O şey beyinlerine girmeye çalışmış ama başarılı olamamış…sadece bir şeyler söyleyip susmuş..
Ne gibi şeyler söyledi….Hulusi sıkıntı yapmıştı anlaşılan…
Benim beynimin içinde çığlık atan bir kadın vardı sanki dedi Deniz…..
Benim beynimdede sanki rüzgar esiyormuş gibi bir sesler vardı sanki….konuşan ipekti.
Bana dünyada artık yeriniz yok…bizim ırkımız yükselecek gibisinden birşeyler söylediğini aktardım Hulusiye….
Tamam çocuklar dedi Hulusi…hadi gidin dinlenin…bu günlük bu kadar aksiyon yeter…..bizim biraz konuşmamız lazım…diyerek ötekileri alıp gitti Hulusi…
O şey neydi…sanırım öğrenmek için biraz daha zamanımız var….

Rezerved

yaz yaz müthiş gidiyor rezz

Bak bu başlığı gördüğüm iyi oldu yerimi alıyorum kolay gelsin

Hadi birader

Devam panpa anca yetiştim 1den baslayip

Rezerved hadi abiii

12 KASIM 2036…
ÜMiTKÖY….
ANKARA….

Dün gece hiç uyuyamadım desem yeridir.
Sağa dön sola dön bi türlü uyuyamadım. Sabaha karşı içim geçmişte uyuyabilmişim neyseki…
Sabahtan beri kimse odaya gelmedi veya bizi çağırmadı..
Aslında bekledik ama olmadı.. bizde Denizle beraber yemek için aşağı indiğimizde bütün ihtiyarların bir masada gülerek bir şeyler konuştuğunu gördük…
Dünkü olaydan bahsediyorlardı…
Aslında olay komik değildi ama ayaklarımın ucuna düşen yürüyen kafası sanırım Burak’a komik gelmiş sonradan.

O anlattıkça diğerleri gülmeye devam ediyorlardı…
Bir gün onlar gibi olabilecek miyim çok merak ediyorum…
Hulusi “ gençler yemeğinizi alında buraya gelin hadi “ diyerek bizi çağırdı. Bizde tabaklarımıza yemeklerimizi aldık ve yanlarına geldik bir süre sonrada ipek gelerek katıldı bize.
Babasının yanına oturdu…
Gerçek babasının o olmadığını biliyor ama gende Can Tekin’e baba diyebiliyordu…

Sanırım minnet duygusu bu olsa gerek…
Aile kavramı falan bu olsa gerek…
Benim hiç bilmediğim bir duygu…
Etrafımdaki çoğu kimse gibi…
Yemeğimi yerken Burak hala konuşuyor ve dünkü olayı anlatıyordu…
Hayalet timindeyken de buna benzer bir olayla karşılaşmış.
Yerde yatan ölü bir toplayıcıya buna benzer bir bomba tertibatı bağlanmış ve tuzağa düşmeleri sağlanmış.

O zamanlar yanlarında SERCAN adında bir komutanları varmış…tuzağı o fark etmiş…
oradan sonra hiç görmediğini söylerken kafası yere eğildi Burak’ın….
Burkay ve Tolga yemeğinizi yedikten sonra hazırlanın bugün bizdesiniz dediler…
Ama acele etmeyin…zamanımız var dedi Tolga.
Yemeğimizi yedikten sonra ipek,ben ve Deniz hazılanmaya başladık ama bu sefer tüfeklerimizin olduğu yerde birer tane M24 tüfeklerinden ve hafif makinalı tüfek olan MP5 tüfeklerinden vardı.
Ekipmanımızı ve silahlarımızı alarak Burkay ve Tolganın yanına gittik.
Araçlara binerek yola çıktık…

Eğitim yapmak ve kontrollü bir yerde olmak için bölgeden uzaklaşmadık ve ÇANKAYA bölgesine ilerledik.
Burada hem zamanında şehir planlaması yapıldığı ve hemde yürüyenlerin sayısının azlığı göz önünde olduğu için burayı tercih etmişlerdi.
20 dakikalık bir yolculuktan sonra yıkık dökük bir yere geldik.
Burası diğer semtler gibi zamanında insan kaynayan ama şimdilerde sessizliğin hakim olduğu semtlerden biriydi….
Apartmanlar genel itibariyle ayaktaydı ama sokakların boş olması ve sadece rüzgarın sesinin duyulması işi iyice zora sokuyordu.
Zora sokmasının sebebi o manzara karşısında kendi iç dünyanız ile başbaşa kalmanızdı aslında…
Başka bir şey değil….
Hayvan sesleri bile kesilmişti şehirde….
Sadece yürüyenlere ait sesler….

