-
1.
+28 -1kalktı uçak ben koltuğa gömüldüm eziş büzüş şekilde resmen aşağılık kompleksine girdim, çaktırmadan etraftaki godomanları kesiyorum, aha diyorum şu garanti amerikan şunun tipten belli türk falan, alışmışım topkek salla çay ikilisine portakal suları fındıklar falan kendimi paşa zannetmeye başladım, hostesler de harbiden güzel oluyormuş diyorum kendi kendime, yandaki koltukta da kel kravatlı falan bir adam oturmuş, yolculuk nereye dedim, san diegoya dedi kahkaha attı, güya benle dalga geçiyordu sonucta hepimiz aynı yere gidiyoruz gibisinden, o anlamda sormadım dedim sonuçta ülkemizden amerikanın her yerine uçak yok belki san diegodan başka bir yere geçeceksiniz ve san diegoyu sadece transit yolculuk için kullanacaksınız dedim ve yüzüne bakıp gülümsedim bozuldu it, bu lafımdan sonra yolculuk boyu bir daha konuşmadık adamla soruma da cevap vermedi ben de üstelemedim, uzun bir süreden sonra san diegoya vardık indim uçaktan uzunca bir koridordan geçince bagaj alma yerine gittim bantlamıştım bagajı koli bandıyla açılmasın diye, bantından tanıdım benim bagajı aldım elime karı beni bekliyordu sarıldık falan, ben hala inanamıyordum, bu arabasıyla gelmiş hemde mercedes aha oğlum faik dedim köşeyi döndün bu karıyla evlenip paraya konman lazım
-
2.
+25atladık arabaya bir buçuk saat falan gittik sessizce full sahil boyu gidiyoruz ben yorgunum konuşasım yok karı da niyeyse pek konuşmuyor, havalimanı da denizin dibindeydi zaten, senin ev tam olarak nerede dedim, long beachte dedi, sanki biliyorum long beach neresi, tamam dedim good, vardık ki long beache gökdelenlerle dolu bir şehir sanırsın new york, bir an kafam new yorka gitti burası new york değil mi gıı dedim, bu kahkaha attı amerikada şehirler birbirine benzer dedi, iyi dedim new yorka da gideriz demi gezmeye her yere gideceğiz dedi güldü çocuk gibi seviniyordum amk yanımda güzel bir kız altımızda mercedes long beache geldik karıda para da vardı onun parayı da yerdim burda, tabi o pembe bir rüyaymış gerçekler kısa süre sonra ortaya çıkacaktı
-
-
1.
0Ben Ben Ben Ben Ben Ben Ben Ben 9 km lm
-
1.
-
3.
+27 -2bu bana gayet sıcak konuşuyordu cameraları açtık birbirimize sevgi gösterilerinde bulunuyoruz ben buna show your boobs baby falan diyorum kıt ingilizcemle bu nazlanıyor kezbana bağlıyor falan, ne zaman geliyorsun dedi, daha işler devam ediyor şu an gelmem zor ama kısa süre sonra yanındayım my darling falan yardırıyorum ben, amacım karı vazgeçmesin beni zütürmekten bu fırsat kaç kez ele geçer beleşe amerikaya konacağım, otellerde 1000 liraya barmenlik yapmaktansa amerikada kendime başka fırsatlar bulabilirim diye düşünüyorum, böyle böyle 2-3 haftada bir konuşmaya başladık skype vasıtasıyla, sonunda benim otelin sezon kapandı cebimde de 1000 dolara yakın para birikmiş dedim buna hazırım ben yolla bileti falan, tamam dedi şimdi ben senin vize işlemlerini buradan halledeceğim ama konsolosluğa gidip alacaksın vizeni sorun çıkmayacaktır şirket üzerinden yolluyorum çünkü dedi, tamam dedim no problem, memleket angara olduğu için konsolosluğa orada gittim pasaportla kısa zamanda vizemi elime tutuşturdular, neyse bu da benim biletleri almış turkish airlinesten san diego havalimanına inicem, neyse otobüsle angaradan istanbula gittim karı bileti istanbul üzerinden almış, atatürk havalimanından check in yaptırdım bana dedi ki görevli beyefendi siz yan taraftan yaptıracaksınız, baktım yanda business yazıyor, vardım oraya yaptılar checkini verdim valizleri, bizi milletten önce uçağa soktular en öne oturttular, ulan koltuk bizim evden büyük, elime portakal suyu tutuşturdular ama rahat edemiyorum bir türlü ortamda sırıtıyorum bir de rahat gideyim diye altıma çakma nike eşofman giymiştim üstümde süveter vardı, etraftakiler takım elbiseli tipler, saçları yapılı kadınlar, neyse pilot bastı gaza
-
4.
