-
301.
+5Genç adam yatağında hareketlenmeye başlamıştı ama elleri ve ayakları sedyeye bağlı olduğu için hareketleri kısıtlıydı…
Hulusi önlüğünü giydi ve bize bakarak “siz şimdilik burada durun…ben bi durumunu kontrol ediyim.. size haber veririm” dedi sonra durdu ve “ yada durun içerde bir ses sistemi olmalı…..sizde buradan konuşulanları duyabilirsiniz” diyerek içeri girdi…önce bilgisayardan ve sonra başka bir düğmeden bir şeyler yaptıktan sonra tepemizdeki hoparlörden içerdeki sesler gelmeye başladı….
Hulusi gencin yanına geldi ve “ beni duyabiliyor musun “ diye sordu….
Evet dedi genç adam….ama gözleri kapalıydı….sonra konuşmasını sürdürdü…ÇOK FAZLA IŞIK VAR…..
Tamam dedi Hulusi ışığın birazını indircem diyerek birkaç lambayı söndürdü….ve tekrar sordu…ŞiMDi NASIL?
Teşekkür ederim dedi Genç…..NEREDEYiM BEN ?... SEN KiMSiN ?
Adım Hulusi Kara…..şu anda ortak operasyonlar merkezindesin….senin adın nedir ?
ADIM AKREP…….KAÇABiLDiM Mi ?... ORADAN KURTULABiLDiM Mi ?... genç adam halen gözleri kapalı bir şekilde konuşuyordu…
Nereden dedi Hulusi….nereden kaçabildin mi ?
Oradan dedi genç adam….evimden……o kötü kokulu hastane odasından….Kurtuldum mu sonunda ?...
Evet dedi Hulusi….şu anda güvendesin….burada sana kimse bir şey yapamaz…. -
302.
+3Fakat o heryerde…..bütün yürüyenleri kontrol edebiliyor….ondan kaçtığımı hatırlıyorum sadece…
Başka ne hatırlıyorsun peki….
HiÇBiR ŞEY DEDi…..HiÇ BiR ŞEY HATIRLAMIYORUM….
Bir anda etraftaki alarmlar çalmaya başladı…
BÜTÜN BiRiMLERiN DiKKATiNE….BU BiR TATBiKAT DEĞiLDiR…HERKES GÖREV YERLERiNE….TEKRAR EDiYORUM..BU BiR TATBiKAT DEĞiLDiR…LÜTFEN HERKES GÖREV YERLERiNE…
Can Tekin “ Bu işten hoşlanmadım….Pusat sen burada Hulusinin yanında kal….ben buradakileri alarak neler olduğunu öğrenmek için gidiyorum…telsizin açık olsun….” Diyerek hızlı hareketlerle dışarı çıkardı herkesi.
içerde ben Hulusi ve Akrep kalmıştık…
Genç adam halen sedyede bağlı haldeydi ve konuşmuyordu. Hulusi başında sürekli olarak bir şeyleri defterine yazıyor ve sonra bilgisayara giderek orada da bir şeyler yazmaya devam ediyordu.
Genç gözlerini açarak bana baktı ve “ dün beni bulanlardan biriside sen miydin “ dedi..
Evet dedim.. onlardan biri bendim. -
303.
+4Ne yaptığım hakkında bir bilgim yok….hiçbirşey hatırlamıyorum….dedi
Ne hatırlıyorsun diye sordum…mesela nasıl kaçtığın hakkında bir şeyler hatırlıyormusun ?
Hayır dedi…koskoca bir boşluk…..adımın akrep olmasından başka hiçbirşey hatırlamıyorum…birde bıçaklar…kocaman…ellerimi ve kollarımı kesiyorlar….çok canımı acıtıyorlar…ama onlardan kopamıyorum…..bıçaklarımı hatırlıyorum….nerede onlar….
Bilmiyorum dedim…onlar hakkında bir bilgim yok….
Şu an onlarda güvenli bir yerde….merak etme… dedi Hulusi..
Sevindim…dedi genç…onları bir daha göremeyeceğimi sandım….benim için çok değerliler…sebebini bilmediğim bir şekilde sanki benim bir parçammış gibi hissediyorum….
