/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +79 -8
    Edit: beyler 2 suku bırakırsanız sevinirim yoksa hikaye kaybolup gidecek

    öncelikle kendimi tanıtayım beyler ben istabulun ünlü bir otelinde resepsiyon görevlisiyim. işim gereği bir çok alman ingiliz rus vs turistlerle ilişki içerisindeyim. okullarında tatile girmesinden dolayı sadece yazın o otelde çalışabiliyordum.

    neyse 1 haftadır otelde bulunan 25 li yaşlarında ki amerikalı bi hatunla tanıştım. Tabi her dışarı çıkarken anahtarı bırakır, gülümser ve biraz sohbet ederdik. Kısa süre sonra arkadaş olmaya başladık ve sıkıldığında telefonla arar ve odasına çağırıp beraber konuşurduk. Bende yerimi arki ye bırakıp gibiş hayalleriyle odaya giderdim. Yine bi gece sohbet ederken elimi tutup gözlerime baktı. O an işte olm beklediğin gün geldi diye düşünürken bana

    + senden çok hoşlandım trevor tam istediğim tarzda bir erkeksin, benimle abd ye gelip beraber yaşamaya ne dersin

    - ben bilmiyorum marla, önce okulumu bitirmem gerek, sonra bunun için param yok vizem pasaportum bi dünya iş

    + sen bunları düşünme sadece evet de, ihtiyacın olan parayı ben veririm dedi. Ulan o an hayatımın en güzel anını yaşıyormuşum gibi hissettim. Zaten alttan 5 dersim olduğunu düşününce okulu gibtir edip yeni limanlara yelken açmanın daha iyi olacağını düşündüm.

    bi kaç gün sonra marla nın tatili bitti, hava alanına bıraktığımda bana tel no sunu yazıp 5 bin dolar civarı bi para verdi. En erken zamanda lütfen Chicago ya gel dedi.

    2 aya bütün vize pasaport işlemlerini bitirip uçağa atladım. O dönem okul başladığı için okulu gibtir etmiş ailemi geride bırakmıştım.
    ···
  2. 2.
    +24 -3
    Beyler 2 suku atarsanız sınav öncesi moral olur

    Yine bi gün marla teslim edilecek bi çantayı bana verdi. Adres ilk gittim güney yakasındaki varos evdi. Timden yedigim yumruk hala aklımda o melez hatun hala zihnimdeydi.

    Taksiye binip o varos mahalleye girdim. Yine o evin önünde inip taksiye 200 dolar bıraktım. Hava kararmış ortam issizlasmisti. Bilmedigim bi urpertiyle demir kapıyı açıp bahçeye girdim. Tim ağzında sigarayla kapıyı açtı. Bu sefer bisey demeden çantayı bıraktım. Marlaya selam söyle deyip kapıyı kapadı. huur evladı diye geçirdim içimden. Tam bahçe kapısına yoneldim ki hızla önümden geçen arabanın firen seslerini duydum. Ardından 2 adam camdan silahlarını çıkarıp sağa sola sıkmaya başladılar.

    Şok olmuş gibi vaziyette eğilip koşarak evin kapısına yönelmiştim. Zaten evdeki diğer brolarda camlardan fırlayıp karşılık verdikleri için beni korudular.

    Kanepede oturdugumda kolumdan sıcak bi şeyim aktığını hissettim, anlaşılan olayın sokundan vurulduğumu anlamamıştım. Aceleyle
    + tim vuruldum yardım et diye bağırmaya başladım. Bir anda evdeki 5 kişi yanima kosarak geldi. Neyse ki tim koluma baktığında
    - bi seyin amina koyayim koşarken dirseğini surtup kanatmissin dedi. Hemen dirseği mi cevirdigimde haklı olduğunu anladım. Sadece bir yaraydi.

    Ellerim hala titriyordu. ilk defa bi çatışmanın ortasinda kaldigimdan girdiğim soktan çıkamamıştım. Tim bi iki teskin edici bi şeyler söyledikten sonra diğer brolari da alıp aşağı indi. Gecenki melezle odada baş başa kalmıştık. Yanıma oturup başımi goguslerinin ustune koyarak başımı oksadi. iri diri gogusleri benim kundagim olmuştu, ancak gibimin yerini unuttugumdan sadece canımı düşünüyordum.

    O gece timlerde kaldım. Ve işte o sabah büyük bir yıkım yaşadım
    ···
    1. 1.
      0
      ayraç biraktim panp
      ···
    2. 2.
      0
      Bi yazıda da şuku dilenmeyin dıbınakoyayım
      ···
  3. 3.
    +12
    Aşağı indiğimde timi gordum. Elinde gazete kahve sabah keyfi yapıyordu. Karnında dünden beri fena kazindigindan masadaki coreklere saldirdim. Agzimda yiyeceği cignerken

    +Goodmorning bro naber dedim. Tim boguklasan sesiyle elindeki gazeteyi bana gösterdi.
    - trevor kendine hakim ol dedi. Ben hala konuyu anlamamis oldugumdan umarsızca timi dinliyordum. Gazetede gösterdiği yere baktığımda yanmış bir ev gordum. Heyecanla yazısını okudum. Gece 3 sularında doğalgaz sızıntısı yüzünden evin alev aldığını, içinde paramparça bir ceset bulunduğu yazıyordu. Bir an bütün vücudum karincalandi, gözlerimin karaldigini hissettim. Az sonra kendime geldiğimde boğazın düğüm düğümdü
    + bunu kim yaptı tim, dünkü olayla bi ilgisi var mı
    - kuzey yakası önce sana saldirdigina gore seni takip ediyor olmalılar, sana saldirdiktan sonra marlay a kaza susu vererek öldürmüş olabilirler.

