amerikan hapishanesinde başıma gelen olaylar

anlatıyorum beyler.
rezerveleri alın, inci efsanesi olacak bu hikaye...
---
sadece benim entrylerim için;

http://ccc.incisozluk.cc/...aylar/@ccc-seri-katil-ccc

ben anlatmaya başlıyorum, ister dinleyin, ister dinlemeyin.

orta okuldan yeni mezun olmuştum. tam liseye gidecekken ailecek amerikaya gitme kararı aldık. babamın ortak çalıştığı bazı kişiler oradaydı. yani oraya gittiğimiz zaman daha iyi yaşayacağımızı düşündük. bu arada, biz gitmeden önce zaten babam, amerika da kalacağımız yeri, işini falan ayarlamış. biz oturduğumuz evi kapattık, akrabalarla vedalaştık falan, yola koyulduk. hava alanına geldik, istanbuldan uçağa bindik yaklaşık, 16,17 saatte amerika ya vardık. yani o kadar süre uçaktan hiç inmedik... amerika ya vardık, uçaktan indik. biraz etrafa bakıyoruz, güzel kızlar, hostesler, iş adamlar, v.s falan. hava alanından çıktık, ama aramızda sadece babam ingilizce biliyor, annem ve ben asla bilmiyorum.. neyse işte, hava alanından çıktık, ve babamın türk arkadaşı arabayla bizi aldı, yeni kalacak evimize getirdi..

eve geldik, tabii bende çok farklı bir heyecan var. bu arada, yaş 12,13 falan vardı o sıralar.. ve o aralar yeni, yeni erkekliği keşfetmeye başlıyorum, bir kaç tane zenci amlı komşumuz vardı. ama karılar harbiden çok güzeldi, memeler, kalçalar, bakışlar fakan dehşet!. neyse, aradan bir ay geçti, o 1 ay içinde annemle beraber ücretsiz dil kursuna yazıldık ve gidiyorduk. işte tam olmasa da biraz biraz derdimizi anlatıyorduk, insanlarlaa eskisinden daha rahat anlaşıyorduk. ve zenci ve sexy komşumuzla iyice samimi olmuştuk.

bir gün, annem ve babam , türk arkadaşlarının evlerine yemeğe gittiler. bizim eve de o zenci komşumuz geldi. iri memeler, pürüzsüz bacaklar falan, ben ufak ufak bakıyordum buna. ama o da anlıyordu, benim bakışlarımı yakalamaya çalışıyordu, yakaladığı zaman gülüyordu falan derken, beni aldı kendi evine gittik. evi zaten bizim evin yanındaydı. odasına girdik kadın beni milli yapmak istiyormuş, kadın banyo yaptı ,yanıma geldi, 1 saat içinde iş bitti zaten:)...
o gece annemler eve biraz geç geldi, annemler eve geldiğinde ben odamda uyuyordum.

beyler, aradan 2 ay falan geçti. benim lise zamanım geldi, babam beni ilk gidip okula yazdırdı, serbest kıyafet, bedava servis falan, bayağı hoşuma gitmişti oradaki şartlar.. liseye başladım, kızlar falan bebek gibiydi.. bir şekilde kendime göre arkadaş ortamı edindim, kanka olduğum arkadaşlarım bile oldu.. bir dönem sonuna geldik, ve tatile gireceğimiz için arkadaşlar parti yapacaklarmış, beni de çağırdılar, bende gittim. bu arada lise 1 bitmişti, lise 2 ye geçeceğimiz için bir parti vereceklerdi. yaşım 16 olmuştu. tip ,boy, pos falan da yerinde tabii ki. her neyse, iste o partiye o gece gittim. partiyi düzenleyen arkadaşlar bir miktar uyuşturucu almışlar, ve yarısını içmişler o gece. ama yarısı duruyor bir köşede. biz yedik, içtik ,eğlendik falan. bir anda zil çaldı, arkadaşların ailesi geldi eve. arkadaş hemen beni dışarı çağırdı, içtikleri uyuşturucudan geriye kalan miktarı benim eve zütürüp saklamamı istedi, ailesinden korkutuğu için...

arkadaşım olduğu için, çocuğu kıramadım tabii ki. uyuşturucuları aldım, hemen evime gittim uyuşturucuları odama sakladım. ertesi gün aniden zil çaldı. ve kapıya 2 tane iri yarı polis geldi. anneme ve babama ;uyuşturucu ihbarı var, evi aramamız lazım dediler. annem ve babam şok oldu, benim ellerim ayaklarım titriyordu... polisler evi aradı ve uyuşturucuları benim odamdan buldur. ben deli gibi oldum resmen. aileme nasıl açıklayacam? polislere nasıl açıklayacam derken, polisler beni merkeze zütürdü. ifademi aldılar, uyuşturucuları nereden bulduğumu sordular bende anlattım. sonra beni saldılar, ama şehir dışına veya yurtdışına çıkmamamı istediler ve bir kağıt imzalattılar. bulunduğum şehirden dışarı çıkarsam suçlu olarak sayılacakmışım...
ben hemen çıktığım gibi, olanları aileme anlattım. sonra evden çıkıp bana uyuşturucuları veren arkadaşımın evine gittim, ona olanları anlattım. ve bu ihbarı kimin verdiğini sordum ona..

