-
451.
+2Koydum şukulari panpa zevkle Beklemedeyiz. Helal olsun up yapın şuku atın diyr ağlayanlardan değilsin.
-
-
1.
+1teşekkür ederim kardeşim.
iyi okumalar
-
1.
-
452.
+2Ne zaman başlayacak panpa ona göre gircem sözlüğe
-
-
1.
+315 dakikaya atarım...
son düzeltmeleri yapıyorum -
2.
+2Eyvallah
-
1.
-
453.
+1Rezerved
beklemedeyiz -
-
1.
+1iyi okumalar
-
1.
-
454.
+7ihtiyar askeri bugün görmedim...
-
455.
+68 EYLÜL 2016
PERŞEMBE…..
ERZURUM….
Sabah gün daha aydınlanmadan hazırlanmaya başladık….
Yaseminde uyumamış belli ki kız saatlerdir yardım etmeye falan çalışıyor bize..
Rütbeli komutanda dün gece kendisine verilen bilgilerden sonra sürekli son durumları kontrol ederek bize bilgi vermeye çalışıyor…
Özellikle susturuculu silahları kullanmaya özen gösterin dedi ayrıca….ve sen Can Tekin ya o tabancalarını bırakacaksın ve sesi iyice bastırılan biri silah seçeceksin yada yanına o CrossBow’un oklarından çok fazla alman lazım.
Bu silahlar susturucu takılsa bile çok ses çıkartıyor dedi Can Tekin….
GEL BiRADER GEL BAK NE YARAR VARSA KARDEŞiNDEN VAR diyerek iki tane kutu çıkarıp koydu Burak Can Tekin’in önüne. -
456.
+6Can Tekin kutuları açtığı zaman gözlerine inanamadı….
Kutuların içinde KiMBER DESERT WARRiOR TFS 45 ACP marka iki tane tabanca vardı…
Bunların ucuna susturucu bağlayabilirsin dedi bu senin ortamda hayalet gibi olmanı sağlayacaktır…..
Bizde Kutay’la aynı tabancalardan kullanıcaz…
Burak ve Kutay susturucu takılmış M-16 COLT PATRiOT tüfeklerinden aldılar.
Doğan her zamanki gibi MP-5 tüfeğini hazırlamıştı.
Furkan ve Burkay M24 tüfeklerine susturucularını takıyorlardı ve kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlardı…
Tolga yanına M4A1 tüfeğini aldı ve susturucusunu taktı…sonra saçlarını gene samuray stili bağlayarak tabancasını hazırlamaya başladı…. -
457.
+6Hulusi baltasını hazırladıktan sonra gruba dönerek….
GAZ MASKESi VE ÇOK MiKTARDA FiLTRE ALIN YANINIZA DEDi…..BÖLGEDE HASTALIĞIN NE TÜRDE BiR YAYILMA GÖSTERDiĞiNi BiLMiYORUZ….HAVA YOLU iLE BULAŞACAKSA BUNA HAZIRLIKLI OLMALIYIZ….ELiNiZDEKi EN iYi GAZ MASKELERiNi KULLANIN HEMDE….
Bu arada Yasemin bize yememiz için yarım ekmeklerin içinde bir şeyler hazırlamış onları yedik.
Komutan tekrar içeri girdiği zaman Hulusi , kutunun içinden yirmi adet şırıngayı alarak çantasına koydu ve geri kalanını komutanın yanına zütürerek.
Bakın komutanım….bu kutunun içinde insanlığın devamı ve geleceği için çok önemli bir yere sahip bir şey var……TEDAVi BU KUTUNUN iÇiNDE……SiZE ciksEN ADET ŞIRINGA BIRAKIYORUM….Eğer planda bir değişiklik olursa dönemezsek yada dönemezsem….şırıngaların içindeki formülü tekrar analiz edin ve çoğaltın…elinizin uzanabileceği yere kadar ulaştırın tedaviyi.. SiZDEN BUNU YAPMANIZI iSTiYORUM…. -
458.
