/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 25.
    +3
    Deniz ile aradığımız şey buralarda olmalıydı…
    Aramaya devam etmeliydik fakat her yerden çıkan fareler işi oldukça zorluyordu aslına bakarsanız.
    Kocaman fareler….
    Deniz bu kadar büyümelerinin sebebini bölgedeki besin zincirinin en tepesinde olmalarına bağlıyor….
    Doğal avcıları yok buralarda ve bunun üzerine birde yürüyenlerin çürümüş etleri ile beslendikleri zaman aşağı yukarı kedi büyüklüğünde fareler gözünüzün önünden geçiveriyorlar.
    Deniz’le küçük market içinde ayrılıp o şekilde aramaya karar verdik Deniz sol tarafı ben ise sağ tarafı didik didik arayacaktık.
    Bir öncekinde o kadar aramıza rağmen gözümüzün önündeki şeyi görememiş ve cezaya kalmıştık…
    inanın bu dokuz kişininde ceza kavramları değişik, değişik…..çeşit, çeşit
    Aralarındaki en kötüsü de Burak…
    ···
  2. 24.
    +2
    Kızılay alış veriş merkezinin de girişi aynı şekilde otlar ve sarmaşıklarla kapalıydı.
    Deniz’le bize öğrettikleri gibi binaya girmeden önce giriş kapısının iki tarafında hazır bir şekilde durduk ve işaretleşmemizin ardından aynı anda içeri girdik.
    Deniz solu ve bende sağ tarafın güvenliğini aldıktan sonra içerde zamanında adı MiGROS olan, GiRiŞiNDE KOCAMAN BiR ÇARPI iŞARETi olan marketin içine girdik.
    Etraftan sürekli olarak yürüyenlere ait anlamsız sesler geliyordu.
    Çok dikkatli olmalı ve kulağımızı her sese vermeliydik.
    Öylede yaptık…
    En az ses çıkartarak markete girdik.
    ···
  3. 23.
    +3
    Tamam dedi Deniz…
    Bu çocuğu seviyorum….birbirimizi yeni tanıdık ama muhteşem bir enerjisi var…
    Hiçbir hayvanla anlaşmazlığa düştüğünü görmedim. Tanıştırırlarken söylemişlerdi zaten en vahşi hayvan Deniz’in ellerinde kedi gibi olur diye.
    Şaşırmıyorum artık.
    ikimize aynı anda silah dersleri verildi ve birbirimize iyi bakmamız tembih edildi.
    O benim kardeşim, bende onun….
    Yoksa bu lanet dünyada 2 gün bile yaşayamayız….
    Güven parkın yanından geçerken o kocaman heykellerin yabani sarmaşıklar tarafından sarmalandığını gördük.
    ···
  4. 22.
    +5
    07 KASIM 2036…..
    KIZILAY / ANKARA…..

    Yanımdaki Deniz Şahin ile Kızılay alışveriş merkezine doğru yola çıktık.
    Ankara artık eski Ankara değil…
    Önceden buraların bu saatte arabalar ve insanlarla dolu olduğu söyleniyor ama ben görmedim….
    Şimdilere asfaltın çatlamış yerlerinden yabani otların çıktığı ağaç ve çimenlerin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü ve her yeri sardığı, en önemlisi ortalıkta sadece yürüyenlerin gezdiği, en derin sessizliğin olduğu bir yer….
    Aslında manzara çok güzel….
    Yani eğer başka bir zamanda başka şartlar altında olsaydık saatlerce bu manzarayı izleyebilirdiniz ama bu gün onlardan biri değil…
    Nereden ne çıkacağı tamamen muamma…
    Yürüyenler her yerden çıkabilir…
    Hadi dedim Deniz’e gidip halledelim şu işi…
    ···
  5. 21.
    +1
    Ön sıradan Rezimi alayım.
    ···
    1. 1.
      +1
      iyi okumalar birazdan yeni partları atıyorum
      ···
  6. 20.
    +1
    Abii beni sevvv abi beni ... neyse rezerved bekliyorum abi yrni bölümlerini
    ···
    1. 1.
      0
      gelicek kardeşim gelicek...