arkadaşım biraz sustu ve sonra söyledi sana gıçık olan bir çocuk var, dün gece sana uyuşturucuları verirken bizi görmüş ve seni ihbar etmiş dedi. ben hemen, kim o çocuk? evi nerede? falan diye sordum. sonra arkadaşım bana çocuğun adını, adresini ve telefon numarasını verdi. ben adresi, telefon numarasını falan alarak evime geldim. ve o gün uzun, uzun düşündüm, bu çocuktan intikam almalıyım diye.. ertesi gün spor aletlerinin satıldığı yere gittim ve kendime bir adet çelik beyzbol sopası aldım... sopayı alıp eve geldim, ve sonra beni ihbar eden çocuğu aradım, bir adrese gelmesini söyledim...

çocuğa adres verdiğim yere gittim, biraz bekledim, pusuya yattım ve çocuk geldi, ama beni görmedi. ben hemen çocuğun yanına gittim ve kulak bölgesine, çelik sopayla 1 tane vurdum, çocuk yere düştü. ilk başlarda kan yoktu, yere düşünce bir tane de burnuna vurdum, çocuk ve düştüğü yer kanlar içinde oldu. bende çok korktum, hemen sopayı bulunduğum yere atıp kaçtım evime geldim. bu arada çocuk yerdeyken benim yüzümü görmüş. ve beyzbol sopasında da parmak izlerim çıkmış.. çocuktan 2 ay haber alamadım. ve sonra eve aniden yine polis geldi. bu defa bana kelepçe taktı ve zütürdü...

karakola gittik. polisler her şeyi öğrenmiş. ben ifademi verdim, ve her şeyi itiraf ettim. hakim karşısına çıktım. ama bu arada, yaş kimlikte 16 idi. ama 16 yaşından büyük duruyordum. ve hakim kemik yaşımın öğrenilmesini istedi. gidip hastaneden gerekli işlemleri yaptırdık 2 hafta bekledik ve kemik yaşı sonuçlarım geldi.. kemik yaşına baktık ve kemik yaşlarım 18 yaşında gözüküyordu... annemler türkiye de iken, kimliğimi biraz geç almışlar... hakim bunu da göz önünde bulundurdu ve bana 4 yıl hapis cezası verdi.
ailem perişan oldu ve ben de perişan olmuştum... 4 yıllık hayatımı geçireceğim hapishaneye doğru yola çıktık. ve hapishaneye vardık..

hapishane arabasından indim, ve hapishane koridoruna girdik, kolumda iki tane gardiyan ,beni kalacağım kodes'e zütürüyordu. bu arada, ben koridorda giderken, diğer hüclerde kalan zenciler şöyle diyordu hey, seni parlak zütlü pislik. o parlak zütünü yalarak gibeceğim dostum! yeaa huhuuuuuuuu!,,, hadi adamım, buraya gel tarzında şeyler söylüyorlardı.. ben iyice korkmaya başladım. ve adamlarında hepsi hayvan gibi. en kısaları bile 1.80 boyunda, 85,90 kilo adamlar.. benim boy ise, 1.79, kilo 75 ve beyaz tenliyim.

gardiyanlar beni hücreme zütürdü. hücre de tek başıma kalıyordum. bu beni biraz rahatlatmıştı... hücreye girdim ve 1 saat sonra gardiyan kapımı açtı, hadi seni adi pislik, şimdi yemek zamanı adamım ' dedi. ve beni kantine yemek sırasına zütürdü. herkes yemek sırasına girmiş, ben de girdim. ve aşçılar yemeğimi koydu, ekmeğimi aldım ve bir masaya geçtim, kimseye zararım olmadan yemeğimi yiyordum ki, 1.50 boyunda, zayıf bir pislik geldi, masama tekme attı, bütün yemeklerim döküldü. ve bende bu pislik kısa boylu ve zayıf, ben bunu döverim dedim, ama ayağa kalktım, ve bir baktım ki, ben ayağa kalkınca, arka masalardaki iri yarı zenci pislikler de ayağa kalktı. ben hemen oradan gidip hücreme girdim. o geceyi kitap okuyarak ve uyuyarak geçirdim..