+20uyuşturucu dedi, ulan dedim bari yalan söyle kandır beni açık açık niye uyuşturucu var diyon gahbe, ee dedim kuryelik mi yapacağız, içerdekinin bize yardım etmesi için bu malı güney dakotaya sokmamız lazım, lan diyorum bari mal kaçırma işi yapıyorsun dakota da ne işin var, new yorka kaçır san franciscoya kaçır hiç olmazsa gezilir turistik seyahat olur, yok güney dakotaya gidecekmiş mal, iyi dedim ben karışmam bu pis işlere bulaşmam yanında gelirim ama başka çarem yok, bari dedim adam gibi bir araba kiralayalım bu ne aq bu arabayla dakotaya 1 ayda varrız, neyse tekrar amerikaya girdik arabadan bir harita çıkardı bu, elime aldım bakıyorum, lan dedim aha dakota yolu üzerinde vegas var oraya gidelim merak ediyorum, farkında mısın dedi içinde bulunduğumuz durumun, nolacak dedim zaten o yoldan geçeceğiz biraz las vegasta kalsak merak ediyorum işte, neyse dedi oraya varınca düşünürüz, resmen lunaparka gitmek isteyen oğluyla onu kandıran annesi gibi bir durumdaydık, sınırı geçince araba kiraladık bu arabayı da bir otoparka bıraktık, haritaya baktım güney dakotaya istikamet san diego-vegas-utah-wyoming ve sonunda güney dakota, bu istikamette ilerlerken ilk hedef olan vegasa vardık, bir gece burda kalalım dedim zor bela ikna ettim, vardık bir otele ben direk kumarhaneye koştum, 1000 doları da orada kaybettim üzerimde çakma nike üzerimde süveter cebimde pasaport kaldım öylece, karıdan 100 dolar harçlık istedim verdi o da ama nasıl utandım, bir gece orada yattık ertesi gün yola devam ettik
-
5.
+20 -2bağa bi hat alalım babamgil merak eder dedim, tamam dedi kenara çekti tabelasında at&t yazan bir dükkana girdi 10 dk sonra elinde hatla döndü, taktım benim samsung galaxy y'ye sana yeni bir telefon alalım dedi elimdekini görünce, gücüme gitti ama beleş olduğu için o alacağı için alalım diyip gülümsedim fazla gurur yapmadım, long beachin içinden geçip diğer taraftan şehir dışına doğru giderken bu sağa döndü, orada müstakil evlerin olduğu bir yere saptı sonunda bunun eve geldik vay be dedim filmdeyim sanki, evin çok şugarmış dedim gülümsedi girdik içeri ama içerisi dışarısı kadar güzel değildi, halı neyim yok amk evinde, dedim sana bi halı alalım o nedir dedi, ingilizcesini bilmiyordum ki yere seriyon ya dedim tüylü böyle el dokuması, anlamadı ben de uzatmadım bu direk pcye geçti bende yanına oturdum maillerine bakıyordu benim çıkmam gerek sen dinlen uyu biraz dedi, tamam dedim ama hiç uyuyasım yoktu bu çıktı gitti, ben de evi gezdim biraz karının odaya çıkıp iç çamaşırlarına falan elledim vibratör falan var mı aradım oraları ama bulamadım, bayağı yorgundum ama gram uykum yoktu heyecan ve gezme isteği vardı, dedim nasılsa çat pat ingilizce biliyorum çıkayım dışarı gezeyim, çıktım karşıdaki evin bağçada mangar yapıyorlarmış vardım yanlarına kaynaşayım diye
-
6.