      iyi okumalar
      ···
  7. 19.
    +3
    Yeni bir oluşum için şimdilik iki kişilik yeni bir oluşum kuruldu….
    GÖLGE TiMi……
    HAYALET TiM’iN ÇOCUKLARI…..
    DÜNYANIN BELKiDE SON UMUT IŞIĞI….
    ···
  8. 18.
    +5
    Onların hayatta kalmalarını sağlayan kişilerse…
    AHMET VE DOĞAN….
    Sonra aralarına katılan…
    HULUSi….
    Grubun belki de en sessizi….
    FURKAN…..
    Erzurum’da tanıştıkları…
    CAN TEKiN , TOLGA VE BURKAY……
    Hepsi de şimdilerde bizim öğretmenlerimiz…..
    ···
  9. 17.
    +5
    HAYALET TiMi….
    3500 KiŞiDEN OLUŞAN DEV BiR ÖZEL TiM……
    DÜNYADA GiTMEDiKLERi YER, HALLETMEDiKLERi SORUN OLMAYAN BiR GRUP….
    KiMSE ONLARIN YAŞADIĞINI BiLE iSPATLAYAMAZDI….
    Ama sonuç değişmedi….
    Karanlık bölge neredeyse bütün timi yok etti….
    Aralarından sadece iki kişi kurtulabilmişti…
    BURAK VE KUTAY……
    Bölgeden kurtulup ANKARAYA kadar yürüyerek geldiklerinin dışında haklarında bildiğimiz tek bir şey bile yok..
    ···
  10. 16.
    +6
    KOŞANLAR…YADA DÜŞÜNENLER….
    VEYA DUYANLAR…..
    Zira artık hepsini yapabiliyorlar…
    Tanıştırılmadık henüz….
    ADIM PUSAT….
    Bu lanet dünyada hayatta kalmaya çalışan, halen nefes alabilen az kalmış sağlıklı insanlardan sadece biriyim….
    Görevim…..
    Bu tanımın dışında kalan herkesi yok etmek….
    Tıpkı öğrettikleri gibi….
    Hastalık ilk çıktığı zaman ordu hemen karanlık bölgeye durumu kontrol altına alması için özel birlikler gönderdi….
    ···
  11. 15.
    +5
    Tam 20 sene ve 16 gün oldu……
    Dünya dediğimiz evimiz….
    Ve Tanrı bize sırtını çevireli….
    Tam 20 sene ve 16 gün….
    Dünya üzerinde bir hastalık ortaya çıktı….
    insanlar daha ne olduğunu anlayamadan onlara dönüştüler….
    YÜRÜYENLER…..
    Onlara bu ismi insanlar taktılar….
    Öldükten sonra bir şekilde geri dönerek sadece yürüyen….
    Ve başkalarını yok ederek hayatta kalan varlıklar….
    Gerçi bugünlerde durum biraz değişik…
    Geçmişte sadece yürüyen bu şeylerin adı değişmeli….
    ···
  12. 14.
    +1
    Rezervasyon okicam akşam
    ···
    1. 1.
      0
      iyi okumalar kardeşim...
      ···
  13. 13.
    +5
    https://www.youtube.com/watch?v=L28CnhmeAD4
    O gece hiç uyuyamadım gece saat 2 de seslere uyandım.
    Kurtlar uluyordu gecenin karanlığında…
    Yanıma Ahmet geldi bir müddet sonra…
    O da seslere uyanmış…
    Kurtlar kendi dillerinde Gölgeye veda ediyorlar dedim.
    ···
  14. 12.
    +4
    Gölgeyi kazdığımız mezara kendi ellerimle koydum. Gövdesinin üzerine de Ostim’de ilk karşılaştığımız zaman Furkan’ın Poloroid fotoğraf makinasıyla bizi çektiği fotoğrafı koydum.








    Sonrasında Gölgeyi gömdük.
    Herkes gitti , sadece ben ve Ahmet kaldık.
    Ahmet dizlerinin üzerine çöktü ve bir süre daha ağlamaya devam etti ben ayakta kalmaya çalışıyordum ama gözlerimdeki yaşlara engel olamıyordum. isteğim dışında sürekli akıyorlardı.
    Yaklaşık yarım saat mezarın başında kaldıktan sonra yanımıza ilk gelen Can Tekin ve Arif oldu.
    Hadi dedi Can Tekin yapmamız gereken işler var.
    Önce ben kalktım sonra yerde oturan Ahmet’i kaldırarak binaya girdik.
    ···
    1. 1.
      +1
      Arkadaşlar belki farketmediniz ama yukardaki resim hikaye için hazırlanan gerçek bir resim (bkz: andre linoge) tarafından yapılmıştır.
      Soldan itibaren Hulusi yanında Burak onun yanında Ahmet ve en sağdaki Doğan karakteridir. Alttakide Kutay karakteri...

