-
1.
0anarşizm, sol idelojilerin en marjinali olarak kabul edilir. terim, "başsızlık" anlamı taşıyan yunanca bir kelimeden gelir. bu ideolojinin bağlıları, devletin topluma zarar veren bir kurum olduğunu iddia etmiş ve insanların özgürlük ve barışa ulaşabilmesi için devletin ortadan kaldırılması gerektiğini savunmuşlardır.
devletle beraber dine karşı da tavır almışlar ve dinin yok edilmesine çalışmışlardır. fransız devrimi'nin ardından ortaya çıkan bu ideoloji özellikle 19. yüzyılda yaygınlık kazanmış, rusya'daki bolşevik devrimi'nin (1917) hazırlanmasında da rol oynamıştır.
edit: beyler bu başlıkta anarşizmin nasıl bir yanılgı olduğundan bahsedeceğim.
özet:bir ülkenin refahı için ekonominin devlet tarafından denetlenmesi, yasalarla düzenlenmesi, kimi zaman da doğrudan devletin müdahalesi ile yönlendirilmesi zorunludur. devletin bunları yapabilmesi için de elbette güçlü olması gerekmektedir.
edit 2: özeti anlamanız için yazılanları okumanız gerekmektedir.
-
2.
0özet geç
-
3.
0öncelikle anarşizmin tamamen hayali ve gerçeklerden uzak bir düşünce olduğuna dikkat etmek gerekir. çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir zaman bu ideoloji uygulanmamıştır. hiçbir zaman bir devletin lağvedilmesi ve anarşist bir toplum kurulması gibi bir vakıa yaşanmamıştır. sadece bazı kriz zamanlarında devletlerin otoritesi zayıflamış, bunun sonucunda ise topluma barış ve huzur değil, aksine sadece kavga, çatışma ve yağma gelmiştir.
-
4.
0başka türlüsü de mümkün değildir. çünkü devletin olmadığı bir ortamda, toplumun kendi kendini düzenleyerek asayiş ve istikrar oluşturması imkansızdır. devletin olmadığı bir ortamda kanunlar da olmayacaktır. dolayısıyla "suç" kavramı ortadan kalkacak ve herkes istediği fiili rahatlıkla yapabilecektir.
dileyen kişi bir başkasının malına ya da canına kast ettiğinde, bu suçu "suç" olarak tanımlayacak ve engelleyecek bir otorite bulunmayacağı için, karşısında hiçbir engel de bulmayacaktır. hırsızlar istedikleri malı çalacaklar, katiller diledikleri insanı öldürecekler ve onları durduracak bir polis ya da yargılayacak bir mahkeme olmayacaktır. -
5.
0böyle bir toplum ise kaçınılmaz olarak orman kanunlarının hakim olduğu bir "sürü"ye dönüşecektir. i̇nsanların huzurlarının, mallarının, canlarının ve ırzlarının hiçbir güvencesinin kalmayacağı bu sürü, gerçekte bir "insan toplumu"ndan ziyade, hayvan topluluğu gibi yaşayacaktır.
ilginç olan ise, bu sonucun anarşistlerin felsefelerine zaten birebir uyuyor olmasıdır. çünkü anarşistler de aynen marksistler gibi darwin'in ortaya attığı "insanın evrimi" masalına inanmakta ve dolayısıyla insanı "gelişmiş bir hayvan türü" olarak kabul etmektedirler. -
6.
0ancak tarih, anarşizmin tamamen yanlış bir felsefe olduğunu sayısız örnekle ispatlamaktadır. anarşistler devletin ortadan kalkmasının barış ve huzur getireceğini öne sürmüşlerdir. oysa siyasi tarihe bakıldığında, devlet otoritesinin ortadan kalktığı her dönemin son derece kanlı bir kaos ortamı olduğu görülür.
ortaçağ boyunca siyasi otoritenin ortadan kalktığı dönemler, hep yağma, talan ve katliam dönemleri olmuştur. anarşizmin çıkış noktası sayılabilecek olan fransız devrimi, tarihin en kanlı siyasi hareketlerinden biridir. -
7.