    Bir anda aklıma bundan bi kaç gün önce marlanin bana verdiği çanta geldi. Sanki bu günleri gormustu ve beni koruma altına almıştı.

    Bilmedigim bu dünyada artık yalnızdim. Beni koruyan koruyucu meleğim i kaybetmiştim.

    Bi bira alıp kanepeye oturdum. istemsizce ağlıyordum. Tim yanıma gelip oturdu. Beni teskin ettikten sonra

    - seni koruma altına almalıyız dostum, buralardan gitmelisin, şehir dışında bi evimiz var 1 ay felan orada kal, ortalık duruldugunda tekrar sahaya inersin zira senin teslimatlarin belliki kuzey yakasını çok rahatsız etmiş

    Ben se hiç bir şey söylemeden başımı salladim. Aklımda hala marla ve yaşadıklarımız vardı. Tim tekrar bana dönerek
    - marlanin sana gizli olduğunu söylediği bi şey var mıydı ? Ağzımı açtım ama aklıma marlanin uyarısı geldi kimseye güvenme
    + hayır dostum yoktu diyebildim. Ertesi gün eve siyah 80 model mustangle zayıf bi zenci geldi. Evine gidip saklanacagim adam bu idi. Zaman geçirmeden şehir dışındaki evine gittik. Evi çok issiz bi yerdeydi, koca tarlada sadece bir ev vardı.

    Yolda gelirken biraz konuştuk. Adı lance mis. 1 ay kadar onunla çalışıp silah kullanmayı ogrenecekmisim. Ceteyle ilgili bilgi almak istediğimde.

    Sana şunu soyleyim trevor. Bu çetenin kurucusu mark gates idi. Geçen sene öldürüldü. Yerine oğlu yani marlanin abisi geçti. Jack. O genelde alışverişleri yapardı marlada dağıtırdı. Senden önce 3 kişi bu işi yapmıştı. Yani senin yaptığın işi. Ancak para ve uyuşturucu yu gorduklerinde yoldan çıktılar. Sadakatsizlik yapıp bize ihanet ettiler. Ancak sen onlar gibi değilsin. Zaten bunun için burdasin dedi.

    Ev 2 katlı bi çiftlik eviydi. Etrafı jiletli tellerle çevriliydi.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Moonraç
      ···
  4. 4.
    +10
    yorucu günün ardından öğlen 12 gibi uyandım, yanıma baktığımda marlanın olmadığını fark ettim. Lan dedim acaba bu avrat ne işle uğraşıyor da beni buraya getirdi gibisinden içimde bi şüphe oluştu, ardından boşver amk üzümü ye bağını sorma bi şey olursa ülkeye geri dönerim diye kendimi telkin ettim.

    Sabah jakuzisi sonrasında mutfağa indim. Bilimum garnitür, peynir zeytin ararken koca dolapta bulduğum tek şey bira ve süttü. Hay bunların yemek kültürünü dedim. marlanın sabah yediği gevreğin açık olduğunu gördüm. Sütle karıştırıldığını bi yerde öğrenmiştim. istemeyerekte olsa yedim, ancak canım şimididen güzel acılı bi kebap çekmişti.

    Öğleden sonra giyinip dışarı çıktım. Ağaçların gölgesinden yürürken güzelim zengin evlerini kesiyordum. Bi taraftan da yolda yürüyen piliçlere göz atıyordum.

    Bu şekilde akşam olmuş marla eve dönmüştü. Nerede olduğunu bana haber vermediği için bi iki ters yaptım. o da zaten beni alıp biraz alışveriş yapmayı düşünmüş, üstümde ki varoş kıyafetleriyle komik görünüyormusum. Ar edep ve gururdan sıyrılmış olduğum için sırıtıp arabaya bindim.

    Bi iki lüküs mağaza gezip güzel takımlar aldım. Şimdi daha iyi görünüyordum. Arabada marla ayfon un en son çıkan serisinden bi telefon hediye etti. Hayatın bana sunduğu bu şeylerle kendimi seçilmiş gibi hissediyordum.

    Günler böyle geçerken bi gün marla yanıma gelip
    + trevor senden çok küçük bişi isticem. Bu paketi güney yakasında ki evin bahçesine bırakıcaksın ama içinde ne olduğuna sakın bakma yoksa her şey burada biter. o an parçaların birleştiğini anlamaya başlamıştım. Bütün bu düzen belki de beni bu bataklığa çekmek içindi. Ve ilk işim şuan karşımdaydı. kendimi tommy verceddi gibi hissetim, yavaş yavaş yükselecek ve şikagonun babası olacaktım.
    - ok darling give me pocket dedim, ama anahtarını alırım
    +no trevor başının derde girmesini istemem taksiyle gideceksin dedi. iyi amk diye geçirdim. Elime bi not tutuşturup bunu taksiciye vermemi söyle. Cebimede 1000 dolar sıkıştırdı. O amk zenginim havalarında güney yakasında ki o varoş semte girdim.