      Iyi okumalar
      ···
  15. 11.
    +4
    Peki dedim ve ayağa kalktım sonra köpeği kucaklayan Kutay oldu. Ahmet hemen arkasından geliyordu.
    Dışarı çıktığımızda Furkan Genel Kurmay binasının arkasındaki boşlukta Gölge için bir yer gösterdi bize.
    Burkay yanına Doğan’ıda aldı ve kazma ve kürek getirmeye gitti.
    Bu sırada ben ve Ahmet sürekli Kutay’ın kucağından bir an olsun bırakmadığı Gölgeye bakıyor ve için için ağlıyorduk.
    Önceden ağlamazdım ben 45 yaşındayım şimdi herşeye gözlerim doluyor artık Ali Cem’i o haliyle bıraktığımızda da helikopterin içinde ağlamıştım.
    ihtiyarlık zor bir şey yani alışmanız uzun sürebiliyor.
    Burkay ve Doğan beş dakika sonra ellerinde kazma ve küreklerle geldiler.
    Ben ve Ahmet mezarı kendi ellerimizle kazdık.
    ···
  16. 10.
    +4
    Sonra Furkan gelip kaldırdı bizi hadi dedi gömelim artık onu, onun için çok güzel bir yer biliyorum sanırım.
    Önce dedi Hulusi ona bir ilaç enjekte etmeliyim bu onu öldükten sonra yürüyenlere katılmaması için gerekli olacak yoksa virüs ona bulaşır ve 6 saatten kısa bir süre içinde yürüyenlere dönüşebilir.
    Ahmet hayvanlara bulaşmadığını söylemiştin en son dedi.
    Evet dedi Hulusi hayvanlara bulaşmadığını varsayıyoruz ama bu hiç bulaşmadığı anldıbına gelmiyor maalesef. Karanlık bölgede üzerimize saldıran köpeği unutmadınız sanırım.
    Evet dedi Tolga ben hiç unutmadım mesela…Hulusi haklı onu dert ile baş başa bırakamayız.
    ···
  17. 9.
    +5
    Gölgeyi Ankara’da ilk bulduğu zaman yaralıydı ve Doğan onun yaşamasına ihtimal bile vermemişti.
    Ama bir şekilde hayata tutunmuştu Gölge….
    Sayısız macerada yoldaşlık etmişti bize….
    Leydi ile onu ESKiŞEHiR'deki çatışmadan kurtardıktan sonra hiç ayrılmamıştık neredeyse…. Ne zaman eski dostlarımızı özlesek Kutay’la birlikte Gölgeye sarıldık….
    O bize kalan son hatıraydı çünkü….
    Eski dostlarımızla yeniden buluştuktan sonra sanki görevini yerine getirmişçesine öldü Gölge…..
    Gözlerim ağlamaktan şişti sanırım…
    ···
  18. 8.
    +4
    Gölgenin nefes alışları bittiği zaman kafası kucağıma gömülmüştü. Ona sarılarak ne kadar süre hıçkırarak ağladığımı hatırlamıyorum tek bildiğim kafamı kaldırdığım zaman herkesin odanın bir köşesine geçerek gözyaşlarını birbirinden saklamaya çalıştığıydı.
    O beton gibi duran Can Tekin bile ikide bir gözlerini üzerindeki kamuflaja siliyor, güçlü görünmeye çalışıyor ama gözyaşlarının göğsünde oluşturduğu ıslaklığı saklayamıyordu.
    içimizde benden başka kendini en çok dağıtan Ahmet idi sanırım….
    ···
  19. 7.
    +9
    https://www.youtube.com/watch?v=SMfB1REALp4 ( arkada bu ses varken okuyunuz )








    Şu an ağlıyorum…….
    Gözlerimden bugünlerde çok yaş döküldü….
    Sanırım ihtiyarlamaya başladım…
    Etrafımdaki herkes gibi…..
    Yıllarımı beraber harcadığım herkes gibi…..
    işin kötüsü ölemedim de…..
    Bunu bile başaramadım….
    Keşke şu an kucağımda son nefeslerini veren Gölge gibi başarabilseydim bunu…..
    Huzur içinde…..
    Sessiz….
    Görevimi en ekgibsiz bir şekilde yerine getirdikten sonra ölebilseydim…..
    Ama olmadı….
    Yapamadım…..
    Gölge…..
    En vefalı arkadaşım…..
    Kaç kere hayatımı kurtardı bilmiyorum…..
    Hiç çocuğum olmadı benim…
    Ama olsaydı en az Gölge kadar severdim heralde….
    Ahmet onu bulduğunda….
    Benim onu ilk gördüğümde daha bebek sayılabilecek kadar küçüktü….
    Şimdi yaşlandı ve kucağımda son nefeslerini veriyor….
    En sevgili dostum ölüyor……
    Herkes başımızda…..
    Bütün dostlarım…..
    Gölgeye olan son görevlerini yerine getirmek için toplandılar….
    Ahmet te yanımda….
    Oda ağlıyor…
    Aslına bakarsanız herkes ağlıyor benim tek farkım Gölge şu an benim kucağımda….
    Onlarınsa en son hatırladıkları gibi olması….
    Hoşça kal eski dostum……
    Hoşça kal……
    ···
  20. 6.
    +6







    ihtiyarlık denen şey, beyaz saçlardan ve yüz buruşukluğundan ziyade, artık geç kalındığı, oyunun oynanmış olduğu ve bundan sonra, sahnenin başka bir nesle ait olduğu duygusunu hissetmektir.
    sanırım bizim zamanımız doluyor...
    HAYALET TiMi ARTIK GÖREVi DEVRETMELi...
    ···