/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +8 -1
    içerdeki kişinin elinde uzun namlulu bir M16 vardı...

    Ateş edeceği sırada Sait daha hızlı davrandı ve adamı kolundan ve omzundan vurdu...

    Adam gerisin geri yere düştü...

    Zaten ortalık karanlıktı... birde üstüne bu olunca yerdeki adam zebanilerin eline düştüm diye düşündü...

    Bir bakıma öyleydi tabi...

    Yere düşen adamın üstüne çullandılar tabir-i caizse...

    " ALIN... BÜTÜN SiLAHLAR SiZiN OLSUN... ALIN " diyordu sürekli...

    " Bu silahlar nereden geldi" diye sordu Gölge 8...

    Efendim dedi adam... anlamamış gibiydi...

    Silahlar nereden geldi diye sordu tekrar...

    Her yerden diye cevap verdi adam... silahlar her yerden geldi... her ülke hastalığın ortaya çıkmasıyla buraya silah yığdılar... siz diğer gruplardan değilmisiniz... siz bilmiyormusunuz nereden geldiğini ?..

    Sait adamın başına çömelip... bütün ülkeler buraya neden silah yığdılar öylemi diye sordu...

    Evet dedi adam... hastalık buradaki insanların yok etmeye başladığı zamanlarda buralar silah kaynamaya başladı... siz bunları bilmiyormusunuz ?

    Gölge 8 ayağa kalkmaya başladı...

    Sait adamın başında bekliyordu...

    Gölge 8 durumu anlamaya çalışıyordu...

    Sait bir adama birde Gölge 8'e bakıyordu...

    Yerdeki adam Gölge 8'e bakarak...

    " Sen O'sun değilmi " dedi... "telefonda konuştuğum kişi sendin... "

    Gölge bir an adama baktı... Sonrada Sait ile gözgöze geldi...

    Adam konuşmaya devam etti...

    " Silahları bu illerde her yere dağıttılar... Türk Silahlı Kuvvetlerinin bölgede hastalığa kapılmış kişileri yok etmek amacıyla silahları dağıttını söylediler... ama durum değişti... silahları alan gruplar birbiri ile çatışmaya başladı... şehrin hakimiyetini almaya çalıştılar... birbirlerini yok etmeye başladılar... bize saldıranlara bizde saldırdık... bütün insanların birbirine yaptığı gibi... bütün bildiğim bu... "

    Saitte ayağa kalmış şimdi ne yapcağız dermiş gibi Gölge 8'e bakıyordu...

    Bir süre sonra adamda ayağa kalktı... omzunu tutuyordu...

    Parmaklarının arasından kan sızıyordu adamın...

    Gölge 8 Sait'e bakarak... " Hadi gidelim buradan" dedi... Görünüşe göre buradan elde edeceğimiz fazla bir şey kalmadı...

    Sait yavaş hareketlerle yerinden kıpırdamaya başladığı zaman önce binanın tepesinden çok güçlü bir ses duydular...

    Bir jet sesiydi bu...

    Sonra arkalarındaki pencereden parlak bir ışığın kendilerine doğru geldiğini fark etti Gölge 8...

    Sait'i tuttuğu gibi odanın dışına kendi ile birlikte fırlattı...

    Parlak ışık odaya iyice yaklaştığı zaman çok güçlü bir patlama oldu...

    Patlamanın etkisiyle Sait ve Gölge 8 koridora doğru 5 metre savruldular...

    Patlamanın yarattığı alev topunun ortasında kalan az önceki vurdukları adam ateşin sıcaklığı karşısında kavrulmaya başladı...

    Ses çıkaracak vakti bile olmadan derisinin altındaki kemikler bile yandı...

    Gölge 8 ve Sait ayağa kalktıklarında kulaklarının çınladığını farkettiler...

    Gözleri tam olarak görmüyor sadece buğu ve pus seçiliyordu...

    Sait önce Gölge 8 'e baktı...

    Sonra yere düşen parçalanmış aynadan kendini gördü...

    Patlama ile binada yangın çıkmıştı...

    Oluşan alevlerin ışıkları ile bir an kendini gördü...

    Kaşı açılmış burnundan da kan geliyordu...

    Gölge 8'de burnundan akan kanları koluna siliyordu...

    Hiçbir şey duymadılar önce...

    Sonra yavaş yavaş kulakları açıldığı zaman ilk duydukları şey ardı arkasına geçen savaş uçakları ve helikopterlerin sesiydi...

    Bir çok yerden patlama sesleri ve ateş edilme sesleri geliyordu...

    Gölge 8 yanındaki duvara tutunarak çıkışa doğru ilerledi...

    Saitte topallayarak takip ediyordu onu...

    Çıkışa ulaştıklarında şehrin cayır cayır yandığını gördüler...

    Tepelerinden savaş uçakları geçiyor... bir yerler patlıyor...

    Helikopterler şehrin her yerinde geziyor ve bazı binalara mermi yağdırıyordu...

    Uh-60 BlackHawklar şehrin her yerine adam indiriyordu...

    Helikopterlerden inenleri görebiliyorlardı...

    ŞEHiR ZAPTEDiLiYORDU...

    GELDiLER dedi... Gölge 8...

    Kim diye sordu Sait... Şehri izlerken...

    ONLAR dedi Tekrar Gölge 8...

    Onlar kim diye sordu bu sefer...

    Gölge 8 Sait'e baktı...

    HAYALETLER dedi...

    HAYALETLER GELDi...

    Yavaş hareketlerle çıkış kapısından biraz daha ilerlediler...

    Az bir süre sonra SAĞ taraflarından...

    SiMSiYAH KAMUFLAJ GiYMiŞ BiRiSiNiN KENDiLERiNE DOĞRU KOŞTUKLARINI GÖRDÜ...

    ÖNCE SAiT'iN ENSESiNE TÜFEK DiPÇiĞi VURULDUĞUNU GÖRDÜ GÖLGE 8...

    SONRA ENSESiNE ÇOK SERT BiR DARBE VURULDU...

    GÖZLERi KARARMADAN ÖNCE TEK GÖRDÜĞÜ..

    YEMYEŞiL GÖZLERE SAHiP iKi ZEBANiYDi...

    GECE GÖRÜŞ GÖZLÜKLERiNiN YEŞiL IŞIĞI GECENiN KARANLIĞINDA PARLAYAN GÖZLERE BENZiYORDU...

    GÖZLERi KARARDI SONRA...

    EN SON DUYDUĞU ŞEY...

    HORTLAK 1... BEN HAYALET 1911... GÖLGE 8'iN BAŞINDAYIM... YANINDA BiR KiŞi DAHA VAR...

    BÖLGEDEN TAHLiYE EDiLMESi iÇiN Bi ARAÇ GÖNDERiN LA !!!
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +3
    ARKADAŞLAR SiZ iSTEDiNiZ BENDE SiZLERE VERDiĞiM SÖZÜ TUTMAK AMACIYLA HiKAYEDEN BAŞKA BiR BÖLÜMÜ SiZLERiN BEĞENiSiNE SUNUYORUM...
    ANKARA GÜN IŞIĞI BAŞLANGIÇ SERiSiNDEN YILDIZ 4-1 HiKAYESiNiN UZUN BiR PARÇASI SiZLERLE OLACAK BUGÜN...
    iYi OKUMALAR...
    NOT : ŞiMDiDEN SÖYLEMEK iSTiYORUM ARKADAŞLAR BU HiKAYE BURADA YAYINLANMADI VE YAYINLANMAYACAK HiKAYENiN KÜÇÜK BiR KISMI SADECE EĞER BÜTÜN HiKAYEYi OKUMAK iSTEYEN OLURSA ÖZELDEN YAZSIN BEN CEVAP VERiRiM DEDiĞiM GiBi ÇOK iSTEDiNiZ DiYE SiZLERi KIRMAK iSTEMEDiM...
    ···
  3. 3.
    +2
    AYNI GECE...

    Tuğrul'u Mert sarsarak uyandırdı...

    Hadi dedi yapmamız gereken acil bir iş var... Görevi sadece bize verdiler... acil hazırlanmamız lazım...

    Mert hiç böyle davranmazdı diye düşündü Tuğrul... ama çokta takılmadı aslında... görev çok özel diye düşündü...

    Hemen ekipmanlarını ve tulumunu giydi... hazır hale geldi...

    Mert geldi sonra...

    Hazırsan çıkalım dedi...

    Mert'in koltuk altında iki tane kask vardı...

    Biri kendi... Biriside Tuğrul için...

    Fakat kasklarda bir değişiklik söz konusuydu...

    Hiçte kendi kullandıkları kasklara benzemiyordu...

    Mert helikopterin başına gidene kadar Tuğrul ile konuşmadı...

    Helikopterin başına geldiklerinde Mert Tuğrul'a kaskını verdi...

    Kan kırmızı bir kasktı bu...

    Mert'in kaskıda simsiyahtı ve üzerinde iNTiKAM yazıyordu...

    Görev nedir diye sordu Tuğrul...

    ÇOK ÖNEMLi iKi KiŞiYi ALINACAK... BiZiMDE ONLARI KORUMAMIZ GEREKiYOR dedi Mert...

    3 tane helikopter hazırlanmaya başladı...

    Mert Hiç Tuğrul ile konuşmuyor sanki o yokmuş gibi davranıyordu...

    Helikopterler motorlarını çalıştırmaya başladığı zaman Uh-60 Helikopterin içine iki adam girdiğini gördü...

    Orta Yaşlı, hatta ihtiyar denebilecek iki kişiydi bunlar...

    Birisinin çelik yeleğinin her yerinde tabanca şarjörleri vardı...

    KILIFLAR ÇELiK YELEĞiNDE V HARFi OLUŞTURACAK ŞEKiLDEYDi...

    Bacak kılıflarında tabancalar vardı...

    Diğeri uzun saçlıydı ve saçlarını arkasında toplamıştı...

    Sakallı elinde büyük sayılabilecek büyüklükte bir BALTA TAŞIYORDU...

    SANKi HELiKOPTERE BiNMEKTEN KORKUYOR GiBi DAVRANIYORDU...

    Ne garip dedi Tuğrul...

    Bunlar hiç askere benzemiyor... hatta birinde Balta var...

    ne alaka diye düşündü...

    Ama içinde garip bir hissiyat vardı...

