gibtigimi anlatiyorum picler toplasin.

work and travel ile gittigim amerikadaki seruvenimde bir tek dort tane ami ust uste koyup gibmedim beyler onun disinda uc ayda yaklagib 80 90 kiz gibmisimdir. valla bunu yazarken bile tassaklarim agriyor. herneyse basliyim yavastan.

öncelikle bu bir hikaye değil başımdan geçmiş bir olaydır.

geçen yıl yaz tatilinde w&t ile abd'ye çalışmaya gitmiştim. havaalanında şehir merkezine gittim. elimde bavul yolun her iki tarafında sıralanmış yüksek ağaçlı ara sokağın kaldırımında öylece yürürken bana doğru gelen 2 genç kız gülümseyerek welcome to america handsome diyip yanımdan geçti. o fizikte ve güzellikte kız ben türkiye'de belki görmemişimdir öyle söyleyim.

neyse 100 metre gittim. arkadan bir araba yanıma yaklaştı ve durdu. cam açılınca bende dönüp baktım sağıma. gmc mi cadillac mı hatırlamıyorum lüx bir jeepti. şöförü güneş gözlüklü, filmlerdeki oyuncular kadar güzel, sarı saçlı, heryerinden zenginlik fışkıran milf kıvamında bir kadınla göz göze geldik.

hi dedi. bende hi dedim ve ingilizcem orada bitti :d nereye gidiyorsun dedi. çat pat anlattım. atla seni zütürüyüm dedi.

mk hiç başıma gelmemiş olay. zengin biri benim için duracak, bu kadın olacak, üstelik manken gibi bir milf olacak, birde üstüne beni bırakacak. bizim türkiye'de kızların değil arabası bigibleti bile olmuyor haliyle şaşırdım işte.

neyse ok dedim bagaja bavulu koymak için arkaya geçtim mk açamadım ziktiğimin şeyini. biraz uğraştım kadın indi arabadan yanıma doğru gülerek yaklaştı bişeyler söyledi anlamadım. ama arkadaşlar kadın o kadar güzel ki sabahlara kadar pompalarım dediğiniz kadınlardan 1.80 boy, dar bir etek, güzel pürüzsüz bir bacak, kalçaları etekten dolayı dışarı doğru çıkıntılı. herşeyiyle dört dörtlük vay mk dedim içimden gerçekten american dream varmış diye.

meğer bagaj dokunmatikmiymiş sensör mü varmış neymiş bende mekanik kol arıyorum. harbiden gavur yapıyor aga.

neyse geçtim ön tarafa. elini uzattı ismini söyledi. acayipte sıcak kanlı ve kültürlü duruyor ses tonu diksiyonu çok iyi. nereye dedi. adresi tarif ettim. dedi işte önce benim eve uğramam lazım zar zor anlıyorum dil bilmemek gerçekten çok kötü. yani kadın böbreklerini almak istiyorum dese böbrek ne bilmediğim için of course dicem anlayın durumu. aslında ingilizcem iyide konuşmaları anlamıyorum aksan olmadığı için yoksa fen lisesi mezunu insanım gerizekalı değiliz.

neyse eve gittik 2-3 katlı koca bir mekan lan. mahalle acayip temiz bildiğin rüyalardaki yaşam yerleri bizim gibi apartmana tıkılmıyorlar.

come on dedi eve çağırdı benide. iyi dedim ne olacaksa olsun razıyım modundayım. hani yabancı bir ortama girersinde mal gibi hissedersinya o kafadayım. üzerimde bi eziklik var. nasıl olmasın karı zengin ben fakir o zaman büyüklerimize hak verdim senden zengin bir kızla evlenme derlerdi doğruymuş insan acayip eziliyor sormayın.

çok uzatmayım devam edicem.