Babam 1.80'e yakın bir boyda, diğer amcam onunla hemen hemen..
Babam 16 yıl taekwondo yapmış gençliğinde, Türkiye 2.liği var.
Öbür amcam dalgıç, rusyada, dubaide dalmış adam, 45 yaşında en son rusyaya gitti sonra kalp krizi falan geçirince bıraktı o işleri, çok içerdi..

Fakat bir tanesi nasıl bir gen kırılmasıysa, 1.60 falan dıbına koyum, 55 kilo tıknaz bişi.

Halam da var ayrıca, kalıplı bir kadın yine, 1.70 boylarında yapılı.

Neyse efenim bu amcam postacı, kendimi bildim bileli postacı hem de..

Hıphızlı yürür, ağzı leş gibi kokar, kulak tüylerinden elvis favorisi çıkar..

Bu pekekent bana mp3 çalar getirirdi ben 12-13 yaşlarındayken.. lan ne ilginç adam bülent ersoy falan dinlerdi.

Fakat çok esrarengiz bu getirdiği mp3 çalarda bir ses kaydı olurdu 23-24 saatlik böyle, dinlerdim ses yok, hep saklamaya çalışırdı onu, birileri giberdi bunu çin yapımı 3 liralık mp3 çalarları satarlardı buna, ondan ona aktartırdı bana sessiz ses kaydını..

huur çocuğu aklıma geldi şimdi, adı da ceyhun dıbına koyum, babaannem de yine kendimi bildim bileli namazında niyazında bir kadın, dedemi de çok severdi be, bayağı severdi, pek göremedim dedemi ben 9 yaşındayken vefat etti ama babaannem çok severdi, babam da hep "benim babam büyük adamdı" der dedem hakkında.

Dedem beni pek sevmezdi, dalgıç olan amcamın çocuklarını daha çok severdi.

Bir keresinde bir yolda yürüyoruz, dondurma alalım dedi dedem, bir elinde kuzenim bir elinde ben.

Bana külah dondurma aldı dedem o zaman, sevinmiştim.
Kuzenimeyse cornetto almıştı.

Yıl 2000 falan, 6-7 yaşlarındayım, 90 sonrası çocukları şimdiki gibi değil, magnumu, cornettoyu yaz boyu görürlerse şanslılardı, dedem hep onları severdi, prensim, prensesim diye.

Dedemi sevmem.

Ha bir de bu dedem bir hesap açmış bu dalgıç amcamın oğluna.. oğlu o hesaptaki parayı 18den sonra kullanabildi tabii, araba aldı kendine direkt.

Dedim ya, dedemi sevmem.

En son o eve, çocukluğumun geçtiği, top oynadığım, düştüğüm, babamdan dayak yediğim, amcamdan tokat yediğim o eve gittiğimde geçen sene bu zamanlardan birkaç ay önceydi.

Babaannemi çok severim ama 2 bayramdır yanına gitmiyorum.
Babamsa didimde, amcamlar ne tak yedi hiçbir fikrim yok.

Öyle sabah sabah aklıma gelmişti, dökmek istedim.

Hep azmederdim çocukken, insanların gözüne girebilmek, kendimi kanıtlayabilmek için kendimi yırtardım.

Sonra vaz geçtim bundan, insanlar ne olursanız olun sizi beğenmeyeceklerdir.
Ceyhun amcam mı?

2 kızı var, evli ikisi de, biri 40'a yakın oldu sanırım, 2 kızı var küçük yaşlarda.

Diğerinin alp arslan adında aslan gibi bir oğlu oldu geçtiğimiz senelerde, şu sıralar 2 yaşlarında falan olsa gerek.

Soba demiriyle döverdi kızlarını bu huur çocuğu.

Kızlarından biri de ağır kaşardı bu arada, çirkin, şişman ve kaşardı.

Neyse, selametle.

Oğlum ne devamı dıbına koyum.
Neyse, az daha bişiler serpiştireyim.
Babam şişecamda çalışmış, anlatır 11 yaşında dekor atolyesine başlamış, 13 yaşında dedem şişecama sokmuş, askere git gel vs şişecam kapanana kadar şişecamda devam.