    Kafasına çok takmadı...

    Gün ışımaya başladığı zaman helikopterler havalanmaya başlamıştı...

    Mert bütün kontrolleri eline almış helikopteri doğru hat üzerinde normal seyrinde ilerletiyordu...

    Şehrin üzerinden geçerken...

    Bir duman gördü Tuğrul...

    Simsiyah bir duman göğe doğru yükseliyordu...

    Dumana yaklaştıkları zaman yerde düşmüş bir helikopter olduğunu gördü Tuğrul...

    Düşen helikopter kendi helikopterleri gibi bir SUPER KOBRA tipiydi...

    Motor kısmından simsiyah bir duman gökyüzüne yükseliyordu...

    Helikopterin pilotlarını görebiliyordu tuğrul...

    ikiside aracın dışındaydı...

    Birisi yerde yatıyor diğeri de onun kafasını kucağına almış o şekilde yardım gelmesini bekliyorlardı...

    Etrafını yürüyenler sarmak üzereydi...

    Tuğrul panik olmuş bir şekilde Mert'e seslendi...

    MERT... BiR HELiKOPTER VURULMUŞ... BAK ŞURADA... GÖRÜYORMUSUN ???... MERT... GÖRDÜNMÜ BiR HELiKOPTER DÜŞMÜŞ...

    Mert sanki Tuğrulu çok önemsemiyormuş gibi davranararak...

    Evet dedi... Gördüm... Ama işimiz bu değil...

    Mert'in bu hareketlerini anlamayan Tuğrul kendi telsizinden durumu Kuleye iletmek istedi...

    FAKAT TELSiZ ÇALIŞMIYORDU...

    Ilerde deniz kenarında bir ev göründü...

    Denizin kenarında tek başına duran ahşap bir evdi...

    Önünde siyah bir araba duruyordu...

    DENiZ KENARI ???

    Tuğrul içinden Buraya en yakın deniz kilometrelerce uzaklıktadır... Deniz ne alaka diye düşündü...

    BiR ŞEYLER YANLIŞ GiDiYORDU...

    AMA NEYDi... iŞTE BUNU BiLMiYORDU...

    UH-60 Black Hawk yavaş hareketlerle inişe geçti...

    Akıncı 3 ve diğer helikopterler koruma poziyonu alarak inişe geçen helikopteri korumak için daireler çizmeye başladılar...

    Tuğrul bir yandan aşağıdaki durumu gözlüyordu...

    Evin içinden iki tane en az öteki adamlar kadar ihtiyar iki kişi çıktı...

    Yanlarında birde genç sayılabiliecek bir kişi daha vardı...

    Uh-60'ın içinden bir kişi indi ve evden çıkan iki kişinin yanına geldi...

    Bir süre o şekilde kaldılar...

    Bir şeyler konuşmaya başladılar sanırım dedi Tuğrul...

    Sonra evden çıkan iki kişi helikoptere bindiler ve Helikopter ağır hareketlerle havalanmaya başladı...

    UH-60 'ın yanına geldiklerinde Helikopterin adının YILDIZ 4-1 olduğunu farketti Tuğrul...

    Içindeki pilotlardan birisininde yüzünün çok tanıdık olduğunu...

    PiLOTLARDAN BiRiSi MERTTi...

    iHTiYARLAMIŞ GiBiYDi...

    AMA YANINDAKi KiŞi KENDiSi DEĞiLDi...

    FARKLI BiR KiŞi VARDI YANINDA...

    AMA KENDiSi DEĞiLDi...

    O SIRADA TELSiZ BAĞLANTISI TEKRAR AKTiF HALE GELDi...

    TUĞRUL DEDi TELSiZDEKi SES...

    OĞLUM... ORDAMISIN... TUĞRUL...

    BU BABASIYDI...

    TUĞRUL TELSiZDEN GELEN SESiN iLK BAŞTA NE OLDUĞUNU ANLAMADI...

    TELSiZDEKi SES TEKRAR KONUŞTU...

    TUĞRUL... ORDAMISIN OĞLUM... BEN BABAN... BENi DUYUYORMUSUN OĞLUM ?

    BABA dedi Tuğrul... BABA BU SENMiSiN ?...

    EVET OĞLUM BENiM... BENiM... BABAN...

    Tuğrul Mert'e seslendi ama Mert Onu duymuyor gibiydi...

    Daha doğrusu farketmiyor gibiydi...

    BABA... NERDESiN... dedi Tuğrul...

    ÇOK YAKINDAYIM OĞLUM...

    TUĞRUL AĞLAMAYA BAŞLADI...

    SENi ÇOK ÖZLEDiM BABA...

    BiLiYORUM OĞLUM... BENDE SENi ÇOK ÖZLEDiM...

    YANINA GELMEK iSTiYORUM BABA... SENiN iSTEDiĞiN GiBi ASKER OLDUM BEN...

    BiLiYORUM OĞLUM... ZATEN YANIMA GELiYORSUN MERAK ETME YAKINDA BULUŞACAĞIZ...

    Sonra telsizden cızırtı sesleri yükselmeye başladı...

    Frekanslar karışıyordu...

    Kulağına belli belirsiz sesler gelmeye başladı...

    " AKINCI 3 VURULDU... VURULDUK... VURULDUK... KUYRUK PERVANESiNDEN iSABET ALDIK... DÜŞÜYORUZ... AKINCI 3 DÜŞÜYOR... DÜŞÜYORUZ... AKINCI 3... DÜŞÜYOR... AKINCI 3... DÜŞÜY... "

    Tuğrul çığlık atarak uyandı...

    Gördüğü şey lanet bir kabustu...

    Ter içinde kalmıştı...

    Fakat kulağında hala son duyduğu şeyler yankılanıyordu...

    " Akıncı 3... VURULDU... DÜŞÜYORUZ... TUĞRUL BEN BABAN... YAKINDA YANIMDA OLACAKSIN... "

    Mert Tuğrul'un bağırarak uyandığını görünce yanına geldi...

    Uzun süredir ayaktaydı...

    Tepelerinden sürekli savaş uçaklarının sesleri geliyordu...

    Ne oldu Tuğrul... iyimisin kardeşim dedi Mert...

    Iyiyim dedi Tuğrul... sadece bir kabustu... Kabus gördüm...

    Uçakların sesinden dolayıdır dedi Mert... Şehir bombalanıyor...

    Nasıl yani dedi Tuğrul yerinden kalkarken...

    Mert'in yanında şehri izlemeye başladı...

    ŞEHiR CAYIR CAYIR YANIYORDU...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 4.
    +2
    GÖLGE 8...

    ŞEHRiN BOMBALANMASININ BiR GÜN SONRASI...

    Gölge gözlerini hafifçe araladığında bir yatakta yattığını fark etti...

    Garip ama burası oldukça temiz kokuyordu ve vücudunda en ufak bir ağrı yada acı yoktu...

    Ilk başta kollarını kontrol etti...

    Yaraları temizce kapatılmış ve sargı bezleri ile sarılmıştı...

    Bacakları gövdesi de aynı şekildeydi...

    Koluna serum bağlanmıştı...

    Damla damla kanına enjekte ediliyordu...

    Kafasını hafifçe sağ tarafa çevirdiği zaman Sait'i gördü...

    Onunda aynı şekilde yaraları sarılmış ve dinlenmeye çekilmişti...

    Kafasını tekrar yastığa koydu ve bir süre tavanı izledi...

    Şu ana kadar neler olduğu hakkında kafasında türlü senaryolar geçip duruyordu...

    En son hatırladığı şey ise şehrin bombalandığı ve başında bekleyen yeşil gözlü şeytanlardı...

    Gerisinide hatırlamıyordu...

    Gözlerini de burada açmıştı zaten...

    Sait yerinden kıpırdamaya başladı...

    Oda gözlerini araladığı zaman Gölge 8 ile aynı şaşkınlıkla etrafına baktı...

    Bir süre sessiz bir şekilde beklediler...

    Ilk konuşan Sait oldu...

    Burası neresi dedi sızlanır gibi konuşurken...

    Bilmiyorum dedi Gölge... Ama bizi önemsedikleri açık... bütün yaraları kapatıp temizlemişler...

    Haklısın dedi Sait... Ne yapacağız şimdi diye sordu...

    Bilmiyorum dedi Gölge...

    O sırada hafifçe çalındı...

    içeri 3 kişi girdi...

    Siyah kamuflajlar giymiş iri yapılı 3 kişi...

    Kamuflajların sağ kolunda Türk Bayrağı...

    sol kolunda ise KURU KAFA SEMBOLU iLE HAYALET yazan bir logo taşıyorlardı...

    Aşağı yukarı üçüde aynı boydalardı...

    Fakat bazı temel farklılıkları vardı...

    Birisi şapkasını ters takmıştı...

    Taktığı ters şapkanın ön tarafındada GHOST yazısı vardı...

    Üzerindeki kamuflajı bilerek biraz bol giymiş gibiydi...

    Sakin bir yapısı vardı...

    Diğeri esmer birisiydi ve şapkası düz takılmış hatta birazda gözlerinin önüne indirilmişti...

    Gözlerini karartmak istermiş gibiydi...

    Kamuflajı tam kip olacak şekilde giymişti...

    Hareketlerinden biraz agresif olduğu belli oluyordu...

    Üçüncü ve en son kişi ise sandığı kadarıyla bu üçlü grubun lideriydi...

    Şapkası yoktu...

    Kumral tenli ve diğer iki kişiye nazaran biraz daha zayıf gibiydi...

    Elinde bir telsiz taşıyordu...

    Ilk konuşanda bu kiş oldu zaten...

    " Merhabalar.. uyandığınızı bilmiyorduk... kontrol için gelmiştik... şimdi iyimisiniz ?" Dedi..

    Sait hiç konuşmadan Gölgeye baktı bir an...

    Sonra Gölge cevap verdi... "Siz Kimsiniz... Burası neresi ve bizi neden kurtardınız ?"

    " Özür dilerim dedi Sercan... kabalık ettim kusura bakmayın... BiZLER HAYALET TiMiYiZ BUNU ZATEN BiLiYOR OLMALISINIZ... BU YANIMDAKi ARKADAŞLARIMLA ÖNCEDEN ZATEN TANIŞTINIZ... BU BURAK KARAKUŞ... BU ARKADAŞIMIZIN ADIDA KUTAY DOĞAN... SiZLERi ONLAR BURAYA GETiRDi... BiR BAKIMA HAYATINIZI ONLARA BORÇLUSUNUZ... "

    Ben kimseye borçlu değilim dedi Sait...