Nasıl hissettiğini tahmin edebiliyorum…dedi Hulusi…baltam hakkında bende aynen senin gibi hissediyorum….. -
304.
+5Adın ne diye sordum….AKREP değildir heralde…..gerçek adını biliyormusun ?
Hayır dedi genç adam….Adım AKREP…..başka bir adım yok…
Yani sana akrep mi diyelim….diye sordum…
Evet dedi Genç adam…bu şekilde seslenirseniz sevinirim….
“Bir şey sorucam akrep” dedim….”şu konuştuğumuz kısa zaman içinde gayet sakin ve kibar denebilecek kadar naif bir kişisin….dün seni bulduğumuzda elindeki bıçaklarla tam bir katliam yapıyordun….bunu nasıl açıklamayı planlıyorsun”
Akrep boşluğa bakarak konuşuyordu…..” bilemiyorum “ dedi….” o sırada sanki bedenim bende bağımsız çalışıyordu….zaten o ana ait hiçbir şey hatırlamıyorum”
Anladım dedim….ama aslında hiçbişey anlamamıştım….
Telsizden Can Tekin bağlandı ve “ şu anda arazinin tam ortasında…siyah takım elbiseli adam var…..hiçbirşey söylemeden o şekilde duruyor…..” dedi.
“ anlaşıldı “ dedi Hulusi…” buradaki durum stabil ve kontrol altında….bizi merak etmeyin” -
305.
+4Hulusi Can Tekin ile telsizde konuşurlarken kulaklarımda birden bir fısıldama duydum.
“ SiZiN Z@MANINIZ TÜK£NDi…..biZim IRKIMIZ yÜKsELEC£K…..SiziN ZAM@NINIZ TÜK£NDi…..”
istemsizce kulaklarımı tıkadığım sırada sedyede yatan AKREP konuşmaya başladı..
Hulusi bir ona birde bana bakmaya başlamıştı….
Akrep tavana bakarak konuşuyordu….. -
306.
+5“ SADECE YÜRÜYENLERi KONTROL ETTiĞiMi SANDIYSANIZ ÇOK YANILIYORSUNUZ…….KARANLIK BÖLGEDE BENiM ÖLDÜĞÜMÜ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GiBi BUNDADA HATA YAPTINIZ……ESKiSiNDEN DAHA GÜÇLÜYÜM ARTIK…..YÜRÜYENLERDEKi DEĞiŞiKLiĞi FARK ETMEDiYSENiZ…EĞER BiZi GÖRMEZDEN GELECEKSENiZ….HAYATINIZIN EN KÖTÜ HATASINI YAPACAKSINIZ DEMEKTiR……AKREP SADECE BiR DENEYDi VE BAŞARISIZ OLDU….YAŞAYANLARDAN….NEFES ALANLARDAN HiÇBiR FAYDA YOK…..BiZi KiMSE DURDURAMAYACAK…..YÜRÜYENLER…SiZLERiN SONUNU GETiRECEK……LANET OLSUN TÜM iNSANLARA VE ONLARIN YANINDA OLANLARA…..LANET OLSUN BÜTÜN iNSANLARA…..SiZiN ZAMANINIZ TÜKENDi….BiZiM IRKIMIZ YÜKSELECEK……SiZiN ZAMANINIZ TÜKENDi…..DÜNYAYI YAŞANMAZ HALE GETiREN iNSAN IRKININ SOYU TÜKENECEK…..SON iNSAN KALANA KADAR ÖLECEKSiNiZ….SON iNSAN KALANA KADAR……”
Ellerimi kulaklarımdan çekmiş bir halde akrebi dinliyordum….sanki o konuşmuyor da konuşturuluyormuş gibiydi….Hulusi yerinden kıpırdamadan öylece kalmıştı….
Akrep gözlerini kapattığında tekrar uykuya daldı….aradan iki dakika geçtikten sonra gözlerini tekrar açtı ve bana bakarak
O BURADAYDI...
ONU BEYNiMiN iÇiNDE HiSSETTiM…dedi…
AMA ARTIK GiTTi….BEN TERK ETTiĞiNi SÖYLEDi…
BEN ARTIK ONUN OĞLU DEĞiLMiŞiM….
