 -
1.
-
21.
+17Ama oradaki malzemelerden yararlanmamız lazımdı aynı zamanda.
Çok fazla kara karışıklığı vardı ama en sonunda oradan başlamaya karar verdik.
Oradan verim alsakta almasakta sincana gidecektik zaten sadece ilk sırayı Optimuma vermeyi uygun gördük.
Sonra sincana geçecektik fakat orada toplayıcılar ve yürüyenlerin olma ihtimali Optimumdan daha fazlaydı.
Önce emirler tren istasyonundan karşıya yürüyerek geçme düşüncem vardı bunu doğanla paylaştığım zaman ortadaki hızlı tren bakım istasyonunun tehlike yaratabileceğini söyledi.
Adam haklıydı o bölgeye hiç girmemiştik. Karşımızda neler olacağını hiç bilmiyorduk. -
20.
+1701 TEMMUZ 2016
CUMA….
ETiMESGUT…..
2 gündür doğanla beraber Ankara’da telsizin ekgib parçalarını nerede bulabiliriz diye düşünüyoruz.
ilk olarak en yakımızdaki yere gidelim diye düşündük.
Eryaman OPTiMUM…
ilk katında teknosa vardı oradan yararlanabilirdik sonra en üst katta MEDiAMARKT vardı oradan faydalanabilirdik ama aklımızı kurcalayan tek bir konu vardı o da Optimum’un bulunduğu muhit itibariyle kalabalık bir yerde olmasıydı.
içerisi toplayıcılarla dolu olabilirdi veya yürüyenler içerde olabilirdi. -
19.
+4Rezallah
-
-
1.
+2çok teşekkür ederim iyi okumalar
-
1.
-
18.
+4Okuyorum
-
-
1.
+3çok teşekkür ederim iyi okumalar
-
2.
+4Teşekkürler
-
1.
-
17.
+19ANKARA…..
KIZILAY…..
28 HAZiRAN 2016….
tarihli yazıyı buraya kadar okuyabildim sonraki yazılar doğan dediği adamın yazıları anlamadığım bir sürü mekanik dijital bişiyler yazmış
bir sonraki günün yazılarını çözmem gerek.
çözdüğüm zaman buradan yazıcam -
16.
+17Elimde telsiz doğanın yanına gittim telsizdeki sinyal devam ediyordu.
Doğan bu mors alfabesi dedim.
Çözdünmü bari diyerek cevapladı doğan evet dedim çözdüm ama kaynağını nasıl bulucaz.
Doğan bende bi cihaz var ama eski ordudan kalma bişi çalışırsa kaynağını öğrenebiliriz dedi.
2 kat aşağıdaki atölyesine indik ve cihazı telsize taktık ve ne oldu biliyormusunuz ?
Çalışmadı….
Bazı parçaların değişmesi gerekir dedi doğan.
Bende parça listesini çıkar arayalım dedim.
Doğan o gün atölyesinde ekgib parçaların listesini çıkarmak için baya uğraştı ve sonunda listeyi getirdi.
Parçalar bunlar dedi ama bazılarını bulmak gerçekten zor olacak.
Tamam dedim sabah başlayalım o zaman -
15.
+19Doğan hemen kameraları açtı ve dışarda ne olduğunu kontrol etti bana dönüp sıra sende dedi.
Giderkende bu sefer sağ gözünün tam ortası dedi ve ekledi vuramazsan eğer araba bir hafta daha bende kalır.
Tamam dedim ve susturuculu tüfeği alıp balkona çıktım.
Bir öncekinde burnunun tam ortası demişti ama vuramadığım için arabayı bir hafta kaptırmıştım. Bir kez daha şansımı denemek için tüfeği aldım, balkon demirlerine sabitledim, nefes kontrolümü yaptım, biraz bekledim ve tetiğe hafifçe dokundum.
Zombinin kafası geriye doğru savruldu ve yere düştü. Doğan elindeki dürbünle izlerken haass. ktir ya dedi alnından vurdun koçum araba bir hafta daha bende dedi.
içeri girdiğimizde sürekli olarak parazit gelen telsimizin parazitlerini kegib kegib yayınlamaya başladığını fark ettik.
Doğan telsizi yerinden çıkarıp heralde içindeki devrelerde bişi var açıyım bakalım bi dedi ve ünlü tornavida takımını çıkarıp telsizin içini açtı bende yanında duruyor istediklerini veriyordum.
Telsizin ana devlerinde bir sorun olmadığını gördü doğan eee bunda bişi yok dedi ana karta bakarak.
Tekrar telsizi topladı ve açtığı zaman aynı kegib kegib sesi duyduk.
Kegib sesin hiçbir anlamı yoktu zira.
Radyo dalgalarının kegib kegib olması kaynaktan parazitin kesilmesi anldıbına geliyordu.