    Konuştuktan sonra tekrar Gölge ile göz göze geldi...

    Burak ile Göz göze geldiklerinde Burak'ın dik ve sinirli bir şekilde kendisine baktığını fark etti...

    Kutay da kamuflajın göğüs bölgesine ellerini koymuş ve yere bakıyordu...

    Sait'in bu şekilde konuşmasından sonra ortamda keskin bir sessizlik oldu...

    Sercan sanki bu konuşma olmamış gibi konuşmasını sürdürdü...

    " Sizi... yani gölge haber alma timini uzun süredir izliyorduk... yıkılan binadan haberimiz var fakat dediğim gib... "

    Sercan daha sözünü tamamlamadan Gölge lafını kesti...

    " Neden buradasınız... HAYALET TiMi ÖYLE ULU ORTA SALDIRI DÜZENLEMEZ... ŞEHiRLERi BOMBALAMAK NE ZAMANDAN BERi HAYALET TiMiNiN iŞi OLDU ?... DAHA SiZi ÇAĞIRMADILAR BiLE... GÖLGE HABER ALMA GRUBU SiZiNLE iRTiABATA GEÇMEDi BiLDiĞiM KADARIYLA... AYRICA O BiNA YIKILMADI... HAVA KUVVETLERi TARAFINDAN VURULDU... "

    Sercan, Gölge 8'in konuşmasından sonra Burak ve Kutay'a baktı...

    Ne demek istiyorsun la !!! Dedi Burak... kendi askerimiz gelip hiçbir şey yokmuş gibi içinde sizin olduğunuz binayı mı devirdi yani..?

    Gölge ile Burak göz göze geldiler...

    " NE O... BiLMiYORMUYDUN ???" dedi Gölge...

    Sakin ol dedi Kutay... Burak'a bakıyordu...

    Burak'ta kısa bir süre önce Kutay'a sonra Sait'e sonrada Gölge'ye baktı...

    Sercan ortamdaki gerginliği anladığı an etrafına baktı ve sonra

    " BiZ GiTSEK iYi OLACAK... SiZDE iYiCE DiNLENiN... SONRA DEVAM EDERiZ " dedikten sonra üçlü odayı terk etti...

    Bu neydi şimdi dedi Sait... Aklım karışıktı... şimdi allak bullak oldu...

    Bekleyeceğiz dedi Gölge... Bekleyip göreceğiz...
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +2
    AYNI GÜNÜN AKŞAMI...

    Gölge 8 ve Sait odalarında dinlenmeye devam ediyorlardı...

    Sabah saatlerinde serumları çıkarılmış ve bandajları yenileri ile değiştirilmişti...

    Gece ilerleyen saatlerde koridorlardan bir takım sesler duymaya başladılar...

    Seslere dikkat ettikleri zaman kapıya doğru seslerin çoğaldığını fark ettiler...

    Sait yerinden kalkıp kapıya ilerlediği zaman...

    Ani bir şekilde kapı açıldı ve Sait birden Burak'la göz göze geldi...

    Arkasında Kutay vardı...

    Burak'ın gözleri karanlıkta parlayan metal gibiydi... ve direk olarak Sait'e bakıyordu...

    Sait'in gözleri kocaman oldu...

    Kutay ilk olarak Sait'i tuttu ve duvara yapıştırdı...

    Gölge daha ne olduğunu anlamadan başında Burak belirmişti bile...

    ALDIĞIM EMiRLERi UYGULAMANIN VAKTi GELDi dedi Burak... sonrada elini belindeki susturuculu tabancanın olduğu yere zütürdü...

    Gölge yerinden kıpırdamak istedi ama Burak omzundan tutarak iyice yatağa gömdü Gölgeyi...

    Gölge önce Burak'a sonra Kutay'a baktı... en sonunda Sait ile gözgöze geldi...

    Gölgelerin ortadan kaldırılmak istendiğinin başından beri farkındaydı ama bu şekilde alelade yapılacağını ummuyordu...

    Gözlerini kapattı ama sonradan bu anı kaçırmak istemediğini fark etti...

    Olurda hayatta kalırsa önce kimi ortadan kaldıracağını bilmeliydi...

    Muhtemelen 5 saniye sonra beynine bir mermi saplanacak ve ölecekti ama...

    Herkesin bildiği bir söz vardır...

    EĞER OLURDA ÖLMEZSE... O ZAMAN gibINTININ BÜYÜĞÜNÜ GÖRECEK KiŞiYi AKLINA iYi KAZIMALIYDI...

    Kutay Sait'i iyice duvara yapıştırdığı zaman Burak Önce Kutayla göz teması kurdu...

    Sonra Gölgeye baktı ve tabancasının kabzasından bir kağıt çıkardı...

    SENi ŞiMDi SERBEST BIRAKICAM... EĞER APTALCA BiR HAREKET YAPARSAN... iKiMiZDE Y.RRAĞI YERiZ... ANLADIN MI LA... dedi sessizce...

    Ortamdan çıt ses çıkmıyordu...

    Sait anlamsız gözlerle Kutay'a baktı...

    Kutay yavaşça bıraktı Sait'i...

    Burak'ta Gölgenin yatağına yavaşça oturdu...

    " BUNU YAPTIĞIMDAN SERCAN YÜZBAŞININ HABERi YOK... GELDiĞiMiZDEN BERi HAYALET TiMi OLARAK SALAK SAÇMA HAREKETLER YAPIP DURUYORUZ... BiZiM OLMAYAN HEDEFLERi YOK EDiP DURUYORUZ... BiZiM OLMAYAN DÜŞMANLARA KARŞI SAVAŞIYORUZ... BU iŞTE MANTIKLI OLMAYAN ŞEYLER VAR... ANLAMADIĞIM ŞEYLER VAR... "

    Gölge Burak'a bakıp... tamam ayağa kalkmak istiyorum dediği zaman Burak biraz daha kenara kaydı ve Gölgeye yer verdi...

    Burak devam etti...

    "Elimdeki kağıtta ne yazdığı konusunda bi fikrin olsaydı bu işe hiç bulaşmazdın inan la bana... "

    Ne varmış o kağıtta dedi Gölge...

    Burak Kağıdı gölgeye verdi...

    Gölgenin gözleri kağıdı okurken karanlık gecede yeşim gibi parladı...

    " GÖLGE HABER ALMA TiMi... GÖREVDEN VAZiFE ÇIKARMAK UĞRUNA... ÜSTLERiNE KARŞI iHANET YAPILANMASI iÇiNDE... HABER ALINAMAYAN GÜNEYDOĞU VE DOĞU ANADOLU BÖLGESiNi KONTROL ALTINA ALMAK UĞRUNA... DERHAL BERTARAF EDiLMELi VE YERLERiNE YENi PERSONELLER GETiRiLMELi... "

    Gölge kağıdı sonunan kadar okumadı bile... Önce Burak'a ve sonra Kutay'a baktı...

    Okudukların doğru dedi Kutay...

    "Seninle aynı tepkiyi bende verdim... o kağıtta yazılanlar önce sizin... sonra bizim başımıza gelecek şeyler... daha fazlası değil... bu yüzden beraber hareket etmeliyiz... belki bu durumu tek başımıza durduramayız... ama ne ile karşı karşıya kaldığımızı biliriz... "

    Sait Kutay'a sonrada Burak'a bakıp plan nedir peki diye sordu...

    Burak sessizce konuşmaya devam etti...

    "Plan, mlan yok la... " Dedi...

    " Anlaşılan o ki... hastalıktan faydalanarak bu bölge kontrol altına alınmak isteniyor... işin kötü tarafı bu işin içinde başkalarıda var... yada en kötü ihtimalle kendi içimizden birileri var ki... bu işi daha içinden çıkılmaz bir hale sokar... en son ki emir yazısında şu yazıyor bakın."

    Yan cebinden bir kağıt çıkardı...

    " bu koordinatlardaki binanın vurulması isteniyor" dedi... Gölgeye bakarak " bu sana bir şey hatırlattı mı la ? "diye devam etti...

    Kutay devam etti... " Muhtemelen sabah ilk iş bu binayı vuracaklar... bina ağzına kadar yürüyen ile dolu"

    Eee dedi Sait... bunun nesi kötü ki ?

    " BiNANIN ALT KATLARI HAYATTA KALANLAR iLE DOLU LA... BiNA VURULUP... OLAY HAYALET TiMiNE iHALE EDiLECEK... ÇÜNKÜ EMiR DiREK OLARAK BiZiM KOMUTANLIKTAN GELiYOR... "

    Burak Sait'e bakarak söyledi bunları...

    Nasıl engel olucaz buna... diye sordu sait...

    "Bu işten Sercan yüzbaşıya bahsedicez... oda sabah saatlerinde sorgunuzun tamamlandığını ve göreve iade edildiğinize dair bir yazı yazıp Ankara Genel Kurmay'a göndericek... senin görevindeki biri için bu işin uzun sürmesi ihtimal dışı... Genel kurmay hastalığı kapanların ortadan kaldırılması ile ilgili konuşuyor çünkü... yazı geldiği gibi işleme koyarlar... dışarı çıktığın gibi binanın olduğu yere gidip hedefin burası olmadığına dair bilgi geçeceksin... zaten seni bekliyor olacaklar... ama sakın ha sakın bilgiyi bizden aldığını söylemeyeceksin... ANLAŞILDI MI LA ?"

    Gölge Burak'a bakıp anlaşıldı dedi... siz sadece zamanın geldiğini söyleyip gerisini bana bırakın... "

    Sabah olduğu zaman tamda planladıkları gibi işler yolunda gitti...

    Sait ve Gölge sabahın erken saatlerinde görevlerine iade edildiler...

    Şimdi iş geriye kalanları halletmeye kalmıştı...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +2
    Mert ve Tuğrul odalarında kendileri için hazırlanmış ekipmanlarını giyiyorlardı….
    Birbirleri arasında hiç konuşmuyorlardı….
    Göz göze bile bakmıyorlardı aslında….
    Dışarı çıktıklarında güneş ışığı gözlerini almış olacak ki ikiside aynı anda ellerini güneşe siper ettiler…
    Bu yaptığımız doğrumu dedi Tuğrul….