    Artık evler eskimiş, millet gangster leşmişti. Taksi bi evin önünde beni bıraktı, 200 doları bırakıp orada kalmasını söyledim.

    Demir paslanmış kapıyı açıp içeri girdim. Evin sabıı beni bekliyor olacakki kapıyı açtı. Karşımda iri yarı göbekli atletli bi zenci gördüm. Hemen havaya girip
    + hey bro what s up dedim.
    - marlanın yeni bitchi senmisin diyince biraz bozuldum, anlaşılan ben ilk edilmişim. Ama bir pro olarak duygularımı dizginlemem gerekti
    paketi uzatırken, içeriden şortlu melez bi afet çıka geldi. Gözlerimi memelerinden alamazken tim denen o bin zencinin yumruğunu burnumda hissttim. Bi daha olmasın ufaklık yoksa seni itlere atarım dedi. vay amk diyip eve geri döndüm. Yavaş yavaş sektöre ısınıyordum, kendimi tommy reis gibi hissediyordum, gün gelecek her şikagolu fahişe önümde sakso çekecekti
    Tümünü Göster
    ···
  5. 5.
    +8
    Beyler takip edenler için söylüyorum yarın sınavım var şimdi yatıyorum, yine gece 11 gibi gelir devam ederim, boşuna beklemeyin. isteyen varsa bağışta bulunabilir öptüm
    ···
  6. 6.
    +7 -1
    neyse uzun bi uçak seyehatinden sonra şikago havaalanına indim. ilk defa uçağa bindiğimden heryere kusarak güzel bir rezilliğe imzamı da bırakmıştım. Bavulumu alıp marlayı aradım. Elinde ki trevor yazılı kartondan kendisini bulmam uzun sürmedi, öpüşüp beni hemen arabasına yöneldik. üstü açık porsche yi görünce oh shit baby is this yours diyerek şaşkınlığımı gösterdim. kız tekrar dudaklarıma yapışarak, sana verirdim ama ehliyetin yok tatlım dedi.

    şikago merkezden 40 km uzaklıkta banliyö dediğimiz bir yere geldik. Bu amerikalıların neden bu kadar uzağa yerleştiğini anlamadım ama geldiğimiz mekan şu filmlerde gördüğümüz zenginlerin mekanıydı. 2 katlı lüks villa ve bahçeler... cennet gibiydi beyler, ben hemen mangal yapmayı, 2 rakı devirmeyi düşünürken saray gibi bi evin önüne arabayı park etti.

    Evin içine girdiğimde dışı kadar ihtişamlı olmadığını anladım. Ama 7 odalı büyük bi ev vardı. Jakuzisiyide unutmayalım. Kız evi gezdirirken bu evin kendine ait olup olmadığını sordum. evet bana ait, yani babam aldı gibisinden bi şey geçiştirdi. Zaten gibimde değildi direk jakuziye girip keyif yapma derdindeydim.

    Meyve suyumu alıp hipodrom gibi banyoda jakuzi keyfi yaparken bir anda kapı açıldı. gelen marlaydı, üstünde hiçbirşey yoktu ve feci azdırıcıydı. işte keyfimde ki ekgib olan tek şeyde tamamlandı, güzel bir jakuzi fantazi bütün yorgunluğumu almıştı. Param vardı, evim vardı sarısın taş gibi bi hatunda cabasıydı, ama hayat bu ikramlarının bedelini bana feci bir şekilde ödetecekti, gibtir edin şimdi onu, anı yaşayıp zevkini çıkarayım
    ···
  7. 7.
    +8
    Eve pm 7 gibi döndüm. Marla kapıyı açınca mis gibi kızarmış hindi kokusunu hissettim. Anlaşılan bugün ziyafet vardı. Domuz ve türevlerine olan hassasiyetimi de biliyordu.

    Romantik bi akşam yemeğinden sonra mısır patlatip romantik komedi kategorisinden bi film açtık. Kucak kucağa filmi izliyorduk. Tabi oldum olası böyle filmlerden hoşlanmazdım, bi kaç sahne dışında dikimi harekete geçiren bisi yoktu.

    Filmi bitirince saat gece 3 e doğru gelmişti. Dedim şimdi turkiyede aksam 8 gibidir, watsaptan kardeşim e
    + la it ben amerikadayim, beni merak etmeyin isim bitince dön carleo olarak ülkeye tekneyle gelicem dedim. Mesajı gorup hemen cevap verdi.
    - ABD de olduğunu biliyoruz amk polise felan gitti annem, şuan kötü durumda babamda sana çok kızgın, evlatlıktan redettim onu diyor. Mallik etmede gel amk giberler senj orada,
    Biraz daha konuşup yattim

    Günler böyle geçerken marla yeni paketler verip farklı adreslere naklediyordum. Bunun için para almiyordum ama nasıl olsa istedigim herşeye sahiptim.

