1. 1.
    +4
    Evet panpalar. Anlatmak istedim, amerikada geçirdiğim tam 1 yılı sizlere anlatacağım. Aşk olsun, parasızlık olsun herşeyiyle anlatmaya başlayacağım.

    Başlıyorum.
    Green Card başvurumu yapıp permanent resident yani Green Card'ım için işlemleri yaptım. Daha sonra JFK havalimanı ile ABD'e giriş yaptım. Orada green cardımı aldım diyeyim. Neyse bu konuyu geçeyim.

    ilk önce internetten tanıştığım Hannah adlı kız ile gerçekten tanışma imkanı buldum. Kendisi benle yaşıt, 24 yaşında [özelliklerini yazınca konuyu fake sanıyorlar. aşağıda anlatıyorum]. Kazancı yüksekti ve kendi evinde tek başına yaşıyordu. Ben ise fakirin tekiydim açıkçası. 5 ay bir hotelde çalışıp biriktirdiğim bahşiş ve paralarla gelebilmiştim Amerikaya. Hayallerim vardı.

    3. Not : Jfk havalimanı : john f. kennedy havalimanı. New york eyaletinde.

    4. # FAKE değil. Anlatıyorum panpalar. Ne olduysa işte.(Amerikan pastası gibi birşey beklemeyin)
    http://ccc.incisozluk.cc/e/118258638/ > Bu konuda sanırım bilgili birisi.
    ···
  2. 2.
    +3
    @2 kardeşim şimdi geleceğim o konuya. devam ediyorum. Önce havaalanındaki işleri anlatayım.
    indiğimde sıkı bir kontrolden geçtim. Don atlet değil tabi. Bavulum küçüktü gerçi. Daha sonrasında new yorkta idim.
    Fazla sorun çekmedim çünkü avrupai bir görünümüm var. @2 kız sarışın ve mavi gözlü, bende öyleyim. (bkz: lazlar)

    Neyse telefonumu çıkarıp kızı aradım...
    5. Önemli not : sakın ola Türkiye hattınızla yabancı ülkede birini aramayın. çok fena girer faturası.

    Uzun yolculuklar için bir otobüse binmemi istedi. Tarifi verdi. Bilet alıp zamanını bekleyeceksin... Otobüse sıra numarama bindim. New yorktan New jersey'e geçtik. yakın eyaletler zaten
    ···
  3. 3.
    +4
    Saat geç ama devam edeyim. New jerseyde acayip uzak bir şehre geldik. Etraf sakindi. Otobüsten indik. Yakındaki taksi durağına kağıda yazdığım adresi gösterdim. Şöför "yine bizim oğlanın düğün masraflarını çıkardık" tarzı bir tavırla sevine sevine sürdü. Adrese geldim, anahtar dediği gibi kapının kenarındaki vazodaydı. Açıp içeriye girdim. Baya geniş, güzel bir evdi. Havuzu da vardı. Geldiğim gibi dolaba daldım. Bazı hazır yiyecekler ile kahvaltılık malzemeler vardı. Açıkçası türkiyedeki mutfak gibi zengin öğünleri bekliyordum fakat yoktular. Dondurucudan bir pizzayı kaptığım gibi fırına attım.
    ···
  4. 4.
    +1
    @6 panpa gerçek, anlatıyorum hikayeyi. açık varsa görün yalanlayın. doğruları yazıyorum. neyse
    açlıktan yediğim yemekten sonra çok yorulduğumu duş alıp yatmam gerektiğini hatırladım. Lakin çekiniyordum. sonuçta burası yabancı birinin evi, kızla 15 gündür netten görüşüyorduk.
    ...
    O ara uyuya kaldım. Bende anlamadım, geldiğimde Hannah beni uyandırmamış, üstüme bir örtü sermişti. Cumartesi gecesi iyice uyudum. Ertesi gün saat 6'da kalktım. O kalkmış kahvaltıda daha önce alışmadığım şeyler hazırlamıştı. Bacon(domuz pastırmasıdır) yiyemedim. Mecburen Kahve ve donuts yemek zorunda kaldım
    ···
  5. 5.
    +1
    yemekten sonra birbirimize baktık. yabancıydık. Konuşamıyordum. Duruma bile inanamıyordum. Green card kazandım ve amerikadayım. hayatımın şakasıydı.
    Kızla az buz konuşmaya çalıştım. ingilizcem biraz aksanlıydı. Onun ise çok güzel diksiyonu vardı. Anlaşılabiliyordu. Gerçekten güzel bir kızdı fakat hala kendimi böbrek.avi gibi sorguluyordum. neden bir yabancıya bu kadar güvenerek evine aldı diye ?