+7Diyerek kutuyu Komutana teslim etti.
Komutanın gözleri yaşarmıştı….
Tedavi bulunmuşmuydu dedi sessiz bir şekilde.
Evet dedi Hulusi…fakat kimseye güvenemediğimizden bu bir sır olarak kaldı….Polatlıdaki durumu biliyorsunuz…..bu yüzden bunu bir süre daha saklamanızı isteyeceğim…en azından bizim dönüşümüze kadar…eğer dönen araçtan ben inmemişsem…o zaman gidebildiği yere kadar zütürün bu tedaviyi….
Hepimiz hazırlanmıştık ve sıra gölgeye gelmişti…
Yanlarında gölge yazan çelik yeleğini giydirdikten sonra Tolga eline aldı gölgeyi ve çelik yeleğinin iki tarafına bir aparat yerleştirdi sonra bu aparatlara askeri amaçlar için üretilmiş şarjlı el fenerlerinden koydu.
Uzun süredir aklımdaydı zaten…..böyle daha yararlı olur dedi. -
459.
+7Peki herkes hazırsa eğer gitmeliyiz bu gün bu işi bitireceğiz dedi Can Tekin….
Ve dışarı çıkıp helikopter pistine doğru ilerledik.
Burak’ın yanından Leydi de gelmekteydi.
Burak, Yasemine bakarak…
Yasemin bizim şimdi gideceğimiz görev Leydiye göre değil maalesef…..bu gibi durumlarda hiç bulunmadı…bu yüzden biz gelene kadar ona senin bakmanı istiyorum….bunu yapabilirmisin ?... yoksa orada ölebilir….
Peki dedi yasemin sizin için ona bakarım…
Bizi alması için bir UH-60 BLACKHAWK helikopteri geldi.
Biz helikoptere binerken Can Tekin , Yasemin’in yanına gitti ve bi şeyler konuştuktan sonra sarıldılar..
Helikoptere Can Tekin’in binmesiyle havalandı……
Yeni durağımız DiYARBAKIRDI….
KARANLIK BÖLGE….. -
460.
+8Pekala şöyle yapıyoruz dedi Burak gruba bakarken……karanlık bölge hava sahasına girdiğimiz zaman gaz maskelerimizi takacağız…helikopter bizi bahsi geçen binanın açığındaki araziye bırakacak ve geri dönerek karanlık bölgenin dışında bizden gelecek haberlere göre hazır bir şekilde bekleyecek…..kutay ve doğanda savaş uçaklarının bölgeyi vurmaları için lazer işaretleyiciler var…iniş noktamızda büyük bir direniş ile karşılaşırsak bunları kullanacağız…..indiğimiz zaman Ben, Kutay ve Can Tekin bölgenin güvenliğini alacağız…..sonra Ahmet ve Tolga gideceğimiz yöne doğru bize yol açacaklar….Burkay ve Furkan uzak mesafede yolumuza çıkanlar olursa onları halledecekler….Doğan’da merkez ile haberleşmemizi sağlayacak……ne olursa olsun Hulusiyi çok fazla boş bırakmayacağız…..anlaşılmayan bir durum varmı ?...
Kimseden ses gelmediği zaman
Pekala mühimmatlarınızı ve silahlarınızı tekrar kontrol edin…
Helikopter daha ziyade alçak uçuş yapıyordu…. -
461.
+7Pilot karanlık bölgeye girdiğimizi söylediği zaman gaz maskelerimizi taktık…..
Diyarbakır sınırından girdiğimiz zaman gördüğümüz manzara hepimizi dehşete düşürdü….
Gri renkli bir şehir vardı altımızda….
Dumandan ve isten griye dönmüş olmuş bir şehir….
Şehrin üzerinde hiçbir hava aracı yoktu….
Sadece uçuşan dumanlar vardı…..
Şehrin her yanından dumanlar çıkıyordu……
Pilot alçalmaya başladığını söyledi telsizden….
