09 ARALIK 2036
KIZILAY….
ANKARA….

Anca yazma imkanı bulabildim…..
Şu kadarını söyleyim….
Eğer doğru iz üzerindeysek…
SiYAH TAKIM ELBiSELi ADAMIN iŞiNi BiTiREBiLECEĞiZ…..
Sabah Ali Cem’in herkesi yataktan fırlatır gibi uyandırmasıyla ayağa kalktık…
Erken uyarı için Kızılay’a yerleştirilen sensörler bir şey tespit etmişler…
Aslında iki şey tespit etmişler…..
Birisi SiYAH TAKIM ELBiSELi ADAMIN TA KENDiSi….
Diğeride son derece hızlı , çabuk yakalanmayan…yani sensörler tarafından tam olarak saptanmayan bir şey….

Alelacele ekipmanımızı giyinerek Kızılay’a doğru ilerledik….
indiğimiz anda Kızılay’da soğuktan dolayı sis oluştuğunu fark ettik….
Araçlarımızı terk ederek etrafa yayıldık….
Çıkmadan önce silahlarımıza susturucu takmamız gerektiğini söylemişti ihtiyarlar…
Onları dinleyerek ekipmanımızdaki parlama yapacak herşeyi kapattık….
Ortama uygun ekipmanı seçerek giydik ve silahlarımıza susturucularımızı takarak merkezi o şekilde terk ettik.
Kızılay da sis yoğunlaşarak adeta etrafımızda bir perde varmış gibi olmasına neden oluyordu….

- Ali Cem ?...
- Devam et Pusat…..
- Burada çok fazla sis var….
- Evet farkındayım….bu yüzden sürekli olarak sensörleri izliyorum……
- Tamam….senden gelecek haberleri bekliyoruz…..
- Anlaşıldı…..bu arada miğferlerinizdeki kameralarınız sürekli olarak açık kalsın…..bu sayede sensörlere muhtaç kalmamış oluruz….
- Tamam….kameraları açıyoruz….
Hep beraber kameralarımızı açmaya başladık…
Bir müddet sonra Ali Cem tekrar…
“ tamam şu an hepinizin kamerası çalışıyor..” dedi.

Tolga….
“ birbirinizden ayrılmayın sakın…..bu siste önümüzde ne olduğunu bile göremiyoruz.” Dedi.
Birbirimize biraz daha yaklaştık ve o şekilde etrafı aramaya başladık….
Etrafımızdan sürekli olarak yürüyenlere ait sesler geliyordu….
“ sessiz olun “ dedi Doğan….” Bu kadar sessizlikte bizim sesimiz çok fazla yankılanır….buda onları buraya çeker….ayaklarınızın daha ziyade ön kısmını kullanın yürürken bu sayede daha az ses çıkartarak yürürsünüz.”
Dediğini yaparak yürüdük…..
Ses çıkarmamaya çalışıyorduk….
Hemen Burkay’ın önünde koşarak bir yürüyenin olduğunu fark ettik….
Koşarak yaklaşıyordu….

Burkay hemen belindeki büyük bıçağı çekerek gırtlağının olduğu yere saplayarak bıçağını yana çekti…..
Boğazında büyükçe bir kegib olan yürüyenin son olarak kafasına tepeden bıçağı saplayarak yere yuvarladı yürüyeni….
Yerdeki yürüyenin halen gözlerini kırparak ayağa kalkmaya çalışıyor ve sesler çıkartıyordu.
Son olarak yerdeki yürüyenin suratına botunun tabanıyla sert bir şekilde vurdu Burkay ve sesini kesmesini sağladı.

“Gözümüzün önünü göremiyoruz” dedi Taner…” başımıza bir iş gelecek burada”
Bu yüzden gözlerinizi dört açın dedi Can Tekin….
“ hemen sağınızdaki sensörler bir hareket tespit etti” dedi…
Sağımıza doğru yöneldiğimiz zaman sisin içinden bir karaltının yavaşça ilerlediğini gördük….
Deniz yanımızdan hızlıca ayrılarak karaltının olduğu yere doğru ilerlemek istedi fakat çok hızlı bir başka karaltı önünden geçerek suratına çok güçlü bir darbe indirdi…
Deniz geri geri iki adım atarak çenesini tuttu…
Ne oldu diye sordum
Bilmiyorum dedi Birisi suratıma yumruk attı….kim olduğunu göremedim bile…iyide vurdu yalnız…..
Nasıl dedi Furkan…..biri yumruk mu attı….
Evet dedi Deniz….Yumruk yedim…kim olduğunu göremedim bile…..

