1. 9.
    0
    up up up up
    ···
  2. 8.
    0
    kopyala yapıştır yaptığını kanıtlarım.
    ···
  3. 7.
    0
    okunur mu bu bin.
    ···
  4. 6.
    0
    çalmamışsan bu yazıyı dilin sade ve anlaşılır bin aferin
    ···
  5. 5.
    0
    olmamış panpa ama yine de şuku biraz daha çalış
    ···
  6. 4.
    0
    ···
  7. 3.
    0
    ulan ne salak adamsın ya
    ···
  8. 2.
    0
    hobi olarak bile yapma.
    ···
  9. 1.
    0
    ilk hikaye denemem panpalar...
    Sordu kraliçe aynaya. Ayna ayna söyle bana benden güzel var mı dünyada? Ayna bu soruyu yanıtlayacağını söyler ama tek bir şartla, kraliçe aynanın alt tarafını pamuklu bir bezle ovalayacaktı. Kabul etti kraliçe bunu. Zaman ayna için hemen geçmişti. Zevkin doruklarına varmıştı artık. Özgür kalan bir köle, evrende yeni parlayan bir ışık gibiydi.
    Aslında cevabı kendisi de bilmiyordu. Bu orta yaşlı kaltak neyi ispatlamaya çalışıyor onu da anlamamıştı zaten. Aralarında geçen konuşmada kraliçeye onun en güzel olduğunu söyledi. Ta ki o güne kadar. Kraliçe menopoza girmişti. Zaten kralın da hortumundan su gelmiyordu artık. Kraliçenin ona özel muamele yapmasına rağmen artık dayanamamıştı. "Değilsin!" dedi. En güzel değilsin... Durdu kraliçe. Kim olabilirdi ki ondan güzeli? Menopoza girmiş olmasına rağmen her insanın milf hayallerini süslüyordu. Kim olabilirdi ondan güzel? Sordu kraliçe aynaya: "Kim bu onun bunun çocuğu?". Ayna düşündü. Sadece 2 dişi gördüğü bu dünyada kimi örnek gösterebilirdi ki? Tabii ki ikinci kişiyi. Tek cevabı olmasına rağmen "Kim bu onun bunun çocuğu?" sorusuna verilecek en güzel cevaplardan birini verdi. Senin... Bilinenin aksine küçük prenses onun evlatlık çocuğu değildi. Kafayı üşütmüş kaltak öyle sanıyordu. Başka bir şeftaliye katlanamıyordu çünkü. Adı Alexis Mery Kleo idi küçük prensesin. Ve herkes onu AMK prenses diye çağırırdı. Kuzey Avrupa ve Rusya'nın klagib hatun genini aldığı için taşın tekiydi amk prenses. Ama bu kadar büyümesine rağmen hala "Adın ne?" dediklerinde amk diyerek gülüyordu.
    Bu cevap karşısında şaşırmıştı gib meraklısı kraliçe. Tekrar güzel olabilmem için onu zehirlemem gerekiyor dedi. Kendi öz kızını... Bunda hiçbir sakınca görmüyordu. Odasına uykusu sırasında onu zehirlemek için gitti. Ama o hala uyanıktı. Diğer günkü in(da)kılap sınavına çalışıyordu. Onu ormana zütürüp öldürmesini söyledi adamlarından birine.
    Avcı genç kızı ormana zütürdü. Bunlar olduğu sırada kralın ne yaptığını nedense kimse bilmiyordu. Kendi kızı ölebilirdi. Avcı kızı tam öldürecekti ki bunun çok güzel bir kız olduğunun farkına vardı. Görüntüsüne zarar vererek öldürürse cesedine tecavüz ederken rahat olamaz diye kızı boğarak öldürmek istedi. Amk prenses huur olduğu kadar akıllıydı da. Avcının ne yapacağını anlamıştı. Böylece avcıyla bir anlaşma yaptı. Bir saksoya kaşılık serbest kalacaktı. Avcı işini bitirdi ve onu serbest bıraktı.