Hepsi, bütün amcalarım.
Babamın mübalağası var mıdır bilmem ama tam hatırlamıyorum da, tezgahtaymış babam cam üflermiş, yaptığı sürahiler, kollarındaki cam yanıkları hâlâ durur, gösterir.
Diğer amcalarımın yaptığı iş de biraz daha hafifmiş ona nazaran zaten ufak amcam askerliği de yazıhanede yapmış, e adamı da suçlayamazsın şimdi yeterlilik olmayınca napsınlar.

Bütün evlatlar maaş zarflarını açmadan dedeme verirmiş maaşları, içinden dedem harçlık verirmiş..
Ulan tam neye tekabül ediyor bilmiyorum da 3000-4000 mark alırmış babam aylık ve verirmiş.
Evimiz 3 katlı, en üst katı babam askere gitmeden önce şişecamdan aldığı tazminatı dedeme verince dedem yaptırmış..
Ayyaş amcama vermişler en üst katı, babama da söz vermişler bir kat daha çıkılacak sana vereceğiz diye.

En alt katta yaşıyoruz, ben kedilerle yaşıyorum şu anda ve kedileri severim ama babam pek haz etmez.
Nefret etmez ama evde bulunsun istemezler.
Babam amatör balıkçı, kıyı balıkçılığı yapıyor, 2 adet av tüfeğimiz var çocuk yaşlarda bizim oralar daha çayır çimen iken ava gider gelirmiş falan, e balığa gidip gelince de bütün mahalle kedileri toplanıyor..

Ayyaş amcamın evlatları da kedilere pek düşkün, bizim kapının önünde besliyorlar.
Yaz gelince camdan içeri giriyor kediler, babam bu ne amk çocukları diynce benden 4 yaş büyük kız kuzen babama "cdıbını açma o zaman" diye cevap veriyor, aile arası gerilim ilk burada başladı sanırım.

Bizim ev biraz garip bir yerde ve altındaki toprak sürekli kayıyor, bildiğin uçurum gibi bir yerde aq ama tam öyle değil.. tarif edemedim.
Önümüzde de bi ev var ve durumdan şikâyetçi.
Duvar ördürüyoruz, 25 bin liraya falan patlayacak, ayyaş amcam buldu ustaları..

Amcamlar, kuzenler falan hep beraber amelelik yapıyoruz, aşağıdaki çöpleri temizledik cart curt.

1. sene dolmadan duvar yıkıldı..

Ayyaş amcam para istedi tabii ki yeni duvar için, babam da ne parası aq bunu yaptırttın bize ilk yağmurda yıkıldı dedi.
Oradan sonra bir daha pek konuşmadı amcamla babam.

Yıllar önce babamın anlattığıyla söylüyorum mevzu neydi hatırlamıyorum.
Dedem, babaannem ortamdayken ayyaş amcam babama tokat atıyor, babam ellerini arkaya bağlıyor, vur diyor.
Babamın abisine saygısı vardı, ne kadar pis bir insan olsa da.

Gel zaman git zaman çatı tadilata giriyor, birkaç ay sürüyor tadilat.
Tadilat bitince yukarıları geziyoruz, ayyaş amcamın evinde bir merdiven var.. ahşap, üst kata çıkıyor?
Kat değil ama benim dedemin prensine bir oda yapılmış işte üst kata..
Dedem yaşamıyor o zaman, bu olay 2009da falan oluyor sanırım, dedem 2003de bu dünyadan göçmüş durumda.

Tabii benim dünya gibime minare zütüme 2009 yılında, 15 yaşındayım, lise başlamış, yeni insanlar, ortaokul ve ilkokul ezikliğini atıyorum üstümden, lisede popülerdim, evet popiydim.

Minik amcamın huur kızıyla ablam huur kız doğum gününde çok istedi diye taksime gidiyorlar..
anne baba ayrı o zaman, onlar da dedemin ölümünden 1 ay sonra ayrıldı, annem 23 nisan 2003 yılında evi terk etti.

Taksime gittiklerini minik amcam haber alıyor.. anneannemlerde yaşıyor annem o ara.
Minik amcam kızını da alıp evi basıyor..
Sen benim kızımı niye kötü yollara bulaştırıyorsun cart curt diye.
Annem minik amcamdan 10 santim uzun..
Kolları 2 katı aq.

