0
@18 ya gibtir git filmlerdeki gibi değilmiş. Bu lafından işte gitmediğin anlaşılıyor amk
basit yaşadığımızı düşünelim, vasıfsız bir işçi olarak haftada 40 saat, saati 9 dolardan çalışalım. bir ayda vergisi kesintisi elimize geçecek olan net para aşağı yukarı 1400 dolar. türkiye'de vasıfsız bir işçi olarak haftada 5 gün 8 saat çalışıp bugünkü kura göre 2500 tl kazanabileceğimiz bir iş bulma ihtimali dersek temiz bir dayak yeriz o yüzden demiyoruz. kaldı ki bu tarz bir iş abd'de eli yüzü düzgün oturma ve çalışma izni olan geçmişinde hapse girmemiş dünya vatandaşının kapıdan girip bulabileceği işler. bilgisi, yeteneği olan kişinin 1-2 sene içinde çıkacağı saatlik ücretlerden bahsetmeye gerek yok şu aşamada.
diyorlar ki hayat pahalı ama orda. en son depoyu doldurduğumda benzinin galonu 3.52 dolardı. yaz başında $3.23 civarında olduğunu hatırlıyorum. tabii eyaletten eyalete değişiyor şu an $3.77 olduğum yerde mesela, düşecek diyorlar düşmezse isyan çıkarmış. basit bir hesap yapalım. 1 galon 3.79 litreye tekabül ediyordu yanlış hatırlamıyorsam. 3.77/3.79=0.99 benzinin litresi dolar cinsinden. ünlü benzin pompacısı shell diyor ki memleketim izmir'de benzinin litresi 4.38tl. neydi, 0.99 yapar 1.78tl, 4.38/1.78=2.46 yuvarlak hesap benzin 2.5 kat daha pahalı canım vatanımda. yani pompayı abd'den çeksem izmir-fethiye tek gidiş yapacağım paraya gidiş dönüşü çıkarır üzerine bir daha izmir'den bodrum'a giderdim.
hayat pahalıymış, bugün vitesi motoru kliması radyosu tam takır çalışan 8-9 yaşında iyi bir honda'yı 2000 dolar civarına bulmak mümkün. 5-6 bin dolarlara çıktığımızda audi tt alabiliyoruz. araba fiyatlarını zaten türkiye ile hiç kıyaslamayacağım, çünkü burada 2 aylık maaşından artırıp altına cillop gibi araba çekebilme olayını uygulamada görünce ülkeye geri dönecek olmam sinirlerimi çok bozdu. ulan bari arabamı sokmama izin verin ülkeye! yok, illa yıllarca çalışıp kredi senet dövdüreceğiz arkamızı.
ne diyorduk, hayat pahalı. yalan arkadaş pahalı falan değil, taze kesilip köpük jelatin paketlenmiş kaliteli etin pound'u $4.58-$5.98 arasında değişiyor. öyle yağlı yağlı dandik et değil, bildiğin kasaptan aldığın antrikot falan işte, isimleri gelmiyor aklıma ama tavadaki tadı şahane, bufalonun dananın en güzel yerleri hep. kuş başı et de $3.98 mesela. neyse 1 pound 0.45kg, 100/45=2.22 4.58x2.22=10.17 dolar o da 18.28 tl yapıyor mesela etin kilosu. tr'de benzer etin fiyatları 25-35 tl arası değişiyordu mangal zamanlarından hatırladığım kadarıyla, ithal et davasına düştüyse bilemeyeceğim. tavuk falan sudan ucuz ayrıca, ha alkol de sudan ucuz olabiliyor yer yer. su da ucuz hatta bedava, musluk suyundan içilebiliyor, isteyen 1 dolara 5 galon su doldurabiliyor o da bizim bir damacanaya tekabül ediyor. bizden daha pahalı olan bir şey yok yani anasını sattığımın ülkesinde. hayatın neresi pahalıymış ben anlamadım. hayır anlamadığım şey biz türkiye'de daha az kazanıp her şeye daha çok para harcayarak nasıl yaşıyoruz? gerçi pek çoğumuzun ailesi kredi kartlarına borçlu durumda ama hakikatten anlaşılması güç bir durum
ha mal gibi öğrenci hayatı diyip her gün arby'slerden mcdonald'slardan, little caesar'dan diner'lardan yemek yersen para yetiştiremezsin, ama normal yaşam her halükarda daha ucuza geliyor. temel denebilecek ihtiyaçlar et, ekmek, süt, yumurta, yağ, kola ne bileyim hiç biri pahalı değil işte. ha pahalı olan ne var, domates mesela, salatalık, şeftali, elma, karpuz falan. onların da bir şekilde alternatifleriyle yerini dolduruyoruz papaya, ananas, muz gibi şeyler de ucuz mesela burada. karpuzsuz yapamam demeyin kavga çıkar şimdi, öyle çok da pahalı değil zaten, sadece bizdekinden pahalı. ha ucuz olan onca şeyin yanında yine lafı geçmez, her gün yesen yine amortiler ucuz olanlar. ama hayat pahalı ya burada, ucuzundan gitmek lazım, öyle aşılanmış bize.
