/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +1
    Ön sıradan Rezimi alayım.
    ···
    1. 1.
      +1
      iyi okumalar birazdan yeni partları atıyorum
      ···
  2. 27.
    +5
    07 KASIM 2036…..
    KIZILAY / ANKARA…..

    Yanımdaki Deniz Şahin ile Kızılay alışveriş merkezine doğru yola çıktık.
    Ankara artık eski Ankara değil…
    Önceden buraların bu saatte arabalar ve insanlarla dolu olduğu söyleniyor ama ben görmedim….
    Şimdilere asfaltın çatlamış yerlerinden yabani otların çıktığı ağaç ve çimenlerin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü ve her yeri sardığı, en önemlisi ortalıkta sadece yürüyenlerin gezdiği, en derin sessizliğin olduğu bir yer….
    Aslında manzara çok güzel….
    Yani eğer başka bir zamanda başka şartlar altında olsaydık saatlerce bu manzarayı izleyebilirdiniz ama bu gün onlardan biri değil…
    Nereden ne çıkacağı tamamen muamma…
    Yürüyenler her yerden çıkabilir…
    Hadi dedim Deniz’e gidip halledelim şu işi…
    ···
  3. 28.
    +3
    Tamam dedi Deniz…
    Bu çocuğu seviyorum….birbirimizi yeni tanıdık ama muhteşem bir enerjisi var…
    Hiçbir hayvanla anlaşmazlığa düştüğünü görmedim. Tanıştırırlarken söylemişlerdi zaten en vahşi hayvan Deniz’in ellerinde kedi gibi olur diye.
    Şaşırmıyorum artık.
    ikimize aynı anda silah dersleri verildi ve birbirimize iyi bakmamız tembih edildi.
    O benim kardeşim, bende onun….
    Yoksa bu lanet dünyada 2 gün bile yaşayamayız….
    Güven parkın yanından geçerken o kocaman heykellerin yabani sarmaşıklar tarafından sarmalandığını gördük.
    ···
  4. 29.
    +2
    Kızılay alış veriş merkezinin de girişi aynı şekilde otlar ve sarmaşıklarla kapalıydı.
    Deniz’le bize öğrettikleri gibi binaya girmeden önce giriş kapısının iki tarafında hazır bir şekilde durduk ve işaretleşmemizin ardından aynı anda içeri girdik.
    Deniz solu ve bende sağ tarafın güvenliğini aldıktan sonra içerde zamanında adı MiGROS olan, GiRiŞiNDE KOCAMAN BiR ÇARPI iŞARETi olan marketin içine girdik.
    Etraftan sürekli olarak yürüyenlere ait anlamsız sesler geliyordu.
    Çok dikkatli olmalı ve kulağımızı her sese vermeliydik.
    Öylede yaptık…
    En az ses çıkartarak markete girdik.
    ···
  5. 30.
    +3
    Deniz ile aradığımız şey buralarda olmalıydı…
    Aramaya devam etmeliydik fakat her yerden çıkan fareler işi oldukça zorluyordu aslına bakarsanız.
    Kocaman fareler….
    Deniz bu kadar büyümelerinin sebebini bölgedeki besin zincirinin en tepesinde olmalarına bağlıyor….
    Doğal avcıları yok buralarda ve bunun üzerine birde yürüyenlerin çürümüş etleri ile beslendikleri zaman aşağı yukarı kedi büyüklüğünde fareler gözünüzün önünden geçiveriyorlar.
    Deniz’le küçük market içinde ayrılıp o şekilde aramaya karar verdik Deniz sol tarafı ben ise sağ tarafı didik didik arayacaktık.
    Bir öncekinde o kadar aramıza rağmen gözümüzün önündeki şeyi görememiş ve cezaya kalmıştık…
    inanın bu dokuz kişininde ceza kavramları değişik, değişik…..çeşit, çeşit
    Aralarındaki en kötüsü de Burak…
    ···
  6. 31.
    +4
    inanın dışarda yağmur yada kar yağması hiç fark etmez dışarda 3 saat ayakta bekletir….
    Dışarda yaz sıcağı olması da fark etmez….
    Deniz aradan 5 dakika geçtikten sonra telsiz ile bağlantıya geçti..
    “Pusat…sanırım buldum….elektronik reyonunun oraya gel” dedi.
    Hızlı adımlarla elektronik reyonunun oraya gittim.