    Yine bi gün oturmuş okunusken bana bi çanta getirdi.
    + bak trevor bunun içinde çok gizli kaset ve belgeler var, bunu alıp bir yere sakla. Kimsenin gormeyecegi bir yere göm. Bu bizim hayat sigortamiz dedi. Gozleri doldu. gözlerinden akan yaşları sildim. Açıkçası girdiğim bu tehlikeli yolun ciddiyetini kavramaya başlamıştım. Biraz öpüp onu rahatlattiktan sonra gece 4 gibi garajdan GM cip i alıp arazi birr yere gittim. GPS den olduğum yerin koordinatlarıni alıp belli etmeden çantayı gomdum

    Anlaşılan o ki marla bana çok güveniyordu ancak ben temkinliydim. Kim bilir o kasetlerde neler vardı. Ama olsun tommy reiste bu yollardan geçmişti, korku ve endişeye kapılmayın bir pro gibi hareket etmeliydim.
    O gece marlayi alıp gibagonun ciks bi clubinde kafa dağıttık. Yine hayattan haz almaya başlamıştım ancak hayat yine bana oyununu oynamış ters köşe olmuştum
    ···
  8. 8.
    +7
    Ertesi günü yaptığımız bu vurgun yeraltı dünyasında büyük ses getirdi. Ama artık kuralları çiğneyen, porsuk edasıyla heryere diklenir hale gelmiştik. Kimseden korkumuz yoktu. Elde ettiğimiz bu servetle daha çok polis satın almış, gücümüze güç katmıştık.

    tim malın dağıtım görevini bana verdi. Bunun için güvendiği 5 elemanıda benimle gönderdi. 5 senedir burada olan adamların yapamadığını ben 1 ay gibi kısa bir sürede geçekleştirmiştim çünkü lance in bana olan güveni sonsuzdu. 5 gün içinde farklı adreslere giderek malı okuttuk . Artık tim daha da güçlenmişti. Ertesi sabah beni yanına çağırıp
    + nbr trevor nasıl gidiyor.
    - çok iyi tim hergün yeni şeyler öğreniyorum ama anlamadığım bi şey var, yaptığımız bu operasyon diğer çeteleri rahatsız etmiş, yakın zamanda birleşip bize karşı savaş açacakları yönünde bi dedikodu var
    +bak trevor bu sektörde daha çok yenisin. Biz yıllarca düşmanlarımızla dost geçinmeye çalıştık ancak her seferinde daha çok küçüldük, güç ve para kaybettik. Bunları jack e söylediğimde beni terslemişti ama ben gerçekleri söylüyordum. Bu dünyada merhamete sağduyuya yer yok. Senide bunun iiçin çağırdım. Bu hafta düşmanlarımızın depolarına saldırmanı istiyorum. onlar daha durumu kavrayamadan üstlerinde bi korku atmosferi oluşturmalıyız. Ama bunu lance duymayacak anlaşıldımı. yoksa ihanet etmiş olursun.

    Bu teklif karşısında açıkca şaşırmıştım. Anlaşılan tim eski dostu lance e bile güvenmiyordu.
    - peki bro bana adresleri ver gerekli planlamayı ben yaparım

    Artık tam anlamıyla sahaya inmiş görevleri yerine getiriyordum. yarın ki işim ufak bir baskın olsa da benim için büyük bir tecrübe olacaktı. Timle birlikte deponun olduğu yere gittik. Açıkcası çok iyi korunuyordu. Deponun şehir dışında olması avantajımızaydı ancak yüksek duvarlarla çevirili olması işimizi güçleştiriyordu. deponun demir kapısında silahlı 2 adam, ve depo çevresinde devriye gezenler vardı. deponun içinde kaç kişi olduğunu bilmiyorduk. yani işimizi sessiz bir şekilde yapmamız gerekliydi.
    ···
  9. 9.
    +6
    Ertesi sabah 6 da uyanıp ilk eğitimimize başlamıştık. Lance her sabah su saatte kalkıp 1 saat koşuyormuş. Bu yüzden bende sabah erken kalkıp onunla koştum. Açıkçası ham vücudum buna pek el verişli değildi ama 1 hafta sonra ciğerlerim açılmış gençliğimin enerjisiyle dayanıklılığım artmıştı.

    Temel silah eğitimini de lance veriyordu. ilk ders tabancayı tanımak. Sarjör horoz, güvenlik. ikinci ders tabanca temizliği . Ve sonra tabanca tutuş şekli. günümün 6 saati silahları tanımakla geçiyordu. Bahçenin arkasında bir atış poligonu bile yapmıştık. Her geçen gün atış yeteneğim daha da gelişiyordu. Silaha olan bağlılılığım artmıştı. Her gün spor yapıyor atış talimi yapıyorum. sonra yarı otomatik ve otomatik silahlari kullanmaya başladım.

    Hocam lance bu konu da da çok iyiydi. Envanterinde her türlü silah mevcuttu. kaleş,uzi mp5 vs.

    hepsiyle ilgili bilgim vardı. Her türlü silahı kullanıyordum. Hangi silah ne tür mermiye sahip, kaç metreden yaşama şansı var hepsini ezberlemiştim. Her gün atış talimi yapıyorduk. ilk bir hafta kulaklarım çınlamaya başlamıştı. Ancak geçen günlerde kulağım silah seslerine alışmıştı. Artık silahları daha hızlı kullanabiliyordum. Lance zor şartlar altında neler yapmam gerektiğinide öğretmişti. kurşunlardan kaçarken zigzag taktiği uygulamam hayati önem taşıyormuş.

