Üniversite zamanıydı. World and Travel'la Amerika'ya gidilicekti. Bende katıldım gruba, gittik hayaller ülkesine.

Çalıştık orada bir nebze. ingilizcemizi geliştirdik. Son günlerimizdi. Amerika'yı gezdirecekler bize beyler. Gezmeye başladık. Times meydanından tutun da Özgürlük Heykeline kadar gezdik. En son bir müzeye girdik. Müzede rehberimiz bize bir soru sordu amk ama nasıl saçma bir soru. işte o soru ve yaşananlar..

Rehber (R), Ben (B), Amerikan kızı (A):

Rehber: Does anyone know the model of the weapon ? (Bu silahın modelini bilen var mı )

Ben de gencim ya hemen atladım.

B:I don't know lady guide (Bilmiyorum rehber hanım)

O sırada Amerikan kızı atladı..

A:Turkish peoples know what (Türk insanları ne bilir ki)

Deliye döndüm beyler. Ülkemiz kötüleniyordu ve dayanamadım, ağzımdan şu büyülü sözcükler döküldü..

B: Yes we don't know you but your grandfather knows us well. Now, go fuck yourself bitch. (Evet biz sizi bilmeyiz ama dedeleriniz bizi iyi bilir. Şimdi, git kendini becer huur)

Bu kelimeleri söyledikten sonra kız müzedeki silahı çalıp intihar etti. Müze yönetimi müzenin balkonuna Türk bayrakları astı. Rehberimiz, Türkiye vatandaşlığı aldı. Bense ölürüm türkiyem şarkısı eşliğinde keyif sigarası yakarak bizim üniversiteli tayfanın sırtında müzeyi ve Amerika'yı terk ettim.

Bu da böyle bir anımdır.

Hiçbir ülkeyi ve vatandaşını aşağılama amacı güdmez.