    Deniz geldiğim zaman reyondaki üzerinde siyah elektrik bandı ile çarpı işareti konulmuş kahve ısıtıcısını gösterdi…..” ALMAMIZ GEREKEN MALZEME BU SANIRIM “ dedi….
    ···
  7. 32.
    +3
    Evet dedim bende eğer doğal olarak yapılmadıysa bu olmalı…
    Isıtıcıyı alarak Deniz’in sırt çantasına koydum.
    Tamam hadi çıkalım buradan diyerek ilerlemeye başladım.
    Elektronik reyonunun oradan çıkarak kasap reyonuna döndük….
    O sırada onu gördük.
    Arkası bize dönüktü….
    Yerde iki dizinin üzerine çökmüş önündeki bir şeyler ile ilgileniyor gibiydi.
    Sürekli olarak anlamsız sesler çıkartıyor ve kafasını sağa sola hafifçe sallıyor gibiydi.
    Elimi kaldırıp Deniz’e durmasını işaret ettim.
    ···
  8. 33.
    +6
    ikimizde gözlerimizi bu şeyin üzerine dikmiş ses çıkarmadan geri geri uzaklaşmak derdindeydik.
    Geriye adımlarımızı atarken Deniz’in bir camı ezme sesi bütün marketi çınlattı resmen….
    Birbirimize baktık önce sonrada arkası bize dönük olan yürüyene…
    Hareketleri değişen yürüyenin önce kafası duyduğu sesten dolayı yukarı kalktı…
    Çıkan sesi duymuştu…..
    Sonra bir hamlede arkasını dönerek bizi gördü…..
    Bizi görebiliyordu…
    Ayağa kalktı ve elindekini yere bıraktı….
    ···
  9. 34.
    +4
    Önünde uğraştığı şeyin bir insana ait olan komple bir kol parçası olduğunu gördük…
    Suratının ağız kısmı ve komple çenesi kan içindeydi ve gözleri kıpkırmızıydı..
    O bize doğru bir adım atarken biz bir adım geri çekiliyorduk.
    Sonra yürüyen adımlarını hızlandırdı.
    Bizde koşmaya başladık….
    Arkamızda bizi kovalayan….KOŞABiLEN BiR YÜRÜYEN VARDI…..
    Nereye gideceğiz diye sordum….
    ···
  10. 35.
    +5
    Bilmiyorum dedi Deniz… Geldiğimiz yere doğru koşalım en iyisi…
    Tamam diyerek koşmaya devam ettik….ama peşimizdeki yürüyenin yorulacağı falan yoktu.
    O sırada Deniz’in manyaklığı tuttu, bir anda arkasını döndü ve iki tarafındaki tabancaları çıkararak ateş etmeye başladı…..
    Yürüyenin beynini mermi ile doldurdu….
    Ne yaptın sen dedim sessiz bir şekilde….ne yapıyım diyerek cevap verdi Deniz….gideceği yoktu….
    Deniz tabancalarını yerlerine koyarken bir zamanlar alış veriş merkezi olan yerin derinliklerinden çok sayıda anlamsız ses gelmeye başladı…
    Sanki her yerden sesler gelmeye başlamıştı….
    Bu iyiye işaret değil dedim…
    ···
  11. 36.
    +4
    Denizde evet seninle aynı fikirdeyim diyerek tüfeğini hazırlamaya başlamıştı ki çok onlarca yürüyenin koşarak üzerimize doğru geldiğini fark ettik….
    Her yerden, her açıklıktan yürüyen fışkırıyordu adeta…
    Koş Deniz diyerek bağırdım…..
    ANASINI S.KiYiM ULAN BUNLAR NE ?... diyerek bağırdı Deniz ve oda peşimden koşmaya başladı.
    Peşimizde en azından 50 tane koşan ve leş gibi kokan yürüyen vardı…
    Çıkış kapısını gördük ve oraya doğru koşmaya başladık.
    Son gücümüzle koşarken öndeki Deniz’in ayağı takıldı ve düştü bende ona takılarak düştüm..
    ···
  12. 37.
    +4
    Peşimizde onlarca yürüyen vardı ve biz yerde ayağa kalkmak için mücadele veriyorduk.
    Sırt üstü döndüm ve bize doğru koşan yürüyenlere nişan aldım…
    Tam tetiğe basıp ateş edecektim ki kafamın üzerinden bir şey hızlı bir şekilde geçerek doğruca yürüyenin kafasına saplandı.
    Bu bir oktu.,..
    Arkamızdan bir ses “ SAKIN BAŞINIZI YERDEN KALDIRMAYIN “ diyerek bağırdı.