    Bu şekilde tam 4 hafta geçmişti. Dünya ile herhangi bir bağlantımız olmadığı için hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Sadece eğitimime odaklanmıştık. Aslında lance in görevide buydu. Öğretmek, yeni eleman kazandırmak.

    4 hafta sonunda hazır olduğumu sahaya inebileceğimi söyledi. Ardından geldiğim yere tekrar tim in varoş mahallesine gittik. Değişen bi şey yoktu. Timin evine geldiğimizde tim lance

    + 2 hafta önce jack öldürüldü. 2. adam olarak geçici bir süreliğine ben liderlik ediyorum.

    önce marla daha sonra abisi jack. Güney yakası çetesi gelen bu art arda ölümlerle ağır yara almıştı. Bölgede ki faaliyetlerinde de azalmalar gerçekleşmekteydi. tim devam etti
    bundan dolayı artık daha dikkatli olmalıyız. Kuzey yakasına ait bi kaç mekanın planı elime geçti. Bi saldırı düzenleyip ellerinde ki 200 kg malı ele geçirmeyi düşünüyorum. Bunun için uzun zamandır plan yapıyoruz. Köstebeklerimiz verdiği bilgiye göre 2 gün sonra bi alışveriş yapılacakmış. o esnada baskın yapıp intikamımızı alacağız.

    Tim in fikri lance de yatmıştı. Ne de olsa eski dostlardı. Lance
    - öyleyse şimdiden hazırlığa başlamalıyız. adamlara haber verdinmi
    +evet 20 kadar adamla saldırıyı yapıcaz. silahları mühimmatları her şey tamam. alışveriş yerini ve saatini biliyoruz. Bunun komutasını sana veriyorum dostum , operasyonun liderliğini sen yapacaksın. sana güveniyorum.
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +6
    ertesi günü alışverişin yapılacağı yere gittik. Lance tim ve ben. Geldiğimiz yer şikagonun doğu yakasında ki bir deniz kenarında teslimat yapılacaktı. Gece 3 gibi olacağı düşünüldüğünden saklanmak çok zor olmayacaktı. Gelenler arabalarıyla karadan teslimat alanına geleceğinden arabalarımızı görme ihtimalleri çok yüksekti bunun için tim 4 orta büyüklükte bot ayarlamıştı.

    O gün geldiğinde her şey hazırdı. Onlarca silah ve yüzlerce mühimmat arabalara yerleştirilerek akşam 8 gibi oraya nakledilmişti. Bununla birlikte 4 botda denizde hazır beklemekteydi. mühimmat ları botlara taşıdıktan sonra arabaları eve geri gönderdik. Sıra adam yerleştirmeye gelmişti. lance teslimatın yapılacağı alanın yanında yüksek bir yarın olduğunu gördü. Oraya beş addıbını dikti. Bunlar çatışma esnasında saldırarak düşmanı çaprak ateşe alacaklardı. gece 12 gibi bizlerde botlara binip karadan bi 50 metre uzaklaştık. ne olur ne olmaz diye üzerimize siyah bir bıranda geçirerek güvenliğimizi almıştık. Ben lance in olduğu bottaydım . 5 kişiyi karada bıraktığımızdan botta epey bir yer vardı.
    ···
  11. 11.
    +5
    3 saatlik sıkıcı bir bekleyişin ardından gecenin sessizliğini arabaların sesi bozmuştu. Hemen başımızı çıkarıp gelenlere baktık. Lance dürbünle gelen araç sayısının 10 civarı ,iki tarafın toplam da 40 -45 kişi olduğunu görmüştü. Ağır ağır botları karaya çekerken aradaki mesafeyi korumaya çalışıyorduk.

    adamlar 200 kg lik malı çantalar halinde çıkarıp ortaya koymuşlardı. toplam 10 tane çanta saymıştım ben. sıra parayı göstermeye gelmişti. diğer tarafın adamlarıda para dolu çantaları alıp karşı tarafa gösterdiler. şimdi tam zamanıydı. telsizle yarda ki adamları uyardım ve ak 47 lerle adamların üzerine kurşun yağdırmaya başladık. onlarcası olayın farkına varamadan yere düşmüştü, diğerleri ise canlarını kurtarmak için arabalara sığındılar. Ancak iki ateş arasında kaldıklarından çok dayanamadılar. Hızla karaya çıkıp malı ve parayı botlara yerleştirdik.Bu esnada diğer adamlarda ölenleri arabalara koyup arabaları denizin serin sularına gömdüler. Yaklaşık 10 dk içinde her şey bitmiş botlarla geri dönüyorduk. Lance sin yüzünde daha önce hiç görmediğim bi gülümseme görmüştüm. Bu da beni işime olan arzumu perçinledi.

    bundan 1 sene öncesine kadar silah sesi duyunca şoka giren ben onlarca adamın ölümüne şahitlik etmiştim ve bedenimde en küçük tedirginlik emaresi bile görülmemişti.

