haydi panpa serice yaz baya olsun bi geldim 2 dk da okudum

Yaz hacı yaz beklemedeyiz

Eline saglik baya sariyo

Herkes hazırlanırken Hulusi bir köşeden bizi izliyordu.
Hazırlanma işlemimiz bittikten sonra herkes aynı anda Hulusi’ye baktı.
Doğan sen gelmiyorsun herhalde neden öyle bekliyorsun dedi.
Hulusi üstüne baktı ve sizde bu şekilde silahlar varken ben yerden taş alıp atmayacağım heralde diyerek cevap verdi.
Kutay arkasında bulunan hafif makinalı bir tüfeği Hulusi’ye uzattı ve bu silah tam sana göre dedi.

Hulusi silaha bakarak benim bunun gibi silahları kullanmadığımı biliyorsun.
Aramızdan geçerek köşeye dayadığımız baltasının yanına geldi baltayı aldı ve iki eliyle tuttuğu baltasına bakarak benim silahım bu dedi ve ekledi fazlasına gerek yok.
Dışarı çıktık…

Gölge gene her zamanki gibi aracın kapısının önünde açılmasını bekledi kapıyı açtıktan sonra hızlı hareketler ile hemen yerine kuruldu.
Önce sincan yoluna çıkarak köprünün üzerine saptık optimum’un önünden geçerek ankara çevre yolunu takip etmeye başladık.
Hulusi karayolundan ilerlerken çevresinde olup bitenleri şaşkınlık ile izliyordu.

Yollarda terkedilmiş arabalar….
Ölü insanlar….
Yere serilmiş yürüyenler….
Cesetleri yiyen fareler….
Kargalar…..
Camı açtığınız zaman gözlerinize kaçan ölü kokusu….
işte dedi hulusi bu görüntüleri görmek istemediğim için şehirlerden uzak durdum hep.
iki araç konvoy halinde ilerliyorlardı.
Öndeki araçta kutay ve burak
Arkadaki araçta ben hulusi ve doğan vardık.
Ha bir de gölge.

Telsizden burak yolun ilerde yuvarlak çizerek pursaklara girdiğini söyledi.
Hemen sol tarafta ERDEM SERTOĞLU HATIRA ORMANI VARDI.
Ben ormana bakıp gitmişken burak tekrar telsize girerek yolun tam ortasında silahlı bir adamın beklemekte olduğunu söyledi.
Yavaşladık ve adamın 50 metre açığında durduk.
Adam bize ateş etmiyor sadece bizi izliyordu.
Doğan aracı Burağın arabasının yanında durdurdu ve araçtan hep beraber indik.

Kutay aracın kapısını açmış arkasından silahıyla yolun ortasında dikilen adama nişan almıştı.
Burak bacak kılıflarındaki tabancalardan birini çıkarmış duruyordu.
Gölge benimle doğanın arasında duruyordu.
Hulusi baltasını çoktan çıkarmış doğrudan adama bakıyordu ama adamda herhangi bir hareket yoktu.
Bir müddet bu şekilde durduk aslında adamın bu şekilde durmasının mantığını anlamış değildim çatışmaya girsek şimdiye kadar çoktan herifi yere sermiştik ama o bize ateş etmemişti..
Öylece bekliyordu……

Burağa baktım ve ben gidiyorum beni koruyun dedim gölgeyi yanıma alıp adama doğru ilerlemeye başladım.
Biz yaklaştığımız zaman adamda hareket ederek bana doğru ilerledi.
Aramızda 3 metre kaldığında tekrar durduk.
Adam gözlerimin içine bakarak arkadaşlarını buraya çağır dedi.
Adamın üzerinde aynen bizimkiler gibi full teçhizat ekipmanı vardı ayrıca sırtında itfaiye baltası ve elindeki tüfekte m4a1 marka piyade tüfeğiydi.

Bizimkilerin aynı ekipmana sahip bir adamı ilk defa görmüştüm
Hayır diyerek cevapladım önce sen kim olduğunu ve neden hala ateş etmediğini bana söyleceksin.
Adım DEVRAN KAPLAN ayrıca sizi öldürmek isteseydim zaten semtten içeri giremezdiniz.
Tamam dedim arkadaşlarımı çağırıcam ama bir kişi geride kalacak.
Kabul dedi Devran.

Kutay geride bizi koruyacak şekilde kaldı geri kalanlar yanıma geldiler.
Konuş dedi burak devrana karşı neden yolumuzun üzerinde duruyorsun.
Siz neden sizin olmayan topraklarda geziniyorsunuz…..Burası benim arazim ve şimdi s.ktirip gitmezseniz yemin ederim keşke devran beni öldürseydi diye dua edersiniz.
Ha öylemi diyerek devranın üzerine yürüdü ama o anda göğüs hizasında yaklaşık on tane lazer belirdi.
Lazerleri fark eden burak duraksadı.
Araya doğan girdi. Tatsızlık çıksın istemiyoruz sadece bu bölgede sebze ve meyve yetiştiğini öğrendik. ihtiyacımız kadar olanı alıp geri gideceğiz….kimseye zarar verme gibi bir niyetimiz yok…..
Devran benimle gölgeye bakarak sizin o toplayıcı pisliklerden olmadığınızı nereden bilicem dedi.