    Şüphe içerisinde televizyonun karşısına geçtim. CNN'de anlamadığım bazı haberler anlatılıyordu. Şehirde suç oranları düşmüş vs.
    O gün bir not defteri aldım. Görevlerimi oraya yazacaktım. iş bul, ehliyet al tarzı.
    (bu arada TR'de ehliyetim bile yok söyliyeyim)
    ···
  6. 6.
    0
    iş için hannah'dan yardım istedim. Turizm Meslek lisesi mezunu olduğum için lokanta tarzı bir yerde çalışabilirim dedim. Bir süre bana yardım edeceğini söyledi. Akşam yemeği istermisin dedi. Kabul ettim.
    O gün boyunca elimdeki 700 $'ı ne yapacağım diye sorguladım. Bizde Türk aklı var. Akşam yemeğini bile ödetmem ona diye düşünüyorum. Biraz gezdim etrafı. saat 8 olunca onun arabasına bindik(lüks değil sormayın * ). Aslında bir restorana gidecektik fakat sebepsiz yere o fikrini değiştirdi.
    Yolda taco bell adında bir yerden etli ekmek gibi birşey aldı. Biberli, acılı acayip birşey. Tadı güzeldi gerçi... Belli ki benimle birşeyler konuşacaktı. Yemeğimizin bitmesini bekledik. O ise arabayı manzarası güzel olan biryere sürdü...
    ···
  7. 7.
    +1
    Yemekten sonra hannah bana döndü. yapamam tarzı birşey söyledi. Anlamadım, anlam veremedim. Sonuçta o davet etmişti beni. Benimde hayalimdi. Green Card'ı bu yüzden bekliyordum. Sinirle beni eve getirdi. 2 gün daha kalabilirsin, sonra gidiyorsun dedi. Yüzüm bembeyaz oldu. Gerçekten.

    Olaylar öylesine hızlı gelişti ki ... tarif edemiyorum. Gerçekten herşeyin patlak verdiği an oydu. 2 gün boyunca ne konuştuk ne de birşey söyledik. Eve arada biri geldi. Beni Alman kuzeni olarak tanıttı ona. Ondan başka evde olmuyordu pek. IT departmanında işleri yoğun oluyordu bazen, geç geliyordu eve...
    ···
  8. 8.
    +1
    2 gün sonra onda haber vermeden çantamı toplayıp evden çıktım. sırt çantamla beraber cebimdeki 640 $'ın verdiği hüzünle çıktım.

    Çok düşündüm, niye hayır dedi. Kendisi davet etmişti beni, neden şimdi. Bu düşünceyle Atlantic City 'e kadar bir taksi ile gittim. Orası daha büyüktü, ihtişamlıydı. Bu koskoca amerikada parasızlıktan bitap düşeceksem, burası orası olmalı dedim kendime. Kiliseden yardım almak gibi seçenekte var. Ama gururuma yediremedim.

    Mecbur o gece bir bankta uyumak zorunda kaldım. Çantamı da iyice koluma aldım ki kimseler çalmasın

    ...
    ···
  9. 9.
    +1
    @at bey asıl gitme sebebim amerika hayaliydi. kızla da tanışınca hem kız hemde amerika hayali için oldu.
    ···
  10. 10.
    +1
    Korkunç bir kabus ile uyandım. Sabah saat 5, bazı insanlar sabah yürüyüşü yapıyorlar. Kimisi elinde telefon hala iş konuşuyordu. Amerikada hayat bu ! sürekli iş, iş iş iş ...

    Bir türkle tanıştım. Konyalı birisi. Onun sayesinde biraz ortam hakkında bilgi aldım. Amerikada kira fiyatları yüksek. New Jerseyde yüksek. Cebimde 580 küsür doları gösterdim. Her kuruş değerliydi. Hotelde felan kalamazdım !

