/i/Saçmalamaca

Bu altincide saçmalamak serbest !
  1. 1.
    0
    Gözlerimi açtığımda her zamanki gibi yine sıradan bir güne başlayacağımdan emin gibiydim. Yataktan hiç kalkasım yoktu. Çünkü yataktan kalktığımda beni neyin beklediğini çok iyi biliyordum. Bir süre düşüncelere daldım acaba bugün hiç bir şey yapmadan yirmi dört saat yatakta günümü nasıl geçiririm diye. Evet sizinde düşündüğünüz gibi bu olay çok sıkıcı ve dayanılmaz olurdu.

    Bir süre bekledikten sonra cesaretimi toplayıp kafamı yorganın altından çıkardım. Perdenin arkasından gelen ışık, her sabah uyandığımda karşılaştığım ışıktan çok daha mat ve koyu renkteydi. içimden bir ses bugünün diğer günlerden çok daha farklı olacağı ve hayat bugün sanki yeniden başladı der gibiydi. Çok geçmeden uykunun vermiş olduğu sersemlikten kurtulup yataktan dışarı çıktım. Aklımda sadece dışarıda neyin olduğunu anlayabilmek vardı. Hafif adımlarla pencereye doğru ilerlerken, arka bahçeme aşırı yüksek bir sesle düşen maddenin beni insanlardan farklı kılacağını kim bilebilirdi.
    ···
  2. 2.
    0
    Çok korkuyordum. Dışarıdaki ses, çok tiz olmakla birlikte kısık ama sürekliliği olan bir sesti. En sonunda merakımın vermiş olduğu cesaretle perdeyi hafifçe araladım. Dışarısı kızıl sise bürünmüş ve görüş mesafesi çok kısaydı. Gördüğüm bu manzara beni aşırı biçimde hayretler içerisine düşürmüştü. Pencereyi açtığımda işe ve okula gitmek için gelen insan ve araba sesleri, yerini ürpertici bir sessizliğe bırakmıştı. O an kendimi uzay boşluğuna düşmüş bir astronot gibi hissetmeme neden oldu. Bu duruma daha fazla dayanamayacaktım. Hızlı adımlarla yürüyerek aceleci bir şekilde TV'nin kumandasına bastım. Dışarıda neler olup bittiğini ve arka bahçemde beni neyin beklediğini çok merak ediyordum. Çok geçmeden merakımı ekran başında on dakika gördüklerime inanmak için geçirdiğim zamanda giderdim. Bu gördüklerim evrende yalnız olmadığımızın tek kanıtıydı. Televizyonlardaki tüm haber kanalları insanların dışarı çıkmaması için yapılan yayınlarla doluydu. Sırada arka bahçemden gelen korkunç sese bakmak vardı. Bunun hiç iyi bir fikir olmadığını düşünsemde bakmakta kararlıydım. Televizyonu kapattıktan sonra derin bir nefes alıp mahsenimdeki gizli dolaptan uzun namlulu silahımı ve yedek şarjör aldım. Yavaş adımlarla her an tetikte mahsenden arka kapıya doğru yöneldim. Kapıyı açmadan önce kulağımı dışarıdaki sese yoğunlaştırdım. Beni neyin beklediğini anlamaya çalışıyordum. Biraz bekledikten sonra kapıyı yavaşça araladım. Bir anda karşımda ordudan Albay Faruk'u gördüm.
    ···
  3. 3.
    0
    Şaşkın bir edayla;
    - Komutanım.! Diyip olanlara bakakalmıştım. Ordunun benim arka bahçemde ne aradıklarını çok merak etmiştim. Belliki bahçeme düşen cisimde çok önemli bir şey vardı. Çok beklemeden Albay Faruk'un yanına gittim. Selam verdikten sonra ;
    “Komutanım arka bahçemde ordunun ne işi olduğunu öğrenebilirmiyim.” Diye sordum.