+17catherine? dedi evet dedim my darling, sonra gülümsedi ama yalandan bir gülümsemeydi bu, burada olduğunu biliyor mu dedi hayır dedim işi vardı gitti ben de sizlerle tanışayım diye buraya geldim, come here dedi ayağa kalktı elini omzuma attı bahçede dolaşarak anlatmaya başladı bana, ne zaman tanıştın cath ile dedi, tatilde tanıştık ben orada barmendim bu karı da orada tatil yapıyordu ben de buraya gezmeye geldim eğer beğenirsem cath ile burada kalacağım dedim, peki cathın kocasının hapiste olduğunu biliyor musun? NE? nasıl? cath evli mi dedim, hem de 4 yıldır dedi, ben şok olmuş vaziyette kalakaldım ayakta, en kısa zamanda ülkene geri dön dedi, adama cevap dahi veremedim çok üstü kapalı konuşuyordu, sanki beni bir beladan kurtarmaya çalışıyor ama bildiklerini anlatamıyor gibiydi, bileğini gösterdi bir dövme vardı sonra anlamadığım bir dilde birşeyler söyledi arkasına dönüp masadakilere, herkes elini havaya kaldırıp bileklerini bana çevirdiler, bu nedir dedim, bu dedi kardeşliğimizin bir simgesi daha fazla burada kalmana gerek yok en kısa zamanda da ülkene dön, kapıyı gösterdi kısaca ben şok olmuş vaziyette cathın evine gittim onu beklemeye başladım, neler çeviriyordu ne kardeşliği ne evliliği soracak çok sorum vardı, bir an kaçmayı düşündüm ama yol bilmem iz bilmem cebimdeki para yeter miydi, bir de catherinenın ağzından dinlemek lazımdı mevzuyu bunları düşünürken koltukta uyuyakalmışım kapı sesiyle uyandım catherine gelmişti saate baktım gece 2
-
7.
+21 -4bunlar beni görünce böyle hepsi birden dönüp baktılar, birşey demem gerekiyordu ama ne diyeceğimi bilemedim, ev sahibi olduğunu tahmin ettiğim adam elini uzattı tokalaştık refleks ile adamı kendime çekip kafa tokuşturdum millet bana bakıyor amk, sonradan dank etti im sorry dedim henüz bugün geldim bizim orada bu şekilde selamlaşılır, böyle diyince güldü hepsi no problem men dedi welcome, onlar gülünce ben de güldüm, bu içeriden avradına seslendi misafirimiz var bir tabak daha getir diye, oturduk masaya nereden geldin falan dediler turkey dedim, bunlardan negatif tepki beklerken hiçte öyle bir tepki vermediler, aksine çoğunluğu daha önce türkiyeye tatile falan gelmiş tiplermiş, birisi başladı kusadasi kushadasi very good falan, diğer atladı istanbul topkapi palace falan, oh dedim ön yargılı değiller aksine çok seviyorlarmış bizim ülkeyi, tamam dedim gonşularla iyi anlaşıcaz, bunların mangal bizdeki gibi el kadar değil buzdolabı kadar kocaman birşey, üzerinde rahat 5 kilo et var biz de tahminen 7-8 kişiyiz hep erkek karılar içerde tabak falan hazırlıyorlarmış neyse kısa süre sonra onlar da geldi yanımıza, adam tanıştırdı beni bayanlarla, içimden düşünüyorum şimdi bu karılara atlasam bu adamlar bişey demezler mi batının genişliğini denesem falan diyorum, sonra da dur olm daha yeni geldin sakin ol diyorum kendime, ev sahibi dedi ki hangi evde oturuyorsun aha dedin şu garşıda, adamın yüzü düştü böyle diyince
-
-
1.
0Rez panpa devam hadi
-
2.
0Devam pnp
-
1.
-
8.
