-
1.
0ilk babamın ben dövmesiyle kendime geldim. Küçüktüm o zamanlar, herşeyi kavrayamıyordum. Hayat nedir, ekmek parası nedir, aşk nedir sevgi nedir. Gerçi sevgi bilindikti. Annenin şevkatiydi.
Babamın dövmesinden kurtarmak için kafasına çaydanlık fırlatmaktı çocuk şevkatide.
Hatırlarım bak küçüklerde bir katalitik vardı. Onun üstüne çıkar alırdım babamın o zamanlar ilk aldığı a1018 telefonu. Ta o zamanlardan geliyor şu teknoloji meraklılığı. gib kadar boyunla katalitiği çek, sehpayı koy, çık üstüne al telefonu.
Kurcaladıktan sonra da tekrar aynısını yap işlemlerin, ha telefonuda kilitlemeyi unutma tabii..
-
2.
0Gerçi babamın gücü sadece bize yeterdi. Annem yetiyordu ona. babamdan daha baba, daha erkekti. Vurdummu oturtuyordu, babam gıkını çıkartamıyordu.
Nasıl oluyor anlamıyorum. O zamanın uzman tank çavuşu olan adam bir kadından nasıl fırça yerdi halen aklım almaz.
Tabi kandan gelen birşey bu. Ananemde çok katı bir insandı. O da vurdummu duvara yapıştırıyordu beni.
Kanda var kanda... -
3.
0O zamanlar kavga dövüş gidiyordu ailemiz. Bir ara düzelir gibi oldu, sucu dükkanı açtı bizimkiler. iyi kötü yuvarlanıyordu, eve ekmek geliyordu. Birde pejo motor vardı tabii. E anasının amı gibi sular elde taşınmaz ya..
Ne oldu ne bitti bilmiyorum ama o dükkanımız kapandı. Hayatımızda tek kendi işimiz vardı, oda bin oldu.. Birdaha aile böyle beraber, böyle kavga gürültülü ama iç içe olamayacaktı.. -
4.
0http://www.youtube.com/watch?v=Tp2T3rio82w
Nedense bu şarkı beni mutlu ediyor. Mutlu ettiği yandan hüzünlendiriyor da. Karmakarışık bir durum..
Ama sigarama da eşlik ediyor, en çok bunu seviyorum.. - 5.
-
6.
0O sucu dükkanının kapanışından sonra evde similti gibi takılan babamdan bıkmış olacak ki, annem izmire taşınmaya karar verdi. Evet karar verdi, fiilde de bahsedilen imgeden anlaşılacağı gibi tek başına, bizsiz.. Çekti gitti.
Ama planında varmış, 1 hafta sonra babamdan bizi getirmesi istedi. Getirecek, ve sonra ne isterse onu yapacaktı, hayatını yaşayacaktı.
11 ve 8 yaşında iki erkek çocuğunu otobüse bindirip kestirmeden başladı sanırım hayatını. Bu kadar da züt olunmaz ki...
Tıpkısının aynısı olduğum adama ilk defa o an nefret etmeye başlamıştım. Beni körükleyen oydu, ama seviyordum ya. Çünkü o adamdım ben, tıpkısının aynısı.. -
7.
0izmire geldiğimizde otogarda bizi karşılayan anneme sevinip kucağına atlamıştım, bunu çok iyi hatırlıyorum. Ve bizi zütürüp yokluktan bir depoda 1 hafta boyunca yatırmasını da...
Ne yapsın ki? Hiç bilmediği bir şehire gelip 1 haftada ev tutup donatabilecek miydi ki için mobilya ve eşyalarla ?
iyi veya kötü, bu bizim başlangıcımız olmuştu. iyi değil, devam hep ama hep kötü olmuştu.. -
8.