Geçmişe ait bir şeyler hatırlıyormusun diye sordum….
Hayır dedi Akrep…
Hala bir şey hatırlamıyorum…. -
307.
+2Rezerved
Offf bee hikayeye bak ve bu hikaye trendde değil neden ? Çünkü teyze gibmek daha önemli -
-
1.
0Haklısın kardeşim...
Iyi okumalar
-
1.
-
308.
+4Odaya bir süre sonra ihtiyarlar ve gölge timi girdi…
Burkay adamın bir süre o şekilde durduğunu sonra arkasını dönüp çekip gittiğini anlattı..
Sonrada Hulusi burada yaşanılan şeyleri anlattığı zaman bu adamın sadece genç sayılabilecek kişilerin ve yürüyenlerin üzerinde telepatik etkileri olduğunu anladık.
Takım elbiseli adam yürüyenleri kontrol edebiliyor aynı zamanda genç sayılabilecek kişilerin beyninde sadece sesle etkili olabiliyordu ama Akrebin olduğu yerde sayıklamasını sağlamıştı...
Gerçi sonradan onu terk etmişti takım elbiseli adam… En azından o şekilde sayıklamasını sağladı Akrebin…
Bu konu hakkında konuşurken Akrep önce ellerine sonra bize baktı…..
Pusat ve Deniz hanginiz diye sordu….
Deniz ile birbirimize baktık….
Ben Pusat olduğumu Deniz’i göstererek bu kişininde Deniz olduğunu söyledim…
Sizler dedi Akrep…..korunmalısınız….sizleri ben Koruyacağım…benim görevim bu…
Bazı şeyler hatırlıyorum…..
HAYALET TiMi nedir…..
GÖLGE TiMi nedir…..
Sizlerin peşindeler…..
Sizleri korumalıyım….. -
309.
+1 -1kör oldum mk
-
-
1.
+1Sizede iyi okumalar kardeşim
-
1.
-
310.
+1Hadi yeni partları bekliyoruz gine
-
-
1.
0Iyi okumalar kardeşim
-
1.
-
311.
+1Usta seri şukuladım ama sende biraz partları uzun vede çok at plss
-
-
1.
0iyi okumalar
-
1.
-
312.
+1Hadi abi yeni partları bekliyoruz
-
-
1.
0yeni partları attım okuyabilirsiniz
-
1.
-
313.
+317 KASIM 2036….
ANKARA…
ÜMiTKÖY….
Dünkü yaşadığımız olaylardan beri Akrep inceleme odasında kalıyor….Hulusi dünden beri uyumadı. Sürekli olarak başında bekliyor.
Yemekten önce yanına indiğimizde Akrep’in durumunun biraz daha iyice olduğunu söyledi eğer sorun olmazsa onu artık sedyeden çıkarmak istediğini ekledi…
Doğan benim için sorun olmaz hem yararlı bile olabilir dediği zaman herkes Burak’a baktı ve o da “ çözmek istiyorsanız çözün ama aksi bir durum olursa kendi ellerimle bu öldürürüm onu” dedi.
Tamam dedi Hulusi….serumları bittiği zaman kelepçelerini çıkartacağım…
Yemeğe gittiğimizde Hulusi gelmedi ve Akrep’in başında serumlarının bitmesini bekleyeceğini söyledi.
Yemekten sonra hazırlanmaya başladık ve aşağı indik…
Yanımıza Can Tekin ve Tolga geldi…
Can Tekin elinde bir kağıda bakarak konuşuyordu…. -
314.
+3“ şimdi size bir iyi iki tanede kötü haberim var…..iyi olan haber….TEBRiKLER!!!... ihtiyarlarla birlikte yeni bir göreve çıkacaksınız GÖLGE TiMi bu görevler sayesinde daha iyi bir personel olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz…..kötü kısım ise şu…..hastalık ortaya çıkmadan önce kaybolan Nato’nun nükleer başlıklarını sanırım bulduk….”