+14sarıldılar birbirlerine kapıda, içeri geçin dedi teyze, bu duymazdın geldi acil araba lazım sofia dedi, ben icimden düsünüyorum ebesi yaşındaki karıya ismiyle hitap ediyor diye, girelim oturalım biraz istersen dedim sakinleşirsin hem, olmaz dedi hemen gitmemiz lazım, iyi dedim sen bilirsin, bu içeriden araba anahtarı getirdi, evin arkasında garaj vardı açıktı kapısı içeride ölmüş gömeni yok 50 senelik bir cadillac yatıyor, beni gülme tuttu bunla yürüyerek bile bizi bulurlar diye geçirdim içimden ama başka çare yoktu mecburen gidecektik, atladık arabaya cath ile birlikte bu geldiğimiz yöne doğru sürmeye başladı, burası havalimanı yolu değil mi dedim evet dedi aynı zamanda mekgiba yolu, tijuanaya gidiyoruz pasaportun yanında değil mi dedi evet de mekgibada ne yapacağız dedim, tijuanaya gidip durumu bildireceğiz, beni neye bulaştırdın catherine dedim, henüz bulaştırmadım ikimiz artık bu yolda birlikteyiz dedi, bulunduğumuz yer ile mekgiba sınırı bayağı yakınmış havalimanının oradan geçtikten tahmini 1 saat sonra falan mekgiba sınırına vardık yani toplamda 2-3 saatlik bir yolculuk sonucu mekgibaya geçtik, elini kolunu sallayarak geçiyorsun eğer amerikan vatandaşıysan, ben de american vizesi olduğu için geçebiliyorum ikimiz de sorunsuz geçtik, tijuana diye bir şehre vardık zaten amerikanın dibiymiş orada hayatımda gördüğüm en büyük evin önüne park etti bu, sen bekle arabada dedi tamam dedim 20 dk sonra kel iri yarı çekik gözlü bir herif arabanın kapısını çaldı buyur dedim eliyle gel işareti yaptı, takip ettim evin içini gezmek 1.5 saat sürüyor anasını satayım öyle büyük ev, beni üst katta geniş bir odaya getirdi bu kapıda durdu girdim içeri, içerde kısa boylu tıknaz esmer bir herif yanında catherine, adamın elinde baretta tabanca bana baktı, catherine adama ispanyolca olduğunu tahmin ettiğim dilde birşeyler söyledi sonra odadan çıktık, catherine bana bir çanta verdi louis vuitton marka küçük bir erkek el çantası ne var bunda dedim
-
9.
+14sanki uçsuz bucaksız devasa upuzun yollar, git git bitmiyor, utaha kadar hiç konuşmadık vegastan utah 7-8 saat falan sürüyor, orada bir mola verdik lokantanın birine oturduk, içinde olduğum duruma rağmen espri kabiliyetimi kaybetmemeye çalışıyordum her zaman yabancı bir ülkede trollük yapmak istemişimdir, bir tane güzelcene kız geldi ne istersiniz dedi, oralet dedim hayvan gibi güldüm sonra, ama ne catherine ne garson gülmedi anlamadılar çünkü, what dedi garson coffe dedim suratımı astım oturdum, catherine bana baktı birşey yemeyecek misin dedi, hızlıca karar vermeliydim ya trip atıp yemem diyecektim ya aç karnımı doyuracaktım tabiki 2. sini seçtim, masayı donattırdım hepsini de yedim, giderken de 20 dolar hediye çeki verdiler, bu ne için dedim her hafta en çok yemek yiyene veriyorlarmış promosyon gibi birşeymiş, bozula bozula utana sıkıla çeki aldım, bu çeki hemen kullanabiliyoz mu bacım dedim kasiyere, tabiki dedi, tağam dedim bana bi yolluk yap burger neyim goy poçete yolda yirim, yaptı bu 20 dolarlık bi paket çıktık sonra kenara park edip arabada biraz uyuduk akşam oldu, ben süreyim diyorum amerikan ehliyetin yok diyor, türk ehliyetim de yok aq, nolacak diyorum görmez polisler, burada cezası çok büyük diyor, yav diyorum ver şu direksiyonu birşey olmaz, zorla geçtim direksiyona, uyuduk ama az uyuduk ben yolda da uyuya uyuya gidiyordum ama sen biraz daha uyu yoruldun hep sen sürdün dedim, tamam teşekkürler dedi bu uyudu ben de ehliyetsiz araba sürüyordum resmen amerikada, wyominge kadar sorunsuz sürdüm 10 saate yakın sürüyor wyominge gidene kadar poşetteki yolluğu yedim, bu kah uyuyor kah uyanıyordu, ama benim de sağlam uykum gelmişti 10 saattir aralıksız sürüyordum sadece benzin almak ve wc icin duruyordum
-
-
1.
+2olum zaten alintidir bastan yazdin... butun partlari at okuyak gibecem nazinizi sizin amin evlatlari 4 saattir ortalikta yoksun
-
2.
