-
226.
+1Rezerved
-
-
1.
0iyi okumalar kardeşim
-
2.
+1Teşekkürle fotolar gerçekten etkileyici bulamazmiyiz boyle ankarali zombili
-
3.
0o en baştaki resim gerçek kardeşim. (bkz: andre linoge) photosop çalışması
diğerleri 1 -
1.
-
227.
+1Rezervasyon
-
-
1.
0sizede iyi okumalar...
-
2.
+1Eyvallah vallaha öyle bi sardı ki yazan ellerin dert görmesin panpa
-
3.
0çok teşekkür ederim
iyi okumalar tekrar
diğerleri 1 -
1.
-
228.
+6Burkay tüfeğinin namlusunu camdan çıkartarak dışarı doğru nişan aldı….gözü dürbündeyken Tolga herkesi al adamın peşinden gidin ben buradan indirebildiğimi indircem….eğer kaçırdığım olursa sizindir…hadi çabuk olun….dedi.
Tolga yanımızda sadece MP5 tüfeklerimizin olmasını geri kalan keskin nişan tüfeklerini burada bırakmamızı söyledi.
Dediklerini yaparak silahlarımızı bıraktık ve tolgayı takip ederek binanın dışına çıktık.
Dışarda silah sesleri halen devam ediyordu fakat uzaklaşmaya başlamıştı. -
229.
+5Tolga hızlı olmamız gerektiğini söyledi... kaçan genci onlardan önce bizim yakalamamızın çok önemli olduğunu söyledi. Adımlarımızı hızlandırarak silah seslerini takip ettik.
Deniz bir ara ateş eden adamlardan bir tanesinin sağımızdaki köşeden geçtiğini gördüğünü söyledi.
Tolga ipekle Denizi o köşeye gönderip adamın nereye gittiğini izlemeleri için gönderdi.
Benide kendisini takip etmesi için ikaz etti.
Silah sesleri yaklaşıyordu.
Bir ara Burkay telsize girerek yerimizde kalmamızı istedi.
Tolga beni duvara yapıştırarak o şekilde kaldı. Çok uzaklardan tek el ateş sesi geldi aradan 2 saniye geçtikten sonra 3 metre ilerimizdeki köşeden bir kişinin acı dolu bağırma sesini duyduk.
Burkay devam etmemizi kendisinin onları koruduğunu ama acele etmemiz gerektiğini söyledi...
Adamın peşinde 4 kişi daha kalmıştı. -
230.
+4Acele etmeli ve adamı onlardan önce yakalamalıydık.
Burkay sürekli olarak önümüzdeki tehlikelere karşı bizi uyarıyordu. Bir ara boş bir sokağa çıktık etrafta kimseler yoktu.
Etraftaki sesleri dinlemeye başladık.
Silah sesleri solumuzdan gelmeye başladığı zaman o tarafta olduklarını anladık ve o yöne doğru ilerledik. Bir binanın etrafından dolaşmaya başladığımızda bize doğru koşan 2 tane yürüyen fark ettik. Tolga çabuk hareketlerle ikisinide kafasından vurarak etkisiz hale getirdi ve bana dönerek şu taraftan diyerek koşmaya başladı.
Burkay tekrar telsize girdiğinde bizim bulunduğumuz yere doğru 2 tane toplayıcının hızla yaklaşmakta olduğunu söyledi.
Tolga silahının şarjörünü doldurmak için harekete geçtiğinde Burkay adamların oldukça yaklaştığını söyledi. Benim silahım dolu ve hazırdı Tolga şarjörü takma işini henüz bitirmeden köşeden çıktım ve gelişi güzel ateş etmeye başladım.
ikisinide göğsünden vurarak öldürmüştüm...
Tolganın gözleri üzerimden ayrılmadan öldülermi dedi..
Korkmuştum...
Evet dedim sanırım öldüler... -
231.
+4Adamların yanına giderek kontrol ettik. Gerçekten ölmüşlerdi. O esnada arkamızdan bir ses silahlarımızı bırakmamızı yoksa beyinlerimizde birer delik açacağını söyledi.
Tam silahlarımızı bırakacakken 2 el silah sesi ile yere yığılma sesi işittik...
ipek ve Deniz adamın göğsünde iki tane delik açmış ve adamı orada öldürmüşlerdi.
Yanımıza geldiler ve ne yapmamız gerektiğini sordular.
Tolga şu tarafa gidelim diyerek yürümeye başladı.
Arkamızdan bir kişi daha silahlarımızı bırakmamız gerektiğini söylediği zaman hepimiz bu sesi arkamız dönük bir şekilde dinlemiştik...
Silahlarınızı bırakın... dedi arkadaki ses... ve neden beni koruduğunuzu söyleyin...
Bu korumaya çalıştığımız genç adamdı...
Hiçbirimizden ses çıkmadığı zaman... -
232.
+5Konuşun yoksa bunu bilmeme gerek kalmayacak... konuşun...
Bu seferde sağ tarafımızdan "asıl sen silahını indir ve üzerindekini nereden aldığını söyle yoksa ben beyninde bir delik açarım genç adam"... dedi.
