/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 126.
    +11
    Merdivenlerden yukarı çıktık.
    Çıktığımız yer çatı ile demirlerin arasıydı ve aşağıdan görülmesi biraz zordu.
    Etrafıma baktığım zaman çatıda elli kadar kişi görmüştüm hepsi de aşağıdaki toplayıcı grubu gözlüyorlardı.
    20 kişilik grup kapıdan girdikleri gibi havaya ateş açmaya başladılar herkes kendini korumaya aldı.
    Çatı demir olduğu için mermilerin nereye sekeceği belli olmayabilirdi. Toplayıcılarda telsiz olduğu için içerdekilerin frekansları karışabilirdi bu yüzden el işaretleri ile anlaşıyorlardı.
    Bütün grup içeri girdiği zaman Kutay patron denilen adama içerdekileri şimdi haklamanın sorun olabileceğini öncelikle onları dışarıda mutlaka birilerinin beklediğini söyledi ve Burak’la beraber çatıya çıktılar.
    ···
  2. 127.
    +7
    5 dakika sonra çatıdan susturucu sesleri gelmeye başladı. Yedi el ateş edilmişti.
    Sonrasında büyük bir patlama oldu.
    Doğanla birbirimize bakıyorduk.
    ikili geri geldikleri zaman dışarda güvenlik için yedi kişiyi beklettiklerini söyledi.
    Son kişiyi vurmadan önce adam önce davranmış roketatarla araçlarını havaya uçurmuştu.
    Yani ortaya çıkmaları an meselesiydi ve geri dönmek için bir araçlarıda kalmamıştı.
    Ya şimdi onları haklayacaklar yada yere serdikleri yedi kişinin yokluğunu diğerleri fark ederse daha büyük sorun çıkacaktı. Patron denilen adam doğana hafif makinalı bir tüfek verdi ve onu etrafı nispeten daha iyi görecek bir yere yerleştirdi.
    ···
  3. 128.
    +11
    Benim tüfeğimle beraber yerleştiğim yer ise doğanıda gören aşağısınıda gören hakim bir yerdi.
    ilk atışı ben yapacaktım sonrasında aşağıdaki toplayıcıları haklayacaktık sonra vakit kaybetmeden geri aşağı dönmemiz gerekicekti.
    Burakla kutay yukarda bulunan diğer kişileri yerlerine yerleştirdiler ve hareket için emir beklediler.
    Patron ile göz göze geldik bana onay verdiği zaman en irisini dürbünümün içinde gördüm ve tetiğe asılıp kafasını patlattım.
    O sırada yukardıdan üzerlerine mermi yapmaya başladı on beş kişi orada yere serildi.
    Kalan beş kişi için kutay ve burak yanlarına 2 kişi daha alıp bulundukları yeri terk edip aşağı indiler.
    Doğan gözlerini ayırmadan aşağıya bakıyordu.
    Aşağıdan 4 dakika kadar silah sesi geldi sonra etraf sessizleşti.
    ···
  4. 129.
    +9
    Burak ve kutay aşağıda görünmüşlerdi.
    Öldürdükleri adamları aynı yere toplamaya çalışıyorlardı. Toplama işi bitince kutay cesetlerin üzerine el bombası attı ve bedenlerin iyice parçalanmasını sağladı.
    Oradan ayrıldıktan 2 dakika sonra parçalanmış cesetlerin başına yürüyenler çöktü.
    Yarım saat sonra kemiklerinden başka bir şey kalmamıştı.
    Geri aşağı indiğimiz zaman herkes geriye sağlam dönenlere sarılmaya başlamıştı.
    Bizim sarılacak kimsemiz yoktu.
    Gölgeden başka….
    ···
  5. 130.
    +9
    Hayvan bizi görünce sevindirik oldu,her birimizin üzerine ayrı ayrı patilerini koyuyordu.
    Patron denilen adamla konuşup aracımızın havaya uçurulduğunu söyledik.