çok uzadı, elektrik direkt daha ucuz, gaz su zaten ucuz. bunların hesabını yapmayacağım. şehrin gürültüsünde konaklamak saçmalık zaten burada, altınızda her halükarda arabanız olacağı veya evinizin dibinde mutlaka sizi gideceğiniz yere 10-15 dakikada ulaştıracak bir metro durağı olduğu için şehrin az dışında, bildiğin yayla gibi harika, havası tertemiz, yeşil çimlerin üzerine döşenmiş biblo gibi evlerden birine 50-60bin dolara sahip olabilirsiniz (philadelphia). bulursun ama hadi bulamadın 100bin 200bin dolar olsun küfrettirmeyin beni, bu evler türkiye'de olsa en aşağı 500bin tl'den gider.
yani iki kişi olsan, çalışıp ilk iki ayda altına arabanı çekebilme kolaylığı, 4-5 senede, türkiye'de ancak hayallerinde satın alabileceğin bir eve sahip olabilme olasılığı, işini gücünü oturtup evini barkını yürütmeye başladıktan sonra 1-2 aylık maaşından artan miktarla türkiye'ye gelip 1 ay krallar gibi tatil yapabilme olayı falan müthiş yani.
gel gelelim öyle bir sistem var ki burada, özellikle bizim türk milleti gibi uçkuruna ve eğlencesine düşkün adamı yiyip bitiriyor. ya da para hırsından gözünü bürüyüp hayatını karartıyor, adam koca şirket sahibi olmuş ama 10 senedir kafasını kaldırıp tatile çıkamamış, gerizekalı diye buna denir. eğlence sektörü gereksiz para harcamayı seven andavalları yolmak için birebir, cebinde 5 kuruşu kalana kadar sömürür sonra atar, çünkü her şey var. ha kötü bir şey mi, aksine mükemmel bir şey, paran varken eğlenebilmek kadar müthiş bir şey yok, ama akıllı olmak lazım. saçma salak bir bara gidip iki karı kız gördü diye 2-3 aylık birikimini masaya vuran beyinsiz abazalar her halükarda doğal seleksiyona kurban gidecektir zaten.
burada yaşayan der ki amerika'ya gelme, türkiye çok güzel. tak güzel. hayır tamam doğasını insanının bazısını ismini cismini ben de seviyorum, ama dayatılan köle hayatını, buradaki yaşamı gördükten sonra gibsen çekmem arkadaş. hele vizyonu dar bir şeyden haberi olmayan, hiç bir şeye tepkisi çıkmayan koyun halk aklıma geldikte tepem atıyor iyice. ne demek amerika'ya gelme yahu? sen gelmişsin 20 yıl önce, elinde ne bir diploman ne allah vergisi bir yeteneğin varken iş güç ev araba sahibi adam olmuşsun, yaşdıbını zütürüyorsun belli bir lüks çerçevesinde, asıl türkiye'de kalsan bir tak olmayacaktı senden, baba parası yiyip babanın bulduğu işte çalışan gereksiz bir tip olarak yitip gidecektin, senin çocukların da aynı yolu izleyecekti. şimdi o çocuklar en azından bu ülkenin vatandaşı olup senden daha iyi şartlarda büyüyecek, daha büyük adam olacak. bu hayatı istemenin neresi kötü? doldum resmen ulan. sen sen ol amerika'ya gelme, türkiye'de kal. bi gibtir git allahını seversen.
Tümünü Göster