0fransız devrimi'nde, özellikle de devrimin "terör dönemi" olarak bilinen evresinde, on binlerce insan idam edilmiş, devrimin robespierre gibi en ateşli öncüleri de dahil olmak üzere çok sayıda insan giyotine gönderilmiştir. devrimin ardından fransa on beş yılı aşkın bir süre huzura kavuşamamıştır. düzen ve emniyetin tekrar sağlanması ise, devrim döneminin sona ermesi ve napoleon'un mutlak iktidarının kurulmasıyla, yani devletin yeniden tesisiyle mümkün olmuştur. tarihin her döneminde tablo aynıdır. devlet aleyhinde yapılan her türlü "devrim", devrimcilerin işe başlarken ortaya attıkları süslü sloganların aksine, mutlaka kan, acı ve gözyaşı getirmiştir.
-
8.
0anarşizmin çok büyük bir yanılgı olduğunu böylece belirttikten sonra, şimdi devletin gerekliliğini farklı yönlerden inceleyelim.
-
9.
0üzerinde yaşadığımız dünyada, insanlar belirli topluluklara üyedirler. bunların en temeli ailedir. sonra, genelde çok daha zayıf olmak üzere, komşuluk, aşiret, hemşerilik, etnik köken gibi bağlar gelir. ancak tüm bu kimliklerin, özellikle siyasi yönden en önemli olanı milli kimliktir. bir diğer deyişle insanın hangi milletten olduğu sorusudur. çünkü dünya üzerindeki siyasi otoriteler (devletler) millet esasına göre birbirlerinden ayrılırlar. almanya alman milleti'nin ülkesidir. fransa fransızlar'ındır. türkiye ise türk milleti'nin yurdudur.
-
10.
0dünya üzerindeki siyasi rekabet ve çatışmalar da yine millet esası üzerinde gelişir. aynı durum siyasetin bir uzantısı sayılan savaş için de geçerlidir. almanya, alman milleti'ni dünyaya hakim kılmak rüyasıyla ii. dünya savaşı'nı başlatmıştır. türkiye ile yunanistan arasındaki siyasi dengeler, iki milletin ulusal çıkarlarına göre şekillenmektedir.
-
11.
0dünyanın bu şekilde, yani ülkeler arası siyasi dengeler üzerine kurulu oluşu, her insanı da içinde yaşadığı ülkenin çıkarlarına göre düşünmeye mecbur kılar. hiç kimse, "tek önemli olan ben, şirketim ve ailemdir, gerisi önemli değil" diyemez, çünkü ailesinin ve kendisinin geleceği, içinde yaşadığı ülkenin geleceğine bağlıdır.
-
12.
0eğer düşman bir ülke kendi yaşadığı ülkeyi işgal ederse, kendisi, şirketi ve ailesi de bundan büyük zarar görecektir. o, içinde yaşadığı ülkenin bir ferdidir ve mutlaka ülkesinin gücüne ve bağımsızlığına taraftar olmak zorundadır.
-
13.
0devletin ne kadar zorunlu bir kurum olduğu da bu noktada açıkça ortaya çıkar. çünkü bir ülkeyi ayakta tutacak olan yegane kurum devlettir. ülkenin milli güvenliğinden sorumlu olan yegane otorite odur. milli savunma için ordu oluşturan, bu orduyu ayakta tutan ve güçlendiren kurum devlettir. elbette hiçbir özel sektör kuruluşu ya da sivil toplum örgütü kesinlikle böyle bir rol oynayamaz.
-
14.
0sen anarşizm yanılgısından bahsetmiyosun anarşizm karşıtısın ve bunun sebeplerini kendince savunuyosun. yani aslında bi tak yapmıyosun o yüzden ben okudum siz okumayın boşuna beyler
-
15.
0seviyeyi yükseltmeyin binler
ccc anarşizm giber ccc -
16.
0işte bu nedenle, bir ülkede yaşayan her birey, devletinin güçlenmesine ve yücelmesine taraftar olmak zorundadır. devleti zayıflatacak bir hareket içine giriyorsa, kendisinin, ailesinin ve sevdiği diğer herkesin aleyhinde hareket ediyor demektir. eğer bir başka devlete hizmet etmeyi hedefliyorsa, o zaman ismi "vatan haini" olur
-
17.
0bu özet geçmiş halin mi bin
-
18.
0am züt meme
-
19.
0güçlü bir devletin varlığı, sadece milli savunma için değil, aynı zamanda ülkenin kendi içindeki güvenlik ve huzurun tesisi için de zorunludur.
-
20.
0anarşizm yanılgısından söz ederken, devletin zayıfladığı bir ortamda her türlü suçun kolaylıkla işlenebileceğini, çünkü "suç"u tanımlayacak ve engelleyecek bir otoritenin kalmayacağını söylemiştim. bu konuyu biraz daha detaylandırabiliriz.