    Artık eve gidemezdi genç prenses. Ormanda yürürken 7 küçük çocukla karşılaştı. Hayır. Bunlar çocuk falan değildi. Bunlar düpedüz adam idilerdi. Amk prensesin ününü onlar da duymuştu. Ama onun rızası olmadıkça dokunmayacaklardı.Ama dokunmayacaklardı fakat züte dokunabilirlerdi. Siz cüce misiniz dedi onlara göre daha genç ve daha uzun olan prenses. Hayır dediler. Bilinenin aksine onlar cüce değillerdi. Aynı anda doğmuş 7 kardeşlerdi. Bilindiği üzere aynı anda doğan çocuk sayısı arttıkça boyutları da küçülüyordu. Onlar da öyleydi. "Aletleriniz umarım boyutlarınıza göre daha uzundur!" dedi "kaşar" sarısı tenindeki güzel kız. Kardeşlerde bir kıpırdanma oldu, onun ününü duymuşlardı ama bu kadarını da beklemiyorlardı. "Ne?" dedi aralarından biri. "Eteğim yırtıldı çalıların arasındayken. Büyük bir makasa ihtiyacım var." dedi prenses. Onlar da artık sakinlerdi. Genç kız bundan sonra onların misafirleriydi.
    Pamuk prenses o evde yaşadığından bu yana kardeşler tuvalette daha çok vakit geçirmeye başladılar. Nedendir bilinmez...
    Bir gün evde hiç kimse yokken kapı çaldı. Uzun boylu yakışıklı bir adam. Elleriyle bel hizasında tuttuğu silindiri gösteriyordu. Amk prenses tahrik olmuştu. Onu iyice süzdü. Uzun zamandır gördüğü en uzun adamdı. Adam da onu istiyordu. Kapıda bekleyeli çok olmuştu. Onu alıp gitmek istiyordu. Damacanayı uzattı ve onu yani on lirasını aldı. Üstü kalsın dedi amk prenses. Bi' tak yapmıştı sanki. 9.50 lik damacanaya 10 lira vermişti ama havalara girmişti. Bunun nedeni artık saray kızı olmayışı idi. Maddi anlamda sıkıntılar çekiyordu.
    Damacanacı herhangi bir adam değildi. Kraliçenin yolladığı bir adamdı. Damacanayı musluk suyundan doldurmuştu. Bu amk pransesi ishal yapacaktı ve hasta edecekti. Böylece en güzel kadın kraliçe olacaktı. Dediği de oldu. Prenses hasta oldu. Cüceler üzüntüye boğuldu. Onu cam bir tabuta koydular. Genç kızı yoldan geçerken gören bir prens bu güzelliğe aşık oldu. Prensesi en iyi doktorlara zütürdü. iyileştirdi. Ve sonra sabahtan akşama kadar posta atmaya başladı. Attığı postaların ardı arkası kesilmiyordu. Prenses de yorulmuştu bu durumdan. Düğün davetiyesi yazmaktan bıkmıştı artık. O yazıyordu prens de postaya veriyordu. Çünkü yakında düğünleri vardı. Ve o gün geldi.
    Düğüne kral ve kraliçe de katılmıştı. Takı töreninden sonra amk prenses her şeyi babasına anlatmıştı. Babası bunu çözeceğine söz vermişti.
    Kraliçe uyandı. Kapı çalıyordu. Açtı kapıyı ve önünde yedi cüceyi gördü. Artık herkes mutluydu. Alan da veren de. 7 kardeş sabahtan akşama kraliçeyi beceriyorlardı ve o da bundan zevk alıyordu.
    Amk prenses ise 2 yıl sonra aidsten öldü.

    Daha fazlası ve taktan şeyler için = http://absurdsiirdenemeleri.blogspot.com
    Tümünü Göster
    ···