amerikan hapishanesinde başıma gelen olaylar

neyse, aradan biraz zaman geçmiş ve ben ayıldım.

kalkıp hücreme gittim, hemen aynanın karşısına geçtim ve burnuma baktım, burnuma sanki bir parça gibi bir şey yerleştirmişler.. yani burnum eskisi gibi değildi. üzerine bastırınca biraz acıyordu... arasıra doktora soruyordum, burnum tamamen ne zaman iyileşecek diye, doktor 1 ay süre verdi.
aradan 1 ay geçti. doktorun dediği gibi, burnum iyileşiyordu. bu arada hocamla beraber antrenmanlara başladık.. antrenmanlar 1 ay devam etti. ben iyice sertleşmeye başlamıştım, ve bir dövüş ayarladılar bana... dövüş günüm geldi, bahçeye çıktık ve karşıma sarışın, alman ve dazlak bir tip geldi. şu alman nazilerine çok benziyordu. boyu benden kısaydı. ama gayet sağlamdı kolları falan. dövüşe başladık. onunla tam 15 raund dövüştük. ve o dövüşte kimse yenemedi.. dövüşme zamanımız bitti. ve ne ben onu yendim, ne de o beni... artık bu dövüş işinden çok sıkılmıştım. dövüşmek istemiyordum. hücreme ,hocamın yanına döndüm ve ona dövüşmek istemediğimi söyledim. o biraz durdu. ve bana yakında beni elektrikli sandalye de idam edecekler. hiç bir şey umrumda değil dedi. ben onun idam edileceğini hiç bilmiyordum. yani ilk defa duydum. aradan 2 hafta geçti, 2 tane gardiyan hücreme geldi ve hocamı idam etmeye zütürdüler. ben çok korktum.. aradan 2 saat geçti. ve sonra bir baktım, hücremin koridorundan birileri geliyor. ve bir baktım ki, hocamı idam etmişler, ceset torbasında, ailesine teslim ediyorlarmış.. düşünün bak, o kadar zamanımı geçirdiğim insan, 2,3 saat önce yanımda olan insan, biraz sonra hücremin önünden ölü bir şekilde geçiyor... çok acı bir durumdu...
hocam öldüğü için, artık o hapishane de beni koruyacak adam kalmamıştı. ve hapishanede ki herkes bana düşmandı...

bu durumda, kendimi kollamam gerekiyordu...

aradan 1 gün geçti, ve hücreme bir gardiyan geldi. ve bana, ' boş zamanlarında hapishane de çalışmak istermisin? ' dedi. ben kabul ettim. ne iş yapacağımı sordum, kuru temizlemede çalışacaksın dedi. bende boş oturmamak için kabul ettim. ve çalışmaya başladım. her gün hücremden çıkıp, kuru temizleme bölümüne gidip, mahkumların temiz çamaşırlarını ayırıyordum. pis çamaşırları yıkıyordum. ve sonra o kıyafetleri diğer çalışanlara teslim ediyordum, onlar da mahkumlara teslim ediyordu. bir gün yine hücremden çıktım ve çalışma yerime gittim, çalışmaya başladım. ve tek başıma çalışırken, yanıma iki kişi geldi. iki tane, 1.50 boylarında, rus erkek geldi. ve bana ' bizi gibmek istermisin? ' dedi. ben ' beni rahat bırakın, gidin ' Dedim. onlar, ' hadi ama yakışıklı, bizden çok memnun olacaksın ' DEdi. ve ben dayanamayıp çamaşır yıkarken kullandığım çelik demiri bir tanesinin kafasına vurdum ve kanlar içinde yere düştü. diğeri bana saldırmaya kalkıştı. ama kısa ve zayıf olduğu için beni alamadı. demiri onun gözüne soktum...