    Sabah gün ağırırken arabalarla tim in deposunun önüne gelmiştik. Hızla malı ve parayı içeri yerleştirdik. Öğlene doğru biten para işlemi sonunda vurgunun 10 milyon dolar civarında olduğu anlaşıldı. Bu son 40 yılın en büyük vurgunuydu. sektörde adımız hiçte iyi anılmıyordu. tim in bu düşüncesiz kararları çeteye daha çok zarar vericek diye düşünmeye başladım. kaldı ki ortalıkta diğer çetelerin birleşip üzerimize gelceği dedikodularıda yayılmaya başladı.

    Tim operasyon sonrası katılanlara ödüllerini verdi. Her bir kişiye 20. bin dolar. Lance 100. bin dolar bana da 30. bin dolar. Doğrusu bu kadar parayı bir arada görmek beni şok etmişti. Türkiyede ömrüm boyunca çalışıp kazanacağım parayı 10 dk da kazanmıştım . Bu olay beni bu işe daha da çok bağladı.

    Lance le güzel bir mekana gidip karnımızı doyurduk. Artık abi kardeş gibiydik. Akşam üzeri deniz kenarında bulduğumuz bi malibuya girip kafa dağıttık.
    ···
  12. 12.
    +4
    Fenerlerle depo ya girdik. Her yerde üst üste dizilmiş koliler vardı. Bi kaçının içine bakınca işe yaramaz şeyler olduğunu anladık. umudumuzu yitirip kapıya yönelmişken bastığım yerin daha tok bir ses çıkardığını fark ettim. Bir kaç denemeden sonra oranın içinin boş olduğunu anladım ve fenerle incelemeye başladım. yere açılan üstü beton ile kamufule edilmiş bir kapıydı. Bıçağımla betonu kazıdığımda tahta kapıya ulaşmıştım. Diğer çocularında buldukları levyelerle kısa sürede kapağı açmıştık. Yerden 1 metre derinliğinde küçük bir mahzen bulduk. içinde de tabi ki sarı paketlere konulmuş 30 kilo ağırlığında mallar gözümüzü aydınlattı. hemen arabaya haber verip depoyu patlattık.

    sabaha doğru timin evine döndük. Tim yine kapının önünde uykulu gözlerle bizleri bekliyordu. Anlaşılan bütün gece uyumamıştı
    +naptınız trevor bi şey buldunuz mu
    -herifleri hallettik, 30 civarında da mal var o esnada çocuklar malı getirmiş gösteriyorlardı. Tim in uykulu gözleri fal taşı gibi açılmıştı.
    +çok güzel iyi bi ödülü hak ettiniz şimdi geçin dinlenin daha yapacak çok işimiz var

    ertesi sabah iyice karnımızı doyurduktan sonra lance çıkageldi. Direk Timin yakasına yapışarak

    +sen bizi yok etmeye mi çalışıyorsun aptal herif, geçen yaptığımızla intikamımızı aldık işte milletin deposunu patlatmak nedir sen neyine güveniyorsun
    -hahaha lance jack gibi korkak ruhlusun, gelişmek için saldırmak gerekli ama sen bunu idrak edemeyecek kadar çocuk akıllısın
    + gerizekalı herif millet bize iyice diş bilemiş durumda yakında bir olup bizi ortadan kaldırmaya çalışacaklar
    - sen gücümüzü ve kardeşlerimizi çok küçük görüyorsun sevgili lance, görüceksin şikagonun tek sahibi biz olacağız.

    lancesi timden ayırarak uzaklaştırdık. lance de bana acıyan gözlerle bakarak evden ayrıldı. aslında lance in hakkı vardı. millet bizden iyice nefret etmeye başlamıştı ve çöküşümüz yükselişimiz kadar hızlı olacaktı aynı nazi almanyası gibi.
    ···
  13. 13.
    +3 -1
    Sonra uyuyakaldım ve kalktığımda arkamda bir Ağrı hissetim arkamı döndüğümde isi 30 cmligi ile uyuyan zenciyi gördüm sinirden deli olacakdım birşeyler yapmalıydım ve aklıma marla geldi markayı hayal ederek zenciyi 3 posta kaydım ve tekrar uyudum
    ···
  14. 14.
    +2 -2
    Gece 11 de giricem beyler sinavdayim simdi
    ···
  15. 15.
    +3
    uyandığımda karın kısmımda şiddetli bi ağrı hissettim. Biraz doğrulunca hiç bilmediğim bi yerde olduğumu anladım. peki buraya nasıl gelmiştim ben, en son hatırladığım depo baskınında vurulup yere düştüğümdü. ses çıkarmadan pansumanımı tutarak yavaş yavaş kapıya yöneldim. tam açıcaktım ki marlanyı karşımda buldum. bu halisilasyonmuydu yoksa ölüp cennettemiydim. ne yapacağımı şaşırmıştım, sanki yine o şok halini almış gibiydi. hemen bi yere tutunup dengemi sağladım. marlada kolumdan tutup yatağa yatırdı.
    +ama nasıl olur senin öldüğünü sanmıştım varla o evdeki beden seninki değilmiydi.
    -trevor hiçbirşey bilmiyorsun. hepsi tim in çetenin başına geçmek üzere planladığı oyunlardı. o gün sana saldırı yapılması, eve gitmemen...
    zaten uzun zamandır tim in davranışlarında şüpheleniyordum. o gün sen gelmediğin için bu şüphelerim daha da arttı. gece boyu ayaktaydım ve bi kadın gizlice evime girdi. biraz boğuştuktan sonra onu öldürebilmiştim
    +peki evin nasıl havata uçtu
    - herkesin öldüğümü zannetmesi için bu gerekliydi. kadını mutfağa zütürüp tüp ve doğal gazı açtım bi şüre sonra evden çıkıp her şeyi yok ettim. tabi evdeki 80 kilo malı da. ardından hızla şikagodan kaçtım.
    +her şeyi yavaş yavaş anlamaya başladım. tim önce seni sonrada abi öldürdü ve çetenin başına geçti. lance le de arası git gide bozulmaya başlamıştı. beni de kirli işleri için kullanıyor vahşice heryere saldırıyordu. o gün bilerek beni oraya göndermiştiki bir gün herşeyi öğrenip ona düşman olacağımı biliyordu. beni de orada öldürecekti.
    -aynen öyle trevor
    +peki beni o cehennemden kim kurtardı.
    - lance kurtardı, aslında seni her zaman takip ediyordu, ve o günde seni oradan çıkaran o idi.
    heyecanla
    +peki o nerde şimdi peki durumu iyimi
    - bende onu bilmiyorum aşkım, en son 2 gün önce gördüm ve bir daha haber alamadım.

