+1
Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.
Bazen öyle olur.. Her şey üst üste gelir..
Polis olmasaydım; ‘katil olurdum’.
Çünkü sahici bir sarsıntı, sahte bir dengeden iyidir.
Binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm.
Seni, ‘intihar ettiğin gün tanıdım’ kızım.
Seninle ‘o gün’ barıştım.
Şimdi ‘sadece geceleri’, yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.
Şimdi ‘benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var’. Bütün ‘çaresiz insanlar’ gibi, dağılan bir okul gibi.
Acılarımız da birbirine benziyor artık kızım..
Birbirine benzeyen parmaklar gibi. Ama her birinin ‘eşsiz’ bir izi var.
Bazen gözlerim doluyor karanlıkta..
Ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yine kulağımın dibinde. Hiç susmuyorsun. Ağlamama asla müsaade etmiyorsun.
Her şey affedildi babacık diyorsun. Hiç ayrılmayacağız diyorsun.
Keşke hep yanında olsaydım diyorum böyle konuştuğunu duyunca.
Bu kış çok kar yağar, belki beraber kayboluruz diyorsun sen bana.
Ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.?
‘Cesetler de’ benzemez.?
Ama ‘bir cinayet’, başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.
Koşan atlar, düşen atları hatırlatır.
Yağmur yağar..
..Durur..
..Tekrar başlar..
Yanlış yolda yürümek, doğru yolda beklemekten iyidir.
Beşikten mezara kadar.
Karanlıkta ‘herkesle’ çarpışabilir insan.
Yalan mı söylüyorum sana?
Affet beni kızım.
Affet…
Bir sürü doğru söyledik ama..
Hiç burnumuz kısalmadı ki kızım.