    Bu gece burada kalacağız.
    Burak ve kutay’ın dediği yer sanırım burası olmalı çünkü insanların halen içinde geleceğe dair umutlar var. Ortaya çıkmadıkları sürece burada gönül rahatlığı ile kalabilirler fakat biz kalamayız.
    Akşama dorğu patron bizi alıp tünellerin içinde bir gezintiye çıkardı.
    ilk başta inanamadım ama tünellerin içinde insan gücüyle çalışan raylı bir sistem bile var.
    Jandarma genel komutanlığının olduğu yere gittik ve patron burada bize bir şey vermek istediğini söyledi.
    Büyükçe bir garaja girdik.
    Parton burada bize bir sürpriz yaptı….
    ASKERi AMAÇLAR iÇiN TASARLANMIŞ 2 ADET MERCEDES G WAGON ARAZi ARACI…..
    Dışarıda sizin işinize daha çok yarar dedi.
    Geceye kadar araçları yükleyip sabaha hazır hale getirdik.
    Olaylar başladı başlayalı bu kadar huzurlu bir gece geçirdiğimi hatırlamıyorum……
    Gölgenin bile gözlerinde huzur var….
    ···
  6. 131.
    +9
    yazılar burada bitiyor sanırım o güne ait yazıları burada bitmiş.

    arka sayfalardaki yazıları çözmek için biraz daha zamana ihtiyacım olucak...
    ···
  7. 132.
    +3
    rezerve
    ···
    1. 1.
      +2
      birazdan yeni partları atıyorum teşekkür ederim okuduğunuz için
      iyi okumalar
      ···
  8. 133.
    +8
    sayfaları çözmeye devam ediyorum her sayfada daha ilginç şeyler çıkmaya başlıyor.
    ···
  9. 134.
    +11
    15 TEMMUZ 2016….
    CUMA….
    ETiMESGUT……

    Dünkü maceramızdan elimiz boş dönmedik.
    Aracımız o hengamede patlatıldı ama onun yerine 2 tane yeni araç aldık. Bu arada yerin altında çok farklı bir hayat olduğunu öğrendik, patron dedikleri adam bir harita verdi….
    Bu şehre giriş yapabileceğimiz yerleri gösteren bir harita…
    ···
  10. 135.
    +10
    Ne zaman isterseniz gelebilirsiniz dediler hatta artık yanlarında yaşamamız için çokta ısrar ettiler ama orada kalmak istemedi kimse.
    Burak ve kutay zaten sürekli hareket isteyen tipler onları orada tutmak , oranın bütün haklı için sorun olabilirdi bu yüzden onları orada tutamazdık.
    Doğanda oranın çok basık olduğunu üstelik hiçbir elektronik malzeme olmadığını söyleyerek geri çevirdi.
    Ben ise grubun isteklerine uyup orada kalmak istemedim.
    Yeni araçlarımızla evimize döndük.
    ···
  11. 136.
    +9
    Orada yaşayan halk bize çok yardım etti. Araçların içini erzak ile doldurduk ama bütün erzak listesi kuru bakliyattan ibaretti.
    Ne yazık ki et yoktu.
    Benim için sorun yok sanırım doğan içinde sorun teşkil etmiyor ama Burak ve Kutay uzun yolculukları boyunca etrafta avlanarak hayatta kalmışlar bunun sonucu olarak fasulye, pilav artık onları doyurmuyor.
    Gölge için sorun yok odalardan birini ağzına kadar köpek maması ile doldurdum heralde şu an aramızda bu konuyu sorun etmeyen tek kişi o.
    ···
  12. 137.
    +11
    Eve döndüğümüz zaman kimsenin tekrar dinlenmeye ihtiyacı yoktu.
    Doğan tekrar odasına gömülüp bozuk telsizi yapmaya çalıştı.
    Kutay kulaklığını aldı dairesine gitti.