Burak ve geride kalan arkadaşımız HAYALET TiMiNDEN ben ve doğan bir zamanlar astsubaydık kara kuvvetleri dağıldıktan sonra başımızın çaresine bakmaya karar verdik dedim ve ekledim bizler zararsız kişileriz…
Devran hepimizi teker teker inceledi…..
Gırtlak telsizinden, adamlar zararsız ortaya çıkabilirsiniz dedi.
O sırada etrafımızdan onlarca adam çıkmaya başladı duvarların arkasından, çimlerin arasından, ağaçların tepesinden….neredeyse her yerden üzeri full ekipmanlı adamlar çıkmaya başladı ve her tarafımızı sardılar.
Devran tekrar bize bakarak

Ölmenizi isteseydim daha siz Etimesgut’tan çıkmadan çıkmadan bunu yapardım dedi.
ADAM BiZiM NEREDEN GELDiĞiMiZi BiLiYORDU……
Araçlarınıza binin dedi devran ve bizi takip edin.
Nereden çıktığı belli olmayan bir jipe bindi devran ve sakın bi aptallık yapmayın dedi yoksa ne olacağını tahmin edebiliyorsunuzdur umarım…..
Pursakların içine girdik ve saraya doğru ilerledik.
Sarayın oraya geldiğimiz zaman tamda hulusinin dediği önünde futbolcu heykeli olan ESENBOĞA OTEL’in önünde durduk.

içeri girdik devranı gören herkes abi hoş geldin diyip saygıda kusur etmiyordu.
Otel gayet iyi korunan bir oteldi heryerde silahlı adamlar vardı ve devranı gördüklerine çok sevinmişlerdi.
Bir zamanlar otel lobisi olan şimdilerde ise karargah olduğu her yerinden belli olan yere geldik.
Bütün silahlarınızı ve ekipmanızı çıkarın dedi devran bize.
Burak önce beni devirmen gerekicek dedi devrana.

Şu durumda hiç sorun olmaz sert adam ama sadece sen değil buraya gelen herkes silahlarını çıkartır içerde çok fazla çocuk var ve korkuyorlar bu yüzden silahlarınızı çıkarın ve şuradaki dolaplara yerleştirin dedi…şimdilik sizi bir yere göndermiyorum…..
Gölgeden olabildiğince uzak durmaya ve benimle konuşmamaya çalışıyordu.
Bütün ekipmanımızı çıkardıktan sonra açsanız yukarı çıkalım dedi isterseniz dinlenebilirsiniz burası oldukça güvenli bir yerdir…..
doğan aç değiliz dedi…... istediklerimizi verin bizde gidelim….

Olmaz dedi devran sizden istediğim bilgiler var onları bana verene kadar sizleri burada tutmak zorundayım…burada bir düzen tutturdum ve 5 tane asker ve bir köpeğin bunu yok etmesini istemiyorum……YANi UZUN LAFIN KISASI BEN KiMSEYE GÜVENMiYORUM…BUNA KENDiMDE DAHiL….
O yüzden ben istediğim kadar sizi burada tutabilirim yada tartışma çıkarmak isteyebilirsiniz
Bunu söylerken Burak’a bakıyordu.

Kutay gruba bakarak bence dediklerini yapalım zaten kötü niyetli bi adam olsaydı dediği gibi bizi şimdiye kadar on defa öldürebilirlerdi.
Pekala dedi doğan önce dinlenelim ve sakinleşelim sonra konuşmaya başlarız dedi.
Devran arkadan bir kişiye seslendi ve aslanım bunlar benim yiğenlerim odalarını gösterinde dinlensinler bu gece burada kalacaklar.
Adam peki devran abim diyerek bizi aldı ve odalarımıza yerleştirdi…..

Rez alalim

Günlerden hangisi olduğunu bilmiyorum…
tek bildiğim babam bu dünyadan tam zamanında göçmüş….
Öldüğü zaman çok ağlamıştım ama şimdilerde iyiki ölmüş diyorum…..
O zamanlar çok küçüktüm.
Aileme bakmam ve evin direği olmam lazımdı…..
Küçük yaşta okulu bırakmam gerekti.
Zaten okulunda pek bir faydası yoktu bana göre.
Asıl hayat sokaktaydı ve bunu sabah saat 8 de girip akşam 5 te çıktığın öğretmenlerin öğrettiği şekilde yürütemezdin…..