Karşı karşıya geliyorlar, babamlarla gelmişim ben de anneannemlere, ablam banyoya kilitlemiş kendini, 17 yaşında henüz.
Annem amcamı duvara itiyor, amcam olduğu gibi gidiyor, daha fazla gururunu incitmek istemeyip birkaç tehdit savurup çekip gidiyor..

Ablam o zamandan sonra annemle yaşamaya başlıyor.

Ben bu sırada lisede tökezliyorum.
2 senenin toplamında 180'e yakın gün devamsızlıkla.
Okulu seviyorum, okula gitmiyor değilim.
insanların çevremde olması çok hoşuma gitmiş durumda, kantinden çıkıp derse gitmiyorum.
Yine de 5 zayıfım var, sınıfta kalıyorum.

Babam o sıra emekli oluyor, 2010 haziranda emekli oldu galiba.
Çocukluk arkadaşı doğalgaz taahhüt işinde.
Babamı formaliteden müdür olarak işe alıyor, işleri organize ediyor, iş bağlıyor babam.
Çevresi geniştir, zerzevatçı köyünü bilen varsa istanbulda, oranın bütün doğalgaz işini babam yaptı.

Beni işe sokuyor orada, oradayken pek iş yok.
15 gün dükkanda takılıyorum, yerleri süpür, sabah simit falan ye, pek bir gib yok.
15 günün sonunda babam daha gelmemi istemiyor, çalıştıramıyor ki dıbına koyum.

Bu arada ablam benim okuduğum okuldan bazı kızlar tarafından bıçaklanıyor kavgada.
Kırık bizim aile boylu boyuna, bir tane normal insan varsa huur çocuğuyum.
Saçları punk yapıyor her sabah, kaşında piercingi ile okula gidiyor..

Bir gün öğretmenlerden biri ablamın saçını çekiyor, tokasını alıyor, mal diyor.
Annem okulu basıyor.
Hocayı dava ediyor..
Davayı kazanıyorlar.

Olm ben buraya hikaye anlatmaya gelmedim..
Buraya öyle aklıma gelmişti pekekentler yazayım bir dedim, hayatımda pek renk yok lan benim :(
Yine de dinlemek isteyenler için olanları anlatıcam biraz daha bir şey çıkar sonra da biter zaten amk.

Dolayısıyla ablam da okuldan atıldı..
Ben de ikinci senemde arkadaş çevremi kaybettim, sadece geçen seneden kalan birkaç arkadaş, pek bir taku değiştirmedi, bu seferde bu beni bir depresifliğe sürükledi ve derslere yine girmedim.

ikinci sene de bitti.
Bütlere falan kaldım, girdim sınavlara, derslerim kötüydü eyvallah da bir tak bilmediğimden değil.
Bütlerde doldurdum bütün kağıtları, en çok aklıma kimya sınavım takıldı, 9 soru yaptım, 9.
Ve en az 4-5'inden emindim.
Arkadaşım 0 aldım, 0 üzerinden 0.

itiraz ettiğimdeyse "ilçe milli eğitime dilekçe ver" dedi huur çocuğu müdürümüz.
Yaşım 16 idi, vermedim tabii, çok da gibime yani.
Okul bitti, bu sefer iş yapan bir doğal gazcıya girdim..
Çalıştım, yoruldum, inşaatta çalıştım.
Oradan çıktım berberde çalıştım.
Parkecide çalıştım.
Doğal gazcıya geri döndüm.
Oto tamircisinde çalıştım.

Doğal gaz işi yapan ya da inşaat halinde yapılışını gören varsa, doğal gaz bacası için kullanılan makineyi görmüşlerdir, 25 kilo bir huur çocuğu ve bir duvarı delerken 100 litre su harcıyor huur çocuğu makine, en azından o gün deldiğimiz duvar çok sertti ona çok gitti diyeyim.
Aralık ayında 13 katlı inşaata 16 yaşında bir çocuk 25 kiloluk makineyi çıkartıyor ve bir damacanayı aşağıdaki musluktan doldurup doldurup yukarı geri çıkartıyor.

16 yaşındayım.
Çocuğum.
Üşüdüm.
Ve hasta oldum, hiç olmadığım kadar kötü, 1 hafta çıkamadım yataktan.
Zaten oto tamircisine oradan sonra girmiştim.

zapatistamg'nin 16 yaşındaydım ve ağır abazaydım hikayesi aklıma geldi şimdi..
Bu başlıkta kadınlarla yaşadığım ilişkilere hiç değinmeyeceğim.
Orada zapa ayakkabı tamircisindeki hislerini yazarken, kendi hislerim aklıma gelmişti, aynı şeyleri yaşamıştık.