Anlamsız…
Ve soğuk….
Burkay konuşmaya başladı…..
Furkan size uzun menzilli keskin nişancı tüfekleriyle ilgili dersleri vermiş olmalı….bu dersimizde size keskin nişan tüfeklerinin yardımcısız olarak çatışmada nasıl kullanıldığını öğreticem….Tolga’da tüfekleriniz ile uzaktaki hedefleri nasıl vuracağınızı göstericek….elimdeki tüfek sizin elinizdeki tüfeğin aynısı bir M24 tüfeği…bu tüfeklerin amacı yakın muharebe tüfeklerinin görüşlerinin yetmediği veya yetse bile vurmakta emin olamadığımız hedefleri vurmak….yani eğer diğer tüfeğiniz olan MP5 ile hedefi vuramayacak durumdaysanız bu durumda yardımınıza bir M24 tüfeği koşacaktır…yardımcıya ihtyacınız olmadan bu tip tüfekleri kullanabilirsiniz…zira hedefiniz çokta uzak olmayacağı için şansınız daha yüksek olacaktır.. sadece dikkat etmeniz gereken konu bu tip tüfeklerin mermileri diğer kullandığınız tüfeklerin mermilerine göre daha az barut içerir….dolayısı ile belli bir uzaklıktan sonraki hedeflerin göğsüne değil biraz daha üst bölgelerine nişan almanız gerekir….ve bu tip tüfekler genelde ayakta ateş edilir….çok elzem şartlar dışında ayakta ateş edeceksiniz….hadi deneyelim….
Diyerek açıklık bir alandaki yürüyeni bize gösterdi Burkay….
Şimdi o yürüyeni vurmanızı istiyorum….bu sizin yakındaki ilk hedefiniz…yani vurmanız lazım….

Hepimiz tüfeklerimizi hazırladık ve nişan aldık…
Önce ben ateş ettim….ve tabiki vuramadım…silah çok geri tepmemişti…ama bu sanılanın aksine kolay bir iş değildi…
Ardımdan Deniz ateş etti ve oda vuramadı….
En son ipek atışa hazırlandı….
Nişan aldı bir süre bekledi ve ateş etti….
Fakat oda vuramadı….
Burkay ve Tolga birbirlerine baktılar ve sonrasında Tolga “ TABANCALAR BENiM “ dedi.
Deniz ne olduğunu anlamamış bir halde “ ne tabancası “ diye sordu.

Tolga “ burkay ile iddaya girmiştik…..ben vuramayacağınızı söyledim…burkayda en azından birisi vurur demişti….Burkayın tabancası üzerine iddaya girdik ve ben kazandım” dediği zaman belkide aralarında en çok benim zoruma gitmişti…
Başarısızlığımız üzerine iddiaya giriliyordu ve biz GÖLGE TiMi olarak eğitiliyorduk….başarısız olacaktık….
Bir atış daha yapmak istiyorum dedim…
Tamam dedi Burkay ama bu bir şeyi değiştirmeyecek….olan oldu…kaybettim.
Olsun dedim…bir atış daha yapmak istiyorum…
Silahımı hazırladım…nefesimi tuttum ve ateş ettim...
Tetiğe basmamla dört bir yandan silah sesleri gelmeye başladı….
Tolga “ NE OLUYO .MINA KOYAYIM” diyerek etrafa bakmaya başladı….

Yürüyenin vücuduna onlarca mermi isabet etmiş paramparça gövdesi etrafa dağılmıştı…
Etraftan gelen silah sesleri çoğalmaya başlamıştı…
Ve bağırışmalar…
Her yerden bağırışımalar sesi geliyordu…
Sanki birilerini kovalıyorlardı…
Hemen kendimize saklanacak bir bina bulduk ve üst katlara çıkmaya başladık.
Camlardan etrafı gözetliyorduk neler olduğu hakkında hiç bir bilgimiz yoktu…
Tek bildiğimiz bizle alakası olmayan bir çatışmanın tam ortasına düşmüştük ve yerimizi öğrenirlerse kesinlikle öldük demekti bu…
izlemeye devam ederken Deniz ileriden bir adamın tek başına koştuğunu gördü ve Burkay’a gösterdi.
Burkay’da tüfeğinin dürbünü ile adamı izlediği zaman “ BU OLAMAZ….iMKANSIZ BiR ŞEY BU.” Diyerek gördüğü şeyi Tolga’ya gösterdi…birbirlerine bakarak “ Bu olamaz….adamı kurtarmalıyız….sadece bu şekilde bunun anldıbını öğrenebiliriz “ dedi Tolga…
Adamın peşinde 5 kişi vardı ve ateş ederek adamı takip ediyorlardı…..

Rezerved
Reklam girdi dıbına koyim şansa bak

Rezervasyon

Rezerved

Bu ne panpa ?