Yenişehir bölgesindeki bir açıklığa geldiği zaman havada sabit bir şekilde durmaya başladı. Aracın iki yanından aşağı doğru kalın halatlar bırakıldı...
Halatlardan tutunup aşağı inmeye başladık bende gölgenin yeleğindeki metal parçayı kendi yeleğime bağlayarak o şekilde indim…. -
462.
+7Helikopter bizi bıraktıktan sonra “TEBEŞiRLER TAHTAYA BIRAKILDI…..ÖĞRETMENLER ZiLiNi BEKLEMEK iÇiN DIŞARI ÇIKIYORUM” diyerek ayrıldı…….
-
463.
+10https://www.youtube.com/watch?v=Vu3RGFkfVgITümünü Göster
( bu partı bu şarkıyı dinleyerek okuyunuz )
Şehrin halini anlatmak hiçte kolay değildi….
Paramparça olmuştu adeta….
Ses sanki burayı terk etmiş gibiydi…..
Ortamda sadece kargaların ve rüzgarın sesi vardı….
Temkinli ilerleyin dedi Can Tekin…burasını hiç beğenmedim….
Etrafımıza dikkat ederek yavaş bir şekilde sokağa doğru çıktık….
Sokaklar yerde yatan ölü insanların cesetleri ile doluydu….
Sokakta o kadar uzun süre durmalarının sonucu olarak bazı cesetler iyice çürümüş….
Bazıları ise kurtlanmaya başlamışlardı…..derilerinin altlarındaki kurtçuklar insanın midesinin bulanmasına neden olan o dalgalanmayı yapıyorlardı….
Sinek vardı her yerde gölgeyi rahatsız edecek kadar fazlalardı….
Duvarlarda mermi izleri ve yanık izleri vardı…..
Burak etrafına bakarak tamamen unutmuşum burayı dedi…
Evet dedi Kutay bende unutmaya çalışıyordum…ama aklımdan hiç çıkmıyordu aslında…
Burası ne hale gelmiş dedi Burkay….
Buraya herkes gelemiyor dedi Furkan…..son anda bizi geri çekmişlerdi…..
Dikkatli bir şekilde ilerlerken birden arkamızdan bir ses geldi. Can Tekin tabancalarını sesin geldiği yöne çevirdiği zaman kocaman bir fare göründü ağzında birisinin eli vardı ve sürükleyerek zütürüyordu.
Bütün grup gerilmişti birden.
Etrafımıza daha çok dikkat etmemizi sağlamıştı bu ses..
Sokaklarda bir yerlere çarpmış arabalar vardı…
Ve terk edilmiş arabalar, kapıları açık bir şekilde öylece bırakılıp gitmişlerdi insanlar.
Bazı arabaların üzerinde kurşun delikleri vardı…
Bazılarının camları tuzla buz edilmişti….
Bazı arabaların içlerinde halen insanlar vardı.
Ama ölmüş ve çürümüşlerdi….
Dükkanların camları kırılmış ve içerisi yağmalanmıştı….
Bazı binaların duvarları yıkılmış ve içerisi görünüyordu…
Çöp konteynerlerinin içinde parçalanmış insan uzuvları doldurulmuştu….
Kafası olmayan yürüyenlere ait bedenler vardı…
Grup dikkatli bir şekilde ilerlemeye devam ediyordu….
Polis merkezinin tamamen yakılmıştı…
Camlarının etrafında simsiyah isler vardı…
Ve kapısının önünde öldürülmüş polislere ait cesetler ve cesetleri yiyen kargalar vardı…..
Ana kapının önünde asılmış yürüyenler vardı…
Bazılarının bedenleri parçalanmıştı ve kopardıkları uzuvları da kapıya asmışlardı…
Yolda ilerlerken uzun bir konvoy halinde askeri araçlar ve Kızılay araçları vardı.
