lan yaaaz ilk 2 sini okudum bağımlılık yaptı

Rezerved

09 KASIM 2036

ANKARA / ÜMiTKÖY…..

ORTAK OPERASYONLAR MERKEZi…..

Dün gece geç saatlerde o kadar soğukta beklememizden sonra yataklarımıza geçerek uyuduk.
Kafamı yastığa koyduğum an uyumuşum…
Bugün kimin dersine gireceğimizden falan haberim yok diye düşünürken Doğan geldi yanımıza ve ikimizi alarak kendi bölümü olan elektrik ve elektronik kısmına zütürdü.
Doğan eskiden orduda görevli bir Astsubaymış Ahmet ile çocukluk arkadaşı ve elektrik ve elektronik denildiği zaman akla gelen tek isim.

Yıllarca bu işi sektirmeden yapmış eski bir asker.
Şimdilerde de öğrendiklerini bize göstermek için çabalayan bir kişi.
Kendi kısmına girdiğimiz zaman gözümüze ilk çarpan şey muhteşem denilebilecek kadar düzenli yerleştirilmiş dolaplar ve raflar oldu.
Harf harf ayrılmış bölümler düzenli ve ince ince yerleştirilmiş malzemeler aynı hizada olan ekipmanlar herşey sanki teker teker üzerinde uğraşılmış gibiydi.
Bu günkü konumuz diyerek sözlerine başladı Doğan….

Bugün size göstereceğim şey….elektrik devreleri ve mantığı….şimdi bilmenizi isterim ki elektrik dediğimiz şey sadece bir enerji değildir….onun bir ruhu ve yapısı vardır….onada bir insana yaklaştığınız zaman işi çözmüş olursunuz….nasıl insan vücudunda beden tek başına bir işe yaramazsa elektrikte tek başına hiçbir işe yaramaz ona bir beden ve yapı kazandırısanız o zaman bütün sorunları halletmiş olursunuz…..başlayalım….
Diyerek ikimize birden bir elektrik devresi verdi ve ben şimdilik bi yere kadar gidiyorum…istediğiniz bütün malzemeler burada var…geldiğim zaman bu devrelerdeki çalışmayı engelleyen kusuru bulup tamir edin….diyerek odadan dışarı çıktı….çıkmadan önce kapının önünde bir kez daha durup bize baktı ve UNUTMAYIN….MANTIĞINIZI KULLANIRSANIZ ÇÖZEMEYECEĞiNiZ HiÇ BiR ŞEY YOK…..

Deniz ile ikimiz birbirimize bakarak ne yapmamız gerektiğini sorduk ama bir cevap alamadık.
Çünkü bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorduk…..
Çalışmaya başladık. Doğanın dediği gibi bütün istediğimiz malzemeler burada vardı sadece bizim yapmamız gereken şey doğru ekipmanı bulup kullanmaktı…
Devreye baktığım zaman gerçekten hiçbir şey anlamadım….birbirine bağlanmış kablolar….devrenin üzerindeki minik minik parçalar….hiçbir şey tanıdık gelmiyordu….
Deniz devreye anlamsız bir şekilde bakarken…..BUNLAR NE YA YOL GiBi AYNI Bi YERDEN BAŞLAYIP Bi YERDE BiTiYOR…dedi.

O esnada aklımda, beynimde şimşekler çakmaya başladı…..
Anahtar kelime buydu işte….YOLLAR…..
Bütün devredeki herşey birbirine bir çeşit yol ile bağlanmıştı ve bu yollarda meydana gelebilecek sıkıntı bütün devrenin çalışmasına engel olabilirdi.

Doğanın yaptığı mantıklı ve işe yarar işlerden birisini orada farkettim malzemelerin ismi eğer yabancı bir dilde yazılmışsa mutlaka rafın üzerinde Türkçe karşılığındaki ismini yazıyordu.
işime lazım olan ekipmanın ismine en yakın olan ekipmanı aldım ve kullanmaya başladım.
Bütün yollardaki elektrik gidişini üşenmeden ölçtüm ve yakınımdaki deftere yazdım bu sırada Deniz’de yanımda istediğim şeyleri bana veriyor ve işimi kolaylaştırıyordu.
Bir şey dikkatimi çekti….
Paralel elektrik yollarındaki bütün değerler aynı iken bir tanesinde durum hiç öyle görünmüyordu…..paralel yolların hepsi aynı değeri verirken bir tane yoldaki yük diğerlerine göre çok daha az bir değer taşıyordu.