Daha dikkatli olmalıyız dedi Burak…..sanırım siyahlı adam kendine bir koruyucu ayarlamış…..
Herkes Akrep’e baktı….
“ olabilir” dedi Akrep…..” benim gibi bir başka kişi olabilir burada….zaten fısıltılarda duyulmuyor…..burada tek başına dolaşması da mantıklı değil zaten….”
Karaltı tekrar önümüzde görülmüştü….
“ bu tarafta “ dedi Mert “ bu tarafa gidelim”
Yöneldiği sırada birden yere düştü…..
“ birisi bana çelme taktı “ dedi…..aynı esnada aramızdan bir karaltı geçip gitti…..
Olayın ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk….
SiYAH TAKIM ELBiSELi ADAM aramızdaydı….fakat onu her yakalamak istememizde birisi yolumuza engel oluşturuyordu….
Karaltı bu sefer arkamızda görülmüştü…..

Arkamızı dönmemizle Ahmet’le Doğan’ın yere yapışması bir oldu…..
ihtiyarları yerden kaldırdık….
Bu sırada bulutların arasından Güneş kendini göstermeye başladı…..
“ bu iyi “ dedi Hulusi….” Güneş ortamı biraz olsun ısıtırsa sis dağılmış olur en azından”
Aynen dediği gibi olmuş…güneşin kendini göstermesiyle sis perdesi dağılmaya başlamıştı….
Sisin dağılması iyi….etrafta belirmeye başlayan 50 kadar yürüyen kötü haberdi….
Sisten belli olmamışlardı ama 50 kadar yürüyen etrafımızı sarmış halde bulunuyordu…..
“ ANASINI S.KiYiM BUNLAR NERDEN ÇIKTI LA “ dedi Burak….Bağırarak ve çığlık atarak üzerimize saldırmaya başlamışlardı üstelik….
Hemen silahlarımızı hazırlayarak ateş etmeye başladık….

Zaten yuvarlak halde durduğumuz için sadece kendi ön tarafımızdaki yürüyenlere nişan alarak ateş etmeye başlamıştık…
Ateşli silah kullanmayan Akrep ve Hulusi yerlerinden kıpırdamayarak karşılarındaki yürüyenleri parçalamaya başladılar…..
15 dakika boyunca ateş ettik…
Son yürüyeni de kafasından vurduktan sonra bir sessizlik oluştu Kızılay Meydanında…..
“ LANET ŞEYLER EN BAŞINDAN BERi ETRAFIMIZDAYMIŞ” dedi Oğuz….
“Mühimmatınızı kontrol edin” Dedi Kutay…..”görünen o ki etrafımız bunlarla dolu….her an tetikte olmalıyız….”
Merdivenlerin oradan hızla birisinin koşma seslerini duyduk….

Artık ortalıkta sis kalmadığı için etrafımızı çok net bir şekilde görebiliyorduk…..
Merdivenlerden çıkarak koştuğu yere doğru takip ettik….
Fakat geldiğimiz yer çıkmaz yoldu…..yolun ilerisi bariyerler tarafından kapatılmıştı…..
“ ee “ Furkan….” Nereye gitti şimdi bu…..Buraya girdiğine yemin edebilirim”
“Aynen” bende gördüm dedi Mert….” Bende buraya girdiğini gördüm.”
Fakat yol kapalıydı…..
Aynı koşma sesleri bu sefer arkamızdan geldi…
Baktığımız zaman sadece çöp kutusunun devrildiğini gördük….
“ bu nasıl bişiy ya “ dedi Tolga…..” aslında Duman’ı yanımızda getirmeliydik….hata yaptık” dedi
“ Evet ” dedi Burak….”TAM DUMANLIK BiR DURUM ASLINDA…..G.TÜNDEN ISIRSAYDI Bi ŞUNU….HERNEYSE ARTIK….S.KTiMiN….”

