Aslında onu ben bulmadım….başkası bulmuş…kasabada takas yöntemi ile çalışan bir kişi vardı…onun raflarında gördüm ilk başta…bu nedir diye sordum adamda bilmiyorum….bugün gelirken kasabanın dışında toprağın altında buldum içinede bakmadım ama bir defter sanırım dedi…merak ettiğim için almak istedim. karşılığında iki kilo et istedi.. çantamda yeni avladığım 5 tane balık vardı…onları verdim defteri aldım hemen…ilk sayfalar falan çok aşındığı için dikkatli bir şekilde bütün sayfaları tek tek elden geçirip neler yazdığını temize geçtim….seni biliyorum Ahmet…Doğan’ı biliyorum….başınızdan geçenleri biliyorum Burak ve Kutay’ı…nasıl hayatlarınızı kurtardığını…Furkan’ı…hatta evde senin bir resmin bile vardı Furkan….Hulusi’yi bulduğunuz geceyi….sonrasında olanlardı….sanırım Devran adında birisi vardı…Talha adında birisi vardı Sürekli kapüşonla gezen….Doğan’ın kardeşi Furkan’ı….Polatlıyı…BÜYÜK PATLAMAYI…..dağıtıldığınızı….Erzurum’u…Can Tekin’i…Tolga’yı…Burkay’ı ve hatta ipek’i….KIZIL TiLKiLERi….LiDERLERi FIRAT’I…..hepinizi…hepinizi tanıyorum….olayları temize geçerken yazarken sanki bende oradaydım ve sizinle beraber gülüp sizinle ağladım….Gölge için çok üzüldüm….onu son bir kez görmeyi inanın çok isterdim….bu arada defterin içindeki bazı resimleri temizlemeyi başardım…işte buradalar…”
Diyerek defterin içindeki bazı resimleri göstermeye başladı…

“ gölgeden öncesi için defterin arasında yada içinde hiçbir resme rastlamadım…..ancak gölgeyi bulduklarından sonra resim çekmeye ve buraya koymaya başlamışlar….bu ilk resim….sanırım bir makineyi karşılarına koyarak çekmişler….” Diyerek bir resim gösterdi…kağıt resmen zar kadar incelmiş bir haldeydi…resimde iki tane asker ortalarında bir köpek olacak şekilde duruyorlardı….arkalarında bir helikopter duruyordu….




Bu resim dedi Ahmet…
“Bu resim” dedi Ahmet…..Eline resmi alarak konuşuyor….aynı zamanda sesi titriyordu….

“Bu resmi Burak çekmişti….Burası Polatlı….Polatlı Topçu ve Füze okulu…gölgenin vurulduktan sonra yeni yeni ayağa kalktığı zamanlar….helikopterler ile nakil yapılır….askeri malzemeler bu şekilde gönderilirdi….O zamanlar çok küçüktü….yanımızdan hiç ayrılmazdı….

Sonra Ali Cem bir başka resim gösterdi…
“Bu resimde Gölgenin üzerinde bir yelek var ve yeleğin üzerine bir aparat yerleştirilmiş….ne olduğunu anlayamadım” dedi
Resimde gölge suyun içinde koşuyordu…üzerinde bir yelek ve yeleğin üzerinde bir cihaz takılıydı….

”Hass.. ktir yaa bunu hatırlıyorum….“ dedi Tolga…..
”Burası Erzurum….gölgenin üzerine o zamanlar operasyonlara yada görevlere giderken yaptığımız herşeyi kaydetmesi için bir kamera yerleştirmiştim sanırım…..yanlış hatırlamıyorsam burası şu kaldığımız orduevinin giderlerinin Temizleyiciler tarafından tıkanması sonucu çıktığımız görevden….resmi ben çekmiştim…..bendeki kopyasını kaybetmiştim bunun….çok uzun süredir aramıştım….”

Sonra bu var dedi ve bir resim daha gösterdi….
Resimde arkası dönük askerler ve ortalarında bir köpek vardı…..

“ Bu günü unutmam imkansız…..Çok iyi hatırlıyorum” dedi Can Tekin…..
“ Resmi Furkan çekmişti….merkeze bir yürüyende kalp atışları ve vücut sıcaklığı tespit ettiklerini derhal durumu kontrol etmemizi istemişlerdi….burası ispir….yürüyüşümüzün sonunda ipek’i bulmuştuk….KIZIMI….”
ipek resmi eline aldığı zaman gözleri yaşarmıştı…
Beni gölge fark etmişti değil mi Baba ?... diye sordu babasına…
Evet dedi Can Tekin….Eğer gölge olmasaydı…seni orada bırakıp gidecektik….ASLINDA HAYATINI KURTARAN BEN DEĞiL GÖLGENiN KENDiSi….

Şu şekilde bir resim daha var….diyerek başka bir resim gösterdi..
Resimde Gölge bir kişi tarafından tutuluyordu….

“Bu benim dedi Ahmet….Burasıda sanırım Ankara….Ankamall’a çıktığımız görevde çekilmiş bir resim olmalı….resmi Kutay çekmişti….”