0Gel dıbına koyum yaz şunu
-
3.
0Gel dıbına koyum yaz şunu
diğerleri 1 -
1.
-
10.
+13 -1bu gülümseyerek yanıma geldi bana sarılacaktı geriye ittim bunu demek evlisin ha dedim, bu şok oldu evli olduğunu öğrendiğimi görünce, açıklayabilirim dedi, neyi açıklayacaksın lan dedim bana uçak bileti ayarla parasını vereceğim 1000 dolar param var al dedim bilet ayarla çabuk dedim, bu oturdu ağlamaya başladı, ben de acıdım haline tamam dedim açıkla bakalım, kocam dedi anton mekgibalı bir uyuşturucu satıcısı ilk başlarda uyuşturucu satıcısı olduğunu bilmiyordum beni sevdiğini sanmıştım ama sadece amerikada kalabilmek için beni kullanmış, bunu anladığımda çoktan evliydik ve şimdi ise benden boşanmıyor tehdit ediyor, en sonunda yakalanıp hapse girdi 12 sene daha orada kalacak yani sadece kağıt üstünde evliyiz dedi, bunu duyunca biraz yumuşadım, karşıdaki adam dedim bana ülkene dön dedi bileğinde dövme gösterdi falan dedim, bu bana baktı şaşırmış halde, oraya mı gittin dedi, evet dedim, niye gidiyorsun bana söylemeden dedi, sen acil çıktın ben de komşularla tanışmak istedim dedim, bu ayağa kalkıp evin içinde dolanmaya başladı, buradan gitmeliyiz diyordu, kim onlar dedim, antonun kardeşi o evin sahibi diğerleri de akrabaları dedi, ne diyorsun ya dedim neler oluyor beni neyin içine soktun, yürü dedi gidiyoruz buradan, camdan baktı karşı evin ışığı yanıyordu, muhtemelen izleniyoruz dedi, arabasız gideceğiz takip et beni dedi, evin arkadan çıktık yürüyerek araba evin ön tarafındaydı arabaya binersek kaçtığımızı anlarlardı bayağı bir yürüdük sonra bu bir evin kapısını çaldı yaşlı bir zenci kadın açtı kapıyı
-
-
1.
+4anton diye mexikali ismi mi olur amk... pedro aleandro suarez fuko bir suru var anton gibsin seni
-
1.
-
11.
+11ben biraz basket oynayacağım eşyalarıma dokunma sakın diyerek çıktı hücreden, ben yattım ranzaya düşünmeye başladım burdan nasıl kurtulabilirdim, bir yanımda los zetas diğer yanımda fbi, bunların üzerine bir de hapishanede pgibopat mahkumlar ile uğraşıyordum, kendime bir yol çizmem lazımdı, kısaca tarafımı seçip savaşa katılmalıydım, korkak olursam ve öyle davranırsam hapishanede beni parçalarlardı, fbi'ın yanında yer alırsam ve bunu mahkumlar ile kartel öğrenirse onlar parçalardı, kartelin ya da mahkumların yanında yer alırsam fbi parçalardı, kısaca kafam allak bullak olmuştu, derken ampul yandı, madem öyle ben de gardiyanların tarafını seçerim diye düşündüm, en mantıklısı o gibi duruyordu, sonuçta gardiyanlarla aram iyi olursa bana içeride mahkumlar dokunamazdı kartel dokunamazdı fbi ile içerden çıkmadan bana birşey yapamazdı, en azından ben öyle düşünüyordum, tamam dedim baş gardiyana yalakalık yapayım, çıktım hücreden baş gardiyan oturuyordu üst tarafta selam verdim, bu ağzında sakız sallamadı beni, konuşmaya başladım ben türkiyeden geliyorum diye, bu gıcık gıcık sakız çiğneyerek bana bakıyor, bir türlü ilgisini çekemedim itin, sonunda onun ilgisini neyin çekeceğini buldum, babam türkiyede çok zengin dolar milyarderi ben turistim bana yardım eder misin dedim, dolar ve milyarder lafını duyan gardiyan doğruldu ayağa kalktı kanıtla dedi, telefon etmem lazım kanıtlayacağım dedim, takip ett dedi follow me, gittim peşinden cebinden telefon çıkardı ara dedi, babamı aradım sövdü nerdesin kayıplara karıştın gezmeye gidiyom diye gittin yoksun ortada falan sövüyor sonra sakinleşti baba dedim yardım et tutuklandım, gardiyan bana baktı çabuk ol dedi, hızlıca babama özet geçtim olayı konsolosluğu heryeri devreye sokun burda beni doğrayacaklar, tamam şimdi direk bir avukata gidiyorum dedi babam kapattık telefonu, gardiyan bana baktı, babam para yollayacak sana dedim bu güldü hoşuna gitti, harbiden para yollayacak sandı ne parası yollayacak babam dönerci
-
12.