Konuşan Burkaydı...
Bu üniforma benim dedi genç adam...
Tolga yavaşça arkasını döndü... silahı halen elindeydi...
Yalan söylemeyi kes artık... bu üzerindeki üniformayı en son 20 sene önce gördüm... KIZIL TiLKiLERE AiT BiR ÜNiFORMA GiYiYORSUN GENÇ ADAM... bence doğruyu söylesen iyi olur... yoksa buradan canlı çıkamayacaksın... seni neden koruduk sanıyorsun... çok iyi savaştığın içinmi... sadece senden almak istediğimiz cevaplar var... ilk sorumuzun cevabınıda üzerinde taşıyorsun...
Neyden bashsettikleri hakkında en ufak fikrim bile yoktu...
KIZIL TiLKiLER neydi...
Bu adam kimdi...
Adamın siyah bir kışlık montu kollarında TiLKi logoları vardı... ve sağ kolunda kırmızı bir bant taşıyordu...
Genç adam siz KIZIL TiLKiLERi nereden biliyosunuz diye sordu... -
233.
+4Erzurum'da o adamlarla omuz omuza savaştık... saldırı dalgasından sonra kimsenin kalmadığını sanıyorduk... asıl sen nereden biliyorsun diye sordu Burkay...
Adım Taner dedi genç adam... ve BEN KIZIL TiLKiLERiN YAŞAYAN SON ÜYESiYiM... DiĞERLERi ÖLDÜRÜLDÜ... BENDE BURAYA KADAR GELDiM...
Burkay ve Tolga silahlarını indirerek Tanere yaklaştılar...
Bu doğrumu dedi Tolga.. Kızıl Tilkiler yok mu oldu ?..
Evet dedi Taner... KIZIL TiLKiLERDEN GERiYE BiR TEK BEN KALDIM...
Tolga gencin montundaki logoda elini gezdirdi...
Nereye gidiyorsun diye sordu Burkay...
Bilmiyorum dedi Taner... hiç bir fikrim yok... KIZIL TiLKiLER beni her konuda eğitti ama şu an ne yapacağımı bilmiyorum...
Bizimle geliyorsun dedi Tolga... senin için planlarım var.. -
234.
+4Taner'i yanımıza alarak araçların olduğu yere doğru ilerledik.
Merkeze geldiğimiz zaman Tolga, Tanere kimseyle konuşmamasını tembih etti.
Onu grupla görüştürecek ve ne yapmaları gerektiğini konuşacaklardı... Tolgaya göre Taner çok değerliydi...
Grubun yanına Taner'i getirdiği zaman ilk ayağa kalkan kişi Can Tekin oldu..
Tolgaya bakarak " Tolga bu nedir " diye sordu...
Burkay . Taner'e bakarak anlat dedi... artık güvenli kişilerin yanındasın.
Taner konuşmaya başladı... -
235.
+7Büyük saldırıdan sonra Erzurum'da kimse kalmamış... sadece KIZIL TiLKiLER hayatta kalmış... ellerindeki bütün insanları eğitmişler... bende o sırada doğmuşum... ama doğduktan kısa bir süre sonra karargah saldırıya uğramış... ve geriye kalan herkesi yok etmişler... benide son anda kurtarmışlar... annem ve babamın kim olduğunu bilmiyorum... benim için sadece KIZIL TiLKiLER ve onların düşünceleri var... oradan beni kurtaran kişiler herşeyi öğrettiler bana... kamuflaj... silahlar... aklınıza KIZIL TiLKiLER ile ilgili gelecek her konuda eğitim aldım... bir gün grubumuz TEMiZLEYiCiLER tarafından pusuya düşürüldü ve kimse kurtulamadı... sadece ben... buraya geldiğim zamanda toplayıcıların arasına sızdım... cephanelerinden ve yiyeceklerinden aldım... kaçarken bir yürüyenin saldırısına uğradım ve açığa çıktım... sonrasını biliyorsunuz zaten...
Herkes hikayeyi sonuna kadar dinlediği zaman akıllarında bir fikir meydana gelmişti bile ama konuşan Can Tekin oldu...
GÖLGE TiMi ADINDA BiR GRUP OLUŞTURUYORUZ... SENiNDE BU GRUBA KATILMANI iSTiYORUZ... dedi...
Tabi dedi Taner...
TABiKi KATILIRIM...
Sanırım gruba bir kişi daha katıldı... -
236.
+1yaz yaz yaaaaz
-
-
1.
0iyi okumalar hikaye yarın devam edicek
-
1.
-
237.
+1Rezervasyon
-
-
1.
0iyi okumalar
-
1.
-
238.
+1haydi yaz artik
-
-
1.
0gün içinde yeni partlar gelecek.
iyi okumalar
-
1.
-
239.
+1Rez seri up up
-
-
1.
0iyi okumalar
-
1.
-
240.
+1Rezerved
-
-
1.
0hemmen geliyor...
-
1.
-
241.
+714 KASIM 2036...
