1. 326.
    0
    tren bir yılan gibi kıvrılarak önce sivasa ardından kayseriye vardı. kayseri'de treni değiştirdik. kayseri'den niğdeye ardından adana'ya vardık.

    adana'ya indiğimde başım dönmüştü. bu şehir hiç de hayal ettiğim gibi bir şehir değildi. ben adana'yı aynı erzincan gibi, dört tarafı dağlık, küme küme kargaların uçtuğu bir şehir olarak hayal etmiştim hep.

    bu şehirde ne dağ vardı ne karga.

    hiçbir şey yoktu. çok büyük bir şehirdi. yüksek yüksek binaları gördüğümde amcama insanlar depremden korkmuyor mu burada diye sormuştum.

    erzincan'da bir tane bile yüksek bina yoktu. ödümüz kopardı yüksek binalardan.
    ···
  2. 325.
    0
    up up up
    ···
  3. 324.
    0
    up up up
    ···
  4. 323.
    0
    adana'ya gitmek için amcamlarla trene atladığımızda hayatımda ilk defa erzincan'ın dışına çıkıyordum. kocaman kocaman dağlar gördüm, sincaplar, türlü türlü renklere bürünmüş kuşlar gördüm, sivasın dağlarını gördüm, köpük köpük akan dereleri şaşkın şaşkın izledim. kocaman kocaman tünellerden geçtim, trende yolculuk gibisi yoktu.

    aklıma murat abim geldikçe üzülüyordum. annemi, kız kardeşimi ve babamı çok özleyecektim.

    murat abimi düşündükçe ölesim geliyordu.
    ···
  5. 322.
    0
    up up up
    ···
  6. 321.
    0
    reserved
    ···
  7. 320.
    0
    up up up
    ···
  8. 319.
    0
    up up up
    ···
  9. 318.
    0
    tam 40 gün yas tutuldu köyümüzde. babam sakalını kesmedi 40 gün. ağaçlara siyah bezler bağladık. kuranlar okundu. 92 depreminden sonra Adana'ya göçmüş olan akrabalarımız geldiler.

    çok sessizdi köyümüz.

    abimi vuran adam, o şerefsiz, o it dölü gitti teslim oldu.

    hepimiz sessizdik. siyahlar giyiyorduk. sakalları uzatıyordu büyüklerimiz.

    41. gün babam gitti tıraş oldu.

    siyah giymeyi bıraktık. abimin anısıyla yaşıyorduk hepimiz.

    babam bana, git oğlum, sende amcanlarla adana'ya git. buraya bir kan döküldü. sen benim son oğlumsun. git, var git adana'ya git. burada hiç hoş şeyler olmayacak. dedi

    ben bana ne denilirse onu yapıyordum. babam ne derse. küçük, minicik bir bavul hazırlandı. kolonyalarımı süründüm,

    anam babam diyorum git dedi babam.
    ···
  10. 317.
    0
    ölümüne rezerved dıbına koyayım o hikaye günümü gecemi gibti okumaktan uykusuz uykusuz lablara girdim
    ···
  11. 316.
    0
    up up up
    ···
  12. 315.
    0
    up up up
    ···
  13. 314.
    0
    up up up
    ···
  14. 313.
    0
    up up up
    ···
  15. 312.
    0
    reserved
    ···
  16. 311.
    0
    up up up
    ···
  17. 310.
    0
    up up up
    ···
  18. 309.
    0
    up up up
    ···
  19. 308.
    0
    babam murat abimi toprağa verirken hiç ağlamadı.

    munzur dağı eteğinde küçük bir köydü bizimkisi. babam munzur dağına baktı, tüm ahaliye dedi ki: ey ahali. ben bugün ağlamıyorum. intikamımı aldığım gün oturup ağlayacağım. ben bugün ağlamıyorum ahali. varın gidin beni kötüleyin. gencecik oğlu öldü de ağlamadı deyin. deyin bunu, ayıplayın beni. tüm köy beni konuşsun, deyin. deyin bunu.

    ağlamayacağım.

    ağlamayacağım ahali.

    yemin olsun ki ağlamayacağım.

    ama ben söz veriyorum oğlum dedi mezara bakarak. biz ağlıyorduk,

    and olsun ki oğlum intikdıbını alacağım. ve o gün munzur dağına bakıp

    hüngür hüngür ağlayacağım.
    ···
  20. 307.
    0
    reserveee
    ···