ne john ne matthew ne diğerleri hiçbirisi bu herifler kadar düşündürmemişti beni, adamların duruşları bir garipti robot gibilerdi, yani eski düşmanlarımda herşeye rağmen insani bir yön vardı, bu herifler ise duyguları olmayan birer robot gibi duruyordu dışarıdan bakınca, ne yapsam diye düşündüm direk spor salonuna koştum benim zenci tayfadan big yine halter çalışıyordu big acil yardımın gerek ahbap dedim, hey adamım yine ne oldu dedi, zetas dedim zetasın adamları geldiler 3 kişi, ıslıkla ölüm marşı çalmaya başladı benle dalga geçiyordu güya, ciddi ol adamım ne yapacağım dedim, öncelikle zetasın buraya senin için mi yoksa başka bir suçtan mı geldiğini öğrenmen lazım dedi, niye ÖĞRENMEN LAZIM diyerek beni tekil olarak öne sürüyorsun arkadaş değil miyiz dedim, halteri bıraktı oturdu zetası bana bulaştıracaksan arkadaş değiliz dedi çekti gitti, kısaca zencilerden bana yarar yoktu bu konuda, diğer grupların da yanına yanaşmayı denedim ama herkes zetastan korkuyordu kimse beni arasına almıyordu, kısaca dımdızlak kalmıştım ortada son çare baş gardiyana gittim, zetas burada ne yapacağım dedim, zetas konusunda benim yapacak birşeyim yok dedi, ama chapo sana ödeme yaptı beni kollaman için dedim, chapoyu pozitif olarak algılıyorsan zetası negatif olarak algıla iki zıt güç ben bunların arasında kalmak istemiyorum rahat bırak beni dedi, yemek sireniyle yemekhaneye gittim oturdum bir taraftan zetasın adamlarını izliyorum, yanlarına john oturdu yine sinsi gülüş attı bana, kafamla kalk işareti yapıp yemekhaneden banyoya doğru gittim, baktım bu da geldi peşimden, zetasa benim bu hapishanede olduğumu söyleme dedim, söylememem için bana bir tane sebep göster dedi, ne istiyorsan yaparım bu heriflerin eline bırakma beni dedim

yüzüme baktı güldü birini temizlemeni istiyorum dedi, söyle kim dedim, timi öldür benim buraya girmeme sebep olan kurum fbi o bastard harcanırsa en azından kendimce fbi'dan bir intikam almış olurum eğer onu temizlersen zetas'a seni gammazlamayacağım, tamam çüksüz dedim timi temizleyeceğim, ulan uyuşturucudan suçsuz yere girdiğim bu çöplükten el chaponun dediği gibi sakin ve kimseye bulaşmadan birkaç ay hapishanede takılma niyetindeyken millet rahat durmuyor beni pisliğe çekiyorlardı, eğer cinayet işlersem kesinlikle 5 ayda falan o hapisten çıkamazdım o sebeple iyi bir plan kurmam lazım geliyordu, ayrıldım çüksüz john'un yanından hücreme gittim bizim seri katil dayı oturmuş duvarı izliyordu, hiç seslenmeden yattım ranzama eğer timothy denen ajanı harcarsam john'un sözünü tutacağının garantisi var mıydı? kesinlikle güvenilmez bir adamdı john, yani bana göre amacı şuydu hem tim'i harcatmak hem de zetasa ötüp beni zetasın eline vermek, ki zetasa söylemeyeceğinin garantisi bile olsa fbi'dan birini harcamam için sebep yoktu o güne kadar zaten bu taraklarda bezi olan biri değildim, gardiyanın para işini chapo halletmişti ama john benden tim'in işini bitirmemi bekliyordu onu nasıl oyalayabilirdim, hem baş gardiyan kadar salak biri değildi, ben bu düşüncelere dalmışken bizim yaşlı seri katil biliyor