0Bir ev bulup borç senet yerleştirmişti bizi. Çok iyi hatırlarım evimizde radyodan başka hiç bir teknolojik aletin olmadığı dönemleri. Bütün gün radyo dinlemeyi bir deneyin..
gerçi o zamanlar facebookmuş twittermış, akıllı cep telefonlarıymış yoktu bunlar. Zaten avutulacak bir tek televizyon vardı, o da bizde yoktu..
hep bu çekingenliklerimizden kaybettik, sokağa çıkıp oyun oynayamazdık, bütün gün evde oturur dururduk 1+1 evde.. -
9.
0Abimle de kedi köpek gibiydik, her gün edilen kavgaların ziyadesinden nereye kaçacaksın ki züt kadar evde. Diğer odaya geçtimi yakalayıp yine dövüyordu, yine başlıyordu ölümüne kavgalar, ısıtıcıyı kafasına geçirip kışın yorgan altında oturmalar..
o zamanlar okula da gidiyorduk. Günde 1 neler alınabilirdi ki kantinden, git bakalım bak adamın gözüne, kim veriyor simidin yanında ayranı sana bedavaya? Varmı öyle bir babayiğit?
herkes huur çocuğu olmuş... -
10.
0zaman geçtikçe eve birşeyler getirelim diye çay mı taşımadık askılarda, tırnak makası mı satmadık sokaklarda, köfte mi zütürmedik bigiblet selelerinde, yada tavuk mı çıkartmadık o köz olmuş kömürün üstünden çıplak ellerle? Herşeyi yaptık be güzel kardeşim.
Ufacık tefecik masraflarımızı kendimiz çıkaralım diye okuldan çıkıp dükkana mı koşturmadık, akşam eve gelip kapıdan geçince yatağa uzanıp uykulara mı dalmadık o yorgunluklarla?
Hiç de sevmem kendini acındıranları, ama bunlar acındırmak değil, bunlar şükretmesini bilmeyenlere küpedir kulaklarına..
Anasının babasının kıymetini bilsinler de şükretsinlr hallerine. Allah düşürmesin de, bir yaşarlarsa o zaman anlarlar, ama geç olur be güzel kardeşim.. -
11.
+1@11sağ tarafta başlık takibin yanındaki + ya bas kardeşim.
@10 eyvallah. benden sana gelsin madem. http://www.youtube.com/watch?v=Tp2T3rio82w -
12.
0Zaman geçti, liseye geçtik. Ama biter mi?
Adam benim hayatımı önceden yaşamış sanki söylemiş cümlesini; 'durmak yok yola devam'..
Aileden alınan harçlıkların tadı güzeldir heralde, pek fazla tadına bakamadım ben o duygunun. Hep kendi çalıştığımı yedim. arada kendime sürprizler de yapmadım değil tabi. Simit ayrandan sonra çikolatamızı yiyorduk paşalar gibi.
Siz hiç yaşadınız mı okul pantolonunuzun patlak olduğunu. uzun eşek oynarsın patlar gider diktirrisin.
Ama fermuar kısmı patlaktır, 3 ay boyunca gidersin öyle okula her hafta sonu annene diktirip.. -
13.
0Çoğu zaman da yağlı olur zaten pantolon. Ayakkabında yağ içinde kalmıştır her gün çalışmaktan. O tavuk yağı çıkmaz kardeşim pantolondan gömlekten. Kokar birde leş gibi. Kimisi der bu çocuk kokuyor diye belki, onların ben dıbına koyayım ama delikanlıları da var şu hayatta. halen canım kanım kardeşim bildiğim adamın bana yeni aldığı ayakkabısını verdiğini bilirim lise vakti. Halen saklarım bak o ayakkanıbıyı kaç senedir. Bazen buluşunca giyerim bak derim oğlum sen vermiştin bana bunu..
Aslında zaten bir o bilirdi benim durumumu. Çünkü demin yukarda anlattıklarımı çoktan atlatmış, herşeye rağmen kimseye hiç birşey belli etmeyen, sürekli gülen, insanları eğlendirmekten başka bir vazifesi olmayan bir insan haline gelmiştim. - 14.
-
15.