Deniz “ iyide kötü haber bir tane oldu….diğer kötü haber nedir “ diye sordu…
BAŞLIKLARIN OLDUĞU YERE DOĞRU iLERLEYEN BiR YÜRÜYEN GRUBU VAR…..BAŞLARINDADA SiYAH TAKIM ELBiSELi BiR ADAM TESPiT EDiLMiŞ…. -
315.
+3ipek denize bakarak “ genelde böyle şom ağızlı mısın ? “ diye sordu…
Hafifçe gülmeye başladık.
Can Tekin’in yanına Burak, Kutay ve Furkan gelerek son durumun ne olduğunu sordular…Can Tekin anlatmaya devam ederken önce Burak sonra diğerleri arkamızdaki kapıya dikkat kesildiler.
Onların baktığı yöne doğru baktığımız zaman kapıdan önce Hulusinin çıktığını gördük…arkasından Akrep çıkıyordu….
Sanki ilk defa güneşe çıkıyormuş gibi bir hali vardı Akrep’in….
Elini gözüne siper etti ve bize bakarak hafifçe gülümsedi ardından “ SOĞUKMUŞ…..UZUN SÜREDiR iLK DEFA RÜZGARI HiSSEDiYORUM” dedi.
Ankara’nın soğuğu ünlüdür dedim Akrep’e. -
316.
+3Kutay bize bakarak “ gidin bir şeyler giydirin yoksa fena üşütecek” dedi.
Akrep’i alarak üzerine uygun bir şeyler giydirmek için cephaneliğin yolunu tuttuk. ipek babasının yanında kalmış ve kâğıtları incelemeye koyulmuştu.
Akrep’i görenler onun ayakta olduğunu fark edip birbirlerine bir şeyler söylüyorlardı.
Akrep silah tüfek veya tabanca kullanamadığını sadece dev karambitleri kullanabildiğini söylemişti. Bu yüzden onun üzerindekilerden kurtarıp sadece üşümemesini sağlayacak bir şeyler giydirmek istedik.
Üzerindekileri çıkardığı zaman Hulusinin bahsettiği göğsündeki dev AKREP DÖVMESiNi fark ettik.
Gerçektende adının akrep olmasına şaşmamak lazım diye düşündüm. Göğsünün tam üzerinde kocaman bir akrep dövmesi vardı.
Vakit kaybetmeden üzerini giydirdik ve tekrar ihtiyarların yanına gittik.
Bu sefer bütün grubun burada olduğunu gördük.
Hepsi ekipmanını ve silahlarını kuşanmış bir halde bizi bekliyorlardı. -
317.
+4Hazırız dediğim zaman Hulusi henüz değil diyerek Akrep’e karambitlerinin olduğu bıçak kılıflarını verdi.
Akrep bıçaklarını dikkatli bir şekilde belinin arkasına olması gereken yere yerleştirdikten sonra uzaktan bir kez baktıktan sonra baltasını eline aldı ve “ ŞiMDi HAZIRIZ….HADi GiDELiM “ dedi.
Burak Taner’e baktı sonrada Akrep’e….ses çıkarmadan brifing odasına gittik.
Odaya girdiğimizde masanın üzerinde haritalar ve pusulalar olduğunu gördük.
ALBAY SALiM herkes içeri girdiğinde oturmalarını söyledi…ve haritaların başında konuşmaya başladı. -
318.