musun faik dedi eğer bir gün bu hapishaneden çıkarsam intihar ederim, niye dayı dedim buranın nesini seviyorsun, buraya alıştım dedi dışarıda beni bekleyen kimsem yok, bana akıl ver dedim içinden çıkması zor bir durumdayım, olduğu gibi anlattım olayı john'un teklifini falan söyledim, yarına kadar düşüneyim sana çözümü söyleyeceğim faik dedi, yemek faslı sonra uyuduk derken ertesi gün normalden daha erken saatte bir sirenle uyandık güvenlik sireniydi bu, john'un hücresine gardiyanlar birikmişti john ölmüştü cesedini çıkarıyorlardı

ulan güzel güzel karılar beni görmeye geliyor hayatta kal diyip gidiyordu, ben de bu hapisten cıkıp sizlerle neler neler yapmazsam dedim kendi kendime, hayır insanın pgibolojisini iyice bozuyorlardı, pgibolojim zaten çökmüşken bir de bu karıların ben tam sert ve hapishaneye adapte olmuş bir adam olacağım zamanlarda gelip tekrardan hayatta kal faik diyip gitmeleri ve bana korku vermeleri canımı sıkıyordu, bundan sonra ziyaretçi istemiyorum dedim gardiyana, ben tek kişiydim onlar 3 kişiydi, benim dostlarım beni satmıştı, diğer mahkumlar bu üçlüden korkuyordu, elimi sürmeden bunları harcatmam lazımdı, ama nasıl yapabilirdim, öyle iyi rol yapıyorlardı ki hiç anlamamıştım haftalardır benim için geldiklerini, aksine sanıyorum ki beni bilmiyorlar ve öğrenmeyecekler, aslında birnevi korkularım yok olmuştu nasılsa biliyorlarmış beni bakalım hamleleri ne olacak dedim, sonra aklıma catherine'nin dediği sözler geldi, ilk hamleyi ben yapmalıydım eğer onları beklersem muhtemelen bu derece sabırlı katiller olan bu adamlar beni büyük bir pusuya düşürürdü ben onlardan önce davranmalıydım, tek arkadaşım olan seri katil dayıya gittim durumu anlattım, sürü halindeyken bir bufaloyu avlayamazsın ancak tek tek dağıtırsan avlarsın dedi, yani dedim ayrı ayrı mı harcamam lazım bunları, aralarını açacaksın birbirlerine düşman edeceksin dedi, nasıl dedim bu adamların dövmeleri bile aynı bunları nasıl birbirine düşman ederim

cevap vermedi diyeceğini demişti kısacası bana fikri vermişti bundan sonrasını kendim bulmalıydım, ulan dedim dayı herkes sana kafası kırık diyor ama şurdaki en zeki adamsın bir de canavar bir katil olmasan, hiç sallamıyordu yine kitap okumaya devam ediyordu, o gün ve gece boyu düşündüm en sonunda aklıma müthiş bir plan gelmişti, baş gardiyana gittim bir şey isteyeceğim ödemesini de yapacağım söylediklerimi yaparsan dedim, ödeme varsa sorun yok biliyorsun para ile beni satın alabilirsin faik dedi, biliyorum dedim o yüzden burdayım, sonra ona yapması gerekenleri anlattım ilk olarak mahkumların giriş defterlerine bakmak istediğimi söyledim bana gösterdi defterleri ve zetas elemanlarından birinin el yazısını tamamen kopyalayıp bir kağıda not yazdım, o gün öğle yemeği sırasında gardiyanlar bu üçlüden birisine joplarla daldılar baş gardiyan da elinde siyah küçük bir bıcakla geldi, bu bıcağı senin hücrende bulduk pislik ihbar doğru çıktı dedi, bu şaşkınlıkla etrafına bakmaya başladı şaşkındı beklemiyordu kim ihbar etmiş olabilirdi onu bıçağın orada olduğunu sadece kendisi ve 