    Bende gölgeyi aldım kendi daireme gittim biraz uzanıyım dedim hem hayvanda biraz kestirsin yanımda bizim için olduğu kadar onun içinde stresli bi gündü dün.
    Uyuya kalmışız ikimizde katların arasındaki demir plakaların kilitlerinin açılma sesine uyandım.
    Kapıyı açtım ve burakla karşılaştım.
    Silahını falan kuşanmıştı.
    ···
  13. 138.
    +10
    Nereye gidiyorsun dedim avlanıcam biraz dedi.
    Ne avlanması nereye gidiceksin dedim bende bilmiyorum etrafta vardır mutlaka avlanıcak bişiler et bulmam lazım diyince işin ciddiyetini anladım ve onunla gitmeye karar verdim.
    Doğan ve kutayla konuştuk onlar gelmek istemedi fakat telsizinizi açık tutun sürekli irtibat halinde kalalım dediler.
    Araçlardan herhangi birisini almadan yola çıktık gölgeyi de yanıma aldım ben hem hayvanın ayakları açılır hemde eğer avlanacak bir hayvan bulabilirsek eğer avcılığı öğretirim diye düşündüm.
    Bu arada geçen yüzlerce günün ardından neyi fark ettim paylaşmak istiyorum.
    insan faktörü doğanın kendini geliştirmesiyle çok ama çok yakından ilgili….
    ···
  14. 139.
    +10
    Şöyle ki….
    insanların hastalanmasından sonra doğanın işine karışmaları en az seviyeye indi ve doğada insanların elindeki yerleri teker teker geri almaya başladı.
    Önceden etrafta sürekli binaları görürken şimdi binaların etraflarına sarılan sarmaşıklar var. Ağaçların hiç bu kadar büyüdüğünü hatırlamıyorum.
    Asfaltın altını delerek dışarı çıkan otlar var artık…
    Önceden bunun olacağını hiç düşünmemiştim.
    Burakla yürümeye başladık. Yol boyunca neredeyse hiç konuşmadık, Burak arada sırada etrafa nişan alıyor arada dürbünü ile etrafı gözlüyor ama genelde eli boş kalıyordu.
    ilk sohbeti ben açmaya karar verdim ve ona karanlık bölgeyi sordum fakat o cevap vermeyi bırak ses bile etmeden yoluna devam etti.
    Anlaşılan konuşmayacaktı.
    ···
  15. 140.
    +14
    Çok uzun bir süre yürümeye devam ettik.
    Gölgenin bir ara kulakları dikildi ve gözlerini ayırmadan ilerisini gözlemeye başladı.
    Burakta ne gördün oğlum diye sorunca önce burağa sonra sonra tekrar aynı yere bakmaya devam etti.
    Baktığı yerin ilersindeki çalılıklar biraz hareket edince bende silahımla oraya nişan aldım ve beklemeye başladık.
    Çalılıkların arasından bir tavşan çıkıp hızla koşmaya başladı.
    Gölgede yakalamak için peşinden koştu.
    ilerde başka bir çalılığın içine girdi tavşan gölgede peşinden daldı çalının içine ardından uzunca bir süre çalılığın içinde mücadele ettikten sonra gölge ağzında tavşanla çıktı.
    Tek mermi harcamadan tavşan avlamıştık.
    Daha doğrusu gölge avlamıştı.
    ···
  16. 141.
    +13
    Aferin diyerek kafasını okşadım gölgenin.
    Tepe gibi bir yerin etrafından dolaşalım derken karşımıza 2 tane yürüyen çıktı.
    0-20 ve E-89 karayollarının ortasından yukarı doğru ilerliyorduk uzun süredir bu kadar uzun yol yapmamıştım ama burak özel eğitimli bir asker olduğu için ona pek koymuyordu anlaşılan.
    Karşımıza çıkan iki tane yürüyene takılmadan yanlarından geçtik.