    kısa süre sonra iyileştim. sıra timden intikam almaya gelmişti. ama nasıl yapacağımı bilemiyordum. lance yaşıyormu onu bile bilmiyordum
    ···
  16. 16.
    +3
    eve girdiğimde aşırı sade bir çiftlik evi olduğunu gördüm. Her şey tahta mobilyalarla doluydu. Televizyon, bilgisayar gibi insanı dünyaya bağlayan hiçbir iletişim aracıda yoktu. Lance üst kata kalacağım odayı gösterdi. Küçük ama kullanışlı bi yerdi. Yatağı tahta bir masası ve dolabı vardı. Yerleştikten sonra terasa çıkıp gün batımı eşliğinde sigaralarımızı yakıp sohbete koyulduk. Lance bana hayat hikayesini anlattı. Annesi mekgibalı bi göçmenmiş. Babasını hiç tanımamış bile. Mekgibadan kaçak olarak buraya şikagonun güney kısmına yerleşmişler. Annesi bi fabrikada kaçak olarak çalışmaya başlamış. Yıllar böyle geçerken lance 15 li yaşlarına geldiğinde güney yakası çetesine katılmış ve tam 15 yıl oraya hizmet vermiş. Anneside 10 yıl önce veremden ölmüş.
    + çok zaman geçti be trevor. Tam 15 yılım heba oldu bu işte. Ne düzenli bi hayatım oldu ne de sevdiğim bi kadın. kabul ediyorum param çok ama bu pis işlerden sıkıldım artık. Bazen buralardan kaçıp güney sahillerinde sade bir hayat yaşamayı düşünüyorum ama sadece hayalden ibaret. Bu bataklığa bir girdimmi bir daha çıkmazsın

    lance sin içinde bulunduğu durumu hala anlayamamıştım. Benim daha büyük hayallerim vardı. Şikago nun yeraltı dünyasını ele geçirmek ve dünyanın sayılı zenginlerinden biri olarak geri dönmek. Daha çok yol kat etmem lazımdı.

    Akşam 10 gibi ayrılıp odalarımıza çekilmiştik. Doğrusu yalnızlık bana acılarımı tekrar hatırlatmıştı. Marla, hayatımı borçlu olduğum kadın. Belki burada bulunmam onun yüzündendi ancak ben onu gerçekten sevmiştim. Telefona bakıp beraber çekindiğimiz fotolara dalıp farklı alemlere yol almıştım.
    ···
  17. 17.
    +3
    ertesi gün 1 i arabayı kullanacak, diğer 4 ü de benimle birlikte olacaktı. Susturuculu tabanca ve mühimmatları yanımıza aldık. 4*2 arabanın arkasına duvarı aşmamız için gerekli olan 2,5 metrelik katlanabilir bir merdivende koymuştuk. o gün tüm gün operasyonu düşündüm. Gece 3 sularında yine saldıracak, mala çökecek ve geri gelecektik. açıkcası depo da mal varmı yok mu onuda bilmiyorduk ama önemli olan otoritemizi artırmatı. Gece 3 gibi şehir dışında ki depo nun 300 metre ilerisinde durduk. silahlarımızı ve merdiveni yanımıza alarak otluk tarladan eğilerek yavaş yavaş ilerlemeye başladık. Deponun kenarları 70 metre uzunluktaydı ve 3 kenarda devriye gezen uykulu andavallar vardı. Bunların uykulu olması bizim işimize gelmişti.