Mantıksızdı yani
Biraz daha dinledik doğan sıkıldı ben içeri gidicem dedi gitti ben biraz daha durdum cihazın başında.
Sonra dikkatli dinleyince fark ettim.
Mors alfabesiydi bu…
Ordudan hatırladıklarımla bişiler yapmaya çalıştım.
Çözümlediğim kadarıyla mesaj şöyle bir şeydi
“ bu hayatta kalmayı başaranlar için bir mesajdır….lütfen cevap vermeyin 52”
Yaşayan birileri vardı….. -
14.
+16Sıcak suyumuz ve elektriğimiz var. En hayati makinelere elektriği bağlıyoruz.
Buzdolabı , çamaşır makinası , bilgisayar, televizyon….
Şimdilik işimizi görecek kadar açık kalsalar yeter. sabah çıktıktan akşam dönene kadar suyumuzda ısınmış oluyor hem.
Şimdilik iyiyiz yani.
Bide şu etraftakiler olmasa.
Radyo ve televizyonda sürekli aynı yayın yapılıyor.
Olayların patlak veripte iletişim sisteminin kitlendiği andan beri hep aynı yayın.
Onu izleyip duruyoruz.
En dış kapıdaki hareket sensörü çalmaya başladı dışardan terkedilmiş gibi görünen apartmanımız aslında hiçte göründüğü gibi değildi doğanın sayesinde.
Adam her yere hareket sensörleri ve kameralar koydu. Kameralarıda aldı televizyona bağladı. Zamanında deli gibi maç izlediğimiz ekranlardan şimdi dışarıyı izliyoruz. -
13.
+16Aracımızı NecatiBey caddesinin oraya koymuştuk bir zamanlar savunma bakanlığının olduğu yere. Şimdi herhâlde içi ağzına kadar yürüyen doludur.
Ara yollardan kimseye fazla görünmemeye çalışarak aracın olduğu yere kadar geldik.
Doğan hemen aracı çalıştırdı bende hemen yanına bindim ve eve doğru ilerlemeye başladık.
Etimesgut emirlerde bir evimiz var. Evde değilde aslında apartman binasının etrafını iyice korunaklı hale getirdik ve her kata kalın demir plakalar yerleştirdik hepsindede kalın kilitler var. En üst katta doğan onun bir alt katında ben kalıyorum tam karşımızda yelken düğün salonu var oranın karşısında ise bir park var.
Eskiden işten çıktığımız zaman yazları elimize maden suyu alır 15 dakka oturup dinlenirdik doğanla.
Şimdi ise perdenin arkasından temkinli bir şekilde izliyoruz dışarısını.
Doğan çok iyi bir elektronikçiydi en karışık devrelerin arasından falan kolaylıkla çıkardı o yüzden işimiz o varken daha kolay.
Gitti nerden bulduysa bilmiyorum artık güneş panelleri getirdi balkonlara yerleştirdi onları bir güzel.
Çatıya koyarsak çok dikkat çekermiş. bak bak.
Apartmanın bütün balkonlarına bu panellerden yerleştirdi.
Apartmanın tepesinde zaten büyükçe bir su deposu vardı kaynaktan su çeken, onun motoruna bakım yaptı. -
12.
+18Teminli bir şekilde çıktık. Çıkarken doğan sırtındaki çantadan bir sprey boya çıkartıp büyükçe bir X işareti yaptı. Genelde uğradığı yerlere yaptığı bişi bu kendine göre bir mantığı var heralde.
Bilemicem.
Temkinli bir şekilde kapıya doğru ilerlerken Ziya Gökalp Caddesinin ilersinden silah sesleri ve kahkaha sesleri geldi..
Toplayıcılar…..
Ses çıkarmadan kendilerini göstermelerini bekledik…
Gene şaşırtmadılar bizi.
5 kişilik bir çapulcu takımı…
Ellerinde silahlar, sırtlarında çantalar falan.
Birilerini pusuya düşürmeyi bekliyorlar..
Etraflarına ateş ederek yanımızdan geçerek gittiler.
Gözden kayboldukları zaman bizde yerimizden çıktık ve geldiğimiz yönden geri gitmeye başladık. -
11.
+17Alış veriş merkezinin kapısının önüne geldiğimizde doğan ana kapının sağında bende solunda durdum.
içerde ilk anda hiçbir zombi yoktu.
Doğan ile birbirimize baktık önce o girdi arkasından ben girdim..
Çokta fazla büyük bir yer değil zaten ama içeri girince sesler duyulmaya başlandı.
iç güdüsel olarak ses çıkartma huyları var ama haberleşme amacıyla değil.
O anda ses çıkarmak istedikleri için.
Migros’a girdik sırtımızda bu büyük çantalardan var, intikale çıkarken kullandığımız çantalardan içine tıka basa konserve doldurduk.