    Öyle görünüyor dedi Mert…Emirler bu şekilde…sorgulayamayız biliyorsun…
    Ya yanlış bir şey yapıyorsak ne olacak….bunu kaldırabiliecek gücü kendinde buluyormusun ?... Tuğrul Mert’e bakmadan konuşuyordu..
    Bilmiyorum dedi Mert….gerçekten bilmiyorum….eğer yaptığımız şey yanlışsa bile bunu yapmayı biz istemedik…emir neyse onu uyguladık…
    Korkuyorum dedi Tuğrul….
    Bende Dedi Mert….bende çok korkuyorum…..
    Helikoptere yaklaşırken diğer helikopter pilotlarının da araçlarına yaklaştıklarını gördüler…
    iki pilotta Ah-1Z Kobra tipi helikoptere aynı anda bindiler….yanlarına gelen yardımcı personelden yardım alarak yerlerine iyice yerleştiler…gerekli bağlantıları yaptıkları zaman hazır hale gelmişlerdi…
    Büyük bir operasyon olacaktı bu….
    Sabah saatlerinde görev yaptıkları şehrin tam ortasındaki büyük bir binanın ağzına kadar bu yürüyenlerle dolu olduğu istihbaratı gelmiş ve binanın yok edilmesi yönünde emir almışlardı….
    Eğer o şeyler binadan çıkış yapmayı başarabilirlerse etraflarına büyük zarar verebilirlerdi….
    Mutlak surette o binanın yok edilmesi gerekiyordu….
    Fakat alınan istihbarat tek kaynaktan gelmiş ve diğer kaynaklar tarafından doğrulanmamıştı…ve buda binanın aslında gerçek bir hedef niteliği almamasını bile sağlıyordu…..
    Buna rağmen üst düzey komutanlar tek kaynağın bile yeterli bir bilgi olduğunu ve binanın ve içindekilerinin mutlak surette imha edilmesini istiyordu…..
    Sadece tek bir kaynaktan daha haber beklemişler fakat ondanda gerekli sürede haber gelmemişti….
    Gölge 8 ve Sait bina hakkında gerekli bilgiyi vermekte geç kalmıştı….
    Tuğrul ve Mert helikoptere binerlerken akıllarındaki tek soru işareti..
    “ YA BiLGi YANLIŞSA….YA YANLIŞ BiR ŞEYLER YAPMAK ÜZEREYSEK “
    Bu soru akıllarında gidip geliyordu…..Tetiğe bastıkları anda artık geri dönüş olmadığını biliyorlardı….
    Operasyon büyüktü ama temelinde kolay bir yapıya sahipti….
    2 SALDIRI HELiKOPTERi hedefe doğru beraber ilerleyecekler….hedefin açığında izleme faaliyetinden sonra emir geldiği zaman binayı imha edecekler…sonra 3 adet UH-60 BLACK HAWK helikopterleri ile keşif kolu timleri gelecek ve yıkıntının üzerinde keşif yaparak hedefin yok edildiğini teyit edeceklerdi….sonra geri döneceklerdi….
    Plan basit ama riskliydi….
    Helikopterler aynı anda motorlarını çalıştırdılar ve pervaneler dönmeye başladılar….
    Telsiz frekansına operasyonun başındaki kişi girdi….
    “ PEKALA BEYLER….PLAN BASiT…..KONUŞTUĞUMUZ GiBi….AKINCI 3 VE AKINCI 7 ÖNDEN BiZi KORUYACAKLAR….HEDEF BÖLGESiNE GiRDiĞiMiZ ZAMAN AKINCILAR DURUM GÖZETLEMESi YAPACAKLAR AYNI ANDA BiZDE ONLARI DIŞARDAN GELECEK TEHDiTLERE KARŞI KORUYACAĞIZ….GEREKLi GÖRÜŞÜ ALDIKLARI ZAMAN ATEŞE BAŞLAYACAKLAR….BiNA TAMAMEN BERTARAF EDiLDiĞi ZAMAN KEŞiF KOLU ENKAZA iNDiRiLEREK GEREKLi GÖZLEMLERi YAPACAKLAR….SONRA GERi DÖNECEĞiZ…ANLAŞILDIMI ?”
    Aynı anda helikopterlerden “ ANLAŞILDI “ cevapları geldiği zaman
    “ TAMAM…..GiDELiM O ZAMAN” cevabı yankılandı telsizlerden….
    - kartal yuvası burası Balyoz Güç….kalkış için hazırız….
    - Anlaşıldı….kalkış izni verildi….
    Helikopterlerin motorları yeterli devri kazandığı zaman tekerleri yerden kesildi ve havalandılar…..
    Yaklaşık olarak 5 dakika içinde bütün helikopterler pisti terk etmiş hedefe doğru ilerliyorlardı….
    Altlarındaki şehrin sokaklarında zamanında insanlar dolaşıyor…..parklarında çocuklar neşe içinde oynuyorlardı….
    Şimdilerde ise sokaklar yürüyenler ile dolu parklarında ise sessizlik hakimdi….
    15 dakika sonra hedef binanın açıklarına yaklaşmışlardı….
    Uh-60 Black Hawk helikopterleri gruptan ayrılarak Super Kobraları koruma görevlerine başlamışlardı….
    Kobralar izleme faaliyetine başlamışlardı bile…..
    Termal ve Flır kameralar ile binayı taramaya başlamışlardı….
    bina köhne bir yapıya sahipti….etrafında hiçbir canlıya ait bir hareketlilik yoktu….
    Termal kameralar bina içinde hiçbir ısı görmüyordu..
    Mert ve Tuğrul kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı….
    Gece görüş ikisinin önlerindeki ekranlara da yansıyordu…ve gördükleri şey simsiyah bir binadan başka bir şey değildi…
    Binada canlı ndıbına yada vücut sıcaklığı taşıyan bir varlık ndıbına hiçbir özellik barındırmıyordu….
    Tuğrul ,Mert’e bakarak….” BiNA iÇiNDE KiMSE GÖRÜNMÜYOR….DEĞiL Mi ? “ diye sordu….
    Öyle görünüyor dedi Mert…..

    Akıncı 7 merkez ile bağlantıya geçti….
    “ KARTAL YUVASI BURASI AKINCI 7…..BiNANIN AÇIĞINDAYIZ VE ARAMA TARAMA FAALiYETLERiMiZ SONUCUNDA BiNADA CANLIYA RASTLAMADIK….EMiRLERiNiZ NELERDiR ?”
    Kartal Yuvası 10 saniye sonra cevap verdi….
    “ ANLAŞILDI AKINCI 7…..BEKLEMEDE KALIN”
    - ANLAŞILDI….BEKLEMEDEYiZ…
    Bu sırada Mert ve Tuğrul halen binanın en ince ayrıntısına kadar canlı izi arıyorlardı…fakat rastladıkları herhangi bir canlı izi yoktu…..
    BiNA GERÇEKTEN YÜRÜYENLER iLE DOLU OLMALIYDI….
    Bekledikleri süre zarfında telsiz frekansına bir başka kişi daha girdi…..
    “ KARTAL YUVASI….BURASI GÖLGE 8…….OPERASYONU iPTAL EDiN…TEKRAR EDiYORUM OPERASYONU iPTAL EDiN…BiNA SiLAHSIZ SiViLLLER iLE DOLU…..OPERASYONU DERHAL iPTAL EDiN !!!”
    Kartal yuvası hemen devreye girdi….
    - Gölge 8….burası kartal yuvası….helikopterlerden alınan bilgiye göre bina boş ve yürüyenlerle dolu….herhangi bir canlıya rastlanmadı….
    - Doğrudur….doğrudur…bina tamamen yürüyenlerle dolu siviller alt katlarda mahsur kalmışlar….yardıma ihtiyaçları var…binayı vurursanız onlarıda öldürsünüz….
    - Kaynağınız varmı Gölge 8 ?... bilgiye nereden ulaştınız….
    - Kaynağım yok….seslerini duydum…binanın alt katlarından seslerini duydum….
    - Gölge 8 bu yeterli bir kaynak değil…bilgiyi doğrulayacak ispatınız varmı?
    - Hayır yok…bakın binayı yok ederseniz içindekileride öldüreceksiniz…
    - Üzgünüz Gölge 8….binanın yok edilmesi gerekiyor…..yoksa tehdit unsurlarının yerine başkaları gelecek….
    - BiNA SiViLLERLE DOLU !!!
    - KARTAL YUVASINDAN TÜM BiRiMLERE….BiNANIN iMHA iŞLEMiNE BAŞLAYABiLiRSiNiZ
    Mert ve Tuğrul konuşmaları dehşet içinde dinlemişlerdi….içlerindeki sıkıntının yeri artık daha belliydi….
    Akıncı 7 , Kartal Yuvasına…..” ANLAŞILDI….ATIŞA BAŞLIYORUZ” diyerek cevap verdi….ve ilk atışı kendisi yaptı….
    Gönderdiği roketi Mert ve Tuğrul hedefe gidene kadar izlemişlerdi….Roket binada büyük bir patlama yapmış…çarptığı yeri paramparça etmişti…
    Açılan yarıktan binanın içi görülebiliyordu….GERÇEKTENDE BiNA YÜRÜYENLER iLE DOLUYDU…
    Akıncı 7 nin roketlerine yenileri eklendi ve binada yeni yarıklar açmaya başladı…..sonrada telsizden Mert ve Tuğrul’a “ NEYi BEKLiYORSUNUZ ATEŞ ETSENiZE” diyerek yardım istedi….
    Tuğrul Mert’inde duyabileceği bir şekilde “ ALLAH BiZi AFFETSiN “ dedi ve tetiğe asıldı….
    ilk roketi gönderdiklerinde binaya gidene kadar izlediler…..çok büyük bir patlama oluşturarak binanın bir kısmının yıkılmasını sağladı giden roket…..
    Sonra bir roket….ve bir tane daha…..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    +1
    iki helikopter aynı anda binaya yaklaşarak açılan yarıklardan içeri mermi yağdırmaya başladı….
    Tuğrul her tetiğe bastığında bir yürüyenin parçalanıyor ve artık siyahlaşmış olan kanları etrafa fışkırıyordu….
    Sonunda Tuğrul son kez bir roket gönderdi ve bina tamamen tozu dumana katarak yerle bir oldu….
    Helikopterler enkaza dönen binanın üzerinde bir müddet durdular…..enkazdan halen duman ve toz yükseliyordu….
    “ KARTAL YUVASI BURASI AKINCI 7….BiNA TAMAMEN ENKAZA DÖNDÜ….TEKRAR EDiYORUM….HEDEF iMHA EDiLDi…KEŞiF KOLLARI GELEBiLiRLER”
    “Anlaşıldı Akıncı 7 …..iyi işti…..”
    iki saldırı helikopteri geriye doğru çekildiler….yerlerine Uh-60 Blackhawklar gelmişlerdi….
    Helikopterler havada asılı kaldılar ve iki taraflarından aşağı kalın ipler atıldı…sonrada o iplerden kayarak keşif kolu enkazın üzerine indiler…..
    Tuğrul ve Mert olacakları büyük bir dikkat ile takip ediyorlardı…
    5 dakika sonra telsizden keşif kolu lideri devreye girdi….
    “ Kartal Yuvası….burası AK 5 (( (A)rama (K)urtarma )) ….enkazın üzerindeyiz…..Binanın üst katları Yürüyenler ile doluymuş….ALT KATLARINDA SiViLLER VARMIŞ…..KURTULAN YOK….ANLAŞILDIMI….BiNADA HASTA OLMAYAN KiŞiLER VARMIŞ…..ÜST KATLARDAKi YÜRÜYENLER ALT KATLARDA YOK….GÖLGE 8 HAKLIYMIŞ……BiNADA SiViLLER VARMIŞ”
    Kartal Yuvası telsize girerek sadece şunları söyledi…..
    “ ANLAŞILDI…..BÜTÜN GRUP GERi DÖNSÜN……OPERASYON BAŞARILI…..GERi DÖNÜN”
    Operasyon Lideri telsize “ ANLAŞILDI…GERi DÖNÜYORUZ” diyerek cevap verdi…..
    Geri dönerlerken Mert , Tuğrul’un ağladığını duyabiliyordu……