Bu yolu takip ederek sonuna kadar geldim ve yolun sonundaki minik parçanın tek ayağının yoldan kopmuş olduğunu gördüm.
Bu ayağı yola değdirdiğim zaman devreden sesler gelmeye ve ışıklar yanmaya başladı.
Gelen sesler etraftaki telsizlerle bağlantı kuran kişilere ait seslerdi.
Deniz YOK ARTIK dedi….ADAM BiZE TELSiZ TAMiR ETTiRDi RESMEN….
Raflardan birinden lehim makinası aldık ve çıkan parçayı yerine yerleştirdik.
Sonra aynı işlemi Deniz’deki devre içinde yaptık.
Telsizden gelen sesleri duyabiliyorduk…
Başarılı olmuştuk yani…..

- Merkez burası kartal yuvası duyuyormusunuz ?
- Devam edin kartal yuvası burası Merkez
- Şu an görüş alanımızda bir kişi var….
- Anlaşılmadı kartal yuvası….tekrar edin.
- Şu an görüş alanımıza bir kişi girdi…siyah takım elbiseli….yürüyen olamayacak kadar iyi durumda…dürbünlerle takip ediyoruz….tek başına yürüyor…
- Gördüklerinizi kayıt altına alıyormusunuz ?
- Olumlu…kişiyi gördüğümüz anda kayıt yapmaya başladık….ilk devriye ile göndericez….emriniz nedir ?
- Gözlemlemeye devam edin….takım elbiseli dediniz doğru duyduk değil mi ?
- Doğrudur….adamın üzerinde siyah takım elbise var….gayet düzgün giyinimli bir kişi…etrafında kimse yok….tek başına yürüy……bi dakika…..yolunda gitmeyen bir şeyler var…
- Ne gibi…neler gördünüz…kartal yuvası cevap ver….
- Merkez…adamın peşinde yüzlerce yürüyen var…..peşinde onu takip eden yüzlerce yürüyen var…Etimesgut havalimanına giriyorlar….adamın peşindeler….takım elbiseli adama hiçbir şey yapmıyorlar….sadece adamı takip ediyorlar…..emirleriniz nedir ?
- Hiç bir şey yapmayın kartal yuvası…beklemede kalın ve kayıt işlemlerine devam edin…..farkedilmemeye çalışın….yoksa durumunuz tehlikeye girebilir.
- Anlaşıldı…merkez…durumdan haberdar edeceğiz sizi…
- Anlaşıldı….

Denizle gözlerimiz büyümüş bir şekilde telsizi dinlemiştik.. neler olduğu hakkında hiçbir bilgimiz yoktu o sırada Doğan girdi içeri endişeli gibiydi.
Yapabildiniz mi bakalım dedi.
Evet dedik ikimizde yapabildik.. sıkıntı sadece küçük bir parçanın yerinden çıkmasıymış hallettik…
Doğan şaşırmıştı…

Bunu yapabileceğinizi bilmiyordum aslına bakarsanız dedi Doğan….bunu başarmak sizi zorlar sanıyordum….gelin bakalım size bir şey daha göstericem…bakalım bunun içindende çıkabilecekmisiniz..
Gittiğimiz yer Doğanın odasından daha büyük ve başka kişilerin çalıştığı daha büyük bir yerdi.
Bizim dedim ilk başta….bizim az önce tamir ettiğimiz şey neydi ?
Bir telsiz kartıydı dedi doğan….bilerek içinde bir karışıklık yaptığım bir telsiz kartı….eğer başınıza bir şey gelecekse bu gibi telsizleri tamir etmeyi öğrenmelisiniz…sonuçta iki kişisiniz ve öğrenmeniz gereken çok fazla şey var..

Peki dedi Deniz…duyduklarımız neydi ?
Ne duydunuz diyerek cevap verdi Doğan..
Siyah takım elbiseli bir adamdan bahsedildi….Etimesgut havalimanına doğru ilerleyen bir adamdan bahsedildi…
Önemli bir şey değil dedi Doğan her zaman olan rutin şeyler…önemli değil yani.
Ahmet ve Burkay yanımıza geldiler. Üzerlerinde bütün ekipmanları vardı ve yanlarında 5 tanede asker vardı.