2 zetas elemanı biliyordu başka bilen yoktu tabii o öyle sanıyordu bu hapishanenin mahalle karılarından beter dedikoducular ile dolu olduğundan haberi yoktu, kısaca onun kafasında bu olayı bilen kendisi ve 2 zetas elemanı haric kimse yoktu şüpheye düşecekti, baş gardiyan zütürün şunu dedi ıslah hücresine zütürdüler, planın ilk aşaması tamamdı şimdi ikinci aşamaya geçiyorduk, sorgu sırasında baş gardiyan buna bir ihbar aldıklarını ve hücresinde bıcak bulduklarını söylemiş, zetas elemanı ısrarla ihbarı yapanı sormuş diğer 2 arkadaşına konduramıyormuş hainliği, gardiyan tabiki söylememiş, sonra yalandan cebinden bir not düşürüp bunu ıslah hücresinde bırakmış, tabiki bu notu gardiyanın bilerek yere attığını bilmiyor eleman ve düşürdü sanıp okuyor notta gio'nun ranzasının altında bıçak var yazıyor, eleman bakıyor şoka giriyor bu en yakın arkadaşının el yazısı ile yazılmış yazan benim tabiki, ve kendisini ihbar edenin diğer zetas elemanlarından biri olduğunu düşünüyor, işte ikisini birbirine düşman etmiştim planımla asıl olay şimdi başlıyordu

Zetasın adamları 2 ye karşı 1 olarak birbirlerine düşmanlardı artık, bu bana zaman kazandırmıştı bir süre kendi içişleri ile uğraşacaklar ve benim orada olduğumla fazla ilgilenmeyeceklerdi en azından ben böyle olacağını tahmin ediyordum, bu eleman ıslah hücresinden çıktıktan sonra tekrar bizim koğuşa geldi diğer 2 zetas elemanı buna sarılmak için hamle yapınca bu onlara saldırdı beni sattınız hainsiniz kime çalışıyorsunuz fbi için mi diye bas bas bağırmaya başladı, sizi söyleyeceğim patrona dedi siz ya fbi ya chapo için çalışıyorsunuz, bunlar ne olduğunu anlamadılar neler diyorsun dediler biz zetastanız bizi neyle suçluyorsun, herşeyi biliyorum ya ben sizi keseceğim ya siz beni dedi, adam dinlemiyordu kesinlikle onlardan biri hain diye düşünüyordu, diğeri de onun yanında olduğuna göre ikisi de hain diye tahmin ediyordu, nerden bilsin hepsini faik planladı, ertesi gün yine olağanüstü durum alarmı ile uyandık, zetas elemanlarından biri öldürülmüştü, direk gardiyanlar diğer elemanı zütürdüler çünkü dünkü tartışmalarını hepsi biliyordu potansiyel suçluydu, geriye 1 tane zetas elemanı kalmıştı, rahatlamıştım 3 taneden 2sini halletmenin verdiği rahatlık vardı üzerimde, diğer yandan hapisteki herkesten soğumuştum zetas ilk geldiği zaman hiçbiri yanımda olmamıştı artık hangisi harcanırsa harcansın umrumda değil benim için önemlerini yitirmişti oradakiler ve zetasa karşı beni tek başıma bırakmışlardı, eğer zetası kendim temizlemeseydim hiçbirisi yardım etmeyecekti, düşünüyordum gardiyan parayla çalışıyor zenciler beni sattı, diğerleri de yanımda olmadılar, peki zetasın son kalan elemanı ile anlaşamayacağımın garantisi var mıydı, belki zetasın adamı diğerleri gibi korkak ve hain değildi