0@16 onunla benim ne alakam var onu anlayamadım, ama yinede göz gezdiririm birazdan.
-
16.
+1Sınıfta her şeyin benim tarafımdan yapıldığı, hocalara karşı binliklerin, kapı kırmaların, gırgır şamataların, ders asmaların, organizasyonların, herşey ama herşeyin. Hani vardır ya zengin binleri, kızlar etrafında dolanır, diğer züt herifler de yalakalık yapar bişeyler koparabilir miyim diye? Aynı işte. Ama tek farkımız o kadar zengin değildik. Ama insanlara kattığım enerji, her dakika yüzlerini, yüz hatlarını ağrıtacak kadar sırıttırma yetisi beni onlara benzetiyordu.
Ama yukarıda da söyledim, insanlar huur çocuğu. Herkes herşeyden faydalanmaya başlar olmuş. Her zaman çağrıldığın, her fırsatta görüşmeyi isteyen arkadaşlarının bir zaman sonra sadece onları mutlu ettiğin, güldürdüğün için çağırdıklarını öğrenince anlıyorsun bunu mesela.
Şöyle bir yazı vardı bir resimde, şimdi onu bulamadım ama belki yazıyı okuyanların hafızasında canlanır o resim.
Tam olarak da buydum ben bir zamanlar..
Komik insanlar:
- Sizi hep güldürürler,
- Komiktirler,
- Her zaman yanınızda olur, size destek olurlar,
- En iyi arkadaşınız, kankanız olurlar,
- Hep gülerler,
- Dertleri yokmuş gibi davranırlar,
- Ve dertleri olduğunu birisi fark etmeden ve sormadan dertlerini anlatmayacak kadar naif ve utangaçtırlar aslında,
- Bu yüzden dertleri yok sanırsınız ve sormazsınız bile,
- Yalnız kalırlar,
- Çünkü çoğu insan onlarla moral bulmak, gününü değerlendirmek, gülmek veya eğlenmek için konuşur,
- Ertesi gün kimsenin aklına bile gelmezler,
- Bunun farkına varırlar, hayattan soğurlar, acı çekerler ve mutluymuş numarası yapmaya devam ederler.
- Nerden mi biliyorum? Ben de o komik insanlardan biriyim -
17.
-1die erste grundschule in seiner heimatstadt ehrt grad in osmaniye abgeschlossen am 7. januar. seine familie war wohlhabend, bis die universität hat seine ausbildung an privatschulen fortgesetzt. reichtum mittelschule benannt einen garten, drei jahre älter als er selbst, mit seinem bruder an der hochschule der cukurova in adana privaten ınternat untersucht. hochschulbildung nach ıstanbul bei verwandten. emirgan akgün schrieb dem college. ım zweiten jahr an der high school zum college in etiler sonder vorfahren weitergegeben und erhielt einen schulabschluss aus dieser schule wieder.Tümünü Göster
universitätsleben (1967-1971) [bearbeiten | quelle ändern]
devlet bahçeli, 1967, ankara akademie der wirtschafts-und handelswissenschaften (jetzt der name der gazi universität fakultät für wirtschaft und verwaltungswissenschaften) gewonnen und außenhandel begann zu lesen. republikaner nationalen bauernpartei führer alparslan türkes fing an, zu dem seminar gehen. dann an der akademie gegründet, die grauen wölfe. türkei 1970-71 diente als generalsekretariat des nationalen föderation studenten gefunden. garten, auf der einen seite, während eine aktive politische aktivitäten, auf der anderen seite setzten ihre akademischen studien.
zeit-assistent (1971-1987) [bearbeiten | quelle ändern]
er schloss sein studium im jahr 1971 und im selben jahr ankara wirtschafts-und handelswissenschaften akademie und seine schule diente als assistent in der abteilung für wirtschaft. er war ein gelehrter eng mit den studierenden. ıdealist auch einer der gründer der vereinigung der financiers und wirtschaftswissenschaftler, universität academy und der hochschule assistants association (umıd-a) ist einer der gründer und präsident. auch als kurze ünay universität und die schule der akademie, gegründet und geleitet hilfe.
