Beyler oturduğumuz salonda 2 adet büyük koltuk ve 2 adet kücük koltuk vardı. Ben dashanın yanıma oturması fikriyle büyük koltuğa oturmuştum ki fikrimde yanılmadım. Getirmiş oldugu 1 adet kahveyi önüme çektiği sehpanın üzerine koyduktan sonra kadın resmen bana ilişti. Et ete temas gerçekleşti ve uzun bir aradan sonra solmuş bir papatya gibi bükülen benim kacetullah bir anda 18lik sanayi demirine döndü. Taş gibi ve dimdik. Bu arada uzun süredir bir kızla beraber olmamışlığın bana verdiği o inanılmaz meni kapasitesi, patlamaya hazır bir volkan gibi bekliyordu. O sırada bikez düşük bir seviyede püskürdü içersindeki lavları. Tabi alışık değiliz böyle münasebetlere.(Islandm :D)

Kahveden tek yudum bile almamıştım ki ortalama 10dakika geçti. O sırada muabbet baya ilerledi. Yaşımı sorunca Bende isteğinin kaçacağını düşünüp 21 yerine 28 dedim ve inandı. Bu sırada aklımda filler cinsi münasebette bulunuyor, benimde vaktim daralıyordu. Sonuçta hala ameleydim. Dashadan su istedim ki o sırada malafatı son kez havalandırıp taarruza geçme fiilinde bulunacaktım. Su almaya gidince salonun ortasında aniden üstümdeki eşofmanı yarıya kadar indirip malafatı ileri geri ileri geri yapıp iyice havalandırdım. Bu ne cesaret yarabbi demeyin çünkü bu süreç max. 2saniye sürdü.

Dasha elinde bir bardan suyla aynı kıvırtkanlığıyla, bu kez daha samimi bir tebessüm atarak üstüme doğru geliyordu. O sırada kalbim 1000bpm attığı hissettim niyeyse. Elindeki suyu almak için ayağı kalkıp son derece içten ve oldukça sıcak bir ton ile "teşekkür ederim güzel bayan" dedim rusça. (Güzel bayan rusçada kalıplaşmış bir söz). Suyu alıp fondip yapıp tv ünitesinin üstüne koydum. Bu sırada ne dasha oturdu ne de ben. ikimizde ayakta yaklaşık 5 6 saniye birbirimize çok cesur bakışlar attık. Ardından dashanın gözlerine baktığımda benim saygı duruşundaki çavuşa odaklanmış olduğunu gördüm ve iyice gaza geldim.

Sağ elimle sol yanağına elimi atarak : " ne kadar güzelsin " diyip dudağına yapışmaya doğru koyuldum fakat cesaret edemedim kafamı geri çektim. Ardından teşekkür ederek ve yapmış olduğum bu cesur harekete karşılık olarak elini belimim arkasına atıp beni kendine doğru hafifçe çekti. Ardından bi french kiss yaptık. Yaklaşık 1 dakika öpüştükten sonra eli benim eşofmanımın ipine gitti ve aşşağı doğru hafifçe indirdi. Bu sırada bende malum yerini avuçlamaya başladım ve kendimi ona bıraktım. Beni yan odaya doğru öpüşerek zütürdüğünü farkettim. Daha sonra beni sert bir dokunusla çift kişilik yatağına itti. O an aklıma "bu kadın tek değil mi bu yatak niye büyük" diye aklıma geldi. Ama bunu düşünecek sırada değildik.

Yaklaşık 15 dakika cinsi münasebette bulunduktan sonra bir de ne olsun...

Dasha aniden bağırmaya başladı. Fakat bu bağırmalar normal brazZZers dakiler gibi değildi... aaağğğğğ gibisinden aynı şeyleri sürekli tekrarlıyordu. Gir çık gir çık yaptığım sırada o an bıraktım ve "herşey yolunda mı?" Dedim. Çünkü gerçekten sanki kolunu bacağını kopartıyorlarmış gibi çığlıklar atıyordu. "Herşey yolunda canım" cevabından sonra biraz daha sessiz olmasını söyledim çünkü yaklaşık 15 20 dakikadır amelelik vasfımı yerine getirmiyor, ortadan kayboluyordum (çok şüpheci olduğumdan olsagerek benim burda gibiş yaptığım anlaşılır düşüncesiyle.). Bir anlık ürküntü ve pgibploji bozulmasından sonra yine devam ettim gir çık yapmaya.. ardından baya zaman geçti ve bu kadar yeter olduguna karar verdim sonra : " Dasha, bu gitmem gerek, akşama yine görüşelim" dedikten sonra pek bi somurtkan ifadeyle "tamam" cevabını aldım.