zetasın elemanıyla muhabbet kurmalı mıydım, ama ben chapo ile takılan biriydim ve beni hapisten kurtacak olan el chapo idi, eğer zetas ile takıldığımı öğrenirse beni hapisten kurtarmak yerine cezamı uzatmak için çabalardı ve içeride beni harcatırdı, tamam chaponun bana faydası olmuştu parasını dökmüştü oradan çıkmam için falan ama ilk olarak ben mahkemede zetas aleyhine konuşmasam chaponun bu yüzüyle değil diğer kötü yüzüyle karşılacaktım muhtemelen, kısaca chapo dahi işine yaradığım için sevmişti beni o zaman zetas benim işime daha fazla yararsa ben de zetası mı sevmeliydim? iyice pgibolojim bozulmuştu ve bu karaktersizlik ile çıkarcılık beni etkilemeye başlamıştı, zetası da bir dinlemekte fayda vardı hep onların aleyhine şeyler duymuştum ama oranın elemanının kendisinden dinlemek istiyordum zetası, ama nasıl yanaşacaktım lavuğa, en temizi türk style diye düşündüm, gidip senin işin de zor zetasın elemanı bey diyecektim, dediğim gibi de yaptım, bunu diğer arkadaşlarından dolayı sorgulayıp koğuşa geri getirdiler, bu direk hücresine girip yattı ben de peşinden hücresine girdim, bu yattığı yerden ne istiyorsun dedi sert bir ses tonuyla, konuşmak istiyorum dedim, sen türksün değil mi dedi, evet dedim, birden seri bir hareketle kalkıp yakamdan tutup beni demirlere itip chaponun adamı hücremde ne arıyor dedi, lan bi dur olm ben chaponun adamı değilim sadece bir iş yaptık chapoyla o kadar dedim, evet o iş zetas hakkında mahkemede konuşmaktı ne istiyorsun çabuk söyle dedi, bak dedim benim amacım para chapoymuş zetasmış pek umrumda değal, bana herkesin hakkında kötü konuştuğu zetası anlat bir de direk içlerinden birinden dinleyim bu çeteyi dedim

zetasın elemanıyla muhabbet kurmalı mıydım, ama ben chapo ile takılan biriydim ve beni hapisten kurtacak olan el chapo idi, eğer zetas ile takıldığımı öğrenirse beni hapisten kurtarmak yerine cezamı uzatmak için çabalardı ve içeride beni harcatırdı, tamam chaponun bana faydası olmuştu parasını dökmüştü oradan çıkmam için falan ama ilk olarak ben mahkemede zetas aleyhine konuşmasam chaponun bu yüzüyle değil diğer kötü yüzüyle karşılacaktım muhtemelen, kısaca chapo dahi işine yaradığım için sevmişti beni o zaman zetas benim işime daha fazla yararsa ben de zetası mı sevmeliydim? iyice pgibolojim bozulmuştu ve bu karaktersizlik ile çıkarcılık beni etkilemeye başlamıştı, zetası da bir dinlemekte fayda vardı hep onların aleyhine şeyler duymuştum ama oranın elemanının kendisinden dinlemek istiyordum zetası, ama nasıl yanaşacaktım lavuğa, en temizi türk style diye düşündüm, gidip senin işin de zor zetasın elemanı bey diyecektim, dediğim gibi de yaptım, bunu diğer arkadaşlarından dolayı sorgulayıp koğuşa geri getirdiler, bu direk hücresine girip yattı ben de peşinden hücresine girdim, bu yattığı yerden ne istiyorsun dedi sert bir ses tonuyla, konuşmak istiyorum dedim, sen türksün değil mi dedi, evet dedim, birden seri bir hareketle kalkıp yakamdan tutup beni demirlere itip chaponun adamı hücremde ne arıyor dedi, lan bi dur olm ben chaponun adamı değilim sadece bir iş yaptık chapoyla o kadar dedim, evet o iş zetas hakkında mahkemede konuşmaktı ne istiyorsun çabuk söyle dedi, bak dedim benim amacım para chapoymuş zetasmış pek umrumda değal, bana herkesin hakkında kötü konuştuğu zetası anlat bir de direk içlerinden birinden dinleyim bu çeteyi dedim