ÜMiTKÖY...
ANKARA...
Taner'in gruba katılması ile şu an için dört kişiyiz...
Adam genelde konuşmayan bir yapıya sahip ama çok dikkatli olduğu bir gerçek, hemen hemen her şeye dikkat ediyor...
Daha ilk günden binanın yanlış tarafa doğru korunduğunu söyledi Furkan'a...
Binalar sadece yürüyenlere karşı korunuyordu cephenin binalara bakan tarafında nöbet kulelerinden başka bir şey yoktu..
Toplayıcılara ait Sağlam bir keskin nişancı teker teker buradaki herkesi avlar... kimsede merminin nereden geldiğini anlayamazdı lakin korunmasız tarafta çok sayıda bina vardı...
Burak bunun öğrendikten sonra o bölgeye diğer bölgelerdeki gibi koruma eklenmesini talep etti ve dediği mantıklı bulunarak işleme geçildi... -
242.
+7Haftasonunu o bölgeyi daha korunaklı bir hale getirmek için uğraşarak geçirdik.
Bu sabahta Hulusi ile eğitime çıkmamız gerektiğini bir önceden Ahmet söylemişti.
Tıp, biyoloji, doğal ortamda hayatta kalma ve diğer konular hakkında Hulusi bize yardım edecekti.
Ta ki Doğan'ın eskiden bozuk olan ve bizim yardımımızla tamir etmeyi başardığı uzun menzilli telsizin bir sinyali yakalamasına kadar...
Taner bizimle beraber kaldığı için sabah kalkar kalkmaz hazırlıklara başladık.
Önce cephaneliğe inerek ekipmanımızı ve silahlarımızı aldık.
Sonra dışarda Hulusiyi beklemeye başladık.
Kendisi aradan 5 dakika geçtikten sonra kapıda elinde baltası ile belirdi ve yanımıza geldi.
Tam söze başlayacaktı ki. -
243.
+6Doğan arkadan Hulusinin yanına hızlı hareketlerle geldi.
" Hulusi roleyi tamamen tamir etmeyi başardık etraftaki sinyalleri tararken bir mors alfabesi ile yazılmış bir mesaja denk geldik... Ahmeti bulamadım o olsa mesajda neler söylediğini bilebilirdi... ama belki sende yardım edebilirsin... " Dedi.
Hulusi önce bize baktı ve " bugün eğitim var... Ahmet'i bulamaz mısınız... bizde geri kalmamış olurduk hem... "dedi.
"Bulamıyorum... mesajda önemli bir şeyler yazıyor olabilir... Boşver şimdi eğitimi " diye Hulusiyi zütürmek isterken yanımıza Burak ile Kutay geldi...
" Ne oluyo la..nedir bu telaşınız... " Dedi Burak.
"Şu kademedeki eski roleyi tamir ettiklerinden sonra bir sinyal yakalamış cihaz ama mesajda ne yazdığını bilmiyoruz... Doğan hevesini kırmak istemiyorum ama en son anlamlı bir sinyal almamızın üzerinden neredeyse 20 yıl geçti... 20 kocaman yıl yedi bin üç yüz gün eder... mesajda her ne yazıyorsa muhtemelen eskimiş ve üzeri toprakla kapanmıştır... yani çok ümitlenme bence.. devrelerin biri şase yaparak cihazlardan birini çalıştırmış olmalı... dediğim gibi en son anlamlı bir mesaj alalı 20 yıl olacak neredeyse... " dedi Hulusi... -
244.
+6" Anladım " dedi Doğan... " Ama genede bi bakmanızı isterdim... en azından neler söylediği hakkında bilgi sahibi olurduk"
" Ben sana yarım edebilirim... " Konuşan Kutaydı.." Eğer kendini daha iyi hissettirecekse ben sana yardım edebilirim... Hayalet timinde hepimize Mors Alfabesi okuyabilme dersi vermişlerdi... ben sana yardım edebilirim... " -
245.
+6Çocuklar beni takip edin dedi Hulusi ve hep beraber Doğan'ın çalıştığı yere doğru ilerledik.
Benimle Denizin beraber tamirine yardım ettiğimiz cihaz bir başka cihaza bağlıydı ve sürekli olarak sinyal sesleri geliyordu.
Her sinyal gelişinde üzerindeki kırmızı bir ışık sürekli olarak yanıp sönüyordu.
Doğan...
" Cihazı uzun menzilde verici olarak çalıştırdığım zaman Etimesgut havalimanı çevresindeki birimler ile bağlantıya geçebiliyorum... verici kuvvetini biraz daha açtığım zaman bu seferde Elmadağdaki boş radyo frekanslarını yakalayabiliyorum... bunda sıkıntı yok... ama aynı kuvvette alıcı devresini harekete geçirdiğim zaman cihaz şöyle bir sinay yakalıyor... "
Dediği gibi alıcı devresini hareket ettirdiği zaman uzun ve kısa seslere sahip ritmik bir sinyal sesi gelmeye başladı cihazdan.
başlık yok! burası bom boş!