Üst başımı çektikten sonra maalesef ki aslıma geri dönüp ameleliğime sarılmıştım. 5.kata çıkıp amcama görünmekti ilk yaptığım. Elbette soracaklardı bi saattir nerdeydin diye.. haklılardı aslında. Cevap olarak alt kattaki boş dairede tuvaletimi yaptığımı, midemin rahatsızlandığını söyledim. Pek memnuniyetsiz bir tavırla amcamdan "hadi şunları indir" yanıtını aldım. Pek üstelemediğine sevinmiştim bu arada. O gün biraz daha çalıştıktan sonra işi bitirdik ve benim aklımda sadece Dasha vardı. Akşama birdaha milli olacaktım ve bu sefer yabancılık çekmeden, bir keiran lee gibiymişçesine hunharca, gaddarca, sınırsızca, karşımdaki gibişe aç rus hatuna saldıracaktım.

Akşam eve gider gitmez yemeğe saldırdım. -bu arada yanlız yaşıyorum beyler- yemeği yedikten sonra numarasını aldığım rus lolitaya mesaj attım "nerdesin? Müsait misin?" Diye. Evde olduğunu söyledi ve adeta depar atarak evine doğrı koştum. içimde garip bi his vardı. Sanki yasadışı ve çok tehlikeli bir iş peşinde koşuyormuşum gibi... ama ortada hiç bir şey yoktu. Sonuçta kadın kendi isteğiyle beni davet ediyordu evine.

Yemeğimi yiyip duşumu aldıktan sonra nihayet dashanın evine gitmiştim. Beni yine oldukça sıcak bir tavırla içeri davet etti. Fakat içimde hala o anlamsız endişe hüküm sürüyordu. Bir an nedenszce içlendikten sonra içeri girdim. ilk ne yapacağımı bende bilmiyordum. Gayet açıktı aslında.. gibişmeye gelmiştim ve o da bunun farkındaydı. içimde tuhaf birtakım duygular depreşti. O arada salonda oturmuş açık olan televizyon a göz kestirmiştim. 5 dakikadır ikimizden de çıt çıkmıyordu.. ardından sessizliği bozarcasına : " alkol içer misin ?" Diyerek ayaklandı. Ben de içerim diyince dolaptan şişesiyle beraber 1litre açılmamış beyaz şarap getirdi. Şarabı bitirdik. Hafif olarak ikimizinde kafası güzel olmuştu. Ardından ikinci şişeyi getirdi. Onuda bitirdik. Şunu da belirteyim ki bu kez aynı koltuğa oturmamış, karşılıklı oturuyorduk. Neyse. Bunun kafası çok güzel oldu ve gözlerime çok çok dolu bakışlar atarak soyunmaya başladı.

Belirttiğim gibi beyler ortada bir sorun vardı fakat ikimizde bu sorunu tam olarak netleştirememiştik. Dasha beni kendisine karşı isteksiz olduğumu, bunu da kendi kusuruymuş gibi görüyordu. Bense bahsettiğim bu sorunu tam olarak bilmesem de istemeyerek ya da kabul edememiş olmam dolayısıyla kısacası yedirememiş olmamdan kaynaklı sürekli inkar ediyordum. O inkar ettigim şey ise : yaklaşık 6 7 yıldır TAKiP ettiğim, aynı bir HASTA gibi reddedileceğini bile bile bir insanın peşinden gitmem. Beyler gören görmüştür hikayenin 2.partında belirtmiştim sanırım lisede hoşlandığım ya da aşık olduğum -ergenimsi lise aşklarından itinayla ayrılabilecek düzeydeki- bir kızın gözümün önünde nişanlanması ya da nişanlanacak düzeyde bir ilişki yaşıyor olmasıdır. (Kusura bakmayın imla ve yazım hataları olabilir açıkça söyleyeyim 4 kapak *** içtim üzerine 3 extra içtim mazur görün.) Ve ve ve benim bu bahsi geçen ilişkiyi henüz sindirememiş ve kabullenememiş olmamdır. işte üstte ne yazdığımı tam hatırlayamıyorum ama bahsettiğim inkar buydu.

Kafamın içersindeki ya da daha doğrusu yüreğimin içindeki kopan fırtınalar dolayısıyla dalmış olduğum tv ekranından Dasha'nın "Axğhmet" diyerek ismimi yarım yamalak telaffuz edişiyle ayıldım. Evet adım ahmet.

Sanki çok zor ve güç bir soruymuş gibi çekinerek "Sorun nedir" diyerek ortadaki anlaşılmazlığı ciddi bir adımla aydınlatmaya yöneldi. Belki ikimizde birbirimizden bunu bekliyorduk.

Beyler o an sanki içime atmış olduğum bu sebebini tam olarak bilmediğim fakat son zamanlarda tahmin edebildiğim bazı hisler harekete geçiyordu. Sanki gibişe gelmiş bir abaza gibi değil de içine atmış olduğu yoğun duyguları paylaşabilecek ve beni bu acınası halden kurtaracak insanın (kim olduğu fark etmez.) Karşısındaymış gibiydim. Halbuki öyle değildi. Karşımda belki bir huur vardı ama ben ona sanki beni anlayacak bir ruh dostu gibi görüyordum.