    Dönüş yolunda Mert Kokpitin içinde Tuğrul'un ağlama seslerini duyuyordu...

    bu ikinciydi ve çıktıkları iki operasyonda da sivillerin ölmesini sağlamışlardı...

    Korumaya yemin ettikleri insanların teker teker ölmelerini izliyorlardı...

    Birden Kokpitin erken uyarı sistemi alarm vermeye başladı...

    bu sesin ne olduğunu gayet açık bir şekilde biliyorlardı...

    Kendilerine doğru kilitlenmiş bir roket vardı...

    Ve ateşlenmişti...

    Ne olduğunu anlamadan Akıncı 3 Kuyruk pervanesi tarafından isabet aldı...

    AKINCI 3 VURULMUŞTU...
    ···
  8. 8.
    +1
    MERT VE TUĞRUL'UN HELiKOPTERi iSABET ALMIŞ VE VURULMUŞTU...

    HELiKOPTER ÖNCE DENGESiNi KAYBETTi VE SAĞA SOLA SALLANMAYA BAŞLADI...

    KONTROL EDEBiLiRM DEDi MERT... KOTROL EDEBiLiRiM !!!

    HELiKOPTER DAHA FAZLA SALLANMAYA BAŞLADI...

    PEDALLAR ÇOK FAZLA TiTRiYORDU...

    KUYRUK PERVANESiNiN DENGESiZLiĞi HELiKOPTERiN TiTREMESiNE SEBEP OLUYORDU...

    MERT TELSiZDEN ÇAĞRI YAPMAYA BAŞLADI...

    " KARTAL YUVASI BURASI AKINCI 3... VURULDUK... TEKRAR EDiYORUM VURULDUK... KUYRUK PERVANESiNDEN iSABET ALDIK... VURULDUK... MOTOR GÜÇ KAYBETMEYE BAŞLADI... VURULDUK.. VURULDUK... "

    TiTREMEYE BAŞLAYAN HELiKOPTER KUYRUK PERVANESiNiN DURMASIYLA ETRAFINDA DÖNEMEYE BAŞLADI...

    ARKA TARAFINDAN KOYU SiYAH DUMANLAR ÇIKARTARAK DÖNÜYOR VE AYNI ZAMANDA iRTiFA KAYBEDEREK YERE YAKLAŞIYORDU...

    " KUYRUK PERVANESiNi KAYBETTiK!!!... DURDU!!!... AKINCI 3 DÜŞÜYOR!!!... AKINCI DÜŞÜYOR !!!"

    HELiKOPTER BÜYÜK BiR GÜRÜLTÜ iLE YERE ŞiDDETLi BiR ŞEKiLDE ÇARPTI... iLK ÇARPMA ESNASINDA ETRAFINDA BÜÜYK BiR TOZ BULUTU OLUŞMUŞTU...

    ÇARPMANIN ETKiSiYLE TOP GiBi SEKEN HELiKOPTER YERDEN 5 METRE HAVALANDI VE TEKRAR SON KEZ KENDi EKSENi ETRAFINDA HIZLI BiR ŞEKiLDE BiR KEZ DAHA DÖNDÜ... SONRA TEKRAR YERE ÇARPTI... KENDi SAĞINA DOĞRU DEVRiLEN AKINCI 3'ÜN TEPE PERVANESi YERE ÇARPARAK ONLARCA PARÇAYA AYRILDI... YERDEYKEN BiR TUR DAHA ATTI VE DURDU...

    AKINCI 3 ŞEHRiN ORTASINA ALDIĞI BiR FÜZE iLE VURULARAK DÜŞMÜŞTÜ...
    ···
  9. 9.
    +1
    Mert kokpitin içindeydi...

    Ne olduğunu biliyordu...

    Vurulmuşlar ve düşmüşlerdi...

    Etraftan kalkan toz bulutu görüşünü engeliyordu...

    Sağından ve solundan kaçışan insanların seslerini ve çığlıklarını duyabiliyordu...

    Kafasını arka tarafında keskin bir acı duydu önce... kaskının yamulan parçası ensesine batıyordu...

    Siyah dumanlardan dolayı genzinin yandığını hissetti...

    Tuğrul... dedi Önce...

    Cevap yoktu...

    Tekrar Tuğrul dediği zaman tekrar cevap alamadı...

    TUĞRUL iYiMiSiN... kokpitin ön tarafını göremeyecek kadar toz vardı etrafta...

    Eliyle yokladığı zaman Tuğrul'un yerinde olmadığını fark etti...

    Kokpitin üst camı çarpmayla birlikte yerinden çıkmıştı...

    Allahım dedi Mert... Allahım ne olur düşündüğüm gibi olmasın... ALLAHIM... NE OLURS...

    Etraftaki toz bulutu dağılamaya başladığı zaman sol tarafta yerde yatan Tuğrul'u gördü...

    Kokpitin içinden fırlamış olmalıydı...

    Emniyet kemerlerini çıkardı... ayaklarından biri çok acıyordu...

    Topallayarak Tuğrul'a doğru ilerledi...

    Yanına geldiği zaman gözlerinin kapalı olduğunu fark etti... kaskı hala kafasındaydı...

    Ayağı çok acıyordu ama buna rağmen eğildi ve yere oturdu...

    Tuğrul'un kafasını dizine aldı...

    Kafasındaki kaskı çıkardı...

    Tuğrul'un gözleri kapalıydı... burnu kanıyordu... eliyle burnundaki kanı sildi...

    Önce biraz sarstı...

    TUĞRUL UYAN...

    BiRAZ DAHA SARSTI... TUĞRUL KARDEŞiM... UYAN HADi...

    AKLINDAKi O iHTiMALi KOVMAYA ÇALIŞIYORDU...

    O iHTiMAL AKLINA HiÇ GELMEMELiYDi...

    GÖZLERi DOLUYORDU MERT'iN...

    SERT BiR ŞEKiLDE TEKRAR SARSTIĞI ZAMAN TUĞRUL GÖZLERiNi ARALADI...

    MERT GÜLDÜ... TUĞRUL... iYiSiN... iYiSiN... TAMAM... BiRAZDAN YARDIM GELECEK... BiRAZ DAYAN... DÜŞTÜĞÜMÜZÜ GÖRMÜŞLERDiR... BiRAZDAN GELiRLER...

    TUĞRUL GÜLÜMSEDi...

    MERT dedi... Bana bi konuda söz ver... çok kızmayacaksın bana...

    Mert'in kucağında Tuğrul'un kafası olacak şekilde düşen helikopterin yanında duruyorlardı...

    Helikopterden siyah dumanlar göğe yükseliyordu...

    Söyle kardeşim dedi Mert... Kızmicam... Söz...

    Tuğrul öksürerek Konuşuyordu... her öksürmesinde ağzından kan sızıyordu...

    " GE... GEÇEN GÜN... GEÇEN GEC... GECE... ŞEHRi BOM... BOMBAYALANLAR... HAY... HAYALET... HAYALET TiMiYDi... ARAŞTIRDIM... ONL... ONLAR... GERÇ... GERÇEKMiŞ... "

    Mert konuşmadan sadece Tuğrul'a bakıyordu...

    Cevap vermedi...

    Sonra etraflarından yürüyenlere has sesleri gelmeye başladı...

    Etrafları yürüyenler tarafından sarılmaya başlanmıştı...

    Mert onları gördüğü zaman tulumundaki tabancasını çıkardı ve ateş etmeye başladı...

    Genelde kafaya nişan almaya çalışıyordu... ama kolu çok ağrıdığı için bazı mermiler isabet bile etmiyordu...

    Sonunda mermisi bitti...

    Tuğrulun kafasını biraz daha kucağına bastırdı ve ölmeyi bekledi...

    Etrafındaki sesleri duyana kadar...

    Susturucu takılmış tüfeklerin sesleri etrafında duyulmaya başladı...

    Kafasını kaldırdığı zaman çok sayıda askerin kendilerini çevrelediğini gördü...

    Simsiyah kamuflaja sahip özel ekipmanlı askerlerdi...

    Yürüyenleri biçmişlerdi resmen...

    Mert Tuğrul'a bakıyordu...

    Tuğrulda gelenlere...