    “ Şimdilik bu asgeri bir bilgidir. Güvenlik amaçlı evinin etrafını ablukaya aldık ve bir km yakınında ne varsa boşalttık. Seninde uyanmanı bekliyordum ve çok fazla gürültülü uyuyorsun.” dedikten sonra göz kırparak devam etti.
    A. Faruk : “ Beni iyi dinle evlat. Bu cisim uzaydan dünyamıza geldi. Bizim ülke üzerinde seyrederken radarlarımıza takıldı. Amerika yada Rusya bu cismin farkında. En kısa sürede bu enkazı askeri uzay üssüne zütürmemiz gerek. içinde ne olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur elimizde fakat dünyaya gelmelerindeki amacı pek iyi niyetli bulmuyoruz.” dedikten sonra iki tane askeri yanına çağırdı.
    “ Çocuklar hemen bu metal yığınını kaldırmanız için beş dakikanız var yoksa kendinize haritanın doğusundan manzaralı bir yer beğenin.”
    ···
  4. 4.
    0
    Albayın söylediklerine inanmak çok zordu fakat bu gerçekti. Savunma füzelerinin düşürdüğü uzay gemisini hemen bahçemden kaldırıp asgeri uzay üssüne taşıdılar. Bende hızlı bir şekilde kamuflajlarımı giydikten sonra aracıma atladım ve üsse doğru yol aldım. Çok hızlı sürdüğümden asgeri üsse enkazdan yarım saat önce gelme şansım olmuştu. O arayı fırsat bilip soluğu Burak Generalin yanında aldım. Kapıya kadar koşarak gittim ve kapıya vurduğumda gel sesini duymadan içeri daldım hemen. Selam verdikten sonra;
    Komutanım bu tarihi bir olaydır. Şimdiki planımız nedir ?
    B. General : Aslan Semih bende seni çağırtacaktım. Riskin kokusunu hemende alıyorsun.
    Komutanım bu durum çok farklı. Karşımızdakinin saldırı gücünü bilmiyoruz. Neyle karşı karşıyayız? Bu güce karşı koyabilecekmiyiz?
    B. General : Sakin ol aslanım. Birazdan gemiyi getirler. Bilim adamları ve mühendislerimiz karantina bölgesinde beklemedeler. Seninde şimdi oraya gitmeni istiyorum. O gemideki bütün silah gücünü keşfedip bana rapor etmeni istiyorum.
    Emredersiniz komutanım.
    ···
  5. 5.
    0
    Dedikten sonra geri geri adımlar atarak dışarı çıktı. Geminin geldiğini üssün hoparlörlerinden anons yapıp yetkili kişilerin derhal karantina bölgesine geçmelerini duyurdular. Koşar adımlarla bende karantina bölgesine geçtim. Gemiyi zemine indirdikten sonra etrafını güvenlik amaçlı silahlı askerler üst bölgelerden çevrelediler. Herkes çok dikkatli ve bir o kadarda heyecanlıydı. Geminin içinde ne olduğunu en başta ben olmak üzere herkes merak ediyordu. Yüksek bir ses tonuyla Burak General konuşmaya başladı;
    B. General : “Evlatlarım bu gördüğünüz uzay çağından gelen gemi bizim miladımız olacak. Türklerin dünyada sessiz çığlığının sona ermesi ve bütün dünyanın türk askeri ve ordusunun ne kadar güçlü bir orduya sahip olduğunun kanıtı olacaktır. Önümüzde bizi çok zorlu bir engel beklemektedir. Bu engeli aşmak için göstereceğiniz bütün çaba ve gayretleriniz için size şimdiden teşekkürlerimi sunarım. Tanrı hepimizin yardımcısı olsun.”
    ···
  6. 6.