devlet bahçeli, gazi-universität, promovierte in wirtschaftswissenschaften am ınstitut für sozialwissenschaften und der fakultät für wirtschaftswissenschaften und verwaltungswissenschaften der gleichen universität in der wirtschaftspolitik in der abteilung bis 1987 arbeitete er als mitglied der fakultät. dr. garten wieder, dieses mal in der türkei und in der weltwirtschaft und außenpolitischen fragen von ınteresse für die türkische geschichte und arbeitete in diesen bereichen.
politischen leben (1987 -) [bearbeiten | quelle ändern]
am 17. april 1987, die als mitglied der fakultät an der universität garten, der am 19. april 1987 er an die parteiführung im kongress und der mcp groß ernannt wurde generalsekretär gewählt abgehalten wurde zurückgetreten.
mcp und mhp management-team mission in jahrzehnten fort, mit einem garten zu verschiedenen zeiten des generalsekretariats, zum stellvertretenden vorsitzenden, zentralvorstandsmitglied, mitglied des zentralkomitees des verwaltungsrates, präsident head-consulting tätig und 6. juli 1997, dem mhp 5. außerordentliche kongress wurde nach der präsidentschaft ernannt. bei den parlamentswahlen im jahr 1999 stattfand, mhp und anap und dsp auf die entstehung der zweiten partei in der koalitionsregierung kam zu dem staatsminister und stellvertretender ministerpräsident. bei den parlamentswahlen 2002 scheiterte die partei ins parlament gewählt dicken unterhalb der staumauer. 2007 allgemeine wahlen, hat die türkei als vorsitzender der partei der nationalistischen bewegung beigetreten. party mit den durchgang von der staumauer wieder ins parlament als abgeordneter. 24 periode wieder osmaniye parlament als abgeordneter eingetragen. -
18.
0Bir de sigaraya başladık be güzel kardeşim. Çok da iyi sandık. Maharet sandık. Şimdi küfürler ediyorum, dıbına koyayım diyorum o kuzenimin bana ilk sigara uzatışını.. Keşke almasaydım diyorum, mahalleden kızlar geçiyor hava atarız diye içelim dediğimi hatırlayıp kendime defalarca sövüyorum.
Ve şimdi bir sigara daha yakıyorum size bunları anlatırken. -
19.
0Bu şekilde geçti benim lise hayatım. Hayatım boyunca şöyle doğru düzgün alışverişe yeni yeni çıkmaya başladım. ilk defa kendi beğendiğimi kendim aldım, ilk defa korkmadan bir dükkana girdim, seçtim, aldım ve çıktım. Bunca yıldır yaptığım şeyin bana yapılması tuhafıma da kaçmadı değil tabi..
Dükkana gelen bir insanı mutlu edebilmek için hizmet etmek. Ben buna alışmışım yıllar boyu. Kendinden küçüklere abi çekmek, abla çekmek. Sırf patron dedi diye işte bunlar. -
20.
0Öyle böyle lise bitti ite kaka, hiç bir şey bilmeden başladığım bu teknoloji işlerine dalıvermişim birden. Lise 2 de hediye gelen ilk ikinci el bilgisayarımla öğrenmişim her şeyi. Bize düzgünü gelir mi ki? Herşeyi sıkıntılı, hergün bir sorunu çöze çöze öğrenmişiz bunları biz. Liseden de biraz programlama kapmışız, güzel bir projeyle tubitaka katılmışız. Kafam basıyormuş demekki o zamanlar bu işlere. Programlama dedinmi benden soruluyordu o zamanlar. Hocanın cevap kağıdındaki yanlışlıktan ötürü yırtıp, benim sınav kağıdımı cevap anahtarı yaptığını bilirim o zamanlar. Hoca masasında oturur, ben gezerdim programlama derslerinde masa masa diğer arkadaşların sorunlarını çözmek için.