    ilk olarak en yakın devriye gezen adamla aramızda 30 metre kaldığında yere yattık ve adamın doğru pozisyona gelmesini bekledik. Tam olarak duvarın ortalarına geldiğinde iki el ateş ettim. adamın tam kafasına nişan almıştımki bağırıp milleti uyandırmamalıydı. Öyle de oldu, yavaşca duvara yaslanarak yere düştü. Sıra arka duvarda devriye gezendeydi. bunun için bizimkileri orada bıraktım. Elime aldığım bıçakla sessizce duvara sürtünerek diğer adamın gelmesini bekledi. Köşeden kafasını gördüğüm an boğazını kesip ağzını kapatmıştım. sanki kal of oynuyordum. tek bir tane kalmıştı. Hızla adamın köşeyi dönmesini bekleyerek onada aynısını yaptım. zaten uykulu olduklarından bir şeyleri fark etmleri çok zordu. üstümüzde yanan spot lambalarına aldırmadan arka duvara merdiveni dayadık. demir makasıyla telleri keserek içeri atladık. olabildiğince sessiz olmaya çalışıyorduk. depo binasının arkasındaydık ve içeriden ses gelmiyordu. sadece ön kapıda bekleyen 2 andaval kalmıştı. onlarda uykunun derin sularında iken boyunları kırılarak boğuldular.

    Fenerlerle depo ya girdik. Her yerde üst üste dizilmiş koliler vardı. Bi kaçının içine bakınca işe yaramaz şeyler olduğunu anladık. umudumuzu yitirip kapıya yönelmişken bastığım yerin daha tok bir ses çıkardığını fark ettim. Bir kaç denemeden sonra oranın içinin boş olduğunu anladım ve fenerle incelemeye başladım. yere açılan üstü beton ile kamufule edilmiş bir kapıydı. Bıçağımla betonu kazıdığımda tahta kapıya ulaşmıştım. Diğer çocularında buldukları levylerle kısa sürede kapağı açmıştık. Yerden 1 metre derinliğinde küçük bir
    Tümünü Göster
    ···
  18. 18.
    +2
    Chicago gangsteri inci sözlükte yazar mı oldu yani? Hfjdjdhjdolfrkkfk
    ···
  19. 19.
    +2
    marla bana verdiği çantayı nereye sakladığımı sordu.
    + eski evin bi 300 metre ilerisine sakladım dedim
    - aferin sana arabayla gidip ancak o kadarmı uzaklaştın
    sırıtarak
    + bide üzerine taşlarla işaret bıraktım, aynı hazinelerde olduğu gibi
    - çok güzel böyle devam et tek dayanağımız olan şeyi kaybedince ben sana sorarım
    + tamam marla yokuş yapma gider alırım diye gider yaptım. BMW i3 ünü alıp navigasyon yardımıyla önceden çantaya gömdüğüm yere geldim. Tek bir taş bile yerinden oynamamıştı. Gece 11 sularıydı. hızlı bir şekilde kazıp çantayı buldum. acaba bu çantayı bu denli değerli yapan şey neydi diye iç geçire geçire marlanın yanına geri döndüm. marla çantayı alıp içindekileri kontrol etti
    güzel hiçbir ekgib yok
    +peki marla ne var o çantada bu kadar önemli
    - belgeler, kasetle ver kanıtlar. Burada çeteyle iş birliği yapan polislerin isim ve görüntüleri var, aynı şekilde timin uyuştucu alışverişi yaparken ki kanıtları.
    + peki bu elimize ne geçirecekki kaldı ki herkes tim in çete lideri olduğunu biliyor
    - biliyor ama kanıt olmadığı için suçlanamıyor. Bu kanıtlarla uzun süre içeride kalabilir.
    +peki ya lance onunla ilgili bi şey varmı.
    - hayır o şuan temiz görünüyor, ama tim ve adamları bize yaptıkları bu darbenin bedelini ödeyecekler.
    +hadi hayırlısı dedim. ama yeni hayatımız için paraya ihtiyacımız var marla,tim sana ait olan herşeyi kendi zimmetine geçirdi.

    o esnada birden kapı çaldı. gelen lance di. hasret giderdikten sonra kendisinden özür diledim.

    +timin paralarını nerede sakladığını çok iyi biliyorum. ama oraya girebilirmiyiz orası meçhul. lance
    - bunu nerden öğrendin, timin paralarının yerini hiç kimse bilmez
    +bizimde bazı planlarımız vardı elbette dostum. yanındaki melezden yani jesse den bana bi iyilik yapmasını istedim.
    jesse dediğimde lance hiç olmadığı kadar heyecanlanmıştı, suratı kızardı.
    - peki karşılığında ne istediği
    + özgürlüğünü, tim onu alıkoyuyormuş. bi gün sohbet ederken onu kaçırabileceğimi, ama paraya ihtiyacım olduğunu söyledim. onunda bundan başka şansı yoktu. tim i sarhoş edince adresini almış. zaten tim de jesse den hiç şüphe etmezmiş.
    - öyleyse harekete geçelim
    ···
  20. 20.
    -1
    Ya gibtir git GTA'cı veledin hayal dünyası amk
    ···
    1. 1.
      +1
      gerçek olsa başıma geldiye yazardım tabi hayal dünyası
      ···
      1. 1.
        -1
        devam et amk
        ···