    ···
  13. 38.
    +4
    Bağıran Ahmet olmalıydı….
    Öylede yaptık…
    Bir anda üzerimizden mermiler ıslık çalarak ve kırbaç gibi şaklayarak geçmeye başladı.
    Kafamızı kaldıramıyorduk ama yürüyenlerin yere düştüklerini duyabiliyorduk….
    Mermi atışları bittiği zaman kalkabildik…
    Yanımıza ilk gelen Can Tekin idi.
    Yürüyenlerin arasına girerek bir tanesinin kafasındaki oku alarak sadağına koydu…
    ···
  14. 39.
    +4
    Her zamanki gibi CrossBow’u sırtındaydı ve üniformasının her yerindeki tabanca, şarjörlerinin içlerinde mermiler vardı.
    Siz iyimisiniz dedi bir başka ses.
    Bu sefer konuşan Doğandı….
    iyiyiz dedim… halen tek parça halindeyiz.
    Paketi alabildiniz mi? diye sordu Tolga…
    Evet dedi Deniz… Çantasını açarak ısıtıcıyı aldı ve Burkay’a verdi.
    Kafamın arkasında aniden hafif bir tokat hissettim.
    Vuran Burak’tı….
    ···
  15. 40.
    +4
    DALY. RRAK BEN SiZE BÖYLE Mi ÖĞRETTiM…..S.KiNiZLEMi DiNLEDiNiZ LA BENi….
    Dedi ve ekledi….iKiNiZDE AKŞAM CEZADASINIZ…..4 SAAT DIŞARDA NÖBET BEKLEYiNDE G.TÜNÜZ DONSUN Bi..
    Kutay yanımıza gelerek Burak haklı…..birbirinize destek olmalısınız…en önemlisi de bu kadar kolay bir görevi elinize yüzünüze bulaştırmamalısınız….
    Ama yapacak başka bir şeyimiz yoktu dedi Deniz..
    Evet vardı dedi Furkan……etrafınızı çok iyi analiz etmeliydiniz…o paketi almanız görevinizin bittiği anldıbına gelmiyor….oradan canlı bir şekilde çıkmalısınız ve bunu yaparken kimseye görünmemelisiniz…YOKSA GÖLGE TiMi OLMANIZIN BiR ANLAMI KALMAZ ÖYLE DEĞiL Mi ?
    ···
  16. 41.
    +4
    Haklısınız dedim….paketi aldıktan sonra görev bitmiş gibi davrandık….
    Sonra yanımıza Hulusi geldi baltasını yere koyarak….herhangi bir şekilde temasınız olmadı dimi çocuklar diyerek yüzümüzü ve ellerimizi incelemeye başladı…
    Hayır dedi Deniz….hiç temasımız olmadı.
    ···
  17. 42.
    +4
    Tamam dedi Hulusi ve baltasını tekrar yerden alarak Can Tekin’in yanına giderek konuşmaya başladı.
    Alış veriş merkezinden çıkarak doğruca ÜMiTKÖYDE bulunan ESKiDEN NATO ROLESi ŞiMDiLERDE ORTAK OPERASYONLAR MERKEZi olan yere doğru gittik. Anlatılanlara göre burada önceden büyükçe yuvarlak bir yapı içinde de çapı 15 metre olan kocaman bir çanak anten varmış ve NATO’nun Türkiye’deki iki rölesinden birisi buradaymış diğeri de izmir’deymiş.
    Hastalıktan sonra burayı boşaltmışlar… izmir’in halinin ne olduğunu da bilen yok ne yazık ki ordunun ilk toplanmasında burası gene boş kalmış ama sonrasında ortak operasyonlar merkezi olarak görev yapmaya başlamış….kaldığımız yer burası…..ve inanın ANKARANIN EN SOĞUK YERLERiNDEN BiRiSi BURASI…
    Akşama kadar soğukta dört saat beklememiz gerekicek….
    ···
  18. 43.
    +1
    Bu anı bekliyordum
    ···
    1. 1.
      0
      çok teşekkür ederim iyi okumalar...
      ···
  19. 44.
    +1
    devam comrade
    ···
    1. 1.
      +1
      gelecek kardeşim gelecek
      ···
  20. 45.
    +1
    Rezervasyon
    ···
    1. 1.
      0
      iyi okumalar.
      ···
    2. 2.
      0
      Teşekkür ederim
      ···
    3. 3.
      0
      uzun zamabdir bekliyordum
      ···
    4. diğerleri 1