Ama sanırım araçlar saldırıya uğramışlardı Çünkü zırhlı araçların ve Kızılay araçlarının etrafında kurşun delikleri vardı…
Kamyonlar tamamen boşaltılmıştı….
Bazı yerlerde portatif sağlık ocakları kurulmuştu ama onlarında içlerinde ölü sağlık personelleri vardı….
Kim bu kadar insanı öldürmüş olabilir….hangi cani grup dedi Tolga…
Biz yaptık dedi Kutay….
Karanlık bölgeyi bu hale HAYALET TiMi getirdi…ilk başlarda bölge ile merkezin arasındaki haberleşmeyi sağlamak için gönderilmiştik bölgeye…sonradan durum iyice kontrolden çıkınca bölgede canlı kalmayıncaya kadar her yeri temizlememiz söylendi…burası tamamen HAYALET TiMiNiN ESERi…BU YÜZDEN BURADA OLMAK CEHENNEMi YAŞAMAK GiBi…..
BURADAN TEK KURTULAN BiZDiK dedi Burak etrafına bakarken….ŞiMDi DÜŞÜNÜYORUMDA iYiKi BU S.KTiMiN YERiNDEN KURTULMUŞUZ…
Üzerimizden büyük bir karga sürüsü geçti ve şehrin içlerine doğru ilerledi…..
Pastaneler , mağazalar, marketler her yer talan edilmişti…
Sanki kıyamet sadece bu şehrin üzerinden geçmişti…… -
464.
+6Çok ilerden bir köpek göründü. Çok iri bir hayvandı bu.
Burkay silahını doğrultarak dürbününden baktı ve sadece bir köpek dedi.
Fakat köpek hızlı adımlarla bize doğru ilerliyordu…
Doğan bu şekilde gelmesi normalmi diye sordu.
Bende hayır dedim köpekler sadece bir durumda bu kadar hızlı hareket eder…
Saldıracakları zaman…
O zaman biz ondan daha hızlı davranalım diyerek köpeğe nişan aldı.
Hayvan artık koşmaya ve hırlamaya başlamıştı…
Furkan tek bir atış yaptı ve hayvan yere düşüp sürüklenmeye başladı….
Kendi etrafında yerde sürükleniyor ve anlamsız sesler çıkartıyordu…
En sonunda çok tiz bir ses çıkartarak öldü…ses sanki bütün şehirde yankılanmıştı…
Bu sesi hiç beğenmedim dedi Can Tekin… -
465.
+7Bende dedi Doğan…
Sonra etraf tekrar sessizliğe büründü sonra Köpeğin çıktığı sokaktan birisi çıktı..
Topallayarak yürüyordu ve vücudu sanki yamulmuş gibiydi…
Anlamsız sesler çıkartıyordu.
Hiçbir ses olmamasına rağmen dönüp bize doğru baktı ve anlamsız sesler çıkarmaya başladı ardından bize doğru döndü….
VE OLANCA HIZIYLA KOŞMAYA BAŞLADI……
ANASINI S.KYiM diye bağırdı Burak.
Koşarken bir taraftan ağzından salyalar akıyordu…
Ateş etmeye başladık ,vücuduna saplanan kurşunlara rağmen bir türlü yere düşmüyordu.
iyice yaklaştığı zaman BU KADAR KOŞU YETER diyerek Can Tekin elindeki Crossbow ile yürüyenin kafasına tek bir ok attı ve yaklaşan yürüyenin kafasındaki oku çıkartırken aynı zamanda göğsüne sert bir tekme attı… -
466.
+8Yere yuvarlanan yürüyenin yanına gitti, ayağını kaldırdı , yürüyenin kafasına sert bir şekilde bastı….
Bu neydi şimdi dedi Kutay…
Üzerinde deney yapılmış bir yürüyen dedi Hulusi…
Etrafta bunlardan çok fazla olmalı…hadi hedefimize doğru ilerleyelim…
Fakat çok geçti….