+4“ Türkiye hastalığın ortaya çıkmasından çok önce bölgede çok önemli bir role sahipti biliyorsunuz….bir tarafımızda Avrupa diğer tarafta asya aşağıda Ortadoğu….yukarı taraflarda Rusya….herkesin gözü bu topraklardaydı….ikinci dünya savaşı zamanında Almanya çok istese de Türkiye’ye saldırmadı çünkü öyle bir durumda Rusya bu toprakları kullanarak daha zor bir düşman olabilirdi Almanya için….2000 li yılların sonlarına doğru bölgede. Özellikle Ortadoğu’da şiddet olayları fazlalaşınca NATO bu bölgelere müdahale etmek istediyse de başarılı olamayacağını düşünerek geri çekilmek zorunda kaldı... olayları dışardan izliyor ve duruma göre vazife çıkarmak istiyordu….durum böyle olunca hem Ortadoğu’ya göz dağı vermek ve hem de olası bir Türkiye saldırısına karşı Ankara’ya nükleer füze başlıkları gizli bir şekilde sokuldu amaç ülkenin kendini koruması bu sayede Avrupa’nın güvenliğini sağlamaktı….füzeler zırhlı birliklerin kontrolü altında olacak şekilde genel kurmay binasının alt katlarında muhafaza ediliyordu o zamanlar….sonra bu hastalık dünyada yayıldıktan sonra başlıklar hakkında kimse bir fikir sahibi olamadı….bugüne kadar NATO o başlıkları güvenlik nedeniyle Türkiye’den alıp zütürdü sanıyorduk…ama durum öyle değilmiş…..füze başlıkları halen Ankara’da….üstelik genel kurmay binasından kıpırdamamış bile….20 senedir olduğu yerde duruyor….fakat bir sorun var ki sanırım metal yorgunluğundan dolayı bir başlıktan sızıntı oluyor….bunuda bugün saptadık….o başlıkları alıp buraya getirmemiz gerekiyor….fakat etrafındaki yürüyen yoğunluğu çok fazla…..normal yollardan buraya giremeyiz.….aslına bakarsanız başka girilecek bir yolda bilmiyoruz…bildiğimiz tek bir şey var…bizden başkası orayı keşfederse….kelimenin tam anlamıyla tarih oluruz….”
-
319.
+3“Oraya girmenin bir yolunu sanırım biz biliyoruz” konuşan Kutaydı…. Konuşmaya devam etti sonra
“ 20 yıl önce oraya nasıl girileceğini….nasıl yapacağımızı öğrenmiştik….”
Albay Haritalara bakarak “ nasıl “ dedi…..” oraya nasıl gideceğiz “
“Haritada aramayın…..ANKAMALL alış veriş merkezine gitmeliyiz…..sonra nasıl gideceğimizi biz tarif ederiz” konuşan Ahmet’ti….
Tamam dedi Albay.. Madem biliyorsunuz….o zaman gidelim hadi….
Araçlara binerek bir zamanlar alış veriş merkezi şimdilerde terk edilmiş bir bina olan alış veriş merkezine gittik.
Büyük kepenkleri indirilmiş halde ve terk edilmiş durumdaydı….
Tolga kepenklere yaklaşıp “ iyide burayı nasıl aşıcaz….baksanıza kapanmış” dedi. -
320.
+4Hulusi o işi bana bırakın diyerek elindeki baltanın sapındaki bir tuşa bastı. Basmasıyla beraber önce küçük bir kıvılcımdan sonra baltadan hafif bir vınlama sesi gelmeye başladı.
“ uzak durun “ diyerek baltasını kepenklere vurmasıyla demirler kesilerek ayrılmaya başladı….Tolganın gözleri kocaman olmuştu….” Bu nasıl….nasıl…bi dakka…bu mantıklımı ?... nasıl oluyo ya….” Diye kekelemeye başladığı zaman Burak, Tolganın omzuna vurarak “ BENDE iLK GÖRDÜĞÜMDE SENiN GiBi OLMUŞTUM BiRADER….O YÜZDEN ÇOK ŞEYAPMA BENCE “ dedi…
Hulusi baltası ile demirleri kesme işini bitirdiği zaman içeri girebildik…..
içerisinde keskin bir sessizlik vardı….arada kuşların kanat çırpma seslerini duyabiliyorduk….birde farelerin çıkardığı ince sesleri geliyordu kulağımıza….etrafta hiç yürüyene veya sesine rastlamadık….ama etrafta çok fazla kan lekesi vardı…sürüklendiği belli olan vücutlara ait kan lekeleri vardı….duvarlarda kanlı el izleri…bazıları sonrada aşağı doğru sıyrılıyordu….kan lekeleri çok zaman önce burada bir şeylerin olduğunu gösteriyordu ama lekelerin renklerinin koyuluğundan olan şey her neyse üzerinden senelerin geçtiği belli oluyordu…bu ortamın içinde Burak ve Kutay’ı izleyerek ilerlemeye başladık…
Geldiğimiz yerde Burak tek tek mağazaların içlerine bakmaya başladı…
başlık yok! burası bom boş!