+10Şukuyu çok görmeyin beyler
-
-
1.
0Hızlı hızlı
-
2.
+1La zaten alıntı hikaye niye dinlene dinlene atıyon amk okudum bu hikayeyi ama yarim kalmıştı onun için geldim.
-
1.
-
13.
+12 -2+51
wyominge geldiğimizde bu uyuyordu kaldırdım bunu, uykum geldi ya sen sür ya bir gece burada kalalım dedim, tutulmuş her tarafım süremem burada kalalım bir gece dedi bir otel bulduk, yedik içtik uyuduk ertesi gün sabah dakotaya doğru yola çıktık, yine ben sürüyordum bunun ağrıları hala geçmemişti, bu da beni makam şoförü gibi kullanmaya alıştı keşke teklif etmeseydim de hep bu sürseydi diye düşünmeye başladım, 7-8 saat sonra güney dakota sınırına geldik, hobaa polis çevirmesi vardı çok yaklaşınca farkettim resmen 20 metre ilerde ben durdum polisler bana ben polislere bakıyoruz yanımdaki karı uyuyor, kalk dedim yer değiştirelim bu uyku sersemi ne yeri diyor, yav diyorum karşıya bak bi baktı bu, şoka girdi aha dedim şimdi belaya çattık işte, polisler direk silahları çıkarıp arabanın etrafını sardılar, lan diyorum noluyor sıkacaklar resmen ingilizce birşeyler söylüyorlar bağıra bağıra anlamadım, kız çabuk çık arabadan ellerini başının üzerine koyup yere yat dedi aynısını kendisi de yaptı resmen asfalta yattım ellerim arkada polis kelepçeledi, niye böyle bir muamele yapıyorsunuz dedim, neden çevirmeye 20 metre kala arabayı durdurdun şüphelisin dedi, inmeseydim arabadan ne olacaktı dedim, vurulacaktın dedi, vay lan dedim en medeni ülke derler ama insan hayatı ucuz ha, tamam dedim no problem, ehliyet nerede dedi cevap veremedim bir yandan arabayı arıyorlar bana verilen louis vuitton çantayı buldular içini açtı polis beyaz 5 tane paket çıktı, beni polis aracına zütürürken haklarımı sayıyordu, susma hakkını kullanabilirsinden sonrasını duymadım şoka girmiştim polis arabasına koydular beni, cathı diğer arabaya koydular zütürdüler polis merkezine, ben şoktan çıkamamıştım hala polis merkezinde sordukları hiçbirşeye cevap veremiyordum hastaneye sevk ettiler -
-
1.
0Karıştırdın tüm olayı bin geri çekil
-
2.
0Ulan o kadar zaman geçmiş daha okuduğum kısma gelememişin
-
3.
0bin misin kardes
diğerleri 1 -
1.
-
14.
