0
içine dahil olunulması sözkonusu olan rüyanın mahiyetini kavramak amacıyla bir tiyatro oyunundan yardım alabiliriz. Mısırlı yazar Tevfik el-Hakim, “Trendeki Derviş” isimli oyununda bir ağaçtan bahseder. Bu ağaç, her mevsim farklı bir meyve vermekte; baharda kiraz, kışın portakal, yazın şeftali, güzün elma ağacı haline dönüşmektedir. Sözün kısası olağanüstü bir buluştur bu ve bütün dünya hayretler içinde kalmıştır. Ağacı yetiştiren adamın ise başı biraz beladadır. Polis adamın yıllar önce kaybolan karısını aramaktadır her yerde. Kadının kayboluşundan kocasının sorumlu olabileceğini düşünen dedektiflerden birinin aklına ağacın da bulunduğu bahçeyi kazmak gelir. Ve ağacın dibi kazıldığında kadının cesedi çıkıverir ortaya. Her mevsim farklı meyve veren ağacın gübresidir kadının cesedi. “Batı uygarlığını ve onun meyvesi olan Amerikan rüyasını, bu harikulade ağaca ve onun meyvelerine benzetmek sanıyoruz haksız olmayacaktır. Son derece tatlı ve göz kamaştırıcı olan ancak öz suyunu insan cesetlerinden alan bir meyvedir Amerikan rüyası. Başta ABD halkı olmak üzere küreselleşme sevdalıları bu meyveyi doymaksızın yemek istemekte, ancak nasıl yetiştiğini umursamamaktadırlar bile