Lastik söküp takmayı birkaç minik şeyi öğrendim oto tamircisinde, yağ değiştirme, filtre değiştirme, buji değiştirme gibi minik şeyler, 4 ay çalıştım orada totalinde zaten.

Açıktan okumaya devam ediyordum bu arada, ben oto tamircisinde çalışırken ablam evlendi.
Babam da evlendi.
Babamın evlendiği kadının da eski eşinden 6 yaşında bir oğlu vardı, hadi ama ben kötü de bir insan değilim, kötü davranmadım çocuğa hiç.
Halamdan birkaç kez tehdit yedim, kadına hiç saygısızlık yapmadım, kötü davranmadım ve öyle ki o da bana karşı kendi annemden daha iyi oldu diyebilirim.
Yemek istediğim şeyleri sorar yapardı, temiz bir kadındı, hiç kötü davranmadı bana, hiç üveymişim gibi değil.

Kadıköyde bir benzincide çalışmaya başladım yıllar sonra, yıl 2014.
Çalıştım orada da, güzel insanlar tanıdım, kadıköy dolmuşçularından eren abiyi tanıyan varsa bilir, taşaklı bir adamdır.

Bu pekekent, söz gelimi değil..
pekekentliğe başladı bir süre sonra amk, bir gece yine gece vardiyasındayım, 2 hatunla gelmiş, nasıl diyo yollayayım mı birini sana?
Yok dedim abi eyvallah kalsın ben hastalık istemem.
Sigara içer konuşurduk eren abiyle, şu an benim olduğum yaşlardan biraz fazlaydı sanırım.
Mavi gözlü, az ilerdeki sitelerden birinde güvenlik olan 50lerinde, ince uzun bir abi vardı.. adını hatırlamıyorum ama hemen her gece uğrardı laflardık, muhabbeti güzel bir adamdı.

Markette 3 kişiydik, biri müdürün arkadaşı, diğeri müdürün mahallelisi bir kadın!
Kadınlardan iş hayatında korkun.

Gece vardiyasını sürekli bana yazarlardı, sabahçı olduğum zamanlarda..
Gececi için dolabı doldurturdu müdür denen huur çocuğu.
Gececi olduğum zamansa kimseye dolabı doldurtmazdı yine ben doldururdum.
Doğum günüm yaklaştı, 10 haziran doğum günüm.
izin vermedi.
istifa ettim.

Minik amcam dedim ya.. çok döverdi çocuklarını.
Bunun büyük kızı, 40lara yakın olanı şimdi evli, umarım mutludur.
Kapalı kendisi, tesettürlü.
Zamanında evli bir adamla ilişki yaşadı, daha genç yaşlardayken, 20lerindeyken.

Onun ardına çıktı şimdiki enişte..
Pazarcıydı, anlının teriyle kazanıyordu parasını.
Bizim minik amca da vermem diye tutturdu, sigortasız adama kız vermem diye.. lan senin kızın mı var?
Karıyı evli adam çatır çutur gibmiş, dümdüz etmiş hâlâ vermem diyosun..

Neyse, öyle böyle ikna edildi verdiler.

Sandığa kaşar kardeşi oturdu da, kapıyı dedemin prensi kuzenle biz tuttuk.
20 lirayı görünce bayrağı bırakmıştım direk, kendimi hâlâ kötü hissederim.
Kolay değil, 10 yaşındayım, 5 magnum parası o.

Çocukluk işte.

Küçükken birileri kapıda beklemeden sıçamazdım, biri illa kapıda bekleyecek, arada yoklardım orada mısın diye..

Örümceklerden de çok tiksinirim, yine 5-6 yaşlarımda sıçıyorum bir güzel, köşede bir örümcek gördüm.
Sıçmadan çıktım tuvaletten dal daşak.
Odaya doğru yürürken acaip kakam geldi, kapı eşiğinin orada babama bakıp "baba sıçıyorum babaaaa" diyerek bıraktım emaneti öyle orta yere.
Hâlâ toplanıldığı zaman taşağı geçilir.