+10zetasın elemanıyla muhabbet kurmalı mıydım, ama ben chapo ile takılan biriydim ve beni hapisten kurtacak olan el chapo idi, eğer zetas ile takıldığımı öğrenirse beni hapisten kurtarmak yerine cezamı uzatmak için çabalardı ve içeride beni harcatırdı, tamam chaponun bana faydası olmuştu parasını dökmüştü oradan çıkmam için falan ama ilk olarak ben mahkemede zetas aleyhine konuşmasam chaponun bu yüzüyle değil diğer kötü yüzüyle karşılacaktım muhtemelen, kısaca chapo dahi işine yaradığım için sevmişti beni o zaman zetas benim işime daha fazla yararsa ben de zetası mı sevmeliydim? iyice pgibolojim bozulmuştu ve bu karaktersizlik ile çıkarcılık beni etkilemeye başlamıştı, zetası da bir dinlemekte fayda vardı hep onların aleyhine şeyler duymuştum ama oranın elemanının kendisinden dinlemek istiyordum zetası, ama nasıl yanaşacaktım lavuğa, en temizi türk style diye düşündüm, gidip senin işin de zor zetasın elemanı bey diyecektim, dediğim gibi de yaptım, bunu diğer arkadaşlarından dolayı sorgulayıp koğuşa geri getirdiler, bu direk hücresine girip yattı ben de peşinden hücresine girdim, bu yattığı yerden ne istiyorsun dedi sert bir ses tonuyla, konuşmak istiyorum dedim, sen türksün değil mi dedi, evet dedim, birden seri bir hareketle kalkıp yakamdan tutup beni demirlere itip chaponun adamı hücremde ne arıyor dedi, lan bi dur olm ben chaponun adamı değilim sadece bir iş yaptık chapoyla o kadar dedim, evet o iş zetas hakkında mahkemede konuşmaktı ne istiyorsun çabuk söyle dedi, bak dedim benim amacım para chapoymuş zetasmış pek umrumda değal, bana herkesin hakkında kötü konuştuğu zetası anlat bir de direk içlerinden birinden dinleyim bu çeteyi dedim
-
-
1.
0Chapo nerden çıktı şimdi amk
-
2.
+1Hizli amk seri
Beyler devami var inci Sözlükte jetfadil yazmış.
Hapiste 5 ay yattim yazin google dedeye çıkıyor direk ama o picte yarim birakmis 1 sene önce birakmis.. -
3.
0Ne diyon mk partmı ataladım die 50 defa paktım aq evladı
diğerleri 1 -
1.
-
15.
+11 -1
CATherine'yi CATır CATır gibersin artık
-
16.
+10amerikayı türkiye sanıyor kaynaşmaya gidiyor bak bak
-
17.
+9yattım sanmış amk liselisi
-
18.
+8gardiyana şimdi kimin hücresinde kalacağım diye sordum mahkumlardan birine seslendi geldi bu, beni göstererek bununla ilgilen yeni ev arkadaşın dedi, mahkum bozuldu niyeyse, tüm yeni gelen fahişeleri benim hücreme koymak zorunda mısın diye sordu, gardiyan buna baktı uzatma dedi shut up kes sesini diyip bize yol verdi, gittik bunun hücreye ben altta yatarım sen üste geç dedi, diğerlerine göre hem cüssesi daha küçük hem daha insancıl ve normal duruyordu, yemek sireni çaldı yemeğe indik ben yemeği alıp matthew'in oturduğu kısma gittim eskisine göre daha iyi olabilirdi aramız diye düşünüyordum, hey matthew şu adam kim diye sordum, oda arkadaşımı göstererek, o tim araba hırsızlığından girdi çok zengindir dedi, iyi dedim içimden buna yamanayım çıkınca kanka olur parasını birlikte yiriz tabi çıkabilirsek, sonra yemeğimi alıp timin olduğu kısma gittim, tanışmadık ben faik sen de timmişsin dedim, bana baktı timothy dedi tim değil, her neyse dedim timothy madem paran var zenginsin niye araba çalıyordun, buraya girmek için dedi, ben şaşırmış halde buna baktım, nasıl yani bu çöplüğe bir insan neden girmek ister ki? bak ahbap dedi bilmediğin şeyler var eğer uslu bir çocuk olursan bu çöplükten seni de çıkarrım takip et beni diyip kalktı masadan hücreye doğru gitti bende kalktım yemeği bırakıp gittim peşinden açtım halbuki ama yapacak bişey yok merak duygusu daha ağır bastı girdik hücreye ayakkabısını çıkardı ayakkabısının icinden bir kimlik çıkarıp gösterdi
-
19.