“ ayrılalım” dedi Can Tekin…..” birbirimizden çok uzaklaşmayalım….ayrılarak arayalım…bu şekilde bir şansımız olur belki” dedi….
Mantıklı dedi Deniz…bu şekilde ancak kendimize zarar veriyoruz…belli ki SiYAHLI ADAMA YAKLAŞMAMIZI iSTEMiYOR..O BiZE YAKLAŞMAZSA BiZ ONA YAKLAŞIRIZ.”
ikili gruplara ayrılarak aramaya başladık….önümüzdeki her sokağa terk edilmiş her mağazaya bakmaya çalışıyorduk….
Koşma sesleri her yanımızdan geliyor bizi tedirgin ediyordu….
Olabildiğince sessiz bir yerdi burası ve neredeyse bizim sesimizden başka hiçbir ses gelmiyordu….

TA Ki O SESLERi DUYANA KADAR……
NEFES ALMA SESLERi….
VE ALEV MAKiNASININ ÇALIŞMA SESLERi…..
TEMiZLEYiCiLER…..
BiZiM OLDUĞUMUZ YERE DOĞRU GELiYORLARDI…..

Olduğumuz yerde durduk….Deniz benim yanımdaydı
Ona elimle susması gerektiğini söyledim….
Bir çöp konteynerinin arkasına saklanmıştık….
10 kadar temizleyici konteynerin önünden geçmiş ve bizi fark etmemişlerdi….
Telsizlerimizden haberde veremezdik zira konuştuğumuz an yerimizi fark ederler ve bizleri canlı canlı kızartırlardı….
Çatışmaya girmekte sonucu değiştiremeyecekti…..
Susup geçmelerini bekledik…. Muhtemelen bizim gibi başkaları da onları fark edecekti…tek korkum o anın çok geç olmasıydı….
10 tane temizleyici yanyana bir süre beklediler sonra aralarından birisi gaz maskesinin ardından “ AYRILALIM” dedi. Sanki programlanmışlar gibi ikili gruplara ayrılarak sokak sokak ayrıldılar.

Bir grup bizim saklandığımız yere doğru geliyorlardı…
Terlemeye başlamıştım….bizi gördükleri an işimiz bitik demekti….
Ama o an bir şey oldu….
Yaklaşan temizleyici grubunun ortasından koşarak bir şey geçti ve aynı anda temizleyicinin sırtındaki oksijen tüpü alev almaya başladı…
Temizleyici sırtından tüpü çıkarmaya çalışırken büyük bir gürültü ile patladı…..
Ceset parçaları etrafa dağılmıştı…
Sonrasında etraftan silah sesleri gelmeye başladı….
Her yerden silah sesleri geliyordu….
Çatışma çıkmıştı...

Deniz ile bulunduğumuz yerden çıkarak duvara siper aldık ve kendini gösteren temizleyicilere ateş etmeye başladık…
Onlarda bizim olduğumuz yere doğru ateş ediyorlardı….
Ortalıkta sürekli olarak koşan birini fark ettim…..
Bu koşan kişi tam çaprazımızdaki Temizleyicilerin olduğu yere girdiği zaman bir müddet sonra oradan da bir patlama sesi geldi…
“Adam bizim tarafımızda mı yoksa düşman mı anlamadım” dedi Deniz yanımdan ateş ederken.
“Şunları bi halledelim sonra görücez” dedim bende sonra ekledim “ ateş etmeye devam et….bak bu tarafta iki kişi var”
Burak silahının altındaki launcherden bir bomba attı sokağın ilersine doğru ve o tarafta bir patlama sesi daha geldi….
Son iki kişiyi görebilmek için kafamı uzattığımda birisinin tam paralelimdeki sokakta olduğunu fark ettim ve son anda kafamı geri çektim….

Koşma sesleri tekrar geldiğinde paraleldeki son temizleyicilerinde oksijen tüpleri patlamıştı….
Kan ve vücut parçaları sokaktan dışarı doğru fışkırarak çıkmıştı adeta….

Ortalık tekrar sessizleşmeye başladı….
Bulunduğumuz yerden çıktık ve ortalığı kolaçan etmeye başladık.
Sonra hepimiz tekrar ortada buluştuk….
Ahmet fısıldar bir şekilde konuşmaya başladı…..
“ muhtemelen şu anda bizi izliyor……öldürmek isteseydi bunu çoktan yapmıştı…..bence bu şey her neyse siyahlı adamla alakası yok….olsaydı temizleyicileri tek başına yok etmezdi…planımız şu….şimdi bir anda etrafa hızlıca dağılacağız ve hepimiz bir yerlere saklanacağız….yürüyenlere dikkat edin sadece…muhtemelen bizi aramak için ortalıkta gezecektir…onu gafil avlayıp yakalıcaz….HAZIR……ŞiMDi!!!”