Arkamızı döndüğümüz zaman bize doğru koşarak gelen yirmi kadar daha yürüyen gördük…
HAS. KTiR diyerek bağırdı Tolga……
Ve ateş etmeye başladık… -
467.
+8Kafalarına nişan alın diye bağırıyordu Furkan…
Kendimize etrafta ne varsa siper ederek ateş etmeye devam ediyorduk..
Çok zor ölüyorlardı…
Tolga yeleğinden bir el bombası çıkartarak pimini çekti ve kalabalığın ortasına attı….
Fakat yürüyenlerden birisi yerdeki henüz patlamamış el bombasına baktı ve eline aldı.
Tam bize atacağı sırada elinde patladı ve paramparça oldu….
BUNU GÖRDÜNÜZMÜ LAN……dedi Burak
Geri çekilin diye bağırdı Hulusi….bunlar sandığımızdan daha tehlikeli bir haldeler….. -
468.
+9Hem geri çekiliyor hem de bize doğru gelen yürüyenlere ateş ediyorduk.
Can Tekin geri kalanları ben alırım hedef bina hemen şu sokağın sonunda….gidin diyerek CrossBow’u sırtına astı ve tabancalarını çekerek yürüyenlerin arasına daldı.
Ellerini iki yana açarak etrafındaki yürüyenlere ateş etmeye başladı….aynı zamanda kendi etrafında dönüyordu….
Herkes koşarak uzaklaşmaya başladı….
Ben ve gölge köşede bekledik ve dönmeden Can Tekin’i korumak için ateş etmeye devam ettik.
Can Tekin’in arkasından bir yürüyen hamle yapacaktı ki Gölge yanımdan koşarak boğazına saldırdı ve gırtlağını parçalayarak yürüyeni yere serdi..
Hedef bina tam önümüzdeydi, koşarak içeri girdik ve kapıyı kapattık…. -
469.
+7Hangar şeklinde bir yerdi burası….
içerisi oldukça karanlıktı ve leş kokuyordu….
Gölgenin iki tarafındaki fenerleri açtık. Artık önümüzü görebiliyorduk.
Ortamın neden leş gibi koktuğunu fenerlerin açılmasından sonra anladık…
Hangarın içinde masalar vardı ve üzerlerinde yürüyen cesetleri….
Her yerlerinde kablolar vardı ve serumlar….
Röntgen resimleri asılmıştı duvarlara….
Bazı yürüyenlerin üzerlerinde kırmızı renkte çarpı işaretleri vardı ve olumsuz veya negative yazılı kağıtlar asılmıştı…
Burası neresi dedi Doğan…
Sanırım yürüyenlerin üzerlerinde deneylerin yapıldığı yerlerden biri dedi Hulusi…
Bazı yerlerde Rusça yazılar yazıyordu…
Bu sahneleri izlerken ilerden dişçi koltuğuna benzer bir koltuğa oturmuş bir adam gördük…
Adamın kollarında serumlar bağlıydı…
Karanlığın ortasında tek başına duruyordu….. -
470.
+7GELiN dedi bize…YAKLAŞIN…..BENDE SiZi BEKLiYORDUM…….
Yavaşça yaklaşmaya başladık.
SiZ ŞU ANKARADAN GELEN KiŞiLERSiNiZ DEĞiL Mi ?... VE SiZLERDE ERZURUMDAKi ASKERLERSiNiZ….HEPiNiZi TANIYORUM….
Adam konuşurken canının çok yandığı belliydi….yüzünden acı fışkırıyordu adeta.. arada öksürüyor ve gözlerini kapatıyor ve acı dolu sesler çıkartıyordu…
Sen kimsin dedi Burak….ve neden bu haldesin…..
SEN ŞU HAYALET TiMiNDEKi BURAKSIN DEĞiL Mi ?... BURALARI BU HALE GETiREN ADAMLARDAN BiRiSiN... NE GEÇTi ELiNiZE BURASINI BU HALE GETiRMEKLE….
Biz sadece emirler uyguladık dedi Kutay….
başlık yok! burası bom boş!