    0
    Bu gurur verici konuşmayı bitirdikten sonra tepe askerlerinin şaşkınlıklarını gidermesini ve heyecana kapılmamalarını sert bir dille emretti. Artık o an gelmişti. Gemi ana üsse girdi. Havadan jet uçakları bölge kontrolünü ve güvenliğini sağlıyorlardı. Hayalet operasyonu adı verilen bu görev kusursuz işliyordu. Uzay gemisini karanti bölgesine taşıma işlemide sona ermişti. Burak General gemiyi açmaları için emir vermişti fakat bu konuda çok dikkat olmalarını tekrar ve tekrar vurguladı. Mühendisler uzun çalışmalar sonucu uzay gemisinin kapısını hackleme yöntemini buldular. O gemiyi bir dünya maddesiyle üretmek imkansızdı. O yüzden çok titiz olmak zorundaydık. Dışı parlak şeffamsı ters görüntü ileten ve çok sağlam bir maddeden üretilmişti. Bu tamamen bir maddenin cam gibi şeffaf metal gibi sert, güçlü ve dayanıklı aynı zamanda bir o kadarda hafif bir biçimde işlenmiş haliydi. Bir tren düşünün camdan, ama güçlü ama hafif. Bir araba düşünün camdan, ama güçlü ama hafif. işte bu teknolojiydi. Biz bunun farkındaydık. Diğer büyük ülkelerde bu teknolojinin ve daha fazlasının farkındalar. Sonunda geminin kapısı açılmıştı. Herkes bir anda pür dikkat oldu. Burak General tepe askerlerinden emir verilene kadar kimsenin ateş etmemesini istedi. içeriden yoğun bir ışık kapıdan dışarı taşıyordu.
    ···
  7. 7.
    0
    Uzaylı gemiden indikten sonra küçük hareketlerle geminin beş metre kadar uzağına ilerleyip beklemekteydi. Sergilediği hareketler ve sessiz bekleyiş sanki bir amaç içindi. Kollarını havaya kaldırırken bilgi akışının kollardan beyne gittiğini görmek adeta bir sanat eserine bakıyor gibiydi. Avuç içinde bir yansıma oluştu birşeyler anlatıcak gibiyken sessizlik bir anda delindi.
    ···
  8. 8.
    0
    DUR!".
    "Dur diyorum sana." diye bağırdı Burak General. Bir anlık panik sonrası kollarını indiren uzaylı kendi dilinde konuşmaya başladı. Konuşma şekli sesin yankılanmış haliydi. Zaten bu gördüklerimizin ve duyduklarımızın haricinde alışılmış bir şey beklemek saçma olurdu. Bu enteresan duruma her geçen zaman biraz daha alışmıştık. Artık iletişim kurmanın bir yolunu düşünür olmuştum. Bu sessiz bekleyişe bir son vermek istiyordum. içimdeki korkuyu bir kenara atıp, ayakkabı topukları her yere deydiğinde yankılanan sesle birlikte heycanımdaki seviye doruk noktalara ulaşsada uzaylının yanına doğru yavaş adımlarla ilerledim. Herkesin gözü pür dikkat üzerimdeydi. Meraklı ve endişeli gözlerle beni izleyenlerin bir kaçı sanki birsey olucakmış gibi, etrafıdankileri kendilerine siper ettiler. Kararlı adımlarından hiç taviz vermesemde içten içe korkum soğuk kanlılığıma baskın gelmiş ve bana ölüme yürüyor hissi vermiş gibiydi. Soğuk terler her adımımda yüzümden yere damlıyordu resmen. Artuk o an gelmişti. insan oğlu bu dünyadan olmayan bir varlıkla ilk defa temas kuracaktı.
    ···
  9. 9.
    0
    iki metre yakınına kadar gelmiştim. Oda dikkatli bir şekilde benim hareketlerimi filtre ediyordu. Sonunda beklenmedik bir şekilde bana elini uzattı ve merhaba dedi. Herkesin gözleri bir anda büyüdü ve kocaman şaşkın ağızlar ellerle saklandı. Birbirlerine bakarak duyduklarının doğru olduğunu teyit etmek istiyotlardı. Evet. Yaşanan herşey gibi bu da gerçekti.
    ···