Doğan dedi Ahmet bizi Burkayla beraber şu adamın olduğu yere yakın takip yapmamız için gönderiyorlar….telsizin sürekli açık olsun…
Tamam dedi Doğan…
Önemsiz demiştin sanırım dedim Doğan’a….
Hiçbirşey söylemeden devam ettik ve geldiğimiz yerde daha büyük bir kart ile karşılaştık. Bu karttaki sorunu bulabilecek misiniz bakalım dedi Doğan.
Sorun nedirki diyerek baktım Doğan’a…

Sinyal alıyor ama gönderilen sinyallerden bazıları karşı tarafa gitmiyor…
Tamam bakalım dedim ve Doğan yanımızdan ayrıldı.
ikimizde kafamızı içeri gömerek aramaya başladık ama aklımızın bir köşesi sürekli olarak duyduğumuz o konuşmadaydı..
SiYAH TAKIM ELBiSELi ADAM VE PEŞiNDEKi YÜZLERCE YÜRÜYEN……..
Deniz devrede bir şey farketti.
Eğer dedi…

Eğer burası gelen sinyaller için ayrılan bölüm ise…şurada buradaki parçalardan yanyana iki tane var….birisinin üzerindeki yazılar diğerininkinin tam iki katı olacak şekilde yazılmış….bak burada 2 amper hemen yanındakinde 4 amper yazıyo….şunda 8 yazıyorsa bak buradakinde 4 yazıyo gördünmü….ayrıca burada VHF…şurada UHF yazıyo bunlardan bir şey çıkabilir…
Doğru diyosun ama bu harfler neyin nesi bilmiyoruz dedim.
Yanımızdaki çalışan kişilerden birisine VHF ve UHF ne demek diye sorduk.
Adam kafasını kaldırmadan elindeki tornavidayı bize doğrultarak.
UHF…ULTRA HiGH FREKANS….VHF…VERY HIGH FREKANS DEMEKTiR…BiRiSi KISA MENZiL iÇiNDEKi DiĞERi UZUN MENZiL iÇiNDEKi SiNYALLERi ALMAK VEYA GÖNDERMEK iÇiN KULLANILAN FREKANS iSiMLERiDiR….dedi.
Sorun buradaydı işte….

Gönderilen sinyallerden birisi gitmiyordu….ya uzun yada kısa menzil frekanslarından birisi yerine ulaşmıyordu. Az önce soru sorduğumuz adama durumu anlattık ve adam gözleri büyümüş bir şekilde dediklerimizin mantıklı olduğunu söyledi ve çalışmaya başladı.
istediği şeyleri teker teker yerine getirmeye başladık istediği parçaları alıp getiriyor adamın sözünden çıkmıyorduk.
Son parçayı yerine takmadan önce eğer bu yaptıklarımız doğru ise kart çalışacaktır çocuklar dedi ve ana şarteli kaldırdığı zaman devrenin içindeki fanlar çalışmaya başladı... karta bir kablo yerleştirerek kablonun diğer ucunu bir telsize bağladı….
Adam yüzü gülmeye başladı….ÇALIŞIYOR….O KADAR UZUN SÜREDiR.. HATA GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDEYMiŞ….AFERiN ÇOCUKLAR.. AFERiN SiZE….

- Doğan ben ufuk…hemen buraya gelmen lazım….
- Hemen geliyorum….
3 dakika sonra Doğan geldi ve kartın başında bizi ve Ufuk’u gördü..
Ufuk kartın ve devrenin çalıştığını söyledi.. hatanın nerede olduğunu bunu fark edeninde biz olduğunu ekledi…Doğan’ın yüzüde gülmeye başlamıştı.. ACAYiP GENÇLERSiNiZ SiZ….dedi….
Bu günlük bu kadar birazdan Kutay alıcak sizi…

Bir süre bekledik ama Kutay bizi almaya gelmedi bizde Deniz ile birlikte atış talimlerinin yapıldığı yere doğru ilerlemeye başladık.
izlemekten en çok hoşlandığımız şeylerden biriside bu….
Atış yapanları izlemek..
Yaklaştığımız sırada köşeden Kutay çıktı ve neredesiniz lan sabahtan beri sizi arıyorum diyerek bizi yanına aldı ve kendi bölümüne doğru yola çıktık.
Geldiğimiz yer büyükçe bir alandı…

Bugün sizlere diyerek sözlerine başladı.
Bugün sizlere öğreteceğim şey…….BATERi ÇALMAK…..
Efendim dedi Deniz.. şaşırmış bir halde…BATERi Mi DEDiN ?...
Evet dedi Kutay….sürekli silah silah silah olmaz….büugün bateri çalmayı öğreticem sizlere…beni takip edin..
Patlayıcı eğitimi yokmu dedim.. bende en az Deniz kadar şaşırmıştım…
Hayır dedi Kutay….bugün patlayıcı yok….bugün bateri var…
Diyerek kapıyı açtı…