    Etrafları temizlendiği zaman aralarından birisi Mert ve Tuğrul'un yanına geldi ve

    " iYiMiSiNiZ LA ?" Diye sordu... " KUTAY... TAHLiYE iÇiN HELiKOPTER ÇAĞIR ÇABUK... "

    TAMAM BURAK DEDi iŞARET ETTiĞi ASKER... "KARTAL YUVASI BURASI HAYALET 1912... HELiKOPTER TAHLiYESi iSTiYORUM... ACiL... "

    Mert Burak'a bakarak... " Siz Hayalet Timisiniz değilmi ? " diye sordu...

    " Evet.." Dedi Burak... " Bizler Hayalet timiyiz... "

    Mert'in kucağındaki Tuğrul...

    "BiZ SiZi... SiZiN... SiZiN... SiZ... S... "

    Gözleri gökyüzüne sabit bir şekilde bakmaya başladı...

    Burak Tuğrul'un başına eğildi ve Elini Tuğrul'un alnına koydu...

    " SiZiN GÖREMEDiĞiNiZ YERDEN GÖRÜRÜZ... "dedi...

    " HUZUR iÇiNDE OL KARDEŞiM... DiĞER TARAFTA GÖRÜŞÜRÜZ... "

    Kutay Burak'ın yanına geldi " HELiKOPTER TAHLiYESi 10 DAKiKA iÇiNDE BURADA OLACAK BURAK"

    Tamam dedi Burak...

    Mert ile Burak Gözgöze geldi ve Sonra Burak yerden kalktı... " ANASINI S.KiYiM BU iŞiN " dedi kalkarken...

    Mert Burak'ı izliyordu...

    Sonra Tuğrul'un gözlerinin sabitlendiğini fark etti...

    " TUĞRUL... HAYIR... TUĞRUL... ÖLME... LÜTFEN... TUĞRUL... LÜTFEN TUĞRUL... ÖLEMEZSiN... KARDEŞiM... HAYIR HAYIR HAYIRR... HAYIR ÖLME TUĞRUL... TUĞRUL... HAYIR... "

    Kutay Mert'i kaldırmak istedi... ama Mert Kutay'ın elinden kurtulup tekrar Tuğrul'un başına gitti...

    Koltukaltından tutup helikopterin olduğu yere gitmek istedi... ama ayağı takılıp düştü... tekrar ayağa kalktı... Son kez Tuğrul'a baktı... TUĞRUL... diyerek ağlamaya başladı...

    Tuğrul'un üzerine kapanıp ağlıyordu Mert...

    Burak başlarındaydı...

    Yan cebinden bir kağıt çıkardı...

    " AKINCI 3 KOD ADLI AH-1 Z SUPER KOBRA TiPi SAVAŞ HELiKOPTERi EKiBi... iHANET HAZIRLIĞI iÇiNDE OLDUĞUNDAN DOLAYI... BERTARAF EDiLMESi... "

    Şifreli emir kağıdının en altında 13 yazıyordu...

    Kağıdı elinden bıraktı Burak... Kağıt rüzgarda savrulup uçup gitti... Kutayla gözgöze geldiler...

    " BU KiMiN iŞiYSE... ONU S.KiP ÖLDÜRÜCEM KUTAY"
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +1
    ESKiŞEHiR 1. ANA JET ÜS KOMUTANLIĞI...

    1 SAAT SONRASI...





    Üst düzey komutanlar ülkenin haritası başında konuşuyorlardı...

    Hepsinin suratında en basit ifadeyle

    Umutsuzluk ve...

    Başarısızlık...

    Köşeye sıkışmışlık vardı...

    Bir askerin en zor kararı...

    Aralarındaki en düşük rütbeli kişi konuşmaya başladı...

    " KOMUTANIM... HASTALIK iÇ ANADOLU BÖLGESiNE KADAR ULAŞTI... BÖLGEDEN HASTALIĞA KAPILIP YÜRÜYENE DÖNÜŞEN... BELKiDE ONBiNLERCE iNSANIN VARLIĞINDAN BAHSEDiLiYOR... ŞU SAATTEN SONRA YAPILABiLECEK BiR ŞEY KALMADI BU BÖLGEDEKi iNSANLAR iÇiN... "

    Omzundaki yıldızlardan ve çelenklerden elindeki yetkiler hakkında bilgi sahibi olunabilecek bir komutan... haritadan başına kaldırmadan sordu...

    " ANKARA NE DURUMDA ?"

    Asker ağlamaklı bir şekilde cevap verdi...

    " BiRÇOK KOMUTANIMIZ... HASTALIĞA KAPILDI... HALKTAN SAKLANIYOR AMA ORDUNUN iÇiNDE ÇÖZÜLMELER VAR... NE YAPACAĞIZ BiLMiYORUZ... DEVLET ADAMLARINDA ÇOĞU AYNI DURUMDA... BiR ÇOĞUDAN HABER DAHi ALINAMIYOR... BAKANLAR VE MiLLETVEKiLLERi... NE YAZIK Ki... DURUM ÇOK KÖTÜ... "

    Bir balka komutan devam etti...

    " TEDAVi NE AŞAMADA PEKi ?"

    Aynı asker devam etti...

    " TEDAVi... HULUSi KARA ADINDA BiR KiŞi VAR... MOLEKÜLER BiYOLOJi VE GENETiK KONULARINDA TAM BiR UZMAN... O VE EKiBi ANKARA GATADA ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRÜYOR... FAKAT ONLARDAN HENÜZ BiR CEVAP YOK... BELKiDE... BELKiDE TEDAVi BULUNAMAYABiLiR... "

    " PEKi DÜNYA NE DURUMDA ?"….konuşan aynı komutandı...

    " NEREDEYSE BÜTÜN DÜNYA ÜLKELERiNE SIÇRAMIŞ BiR HASTALIKTAN BAHSEDiYORUZ KOMUTANIM... iLK BAŞLARDA FAZLA ÖNEMSENMEDi... ÜLKELER KENDi SINIRLARINI KORUMAKLA iŞE BAŞLADI FAKAT... YÜRÜYENLERE DÖNÜŞEN iNSANLAR ÖNCEKi HAYATLARINA NAZARAN ÇOK FAZLA GÜÇLÜLER... ÖLMÜYORLAR... ONLARI SAF DIŞI BIRAKMAK iSTiYORSAK MÜHiMMAT HARCAMALIYIZ... FAKAT YENiDEN YENiSiNi ÜRETMELi VE YERiNE KOYMALIYIZ... AKSi TAKDiRDE gibINTI ÇEKERiZ... VE ŞiMDiDEN KAYNAKLARIMIZ AZALMAYA BAŞLADI... "

    Soruyu soran komutan bundan pişman olmuşçasına etrafına baktı...

    Ortamda keskin bir sessizlik hakimdi...

    " ÖNCELiKLE... ANKARANIN ÇEVRESi TEMiZLENMELi... KIRIKKALE... ÇORUM... YOZGAT... ÇANKIRI... KIRŞEHiR VE AKSARAY... ANKARANIN DOĞUYA BAKAN TARAFLARI... YANi HASTALIĞIN EN YOĞUN OLDUĞU YERLER... ÖNCELiKE BURALAR TEMiZLENMELi... ANKARA DÜŞERSE... TÜRKiYEDE DÜŞER UNUTMAYIN... HASTALIĞA KARŞI BiR BARiKAT OLUŞTURULMALI... HAYALET TiMi DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLUDA VARLIĞINI HiSSETTiRiYOR... AMA DAHA FAZLASI LAZIM... "

    "NE ÖNERiYORSUNUZ BUNUN HAKKINDA KOMUTANIM ? "

    Düşük rütbeli askerlerden birisi sormuştu bunu...

    " ETKi ALANI DARALTILMIŞ... VE ÇEVRESiNE ÇOK FAZLA ZARAR VERMEYECEK ŞEKiLDE AYARLANMIŞ... BiR KiTLE iMHA SiLAHI iLE BÖLGELER TEMiZLENEBiLiR... BU BÖLGELERE ASKER GÖNDEREMEYiZ... ZATEN BUNUN iÇiNDE YETERLi ASKERi VARLIĞIMIZ YOK... BURAYA GÖNDERECEĞiMiZ BiRiMLER... EN NiHAYETiNDE SiLAH KULLANACAK VE DAHA FAZLA EKgibLiĞE NEDEN OLACAKLAR... BUNUN iÇiN... HAVADAN BÖLGEYE BU BOMBALARDAN BIRAKIRSAK... ANKARANIN GÜVENLiĞiNi SAĞLAMIŞ OLURUZ... "

    Diğerleri kocaman olmuş gözlerle konuşan komutana bakmışlardı...

    " BU KABUL EDiLEMEZ... " dedi aralarından birisi...

    Fikri ortaya atan komutan konuşmaya devam etti...

    " FARKINDAYIM... BAHSETTiĞiM ŞEY AKIL ALIR GiBi DEĞiL... KENDi iNSANIMIZI ÖLDÜRMEKTEN BAHSEDiYORUZ... FAKAT BUNU YAPMALIYIZ... TAM OLARAK BUNU YAPMALIYIZ HATTA... YOKSA ÜLKENiN KENDi KENDiNE ÇÖKMESiNi iZLEYECEĞiZ... "

    Konuştukları oda KOZMiK denilebilecek tanımlara sahip bir odaydı...

    Örneğin giriş için RETiNA TARAMASI yapılması gerekiyordu...

    Içerdeki ses hiçbir şekilde dışarı çıkmıyordu...

    Önemli kararların alındığı... Hava kuvvetlerine ait bir karargahın içiydi burası...

    Ve buradada en önemli karar alınmak üzereydi...

    " BU HiÇBiR ŞEKiLDE KABUL EDiLEMEZ ALBAYIM !!!... BEN BURADA OLDUKÇA BiR DAHA BU KONUŞMAYI DUYMAK iSTEMiYORUM... ANLAŞILDI MI... KENDi iNSANIMIZA KARŞI HiÇ BiR ŞEKiLDE SiLAH KULLANAMAYIZ... "

    Albay önce etrafına baktı... sonra haritaya... en sonra iki adım geriledi ve...

    " O ZAMAN BiZDE SiZi YOK SAYARIZ GENERALiM" diyerek belindeki silahı çıkarttı ve ateş etmeye başladı...