Bu nevi his ve düşüncelerimi atlattıktan sonra dashanın "sorun nedir?" Sorusuna cevap verecektim.

Yarım yamalak rusçamla bahsi geçen hislerimi ortaya koyma kararı almıştım. Sonu ne olursa olsun.. dasha beni evden gibtir etse ya da sanki bir ihanete uğramış gibi hisseyme ihtimalini göz önüne alarak yine de içimi dökmeye başlamıştım. Gözleri 2 kat büyümüş pür dikkat beni dinliyordu ve az önceki sıcak ciksi ve ateşli ortamdan eser kalmamıştı. Bu sırada bi şarap daha getirdi...

Beni yiyip bitiren içimde yarım kallan bir ukteyi ilk kez biriyle paylaşacaktım ve anadilim olan türkçenin dışında bunu nasıl tam olarak anlatacağımı kestirememiştim. Bu nevi aşırıya kaçan sıradışı hislerimi anlatmaya anadilim olan türkçeyi bile yetersiz olarak gördüğüm duygularımı rusça nasıl anlatacaktım ? Biliyorum ekgib kalacaktım ama olsun. Yine de içimden atmaya en azından bir gayret gösterecek, elimden geldiği kadar içimi boşaltacaktım. Bunun bir nevi bana terapi gibi geleceğini hissettim ve dilim döndüğünce koyuldum anlatmaya.. o an biliyordum, karşımdakine büyük bir saygısızlık yapıyordum. Ama benim hayatımı farkedilir şekilde etkileyen bu söz ve fiillerin boşaltımını yapacaktım o yüzden; sabahattin ali'nin deyimiyle : içimdeki şeytanın tasdiğini almıştım bir kere. Ne olucaksa olsun.. diye aklımdan geçirdikten sonra devam ettim dasha'ya dönerek söyleyebildiğim kadarıyla beni dinleyip susmanı söyledim ve sustu. Bana kulak astı:

"Dasha, biliyorum, seni hayal kırıklığına uğrattım ve yapmamam gereken birşeyi yaptım. Öncelikle özür diliyorum fakat içimde yenik düştüğüm bazı hisler var. Senden beni bir dost gibi dinlemeni istiyorum. Lütfen. Öncelikle yaşım 21. Ahmet kayanın dediği gibi 'içimde ölen biri var'. Ve ben bunu kabullenemiyorum. istiyorum ki keşke öyle olmasaydı. Evet. Bahsettiğim bir "kadın". Ama inanıyorum ki diğerlerinden farklı bir kadın ve yaşı henüz 20 olmasına karşın sanki 30 gibi davranıyor/düşünüyor. Samimiyetle söylemek isterim ki beni ona bağlayan şey tamamen güzel olması değil. Evet birçoğuna göre hoş bir kadın. Fakat sana içim sızlaya sızlaya ve rahatsız olmama karşın söylemeliyim ki : ben onu güzel değilken de sevdim. Mesela 3yıl öncesine kadar. Evet o, o zaman güzel değildi. Beni ona bağlayan bazı şeyler var. Nedenini bilmediğim."

Dasha, sana o geceden bahsetmek istiyorum. Diyip lafa başladım : "yıl 2015. Oteldeki işimi bitirmişim ki her zaman oldugu gibi kafam taşak gibi. Onun evinin önünden geçtim ve bu ilk geçişim değildi. Bu bir ilkti. ilk kez onu evinin önünde, arkadaşıyla da olsa görüyordum. Karşı tarafa geçip, taşın üstüne oturdum. Eve gitmesini daha doğrusu arkadaşıyla ayrılmasını bekliyordum. Başbaşa kalmamız gerekli. Romantik olmak gerek sonuçta. ilk kez o müthiş gözleriyle tek başıma karşı karşıyaydım. Yani arkadaşıyla ayrılmıştı anlayacağınız. Arkasından : "Merve!" Diye seslendim. Beni görünce haliyle şaşırdı. Gözlerim yerinden çıkacak düzeyde parlaktı ve eminim ki kafamın güzelliği yansıyordu bedenime. Biliyorum da anladı o gece. Ardından devam ettim. Sağ tarafı göstererek bir şey konuşabilir miyiz dedim. Burda söyle dedi. Burda olmaz dedim. O anı benden başkası hissedemez. Gözleri aynı şu şekil olmıştu " O O ". Bilmiyorum kaç saniye o gözlere kitlendim"

"Ama biliyordum ki o gözlerde bir memnuniyetsizlik vardı. Ve içinde olan o iyimserlik duygularının depreşmesiyle ; direkt arkasını dönmek yerine "burda konuş " demişti. Ondan kesinlikle emindim o an.

Kafam çok güzel