+7timothy marcus clarke yazıyordu elemanın fotosu vardı bizim ehliyetlere benzer şekildeydi ve büyük puntolarla fbi yazıyordu bunun isminin önünde special agent falan yazıyor özel ajan, yuh lan dedim sen fbidan mısın what the fuck men dedim neler oluyor, sakin ol dedi relax açıklayacağım yastığının altından paket camel çıkardı birer cuğara yaktık normalde kullanmam, burada büyük bir işin peşindeyim ve güvenebileceğim insanlara ihtiyacım var dedi, dosyanı okudum buraya turist olarak gelip uyuşturucu yakalatmışsın, düşünceme göre o uyuşturucu senin değildi demi? benimdi kullanıcıyım dedim, bu güldü bak ahbap dedi korkmana gerek yok muhtemelen tehdit ediliyorsun ötmemek için, ben cevap vermedim hala bu kitaplarının arasını kurcaladı küçük bir albüm çıkardı, albümde bilekler ve bileklerde dövmeler vardı, hangisi dedi bunlardan hangisi? yapamam dedim, eğer konuşmazsan da işini bitirecekler konuşursan en azından bizim sayemizde kaçma şansın olur dedi, tamam dedim gösterdim ailedeki dövmeyi bu dövmelerden vardı bileklerinde dedim, yüzü düştü los zetas dedi en tehlikeli kartellerden, bu pisliğe nasıl bulaştın ahbap? anlattım olayı baştan sona tim'e yalansız dolansız şekilde anlattım, benim ilgilendiğim olayla bağlantılı dedi, şimdi burada güvenebileceğin isimler yani bizden olan isimler, ben sen ve matthew, nasıl yani matthew denen pislikte mi sizden? aynen öyle dedi kaba davranmasının sebebi buraya ayak uydurup dikkat çekmemek için, bugünlük bu kadar bilgi yeter dedi, ha unutmadan burada kesinlikle güvenmemen gereken grup kimler biliyor musun dedi? kim dedim zenciler mi asyalılar mı latinler mi kim? hayır dedi gardiyanlar
-
-
1.
0prison break amk iyi toparladin devam
-
2.
0Trendden düşüyorsun seri ol
-
1.
-
20.
+7Bu binin devam etçeği yok, serice orjinalinden devam ediyorum rez almanız yeterli
wyominge geldiğimizde bu uyuyordu kaldırdım bunu, uykum geldi ya sen sür ya bir gece burada kalalım dedim, tutulmuş her tarafım süremem burada kalalım bir gece dedi bir otel bulduk, yedik içtik uyuduk ertesi gün sabah dakotaya doğru yola çıktık, yine ben sürüyordum bunun ağrıları hala geçmemişti, bu da beni makam şoförü gibi kullanmaya alıştı keşke teklif etmeseydim de hep bu sürseydi diye düşünmeye başladım, 7-8 saat sonra güney dakota sınırına geldik, hobaa polis çevirmesi vardı çok yaklaşınca farkettim resmen 20 metre ilerde ben durdum polisler bana ben polislere bakıyoruz yanımdaki karı uyuyor, kalk dedim yer değiştirelim bu uyku sersemi ne yeri diyor, yav diyorum karşıya bak bi baktı bu, şoka girdi aha dedim şimdi belaya çattık işte, polisler direk silahları çıkarıp arabanın etrafını sardılar, lan diyorum noluyor sıkacaklar resmen ingilizce birşeyler söylüyorlar bağıra bağıra anlamadım, kız çabuk çık arabadan ellerini başının üzerine koyup yere yat dedi aynısını kendisi de yaptı resmen asfalta yattım ellerim arkada polis kelepçeledi, niye böyle bir muamele yapıyorsunuz dedim, neden çevirmeye 20 metre kala arabayı durdurdun şüphelisin dedi, inmeseydim arabadan ne olacaktı dedim, vurulacaktın dedi, vay lan dedim en medeni ülke derler ama insan hayatı ucuz ha, tamam dedim no problem, ehliyet nerede dedi cevap veremedim bir yandan arabayı arıyorlar bana verilen louis vuitton çantayı buldular içini açtı polis beyaz 5 tane paket çıktı, beni polis aracına zütürürken haklarımı sayıyordu, susma hakkını kullanabilirsinden sonrasını duymadım şoka girmiştim polis arabasına koydular beni, cathı diğer arabaya koydular zütürdüler polis merkezine, ben şoktan çıkamamıştım hala polis merkezinde sordukları hiçbirşeye cevap veremiyordum hastaneye sevk ettiler -
-
1.
0Orjinalinin basligini atsana
-
1.
başlık yok! burası bom boş!