    Atlantic City'den çıkıp daha iç kesimlere geldim. Suburb diyorlar. Banliyo gibi
    500 dolar ancak bir aylık kiramı karşılıyordu. Riske girip bir ev kiraladım. Depozito felan istediler, bir sürü de evrak. Yok daha sonra deyince iyimser ev sahibi ödemezsen avukatları kapında görürsün tarzı birşey dedi.
    Bir evrak imzaladım. Sonra içinde eşya olan kötü, küçük bir eve taşındım. Woow... herşeyi hızlı yaşamıştım.
    Şu 1 haftada yaşadıklarımı daha önceki 23 yılımda yaşamamıştım diyebilirim.
    ···
  11. 11.
    0
    @25 New Jerseydeydim zaten. Atlantic City'e 20 dakikada gittim.
    ···
  12. 12.
    +1
    Hala işim yoktu. 2 günü aç geçirdim. Başvurmadığım iş kalmadı. Craigslist'ten kiraya ortak mı demezsiniz, ne derseniz deyin çok aradım. 2. günün sonunda bir çin restorantı bulaşıkçı olarak beni işe aldı. Green Card'ım vardı yani istediğim kadar istediğim yerde çalışırım amerikada ^^

    ilk 1 hafta yorucuydu. Mutfak bulaşıkçısıydım. Yağlı büyük kazanlar, pislikler. mideniz bulanırdı. personel'in tuvaletini bile yıkadım. Sonra mutfak şefi beni beğenmiş olacak tuvalet işinden aldırmak için birilerine danıştı.

    Sonraki 43 günüm bulaşık yıkamayla geçti. Bu arada çin yemekleri hakkında bilgiler edindim. Tereyağları olsun, Balık yemekleri olsun. Usta amerikalıydı fakat çok iyi çin yemeği yapıyordu.

    Bu süre boyunca amele gibi çalıştım. Çok şükür evimin giderini ve yemek masrafımı karşılayabiliyordum.
    Amerikada insanlar zengin değiller, bunu aklınızdan çıkarın.

    Çoğu zaman banka hesabınızda 4-5 dolar kalır. Kalanı faturalar, kredi kartı derken gider hep. Gerçekten amerika insanı zengin değil. yanlış anlamasın kimse !
    Zengin'i zengin, fakiri ise tam fakir. Lakin kendinizi geliştirme imkanı buluyorsunuz. Benim gibi...
    ···
  13. 13.
    +1 -1
    Sonra ise mutfakta gönüllü olarak görev aldım. Şefler her konuda yardımcı oluyordu. Soğuk ve sıcak yemek konusunda ustalaştım. Çinliler pilavı çok seviyorlar olacak ki bu konuda baya bilgi sahibi olmamı sağladılar. Artık aklımdaki fikir değişmişti !

    Aşçı olacaktım. Aklımda hala hannah vardı, hala onu düşlüyordum fakat fakat ... bazen düşünmemek gerekiyor. günlük 8 saat çalışıyordum. işyerimiz yoğun oluyordu.

    =Maaşımı alamadım?=
    Maaşım yatmamıştı. Patrona sormadım çünkü çekingen biriydim. Ayrıca işe ihtiyacım vardı. 2 gün sonra 5 dolar ekgib yattı maaş.
    Türkiye'de patrona sorsanız neden 5 tl ekgib yattı diye, sizi bir güzel döver sonrada işten kovar. Orada patrona direkt söyleyemiyorsunuz. Çünkü o büyük bir adam, sizin gibi bulaşıkçıyla konuşmaz. Muhasebeye gittim. Benden çok özür dilediler ve ertesi gün özür mektubu ile banka hesabıma 500 dolar ilave ettiler. Sonradan öğrendim ki şikayet edilirse çok büyük cezası varmış bu durumun
    ...
    ···
  14. 14.
    +1
    beyler bir sigara molası alayım. şuan kötü hissediyorum. Allaha şükür türkiyedeyim. milletimiz çok iyi insanlar. Türkiye kardeşliğin yaşabildiği bir ülkedir.
    Kardeşlik demişken Craig adlı binten size bahsedeceğim. sigara moalsından sonra
    ···
  15. 15.
    0
    @37 bilmiyorum kardeşim. yeminle bilmiyorum. sigaramı içtim devam edeyim.
    ···
  16. 16.
    0
    craig denen muallaktoru size anlatıcaktım. Kendisi delawareden(N.Jerseyin bir şehri) gelen muallaknin tekiydi. ikimiz bir süre kanka takıldık. beraber içtik. sonra dairemden çıktım. imzaladığım depozito masrafları felan hepsi ödendi. onun dairesine taşındım. o eve kız atıyordu. tipsizdi ama yapıyordu. nasıl bilmiyorum. O da benim gibi bulaşıkçıydı. Amacımız bulaşıktan kurtulup servis veya en azından bulaşık yıkanmayan bir departmanda çalışmaktı.