sabah oldu, uyandım ve sabahları 1 saatliğine herkes bahçeye çıkıp hava alıyormuş. bende çıktım hava almaya.. bir tarafta zenciler vücut çalışıyor, bir tarafta beyazlar amerikan futbolu oynuyordu... ben kendi köşeme geçtim ve amerikan futbolu oynayanları izlemeye başladım o sırada bir tane zenci yanıma geldi, benim küçük dostumu yalamak istermisin dedi. ben de ona hayır dostum, yanımdan git dedim. o bana bakarak sadece güldü. sonra ben hücreme girdim, ama kapı kilitli değildi. o sırada hücreme 3 tane 1.90 boyunda, 100 kilodan fazla zenci ve beyaz adamlar geldi. bir tanesi ellerimden tutuyor, bir tanesi ayaklarımdan tutuyor, ve bir tanesi beni soymaya çalışıyordu...

o sırada arkadan bir tane adam geldi , ve bırakın o çocuğu diye bağırdı. ben sadece sesini duymuştum. meğersem o adam hapishanede sözü geçen bir adammış..

beyler, adam eski basketbolcu ve taksörmüş. adamın boy 2 metre 20 cm falan var, kilosu da 130 falan vardı... adam resmen insan değil. o 3 tane pislik o adamı görünce beni bıraktılar. ve o adam beni kendi kaldığı hücreye aldırdı. ilk başlarda o adamı iyi bir adam zannediyordum.. adamın hücresine taşındım ve aradan 1 hafta geçti, adam bana dedi ki, benim için dövüşmen gerekiyor dedi. ben ' neden? ' diye sordum. o adam bana, para kazanmam lazım, eğer dövüşmezsen, seni ellerimle öldürürüm. zaten hapishane de mühebbet hapise mahkumum .kaybedecek bir şeyim yok! dedi. ben kabul etmek zorundaydım. ve adam bana bir tane dövüş ayarladı..

dövüş gününe kadar, şınav, mekik ve barfix çalıştım, ve duvarları yumrukladım, yumruklarım çok sertleşti. ve ilk dövüşe çıkacağım gün geldi... uyandım, bahçeye çıktık. rakibim karşıda beni bekliyordu. karşımdaki adam da benim boylarımda, ama benden biraz daha kaslı bir adamdı. zenci değildi, asyalı bir adamdı... aradan 10 dakika falan geçti, dövüş başladı. kavga etmeye başladım, ben vuruyorum, o vuruyor... ama o adam benden daha deneyimli olduğu için, benden daha fazla vuruyordu... bende elimden geldiği kadar dövüştüm. ama sonra gözlerimi revir de açtım...

kalktım ve aynaya baktım, gözlerim kan çanağı ve mosmor olmuş, dudağım patlamış... bu arada ailemle görüşmeye tam 2 gün kalmıştı...

hücreme geçtim, benim dövüşmemi isteyen eski taksör oradaydı. hücreye girdim, ve bana ' neden yenildin? ' dedi. ben ona ' elimden geleni yaptım ' Dedim. o sustu ve hiç bir şey demedi... aradan 2 gün geçti. ailem hapishanaye gelecekti ve görüş zamanıydı. annem ve babam benim o halimi gördü, çok korktu, üzüldü, ve meraklandı.. ben durumu anlattım. ve beni en yakın zaman da çıkartacaklarını söylediler. sonra hücreme geçtim. beni dövüştüren adam yine hücredeydi. ve bana ' seni yetiştireceğim ' DEdi. ben ' ne konuda? ' dedim. ' dövüş konusunda ' DEdi...

2 gün sonra hoca beni karşısına çağırdı, karşısına geçtim. gözlerimin içine baktı ve tam burnumun ortasına sağlam bir yumruk attı. ben zaten o anda bayıldım.. gözümü açtığımda burnuma tampon yapıyorlardı. yani resmen burnum kırılmış. bir taraftan acı çekiyorum, bir taraftan intikam almak istiyorum, bir taraftan da, neden vurduğunu merak ediyorum.. burnuma tampon yaptılar ve sardılar, bir kaç tane ağrı kesici verdiler. ben hücreme gittim. hücreye girdim ve hocam hücredeydi.. neden bunu yaptığını sordum, bana ileride dövüşürken, burnun kırılırsa dövüşte yenilirsin, ben şimdiden kırdım ki, dövüşürken burnuna yumruk yediğin zaman burnun kırılmasın. ve benim de burnum kırık ,benim hocam aynısını bana da yapmıştı dedi. ben biraz olayı anladım. ve o sürede dinlenme sürecine girdim. yaklaşık 3 ay dinlendim. burnum toparlanmaya başladı ve revire gittim, burnumdaki tampon artık çıkacaktı. gittim ve doktor burnumdaki tamponu çıkardı. doktor tamponu çıkarırken ben yine bayıldım. çünkü taktığı tampon, alnıma kadar çıkınca, ve o tamponu aniden çıkarında öyle herkeste bayılma durumları oluyormuş...