Doğan gene gitti cipslerden attı çantasına. Ben konservelerden atıyorum çantama daha kullanışlı oluyor hem yedikten sonra dibini deliyorum ip geçirip bazı yerlere asıyorum oradan geçen olursa birbirlerine çarpıp ses çıkarıyolar. Erken uyarı sistemi gibi düşünün.
Çantalarımızı doldurduktan sonra çıkalım erkenden evde olursak iyi olur diye düşündük. -
10.
+19Susturucu onlar için değil yani…
Diğerleri için…
Hayatta kalan diğerleri…
Toplayıcılar diyoruz onlara…
Üretme veya gayret etme yok….
Hazır olanı toplayan şerefsiz p.zevenkler topluluğu…
Genelde 5 kişi dolaşırlar….
Ama savaşma kabiliyetleri sıfır….
Nereye denk gelirse…
Genelde işi bilen adamlar tarafından avlanırlar ama sayıları çok fazla o yüzden sessiz olmalıyız.
Susturuculu tüfeklerimizle kafalarına nişan alarak üçünüde öldürdük.
Aslında öldürme denmez tam olarak zaten ölüler sadece onları etkisiz hale getirdik.
Kafalarından vurduğunuz sürece sorun yok diğer durumlarda durmuyolar.
Beyin faal olduğu sürece beden işlevselliğini yitirmiyor.. -
-
1.
+5bu partı okumamıştım susturucu olayını anladım rez
-
1.
-
9.
+19Güven parkın yanından geçerken yolumuzun üzerinde 3 tane yürüyen farkettik.
Silahlarımızda susturucu vardı.
Ha unutmadan…
Zombilerin sese duyarlı olduğu falan yok.
Hani ses duyunca sesin olduğu yere gidiyolar olayı falan yalan yani.
Gözleri çok az ışığa duyarlı sadece, ama koku alma duyuları bir hayli gelişmiş halde.
Kan kokusuna karşı çok hassaslar, ama et kokusu resmen zaafları…
Etin kokusunu aldıkları zaman o bölgede kaç tane bunlardan varsa geliyorlar…
Kan kokusuna sadece bakıp gelmek isterlerse geliyorlar..
Ama et onları deli ediyor resmen.
insan kokusuna karşı çok etkili değiller, hani şu terle karışık deri kokusu olur ya o kokuya karşı herhangi bir zaafları yok ama olursa temasta bulunursanız kendilerini korumak için saldırmaya başlıyorlar eğer herhangi bir şekilde bir yerinizi kanatırlarsa ve eğer o anda beslenme güdüleri varsa….
Sizden geriye ancak kemiklerinizi bulurlar…. -
-
1.
+5 -2zombiler sese duyarlı değilse niye susturucu takıyonuz amk arada kopukluklar var ama sarıyor rez
-
1.
-
8.
+20ANKARA…..
KIZILAY…..
28 HAZiRAN 2016….
Doğan ile birlikte kızılay alış veriş merkezine gitmeyi planlıyorduk erzağımız biterse işimiz kötüydü.
Doğan “bakanlıkların oradan girelim bence” dedi “hem düz bir yol izlememiş oluruz”
Tamam dedim bende dediğin gibi yapalım ama bu sefer arkamızı ben korucam geçen ki gibi olmasın.
- Geçenki senin suçundu Ahmet kardeşim
- Has. ktir lan nesi benim suçumdu adam gibi arkamızı kolla dedim ne yapıcan sen ilerdekileri
- Şarjörün bitmedimi olm senin bak gene açma şu konuyu
- Doğan birader sen ileriye bak, arkamızı ben kollucam yürü bi zahmet ya.
- Tamam hadi o zaman.
Doğanla birlikte bakanlıkların oradan çıktık ve Atatürk bulvarını takip ederek kızılay alış veriş merkezine doğru ilerlemeye başladık. -
7.
+27Yardım falan geldiği yoktu….
insanlar günlerce bekledikten sonra kendi başlarının çaresine bakmaya karar verdiler…
Şu an ankaradayım…
Yanımda benim gibi eski bir asker olan arkadaşım var…
Adı doğan….
Eskiden tanışırız aynı birlikte görev yapmıştık.
Diyarbakır licedeydik. Hastalık baş göstereceği sıra bizi geri çektiler yerimize başkalarını yerleştirdiler.
Güneydoğu Anadolu ile irtibat tamamen kesildi bu arada.
Ne gidenler ile ilgili nede oradakileri ile ilgili hiçbir haber alamadık….
Şimdilerde o bölgeye karanlık bölge deniliyor.
Sadece kendine güvenen kişiler girme cesaretini gösteriyor…..
Zaten girenlerin çoğuda çıkamıyor…
Çıkmayı başaranlar aynı şeylerden bahsediyor…
Orada artık insan yaşayamaz atom bombası atın tek çareniz bu….
başlık yok! burası bom boş!