yıl 2010 istanbula amcaoğlunun düğünü için gitmiştik. amcaoğlumun bi tane telefon dükkanı var (dayısına ait dükkan) beni de oraya bırakmışlardı orda duruyim diye, 2-3 gün sonra düğünü olucaktı. temmuz ayındaydık ve aşırı sıcaktı, neyse geldim bunun dükkanına bi yere oturttular beni burda takıl dediler (takıl dedikleri de otur demek) dükkan da pek büyük değil, çok fazla müşteri var ve o atmosfere göre çok sayıda çalışan var. beni hafiften bunaltı basmaya başlıyodu. 3-4 saat sonra bunlar acıktılar ve yemek söyliyceklerdi bana da dediler ne yersin diye tavuk dedim (demez olaydım) o tavuk o gün kabusum olacaktı.. neyse geldi yemekler başladık gömmeye, yedikten sonra "güzel yedik", "iyi yedik" gibi klagib laflar söylendi ve herkes işe kaldığı yerden devam etti. Benim karnıma ağrılar girmeye başladı ama hiç belli etmemeye çalışıyorum, o gün de şansıma kapri giymişim ve alttan alttan soğuk gelmeye başlıyodu, pek aldırış etmedim taa ki altıma sıçtığımın farkına varana dek. evet dükkanın içinde müşterilerin yanında donuma bırakmıştım. neyse ki sessizce sıçmıştım hani böyle sıvı bi şekilde sıçarsınız ya su gibi aynen öyleydi, donup kalmıştım ve ne oldugunu anlamaya çalışıyodum, her şey yolunda gidiyordu oysaki.. şaşkınlıgımı üzerimden attım ve amcaogluna tuvalet nerde diye sordum, asıl her şey orada başlıyordu. girer temizler çıkarım diye zannediyordum ama o kadar kolay olmamıştı. girdim tuvalete, eski püskü bi tuvalet aq peçete desen yok ve züt kadar. tuvalete girdiğimde taklar bacaklarımdan akmaya başlamıştı bile, peçete yok ve bişeyle takları silmem gerekiyordu tam ne yapacagımı düşünürken tuvalet borusunun üstündeki bezi gördüm * aldım bezi ve bacagımı temizlemeye başladım. bacaktaki taklar gitti ama zütümde tonlarca vardı. üstelik leş kokuyodu. çıkardım kapriyi astım boruya ve sıçmaya başladım, lap lap sıçıyorum ama bi yandan da sonumu düşünüyorum, tuvalette cif bile yok dıbınakoyim ben sıçtıkça koku heryere dağılmaya başlıyordu. tam tuvaletin yanında çalışan abi ceset mi yedin hayvan diye bağırmıştı, gururum biraz kırılsa da aldırış etmedim, sıçtıktan sonra bezin kullanılcak halde olmadıgını farkettim ve boxerımı da bu işe dahil ettim boxerla zütümü temizledim ama koku gitmemişti. sıçarken asılı olan kaprime de tak taneleri yapışmıştı. neyse sıçmayı bitirdim ve tuvaleti temizledikten sonra bezi ve boxerı tuvalette biyere sakladım görmesinler diye. planım şuydu : tuvaletten çıkıp amcaoglundan beni eve zütürmesini istemek. ama bu şanssız kardeşinizin başına bişey daha geldi, tuvaletten çıkmaya çalışıyodum ama çıkamıyodum kapı normal kapı değildi, kilidi olan kapılardandı kapıyı açamadım ve amcaogluuu diye bağırdım geldi açtı kapıyı, kapıyı açtıktan sonraki yüz ifadesini hala unutamıyorum asdasdasd dükkandaki spreylerle bi nebze olsun kokuyu gidermek istedi ama nafile.. çorabımda kaprimde tişörtümde tak izleri ve kokusu hala duruyordu, müşteriler azalmaya başlamıştı ve dükkanın sahibi dayısı dükkana gelmişti. utancımdan adam geldiği an köşeye saklandım ve çaktırmadan dışarı çıktım. bugün bitsin diye dua ediyordum.. dayısı bi şişe tuvalet temizleyici ile tekrar dükkana gelmişti ve garibim adam tuvaleti temizlemişti. hemen eve gittik ve evdeki tuvaleti de biraz bombardımanladıktan sonra duş aldım ve kokudan arındım. o günü bi nebze olsun unutmuştum ama 3 gün sonra düğünde dayısıyla göz göze geldik ve bakışlarıyla bana "amk evladı koyun mu kemirdin" dediğini anlamıştım.. size tavsiyem uzak yolculuklarda yanınızda peçete taşıyın ya da çok yemeyin. iyi forumlar