Burada kalabalık bir grup olarak çıkmışsınız….ekipmanınızdan kimin kim olduğu pek anlaşılmıyor…
Resimde bir asker grubu köşeden bakıyordu….yanlarında bir köpek vardı…

Burası Ankara dedi Kutay….resmi Ahmet çekmişti….Sanırım Ostim burası….ikinci kişi benim….öndeki de sanırım Furkan…orada beni rehin almışlardı….unutmak istediğim günlerden birisi…tabi ki GÖLGE HARiÇ…

Bu Gölge denen köpek neredeyse hepsinin hayatına birer kere dokunmuş ve izler bırakmıştı…ondan bahsederken hepsinin gözlerinin içi parlıyordu adeta…
Belkide onları bir arada tutan sebeplerden biriydi GÖLGE…..
O şimdi yoktu ama çocukları bizimle beraberdi….
bizler bu şekilde konuşurken bir asker nefes nefese içeri girdi…
“ AZ ÖNCE NÜKLEER BiR FÜZE ATEŞLENDi” dedi…” BÜYÜK iHTiMALLE TOPLAYICILARIN ELLERiNDEKiNDEN..”

Bütün grup hızla odayı boşaltarak haberleşme merkezine doğru ilerledik…
içerisi ana baba günüydü resmen….herkes bir şeyler bağırıyor bir şeyler söylemeye çalışıyordu…
Yanımıza bir asker gelerek konuşmaya başladı….
“ Az önce ELMADAĞ yakınlarındaki terkedilmiş NATO karargâhının yakınlarından bir roket ateşlendi…uzun menzilli bir roket…hedefinde neresi var bilmiyoruz ama şu anda havada…nereye gideceğini bilmiyoruz….radar sistemleri bunun bir taktik nükleer roket başlığı taşıdığını doğruladı….yani geçen gün toplayıcıların kaçırdıklarının aynısından”
“EFENDiM…ROKETiN HEDEFi AKDENiZ….VE HIZLA ALÇALMAYA BAŞLADI….PATLADI….ROKET. AKDENiZ ÜZERiNDE PATLADI….ROKET AKDENiZ ÜZERiNDE iNFiLAK ETTi…”
“Bunun bir benzerini yıllar önce Suriye’den kaçan bir helikopterden atılan bombada görmüştük… hatırladın mı Kutay” dedi Burak. (bkz: hayalet timi kızıl güneş)
Hatırladım tabi ki dedi Kutay…SERCAN KOMUTAN……

O bombanın aynısı sanırsam….dedi Burak tekrar…
Sanırım.. dedi Kutay tekrar….
“ AYNI NOKTADAN iKiNCi BiR ROKET ATEŞLENDi…KOORDiNATLARI VE HEDEFi AYNI…..” dedi ekranın başındaki adam…
Radar sisteminin aynı zamanda verici özelliği de var mı ?... yani sinyal yayabilir mi ? Dedi Ali Cem
Olabilir dedi Doğan… Neden sordun?
Ali Cem bilgisayarın başına oturup bilgisayardan radar komutları girmeye başladı…parmakları klavye üzerinde adeta uçuyordu…

“ bu tip roketler kafasına göre gitmezler…bu roket radara göre küçük çaplı bir TERMONÜKLEER roket başlığına sahip bir roket…..hepsi üzerindeki bir alıcı sayesinde emir aldıkları istasyonun kendisine söylediği hedeflere doğru ilerlerler…dolayısıyla merkez ile sürekli olarak iletişim halindedir…içindeki vericide patlama olmadan çok kısa bir süre önce patlamayı emir aldığı yere koordinatları ile haber vererek….nerede patladığını bildirir….rokete giden sinyalden daha güçlü bir sinyali ikinci bir emir olarak rokete yönlendirebilirsek….aynen bunun gibi….roket yeni aldığı emirleri uygular eski emiri silerek yeni koordinatlarına yönelir…işte böyle”
Dedi ve bilgisayardan bir tuşa bastı…

Ekranın başındaki adam “ ROKET DiREK OLARAK YUKARI ATMOSFERiN DIŞINA DOĞRU YOL ALMAYA BAŞLADI….TIRMANIYOR….TIRMANIYOR….PATLADI….PATLADI….ROKET HAVADA iNFiLAK ETTi….” Dedi.
Hepimiz şaşırmış bir halde Ali Cem’e bakmaya başladık….
Bunları nereden biliyorsun dedi Doğan….
Kitaplardan dedi Ali Cem…..
“ Burak’ın evinde oldukça fazla kitap vardı….masanın kanepenin altına destek olsun diye konulan kitaplardan oldukça fazla şey öğrendim ”
Pekala dedi Burak…silahların yerlerini öğrendiğimize göre yarın gidip alalım…..
Anlaşıldı dedi Deniz….Yarın gidip alalım şunları…GÖLGE TiMi DAiMA HAZIR….
“ Gölge Timi de nedir ? ” dedi Ali Cem…HAYALET TiMi gibi bir şey mi ?..
“ Sayılır “ Dedi Deniz….
“ HAYALET TiMi VE BERABERiNDEKiLER TARAFINDAN EĞiTiLMiŞ BiR GRUBUZ….ADIMIZ GÖLGE TiMi….HAYALET TiMiNiN ÇOCUKLARIYIZ… ”
Peki dedi Ali Cem..Tim alımları nasıl oluyor…
Senin herhangi bir şey yapman gerekmiyor dedi Kutay…
TiME ALINDIN BiLE….

@347 reserved

Rezerved

Bugün yok herhalde
Rez

Rezler şelale güzel abime hikaye yazan ellerin dert görmesin