Dediği zaman koşarak hepimiz farklı noktalara gittik ve kendimize saklanacak bir yerler bulduk….
iyice saklandığımız zaman ses çıkarmadan beklemeye başladık….
Gerçektende bir süre sonra etraftan koşturma sesleri gelmeye başlamıştı….
Bu şey kimse bizi arıyor olmalıydı….
Tam çaprazımda Burak’ı görebiliyordum…koşma sesleri o tarafa doğru gelmeye başladığında hızlı bir şekilde hemen yanımdan geçtiğini fark ettim….
Yerimden çıkıp arkasından koşmak istedim ama Burak saklandığı yerden hızla çıkarak koşan şeyi ensesinden yakaladı….
“ BU NE LA” dedi ensesinden yakaladığı şeye bakarak…..
YAKALADIĞI ŞEY EN FAZLA 16 yaşında bir gençti….

“ BIRAK BENi LAN…..BIRAKSANA LAN BENi….SOKTUMUN TOPLAYICI P.Çi….BIRAK LAN” diye bağırıyordu….
Burak “ .MINA KODUMA BAK HELE…..S.KTiMiN VELEDi…SEN KiME P.Ç DiYON LA” dedi ve bir tane tokat vurdu gence…
“ NE VURUYORSUN LAN…..” dedi genç…
“ AĞZINA BiLE S.ÇARIM……P.ZEVENK….BÜYÜKLERE SAYGIYI ÖĞRETMEDiLER Mi SANA ? “
“ Gel de Öğret bakalım “ dedi genç adam Burak’ın elinden kurtulmak istercesine….
“ BEN BUNU DÖVERiM LA…..ULAN Bi SUSSANA... ” Burak sinirlenmeye başlamıştı ve elinde sürekli olarak debelenen çocuğa bakıyordu….
“ Gücün yetiyorsa sustursana…..” çocuk sürekli olarak konuşuyor kurtulmaya çalışıyordu.
“ KAPA ÇENENi !!! …..ÇENENiN BAĞINI S.KERiM SENiN……!!! “ bağıran Tanerdi…yanında Deniz silahını çocuğun alnına dayamıştı…

“Bir söz daha…….sadece bir söz daha söylersen….yemin ederim beynini dağıtırım senin çocuk” Deniz tabancasını çocuğun alnına biraz daha yaklaştırmıştı….
“ Bizler Toplayıcı değiliz “ dedim…..” BU GÖRDÜKLERiN HAYALET TiMi…..BiZLERDE GÖLGE TiMiYiZ.”
“ Yalan söylüyorsun….HAYALET TiMi BiR ŞEHiR EFSANESiDiR….ONLAR MASALDAN BAŞKA BiR ŞEY DEĞiL” çocuk bana bakarak konuşmuştu….

Sonra Burak , Kutay ve Furkan’ın üniformalarındaki HAYALET TiMi logolarını gördü ve tekrar Burak’a bakarak “Bırak beni…bir yere gitmeyeceğim” dediği zaman Burak onu bıraktı….
Adın ne dedi Furkan…
“ Adım FIRTINA “ dedi çocuk… “ Adım Fırtına ve ben b……” sözünü tamamlamadan Burak çocuğun ensesine bir tane şaplak indirdi ve
“ S.KiCEM ŞiMDi MELTEMiNi FIRTINANI….ADAM GiBi ASIL ADINI SÖYLE….Bi TANE AKREBiMiZ VAR ZATEN….” Dedi lafını bitirirken Akrep’e bakmıştı…..
Burak ve Akrep göz Kırptılar birbirlerine laf arasında…
Sonra çocuk Akrep’e ve dev karambitlerine baktı sonra tekrar Burak’a bakarak…..
“Adım Çağrı” dedi….” Fırtına toplayıcıyken bana takılan isimdi….”
Nasıl yani dedi Ahmet….” Ne demek toplayıcıyken bana takılan isimdi”
“ BEN BiR TOPLAYICIYDIM ÖNCEDEN…..” dediği zaman Deniz Tekrar tabancalarını hazırladı ve “ şimdi Toplayıcılara ne yaptığımızı gösteriyim ben hemen “ diyerek silahını çocuğa doğrulttu.