    Önce tam karşısındaki Genaralin kafasında kocaman bir delik açtı... sonra hemen yanındaki komutanın...

    Sonra bir sonraki...

    Ve sonraki...

    Albay silahını çekip ortamdakileri mermi yağmuruna tutmaya başladığı zaman Diğer üst düzey komutanlar daha ne olduğunu anlamadan ölmüşlerdi bile...

    Albay ölü komutanların arasında dolaşmaya ve öldüklerini kontrol etmeye başladı...

    Arka tarafında bir hareketlenme fark etti Albay...

    Yaralı generallerden birisi sürünerek ACiL DURUM DÜĞMESiNE ULAŞMAYA ÇALIŞIYORDU...

    DÜĞMEYE SADECE ACiL DURUMLARDA BASILIRDI...

    DIŞARI HiÇ BiR ŞEKiLDE SES GiTMEDiĞi iÇiN BU DÜĞME HAYAT KURTARICI OLUYORDU...

    ALBAY YAVAŞ HAREKETLERLE SÜRÜNEN GENERALiN YANINA GELDi VE UZANAN ELiNi TUTTU...

    KENDi ELiNDEKi SiLAHI ONUN ELiNE YERLEŞTiRDi VE PARMAĞINIDA TETiĞE KOYDU...

    ZATEN AĞIR YARALI OLDUĞU iÇiN HAREKETLERiNE KARŞI KOYAMIYORDU GENERAL...

    TABANCAYI ÖNCE GENERALiN KAFASINA DOĞRULTTU VE...

    ATEŞ ETTi...

    ÖLDÜĞÜNÜ GÖRDÜKTEN SONRA AYNI ELi BU SEFER KENDi KARIN BOŞLUĞUNA DOĞRULTTU ALBAY...

    ÖZÜR DiLERiM KOMUTANIM dedi...

    KIZIMI VE KARIMI KURTARACAKLARINA SÖZ VERDiLER...

    DEDi VE TETiĞi ÇEKTi...

    SiLAHI ÖLÜ GENERALiN ELiNE TUTUŞTURUP KENDiNi VURMUŞTU ALBAY...

    ATEŞ ETMESiNDEN HEMEN SONRA OLDUĞU YERE ÇÖKTÜ VE BiR SÜRE ÖYLECE BEKLEDi...

    DÜŞÜNDÜĞÜNDEN DAHA ACI VERMiŞTi BU OLAY...

    SONRA iÇiNDE KALAN SON KUVVETLE ACiL DURUM DÜĞMESiNE BASTI...

    ETRAFTA BiRDEN ALARMLAR ÇALMAYA BAŞLADI..

    5 SANiYE SONRA iÇERiSi ADAM DOLMUŞTU...

    YERDE ÖLÜ ASKERLER VARDI...

    HEPSiDE KOMUTA KADEMESiNiN ÜSTLERiNDE YER ALIYORLARDI...

    VE ŞiMDi HEPSi ÖLMÜŞTÜ...

    ARALARINDAN SADECE BiRi YAŞIYORDU...

    ALBAY...

    SADECE O NEFES ALABiLiYORDU...

    iÇERi GiREN ASKERLERDEN BiRiSi SORDU...

    KOMUTANIM... iYiMiSiNiZ... BORA ALBAYIM... ALBAYIM iYiMiSiNiZ...

    BORA ADIGÜZEL...

    KENDiSi KARA KUVVETLERiNDE UZUN YILLAR GÖREV YAPMIŞ BAŞARILI BiR SUBAYDI...

    AMA ŞiMDi...

    iHANETiN iÇiNE DÜŞMÜŞ...

    HATTA ATEŞiN GAZABINDA ERiMEYE BAŞLAMIŞTI...

    KARISI VE KIZI iÇiN...

    BAZI KiŞiLER ONA BAZI GÖREVLER VERMiŞLERDi... NETiCESiNDE HASTALIĞA KAPILIP YÜRÜYENLERE DÖNÜŞEN EŞi VE KIZINI KURTACAKLARINA DAiR SÖZ VERMiŞLERDi...

    SADECE KÜÇÜK BiR UMUDA TUTUNARAK YAŞIYORDU BORA ALBAY...

    VE UMUT...

    UYANIK iNSANLARIN RÜYASIYDI...

    BUNU EN iYi BORA ALBAY BiLEBiLiRDi...

    YANINA GELEN ASKER BORA ALBAYIM iYiMiSiNiZ DiYE SORDUĞU ZAMAN ALBAY gib NEFESLER ALARAK CEVAP VERDi... YANINDAKi ÖLÜ GENERALi GÖSTERiYORDU...

    " HAiN BUYMUŞ... GÖLGE HABER ALMA TiMiNiDE AKINCI 3'ÜN VURULMASI OLAYINIDA KENDi PLANLAMIŞ... HEPSiNi iTiRAF ETTi... iÇ ANADOLUDAKi BAZI ŞEHiRLERDE HASTALIĞI YAYMAK iÇiN BiR SÜRÜ GiRiŞiMDE BULUNMUŞ... ORALARIN ELDEN ÇIKARILMASI GEREK... YOK EDiLMESi GEREK... YOKSA BÜTÜN ÜLKE ÖLÜME TERK EDiLECEK... "

    Asker " Albayım... yorulmayın... önce sizi buradan kurtaralım... " Dedi ve Bora Albay ortamdan uzaklaştırıldı...

    Kendi yapmış olduğu bütün şeyleri...

    Ölü bir askerin üzerine yıkmıştı Bora Albay...

    Gölge Haber Alma timinin bertaraf edilmesi...

    Akıncı 3 olayı...

    Hepsi ama hepsi kendi başının altından çıkmış şeylerdi...

    ve şimdide zincirin bir sonraki halkası vardı...

    Şehirlere kitle imha silahları bırakılacak...

    Ülke daha yaşanmaz hale gelecekti...
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    +2
    D.BAKIR ASKERi HAVALiMANI...



    Mevcut durumun elverişsizliğinden dolayı kayıplar karargahın arkasındaki büyük boşluğa defnedilmeye başlanmıştı...

    Havalimanının dışındaki her bir nokta artık güvensiz sayılabilecek bir konumdaydı çünkü...

    Yürüyenler...

    Toplayıcılar...

    Henüz toplayıcılara katılmamış sivil halk...

    Kararlaştırılan bölge şimdiden küçük çaplı bir mezarlık...

    Bir şehitlik gibi olmuştu zaten...

    Ve şimdi toprak yeni misafirini konuk etmek üzereydi...

    TUĞRUL'U...

    Her zaman olduğu gibi bütün askeri erkan neredeyse oradaydı...

    Cenaze töreni için bütün hazırılıklar yapılmıştı...

    Bütün herşey...

    " BUGÜN BURADA... KENDi TOPRAĞININ GÜVENLiĞiNi SAĞLAMAK UĞRUNA... CANINDAN VAZGEÇMEYi GÖZE ALMIŞ... TUĞRUL KARDEŞiMiZi SONSUZLUĞA UĞURLAMAK iÇiN TOPLANDIK... "

    Üs komutanı konuşma yaparken Mert bunlardan hiçbirine dikkat etmediğini fark etti...

    Kolu sarılıydı ve omzundan askı ile tutturulmuştu...

    Inanılmaz ağrıyan bir tarafı vardı ama kolu yada herhangi bir uzvu değildi...

    Içi...

    Içi çok acıyordu...

    Lanet bir ağrı sarıyordu içini...

    Geçmiyordu...

    GEÇMEYECEKTi...

    ÇOK iYi BiLiYORDU...

    ÖLÜNCEYE KADAR BU AĞRI HEP ONUNLA OLACAKTI...

    EĞER BiR GÜN OLURDA BU HASTALIK ORTADAN KALKARDA ANKARAYA DÖNERSE...

    HER DOLAŞTIKLARI YERDE...

    KIZILAYDA...

    NECATiBEYDE...

    SAKARYA CADDESiNDE...

    BU AĞRI ONUNLA OLACAKTI...

    ONUNLA KONUŞACAKTI...

    VE EĞER BiR GÜN ÖLÜRSE...

    EN SON BU ACI ÇIKACAKTI BEDENiNDEN...

    KOMUTAN KONUŞMASINI BiTiRDiKTEN SONRA SIRA TUĞRUL'U MEZARA KOYMAYA GELMiŞTi...

    HASTALIK HAKKINDA HENÜZ NET BiR BiLGi OLMADIĞI iÇiN ÖLÜLER MEZARA TABUTLARI iLE KOYULUYORDU...

    MEZARA KOYULMADAN ÖNCE BÜTÜN MUHABERE ARAMA KURTARMA GRUBU TABUTUN BAŞINDA SIRALANDILAR...

    HEPSi GÖĞÜSLERiNDEKi BiRLiĞiN ARMASINI AYNI ANDA ÇIKARTIP SOL ELLERiNE ALDILAR...

    TEKER TEKER TABUTUN BAŞINA GELDiLER...

    SOL ELLERiNE ALDIKLARI ARMAYI TABUTUN ÜZERiNE KOYARAK SAĞ ELLERiNi YUMRUK YAPARAK ÇAKMAYA BAŞLADILAR SONRASINDA SELAM DURUYORLARDI...

    ARMALARI ÇIPLAK ELLERiYE TEK HAMLEDE TABUTA ÇAKIP SELAM DURDULAR...

    BU KENDi DiLLERiNDE iNTiKAM ANLAMINA GELiYORDU...

    ÖNCE TABUT AÇILDI VE TUĞRULU iÇiNDEN ÇIKARDILAR...

    SONRA TABUTU MEZARA KOYDULAR...

    MERT HIZLI HAREKETLERLE MEZARIN BAŞINA GiTTi VE MEZAR ÇUKURUNDAN iÇERi ATLADI...

    HERKESiN ŞAŞKIM BAKIŞLARI ARASINDA MEZARDA ÖYLECE BEKLiYORDU...

    AKINCI LiDERi NE YAPMAYA ÇALIŞTIĞINI ANLAMIŞTI...

    KEFENi iÇiNDEKi TUĞRULU YAVAŞ HAREKETLERLE MERTiN KUCAĞINA VERDiLER...

    MERT TUĞRULU KUCAĞINA ALDI...

    BiR SÜRE ÖYLECE DURDU...

    KUCAĞINDAKi TUĞRULA BiRAZ DAHA SARILDI...