    Sadece ses çıkartarak yürüyorlardı.
    Sonra karşımıza 3 tane daha yürüyen çıktı.
    Onlarada bulaşmamak için uzaklarından dolaştık.
    10 kişilik bir yürüyen grubu daha gördüğümüz zaman işin farklı bir boyutu olduğunu anladık ve yürüyenlerin peşlerinden gidelim diye düşündük.
    Her adımda bunlardan biraz daha fazla çıkıyor sayıları katlanıyordu adeta.
    Yüksekçe bir yere çıkıp daha fazla noktaya hakim olalım diye çevremizdeki tepelerin en yükseğine çıktık.
    ···
  17. 142.
    +11
    Yürüyenlerin gittiği yeri görebiliyorduk ama nereye gittiklerini kestiremiyorduk, gittikleri yer farklı bir tepenin arkasında kalıyordu.
    Burak o tepeye çıkalım neler olduğunu görelim dedi.
    Bende kabul ettim.
    Yürüyenlerin gittiği yerin olduğu tepeye çıktık…..
    Gördüklerimiz karşısında dehşete düştük.
    Burası çok büyük bir ahırdı…..
    Sanırım bir et tesisi yada süt bilemiyorum…….
    Hayvanların otlaması için büyükçe bir alan var içinde canlı hayvanlar…
    inekler…
    Koyunlar….
    Tavuklar….
    YÜRÜYENLER…..
    ···
  18. 143.
    +11
    Zombiler bu tesisin içinde canlı olduğunu farketmişler ve mekana kelimenin tam anlamı ile çökmüşlerdi.
    Yakaladıkları hayvanları canlı canlı yiyorlardı….
    Ellerine hayvanların neresi geçerse oradan ısırıp yemeye başlıyorlardı.
    Tam bir mezbahaneye dönüşmüştü ortalık. Burak ve ben olanları tepenin başından izliyorduk ve elimizden hiçbir şey gelmiyordu.
    Sessizliği onlarca motor sesi bozdu….
    Yürüyenleri tek fark eden bizler değildik anlaşılan, en az yirmi araçlık bir konvoy bölgeye geldi bizi görmemeleri için yere yattık ve izlemeye devam ettik.
    ···
  19. 144.
    +11
    Gölge de bizle beraber yere yatmıştı…
    Bu köpek gerçekten beni anlıyormu ?
    Araçlarından inen en yüz kişilik grup yürüyenlerin arasına daldı ve ellerindeki çeşitli silahlarla onları etkisiz hale getirmeye başladılar.
    Çok az kurşun harcıyorlardı.
    Palalar, oraklar , kürekler , sopalar…….
    Ortamdaki yürüyenleri etkisiz hale getirmeleri çok fazla sürmedi.
    Yarım saat sonra o bölgede hiç yürüyen kalmamıştı.
    Gelme sebepleri bizimkiler ile aynıydı.
    Yiyecek…..
    ···
  20. 145.
    +10
    Geriye kalan hayvanların kafalarına kurşun sıkarak veya ellerindeki silahlar ile öldürerek konvoydaki kamyonetlere atmaya başladılar.
    Yaralanmış hayvanları sadece öldürüp orada bıraktılar.
    Neden sonra bir kişi hangar gibi bir yere yöneldi ve kapısını açmak istedi.
    En olduysa ondan sonra oldu zaten.
    Dışardakilerin en az iki katı kadar yürüyen varmış içerde onlarda etin kokusunu aldıkları için dışarı çıktılar.
    Bu sefer öteki toplayıcılar silahlarına davranıp dışarı çıkan yürüyenler ile çatışmaya başladılar uzunca süren bir çabanın ardından silahla öldüremeyeceklerini anladıkları an araçlarına binip oradan uzaklaştılar.
    Şimdi hayvanların olduğu yer daha fazla yürüyenler ile doluydu ve içeriden sürekli olarak dışarı yürüyen çıkıyordu
    ···