    Kankalıkta bir yere kadar. Bu dünyada herkes kendi için yaşar derler ya. Doğru, ipneliklerini anlatacağım tek tek size
    ···
  17. 17.
    0
    amerikaya geldiğimden beri 2 ay geçti geçmedi. artık o kadar yorugunum ki zamanı tutamıyorum aklımda. sürekli bulaşık, sürekli iş of of of...
    Bu arada kursa yazıldım. iş çıkışı. 5 oldumu saat işten çıkıp saat 7'e kadar orda eğitim alıyordum. Bu arada edindiğim bilgiye göre 5 yıl orada yaşarsan ve çalışırsan US vatandaşı olabiliyordun.
    Şimdilik çok uzun bir yoldu o. Ama istiyordum
    ···
  18. 18.
    +1
    haccp kontrolü vardı. Yani temizlik, o gün boyunca heryeri pırıl pırıl yaptım. Heryer waxlandı, temizlendi. Bulaşıkhaneyi tertemiz yaptım. Gerçi hep öyleydi.

    Öyle azimli çalıştım ki f&b müdürü yani yiyecek içecek müdürünün önüme sunduğu temizlik raporunda 5 yıldız almam itibarımı artırdı. ustalar arasında seviliyordum.

    Bu arada dana(dena diye okunuyor yanlış okumayın ^^) adlı bir kızla tanıştım. Kendisi zenciydi fakat anlayışlı biriydi. 27 yaşında bir markette kasiyerlik yapıyordu. kocası çok yoğun çalışan biriydi. 2-3 işte çalışıyordu. kendimi şuan tuhaf hissediyorum fakat ilk ciksim onunla olmuştu amerikada. o çok deneyimliydi. duvara vura vura ciks derler ya onu yaşadım. ben bile korkmuştum. içine boşaldım fakat o hiçbirşey demedi. çok korkuyordum. çok ... 2 saat sonra bir hap alacağını söyledi. ertesi günü hapı olduğunu öğrendim. Çocuk felan olmayacaktı. (Mazallah zenci birinden sarışın mavi gözlü bir çocuk komik olmaz mıydı ? ^^ )

    ...
    ···
  19. 19.
    +1
    @44 delawarede satış vergisi yok diye hatırlıyorum. ondan bahsediyorsun sanırım.
    ···
  20. 20.
    +1
    nerde kalmıştım. evet gibimsonik bir cikste. daha sonra azgınlığın bende bıraktığı gerizekalılığı üstümden atınca "bu kızın kocası var. çok fena eder beni diye düşündüm", 2-3 ay daha onu görmeyecektim...

    Bu arada alışverişe geldi konu. craigslist diye bir site var. Oradan ucuz birşeyler bulabildim. Türkiye hattınızı kırın atın, aramalar ebesininki kadar pahalı oluyor.

    4. ayımı doldururken terfi aldım. Mutfakta artık bulaşık yıkamak yerine yemekler, soslar ve herşey için malzeme ayarlıyordum. Domates kesip stokluyordum. işim çok rahatlaşmıştı. O gece bara gidip 2 bira içtim. Bazen kızlar yanınıza gelip iş atıyorlar. Peçeteye isim felan yazıyorlar. Cevap vermedim çünkü korkuyordum. hemde çok ...
    ···