    VE AĞLAMAYA BALADI...

    GARiP AMA HAFiF GiBiYDi...

    ASLINDA NERDEYSE AYNI KiLOLARDA SAYILIRLARDI...

    AMA BU SEFER KUCAĞINDAKi TUĞRUL ÇOK DAHA HAFiFTi...

    YAVAŞÇA TUĞRUL'U YERiNE BIRAKTI...

    AKINCI LiDERiNiN ELiNi TUTARAK MEZARDAN ÇIKTI...

    TABUT KAPATILDI...

    iLK TOPRAĞI KENDiSi ATTI...

    SONRA AKINCI LiDERi...

    VE SONRA DiĞERLERi...

    MERT AĞLIYORDU...

    ESAS DURUŞ !!!

    HAVAYA NiŞAN VAZiYETi AL !!!

    ATEŞ !!!

    ATEŞ !!!

    ATEŞ !!!

    TUĞRUL iÇiN SAYGI ATIŞI YAPILIYORDU...

    SON TOPRAK ATILDIĞI ZAMAN MERT UZAKTAN BEŞ KiŞiYi FARK ETTi...

    CENAZEYi UZAKTAN iZLiYORLARDI...

    SiYAH KAMUFLAJLARI ARASINDA BEŞ KiŞi...

    BURAK , KUTAY ,SERCAN , SAiT VE GÖLGE 8...

    SADECE BURAK VE KUTAY'I TANIYABiLMiŞTi...

    ZATEN DiĞERLERi iLE HiÇ KARŞILAŞMAMIŞTI...

    TANIMAMASI DOĞALDI YANi...

    BU HAYATTA YAPTIKLARIMIZ... SONSUZLUKTA YANKILANIR... dedi Gölge 8...

    Son toprakta atıldıktan sonra Tuğrul'un başında kimse kalmamıştı...

    Mert'ten başka...

    2 saate yakın kaldı mezarın başında...

    Sonra yerinden kalkarak filo binasına doğru ilerlemeye başladı...

    Girişte herkes ona bakıyordu...

    Ama o kimseye bakmıyordu...
    Tümünü Göster
    ···
  12. 12.
    +2
    AYNI ANDA ESKiŞEHiR 1. ANA JET ÜSSÜ...

    A 400 M ATLAS UÇAĞI...

    2 Adet A 400 M Atlas genel maksat uçağı pistin başında motorlarını çalıştırmış bir şekilde bekliyorlardı...

    Pilotlara görev hakkında bilgi kalkıştan hemen önce verilmişti...

    O bilgide sınırlıydı zaten...

    Sadece gidecekleri koordinatlar hakkında bilgi verilmişti...

    Son dakika uçağa yerleştirilen paketlerin her yerinde " ÇOK GiZLi " damgası vardı... ve uçuş ekibine belirtilen zamana kadar açılmaması hakkında kesin bir emir yayınlanmıştı...

    Uçaklara zaman kaybetmeden kalkış için izin verildi...

    Belirtlien koordinatlara göre ilk gidecekleri yer KIRIKKALEYDi...

    SONRA ÇANKIRI...

    ÇORUM...

    YOZGAT...

    KIRŞEHiR...

    VE AKSARAY...

    Her bir uçak için 3 hedef koordinatı verilmişti...

    Uçakların her birinin kod adıda...

    ALDACI...

    Olarak tanımlanmıştı...

    ALDACI 1 ve ALDACI 2...

    Kalkış izni verilkten kısa süre sonr aiki uçakta tekerlerini yerden kesmişti...

    SALDIRI SONRASINDA BORA ALBAY GENERALLERDEN BiRiSiNiN BU BÖLGELERDE HASTALIĞI YAYMAK E ANKARAYI ELE GEÇiRME PLANLARI OLDUĞUNU SÖYLEDiĞi ZAMAN BU BÖLGELERiN ORTADAN KALDIRILMASININ GEREKLiĞiNi ORTAYA ATMIŞTI... BU BÖLGELER ORTADAN KALDIRILIRSA PLAN SUYA DÜŞER... VE ANKARA EN AZINDAN ŞiMDiLiK GÜVENDE OLURDU...

    KENDiSi iÇiN VERiLEN EMiR VE YAPTIĞI PLAN SAAT GiBi iŞLiYORDU...

    SiLAHLI KUVVETLER KENDi ELLERiYLE ÜLKENiN SONUNA GiDEN YOLU ARŞINLIYORDU...

    HEMDE HiÇ OLMADIĞI KADAR HIZLI BiR ŞEKiLDE...

    UÇAKLAR HAVADAYKEN YER KONTROL UÇAKLAR iLE BAĞLANTIYA GEÇTi...

    " ALDACI 1 VE ALDACI 2... BURASI YER KONTROL... TAŞIDIĞINIZ EKiPMAN... ETKi ALANI DARALTILMIŞ VE AZALTILMIŞ BiR KiTLE iMHA SiLAHIDIR... EMiR KESiN OLARAK ŞUDUR Ki... VERiLEN HER 3 KOORDiNATA PAKETLERDEN BiRER ADET BIRAKACAK ŞEKiLDE BOMBALAMA GÖREViDiR... HiÇBiR ŞEKiLDE YER KONTROL ÜNiTELERi iLE BAĞLANTIYA GEÇMEYiNiZ... TEKRAR EDiYORUM... ŞU ANDAN iTiBAREN..HiÇBiR ÜNiTE iLE BAĞLANTIYA GEÇMEYiN... EĞER OLURDA PLANDAN BAĞIMSIZ HAREKET EDERSENiZ... KESiN SURETTE VURULACAK... VE BERTARAF EDiLECEKSiNiZ... TANRI GÜNAHLARIMIZI AFFETSiN... TABi Ki HALEN BiZi DUYUYOR VE BiZiMLEYSE... "

    SABAH SAATLERiNDE EMiR DOĞRULTUSUNDA HAVALANAN ALDACI 1 VE ALDACI 2... iLK KOORDiNATA BOMBALARDAN BIRAKTIĞI ZAMAN SAAT 12:30 'U GÖSTERiYORDU...

    6 ŞEHiR iKi SAATTEN KISA BiR SÜREDE YERLE BiR EDiLMiŞTi...

    NEREDEYSE YAŞAYAN KiMSE KALMAMIŞTI BURALARDA...

    HAYATLAR SÖNMÜŞ...

    UMUTLAR KARARMIŞTI...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      ALDACI VEYA ALDAÇI HAN OLARAK BiLiNiR... ESKi TÜRK EDEBiYATINDA ÖLÜM MELEĞiNE VERiLEN iSiM...
      ···
  13. 13.
    +2
    ARKADAŞLAR ÇOK iSTEDiĞiNiZ ANKARA GÜN IŞIĞI HiKAYEMiZiN BiR BAŞKA BÖLÜMÜ BU BAŞLIK ALTINDADIR...

    iYi OKUMALAR...

    NOT : HiKAYENiN TAMAMI DEĞiLDiR... SADECE KÜÇÜK BiR KISMIDIR... BURADA YAYINLANMAMIŞTIR... MERAK EDENLER ÖZELDEN YAZARLARSA YARDIMCI OLABiLiRiM...
    ···
  14. 14.
    +1
    DiYARBAKIR ASKERi HAVALiMANI...

    Gölge 8 ve Sait'in yanında Hayalet timi vardı...

    Gölge 8 , Sait'e bakarak...

    " Gelmezsen sana Alınmam... benim için yaptıkların hafife alınacak şeyler değil... "

    Bende seninle geliyorum dedi Sait... Artık güvenebileceğim az kişideki insandan birisi sensin...

    Peki ya ailen dedi Gölge 8... Onları Ankaraya göndermiştin sanırsam... Onlar ne olacak...

    Bilmiyorum dedi Sait... Sanırım en kötüsü için kendimi hazırladım...

    Tamam o zaman dedi Gölge... ANKARAYA DÖNÜYORUZ...

    Peki neden Ankara la diye sordu Burak... Gidilebilecek o kadar yer varken...

    O HELiKOPERTERiN VURULMASI NORMAL BiR SALDIRI DEĞiLDi... O ESNADA ORADA SADECE AKINCI 3 YOKTU... AMA O VURULDUKTAN SONRA ÖTEKiLERE SALDIRMADILAR BiLE... VE ORADAN KURTULAN SADECE BU ÇOCUK VAR... ONLAR HER KiMSE... BU ÇOCUĞUN PEŞiNE DÜŞECEKLERDiR... BiZ SAiTLE ONUN PEŞiNDEN GiDECEĞiZ... HAYALET TiMi BiR SÜRE DAHA BURADA KALCAK SANIRIM...

    Evet dedi Sercan... Bir Müddet daha Hayalet timi burada kalacak gibi görünüyor... ama haberleşme kanallarını sürekli olarak temiz tutun... bu sayede bilgi akışını sağlayabiliriz...

    Anlaşıldı dedi Sait... fakat buradaki haberleşme halen faalken sizin gelmeniz biraz zor gibi görünüyor...

    Haklısın dedi Kutay... burada her kim söz sahibi ise bölgenin ADETA KARANLIK BiR BÖLGE OLMASINA UĞRAŞ VERiYOR GiBi... bu yüzden durum daha çok kontrolden çıkmadan sizin gitmeniz en iyisi olacak... bu sayede en azından diğer bölgeler hakkında bilgi sahibi olabiliriz...

    Gölge son kez hayalet timine baktı...

    Sonra Sait'e bakarak hadi gidelim dedi...
    ···
  15. 15.
    +1
    EVET ARKADAŞLAR BiR HiKAYEMiZiN DAHA SONUNA GELDiK... BU SEFERLiK HiKAYEMiZ ANKARA GÜN IŞIĞI CiNAYET PARÇASINDAN BiRAZ DAHA UZUN OLDU...
    UMARIM BEĞENiRSiNiZ...
    DEDiĞiM GiBi BU PARÇALAR ANA HiKAYENiN KÜÇÜK KÜÇÜK PARÇALARI ŞEKLiNDE SIRF SiZ OKUYUN DiYE OLUŞTURULMUŞ PARÇALAR...

    iYi OKUMALAR...

    BiR BAŞKA BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...
    ···
  16. 16.
    +1
    Uzun olduğu için okunmadı sanırsam
    ···